11. Ceza Dairesi 2017/1120 E. , 2018/1529 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
Sanık hakkında, 2006 yılIında “sahte fatura düzenlemek” suçundan açılan kamu davası hakkında karar verilmemiş ise de, mahallinde zamanaşımı süresi içinde karar verilmesi mümkün görülmüştür.
1-Sanığın mükellefiyet tarihi olan 29.09.2006 tarihinden sonra düzenlediği tüm faturaların mal hizmet ifasına dayanmayan sahte faturalar olduğunun iddia edildiği ve 2007 yılındaki eyleminin sabit görülmesi ile mahkûmiyetine karar verildiği davada; sanığın “suç tarihinde akaryakıt alış satış işi yapardım, ben aracı düzeyindeydim, işyerim Kocasinan"daydı, aldığım akaryakıt siparişine göre tanker kiralıyordum ve aldığım akaryakıtı sipariş aldığım yere tankerle teslim edip faturasını kesiyordum, zaten hem alışım, hem de satışım faturalıydı,...bütün faturalar gerçek alış ve satışa aittir.” şeklindeki savunması, UYAP sorgulamasına göre, dairemizin 2017/9463 E. sayılı dosyasında, ... Nakliyat Petrol Ürünleri İnş. Tic.Turizm Ltd. Şti. yetkilisi ..."ın, 2006 ve 2007 takvim yıllarında sanık ... "dan da sahte fatura alarak kullandığının iddia edildiği dava ile bu dava arasında hukuki - fiili bağlantı bulunması ve faturaların dosya kapsamında bulunmaması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından, sözü edilen dava dosyasının getirtilerek incelenmesi, gerektiğinde her iki davanın birleştirilmesi, aksi halde hükme esas olabilecek belgelerin onaylı örneklerinin bu dosya içine konulması, bu dava ile davanın birleştirilmesi; her takvim yılı için suça konu fatura asıllarından kanaat oluşturacak sayıda temin edilip, dosya arasına konulmasından sonra incelenerek, 213 sayılı Yasanın 227. maddesinin 3. fıkrasındaki düzenleme de gözetilip, aynı yasanın 230. maddesinde öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi, faturaları kullanan başkaca şirketler hakkında da karşıt inceleme yapılıp yapılmadığının ve kamu davası açılıp açılmadığının araştırılarak, açıldığının tespiti halinde dava dosyasına intikali sağlanarak ayrıntılı özetinin tutanağa geçirilmesi ve bu davayı ilgilendiren bilgi ve belgelerin onaylı örneklerinin alınarak dosyaya konulması, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim ve tesellüm belgeleri, bedelinin ödendiğine dair ticari teamüle uygun, kanıtlama yeterliliği olan banka hesapları ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgeler, faturaları kullananların yeterli mal girişi veya üretimi olup olmadığı da dikkate alınarak faturaları kullanan şirketler ile sanığın müdürü olduğu şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde gerekli görülmesi halinde karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılması sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabule göre;
a-Sanığın, 2007 yılı içinde, “çok sayıda fatura düzenlemek” eylemi sabit görülmesine rağmen, TCK"nın 43. maddesinin uygulanmayarak, sanık hakkında az ceza tayini,
b-Mahkum olduğu uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasındaki yazılı hak yoksunluklarına hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinin, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 21.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.