15. Ceza Dairesi 2020/2248 E. , 2020/11215 K.
"İçtihat Metni"
Dolandırıcılık suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda, Ödemiş Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 06/12/2016 tarihli ve 2016/2507 soruşturma, 2016/2051 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Ödemiş Sulh Ceza Hâkimliğinin 18/01/2018 tarihli ve 2018/185 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 27/03/2020 gün ve 94660652-105-34-16949-2019 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 14/05/2020 gün ve 2020/43030 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Somut olayda, müştekinin; kiraya verme yetkisi olmayan taşınmazı bu durumu bildiği halde gizleyerek kendisine alt kiraya verdiğinden bahisle şüphelinin dolandırıcılık suçunu işlediği yönündeki şikâyeti üzerine, müşteki ve şüphelinin arasındaki meselenin hukuki ihtilaf olduğundan bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, müşteki ile şüpheli arasındaki alt kira sözleşmesi ve şüphelinin ilgili taşınmaz mâliki ile yaptığı asıl kira sözleşmesinin celbi ile bu sözleşmenin feshine ilişkin olduğu belirtilen İzmir 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/1018 esas, 2015/535 sayılı kararını kapsayan dosyanın getirtilip incelenmesi suretiyle soruşturmanın genişletilmesi gerektiği cihetle, eksik soruşturma ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği gözetilmeden, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Müştekinin; kiraya verme yetkisi olmayan taşınmazı bu durumu bildiği halde gizleyerek kendisine alt kiraya verdiğinden bahisle şüphelinin dolandırıcılık suçunu işlediği yönündeki şikâyeti üzerine, müşteki ve şüphelinin arasındaki meselenin hukuki ihtilaf olduğundan bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, müşteki ile şüpheli arasındaki alt kira sözleşmesi ve şüphelinin ilgili taşınmaz mâliki ile yaptığı asıl kira sözleşmesinin celbi ile bu sözleşmenin, alt kira sözleşmesinden evvel feshine ilişkin olduğu belirtilen İzmir 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/1018 esas, 2015/535 sayılı kararını kapsayan dosyanın, ayrıca icra marifetiyle tahliyeye ilişkin belgelerin getirtilip incelenmesi suretiyle soruşturmanın genişletilmesi gerektiği cihetle, eksik soruşturma ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşıldığından kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, itirazın reddine ilişkin Ödemiş Sulh Ceza Hâkimliğinin 18/01/2018 tarihli ve 2018/185 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, 09/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.