17. Hukuk Dairesi 2016/1677 E. , 2019/2272 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
FER"İ MÜDAHİL : ... Bankası A.Ş.
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkillerinin murisi olan ..."nın 10/09/2012 tarihinde ...Küçük Sanayi Sitesi Şubesi"nden 40.000,00 TL tutarında tüketici kredisi kullandığını, kredi kullandırılırken bankanın ilgili şubesinin yönlendirmesi ile davalı tarafından müvekkiline hayat sigortası yaptırıldığını, kredi taksitlerini düzenli olarak ödeyen ..."nın 10/04/2013 tarihinde vefat ettiğini, mirasçılarının davalıya ve banka şubesine başvuru yaparak poliçede gösterilen teminatın devreye girmesini istediklerini, bu konuda davalıya ... 8. Noterliği"nin 28/06/2013 tarihli ve 5566 yevmiye numaralı ihtarnamesini gönderdiklerini, davalının ödeme yapmadığını belirterek sigorta poliçesinde belirtilen teminatların karşılanarak banka kredisinin kapatılmasını ve müvekkillerine vefat teminatlarının ödenmesini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davanın kabulü ile davacıların murisi tarafından 10/09/2012 tarihinde ... Küçük Sanayi Sitesi Şubesi"nden kullanılan 40.000,00 TL tutarındaki tüketici kredisinin davalı sigorta şirketi tarafından teminat altına alındığının kabulü ile bu poliçe ile teminat altına alınan poliçe limiti kapsamında kalan tutardan davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğunun tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-)Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-)Dava, kredili hayat sigortası sözleşmesine dayalı alacağın tahsili istemine ilişkindir. Davaya konu hayat sigorta poliçesinde dava dışı ... Bankası A.Ş. ... Şubesinin dain mürtehin kaydı yer almaktadır. Anılan Banka vekili, davacıların murisleri ...’nın müvekkil bankadan 40.000,00 TL’lik Tüketici Kredisi kullandığını, ancak bu borcun ödenmediğini, murisin mirasçıları aleyhine ... 23. İcra Müdürlüğü’nün 2014/3853 sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış ise de, borçluların söz konusu icra takibine itiraz ederek, takibi durdurduklarını, toplam alacaklarının takibin başlatıldığı tarih olan 10.03.2014 tarihi itibarıyla; 43.560,31 TL olup yargılama neticesinde verilecek olan hükmün müvekkil Banka"yı da etkileyeceğinden görülmekte olan davaya feri müdahil sıfatıyla katılacaklarını, muvafakatlarının bu doğrultuda olduğunu bildirmiştir. ... Bankası A.Ş feri müdahil sıfatı ile davaya katılmıştır. O halde, davanın esasına girilerek inceleme yapılmasında isabetsizlik bulunmamaktadır.
Sigorta sözleşmeleri iyi niyet sözleşmeleri olup, taraflar sözleşme kurulması aşamasında birbirlerini aydınlatma yükümlülüğü altındadır.
Riziko ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 Sayılı TTK’nın 1439. maddesinde "(1)Sigortacı için önemli olan bir husus bildirilmemiş veya yanlış bildirilmiş olduğu takdirde, sigortacı 1440. maddede belirtilen süre içinde sözleşmeden cayabilir veya prim farkı isteyebilir. İstenilen prim farkının on gün içinde kabul edilmemesi hâlinde, sözleşmeden cayılmış kabul olunur. Önemli olan bir hususun sigorta ettirenin kusuru sonucu öğrenilememiş olması veya sigorta ettiren tarafından önemli sayılmaması durumu değiştirmez.
(2) Rizikonun gerçekleşmesinden sonra, sigorta ettirenin ihmali ile beyan yükümlülüğü ihlal edildiği takdirde, bu ihlal tazminatın veya bedelin miktarına yahut rizikonun gerçekleşmesine etki edebilecek nitelikte ise, ihmalin derecesine göre tazminattan indirim yapılır.
Sigorta ettirenin kusuru kast derecesinde ise beyan yükümlülüğünün ihlali ile gerçekleşen riziko arasında bağlantı varsa, sigortacının tazminat veya bedel ödeme borcu ortadan kalkar; bağlantı yoksa, sigortacı ödenen primle ödenmesi gereken prim arasındaki oranı dikkate alarak sigorta tazminatını veya bedelini öder." düzenlemesi yer almaktadır.
Yine poliçe ve riziko tarihinde yürürlükte bulunan Hayat Sigortaları Genel Şartları’nın C.2 maddesinde "Sözleşmenin Yapılması Sırasındaki Beyan Yükümlülüğü:
2.1-Sigortacı, bu sözleşmeyi, gerek sigorta ettiren gerekse bilgisinin olduğu hallerde hayatı sigorta edilenlerin ve temsilci aracılığıyla sigorta yapılıyorsa temsilcinin de beyanını esas tutarak yapmıştır.
2.2-Gerek sigorta ettiren gerekse sigortalı ve temsilci,sigorta sözleşmesinin yapılması sırasında kendisince bilinen ve sigortacının sözleşmeyi yapmamasını veya daha ağır şartlarla yapmasını gerektirecek bütün halleri bildirmekle yükümlüdür. Bu yükümlülüğün ihlali halinde, sigortacı durumu öğrendiği tarihten itibaren bir ay içinde sözleşmeden cayabilir veya sözleşmeyi yürürlükte
tutarak sekiz gün içinde prim farkını talep edebilir. Ancak, sigortacının bildirilmemiş, eksik veya yanlış bildirilmiş olan hususları bilmesi veya ihbar etmemenin ya da yanlış ihbar etmenin kusura dayanmaması halinde cayma caiz değildir. Bu durumda rizikonun kabul edildiğinden daha yüksek olması nedeniyle daha fazla bir prim alınması gerekiyorsa sigortacı durumu öğrendiği tarihten itibaren sekiz gün içinde prim farkını talep edebilir.
Sigorta ettiren, talep edilen prim farkını kabul ettiğini sekiz gün içinde bildirmediği takdirde sözleşmeden cayılmış olur. Ancak, prim farkının kabul edilmemesi nedeniyle sözleşmeden cayılması sigortacının gerçeğe aykırı veya eksik beyanı öğrendiği tarihten itibaren bir aylık süre içinde söz konusudur.
Beyan yükümlülüğünün kasıtlı ihlalinde sigortacı riziko gerçekleşmiş olsa bile sözleşmeden cayabilir ve prime hak kazanır.
Kastın söz konusu olmadığı durumlarda riziko; sigortacı durumu öğrenmeden önce veya sigortacının cayabileceği veya caymanın hüküm ifade etmesi için geçecek süre içinde gerçekleşirse, sigortacı tazminatı o tazminata ilişkin olarak tahakkuk ettirilen prim ile tahakkuk ettirilmesi gereken prim arasındaki orana göre öder.
2.3-Cayma veya prim farkını talep etme hakkı süresinde kullanılmadığı takdirde düşer.
2.4-Sözleşme akdedilmesinden itibaren aralıksız veya itirazsız olarak iki yıl süreyle yürürlükte kalmışsa artık sigortacı sözleşmeden cayamaz ancak durumu öğrendiği tarihten itibaren sekiz gün içinde prim farkını talep edebilir. Ancak, sigortalı talep edilen prim farkını kabul etmezse rizikoya ilişkin olarak alınan prim ile alınması gereken prim arasındaki oran çarpılır çıkan miktar tazminat olarak ödenir.
2.5- Eksik ve yanlış beyan fazla prim alınmasına neden olmuşsa, fazla alınan miktar sigorta ettirene gün esası üzerinden iade olunur." hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda, muris ile davalı sigorta şirketi arasında 10.09.2012-10.09.2017 tarihlerini kapsayan hayat sigorta sözleşmesi düzenlenmiş, muris 10.04.2013 tarihinde vefat etmiştir. Davalı sigorta şirketi cevap dilekçesinde murisin kredi hayat sigortası başvuru formunda sigorta ettirenin hastalıklarını beyan etmemesi nedeniyle sözleşmeden cayma hakkını kullandığını savunmuştur. Dosya içerisinde bulunan kredi hayat sigortaları başvuru formunda murisin imzasının bulunduğu görülmüştür. Ölüm belgesinde murisin ölüm nedeninin ilk sırada akut miyokard enfarktüsü hastalığın başlangıcından ölüme kadar geçen sürenin 15 dakika olduğu, ikinci sırada ise kronik obstrüktif akciğer hastalığı 15 yıl, son sırada esansiyal (primer) hipertansiyon 15 yıl olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, murisin hastalıkları ile ölümü arasında illiyet bağı olup olmadığı konusunda rapor almaksızın yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması eksik incelemedir.
O halde, mahkemece ATK’dan tedavi gördüğü ve iddia edilen hastalıkla ölüm rizikosu arasında doğrudan illiyet bağının olup olmadığı, başka bir anlatımla ölümün beyan edilmeyen hastalıktan meydana gelip gelmediği hususunda rapor alarak yukarıdaki açıklamalar ışığında sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 28/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.