12. Hukuk Dairesi 2014/12495 E. , 2014/15597 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Gaziantep 1. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 07/03/2014
NUMARASI : 2014/108-2014/121
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Öncelikle belirtilmelidir ki; harç, yapılan bir hizmet karşılığı olarak devletin aldığı paradır. Medeni Usul Hukukunda olduğu gibi, icra hukukunda da harç ve giderler sonuçta haksız çıkan tarafa yükletilir.
492 Sayılı Harçlar Kanunu’nun 28/b maddesine göre, tahsil harcı, alacağın ödenmesi sırasında yatırılan paradan tahsil edilir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 15. maddesi ise, kanunda tersine hüküm bulunmadıkça, bütün harç ve masrafların borçluya ait olduğunu, bunların neticede ayrıca hüküm ve takibe hacet kalmaksızın borçludan tahsil olunacağını öngörmektedir.
Harçlar Kanunu’nun 32. maddesine göre, ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf ödeyebilir ve ödenen bu para sonuçta ayrıca bir isteğe gerek olmaksızın hükümde nazara alınır.
Değinilen bu kanun hükümlerine göre, tahsil harcının sorumlusu daima borçludur (İcra ve İflas Kanunu, md.15). Bu harcın, Kanun (492 Sayılı Harçlar Kanunu, md.28/b) gereği icra dairesince alacağın ödenmesi sırasında yatırılan paradan tahsil edilmesi, sorumlusunun borçlu olduğu yönündeki düzenleme bakımından sonuca etkili değildir; borçlunun söz konusu sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Borçlunun borcu, yatırılan paradan kesilerek ödenen tahsil harcı kadar devam edeceğinden, alacaklının kesilen harç miktarı kadar takibe devam hakkı vardır. Yani, alacaklı, gerçekte borçlunun sorumluluğu altında bulunan ve ancak yatırılan paradan kesilen tahsil harcını borçludan alma hakkına sahiptir. Zaten alacağın tamamı karşılanana kadar tahsilata devam edilir.
Bu düzenlemelere paralel olarak; Hukuk Genel Kurulu"nun 22/09/2004 tarih ve E:2004/12-491 K:2004/413 sayılı kararında da, paranın tahsili anında Devletin harçla ilgili kaybını önlemek ve Harçlar Kanunu’nun 128. maddesindeki memur mesuliyetini azaltmak amacı ile ilerde borçludan alınmak üzere, tahsil harcının, alacaklıya ödeme yapıldığı sırada alacaklıdan alınacağı belirtilmiştir.
Diğer yandan; 5230 Sayılı Yasanın 11.maddesinde "4603 Sayılı Kanuna tabi bankalarca yeniden yapılandırma sürecinde açılmış veya açılacak dava ve takipler sonuçlandırılıncaya kadar 492 Sayılı Harçlar Kanunu"nun 2, 23 ve 29.maddeleriyle 2548 Sayılı Cezaevleri ile Mahkeme Binaları İnşaası Karşılığı Olarak Alınacak Harçlar ve Mahkumlara Ödettirilecek Yiyecek Bedelleri Hakkında Kanunun 1.maddesi hükmü uygulanmaz. İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinde teminat şartı aranmaz. Bankaların mahkeme ilamını alması ve tebliğe çıkarması işlemlerinde karşı tarafa yükletilmiş olan harcın ödenmiş olması şartı aranmaz"hükmü yer almaktadır.
Görüldüğü üzere, 5230 Sayılı Yasa"nın 11.maddesinde belirtilen muafiyet, 492 Sayılı Harçlar Kanunu"nun tahsil harcına ilişkin 28. maddesini kapsamamaktadır.
Somut olayda, alacaklı bankanın borçlu aleyhine yaptığı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibinde taşınmazın alacağa mahsuben alacaklı bankaya ihale edilmesinden sonra, ihale bedeli üzerinden tahsil harcı kesildiği görülmektedir. Yukarıda açıklanan kanun hükümleri karşısında, icra müdürlüğünce ihale bedeli üzerinden tahsil harcı alınmasında yasaya uymayan bir yön yoktur. Bu durumda, mahkemece açıklanan yasa hükümleri gereğince tahsil harcına ilişkin şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile bu husustaki istemin reddine karar verilmesi isabetsiz ise de; sonuçta şikayetin redddine karar verildiğinden tahsil harcı bakımından verilen ret kararı sonucu itibarı ile doğrudur.
Öte yandan 2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanunu"nun 68. maddesinde; tellallık harcını, mal ve ürünlerini satan gerçek ve tüzel kişilerin ödemekle yükümlü olduğu belirtilmiştir. Bu durumda, harcın sorumlusu ihalede malı satılan borçludur. Bu harç borçluya ait ise de, onun adına bu harcı yatıran alacaklı daha sonra herhangi bir hükme gerek olmaksızın bu parayı borçludan geri alabilir.
Tellaliye harcı 2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanunu gereği alınmakta olup, alacaklı bankanın tellaliye harcından muaf olduğuna ilişkin bir yasal düzenleme de bulunmadığına göre; Mahkemece, telallık harcı ile ilgili şikayetin bu gerekçelerle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu konudaki şikayetin kabulüne karar verilmesi isabetsiz ise de, bu husus temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır.
SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK."nun 366. ve HUMK. 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), harç alınmasına yer olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.