Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2019/10946 Esas 2019/19603 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/10946
Karar No: 2019/19603
Karar Tarihi: 04.11.2019

Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2019/10946 Esas 2019/19603 Karar Sayılı İlamı

3. Ceza Dairesi         2019/10946 E.  ,  2019/19603 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
    Gereği görüşülüp düşünüldü:
    Sanık ... müdafiinin süresinde verdiği süre tutum dilekçesinin "sanık sıfatına" yönelik olduğu, temyiz süresi dolduktan sonra verdiği dilekçe ile katılan sıfatını getirdiği anlaşılmakla, tebliğnamenin bu husustaki görüşüne iştirak edilmeyerek ... bakımından sanık sıfatına yönelik olarak inceleme yapılmıştır.
    Şikayetçi ... kovuşturma aşamasında alınan beyanında, sanıktan şikayetçi olduğunu ve kamu davasına katılmak istediğini beyan ettiği halde, mahkemece katılma hususunda karar verilmediği anlaşılmakla, ..."ün, 5271 sayılı CMK"nin 260/1. ve 237/2. maddeleri uyarınca katılan, vekilinin ise katılan vekili olarak kabulüne karar verilerek yapılan incelemede;
    Yerinde görülmeyen diğer temyiz sebeplerinin reddine, ancak;
    1) Sanığın, katılanı av tüfeği ile yaşamsal tehlikeye, organ işlevinin zayıflamasına, organ işlevinin yitirilmesine ve kemik kırığına neden olacak şekilde yaralandığı olayda, birden fazla nitelikli halin bir arada bulunması nedeniyle, TCK"nin 3. maddesinde belirtilen orantılılık ilkesi gözetilerek temel ceza tayininde sonuca etkili olacak şekilde, TCK"nin 61. maddesi gereğince alt sınırdan uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi,
    2) Olayı gören tarafsız tanığın bulunmadığı, sanık ile şikayetçinin oluşa ilişkin anlatımlarının farklı olduğu ve sanığın savunmasının aksinin kanıtlanamadığı olayda, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.10.2002 tarih ve 2002/4 - 238 Esas - 367 Karar sayılı kararı ve bu kararla uyumlu ceza dairelerinin yerleşmiş ve süreklilik gösteren kararlarında da kabul edildiği üzere, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığının şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediğinde şüpheli kalan bu halin sanık lehine değerlendirilmesi gerektiğinin belirtilmesi karşısında, somut olayda sanık lehine asgari oranda 5237 sayılı TCK"nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmemesi,
    3) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas- 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53/1. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle, hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin ve katılan vekilinin temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesi ile değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca isteme uygun BOZULMASINA, 04.11.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.