22. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/24572 Karar No: 2019/22015 Karar Tarihi: 02.12.2019
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2016/24572 Esas 2019/22015 Karar Sayılı İlamı
22. Hukuk Dairesi 2016/24572 E. , 2019/22015 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti: Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesini 15 yıl sigortalılık ve 3600 gün prim ödeme gün sayısını doldurduğundan yaş dışındaki koşulları sağlaması nedeniyle feshettiğini belirterek kıdem tazminatı ile davacıya ödenmediğini iddia ettiği bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece; toplanan deliller ve bilirkişi raporlarına göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Temyiz: Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir. Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Taraflar arasında tazminata esas çalışma süresi hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Somut olayda; davalı işyerinde bisküvi imalat (üretim) işçisi olarak görev yapan davacının çalışmalarının davalı işverence 23/01/2003- 27/01/2007, 25/04/2007- 03/05/2010, 03/10/2011- 18/07/2014 tarihleri arasındaki üç dönem halinde kuruma bildirildiği görülmektedir. Hükme esas alınan kök bilirkişi raporunda, davacının tazminata esas çalışma süresi belirlenirken, ilk ve ikinci çalışma dönemlerinin kıdem tazminatına hak kazanamayacak şekilde sonlandırıldığı kabul edilerek son dönem çalışması üzerinden kıdem ve ihbar tazminatlarının hesap edildiği anlaşılmaktadır. Ancak söz konusu kabulün dosya içeriği ile örtüşmediği anlaşılmaktadır. Dava dilekçesinde, işe girerken ve çalışma sırasında işçilerin birçok boş kağıda imza attıkları ifade edilmiş, aynı mahiyetteki birçok dava dosyasında aynı mahkemece, işe girerken boş kağıda imza alınması yönünde bir işyeri uygulamasının bulunduğu kabul edilmiştir. Nitekim Dairemizce de, işbu dosyada olduğu gibi özel ve ailevi nedenler gerekçe gösterilerek sunulan istifa dilekçesi üzerine mahkemece haklı nedene dayalı işçi feshinin mevcut olduğuna dair hüküm kurulan kararların onandığı anlaşılmaktadır (Örneğin 2016/10748 Esas). Dosya içeriğine göre; davacının imza itirazında bulunduğu ilk çalışma dönemine ilişkin 27.01.2007 tarihli dilekçenin belge aslı olmaması sebebiyle üzerinde imza incelemesinin yapılamaması karşısında, taraf iddia ve savunmaları da nazara alındığında, bu dönemin kıdem tazminatına hak kazanamayacak şekilde sonlandırıldığının kabulü hatalı olmuştur. Öte yandan, yapılan imza incelemesi sonucunda 03.05.2010 tarihli istifa dilekçesi üzerindeki imzanın davacının eli ürünü olduğu hususu açıklığa kavuşturulmuş ise de, yukarıda belirtilen işyeri uygulaması nazara alındığında, bu dilekçenin davacının serbest iradesi mahsulü olmadığı anlaşılmakla, söz konusu dönemin de kıdem tazminatına hak kazanamayacak şekilde sonlandırılmadığının kabulü gerekirken, her iki çalışma dönemine yönelik hatalı değerlendirme ile tazminata esas sürenin hesabı isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 02.12.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.