Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/1934
Karar No: 2018/2374
Karar Tarihi: 27.03.2018

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/1934 Esas 2018/2374 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalılar aleyhine açılan ortaklığın giderilmesi davasında, borçlu ortak olan kişinin alacaklısı tarafından açılan davanın, icra hakiminden yetki belgesi alınmadan veya yetkisi olmayan icra müdürünün verdiği yetki belgesine dayanılarak açılması halinde, davacı tarafa icra hakiminden yetki belgesi almak üzere süre verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davasında, bütün paydaşların yer alması zorunludur. Borçlu ortağın alacaklısı tarafından açılan davalarda birden fazla taşınmaz dava konusu edilmiş ise, borçlu ortağın payına düşecek değerin tespit edilerek borca yetecek kadar taşınmazın ortaklığının giderilmesine karar verilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Ayrıca, Tarım arazileri Bakanlıkça belirlenen büyüklüklerin altında ifraz edilemez, hisselendirilemez ve Hazine taşınmazlarının satış işlemleri hariç olmak üzere pay ve paydaş adedi artırılamaz şeklinde düzenleme yapıldığı belirtilmiştir. Kanun değişikliğinden kaynaklanan durumun usuli kazanılmış hak oluşturmadığı ifade edilmiştir.
14. Hukuk Dairesi         2016/1934 E.  ,  2018/2374 K.

    "İçtihat Metni"

    ....
    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 16.06.2011 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13.11.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ..... Kooperatifi, davalılar..... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, İİK"nın 121. maddesi uyarınca alınan yetki belgesine dayalı olarak açılan ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
    Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili .... olan 148.323, 85TL alacağını tahsil edememesi nedeniyle başlattığı icra takibi dolayısıyla ... 27. İcra Müdürlüğünün 2007/2360 Esas sayılı takip dosyasından gönderilen ödeme emrine borçlu tarafından itiraz edilmediğini ve takibin kesinleştiğini, borçlunun payı olan taşınmazlar üzerine haciz konulduğunu, bu taşınmazların..... 160, 161, 233, 605, 620, 726, 727, 728, 730, 735, 736, 738, 753, 754 parsel sayılı taşınmazlar olduğunu, müvekkili tarafından haciz konulan müşterek mülkiyete konu taşınmazlar üzerinde borçlu.....şecek paydan alacağın tahsilini sağlamak üzere ..... 16. İcra Hukuk Mahkemesi"nin 2011/46 Esas ve 2011/234 sayılı Kararı ile ortaklığın giderilmesi davacı açmak için yetki belgesi alındığını, alacağının tahsil edilebilmesi amacıyla dava konusu taşınmazlarda ortaklığın giderilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı....ooperatifi vekili, davalı....vekili davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece davanın kabulüne, ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.
    Hükmü davalı ....Kooperatifi vekili, davalı ..... temyiz etmişlerdir.
    Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
    Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. HMK"nın 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
    Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
    Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
    Diğer taraftan; Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK"nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir.
    Borçlunun elbirliği halinde ortak olduğu taşınmazlarda borçlu ortağın alacaklısı İcra Hakimliğinden İcra İflas Kanununun 121. maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir. Bunun için icra hakiminden yetki belgesi alınması zorunludur. İcra hakiminden yetki belgesi almadan doğrudan doğruya veya yetkisi olmayan icra müdürünün verdiği yetki belgesine dayanılarak dava açılması halinde dava hemen reddedilmeyip davacı tarafa icra hakiminden yetki belgesi almak üzere süre verilmelidir.
    İcra mahkemesinden alınan yetkiye dayalı olarak açılan davalarda kural olarak borçlu ortağın mülkiyet hakkının elbirliği mülkiyetine konu olması gerekir.
    Borçlu ortağın alacaklısı tarafından açılan davalarda birden fazla taşınmaz dava konusu edilmiş ise icra takibine konu borç miktarına göre dava tarihi itibariyle taşınmazlardan borçlu ortağın payına düşecek değerin tespit edilerek borca yetecek kadar (sayıda) taşınmazın ortaklığının giderilmesine karar verilmesi, fazlaya ilişkin istemin reddi gerekir.
    Bu şekilde açılacak davalarda borçlu ortak (paydaş) dahil tüm ortakların (paydaşların) davaya dahil edilmeleri zorunludur.
    5578 sayılı Kanunla değiştirilen 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8. maddesi gereğince bölünemez büyüklükteki tarım arazilerinin mirasa konu olmaları ve üzerlerinde her ne sebeple gerçekleşmiş olursa olsun birlikte mülkiyetin mevcut olması durumunda bu arazilerin ifraz edilemeyeceği, payların 3. şahıslara satılamayacağı, devredilemeyeceği hükmü mevcutken, 5403 sayılı Kanunun 8. maddesinde 30.04.2014 tarihli ve 6537 sayılı Kanunun 4. maddesi ile yapılan ve 15.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren değişiklikle "Tarım arazileri Bakanlıkça belirlenen büyüklüklerin altında ifraz edilemez, hisselendirilemez. Hazine taşınmazlarının satış işlemleri hariç olmak üzere pay ve paydaş adedi artırılamaz...." şeklinde düzenleme yapıldığından artık asgari tarımsal arazi büyüklüklerinin altındaki arazilerde de payın üçüncü şahıslara satışı ve devri mümkün hale gelmiştir.
    Bu durum kanun değişikliğinden kaynaklandığından usuli kazanılmış hak da oluşturmaz.
    Somut uyuşmazlıkta; dosyadaki bilgi ve belgelerden dava konusu taşınmazların paylı mülkiyet hükümlerine tabi olduğu, borçlu ..... müstakil payı bulunduğu, davacının bir kısım taşınmazlarda paydaş olan..... mirasçısı olduğu, ancak, bu pay bakımından İcra Hukuk mahkemesinden alınan yetki bulunmadığı anlaşılmıştır.
    Borçlu....müstakil payı bulunduğundan, tarım arazilerine ilişkin 5403 sayılı Kanunun 8. maddesinde yapılan değişiklikle pay satışı mümkün hale geldiğinden, dava konusu taşınmazlardaki payın haczi ve satılması mümkün olduğundan davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğundan söz edilemez. Ayrıca, dava açıldıktan sonra 5403 sayılı Kanunun 8. maddesinde değişiklik yapıldığının, yargılama giderlerinin takdirinde dikkate alınması gerektiğinin de düşünülmemesi de doğru değildir.
    Açıklanan nedenlerle mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 27.03.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
    ....


    ....

    Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi