7. Hukuk Dairesi 2021/2525 E. , 2021/1617 K.
"İçtihat Metni"7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 28.06.2010 gününde verilen dilekçeyle kaldırılan irtifak hakkının yeniden tesisi talebi üzerine yapılan duruşma sonucunda Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yetkisizlik nedeniyle asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın usulden reddine dair verilen 12.03.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ile davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, davanın niteliği gereği duruşma isteğinin reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Asıl dava, irtifak hakkı ile davacı kurumun kullanımına bırakılan taşınmazlarda çıkartılan muarazanın giderilmesi, birleştirilen dava ise kaldırılan irtifak hakkının yeniden tesis edilmesi isteğine ilişkindir.
Davalı Hazine, Sincan mahkemelerinin yetkili olduğunu, taraflarına husumet yöneltilemeyeceğini, davacının irtifak hakkı sözleşmesine aykırı davrandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın esastan reddine karar verilmiş, taraf vekillerinin temyizi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 12.03.2013 tarihli, 2012/13634 Esas, 2013/3585 Karar sayılı ilamıyla; “...Tapu kayıtlarının incelenmesinden dava konusu taşınmazların Sincan ilçesi yargı çevresine bağlı Etimesgut"ta bulunduğu anlaşılmaktadır. 1086 sayılı HUMK"nun 13/2 maddesi gereğince irtifak hakkına ilişkin uyuşmazlıkların taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde çözülmesi hususunda kesin yetki söz konusu olduğundan davanın Sincan Mahkemesinde görülmesi gerekir.
Bu durumda mahkemece yetkisizlik kararı verilmesi gerekirken davanın esasının incelenmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle mahkemece verilen kararın bozulmasına karar verilmiş, davacı vekilinin karar düzeltme isteği reddedilmiştir.
Bozma ilamı üzerine mahkemece, asıl davadaki talebin sınırlı ayni hakkın niteliğine ilişkin olmayıp sözleşmeden kaynaklandığı, bu nedenle taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin kesin yetkili olmadığı, davalının ikametgahı mahkemesinin yetkili olduğu gerekçesiyle asıl dava yönünden direnilmesine, asıl davanın kabulü ile muarazanın men’ine, davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine; birleşen dava yönünden bozma ilamına uyularak yetkisizlik nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili ile davalı vekili temyiz etmiştir.
Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 24.03.2017 tarihli, 2016/18970 Esas, 2017/2313 Karar sayılı ilamıyla mahkemece verilen direnme kararı yerinde bulunmadığından dosyanın 6100 sayılı Kanunun geçici 4. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca inceleme yapılmak üzere Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiş, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13.06.2018 tarihli, 2017/14-2260 Esas, 2018/1191 Karar sayılı ilamıyla asıl dava yönünden direnme kararı usul ve yasaya aykırı olduğundan mahkemece verilen direnme kararının bozulmasına; birleşen dava yönünden bozma ilamına uyularak oluşturulan yeni hüküm incelenmediğinden davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Dairemize gönderilmesine karar verilmiştir.
Birleştirilen dosyaya münhasıran Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda;
SONUÇ: Yapılan yargılamaya ve dosya içeriğine göre mahkeme kararı ve dayanılan gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, davacı ve davalı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.10.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.