1. Hukuk Dairesi 2016/8814 E. , 2019/3074 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı ... vekili ve davalı ... tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, duruşma isteği değer yönünden reddedilip Tetkik Hakimi ..."un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, ketmi verese hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1961/109E. ve 1962/5K. sayılı veraset ilamında mirasbırakan anneleri ...’nun mirasçısı olarak yer almadıklarını, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1968/57E. ve 1968/158K. sayılı hükmü ile anılan veresat ilamının iptaline karar verildiğini, davalı ... ve ...’in iptal edilen veraset ilamı ile ...’ün ... parsel sayılı taşınmadaki paylarını adlarına intikal ettirdiklerini, daha sonra da bu payları davalı ...’ya sattıklarını, davalıların aynı köyde birlikte ikamet ettiklerinden, ...’ün mirasçıları olduklarını bildiklerini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişler, yargılama devam ederken davalıların paylarını temlik ettikleri ...’yu davaya dahil etmişlerdir.
Davalılar, süresinde davaya cevap vermemişlerdir.
Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece “..."nin davada taraf sıfatı kazandırılması hususunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 124. maddesi uyarınca değerlendirilmesi, davacının davasını açarken tanık deliline dayandığı gözetilerek taraflardan iyiniyet -kötüniyet hususunda tanıkları olup olmadığının sorulması,bildirilmesi halinde ise yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca tanıkların dinlenilmesi ve davalı tarafın ediniminde iyiniyetli olup olmadığının duraksamaya yer bırakmaksızın tespiti ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli değildir.” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu ... parsel sayılı taşınmazda mirasbırakan ...’ün 2/48, davalı ...’in 3/48, davalı ...’in de 3/48 payı oldukları ...’ün 25.11.1961 tarihinde ölümü ile 2/48 payının davalı ... ve ...t’e 1/48’er pay olacak şekilde intikal ettikleri davalı ... ve ...’in ...’den gelen 1/48’er paylar ile birlikte kendi 3/48’er paylarını da (toplam 4/48’er pay olacak şekilde) 03.05.2001 tarihinde davalı ... ve ...’ye temlik ettiği, davalı ... ve ...’nin çekişme konusu taşınmazda başka kişilerden de pay edindikleri, davalı ...’nin taşınmazdaki tüm payını dava tarihinden önce 04.11.2004 tarihinde davalı ...’a temlik ettiği, yine davalı ...’nin taşınmazda 2007 ve 2008 yıllarında dava dışı ...’den pay satın aldığı anlaşılmaktadır.
Bozma ilamına uyulduktan sonra yapılan yargılama sonunda davalı ...’in payı yönünden tapu iptal ve tescil isteği kabul edilmiş, ancak, davalı ... payı yönünden olumlu olumsuz bir hüküm kurulmamıştır.
Bilindiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 297/2. maddesinde “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır. Yasa maddesinin bu açık hükmüne göre, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır.
Öte yandan; Yargıtay, kanuna açıkça aykırılık hallerinde ve kamu düzenine ilişkin durumlarda tarafların iddia ve savunmalarıyla bağlı olmadan temyiz incelemesi yaparak kararı bozabilir (HUMK 439 m.).
Hal böyle olunca, davalı ...’nin taşınmazdaki tüm payını 2004 yılında davalı ...’a temlik ettiği halen malik olduğu payı üçüncü kişilerden edindiği gözetilerek onun yönünden davanın reddine karar verilmesi, davalı ... yönünden ise talebin mirasbırakan ...’den davalı ... ve ...’e intikal eden 2/48 pay olduğu dikkate alınarak davalı ... ve ...’den davalı ...’a temliken geçen 2/48 pay yönünden HMK’nin 297/2. maddesine uygun biçimde hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davalıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ve resen yapılan inceleme ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,
16.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.