Esas No: 2020/71
Karar No: 2022/364
Karar Tarihi: 18.05.2022
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2020/71 Esas 2022/364 Karar Sayılı İlamı
Ceza Genel Kurulu 2020/71 E. , 2022/364 K."İçtihat Metni"
Yargıtay Dairesi : (Kapatılan) 15. Ceza Dairesi
Sanık ...'in nitelikli dolandırıcılık suçuna teşebbüsten TCK'nın 158/1-f, 35/2 ve 52/1-4 maddeleri uyarınca 3 yıl hapis ve 10.500 TL adli para cezası; resmî belgede sahtecilik suçundan TCK'nın 204/1. maddesi uyarınca 2 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, adli para cezasının taksitlendirilmesine ve her iki suç yönünden aynı Kanun'un 53/1. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına ilişkin ... 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 26.11.2013 tarihli ve 122-296 sayılı hükümlerin sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesince 19.03.2019 tarih ve 5526-2380 sayı ile temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 05.11.2019 tarih ve 97208 sayı ile;
"Sanık ...'e gerekçeli kararın tebliğine ilişkin tebligat parçasının dosya arasında bulunmadığı, Mahkemesi tarafından 01.07.2019 tarihli tebligat akıbetlerinin araştırılması için yazılan müzekkereye Posta ve Telgraf Teşkilatı ... Dağıtım ve Toplama Merkezi Müdürlüğü tarafından verilen 09.07.2019 tarihli cevabi yazıdan, tebligatın 30.01.2014 tarihinde aynı konutta yakınına teslim edildiği anlaşıldığından; sanık ...'in 20.01.2014 tarihli temyiz talebinin süresinde olduğu," görüşüyle, itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
CMK'nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesince 27.01.2020 tarih ve 12343-1001 sayı ile;
"Dosya içerisinde ve UYAP sisteminde kayıtlı olarak 06.01.2014 tarihinde sanığa bizzat teslim edildiği belirtilen PTT sorgu evrakının bulunduğu, sanık müdafisinin itirazı üzerine bahsi geçen belgenin içeriğinin ne olduğunun mahkemesinden sorulduğu, ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 02.01.2019 tarihli yazısı ile eski yazı işleri müdürü olup, emekliliğe ayrılmış olan ve PTT sorgu evrakında sicil bilgileri yazılı olan ... ...'un, tebligata gerekçeli kararı eklediğini beyan etmesi karşısında; yasal gereği olmaksızın sonradan yapılan tebligatın yeni bir hak kazandırmasının mümkün bulunmamasına göre, sanığın 20.01.2014 tarihli temyiz inceleme başvurusunun yasal süresi geçtikten sonra yapıldığı," gerekçesi ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
İnceleme dışı sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmî belgede sahtecilik suçlarından verilen mahkûmiyet hükümleri temyiz edilmeksizin; inceleme dışı sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmî belgede sahtecilik suçlarından verilen mahkûmiyet hükümleri Özel Dairece onanmak ve düzeltilerek onanmak suretiyle kesinleşmiş olup itirazın kapsamına göre inceleme sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmî belgede sahtecilik suçlarından verilen mahkûmiyet hükümlerine yönelik olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa gerekçeli kararın hangi tarihte geçerli bir şekilde tebliğ edildiğinin ve bu bağlamda sanığın temyiz isteminin süresinde olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
... 1. Ağır Ceza Mahkemesince 26.11.2013 tarih ve 122-296 sayı ile sanık ...'in nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs ve resmî belgede sahtecilik suçlarından mahkûmiyetine ilişkin verilen gerekçeli kararın sanığın 22.07.2011 tarihinde istinabe olunan Mahkemede beyan ettiği ".... Sancaktar Sok. No: 10, İç Kapı No: 2 Merkez / ..." adresine tebliğ edilmek üzere 30.12.2013 tarihinde ... barkod numaralı tebligatın düzenlendiği, tebligat zarfına "BU ZARFTA Genel Karar/Müzekkere – 20/06/2013, Genel Karar/Müzekkere – 30/12/2013 VARDIR." şerhinin konulduğu, ancak tebligatın sanığa tebliğ edilip edilemediğine dair tebligat parçasının dosyada ve UYAP sisteminde bulunmadığı,
