BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/663 Esas 2019/202 Karar Sayılı İlamı
Esas No: 2018/663
Karar No: 2019/202
Karar Tarihi: 26.03.2019
BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/663 Esas 2019/202 Karar Sayılı İlamı
T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/663 Esas - 2019/202
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2018/663 Esas
KARAR NO : 2019/202
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/04/2018
KARAR TARİHİ: 26/03/2019
K. YAZIM TARİHİ: 22/04/2019
Yukarıda tarafları yazılı davanın Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; davalıya ait dükkanda kiracı olduğunu ancak işlerinin kötü gitmesi nedeniyle işyerini kapatmak zorunda kaldığını, işyerinin fiilen feshi sırasında sular idaresine olan su tüketim borcu nedeniyle davalı ile aralarında bono imzaladıklarını, daha sonra işyerine ait su borcunu ödediğini ancak davalı tarafın yanında olmadığını söyleyerek bonoyu iade etmediğini, davalıya güvendiğinden dolayı bonoyu daha sonra iade etmesinde bir sakınca görmediğini, takibe konu bononun teminat olarak alındığına dair davalı ile aralarında tutanak imzaladıklarını, kendisinin işyerini kapatalı uzun zaman olduğunu, davalının bugüne kadar kendisinden aldığı teminat içerikli bonoyu iade etmediğini ve daha sonra kötü niyetli olarak bu bonoyu haksız icra takibine koyarak tahsil cihetine gittiğini, kendisi hakkında başlatılan icra takibine itiraz ettiğini ancak icra müdürlüğü tarafından itirazının takibin bonoya dayalı olması nedeni ile yanlış itirazda bulunduğundan dolayı itirazının kabul görmediğini, davalının kötü niyetli olarak ve kendi el yazısı ile teminat olarak alındığını samimice ikrar etmesine rağmen tahsile koymasının sebebsiz zenginleşmeye ve haksız kazanç elde etmeye yönelik bir tutum olduğunu belirterek, hakkında başlatılan takibin dava sonuna kadar teminatsız olarak tedbiren durdurulmasını ve dava sonunda takibin iptaline ve % 20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, 21/05/2018 tarihli dilekçesiyle borçlu olmadığının tespitine dair karar verilmesini talep ettiğini bildirmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili davalı ile davacı arasında kira ilişkisinin bulunmadığını, davacının müvekkili davalının haberi olmadan binayı işgal ederek oturan kişi olduğunu, dosyada yer alan 13/08/2014 tarihli taahhütnamede davacının belirtmiş olduğu adresin de doğru olmadığını, bu durumun dahi davacının kötü niyetli davrandığını ortaya koyduğunu, ayrıca mahkeme tarafından 19/04/2018 tarihli tensip tutanağının 12. maddesinde kira sözleşmesinin aslını ibraz etmesi için davacıya iki haftalık süre verilmesine karar verildiğini ancak müvekkili davalı ile davacı arasında bir kira ilişkisi bulunmadığı için davacının kira sözleşmesinin aslını dosyaya ibraz etmesinin mümkün olmadığını, müvekkili davalı ile davacı arasında 21/09/2014 düzenleme tarihli teslim tutanağında, teminat senedi olarak verildiğine dair herhangi bir ibarenin bulunmadığını, davacının iddia ettiği gibi samimice ikrar ettiği beyanının da söz konusu olmadığını, icraya konu edilen senet borcunun davacı tarafça ödenmediğini, müvekkiline verilip icraya konu edilen senedin sadece su borcu için alınmadığını, davacının atölyeyi işgal etmesi nedeniyle ecrimisilden kaynaklanan borcunu da kapsadığını belirterek, haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddini, davacının % 20'den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Ankara Batı .... Sulh Hukuk Mahkemesinin 21/06/2018 tarih ... E.-K. sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verilerek gönderilen dosya mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilmiştir.
Dava, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı takip dosyasına konu bonoya dayalı menfi tespit talebine ilişkindir.
Ankara Batı İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı takip dosyası dosya arasına celp edilmiştir.
Davacı, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyasıyla takibe konu edilen, keşidecisi ..., lehtarı...olan, 13/08/2014 keşide 20/09/2014 ödeme tarihli, 10.000,00 TL bedelli bononun, davacıya ait olan ve kendisinin aralarında bir kira ilişkisi bulunmadan kullandığı dükkanın (iş yeri) su borcuna karşılık teminat olarak düzenlendiğini, bu senetten dolayı davalıya borçlu olmadığını iddia etmekte, davalı ise bu senedi ecri misil bedeli olarak davacıdan aldığını, su borcuyla bir ilgisinin bulunmadığını ve davacının senet bedelini ödemediğini savunmaktadır.
6102 Sayılı TTK.'nın 776/1-b maddesine göre bono "kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödemek vaadini" ihtiva etmelidir. Ödenmesi (tahsili) şarta bağlanmış bir senet bono niteliğinde sayılamaz. Bononun taraflar arasında düzenlenmiş bir sözleşme nedeniyle verilmiş olması (teminat senedi gibi) halinde, sözleşmenin karşılıklı edimleri içermesi nedeniyle senet bedelinin tahsilinin gerekip gerekmeyeceği yargılamayı gerektirir. Bu durumda senet kayıtsız şartsız bir ödeme vaadini içermediğinden bono vasfında olmaz ve anılan senede dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü yol ile takip yapılamaz.
Öte yandan teminat senedi itirazında dayanak bononun hangi ilişkinin teminatı olduğunun yazılı bir belge ile ispatlanması zorunludur. (HGK.'nun 14/03/2001 Tarih ve 2001/12-233 sayılı - yine HGK.'nun 20/06/2001 Tarih ve 2001/12-496 sayılı kararları)
Takip dayanağı senedin teminat senedi olduğu iddiasının, hangi ilişkinin teminatı olduğu senet üzerine yazılmak suretiyle ya da takip dayanağı senede açık atıf yapan İİK'nun 169/a-1. maddesinde yazılı nitelikte bir belge ile ispatlanması gerekmektedir (HGK'nun 06.03.2013 tarih ve 2012/12-768 E., 2013/312 K. ve 20.06.2001 tarih ve 2001/12-496 sayılı kararları).
Eldeki davada, takip dayanağı senedin hangi ilişkinin teminatı olduğu senet metninde belirtilmemiştir. Dava ve takibe konu bononun teminat senedi olduğunu ileri süren ve söz konusu bononun neyin teminatı olarak verildiğini ispat yükü kendisine düşen davacı, bu iddiasını ispata yönelik olarak dava dilekçesi ekinde 21/09/2014 tarihli ve "Teslim Tutanağı" başlıklı yazılı belgeyi sunmuştur. Bu belgedeki imzanın kendisine ait olduğu davalının da kabulündedir. Taraflar arasında düzenlenmiş, davaya konu bono dışında 10.000,00 TL bedelli başkaca bir bononun varlığına dair bir iddia ve bunu ispata yönelik olarak sunulmuş herhangi bir delil bulunmamaktadır. Bu durumda 21/09/2014 tarihli belgede sözü edilen bononun davaya konu bono olduğu ortadadır. 21/09/2014 tarihli ve "Teslim Tutanağı" başlıklı yazılı belgede açıkça "...Su borcuna karşılık olarak daha önce verilen 10.000-TL senet karşılık olarak bırakılmıştır. Su borcu ödendikten sonra senet teslim edilecektir...." ifadelerine yer verildiği görülmektedir. Bu ifadelerden takip ve davaya konu bononun davacıya ait olan ve "... Caddesi No:154" adresinde bulunan işyerinin birikmiş su borcuna karşılık teminat olarak düzenlendiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davaya konu bononun teminat senedi olduğunu ileri süren davacının bu iddiasını yazılı delille ispat ettiği sonuç ve kanaatine varıldığından davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacıyı menfi tespit davası açmaya zorlaya takibin haksız ve kötü niyetli olduğu yönünde mahkememizde bir kanaat oluşmadığından davacının tazminat talebi reddedilmiştir.
Açıklanan nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasıyla takibe konu olan 13/08/2014 düzenleme, 20/09/2014 ödeme tarihli 10.000,00 TL bedelli keşidecisi ..., lehtarı...olan bonodan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, koşulları oluşmadığından davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 683,10 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 647,20 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacıdan dava açılırken tahsil edilen 16,50 TL başvurma harcı, 35,90 TL peşin harç olmak üzere toplam 52,40 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacının yargılamada yapmış olduğu 112,00 TL posta ve tebligat ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı ve davalının yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.26/03/2019
Katip Hakim
e-imza e-imza
