Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/10349
Karar No: 2017/4995
Karar Tarihi: 25.09.2017

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2015/10349 Esas 2017/4995 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2015/10349 E.  ,  2017/4995 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 23/12/2011 gününde verilen dilekçe ile rücuen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 16/04/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Dava, Hazine’nin TMK’nın 1007. maddesi (MK.917) uyarınca ödediği tazminatın, ödemeye neden olan tapudaki işlemi gerçekleştiren tapu görevlileri ile bu işleme dayanak vekaletnameyi düzenleyen noterden rücuen tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı ...; dava dışı...’in,...3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/173 esas sayılı dosyasında sahte vekaletname ve sahte nüfus cüzdanı ile yapılan tescil nedeniyle Maliye Hazinesi aleyhine açtığı tazminat davasının kısmen kabul kararı ile sonuçlanarak kesinleştiğini, bu nedenle... 13. İcra Müdürlüğünün 2010/13381 sayılı takip dosyasına 1.043.466,97 TL ödeme yapıldığını, ...8. Noterliğince düzenlenen 01/11/1990 gün ve 35375 yevmiye numaralı vekaletname ile tapudaki işlemin gerçekleştiğini ve Noterlik Kanunu’nun 81. maddesine aykırı olarak yeniden vekaletname düzenlemeyen ... 8. Noteri olan davalı ... ... ile yasaya aykırı olarak sadece mühürle yapılan ve imza bulunmayan tashihi kabul ederek tapu işlemini yapan tapu görevlileri ... ve ...’ın dava konusu olaydan sorumlu olduklarının sabit olduğunu belirterek, dava dışı ...’e yapılan ödemenin rücuen davalılardan müştereken ve müteselsilen alınmasına karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar ... ve ... vekili cevap dilekçesinde; ... 8. Noterliğinin 01/11/1990 gün ve 35375 yevmiye numaralı vekaletnamesinde ...’in doğum tarihi 1306 olmasına rağmen 1926 ...Doğumlu yazması nedeniyle doğum tarihinin düzeltilmesi için ...’ın işlemi sonuçlandırmayarak tarafları geri çevirdiğini, işleme esas vekaletnamenin düzenlendiği tarihte yürürlükte olan Tapu Sicil Tüzüğüne göre müstenidat olarak verilen vekaletnamenin işleme esas vekalete eklenmesi veya Tapu Sicil Müdürlüğünce müstenidat vekaletnamenin de işlem sırasında istenmesi zorunluluğu olmadığından ...’in verdiği vekaletnamenin sahte olup olmadığının veya sahte nüfus cüzdanına göre düzenlenmiş olup olmadığının tapu görevlisi olan müvekkillerince bilinmesinin mümkün olmadığını, dayanak teşkil eden vekaletnamelerin aranması zorunluluğunun 07/06/1994 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Tapu Sicil Tüzüğü ile aranmaya başladığını, ... 8. Noterliğince düzenlenen 01/11/1990 tarihli vekaletnamedeki doğum tarihinin 1306 olarak düzeltilmesi ve 1994 tarihinden önceki Tapu Sicil Nizamnamesi’ne göre sadece noter mührü ile mühürlenmesi üzerine müvekkillerinin işlemi gerçekleştirdiğini, ...’in de sanık olarak yer aldığı ... 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 1991/220 esas sayılı dosyası ile sahte evrak tanzim etme suçundan açılan kamu davasının zamanaşımı süresinin dolması nedeni ile ortadan kaldırılmasına karar verildiğini, ... tarafından Maliye Hazinesi aleyhine ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davanın ihbar edilmemesi nedeniyle müvekkillerinin kendilerini savunamadıklarını, kaldı ki noter tarafından düzenlenen vekaletnamenin sahte olmayıp vekaletnamenin düzenlenmesinde kullanılan nüfus cüzdanının sahte olduğunu, usulsüz işlemin tapu sicilinin tutulmasından değil sicilin düzenlenmesinde etken olan sahte nüfus cüzdanından kaynaklandığını, ... 3. Noterliğinde düzenlenen vekaletnamede noterlikte kullanılan nüfus cüzdanının sahte olup olmadığının basit bir inceleme ile hemen anlaşılabilecek durumda olduğunu, bu nedenle Devletin zararı söz konusu ise bu zarara sebebiyet verenin kamu görevi yapan noter olduğunu ileri sürerek, davanın reddini istemiştir.
