13. Hukuk Dairesi 2015/17102 E. , 2017/2914 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı ... adına kayıtlı olan taşınmazı satın alma konusunda 30.12.2008 tarihinde 105.000,00 TL bedel ile anlaştıklarını, sözleşme uyarınca bedelin 500,00 TL"sini peşin, 25.000,00 TL"si için araç devri, geriye kalan 79.500,00 TL yi tapu devrinde taşınmaz üzerinde bulunan ipotek bedeli düşüldükten sonra ödemeyi taahhüt ettiğini, banka tarafından ipotek borcunun aylık 2.594,56 TL olmak üzere toplam 36.500,00 TL olduğunun, kalan 14 aylık taksidin ödenmesi halinde ipoteğin kaldırılacağının bildirildiğini, ipotek borcunun son taksidini 2010 Şubat ayında ödediğini, ancak banka tarafından ipotek borcunun ticari krediden kaynaklanması nedeni ile borcun sona ermesinden sonra kaldırılacağının bildirildiğini, bu nedenle bankaya 08.02.2012 de 46.152,00 TL daha ödemek zorunda kaldığını bu paranın ihtar tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve mütesilsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir
Davalı banka, ..."ye kredi verdiklerini, kredi bağlamında taşınmaz üzerine 100.000,00 TL bedelli maksimal ipotek tesis edildiğini, davacı yanın taşınmazı satın aldığını ve ipoteğin kaldırılmasını talep ettiğini, bu bağlamda ..."nin 116.473,00 TL borcu bulunduğunu ve bu borç kapatılmadıkça ipoteğin fek edilemeyeceği hususunun davacıya bildirildiğini, davanın görevli mahkemede açılmadığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ... davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davalı ... Aş. yönünden davanın reddine, davanın diğer davalı ... yönünden kabulü ile, 46.152,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte adı geçen davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir.
1-6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi;mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı yasanın 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
Bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığı tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir.
Somut olayda davacı davalı ...’den 30.12.2008 tarihinde 105.000,00 TL bedel ile bir taşınmaz satışı hususunda anlaştıklarını, sözleşme uyarınca bedelin 500,00 TL sini peşin, 25.000,00 TL si için araç devri, geriye kalan 79.500,00 TL"yi tapu devrinde taşınmaz üzerinde bulunan bankadan miktarı öğrenilen 36.500,00 TL ipotek bedeli düşüldükten sonra ödemeyi taahhüt ettiğini ve edimini yerine getirdiğini, ancak ödemeler tamamlandıktan sonra bankaya ipoteğin kaldırılması için 08.02.2012 de 46.152,00 TL daha ödemek zorunda kaldığını iddia ederek fazladan yaptığı ödeme nedeniyle sebepsiz zenginleşen davalılardan bu paranın müştereken ve müteselsilen tahsili gerektiğini iddia etmiş, davalılar davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece işin esasına girilerek davalı ... Aş yönünden davanın reddine, davanın diğer davalı ... yönünden kabulü ile, 46.152,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte adı geçen davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Ancak davacı ile davalı arasındaki ilişkinin 6502 Sayılı Yasa Kapsamında kalıp kalmadığı dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılamamaktadır. Davalı ...’nin taşınmaz alım satım işi yapıp yapmadığı dosyadaki belgelerden tespit edilemediği gibi, davacı tarafından davalı ...’den satın alınan taşınmaz üzerine banka tarafından ipotek konulmuş ise de bunun genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan bir ipotek olduğu anlaşılmıştır. Böyle olunca mahkemece davacı ile davalı arasındaki ilişkinin 6502 Sayılı Yasa kapsamında kalıp kalmadığının araştırılması ve bu yasa kapsamında kalması halinde davanın esasına girilerek bir karar verilmesi, kalmaması halinde ise görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli asliye hukuk mahkemesine gönderilmesi gerekirken görev yönünden yeterli araştırma yapılmadan ve mahkemenin görevli olduğu kesin olarak belirlenmeden davanın esası hakkında bir karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 27,70 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.