21. Hukuk Dairesi 2018/495 E. , 2018/7081 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
KARAR
A)Davacı İstemi:
Dava, sigorta başlangıç tarihinin 01.11.1980 olduğunun istemine ilişkindir.
B)Davalı Cevabı:
Davalı ... vekili özetle; hak düşürücü süre itirazında bulunduklarını, davacının talebi ile ilgili Kurumun yaptığı işlemin doğru olduğunu, herhangi bir eksiklik bulunmadığını, prim ödeme gün sayıları ile sigorta primlerini gösteren kayıt ve belgelerinin kuruma bildirilmesi mecburiyetinin işverene ait olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
İlk derece mahkemesince ; “.... işe giriş bildirgesi verilmiş olmasına göre hak düşürücü sürenin söz konusu olmadığı, davacı adına 01.11.1980 tarihinde işe başlamayı gösteren ilk işe giriş bildirgesi verildiği, işe giriş bildirgesinin verilmesinin tek başına bir kişinin çalıştığını ispatlamayıp kişinin çalıştığının karinesi olduğu, bu karinenin duruşmada dinlenen tanık beyanları ile de doğrulandığı, dinlenen tanıklar bordro tanığı veya komşu iş yeri tanığı değil ise de, bordro tanıklarının tümünün öldüğünün anlaşılması, yazışmalara rağmen komşu iş yeri tanığı tespit edilememesi karşısında iş yeri dosyasının iz ve imhasından davacının sorumlu tutulamayacağı, kurum kayıtlarına intikal eden işe giriş bildirgesi bulunması, ilgili iş yerinin talep konusu tarihte kanun kapsamında olduğunun belirlenmesi ve davacı sigorta sicil numarasının 1980 yılı serilerden olduğunun anlaşılmasına göre davacının işe giriş bildirgesinin yanında eylemli olarak çalıştığını da ispat ettiği kanaati ile işe giriş bildirgesi verilen güne ilişkin olarak davacının sigortalılık başlangıç tarihinin tespitine yönelik davasının kabulüne karar vermek gerekmiş, açılmamış sayılmasına karar verilen talep yönünden ön inceleme aşamasında davanın takipsiz bırakılmış olması vekalet ücreti takdirinde gözetilmiş, bu düşünce ve kanaatlerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle
“1-a)Hizmet tespiti davası yönünden DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
b) Hizmet başlangıcının tespiti yönünden davanın KABULÜ ile, Davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 01.11.1980 tarihi olduğunun tespitine,” karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu;
Davalı Kurum vekili istinaf dilekçesinde, işe giriş bildirgesinin verilmiş olmasının yeterli bulunmadığını, Kurumun bir kusuru olmadığını ileri sürmektedir.
D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
Bölge Adliye Mahkemesince ""....davacının kimlik bilgilerini içerir, yasal süresinde Kuruma intikal etmiş ve sahteliği de ileri sürülmeyen işe giriş bildirgesi, başlangıç tarihine dair değerlendirmenin 506 sayılı Kanunun geç. 54. Maddesine de uygun bulunması ile dinlenen tanıklarının beyanlarından, dava konusu işe başlama tarihinde fiili çalışmanın kanıtladığı da görülmekle, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından,” gerekçesiyle
“ Davalı Kurum vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK"nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, ” karar verilmiştir.
E)Temyiz:
Davalı Kurum vekili “ Sadece işe giriş bildirgesinin varlığı çalışmanın ispatı değildir. Eksik incelemeyle hüküm kurulmuştur. ” gerekçeleriyle temyiz yoluna başvurmuştur
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 108.maddesinin 1. fıkrasında; " Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı kanunlara veya bu kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihtir." hükmü düzenlenmiştir.
Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin Yasa"nın belirlediği biçimde (506 sayılı Yasa"nın 2. maddesi ve 5510 sayılı Yasa"nın 4/a maddesi) eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Yasa"nın 6. maddesi ile 5510 sayılı Yasa"nın 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu bakımdan davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığının yöntemince araştırılması gerektiği ortadadır. Fiili veya gerçek çalışmayı ortaya koyacak belgeler, işe giriş bildirgesiyle birlikte 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesinde belirtilen sigortalının gün sayısını, kazanç durumunu, çalışma tarihleriyle birlikte ortaya koyan aylık sigorta gün bilgileri ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 17. maddesinde belirtilen 4 aylık prim bordroları gibi Kuruma verilmesi zorunlu belgelerdir. Yöntemince düzenlenip süresi içerisinde Kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alınmış olduğunu gösterirse de fiili çalışmanın varlığının ortaya konulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez. Sigortalılıktan söz edebilmek için, çalışmanın varlığı, Yargıtay uygulamasında 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesine dayalı sigortalılığın tespiti davaları yönünden kabul edilen ilkelere uygun biçimde belirlenmelidir. Zira, sigortalılığın başlangıcına yönelik her dava sigortalılığın tespiti istemini de içerir. Aksine düşünce, özellikle yaşlılık aylığının kabulü için öngörülen sigortalılık süresi yönünden çalışanlar ile çalışmayanlar arasında adaletsiz ve haksız bir durum yaratır. Bu nedenle, işe giriş bildirgesinin verildiği ancak yasal diğer belgelerin bulunmadığı durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Bu tür davalar yalnızca bir günlük çalışmanın tespitinden ibaret olarak görülmemeli, bir günlük çalışmanın kabulü ile saptanacak sigortalılık başlangıcının sigortalıya sağlayacağı sigortalılık süresi ile birlikte kazandıracağı haklar dikkate alınmalı ve giriş bildirgesi ile birlikte eylemli çalışmanın bulunup bulunmadığı özellikle belirlenmeli, buna göre dönem bordrosunda yer alan ve davacının talep ettiği tarihte çalışması mevcut tanıklar ile gerektiğinde komşu işyerleri çalışanları olduğu kayıtlarla ya da kolluk yolu ile yaptırılacak araştırma ile belirlenen kimselerin beyanlarına başvurulmalı, sonucuna göre karar verilmelidir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 04/04/1964 doğumlu davacının, 01/11/1980 tarihinde 16 yaşında olduğu ancak bu tarihin 506 sayılı Kanunun 60/G maddesinin yürürlük tarihinden önce olması nedeniyle uygulanamayacağı, 01.11.1980 tarihli işe giriş bildirgesinin, ... sicil numaralı,... ... ünvanlı işyerinden 11.03.1981 tarihinde Kuruma verildiği, davacının sigorta sicil numarasının 1980 yılı serilerinden olduğu, ... sigorta sicil numaralı Nebi Tokgönül adına tescilli lokanta işyerinin 01.03.1979 - 21.09.1981 tarihleri arasında yasa kapsamında olduğu,anılan işyerinden 1980/2-3 dönem bordrosu verildiği, 3 bordro tanığından ikisinin ölü olduğu, diğerinin ise dinlenemediği, davacının abisi ve abisinin arkadaşının tanık olarak dinlendiği,
davacının hizmet cetvelinde sigortaya giriş ve ilk prim ödeme tarihinin 01.11.1992 tarihi olduğu, Kurumdan ve Emniyetten komşu işyeri araştırması yapıldığı ancak tespit edilemediği, eylemli çalışma olgusunun yeterli ve gerekli bir araştırmayla sağlıklı bir biçimde belirlenmeden davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece yapılacak iş; talep tarihinde 16 yaşında olan davacının öğrenim durumunu araştırmak, dinlenemeyen bordro tanığını dinlemek , bunun mümkün olmaması halinde,komşu işyeri tanığı araştırmak, Kurumdan, Belediye"den ve Vergi Dairesinden sorulmak suretiyle ayrıca zabıta marifetiyle sağlıklı bir araştırma yaptırılarak komşu işverenler veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlarını tespit etmek, çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, bu işyerlerinde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanlarının sigorta kayıtlarını SGK’dan getirterek beyanlarının içeriğini sorgulamak, işe giriş bildirgesinin aslını Kurumdan getirterek imzanın davacıya ait olup olmadığını bilirkişi marifetiyle tespit etmek, çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/8. maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, Bölge adliye Mahkemesince davalı SGK vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurulması gerekirken, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı kaldırılmasına ve ilk derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
G)SONUÇ:
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 04/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.