Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/214
Karar No: 2017/6952
Karar Tarihi: 16.10.2017

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/214 Esas 2017/6952 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi         2016/214 E.  ,  2017/6952 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi,gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacı vekili, davalının,davacıların murisi ..."den alacağı olduğu iddiasıyla 02.02.2003 tanzim tarihli 02.06.2005 vade tarihli 70.000.000.000 TL bedelli bono için icra takibi başlattığını, davalı tarafından icra takibine konu edilen bononun tanzim ve vade tarihinin murisin öldüğü 21.02.2006 yılından önce olduğunu, murisin sağlığında yasal süreci başlatmayan davalının kötüniyetli olduğunu, takibe konu bononun sonradan doldurulduğunu, davalı ile murisin herhangi bir ticari ilişkisinin olmadığını belirterek, icra takibine konu bonodan borçlu olmadığının tespiti ile bononun iptali, aksi kanaatte olunması halinde muris terekesi borca batık olduğundan mirasın kendiliğinden reddedilmiş sayılacağını bu nedenle yapılan icra takibinin iptalini, davalı aleyhine %40 tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, bononun mücerret borç ikrarı olduğunu, aksinin yazılı delille ispatlanması gerektiğini, bono üzerindeki imzanın murise ait olduğunun tespit edildiğini, davacılara zaman zaman ödünç para verdiğini, bononun uzun süre bulunamadığı için takibe konulamadığını savunarak, davanın reddi ve davacılar aleyhine % 40 tazminata hükmedilmesini istemiştir.Asli müdahil, davalıya mirascı sıfatıyla borcu olmadığını, murisin yaptığı inşaattaki katkı bedellerinden kaynaklı mirascılar arasında anlaşmazlık çıkması nedeniyle davalının bonoyu miras payının teminatı olmak üzere baskıyla aldığını, tanzim edildiği tarihte murisin sağlıklı olmadığını belirterek, bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacının temelde bir hukuki ilişkinin varlığını kabul ettiği, davacılar ve asli müdahil, davalıya şahsi borçlarının olmadığı gibi, kök murisleri..."in de borçlu olmasının olasılık dahilinde bulunmadığını belirterek, borcun varlığını inkar ettiği, bu durumda ispat külfetinin davalı durumunda olmasına karşılık alacaklıya düştüğü, davalının davalı ile aralarındaki hukuki ilişkinin varlığını yazılı delille ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş,hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, davalı tarafından icra takibine konu edilen,...(muris) tarafından düzenlenen 70.000.000.000 TL bedelli 02.06.2005 vade, 02.02.2003 tanzim tarihli senet nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine ilişkindir.Senet borçlusu ... 21.02.2006 tarihinde vefat etmiştir. Mirasçıların davacılar ..., ..., ... ile dava dışı... ... ... ve asli müdahil ... olduğu veraset ilamından anlaşılmaktadır.Muris ...in terekesi iştirak halinde olup mirasın paylaşıldığı veya terekeye mümessil atandığına dair dosya içerisinde bilgi ve belge bulunmamaktadır.İştirak halinde mülkiyette mirasçıların terekeye ait bir mal, hak, borç veya alacaktan yalnız kendi payına düşen kısım için dava açamaz. Çünkü bir mirasçının iştirak halindeki pay üzerinde tasarrufta bulunma yetkisi yoktur. Bu durumda mahkemece davacılara, murisin diğer mirascılarının da davaya katılmaları veya terekeye mümessil tayin ettirmeleri konusunda süre verilerek dava şartı oluşturulduktan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde dava şartı yerine getirilmeden karar verilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 16/10/2017 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
    KARŞI OY YAZISI
    El birliği halindeki mülkiyette(MK md 581,630, TMK md.640,702) miras şirketinin (terekenin) tümünü ilgilendiren davaların bütün mirascılar tarafından birlikte açılması gerektiğine ilişkin genel kural ve istisnaları terekeye ilişkin davalar hakkındadır.Buna karşılık terekeye ilişkin olmayan davaları her mirasçı kendi haklarına dayanarak yalnız başına açabilir.Tereke ile ilgili olup, konusu para alacağı olan davaların da bütün mirasçılara karşı açılması zorunlu değildir.Bir mirasçıya karşı da alacak davası açılabilir.Çünkü mirasçılar murisin borçlarından müteselsilen sorumludur (MK md.582.,TMK md.684) ve alacaklı alacağın tümünü mirasçıların (müteselsil borçluların) birinden veya birkaçından isteyebilir. (BK md.142,TBK md.163) Bu durumda davalı konumundaki mirasçılar arasındaki ilişki ihtiyari dava arkadaşlığıdır.Murisin yaptığı bir borçlanmanın hükümsüzlüğünün tespiti(borçlu olunmadığının tespiti ve senet iptali) istemi tereke adına bir istek olmayıp,mirasçının borçtan kurtulmak amacına yönelik şahsi dava niteliğindedir.Bu nedenle öteki mirasçılarla birlikte yada miras şirketine temsilci atanarak dava açılması söz konusu değildir.(HGK 03.06.1964 2/3-310) Bu durumlar karşısında saygıdeğer çoğunluğun dava şartı noksanlığı bulunduğu yönündeki tespitine ve bunun giderilmesine yönelik bozma kararına muhalifim.16.10.2017




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi