17. Hukuk Dairesi 2017/3811 E. , 2019/2274 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki hakem kararına itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı itirazın kısmen kabulüne dair verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, 23.02.2014 tarihinde meydana gelen tek taraflı kazada davalı ... şirketine trafik sigortalı araçta yolcu müvekkillerinin desteğinin vefat ettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile çocukların her biri için 5.000,00 TL, eş için 5.001,00 TL olmak üzere toplam 15.001,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile dava değerini yükseltmiştir.
Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; başvurunun kabulü ile eş için 109.611,54 TL, ... için 17.588,84 TL, ... için 9.122,50 TL olmak üzere toplam 132.322,88 TL ek tazminatın 26.01.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmiş; karara, davalı vekili tarafından itiraz edilmiştir.
İtiraz Hakem Heyetince, davalı vekilinin itirazlarının kısmen kabulü ile Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına, başvuru sahiplerinin talebinin kısmen kabulü ile ... için 80.326,22 TL, ... ...için 12.947,72 TL ve ... için 6.137,84 TL olmak üzere toplam 99.411,78 TL ek tazminatın 26.01.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ... Türk Sigorta Şirketinden alınarak başvuru sahiplerine ödenmesine karar verilmiş; itirazın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-5684 sayılı Sigortacılık Yasasının 30/12.maddesi gereği sigorta tahkim komisyonlarının 40.000,00 TL"yi geçmeyen kararları kesindir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir. Davacılar ihtiyari dava arkadaşı durumunda olduğundan dolayı 40.000,00 TL"lik kesinlik sınırı her bir davacı yönünden ayrı ayrı gözetilmelidir. Bu sebeple davacılardan ... ...için 12.947,72 TL ve ... için 6.137,84 TL maddi tazminata dair karar kesin niteliktedir. Bu davacılar yönünden temyiz isteminin miktar yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin davacı ... yönünden verilen kararın temyiz incelemesine gelince;
a) Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, kararın gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen aşagıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
b) Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatının tahsili istemine ilişkindir.Destekten yoksun kalanların destek payları belirlenirken desteğin gelirinin bir kısmını kendisine bir kısmını da eş, çocukları ile ana ve babasına ayıracağı varsayılmalıdır. Bunun dışında destekten yoksun kalanlardan bir kısmının davacı olup diğer kısmının davacı olmadığı durumda talepte bulunmayan destek görenlerin paylarının da hesaplamada göz önünde tutulması gerekmektedir. Ancak destek almaktan vefat, evlilik ya da destek alma ihtiyacının sona ermesi gibi nedenlerle çıkan kişinin payı diğer destek alanlara aktarılarak hesaplama yapılması gerekmektedir.
Somut olayda, desteğin babası 1961 doğumlu ... dosyadaki nüfus kaydına göre hayattadır. Hükme esas alınan aktüer raporunda, murisin hayatta olan babasına ayrılması gereken pay ayrılmadan davacılara tamamen pay verilerek hesaplama yapılması doğru olmayıp bu yöndeki bilirkişi raporunun hükme esas alınması isabetli değildir.
c) Mahkemece; destek yolcunun müterafık kusuru isabetli bir şekilde tartışılmış ve alkollü kişinin aracına bilerek binmekten %15 müterafık kusur indirimi yapılmış ise de, dairemizin yerleşik uygulamasına göre %20 oranda müterafik kusur indirimi yapılması gerekirken yazılı şekilde eksik oranda indirim yapılması bozmayı gerektirmiştir.
d) Müddeabihin dava sırasında davacı tarafından üçüncü şahsa temlik edilmesi halinde, üçüncü şahıs davalının rızasını almadan, kendiliğinden müddeabihi devretmiş olan eski davacının yerine geçer, onun hak ve yetkilerini kullanır. Mahkemece, kararın buna uygun şekilde düzenlenmesi gerekir. Somut olayda ise, hakem heyetine başvuru tarihi 01.09.2015’ten önce 12.11.2014 tarihli temlikname ile davacı ... tazminat alacağının %20 oranındaki miktarı dava dışı ... Yön. Dan. ve Güv. Sis. Ltd. Şti."ye temlik etmiştir. 6098 Sayılı TBK"nun 183. maddesinde; "Kanun, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça alacaklı, borçlunun rızasını aramaksızın alacağını üçüncü bir kişiye devredebilir.
Borçlu, devir yasağı içermeyen yazılı bir borç tanımasına güvenerek alacağı devralmış olan üçüncü kişiye karşı, alacağın devredilemeyeceğinin kararlaştırılmış bulunduğu savunmasını ileri süremez. " düzenlemesi yer almıştır. Buna göre, alacaklının alacağını 3. kişiye devredilebileceği düzenlenmiştir. Temlik borç doğuran bir akit değil, alacağı başkasına geçiren mücerret hukuki bir tasarruftur. Bu işlem ile temellük eden alacaklının halefi olmaktadır. Dolayısıyla, temlik eden kişinin temlik ettiği bedel üzerinde tasarruf yetkisi bulunmamaktadır. Davacı ... tazminat alacağının %20 oranındaki miktarı ... Yön. Dan. ve Güv. Sis. Ltd. Şti."ye temlik ettiğinden ... için hesaplanan tazminat miktarının %20"si olan tutar yönünden başvuru sahibinin tasarruf yetkisi bulunmadığından başvuru sahibinin talebinin bu tutar yönünden temlikname sebebiyle reddine karar vermek gerekirken, temlikname yokmuş gibi, hesaplanan tazminatın tamamından sigorta şirketinin sorumlu tutulması doğru görülmemiştir.
e) Bozma neden ve şekline göre, davalı vekilinin diğer davacı yönünden verilen karara yönelik vekalet ücretine dair sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
Kabule göre de;
Kararda asıl alacağa 26.01.2015 tarihinden itibaren faiz işletilmiştir. Kararda bu tarihten itibaren faiz işletilmesinin gerekçesi ise sigorta şirketinin yaptığı ödeme olarak gösterilmiştir. Oysa ki, 26.01.2015 tarihinde başvuru sahiplerine yapılan ödeme davalı ... tarafından değil, dava dışı Güvence Hesabı tarafından yapılmıştır. ... poliçesini tanzim eden sigorta şirketinin temerrüde düşme tarihi sigorta şirketine yapılan başvurudan 8. iş günü sonundan itibaren başlar. Dosya içerisinde başvuru sahiplerinin ...’ne en erken ne zaman başvurulduğu belli olmamakla birlikte ... tarafından yaptırılan aktüer raporunun 05.03.2015 tarihinde hazırlandığı görülmüştür. Bu sebeple ..."nin en erken 05.03.2015 tarihinde temerrüde düştüğünü kabul etmek gerekirken, daha erken bir tarih olan 26.01.2015 tarihi itibariyle faize hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin davacı ... ile ... yönünden verilen karara yönelik temyiz isteminin kararın kesin olması nedeniyle REDDİNE, (2-a) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer davacı yönünden verilen karara yönelik sair temyizlerinin reddine, (2-b),(2-c) ve (2-d) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer davacı yönünden verilen karara yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile davacı ... yönünden verilen hükmün BOZULMASINA, (2-e) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer davacı yönünden verilen karara yönelik vekalet ücretine dair sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 28/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.