15. Ceza Dairesi 2017/28644 E. , 2020/11231 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : 1- Nitelikli dolandırıcılık suçundan beraat,
2- TCK.nın 204/1, 211, 62/1, 50/1, 52/2-4 maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm O yer Cumhuriyet savcısı tarafından, resmi belgede sahtecilik suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafiii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılanın yaptığı alışveriş karşılığı sanığa 1.000 TL bedelli senet verdiği, sanığın borç miktarının yazılı olduğu kısıma 1 rakamını ekleyerek 11.000 TL yaptığı, akabinde asıl alacak miktarı 2.650 TL olmak üzere Kırıkkale 3. İcra Müdürlüğü"nün 2012/232 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığı, katılanın bir kısım mallarını haciz ettirdiği, bu şekilde sanığın nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği iddia edilen olayda;
1- Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın beraatine ilişkin O yer Cumhuriyet savcısının temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanığın savunmalarında katılandan 2.650,00 TL alacağının olduğunu, bu nedenle de 2.650 TL üzerinden icra takibi başlattığını belirtmesi, katılanın sanığın bu savunmasını doğrular nitelikte sanığa toplamda 2.650 TL borcunun olduğunu beyan etmesi, Kırıkkale 3. İcra Müdürlüğü"nün 2012/232 takip sayılı dosyasında suça konu senedin 11.000,00 TL"lik senet olduğu, 2.650,00 TL"lik kısmı için icra takibinin yapılmış olduğu, dosya kapsamına göre dolandırıcılık suçunun unsuru olan sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanma olgusunun olayda gerçekleşmediğinin anlaşılması karşısında; sanık hakkında verilen beraat hükmünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, O yer Cumhuriyet savcısının, eylemin suç teşkil ettiğine ve mahkemenin çelişkiye düştüğüne ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
2- Resmi belgede sahtecilik suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin sanık müdafinin temyiz talebinin incelenmesinde;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 30.03.1992 gün ve 80/98 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, mağdurun önceden verdiği açık ya da örtülü rıza üzerine onun imzasını taklit ederek kullanan failde, mağdura zarar vermek bilinci bulunmayacağından kastın varlığının ileri sürülemeyeceği, bu rızaya dayanarak başkasının yerine imza atan kimsede sahtecilik suçu yönünden kastının varlığı kabul edilemeyeceği göz önünde bulundurularak somut olay incelendiğinde; katılanın 17.06.2014 havale tarihli dilekçesinde; sanığın kendisinin verdiği muvakafata dayalı olarak ve huzurunda “1“ rakamını eklediğini belirtmesi, sanığın katılanla aralarında gerçekleşen alışveriş kapsamında senet aldığını, alacak miktarının 2.650 TL olduğunu kabul etmesi ve katılan aleyhine 2.650 TL. bedel üzerinden icra takibini başlattığının dosya kapsamına göre sabit olduğu, sanığın, bu ticari ilişki sürecinde katılana yönelik haksız menfaat temin etmeye yönelik bir davranış sergilediğine dair delilin veya buna ilişkin bir iddianın da söz konusu olmadığı dikkate alındığında; sanık hakkında atılı suçtan beraat hükmü yerine yazılı mahkumiyet hükmünün tesisi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, hükmün BOZULMASINA, 09/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.