    Davalı ... vekili, müvekkilinin üçüncü el durumunda olduğunu, işlemin dayanağı olan ilk vekaletnamede kullanılan kimliğin sahte olduğunu bilmesine/bilebilmesine hukuken olanak bulunmadığını, ilk vekaletnamede kullanılan nüfus cüzdanının sahte oluşunun bu vekaletnameye dayalı olarak yapılan sonraki vekaletnameleri de kaçınılmaz olarak geçersiz kıldığını, dolayısıyla bir kusur varsa bu kusurun ilk vekaletnameyi düzenleyen sahtecilikte kullanılan nüfus cüzdanının aslını çıplak gözle görüp inceleme imkanına sahip olan ... 3. Noterliğine ait olduğunu, 01/11/1990 tarihli vekaletnamede sonradan doğum yılının düzeltildiği yönündeki iddianın yerinde olmadığını, zira noterlikte kalan nüshada herhangi bir düzeltmenin yapılmadığının müvekkilinin beraatiyle sonuçlanan ... 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 1991/310 esas sayılı dosyasıyla sabit olduğunu, 01/11/1990 tarihli vekaletnamenin tapuya ibraz edilen nüshasında var olduğu iddia edilen düzeltmenin müvekkili tarafından yapıldığını gösterir bir noterlik işlemi bulunmadığını, vekaletnamedeki düzeltmenin Noterlik Kanunu’nun 81. maddesine aykırı olduğunun açık olduğunu, davalı tapu görevlilerinin bu kanuni düzenleme uyarınca ilgilisinden yeni bir vekaletname istemeyerek, geçersiz olan düzeltmeye istinaden tapu devri yaptıklarını, bu halde kusurun tamamen davalı tapu görevlilerine ait olduğunu, ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davanın müvekkiline ihbar edilmediğini, aksi düşünülse dahi davaya konu alacak bakımından birden fazla kişinin sorumluluğunun söz konusu olduğunu ileri sürüp, davanın dava dışı ... 3. Noteri ..., ... 6. Noteri ... ve sigorta şirketine ihbarını talep ederek, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; alınan kriminal raporla ... 3. Noterliğinde düzenlenen 15/10/1990 tarih ve 49975 yevmiye numaralı vekaletnamenin düzenlenmesi sırasında kullanılan sahte nüfus cüzdanının iğfal kabiliyetine haiz olduğunun anlaşılması nedeniyle, bu vekalete dayanarak vekaletname düzenleyen ... 8. Noteri olan davalı ile vekalete istinaden satış işlemini gerçekleştiren davalı tapu görevlilerinin kusur ve sorumluluklarından söz edilemeyeceği, rücuen tazminat davasına dayanak ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin
    2010/173 esas sayılı dosyasında açılan davanın da işbu davanın davalılarına ihbar edilmemesi ve Maliye Hazinesinin bu hususta gereğince savunma yapmamış olması nedeniyle bu hususun tam olarak açıklığa kavuşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Dosyanın incelenmesinde; davaya konu taşınmazın tapu sicilinde 1306 (1890) doğumlu ... adına kayıtlı olduğu, kayıt malikinin 1968 yılında vefat ettiği, ancak ölümünün nüfus kayıtlarına işlenmediği, taşınmaz ... adına kayıtlı iken taşınmazın satışı konusunda ilk olarak ... 3. Noterliğinde düzenlenen 15/10/1990 tarihli vekaletname ile ...’nın, ... 6. Noterliğinde düzenlenen 30/10/1990 tarihli vekaletname ile ...’ın, ... 8. Noterliğinde düzenlenen 01/11/1990 tarihli vekaletname ile...’ın vekil kılındığı, ... tarafından 02/11/1990 tarihli resmi işlemle taşınmazın...’a satılarak devredildiği,...’ın da bu taşınmazı 02/11/1990 tarihli vekaletnameyle ...’