15. Ceza Dairesi 2020/6420 E. , 2020/11200 K.
"İçtihat Metni"
Dolandırıcılık suçundan şüpheliler ... ve ...haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 17/10/2019 tarihli ve 2019/96783 soruşturma, 2019/48721 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Bakırköy 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 11/12/2019 tarihli ve 2019/6534 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 14/05/2020 gün ve 94660652-105-34-2703-2020 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04/06/2020 gün ve 2020/48942 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Somut olayda, müşteki vekilinin 14/10/2019 tarihli dilekçesi ile, müştekinin, şüpheli ..."ın elinde araç olduğu, araçlar üzerinde rehin olduğundan bu parayı rehin sahibinin hesabına havale yapması halinde araçların satışını gerçekleştireceğini beyan etmesi üzerine, müştekinin şüpheliye ait hesaba 160.000,00 Türk lirası göndermesine rağmen araçların satışını başkalarına yaparak araçları vermeyerek, müştekiyi dolandırdığı gerekçesiyle şikayetçi olmasını takiben, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma sonucunda, şikayete konu olayın taraflar arasındaki araç alım satımına dair sözleşme ilişkisinden kaynaklı hukuki ihtilaf mahiyetinde olduğu, bu nedenle atılı dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının oluşmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de,
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karar öncesinde dosya içerisinde sadece müşteki vekilinin şikayetini içerir delikçesinin yer aldığının anlaşılması karşısında, öncelikle soruşturma kapsamında yer alan şüphelilerin ifadelerinin alınması, müştekinin beyanına başvurulması gerektiği ve müştekinin şüphelinin hesabına parayı gönderdiğine dair dekontun aslının veya onaylı örneğinini getirtilerek müştekinin iddiasına yönelik bir değerlendirme yapılması gerektiği gözetilmeden, yapılan eksik soruşturma sonucu verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itiraz üzerine soruşturmanın genişletilmesi yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Müşteki vekilinin 14/10/2019 tarihli dilekçesi ile, müştekinin, şüpheli ..."ın elinde araç olduğu, araçlar üzerinde rehin olduğundan bu parayı rehin sahibinin hesabına havale yapması halinde araçların satışını gerçekleştireceğini beyan etmesi üzerine, müştekinin şüpheliye ait hesaba 160.000,00 Türk lirası göndermesine rağmen araçların satışını başkalarına yaparak araçları vermeyerek, müştekiyi dolandırdığı gerekçesiyle şikayetçi olmasını takiben, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma sonucunda, şikayete konu olayın taraflar arasındaki araç alım satımına dair sözleşme ilişkisinden kaynaklı hukuki ihtilaf mahiyetinde olduğu, bu nedenle atılı dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının oluşmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de,
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karar öncesinde dosya içerisinde sadece müşteki vekilinin şikayetini içerir dilekçesinin yer aldığının anlaşılması karşısında, öncelikle soruşturma kapsamında yer alan şüphelilerin ifadelerinin alınması, müştekinin beyanına başvurulması gerektiği ve müştekinin şüphelinin hesabına parayı gönderdiğine dair dekontun aslının veya onaylı örneğinin ve araçların devrine ilişkin sözleşmelerin getirtilerek tanık beyanına başvurulması gerektiği gözetilmeksizin yapılan eksik soruşturma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozma talebindeki düşünce yerinde görüldüğünden, Bakırköy 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 11/12/2019 tarihli ve 2019/6534 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 09/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.