
Esas No: 2021/4279
Karar No: 2022/5006
Karar Tarihi: 21.03.2022
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2021/4279 Esas 2022/5006 Karar Sayılı İlamı
5. Hukuk Dairesi 2021/4279 E. , 2022/5006 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda; ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf incelemesi üzerine bölge adliye mahkemesinin yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmünün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekilince istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, tapu kaydının mahkeme kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın 10 yıllık zamanaşımı süresi dolduğundan bahisle reddine ilişkin ilk derece mahkemesinden verilen karar karşı davacı vekilince yapılan istinaf başvurusunun İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi'nce HM'nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosya içindeki bilgi ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; Orman idaresince tapu malikleri aleyhine İzmir 10. Asliye Hukuk Mahkemesi 1981/1434 E. sayılı dosyası ile açılan dava konusu taşınmaz 1450 parselin eski bir kök tapudan ifrazen tesis edildiği, kök tapunun ilk merâ olarak vasıflandırıldığı, ancak 1450 parsele ilişkin kök tapunun tahakkuk ettiği sahanın aslında 3116 sayılı Kanun'a göre “orman” olduğu, 4785 sayılı Kanun uyarınca devletleştirilmiş ve 5658 sayılı Kanun uyarınca iadeye tabi tutulamayacağından hukuki kıymetini kaybetmiş olduğundan özel mülkiyete konu olamayacağı ileri sürülerek orman olduğunun tespiti ile davacı adına kayıtlı olan tapunun iptaline karar verilmiş ve bu karar 12.03.1984 tarihinde kesinleşmiştir.
TM'nın 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat davalarında, mülkiyet kaybının kesinleştiği tarihten itibaren TBK 125. md. (eski 146.md.) göre 10 yıllık genel zamanaşımı süresi içinde dava açılması gerekmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin 29/09/2017 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 2014/6673 başvuru nolu 25/07/2017 tarihli Yaşar Çoban kararı ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/11/2009 tarihli 2009/4-383 E. - 2009/517 K. sayılı kararı nazara alındığında; Hukuk Genel Kurulu kararı ile TMK'nın 1007. maddesi ile düzenlenen tazminat için hukuk yolu etkili hale gelmiş olup, HGK karar tarihi olan 18.11.2009 tarihinden önce zamanaşımı süresi dolanlar açısından makul süre içinde TMK'nın 1007. maddesine dayanılarak dava açılması gerekir.
Buna göre, Anayasa Mahkemesi'nin 25/07/2017 tarihli 2014/6673 kararı gereği, 18/11/2009 tarihinden önce zamanaşımı süresi dolmuş bulunan eldeki dava yönünden, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/11/2009 tarihli kararından yaklaşık 8 yıl 1 ay 1 gün sonra 19.12.2017 tarihinde davanın açıldığı, bu itibarla davanın makul süre içinde açıldığının kabulünün mümkün olmadığı anlaşıldığından, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine ilişkin ilk derece mahkemesinden verilen karar karşı yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 21/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.