22. Hukuk Dairesi 2016/24313 E. , 2019/21970 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; müvekkilinin bazı alacaklarının tahsili amacı ile davalı ... Belediye Başkanlığı aleyhine ... Asliye Hukuk (İş Mahkemesi)"nin 2012/353 esas, 2013/271 karar sayılı dosaysı ile dava açtıklarını, yargılama devam ederken 6360 sayılı Yasa gereğince ... Belediyesinin kapatıldığını, tüm aktif ve pasifleri ve her türlü borç ve hakları ile İl Özel İdaresine devredildiğini, bu nedenle davada il özel idaresi davalı olarak gösterildiğini, anılan dosyanın karara çıktığı ve Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 30/06/2015 tarih ve 2014/11707 esas 2015/22751 karar sayılı kararı ile onandığını ve 30/06/2015 tarihi itibari ile kesinleştiğini, yargılama sürecinde dosyada bilirkişi incelemesi yaptırıldığını belirterek buna göre de 899,57 izin ücreti, 12.859,55 TL ilave tediye ve ikramiye, 210,00 TL bayram harçlığı, 1.768,50 TL yemek yardımı alacağı olduğunun tespit ve tayin edildiğini, bu bedellerin bir kısmının anılan kısmi davada karar altına alındığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 399,57 TL izin ücreti en yüksek banka işletme kredisi faizi ile birlikte, 12.359,55 TL ilave tediye ve ikramiye alacağının en yüksek banka işletme kredisi faizi ile birlikte, 110,00 TL bayram harçlığı alacağının en yüksek banka işletme kredisi faizi ile birlikte 1.568,50 TL yemek yardımı alacağının en yüksek banka işletme kredisi faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının tüm talepleri zamanaşımına uğradığını, davacının sözleşmeden kaynaklanan tüm hakları zamaında ilgili kurum tarafından ödenmiş olup, doğmuş ancak ödenmemiş herhangi bir hak ve alacağı olmadığını bu nedenle davacının davasının mesnetsiz olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davalının zamanaşımı savunması nedeniyle davacının zamanaşımına uğrayan alacağı bulunup bulunmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu "eksik bir borç" haline dönüştürür ve "alacağın dava edilebilme özelliği"ni ortadan kaldırır.
Uygulamada, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, dava açma tekniği bakımından, tümü ihlal ya da inkâr olunan hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne ait dava ve talep hakkının bazı nedenlerle geleceğe bırakılması anlamına gelir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ilkeye göre, kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zamanaşımını kesmez, zamanaşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir.
Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, mülga 1086 sayılı HUMK hükümlerinin uygulandığı dönemde, ıslah dilekçesinin tebliğini izleyen ilk oturuma kadar ya da ilk oturumda yapılan zamanaşımı defi de ıslaha konu alacaklar yönünden hüküm ifade eder. Ancak Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamada, 371/2 ve 319. maddeler uyarınca ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliği üzerine iki haftalık süre içinde ıslaha konu kısımlar için zamanaşımı definde bulunulabileceği kabul edilmelidir.
Mülga 1086 sayılı HUMK yürürlükte iken süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı define davacı taraf süre yönünden hemen ve açıkça karşı çıkmamışsa(suskun kalınmışsa) zamanaşımı defi geçerli sayılmakta iken, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun uygulandığı dönemde süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı definin geçerli sayılabilmesi için davacının açıkça muvafakat etmesi gerekir. Başka bir anlatımla 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamalar bakımından süre geçtikten sonra ileri sürülen zamanaşımı define davacı taraf muvafakat etmez ise zamanaşımı defi dikkate alınmaz.
Somut olayda, davacı ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/353 esas 2013/271 karar sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda yapılan hesaplamalar ve değerlendirmeler neticesinde bakiye kalan ilave tediye, yıllık izin ücreti, bayram yardımı, yemek yardımı alacaklarının tahsili istemi üzerine iş bu davayı açmış olup, davalı tarafından ise süresinde zamanaşımı itirazında bulunulmuştur. Açılan iş bu davanın ek dava mahiyetinde olduğu ve davalının ilk davada zamanaşımı itirazında bulunmamış olsa da ek dava da zamanaşımı itirazında bulunmasının mümkün olduğu dikkate alındığında Mahkemece zamanaşımı itirazının dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 02/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.