22. Hukuk Dairesi 2017/25595 E. , 2019/22016 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin haklı neden bulunmaksızın ve bildirimsiz olarak işverence feshedildiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatları ile davacıya ödenmediğini ileri sürdüğü bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar Cevaplarının Özeti:
Davalı ... Belediye Başkanlığı vekili; zamanaşımı husumet itirazında bulunmuş, dava konusu alacaklardan müvekkilinin sorumluluğunun olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... Yerel Yönetimler Gaz. Paz. İnş. Tur. Nakl. Rekl. Taah. Tic. ve San. A.Ş. vekili; davacı iddialarını kabul etmeyerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece; toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı Belediye Başkanlığı vekilinin tüm, davalı ... vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Taraflar arasında, davacının yıllık izin ücreti alacağının miktarı noktasında uyuşmazlık vardır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 31. maddesinde hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir şeklinde düzenleme yapılarak hakime yargılama sonunda doğruya ulaşma görevini yüklemiştir. Anayasamızın 141. maddesine göre, yargı basit, çabuk ve ucuz gerçekleşmelidir. Devlet yargının basit, ucuz ve çabuk gerçekleşmesi için gerekli düzenlemeleri yapmak durumundadır. Zira hakkın tanınması ve korunmasındaki gecikmeler, hukuk devleti ilkesi ile uyumlu değildir, adil yargılanma hakkını ihlâl eder. Bu sebeple yargılama sonucunda ulaşılacak hüküm, doğru, gecikmemiş ve kendisinden beklenen etkiyi gösteren bir niteliğe sahip olmalıdır. Bundan dolayı belirsiz vakıaların açıklattırılmasına, eksikliklerin hâkim tarafından işaret edilerek taraflarca giderilerek yargılamanın uzatılmasının önüne geçilmesine ilişkin hâkimin davayı aydınlatma yükümlülüğü bulunmaktadır. Usul hukukunda bu yükümlülüğün anlamı, doğru hüküm kurulmasıdır. Bu hususta yapılacak bir inceleme içinse, tarafların iddialarını eksiksiz ve zaman, yer gibi somut unsurlarıyla tam bir açıklık içinde yargılamaya getirmeleri gerekmektedir.
Somut olayda davacı vekili süre belirtmeksizin davacının yıllık izin haklarının kullandırılmadığını iddia etmiştir. Mahkemece, davacının toplam hizmet süresince 12 yıllık dönemde hiç izin kullanmadığı kabul edilerek yıllık ücretli izin alacağı hüküm altına alınmıştır.
Mahkemece, davacının davayı somutlaştırma yükü (HMK m.194), hakimin de davayı aydınlatma yükümlülüğü (HMK m.31) bulunduğu göz önüne alınarak, davacının 12 yılı aşkın çalışma süresi boyunca hiç yıllık izin kullanmaması hayatın olağan akışına ters olduğundan, davacının beyanı alındıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3- Somut uyuşmazlıkta; hükme esas alınan ikinci ek bilirkişi raporunda banka kayıtları ile ödendiğinin kanıtlanamadığı gerekçesiyle 2010, 2011 ve 2012 yıllarına ilişkin hesaplanan asgari geçim indirimi alacağı mahkemece hüküm altına alınmıştır. Davalı yanca sunulan temyiz itirazına konu davacının 2012 yılına ilişkin ücret bordrolarının incelenmesinde; anılan yılın tüm dönemine ilişkin ibraz edilen bu bordroların tamamında asgari geçim indirimi tahakkuklarının bulunduğu görülmektedir. Ücret bordrolarının davacının imzasını içermesi ve imzaya itirazın da bulunmaması karşısında, 2012 yılı asgari geçim indirimi alacağına yönelik isteğin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yönünde hüküm kurulması isabetsizdir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 02.12.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.