19. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/11996 Karar No: 2017/6936 Karar Tarihi: 16.10.2017
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/11996 Esas 2017/6936 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı banka ile aralarında imzalanan sözleşmelerde davalıların müteselsil kefil olduğu ancak borcun ödenmemesi üzerine yapılan takibe davalıların itiraz ettiği belirtilmiştir. Mahkeme, rehinle temin edilmiş alacak için rehnin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan takip devam ederken ilamsız takip yapıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak, davalılar tarafından verilen rehnin asıl borçlu lehine mi yoksa kendi kefalet borçlarına karşılık mı verildiği hususu incelenmemiş ve tartışılmamıştır. Bu nedenle mahkemece rehin sözleşmeleri incelenerek rehnin asıl borçlu lehine mi yoksa davalılara kendi kefalet borçlarının lehine mi verildiği hususu gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile karar verilmiştir. Kanun maddesi olarak ise İİK 45/1 madde hükmüne değinilmiştir.
19. Hukuk Dairesi 2016/11996 E. , 2017/6936 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi ( Tic. Mah. Sıf. )
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili banka ile dava dışı ... Ltd.Şti. arasında ticari taşıt ve rehin sözleşmesi, genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmesi imzalandığını, davalılarında bu sözleşmelere müteselsil kefil olduğunu, dava dışı şirketin bu sözleşmelere dayanarak kullandığı ticari taşıt ve borçlu cari hesap kredisini ödememesi üzerine hesap kat ihtarnamesi keşide edildiğini ve akabinde başlatılan icra takibine davalıların itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 oranında tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, davacının dava dışı asıl borçlu aleyhine rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlattığını ve dosyanın derdest olduğunu, işbu dosya kapanmadan ilamsız takip yapılmasının kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, rehinle temin edilmiş alacak için rehnin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan takip devam ederken ilamsız takip yapıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline ilişkin icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı ile dava dışı şirket arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesinde davalı borçlular müteselsil kefil konumundadır. Mahkemece her ne kadar İİK 45/1 maddesinde rehinle temin edilmiş bir alacak için rehnin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatılmış olduğundan ilamsız icra yoluyla takibe geçilemeyeceği belirtilmiş ise de mahkemece davalılar tarafından verilen rehnin asıl borçlu lehine mi yoksa kendi kefalet borçlarına karşılık mı verildiği hususu incelenmemiş ve tartışılmamıştır. Şayet davalılar asıl borçlu lehine rehin vermişler ise asıl borçlu dışındaki kefiller hakkında İİK 45/1 madde hükmü uygulanamayacağı ve ilamsız icra yoluyla takibe geçilebileceği kuşkusuzdur. Bu nedenle mahkemece rehin sözleşmeleri incelenerek rehnin asıl borçlu lehine mi yoksa davalılara kendi kefalet borçlarının lehine mi verildiği hususu gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 16/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.