17. Hukuk Dairesi 2016/7404 E. , 2019/2289 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davacı idaresindeki motorsiklet ile davalı idaresindeki traktörün karıştığı kazada davacının yaralandığını, davalının kazada tam kusurlu bulunduğunu belirterek beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 4.262,05 TL tedavi gideri, 350,00 TL araç hasarı tazminatı, 500,00 TL kazanç kaybı ve işgöremezlik tazminatı toplam 5.112,05 TL maddi tazminat ile 25.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 30.112,05 TL tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 15.12.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 90.286.35 TL ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; maddi tazminat davasının kabulü ile 90.286,35 TL"nin olay tarihi 05/11/2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 15.000,00 TL"nin olay tarihi 05/11/2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar sebebi ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK.nun 109/1.maddesi "motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar." hükmünü öngörmektedir. Aynı Kanunun 109/2. maddesinde ise, "dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir." hükmüne yer verilmiştir. Davaya konu kaza 05.11.2005 tarihinde gerçekleşmiş, davacı vekilince 02.12.2005 tarihinde dava açılmış, 15.12.2015 tarihli dilekçe ile dava ıslah edilmiş, aynı gün harcı yatırılmıştır. Davalı vekiline 15.12.2015 tarihli celsede ıslah dilekçesi tebliğ yerine geçmek üzere elden teslim edilmiş olup, davalı vekili 28.12.2015 tarihli beyan dilekçesinde suç tarihinde yürürlükte olan kurallar uyarınca zamanaşımının dikkate alınmadığını beyan ederek süresi içinde ıslah dilekçesine karşı zamanaşımı definde bulunmuştur. Yerel mahkeme, davalı vekilinin ıslaha karşı ileri sürdüğü zamanaşımı defini değerlendirmeksizin davanın kabulüne karar vermiştir.. Kaza tarihi itibari ile yürürlükte olan ceza kanunu 5237 Sayılı TCK’dır. Davaya konu kazada bir kişinin yaralanmış olmasına göre, eylem için kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK öngörülen dava zamanaşımı süresi dikkate alınması gerekir.
O halde mahkemece tüm bu açıklamalar ışığında, ıslahla talep edilen kısım için davalı vekilinin ıslah dilekçesine karşı süresinde bulunduğu zamanaşımı def"inin değerlendirilerek bir sonuca varılması gerekirken bu hususta bir değerlendirme yapılmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no lu bentte açıklanan nedenlerle, davalının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) no lu bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 28/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.