12. Hukuk Dairesi 2017/6393 E. , 2018/11571 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
26.9.2004 tarih ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanuna paralel olarak, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu"nun temyiz ve karar düzeltmeye ilişkin hükümlerinde değişiklik yaparak istinaf ve temyiz ile ilgili hükümleri yeniden düzenleyen 18.3.2005 tarih ve 5311 sayılı Kanun ile İcra İflas Kanunu"na eklenen geçici 7.maddeye göre, 5311 sayılı Kanun hükümleri Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başladığı 20.07.2016 tarihinden sonra verilen kararlar hakkında uygulanır.
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan icra takibinin borçluları ... ve ..."ün şikayet ve borca itirazlarını bildirerek takibin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurdukları, ... 1. İcra Hukuk Mahkemesi"nin 14.3.2017 tarih ve 2016/170 E.- 2017/84 K. sayılı kararı ile istemin reddine karar verildiği, borçlular tarafından ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesinin 29.5.2017 tarih ve 2017/924 E. - 2017/855 K. sayılı kararı ile HMK’nun 355. maddesi uyarınca gerekçeli istinaf dilekçesi sunulmadığından istinaf talebinin usulden reddine karar verildiği, kararın borçlular tarafından yerel mahkemenin gerekçeli kararının, borçlular vekiline usulüne uygun tebliğ edilmediği gerekçesiyle temyiz edildiği görülmektedir.
Somut olayın incelenmesinde; yerel mahkemenin istemin reddine ilişkin kararının borçlular vekilinin yüzüne karşı 14.3.2017 tarihinde verildiği, borçlular vekilince 23.3.2017"de kararın istinaf edildiğine ilişkin süre tutum dilekçesinin yasal 10 günlük süre içerisinde sunulduğu, gerekçeli istinaf dilekçesinin ise verilmediği görülmekle beraber, mahkemenin gerekçeli kararının borçlular vekiline 11.4.2017 tarihinde tebliğ edildiğine ilişkin tebligat mazbatasının incelenmesinde; muhatabın o anda çarşıda olduğu bilgisini veren komşunun adı ve soyadının tebliğ mazbatasında mevcut olmadığı anlaşıldığından 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesi gereğince tebliğ işleminin usulsüz olduğu, bölge adliye mahkemesinin istinaf talebinin usulden reddine ilişkin kararının borçlular vekiline 07.6.2017 tarihinde tebliği üzerine borçlular vekilinin 07.7.2017 tarihinde, yerel mahkeme kararının usulsüz tebliğ edildiğini ve esasa ilişkin temyiz itirazlarını ileri sürerek kararın bozulmasını talep ettiği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca; yerel mahkeme kararının, süresi içerisinde süre tutum dilekçesi sunarak istinaf talep eden borçlular vekiline tebliğ işleminin usulsüz olduğu anlaşıldığından, borçlular vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerin, istinaf nedenleri olarak kabulü ile, bölge adliye mahkemesince istinaf incelemesi yapılması gerektiğinin kabulü zorunludur.
Öte yandan; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 342/3. maddesinde; “İstinaf dilekçesi, başvuranın kimliği ve imzasıyla, başvurulan kararı yeteri kadar belli edecek kayıtları taşıması durumunda diğer hususlar bulunmasa bile reddolunmayıp, 355 inci madde çerçevesinde gerekli inceleme yapılır.” düzenlemesine, aynı Kanun"un 355. maddesinde ise; “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu re"sen gözetir” hükmüne yer verilmiş ve aynı kanunun 352/1. maddesinde de başvuru şartlarının yerine getirilmemesi ya da başvuru sebeplerinin veya gerekçesinin hiç gösterilmemesi halinde gerekli kararın verileceği belirtilmiştir.
İnceleme konusu olayda, icra mahkemesince verilen karara karşı borçlular vekilinin İİK’nin 363. maddesi uyarınca süresi içinde, HMK’nın 342/3. maddesine uygun olacak şekilde istinaf dilekçesini verdiği halde, bölge adliye mahkemesince kamu düzeni yönünden inceleme dahi yapılmadan istinaf talebinin usulden reddedildiği görülmektedir.
Bu durumda, Bölge Adliye Mahkemesince yapılacak iş, HMK’nun 342/2/e ve aynı maddenin 3. fıkrasında belirtildiği üzere, istinaf dilekçesini reddetmeden, HMK’nun 352 ve 355. maddeleri uyarınca kamu düzeni ile sınırlı olmak üzere istinaf isteminin incelenip sonucuna göre karar verilmesidir. İstinaf yoluyla incelenen mahkeme kararında, kamu düzenine aykırılık denetimi yönünden işin esasına dair de inceleme yapılmış olacağından, HMK’nun 353/1-b-1. maddesi gereği, istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerekecektir.
Buna göre, Bölge Adliye Mahkemesince, süresinde istinaf (süre tutum) dilekçesi verildiği halde, ilk derece mahkemesi kararı kamu düzenine aykırılık yönünden incelenmeden istinaf talebinin usulden reddi de doğru bulunmamıştır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi"nin 29.5.2017 tarih ve 2017/924 E. - 2017/855 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK"nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK"nun 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, 15/11/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.