ü vekil kılarak 27/05/1991 tarihinde ...’e satış suretiyle temlik ettiği görülmektedir.... mirasçıları tarafından ... ve... mirasçıları ..., ..., ... aleyhine ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/30 esas sayılı dosyasında açılan sahtecilik ve yolsuz tescil nedeniyle tapu iptal ve tescil davasının dosyasının incelenmesinde; mahkemenin davalı ...’in iyiniyetinin aksinin ispat edilemediği gerekçesiyle verilen davanın reddine dair ilk kararın temyiz incelemesinde Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 2004/4315 esas, 2004/7253 karar sayılı ve 15/06/2004 tarihli ilamıyla “son kayıt maliki davalı ...’in olayları bilmediğini kabul etmenin ve onu iyiniyetli edinen olarak nitelendirmenin mümkün olmadığı, bu nedenle davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği” şeklindeki gerekçeyle bozulmasına karar verildiği, mahkemece bozmaya uyularak verilen davanın kabulüne dair 2005/30 esas, 2005/348 karar sayılı ve 26/07/2005 tarihli kararın derecattan da geçerek kesinleştiği anlaşılmaktadır.Yukarıda belirtilen ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen kararın kesinleşmesi üzerine ... tarafından ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/471 esas sayılı dosyasında Maliye Hazinesi ve ... 3. Noteri ... aleyhine açılan tazminat davasına ilişkin dosyanın incelenmesinde; mahkemesince ilk olarak davanın reddine dair verilen kararın ... tarafından yalnızca davalı ... Hazinesi yönünden temyiz edildiği, kararın Dairemizin 15/12/2009 gün ve 2009/13007 esas, 2009/4215 karar sayılı ilamıyla bozulmasına karar verildiği, taraflarca temyiz edilmemek suretiyle davalı ... 3. Noteri yönünden verilen red kararının ise kesinleştiği, mahkemece bozmaya uyularak Maliye Hazinesi aleyhine verilen davanın kısmen kabulüne dair kararın ise derecattan da geçerek 05/01/2011 tarihinde kesinleştiği görülmektedir. Dosyadaki bilgi ve belgeler ile ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/173 esas, 2010/259 karar sayılı dosyası kapsamından; sahte nüfus cüzdanı yönünden aldatma yeteneğinin (iğfal kabiliyetinin) olmadığının açık olduğu, vekil Mehmet Şevket Özenbaş tarafından 01/10/1990 tarihli satış vekaletnamesiyle tapu dairesine ilk başvurulduğunda tapu malikinin kayıtlarda yer alan ve 1306 olan doğum tarihinin vekaletnamede 1926 olduğunun fark edilerek memur tarafından işlem yapılmadığı, bunun üzerine vekaletnamedeki tarihin 1306 olarak düzeltildiği, bu düzeltmenin üzerinde yalnızca mühür bulunduğu, ancak imza bulunmadığı, oysa Noterlik Kanunu’nun 81. maddesinin 2. fıkrasındaki “Tamamlanmasından sonra bir noterlik işleminin değiştirilmesi veya fesih ve iptal veyahut evvelki işin nitelik ve değeri değişmemek şartıyla düzeltilmesi, evvelki işlemin yapıldığı şekilde yeni bir işlemle yapılır. Yeni işlemin tarih ve numarası, noterlik dairesinde bulunan evvelki işleme ait kağıda yazılır” şeklindeki düzenlemeye aykırı olarak, üzerindeki yalnız mühür bulunan vekaletnamenin tapu görevlilerince işleme esas alınarak tapu sicilindeki tescil işleminin gerçekleştirildiği görülmektedir. Dolayısıyla, son kayıt maliki ... tarafından davalılar Maliye Hazinesi ve ... 3. Noteri ... aleyhine ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/471 esasında açılan tazminat davasında davanın reddine yönelik ilk kararın temyiz incelemesine dair Dairemizce verilen 15/12/2009 tarih ve 2009/13007 esas, 2009/4215 karar sayılı bozma ilamında da işaret edildiği üzere; dava konusu taşınmaz, sahte nüfus cüzdanı ve sahte vekaletnameler ile 02/11/1990 günü satılmış ve yolsuz tescil bu tarihte gerçekleşmiştir. Tapu görevlilerinin anılan bozma kararında açıklanan biçimdeki ağır kusurları nedeniyle gerçek durumu yansıtmayan sicil meydana gelmiştir. Bu nedenle, davanın dosya kapsamıyla uyuşmayan şekilde tümden reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Şu halde, mahkemece tüm davalıların kusur derecelerinin tespiti ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA 25/09/2017 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
    KARŞI OY YAZISI
    Dava, TMK 1007. madde kapsamında, davacı Hazine tarafından yolsuz tescil nedeniyle dava dışı ..."e ödenen tazminatın, davalı tapu memurları ve dosyadaki işleme esas olunan vekaletnameyi düzenleyen ilgili Noterden rücuen tahsili talebine ilişkindir.
