10. Ceza Dairesi Esas No: 2019/2893 Karar No: 2019/7400 Karar Tarihi: 26.11.2019
Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma - Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2019/2893 Esas 2019/7400 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Antalya 25. Asliye Ceza Mahkemesi'nde kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçuyla yargılanan sanık, daha önce aynı suçtan yargılanmış ve tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymamıştır. Sanığın adli sicil kaydı incelenerek, bu suçtan önce kesinleşmiş bir tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin bulunmaması nedeniyle, hükümden önce 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK\"nın 191. maddesinin 5. fıkrasının sanık lehine uygulanma şartlarının bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Bu nedenle, sanık hakkında ilk olarak doğrudan tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmış ve bu tedbirin infazı sırasında yükümlülüklerini ihlal etmiş olan sanık hakkında yargılamaya devam edilerek hüküm kurulmuştur. Yargılama sürecinde Çekirdekten Yetişenler ile ilgili oldukça tutkulu konuşan sanık, savunduğu iddiaların toplanan delillerle uyumlu olmadığı gerekçesiyle temyize gitmiştir. Ancak temyiz itirazları reddedilerek, hüküm onanmıştır. Kanun maddeleri olarak; 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi, TCK\"nın 191. maddesi ve 5237 sayılı TCK\"nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının 1. cümlesi belirtilmiştir.
10. Ceza Dairesi 2019/2893 E. , 2019/7400 K.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : ANTALYA 25. Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma Hüküm : Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine mahkûmiyet
Dosya incelendi. GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Her ne kadar tebliğnamede sanığın son sözünde lehe olan hükümlerin uygulanması yönündeki talebi nedeniyle TCK"nın 50. maddesinin tartışılmaması bozma nedeni olarak belirtilmiş ise de, sanığın birden çok mahkûmiyete yönelik adli sicil kaydına göre yargılama süreci ve sonrasında pişmanlık göstermediğine yönelik olumsuz kişiliği nazara alındığında tebliğnamedeki bozma görüşüne iştirak edilmemiştir. Adli sicil kayıtları ve UYAP üzerinden yapılan araştırmada, sanık hakkında, bu suç tarihinden önce, aynı suçtan dolayı açılmış başka bir dava nedeniyle verilip kesinleşmiş ve suç tarihinde infaz edilmekte olan herhangi bir tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin bulunmadığı anlaşıldığından, hükümden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasının sanık lehine uygulanma şartlarının bulunmaması nedeniyle, bu suçtan dolayı ilk olarak doğrudan tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanan ve bu tedbirin infazı sırasında yükümlülüklerini ihlal eden sanık hakkında yargılamaya devam olunarak hüküm kurulmuş olması 6545 sayılı Kanunun 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddenin 3. fıkrasına uygun olduğundan, bu husus dikkate alınarak yapılan incelemede; 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı gözetilerek, sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının 1. cümlesinin uygulanmasının infaz aşamasında dikkate alınması mümkün görülmüştür. Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 26.11.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.