20. Hukuk Dairesi 2016/14573 E. , 2017/1315 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin 3402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesi uyarınca yapılan kadastrosu sırasında ... köyü ... parsel sayılı 23494.51 m² yüzölçümündeki taşınmaz, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereği orman niteliğini kaybedip, orman kadastro komisyonlarınca orman alanı dışına çıkarılan yerlerden olması nedeniyle tarla niteliğiyle Hazine adına tespit edilmiş, beyanlar hanesine ... ve ... kullanımında olduğu yazılmıştır.
Davacı ..., taşınmazın kullanım durumunun yanlış tespit edildiği iddiasıyla dava açmıştır.
Mahkemece davanın kabulüyle; ... ilçesi, ... köyü ... parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının beyanlar hanesindeki "kullanıcısı ... oğlu ... ve ... oğlu ..."dır" ibaresinin "haritacı bilirkişi ..."ının 27.09.2010 havale tarihli krokisinde (B) ve (C) harfiyle gösterdiği kısmın kullanıcısı ... oğlu ... (A), (D) ve (E) harfiyle gösterilen kısmın kullanıcısı ... oğlu ..."dir" olarak düzeltilmesine, karar verilmiş; hüküm davalı ... tarafından çekişmeli taşınmazın bilirkişi rapor ve krokisinde (C) harfiyle işaretli bölüm içerisinde kalan sarı renk ile boyalı 4036.32 m² bölüm yönünden temyiz edilmesi üzerine hüküm Yargıtay 20. Hukuk Dairesi’nin 05/05/2011 gün ve 2011/3019-6080 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "... dava konusu taşınmazın davacı tarafından satın alındıktan sonra annesinin isteği üzerine taşınmazın bir kısmını davalıya verdiği ve bu kısmın parasının annesi tarafından ödendiği daha sonra taşınmazı paylaştıkları ve taşınmazın (C) harfiyle işaretli bölümü içerisinde sarı renk ile boyalı 4036.32 m² taşınmaz kısmının annelerine ayırdıkları, annelerine ayrılan yerin davacı ... tarafından kullanıldığı 13/12/2010 tarihinde yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarından anlaşılmaktadır. Temyize konu bu bölüm davacı ve davalı tarafından annelerine ayrıldığına göre davacı ..."in taşınmazı annelerinin ölümünden sonra tüm mirasçılar adına kullandığının kabulü gerekmektedir. Bu nedenle, mahkemece temyize konu bölümün tarafların annesinin tüm mirasçıları adına miras payları oranında kullanımında olduğuna karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.
Yargıtay bozma ilamı sonrası mahkemece, davanın kısmen kabulü ile ... İlçesi, ... köyü ... parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının beyanlar hanesindeki "kullanıcısı ... oğlu ... ve ... oğlu ..." ibaresinin "haritacı bilirkişi ..."nın 27.09.2010 havale tarihli krokisinde (B) harfi ile gösterilen kısmın kullanıcı ... oğlu ... (A), (D) ve (E) harfleri ile gösterilen kısmın kullanıcısı ... oğlu ..., (C) harfi ile gösterilen sarı boyalı kısmın kullanıcıları 1/2"si ... oğlu ..., 1/2"si ... oğlu ..."dir"
olarak düzeltilmesine karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından çekişmeli taşınmazın bilirkişi rapor ve krokisinde (C) harfiyle işaretli bölüm içerisinde kalan sarı renk ile boyalı 4036.32 m² bölüm yönünden temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin 5831 sayılı Kanunla 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek 4. maddesi gereğince yapılan kadastro tespiti sırasında, tutanağın beyanlar hanesinde gösterilen zilyetlik şerhine itiraz niteliğindedir.
Mahkemece bozma kararına uyulduğu halde, bozma gerekleri yerine getirilmemiştir.
Şöyle ki; hükmüne uyulan bozma kararında, dava konusu taşınmazın (C) harfiyle işaretli bölümü içerisinde sarı renk ile boyalı 4036.32 m² taşınmazın annelerine ayrıldığı ve annelerine ayrılan yerin davacı ... tarafından kullanıldığı, temyize konu bu bölüm davacı ve davalı tarafından annelerine ayrıldığına göre davacı ..."in taşınmazı annelerinin ölümünden sonra tüm mirasçılar adına kullandığının kabulünün gerektiği, bu nedenle, mahkemece temyize konu bölümün tarafların annesinin tüm mirasçıları adına miras payları oranında kullanımında olduğuna karar verilmesi gereğine değinilmiş ise de mahkemece değinilen şekilde araştırma ve inceleme yapılmamış, tarafların annesinin tüm mirasçıları belirlenmemiştir.
Dosya kapsamının incelenmesinden; davacı ..."ın baba adının ... anne adının ..., davalı ..."nin baba adının ... anne adının ... olduğu, davalı ... tarafından anne adının ... olduğunu belirterek düzeltilmesi talepli olarak açtığı davanın ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/350 Esas sırasında kaydedildiği, mahkemenin verdiği red kararının 02.05.2012 günü kesinleştiği, davacı tarafından gerçek annesinin babasının nikahsız eşi olan ... olmasına rağmen kendisinin nikahlı eş olan ..."nün üzerine yazıldığı, nüfusta ... olarak yazılı olan ana adının ... olarak düzeltilmesine karar verilmesi talepli olarak açtığı davanın ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/76 Esas sırasına kaydedildiği ve mahkemece davacının anne adının ... (... ve ... kızı 18.02.1914 ... doğumlu ... TC Kimlik numaralı) olarak düzeltilmesine dair kabul kararının henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır. Kararın kesinleşmiş olması halinde dahi davacı ile davalının anne adları farklı olacaktır.
Bunun yanı sıra 02.10.2013 tarihli celsede davalı vekilinin tarafların aynı anneden olan ... (... ve ... oğlu) isimli kardeşleri olduğuna ilişkin beyanı üzerine bu kişiye duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilmiş, ancak ... duruşmalara katılmamıştır. Bu kişinin tarafların annesinin mirasçısı olup olmadığı hususu da dosya kapsamından belirlenememektedir. Bu haliyle dosya kapsamı bozma gereklerini karşılamadığı gibi hüküm kurmaya da yeterli değildir.
Tüm bu nedenlerle, mahkemece, tarafların annesinin mirasçılarının kimler olduğu kayıtlara dayalı ve tereddütsüz olarak belirlenmeli ve oluşan duruma göre temyize konu bölümün tarafların annesinin tüm mirasçıları adına miras payları oranında kullanımında olduğuna karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik incelemeye dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün taşınmazın (C) bölümüne ilişkin hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 20/02/2017 günü oy birliği ile karar verildi.