17. Hukuk Dairesi 2016/6936 E. , 2019/2300 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; 22.03.2014 tarihinde sürücüsü ve işleteni ... olan aracın karıştığı tek taraflı trafik kazasında müvekkillerinden ..."ın babası ve ..."ın desteği ve eşi olan ..."ın vefat ettiğini, kazada araç sürücüsünün tamamen kusurlu, müteveffanın ise kusursuz olduğunu, kazaya karışan aracın davalı şirkete zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalandığını belirterek davacıların destekten yoksun kalma zararlarının belirlenerek, dava tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Birleşen davada davacılar vekili; ..."ye ait araç sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi nedeniyle yaptığı kaza sonucu davacıların murisi..."ın hayatını kaybettiğini, aracın zorunlu trafik sigortasının davalı şirket tarafından yapıldığını, bu nedenle davacıların destekten yoksun kalma zararlarının belirlenerek dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davacılara ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili asıl ve birleşen davada; dava öncesinde davacının müvekkil şirkete müracaatı olmadığı için müvekkilinin temerrüde düşmediğini, Adli Tıp Kurumu"ndan kusur raporu alınması gerektiğini, müvekkil şirketin sadece dava tarihinden itibaren faizden sorumlu tutulabileceğini ve bu faizin yasal faiz olması gerektiğini, müteveffanın kazanın meydana geldiği sırada emniyet kemeri takmamasından dolayı müterafık kusuru olduğunu, dava konusu kazada hatır taşıması bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kabulü ile poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla ... için 194.294,75 TL"nin dava tarihi olan 01/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, ... için 15.341,20 TL"nin dava tarihi olan 01/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, birleşen dosyadaki davanın kabulü ile poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla ... için 178.375,54 TL"nin dava tarihi olan 01/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, ... için 51.622,41 TL"nin dava tarihi olan 01/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm asıl ve birleşen davada davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre asıl ve birleşen davada davalı ... vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde sözkonusu olan müterafik kusur Borçlar Kanunu"nun 44. maddesinde (6098 sayılı TBK md. 52) düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması sözkonusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir.
Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesi"nin 11/05/2015 tarihli raporunda, müteveffalar ... ve..."ın, araçta yolculuk yapan diğer şahıslarla birlikte alkol aldıkları, araç sürücüsünün alkollü olduğunu bildikleri halde bu araca kendi istekleriyle bindikleri, bu vesileyle kendi yaralanma ve ölümleriyle neticelenen kazada etkenliklerinin olduğu, kendi ölümleriyle neticelenen olayda her birinin %10 (yüzde on) oranında kusurlu olduklarının tespit edildiği anlaşılmış, mahkemece %10 müterafık kusur indirimi yapılarak belirlenen tazminata hükmedilmiştir. Mahkemece müteveffaların müterafık kusurunun bulunduğunun kabulü yerinde ise de, indirimin yetersiz olduğu da savunulmaktadır. Somut olayın özelliği dikkate alındığında, belirlenen zarardan % 10 oranında yapılan indirim Dairemiz yerleşmiş içtihatları göz önüne alındığında yukarıda açıklaması yapılan BK"nın 44. maddesinde belirtilen uygun ölçülerin altında olmuştur. Bu itibarla, %20 oranında bir indirim yapılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-Davalı ... vekili, müteveffaların hatır için taşındığını savunmuştur. Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda BK"nın 43. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hakim tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir. O halde mahkemece, bu savunma üzerinde durularak, taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı gibi olayın özel şartları gözönüne alınarak araştırma ve inceleme yapılması, BK.nun 43. madde hükmüne göre tazminattan indirim yapılıp yapılmayacağı karar yerinde tartışılması, sonucuna göre hüküm tesisi gerekmektedir.
Dosya kapsamından sürücü ... ve müteveffa... ile ...’nin arkadaş oldukları, karakol ifade tutanaklarına göre, birlikte eğlenmek için yola çıktıkları, yolda bira alarak içtikleri anlaşılmaktadır. Araçta bulunan diğer şahıs ...’un beyanları da hatır taşıması olduğunu ispat eder niteliktedir. Buna göre mahkemece somut olayda hatır taşımasının varlığı kabul edilerek hesaplanan tazminattan Dairemiz uygulamasına göre %20 oranında indirim yapılması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile hatır taşıması olmadığının kabul edilmesi isabetli olmamıştır.
3-Davalıya sigortalı araç özel araç olup, asıl zarar verenden istenilemeyecek ticari temerrüt faizinin, onun sorumluluğunu üstlenen davalı sigortadan da istenemeyeceği, dolayısıyla bu aracın haksız eyleminin de TTK"nın 3. maddesi uyarınca ticari iş niteliği taşımamasına, bu durumda da bu davalıdan ancak yasal faiz istenebileceğine, bu davalının hukuki sorumluluğunu üzerine alan davalı ... şirketinden de ancak aynı oranda temerrüt faizi istenebileceğine göre, davalı ... bakımından istem gibi ticari işlerde öngörülen avans faizine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davada davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2), (3) ve (4) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davada davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden asıl ve birleşen davada davalıya geri verilmesine, 28/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.