11. Hukuk Dairesi 2016/12311 E. , 2018/134 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 25/02/2015 tarih ve 2014/361-2015/85 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı ile müvekkili arasında imzalanan 30.04.2012 tarihli sözleşme gereği antrepoda tutulan malın son partisinin 21.05.2012 tarihi itibariyle depodan çekilmesi gerekirken davalının malı geç çekmesi nedeniyle fazladan depo kira bedeli ödemek zorunda kaldığını, sözleşmede depo kirasından davalının sorumlu olduğunun açıkça yazılı olduğunu, davalının ödeme yapmaması üzerine başlatılan icra takibine de haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına, davacı alacaklı lehine %20"den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin sözleşmeyi alıcı sıfatıyla imzalamadığını, aracılık yaptığı sözleşme nedeniyle davacıya hiçbir borcunun bulunmadığını, davacının son parti malın gümrük beyannamelerini süresinde açamadığından malın ithalatını gerçekleştiremediği ve bu nedenle süresinde malı teslim edemediğini, alıcı ve satıcı iki şirket yetkilisinin bir araya gelerek son parti mala tekabül edebilecek antrepo kirasının 1500 USD olup bunun taraflar arasında yarı yarıya karşılanması konusunda sözlü olarak mutabakata vardıklarını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; 30.04.2012 tarihli sözleşmenin davacı ile ...adına davalı arasında imzalanmış olduğu, davalı ile dava dışı akit ...arasındaki ilişkiye ait yazılı bir belge sunulmadığı, davalının sürekli olarak değil bir defaya mahsus olarak sözleşmeye aracılık yaptığı, sözleşmenin doğrudan tarafı olmadığı ancak davaya cevap dilekçesinde açıkça ikrar ettiği 750 USD yönünden borçlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile takibin 750,00 USD"lik kısmına vaki itirazın iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, depo kira bedelinin rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı, dava dilekçesinde satış sözleşmesinin karşı tarafında davalının yer aldığını ve sözleşmede açıkça, 21 Mayıs 2012 tarihinden sonraki depo kirası alıcı firmaya aittir, ibaresinin yer aldığını, 21 Mayıs 2012 tarihi itibariyle depodaki malı çekmeyen davalının depo kirasını ödemekle yükümlü olduğunu iddia etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde, sözleşmeyi başka bir şirket adına aracı sıfatıyla imzaladığını kendi adına imzalamadığını savunmuş ise de, aynı zamanda son parti mala tekabül edebilecek depo ücretinin 1500 USD olacağı ve bunun davacı ile yarıyarıya karşılanması hususunda mutabakata vardıklarını, davacıdan 750 USD fark depo ücreti faturası beklerken icra takibiyle karşı karşıya kaldıklarını ifade etmiştir. Mahkemece de, davalının ikrarda bulunduğu ve bu nedenle ikrar ettiği miktar üzerinden sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, yukarıda açıklanan davalı ikrarı sadece miktara yönelik olmayıp, bu beyanı ile davacıyla arasındaki ticari ilişkiyi de ikrar etmiş olduğu, esasen davalının dava konusu satış sözleşmesinde davacının karşısında âkid olarak yer aldığı, bu durumda sözleşmede de öngörüldüğü üzere 21 Mayıs 2012 tarihinden sonraki depo kirasından sorumlu olacağı ve ikrarının vasıflı ikrar niteliğinde olup bölünemeyeceği de dikkate alınarak, davacının depo kirası olarak dava dışı depo sahibi Serttaşlar Firmasına ne kadar ödeme yaptığının ve satış sözleşmesi kapsamında bu ödemenin ne kadarını davalıya rücu edebileceğinin tespiti gerekirken, davalının sadece miktar yönünden ikrarının varlığı kabul edilerek sonuca varılması doğru olmamış, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 10/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.