    Türk Medeni Kanunu"nun Sorumluluk başlıklı 1007. maddesinde "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder." hükmü yer almakta olup, Devletin buradaki sorumluluğu kusursuz sorumluluk esasına dayalıdır. Yani idare illiyet bağının kesildiğini ispat etmediği sürece sorumluluktan kurtulamaz. İlliyet bağının kesilebilmesi için zarar görenin ağır kusurunun bulunması veya üçüncü bir kişinin illiyet bağını kesebilecek nitelikte
    ağır kusurunun olması veya hakkında zarar doğuran sonucun meydana gelmesinde öngörülemeyen bu halin bulunması gerekir. Yine tapu görevlisine rücu edilebilmesi tapu görevlisinin kusurunun varlığı halinde mümkündür.Somut olayda; dava dışı gerçek malik tarafından yolsuz tescil maliki ... aleyhine ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/30-348 sayılı dosyasında açılan dava sonucunda 16/07/2005 tarihli kararda, Mümin"in iyi niyetli edinen olmadığı kabul edilerek verilen tapu iptal tescil kararı Yargıtay"dan geçmek suretiyle kesinleşmiştir. Bu durumda davacı idarenin davalı Tapu memurları ve Noter aleyhinde açmış oldukları bu davada, sorumluluğu gerektiren illiyet bağının dava dışı ..."in kötü niyetli olması ile kesildiği anlaşılmaktadır. Nitekim Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 2004/4315-2004/7253 sayılı Bozma ilamında da aynen "Somut olayda, taşınmazın sahtecilik yoluyla edinen..."dan onun vekil kıldığı, ..."ün aracılığı ile davalı ..."e intikal ettirildiği görülmektedir. Bu intikal işleminde vekil olan ..."nin daha önce taşınmazdaki kiracılık ilişkisi nedeniyle davacının eşi ..."i silahla yaralamak suçundan yargılandığı ve olayın basına yansıdığı, aynı kişinin davalı ..."in damadı olan ...ile satış pazarlığı yaptığı ..."ın da taşınmazın bulunduğu çarşıda kuyumculukla iştigal ettiği tartışmasızdır. Değinilen olgular yukarıdaki ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde son kayıt maliki davalı ..."in olayları bilmediğini kabul etmek ve onu iyiniyetli edinen olarak nitelendirmek mümkün değildir." denilmiş ve bu husus artık kesinleşmiştir. Her ne kadar yolsuz tescil maliki Mümin tarafından davacı Hazine aleyhine ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/173-259 sayılı dosyasında açılan davada hazinenin ağır kusuru nedeniyle sorumluluğuna karar verilmiş ise de, o davada işbu davanın davalıları taraf veya ihbar olunan konumunda değildir.Belirtilen nedenlerle, mahkemenin davanın reddine dair kararının isabetli olduğu, onanması gerektiği kanaati ile sayın çoğunluğun aksi yöndeki görüşüne katılmıyoruz. 25/09/2017
















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi