16. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/9031 Karar No: 2019/5840 Karar Tarihi: 30.09.2019
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/9031 Esas 2019/5840 Karar Sayılı İlamı
16. Hukuk Dairesi 2016/9031 E. , 2019/5840 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Uygulama kadastrosu sırasında ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında ve davacılar ... ve arkadaşları adına tapuda kayıtlı bulunan eski 357 parsel sayılı 5.000,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 141 ada 47 parsel numarasıyla ve 4.593,39 metrekare yüzölçümlü olarak; davalı ... adına tapuda kayıtlı bulunan eski 400 ve 412 parsel sayılı 2.870,73 ve 1.550,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, 141 ada 42 ve 44 parsel numarasıyla ve 2.414,23 ve 1.757,33 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmişlerdir. Davacılar, ... ve arkadaşları, uygulama kadastrosu sırasında kendilerine ait taşınmazın yüzölçümünün eksildiği ve eksikliğin davalıya ait taşınmazlardan kaynaklandığı iddiasına dayanarak dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, 141 ada 42 ve 44 parsel sayılı taşınmazların uygulama tespiti gibi tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 22/a maddesinden kaynaklanan uygulama kadastrosu tespitine itiraza ilişkindir. Mahkemece, uygulama kadastrosu faaliyetlerinin kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapıldığı, davacıların davasının sübut bulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacılar ... ve arkadaşlarının kayıt maliki olduğu (eski 357) yeni 141 ada 47 parsel sayılı taşınmazın paylı mülkiyet rejimine tabi olduğu, paydaşlardan ... ’ın davada taraf olmadığı anlaşılmaktadır. Davanın niteliği itibariyle verilecek hüküm, tüm paydaşların hukukunu etkileyeceğinden, davanın bütün paydaşlar tarafından birlikte açılması veya davaya, paydaşların tamamının katılımının sağlanması suretiyle devam edilmesi gerekmektedir. Ne var ki mahkemece bu gereğe riayet edilmemiş ve aktif dava ehliyetindeki bu eksiklik gözden kaçırılmıştır. Hal böyle olunca mahkemece, davacılara kayıt maliki oldukları taşınmazın diğer paydaşı ... ’ın davaya katılımını sağlamaları için süre ve imkan tanınmalı, bundan sonra yargılamaya devamla sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yön göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.09.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.