14. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/2504 Karar No: 2018/2365 Karar Tarihi: 27.03.2018
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/2504 Esas 2018/2365 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2016/2504 E. , 2018/2365 K.
"İçtihat Metni"
.... Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 08.09.2014 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın satış yoluyla giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 04.09.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, 08.09.2014 tarihli dilekçesi ile İİK"nın 121. maddesi uyarınca alınan yetki belgesine dayalı olarak borçlu davalı ... hissesinin bulunduğu 4597 (30200 m2 tarla) ve 4710 (7500 m2 bağ cinsli) parsel sayılı taşınmazlarda ortaklığın giderilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, borca yetecek miktar dikkate alınarak her iki taşınmazda ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davalı borçlu ... temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre dava konusu ve davalılar adına elbirliği mülkiyet şeklinde 4597 no"lu parsel yönünden temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir. 2- Dava konusu 4710 parsel yönünden yapılan incelemede ise; Borçlunun elbirliği halinde ortak olduğu taşınmazlarda borçlu ortağın alacaklısı İcra Hakimliğinden İcra İflas Kanununun 121. maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir. Bunun için icra hakiminden yetki belgesi alınması zorunludur. İcra hakiminden yetki belgesi almadan doğrudan doğruya veya yetkisi olmayan icra müdürünün verdiği yetki belgesine dayanılarak dava açılması halinde dava hemen reddedilmeyip davacı tarafa icra hakiminden yetki belgesi almak üzere süre verilmelidir. İcra mahkemesinden alınan yetkiye dayalı olarak açılan davalarda kural olarak borçlu ortağın mülkiyet hakkının elbirliği mülkiyetine konu olması gerekir. Paylı mülkiyete konu taşınmazlarda borçlunun payı alacaklı tarafından doğrudan haczedilebileceğinden davacı tarafın bu davanın açılmasında hukuki yararı yoktur. Somut olaya gelince, dosyada mevcut tapu kayıtlarına göre, dava konusu 4710 parsel sayılı taşınmazlarda borçlu ..."nın müşterek payının bulunduğu anlaşılmıştır. Borçlu paydaş ..."ya ait payın müstakilen haczi ve satışı mümkün olduğundan taşınmaz ile ilgili alacaklı tarafından ortaklığın giderilmesi davası açılamaz. Dava konusu taşınmaz paylı mülkiyete tabi olduğundan mahkemece, 4710 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ..."nın 4597 no"lu parsel yönünden temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA; taşınmaz malın satış bedelinden payına düşecek paranın % 011,38 oranında hesaplanacak onama harcından peşin alınan 27.70 TL"nin mahsubu ile bakiyesinin temyiz edene yükletilmesine; (2) no"lu bentte açıklanan nedenlerle 4710 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 27.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.