Esas No: 2020/11975
Karar No: 2022/4746
Karar Tarihi: 16.03.2022
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2020/11975 Esas 2022/4746 Karar Sayılı İlamı
5. Hukuk Dairesi 2020/11975 E. , 2022/4746 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini, birleştirilen dava uğranılan zararın TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini için açılan ilk davada saklı tutulan bölümün tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı Hazine vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Asıl dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini, birleştirilen dava uğranılan zararın TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini için açılan ilk davada saklı tutulan bölümün tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamı gereğince inceleme ve araştırma yapılarak davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; 1982 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında dava konusu Binkılıç Mahallesi, 2321 parsel sayılı 8200/m² yüzölçümündeki taşınmazın tarla niteliği ile Hasan Kartal adına tespit ve tescil edildiği, 11/01/2005 günü davacılar tarafından satın alındığı, Orman Yönetimi tarafından açılan dava sonucu Çatalca 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/398 E. - 2011/260 K. sayılı kararıyla 5278,51 m² yüzölçümlü kesiminin orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı gerekçesiyle tapu kaydının iptaline karar verildiği, kararın Yargıtay denetiminden geçerek 06/04/2012 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 03/11/2014, birleştirilen ek davanın 17.02.2020 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tapu kaydı mahkeme kararı ile iptal edilen arazi niteliğindeki dava konusu taşınmaza net geliri esas alınarak değer biçilmesinde ve TMK'nın 1007. maddesi gereğince açılan davada davacının zararının oluştuğunun kabulü ile bedelin davalı Hazine’den tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1- Davalı Hazine'nin harçtan muaf olduğu gözetilmeksizin karar harcından sorumlu tutulması,
2- Asıl dava ile birleştirilen ek dava aynı hukuki nedene dayalı olarak açıldığından, davacı lehine toplam bedel üzerinden tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, asıl ve birleştirilen davalar yönünden ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi,
Doğru değil ise de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden,
Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının;
a) Asıl ve birleştirilen davalar yönünden 2 ve 3 numaralı bentlerinin ayrı ayrı hüküm fıkrasından çıkartılmasına, yerine (Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacı tarafından yatırılan asıl ve birleştirilen dosya için yatırılan peşin harçların ve asıl davada yatırılan ıslah harcının istek halinde davacıya iadesine, davacı tarafından asıl dava yönünden yapılan toplam 4.025,80 TL yargılama gideri ile birleştirilen dava yönünden yapılan toplam 38,00 TL yargılama giderinin davalı Hazine'den alınarak davacıya verilmesine,) cümlesinin yazılmasına,
b) Asıl ve birleştirilen davalar yönünden vekalet ücretine ilişkin 4 numaralı bentlerinin ayrı ayrı hüküm fıkrasından çıkartılmasına, yerine ( Davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca toplam tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 19.565,42 TL vekalet ücretinin davalı Hazine'den alınarak davacılara verilmesine,) cümlesinin yazılmasına,
Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, 16/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.