Sanığın 20.01.2014 tarihli dilekçesi ile hakkındaki mahkûmiyet hükümlerini temyiz ettiği,
Yerel Mahkemece sanığın..." olan MERNİS adresine gerekçeli kararın tebliğ edilmek üzere 16.01.2014 tarihinde ....barkod numaralı tebligatın düzenlendiği, tebligat zarfına "BU ZARFTA Gerekçeli Karar – Karar No: 2013/296 - 02/12/2013 VARDIR." şerhinin konulduğu, ancak bu tebligatın da sanığa tebliğ edilip edilemediğine dair tebligat parçasının dosyada ve UYAP sisteminde bulunmadığı,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 07.10.2015 tarihli ve 25849 sayılı tebliğnamede sanığa gerekçeli kararın tebliğ tarihinin 06.01.2014 olduğu belirtilerek sanığın temyiz isteminin reddine karar verilmesinin istenildiği,
Özel Dairece 19.03.2019 tarih ve 5526-2380 sayı ile; sanığın yokluğunda verilen 26.11.2013 tarihli kararın sanığa 06.01.2014 tarihinde tebliğ edildiği ve sanığın yasal süresi geçtikten sonra yaptığı 20.01.2014 günlü temyiz inceleme başvurusunun 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi uyarınca reddine karar verildiği,
... 3. Noterliğince düzenlenen 19.06.2019 tarihli vekaletname ile sanığın müdafisi olarak vekil tayin edilen Av. ...'ın 27.06.2019 tarihli dilekçesi ile gerekçeli kararın sanığa tebliğ edilip edilmediğinin belirsiz olduğundan bahisle itiraz kanun yoluna başvurulmasını talep ettiği,
Yerel Mahkemece 01.07.2019 tarih ve 122 sayı ile; PTT ... Dağıtım ve Toplama Merkezi Müdürlüğünden sanık adına düzenlenen ... ve 4000796529910 barkod numaralı tebligat akıbetlerinin sorulduğu,
PTT ... Dağıtım ve Toplama Merkezi Müdürlüğünün 09.07.2019 tarihli ve 1171 sayılı cevabi yazısı ile; .... barkod numaralı tebligatın 10.01.2014 tarihinde tebliği yapılamadan iade işlemi uygulandığı, iade evrakının da ... PTT Merkezince 15.01.2014 tarihinde mazbata teslim listesine eklendiği, 4000796529910 barkod numaralı tebligatın ise 30.01.2014 tarihinde aynı konutta yakınına teslim edildiği, teslim mazbatasının da ... PTT Merkezince 04.02.2014 tarihinde mazbata teslim listesine eklendiğinin belirtildiği,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 05.11.2019 tarihli ve 97208 sayılı itirazname ile; Özel Dairece tebliğ tarihinin sehven 06.01.2014 kabul edilerek verilen temyiz isteminin reddi kararı verildiği, ancak sanık ...'in 20.01.2014 tarihli temyiz talebinin süresinde olduğu belirtilerek sanık hakkındaki hükümlerin onanmasının istenildiği,
Özel Dairece Yerel Mahkemeye hitaben yazılan 02.12.2019 tarihli ve 12343 sayılı yazı ile; temyiz aşamasında dosya içerisinde bulunan ve sanık ...'e ilişkin 06.01.2014 tarihinde "bizzat sanığa" ibaresi taşıyan PTT sorgu evrakında belirtilen tebligat ile sanığa hangi evrakın tebliğinin yapıldığı, temyiz incelemesi yapıldıktan sonra dosyaya eklendiği tespit edilen 30.01.2014 tarihli tebligat evrakı ile 06.01.2014 tarihli PTT sorgu belgesi arasındaki çelişkinin neden kaynaklandığı ve dosya içerisinde sanığa yapılan tebligat evrakı asıllarının neden bulunmadığı tespit edilerek gerektiği takdirde posta görevlileri araştırılarak bilgi alınması, çelişkinin giderilmesi ve gerekçeli karar tarihinden sonra yapıldığı belli olan 06.01.2014 tarihli tebligat içeriğinin tespit edilerek bilgi verilmesinin talep edildiği,
Yerel Mahkemenin 02.01.2020 tarihli ve 122 sayılı cevabi yazısı ile; sanık ...'e gerekçeli karar tebliğ edilmesi amacıyla ....
