3. Hukuk Dairesi Esas No: 2019/6141 Karar No: 2019/10485 Karar Tarihi: 24.12.2019
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/6141 Esas 2019/10485 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2019/6141 E. , 2019/10485 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki asıl davada menfi tespit, birleşen davada itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı-birleşen davanın davacısı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı (birleşen davada davalı) , Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nde açtığı dava ile; kaçak su kullanımdan kaynaklanan fatura borcundan dolayı sorumlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkemenin; davanın kısmen kabulüne ilişkin kararının, Dairemizin 03.11.2016 tarih ve 2016/14382 esas, 2018/12444 karar sayılı ilamı ile taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari dava mahiyetinde olup uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek görevsizlik kararı verilmiştir. Bu aşamada davacı (asıl davada davalı) tarafça, 16.05.2016 tarihinde aynı fatura borcuna dayalı olarak itirazın iptali davası açılmış ve 26.12.2017 tarihinde verilen karar ile dosyanın iş bu dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir. Görevsizlik kararın kesinleşmesi üzerine, (asıl ve birleşen) davanın yargılaması görevli Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından yürütülmüş ve 25/12/2018 tarihli ve 2017/854 Esas, 2018/917 Karar sayılı karar ile asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir. İş bu kararın, davalı-birleşen davada davacı vekili tarafından emyiz edilmesi üzerine dava dosyası temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiştir. 6100 sayılı HMK"nun 373/4 maddesi; "Yargıtayın bozma kararı üzerine ilk derece mahkemesince bozmaya uygun olarak karar verildiği takdirde, bu karara karşı temyiz yoluna başvurulabilir." hükmünü, Geçici 3/2 maddesi; "Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/9/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. Bu kararlara ilişkin dosyalar bölge adliye mahkemelerine gönderilemez." hükmünü içermektedir. Yukarıda açıklanan yasa maddelerinin düzenleniş amacı, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlara karşı Yargıtay yoluna başvurulmasını ve karar kesinleşinceye kadar kanun yolu denetiminin Yargıtay tarafından yapılmasını sağlamaktır. Diğer bir anlatımla, Yargıtay’ ın verdiği bozma kararları üzerine verilen kararların tekrar Yargıtay denetiminden geçmesi, başka bir deyişle Yargıtay kararının istinaf yolu ile denetlenmesinin önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Somut uyuşmazlıkta; Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin kararı hakkında bozma kararı verilmiştir. Bu aşamadan sonra, görevli Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından esasa ilişkin yargılama yapılıp, karar verilmiştir. Aleyhine kanun yoluna gidilen karar, Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin kararı olup, bu karar ile ilgili olarak Yargıtay’ın bir denetimi söz konusu değildir. Bu itibarla, 25/12/2018 tarihinde verilen ve daha önce Yargıtay denetiminden geçmeyen kararın kanun yolu denetimi "İstinaf" olup, görevli mercinin Bölge Adliye Mahkemesi olduğu anlaşıldığından, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere ilk derece mahkemesine İADESİNE, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24/12/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.