18. Ceza Dairesi 2019/930 E. , 2019/7429 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hakaret, tehdit
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ile suç tarihine göre ve dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdanı kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak,
A- Sanık hakkında eşi ...’a yönelik tehdit suçundan kurulan hükmün incelenmesinde,
1- Sanığın, ayrı yaşadığı eşinin çocuğu ile görüşmesine engel olması nedeniyle, eşine gönderdiği mesaj içeriğindeki sözlerinin, olayın bütünü içinde değerlendirildiğinde çocuğu ile kişisel ilişki kurmak amacıyla yasal yollara başvuracağına yönelik olduğu dikkate alındığında, tehdit olarak kabul edilemeyeceği ve TCK’nın 106/1-1. maddesindeki tehdit suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, kanuni olmayan gerekçeyle mahkumiyet kararı verilmesi,
2- Kabule göre de,
a) Hükümden sonra 02/12/2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 6763 sayılı Kanunun 34. maddesi ile değişik CMK’nın 253/1. madde hükmü uyarınca, sanığa atılı TCK’nın 106. maddenin 1. fıkrasının 1. cümlesinde düzenlenen tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alınmış olması karşısında; anılan Kanunun 35. maddesiyle değişik CMK’nın 254. maddesi gereğince sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
b) TCK’nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmiş olması nedeniyle uygulama olanağının ortadan kalkmış olması,
B- Sanık hakkında görevli polis memurlarına yönelik hakaret ve tehdit suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde ise,
1- Sanığın karakolda ifadesinin alınması sırasında müştekilere yönelik söylediği kabul edilen “ "suratları tanıdım ben hepinizle tek tek görüşeceğim, ne yaptığımı göreceksiniz sizin gözlerinizi oyacağım" şeklindeki sözlerin adı geçen müştekilerin görevini yapmasına engel olmak amacıyla söylendiğinin anlaşılması karşısında, sanığın eyleminin görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıyla tehdit suçundan mahkumiyetine karar verilmesi,
2- TCK"nın 125/4. maddesinde ağırlaştırıcı neden olarak öngörülen aleniyetin gerçekleşmesi için olay yerinde başkalarının bulunması yeterli olmayıp, hakaretin belirlenemeyen sayıda kişi ve herkes tarafından görülme, duyulma ve algılanabilme olasılığının bulunması, herhangi bir sınırlama olmaksızın herkese açık olan yerlerde işlenmesinin gerekmesi karşısında, suçun işlendiği kabul edilen yerin karakolun hangi bölümünün olduğu ve aleniyet unsurunun ne şekilde gerçekleştiği tartışılmadan, yetersiz gerekçe ile TCK’nın 125/4. maddesi uygulanmak suretiyle fazla ceza tayini,
3- TCK’nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmiş olması nedeniyle uygulama olanağının ortadan kalkmış olması,
Kanuna aykırı, sanık ...’ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca cezayı aleyhe değiştirme yasağının gözetilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 15/04/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.