45 barkod numaralı tebligat evrakının 30.12.2013 tarihinde oluşturulduğu, tebligatın hazırlandığı tarihte gerekçeli kararın henüz onaylanmamış olması nedeniyle tebligata, tebliğ edilecek evrak eklenmesi zorunlu olduğundan onaylanmadığı için seçilemeyen gerekçeli karar yerine rastgele 20.06.2013 ve 27.05.2013 tarihli genel karar/müzekkerenin eklendiği, gerekçeli kararın ise 06.01.2014 tarihinde onaylandığı, Mahkeme eski yazı işleri müdürü olup emekliliğe ayrılmış olan (83768) sicil numaralı ... ...'un, "Sanık ...'e gerekçeli kararın tebliğ edilmesi amacıyla 06.01.2014 tarihinde tebliğ edilen tebligat evrakını kendisinin hazırladığını, tebligatı hazırladığı tarihte gerekçeli kararın onaylanmamış olması nedeniyle tebligat evrakına eklenecek evrak olarak gerekçeli kararın seçilemediğini, tebligata evrak eklenmesi zorunlu olduğundan genel karar müzekkere evrakını eklemek zorunda kaldığını, ancak fiziki olarak tebligat içerisine genel karar müzekkere değil gerekçeli karar evrakını eklediğini ve bu hâliyle tebliğe çıkardığını," şifahen beyan ettiğinin belirtildiği,
CMK'nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Özel Dairece, dosya içerisinde ve UYAP sisteminde kayıtlı olarak 06.01.2014 tarihinde sanığa bizzat teslim edildiği belirtilen PTT sorgu evrakının bulunduğu, sanık müdafisinin itirazı üzerine bahsi geçen belgenin içeriğinin ne olduğunun mahkemesinden sorulduğu, ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 02.01.2019 tarihli yazısı ile eski yazı işleri müdürü olup emekliliğe ayrılmış olan ve PTT sorgu evrakında sicil bilgileri yazılı olan ... ...'un, tebligata gerekçeli kararı eklediğini beyan etmesi karşısında; yasal gereği olmaksızın sonradan yapılan tebligatın yeni bir hak kazandırmasının mümkün bulunmamasına göre, sanığın 20.01.2014 tarihli temyiz inceleme başvurusunun yasal süresi geçtikten sonra yapıldığı gerekçesiyle itirazın yerinde görülmediği,
UYAP Bilişim Sisteminde 15.01.2014 tarihinde "MHKYIM 83768" sicil numaralı görevli tarafından yapılan PTT veritabanı sorgulamasında sanığa 06.01.2014 tarihinde saat 16.56.42'de bizzat tebliğ edilen bir tebligatın olduğu ve işlem yerinin ... olarak gösterildiği, aynı tarihte katılanlar ... ve ..., inceleme dışı sanık ... ve müdafisi Av. ... ile tanık ... adına da yapılan sorgulama belgelerinde de 06.01.2014 tarihinde saat 16.56.42'de adı geçenlere bizzat tebliğ edilen bir tebligatın olduğu ve işlem yerinin ... olarak gösterildiği, ancak sorgu belgelerinde hangi barkod numaralı tebligatın tebliğ edildiğine ve tebligat içeriğinde hangi evrakın bulunduğuna dair herhangi bir bilginin yer almadığı,
UYAP Bilişim Sistemi kayıtlarının incelenmesinde; sanığın 26.11.2013 ila 20.01.2014 tarihleri arasında cezaevinde olmadığı,
Anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlığın sağlıklı bir hukuki çözüme kavuşturulabilmesi için öncelikle bu konudaki Anayasal ve kanuni düzenlemelerin incelenmesinde yarar bulunmaktadır.
Anayasanın "Hak arama hürriyeti" başlıklı 36. maddesinin birinci fıkrası;
"Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir...",
"Temel hak ve hürriyetlerin korunması" başlıklı 40. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ise;
"Anayasa ile tanınmış hak ve hürriyetleri ihlal edilen herkes, yetkili makama geciktirilmeden başvurma imkanının sağlanmasını isteme hakkına sahiptir.
Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır..." şeklinde düzenlenmiş olup Anayasa'nın 36. maddesinde, herkesin, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu, 40. maddesinde ise Anayasa ile tanınmış hak ve hürriyetleri ihlâl edilen herkesin, yetkili makama geciktirilmeden başvurma imkânının sağlanmasını isteme hakkının bulunduğu belirtilmiştir.
CMK'nın "Tebligat usulleri" başlıklı 37. maddesi;
"(1) Tebligat, bu Kanunda belirtilen özel hükümler saklı kalmak koşuluyla, ilgili kanunda belirtilen hükümlere göre yapılır.
(2) Uluslararası andlaşmalar, yazılı belgelerin doğrudan doğruya postayla veya diğer iletişim araçlarıyla gönderilmesini kabul ettiğinde; yurt dışına yapılan tebligat, iadeli taahhütlü posta veya diğer iletişim araçları ile gerçekleştirilir." şeklinde düzenlenmiştir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun "Bilinen adreste tebligat" başlıklı 10. maddesi;
"Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır.
Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır..." biçiminde düzenlenmiştir.
Buna göre tebligat, öncelikle tebliğ yapılacak şahsın bilinen en son adresinde yapılır. Adres, muhatabın konut veya ... yeri adresi olabilir. Bilinen en son adresin tespitinde, tebliğ isteyenin beyanı, muhatabın veya diğer ilgililerin bildirimleri ya da mevcut belgeler esas alınır. Ancak, tebligatı çıkaran makama bildirilen adresin, tebligata elverişli olmadığının anlaşılması ya da bu adrese tebligat yapılamaması hâllerinde, muhatabın 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'na göre adres kayıt sistemindeki adresi (MERNİS) bilinen son adresi olarak kabul edilerek tebligat buraya yapılacaktır (Canan Ruhi, ... Cemal Ruhi, Tebligat Hukuku, Seçkin Yayınevi, .... 82.).
Adres kayıt sistemindeki adresine (MERNİS) tebligatın yapılma şekli ise anılan Kanun'un "Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina" başlıklı 21. maddesinin 2. fıkrasında;
"Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır." biçiminde açıklanmıştır.
Konumuzla ilgisi bakımından usulüne aykırı tebliğin hangi hâllerde geçerli olacağına da değinilmesi gerekmektedir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun "Usulüne aykırı tebliğin hükmü" başlıklı 32. maddesi;
"Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır.
Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur.",
Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik'in "Usulüne aykırı Tebliğin Hükmü" başlıklı 53. maddesi ise;
"(1) Tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliği öğrenmiş ise geçerlidir. Aksi takdirde tebligat yapılmamış sayılır. Muhatap, her ne şekilde olursa olsun tebliğ evrakını veya davetiyeyi alırsa ya da bunların içeriğini öğrenirse tebliği öğrenmiş sayılır.
(2) Muhatabın tebliği öğrendiğini beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir.
(3) Tebliğin usulüne aykırı yapılmış olması halinde, muhatabın tebliği öğrendiğinin ve bunun tarihinin iddia ve ispatı mümkün değildir." şeklinde düzenlenmek suretiyle sanığın tebliği öğrendiğini beyan ettiği veya hâl ve hareketleri ile bunu ortaya koyduğu tarihte tebliğin geçerli olacağı kabul edilmiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve Ceza Dairelerince tereddüde mahal bırakmayacak şekilde sürdürülen uygulamalara göre de; yoklukta kurulan hükmün temyiz hakkı olanlara usulüne uygun tebliğ edilmediği hâllerde temyiz süresi işlemeye başlamayacağından, öğrenme üzerine verilen temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu kabul edilmektedir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Yerel Mahkemece sanık ...'in nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs ve resmî belgede sahtecilik suçlarından mahkûmiyetine ilişkin verilen gerekçeli kararın sanığın 22.07.2011 tarihinde istinabe olunan Mahkemede beyan ettiği "Okmeydanı Mah. Sancaktar Sok. No: 10, İç Kapı No: 2 Merkez / ..." adresine tebliğ edilmek üzere 30.12.2013 tarihinde ... barkod numaralı tebligatın düzenlendiği, tebligat zarfına "BU ZARFTA Genel Karar/Müzekkere – 20/06/2013, Genel Karar/Müzekkere – 30/12/2013 VARDIR." şerhinin konulduğu, yine Yerel Mahkemece sanığın "Bahçelievler Mah. 2. Ferah Sk. No: 20, İç Kapı No: 5 Merkez/..." olan MERNİS adresine gerekçeli kararın tebliğ edilmek üzere 16.01.2014 tarihinde 4000796529910 barkod numaralı tebligatın düzenlendiği, tebligat zarfına "BU ZARFTA Gerekçeli Karar – Karar No: 2013/296 - 02/12/2013 VARDIR." şerhinin konulduğu, ancak söz konusu tebligatların sanığa tebliğ edilip edilemediğine dair tebligat parçalarının dosyada ve UYAP sisteminde bulunmadığı, sanığın ise 20.01.2014 tarihli dilekçesi ile hakkındaki mahkûmiyet hükümlerini temyiz etmesi üzerine Özel Dairece gerekçeli kararın sanığa 06.01.2014 tarihinde tebliğ edildiği kabul edilerek sanığın süresinden sonra yaptığı temyiz isteminin reddine karar verildiği, Yerel Mahkeme karar tarihinden sonra atanan sanık müdafisinin gerekçeli kararın sanığa tebliğ edilip edilmediğinin belirsiz olduğundan bahisle itiraz kanun yoluna başvurulmasını talep ettiği ve Yerel Mahkemece yapılan araştırma neticesinde PTT ... Dağıtım ve Toplama Merkezi Müdürlüğü cevabi yazısında ... barkod numaralı tebligatın 10.01.2014 tarihinde tebliğ yapılamadan iade edildiğinin, 4000796529910 barkod numaralı tebligatın ise 30.01.2014 tarihinde aynı konutta sanığın yakınına teslim edildiğinin bildirildiği, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca sanık lehine itiraz kanun yoluna başvurulduğu ve bu defa Özel Dairenin istemi üzerine Yerel Mahkemece yapılan araştırma sonucunda sanığa gerekçeli karar tebliğ edilmesi amacıyla ... barkod numaralı tebligat evrakının 30.12.2013 tarihinde oluşturulduğu, tebligatın hazırlandığı tarihte gerekçeli kararın henüz onaylanmamış olması nedeniyle tebligata, tebliğ edilecek evrak eklenmesi zorunlu olduğundan onaylanmadığı için seçilemeyen gerekçeli karar yerine rastgele 20.06.2013 ve 27.05.2013 tarihli genel karar/müzekkerenin eklendiği, gerekçeli kararın ise 06.01.2014 tarihinde onaylandığı, Mahkeme eski yazı işleri müdürü olup emekliliğe ayrılmış olan (83768) sicil numaralı ... ...'un, "Sanık ...'e gerekçeli kararın tebliğ edilmesi amacıyla 06.01.2014 tarihinde tebliğ edilen tebligat evrakını kendisinin hazırladığını, tebligatı hazırladığı tarihte gerekçeli kararın onaylanmamış olması nedeniyle tebligat evrakına eklenecek evrak olarak gerekçeli kararın seçilemediğini, tebligata evrak eklenmesi zorunlu olduğundan genel karar müzekkere evrakını eklemek zorunda kaldığını, ancak fiziki olarak tebligat içerisine genel karar müzekkere değil gerekçeli karar evrakını eklediğini ve bu hâliyle tebliğe çıkardığını," beyan ettiği olayda;
Sanığın yokluğunda verilen hükmün ilk önce sanığın en son bildirdiği adresine ve ardından MERNİS adresine tebliğe çıkarıldığı, ancak her iki tebligatın sanığa tebliğ edildiğine veya iade edildiğine dair tebligat parçalarının denetime olanak verecek şekilde dosya arasında bulunmadığı, 15.01.2014 tarihli PTT veritabanı sorgulamasına göre sanığa 06.01.2014 tarihinde bizzat teslim edilen bir tebligat evrakının olduğu belirlenmiş ise de sanığa hangi evrakın ve barkod numaralı tebligatın tebliğ edildiğinin sorgu evrakında gösterilmediği, dosyada aynı tarih-saat-..., işlem yeri ve açıklamanın yer aldığı ve katılanlar, inceleme dışı sanık ve müdafisi ile tanığa yapılmış görünen birden fazla PTT sorgu evrakının mevcut olduğu, ayrıca sanığın en son bildirdiği adresine 30.12.2013 tarihinde düzenlenen tebligatta adresin ... olmasına rağmen PTT sorgu evrakında işlem yerinin ... olduğu, PTT cevabi yazısında 30.12.2013 tarihinde düzenlenen tebligatın 10.01.2014 tarihinde tebliğ yapılamadan iade edildiğinin bildirildiği, söz konusu sorgulamaları yapan Mahkeme eski yazı işleri müdürünün beyanının sanığa tebligatın hangi tarihte yapılmış olduğuna değil tebligat zarfının içerisine gerekçeli karar konulup konulmadığına ilişkin olduğu anlaşıldığından, gerekçeli kararın sanığa 06.01.2014 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiğinin ispat edilemediği, sanığın 20.01.2014 tarihli temyiz nedenlerini bildirir dilekçesinin öğrenme üzerine ve süresinde olduğu kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne, Özel Dairenin ret kararının kaldırılmasına ve sanık ...'in temyiz talepleri de incelenmek üzere dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesinin 19.03.2019 tarihli ve 5526-2380 sayılı ret kararının KALDIRILMASINA,
3- Dosyanın, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 22.06.2021 tarihli ve 196 sayılı kararı uyarınca Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 01.07.2021 tarihinden geçerli olmak üzere kapatılmasına ve arşivinde bulunan dosyaların Yargıtay 11. Ceza Dairesine devredilmesine karar verildiğinden, temyiz incelemesinin yapılması amacıyla Yargıtay 11. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 18.05.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.