Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/9562
Karar No: 2019/3072
Karar Tarihi: 16.05.2019

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/9562 Esas 2019/3072 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2016/9562 E.  ,  2019/3072 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... "un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    -KARAR-
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.
    Davacı, mirasbırakan babaları ..."ın tüm mal varlığı olan ... Mahallesinde bulanan 50 dönüm tarla ve köy evlerini mal kaçırma amacıyla muvazaalı olarak davalı oğluna devrettiğini, mirasbırakanın kendisini sebepsiz olarak sevmediğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile payı oranında adına tescile mümkün olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, dava edilen taşınmazların açıkça belirtilmesi gerektiğini, muvazaalı devir yapılmadığını, tenkisi gerektiren bir durum bulunmadığını, davacının mirasbırakanı öldürmeye teşebbüs ettiğini ve aile hukukundan doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, mirasbırakanın ölüme bağlı tasarrufta bulunmasını korkutma yoluyla engellediğini, bunların TMK"nin 578. maddesi uyarınca mirastan yoksunluk sebebi olduğunu, bu nedenle bu davada hukuki yararı olmadığını, mirasbırakana uzun süre tarafından bakıldığını, her ihtiyacı ile ilgilendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, mirasbırakanın mal kaçırma amacıyla hareket etmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...’in 24.07.2015 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak oğulları ... ve ... ile kızı ...’in mirasçı olarak kaldıkları, mirasbırakanın ... parsel sayılı taşınmazın½ payını 03.02.2005 tarihinde ..."e bağış suretiyle, ..., ..., ..., ..., ... parsel sayılı taşınmazların tamamı ile ... parsel sayılı taşınmazın ½ payını ölünceye kadar bakma akdi ile 17.02.2005 tarihinde .. ve ... parsel sayılı taşınmazların tamamı, ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazların ½ payları ile 1066 parsel sayılı taşınmazın 1/6 payını 19.11.2002 tarihinde satış suretiyle ...’e temlik ettiği, ... parsel sayılı taşınmazın ½ payını ...’e, ½ payını da ...’a bağışladığı, ... parsel sayılı taşınmazın ½ payını da ...’e bağışladığı yargılama devam ederken mahkemenin talebini açıklaması için davacıya süre vermesi üzerine davacının talebinin davalı ...’e temlik edilen 13 parça taşınmaza ilişkin olduğunu bildirdiği anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir bağıttır. (6098 sayılı Türk Borçlar Yasasının m. 611). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (6098 sayılı Türk Borçlar Yasasının m.614)
    Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz. Ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi yaşama süresince bakımı gerektiren ve rastlantıya (tesadüfe) bağlı bir sözleşme türü olup TBK"nun 611 maddesi bakım alacaklısı yönünden gerçek kişi olması dışında özel bir nitelik öngörmemiştir. Bu bakımdan bakım alacaklısının akit anında özel bakıma muhtaç durumda olmasını aramak kanunda bulunmayan bir unsur ilave etmek olur.
    Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (6098 sayılı Türk Borçlar Yasasının m.19)). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunu değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 1.4.1974 gün ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur.
    Miras bırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi içinde, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.
    Öte yandan bağış sözleşmesi, geçerli işlemlerden olup bağış suretiyle temlik edilen taşınmazlar bakımından 1.4.1974 gün ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanmayacağı açıktır. Bu nedenle 1153 parsel sayılı taşınmazın ½ payı ile 1207 parsel sayılı taşınmaz bakımından tapu iptal ve tescil isteğinin reddedilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Ancak davalı, mirasbırakanın denkleştirme amacıyla hareket ettiğini savunmuş olmasına rağmen kayden 1153 parsel sayılı taşınmazın ½ payı dışında davacıya başka bir hak verilip verilmediği, parası ödenmek suretiyle taşınmaz alınıp alınmadığı hususu saptanmamıştır.
    Ayrıca, 250, 302, 1297, 423, 1663 parsel sayılı taşınmazların tamamı ile 1058 parsel sayılı taşınmazın ½ payı ölünceye kadar bakma akdi ile temlik edilmiş olup, bu taşınmazların değerleri belirlenip murisin mal varlığına oranla makul sınırda kalıp kalmadığı da açıklığa kavuşturulmamıştır.
    Hal böyle olunca, öncelikle davalının denkleştirme savunması üzerinde durularak davacıya mirasbırakan tarafından ... parsel sayılı taşınmazın ½ payı dışında taşınmaz alınıp alınmadığının ya da başka bir kazandırmada bulunulup bulunulmadığının duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulması, verildiği saptanır ise davanın reddedilmesi; ölünceye kadar bakma akdi ile devredilen taşınmazların saptanacak bedeli makul sınırlar içerisinde kalıyor ise bunlar için de davanın reddedilmesi; denkleştirme yok ise satış suretiyle temlik edilenler bakımından davanın kabul edilmesi, dava kabul edilir ise bu durum da gözetilerek tenkis hesabı yaptırılıp tenkis talebi bakımından da oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi