16. Hukuk Dairesi 2019/1469 E. , 2019/5828 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 199 ada 1, 2, 4, 5, 6, 7 parsel ve 216 ada 4, 5, 6 parsel sayılı muhtelif yüzölçümündeki taşınmazlar, irsen intikal taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 199 ada 1 parsel sayılı taşınmaz davalı ..., 199 ada 2 parsel sayılı taşınmaz davalı ..., 199 ada 4 parsel sayılı taşınmaz davalı ..., 199 ada 5 parsel sayılı taşınmaz davalı ..., 199 ada 6 parsel sayılı taşınmaz davalı ..., 199 ada 7 parsel sayılı taşınmaz davalı ... , 216 ada 4 parsel sayılı taşınmaz davalılar ... ve ..., 216 ada 5 parsel sayılı taşınmaz davacı ..., 216 ada 6 parsel sayılı taşınmaz davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., çekişmeli taşınmazların ...’den intikal ettiği ve mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediği iddiasına dayanarak 199 ada 1, 2, 4, 5, 6, 7 parsel sayılı taşınmazların ...’den intikal eden miras payının, 216 ada 4, 5, 6 parsel sayılı taşınmazların 1/4 payının tapularının iptali ile adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 199 ada 1, 2, 4, 5, 6, 7 parsel 216 ada 4, 5, 6 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacının muris ...’den intikal edecek payı oranında davacı adına, kalan kısımların tapu malikleri üzerinde bırakılmak suretiyle tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Çekişmeli 199 ada 1, 4, 5, 6 ve 7 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükme yönelik temyiz itirazları bakımından yapılan incelemede; Davacı, çekişmeli taşınmazların kendi miras bırakanları ...’den intikal ettiğini ve mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediğini ileri sürerek, tüm mirasçılar adına payları oranında tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, çekişmeli taşınmazların kök muris ...’den intikal ettiği ve taksim edilmedikleri gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiştir. Ne var ki; davacının miras bırakanının ölüm tarihine göre terekesi TMK"nın 701. maddesi gereğince tereke elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabidir. Elbirliği halinde mülkiyet hükümlerine tabi bulunan bir terekede, terekeye ilişkin tüm tasarruf işlemlerinin, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 640 ve 702. maddeleri uyarınca, tüm mirasçılar tarafından birlikte yapılması zorunlu olup, tasarrufi işlem niteliğindeki davanın da tüm mirasçılar tarafından terekeye karşı üçüncü kişi konumunda olan birisi aleyhine birlikte açılması gerekir. Bir mirasçının, özellikle acele hallerde miras şirketinin menfaatini korumak için, bütün mirasçılar adına, yalnız başına dava açması mümkün ise de, bu şekilde açılan bir dava tüm mirasçıların katılımı sağlanmadan yürütülemez. Bu halde, diğer mirasçıların davaya katılımının sağlanması, muvafakatlerinin alınması ya da terekeye temsilci atanması gerekir. Somut olayda; dosyada bulunan veraset ilamı ve nüfus kayıtlarından, çekişmeli taşınmazların tapu kayıt maliklerinin, davacıların murisi ... terekesine göre 3. kişi konumunda oldukları anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; mahkemece davacı tarafa, muris ... mirasçılarının tamamının davaya katılımının sağlanması, muvafakatlerinin alınması veya terekeye temsilci tayini için süre verilmesi, aktif dava ehliyetinin sağlanması halinde ise davanın esasına girilerek iddia ve savunma çevresinde tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
2- Çekişmeli 216 ada 4 parsel sayılı taşınmaza ilişkin hükme yönelik temyiz itirazları bakımından yapılan incelemede; Davacı, çekişmeli taşınmazın murisi ...’den intikal ettiğini belirterek, satın alma ve pay devirleri nedeniyle 1/4 payın adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın kök muris ...’den intikal ettiği ve taksim edilmediği gerekçesiyle miras payı oranında davacı adına tesciline karar verilmiş ise de, verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Somut olayda; dosyada bulunan veraset ilamı ve nüfus kayıtlarından, davacının murisi ... mirasçısı olan davalıların annesi ...’ın sağ olduğu, dolayısıyla çekişmeli taşımazın tapu kayıt malikleri olan davalılar ... ve ...’ın (...’nin çocukları) muris ... terekesine göre 3. kişi durumunda bulundukları anlaşılmaktadır. Terekeye dahil bir taşınmaz için, bir mirasçı tek başına 3. kişiye karşı miras payının adına tescili istemiyle dava açamaz. Elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli pay veya payları olmayıp, haklarının terekenin tamamını kapsadığı, TMK"nın 702. maddesine göre topluluk devam ettiği sürece tasarrufi işlemlerde tüm ortakların oy birliğiyle karar vermeleri gerektiği açıktır. Bu halde mirasçılardan birisinin, kendi payı hakkında açtığı dava, diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından ve aynı zamanda onlar adına açılmadığından davanın, diğer mirasçıların katılması (icazet vermesi) veya terekeye temsilci atanması suretiyle devam ettirilerek sonuçlandırılmasına olanak yoktur. Bu nedenle davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken, Mahkemece belirtilen bu husus gözden kaçırılarak bu parsel yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
3- Çekişmeli 216 ada 5 parsel sayılı taşınmaza ilişkin hükme yönelik temyiz itirazları bakımından yapılan incelemede; Davacı, çekişmeli taşınmazın murisi ...’den intikal ettiğini belirterek, satın alma ve pay devirleri nedeniyle 1/4 payın adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın kök muris ...’den intikal ettiği ve taksim edilmediği gerekçesiyle miras payı oranında davacı adına tesciline karar verilmiş ise de, verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Dosyada bulunan çekişmeli taşınmaza ait tapu kaydından, taşınmazın davacı adına tapuda kayıtlı olduğu ve bu haliyle davacının kendi adına tapuda kayıtlı bulunan taşınmaz hakkında dava açtığı anlaşılmaktadır. Davacının, kendi adına kayıtlı bulunan bu taşınmaza yönelik dava açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, davacının bu parsel yönünden açmış olduğu davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
4- Dava konusu 199 ada 2 parsel ve 216 ada 6 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davacı, çekişmeli taşınmazların murisi ...’den intikal ettiğini belirterek, 199 ada 2 parsel sayılı taşınmazın miras payı oranında, 216 ada 6 parsel sayılı taşınmazda ise diğer paydaşların payını satın alma ve devir suretiyle bu taşınmazın 1/4 payının kendisine ait olduğu iddiası ile dava açmıştır. Mahkemece, taksim edilmedikleri gerekçesiyle davacının miras payı oranında davacı adına tesciline karar verilmiştir. Taşınmazların öncesinde muris ...’e ait olduğu mahkemece toplanan ve değerlendirilen delillerle belirlendiği gibi, esasen bu yön taraflar arasında da uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, murisin terekesinin yöntemince paylaşılıp paylaşılmadığı hususundadır. Mahkemece terekenin taksim edilmediği gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiştir. Ne var ki; tanık ve bilirkişilerin beyanlarında keşifte alınan beyanlarda ...’ün ölümünden sonra mirasçıların kendi arasında taksim yaptıkları, bu taksim neticesinde davacıya isabet eden taşınmazların bir kısmının davacı tarafından 3. kişilere satıldığı ve yine bu paylaşımda çekişmeli 216 ada 5 parsel sayılı taşınmazın davacıya isabet ettiği belirtilmiş olmasına rağmen mahkemece bu beyanla ilgili tutanaklar ve tapu kayıtları getirtilerek denetlenmediği gibi, davacının diğer paydaşlardan pay satın aldığı yönündeki iddiası da araştırılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak karar verilemez. Hal böyle olunca mahkemece; doğru sonuca varılabilmesi için mahallinde yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisinin katılımıyla keşif icra edilmeli ve bu keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişiler ve tanıklardan, terekenin taksime tabi tutulup tutulmadığı, taksime tabi tutulmuş ise kime isabet ettikleri ve diğer mirasçılara ne verildiği, taşınmaz verilmiş ise nereden verildiği ve diğer mirasçılara verilen taşınmazların akıbetlerinin ne olduğu, mirasçılar arasında pay satışı olup olmadığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanları arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı; taksimde davacıya isabet ettiği belirtilen taşınmazların tutanakları ve kadastroca oluşan kayıtları getirtilerek bilirkişi ve tanıkların sözleri denetlenip belirtilen taşınmazların akibeti belirlenmeli, fen bilirkişisinden keşif takibe ve denetlemeye olanak verir kroki ve rapor alınmalı, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.09.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.