3. Hukuk Dairesi 2019/3635 E. , 2019/10387 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi"nde açtığı dava ile kaçak elektrik tahakkukundan borçlu olmadığının tespiti isteminde bulunmuştur.
Mahkemece davanın reddine ilişkin verilen karar, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi" nin 20.03.2017 tarihli, 2015/17864 Esas ve 2017/3361 Karar sayılı ilamında "Somut olayda; dosya kapsamında yer alan kaçak tespit tutanakları,davacı hakkında tahakkuk ettirilen faturalar ve diğer bilgi ve belgeler incelendiğinde ,davacının abone grubunun ‘’ticarethane’’ olarak belirtildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece her ne kadar,davacının gerçek kişi olması ve davaya konu uyuşmazlığın mutlak ticari davalar arasında sayılmaması nedeniyle davalının görev itirazı reddedilmiş ise de,yukarıda ifade edilen belgeler de dikkate alındığında,davaya konu uyuşmazlıkta genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olup olmadığı hususuna ilişkin olarak yeterli inceleme ve değerlendirme yapılmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece; yukarıda ifade edilen yasa hükümleri ve açıklamalar da dikkate alınmak suretiyle davaya konu edilen uyuşmazlık yönünden genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olup olmadığına ilişkin daha kapsamlı şekilde inceleme ve araştırma yapılması gerekirken,eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir." gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verildikten sonra Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğu belirtilerek davanın usulden reddine karar verilmiştir. Bu aşamadan sonra yargılamaya Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi"nde devam edilmiş, mahkemece 03/04/2019 tarihinde davanın reddine karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK"nın 373/4 maddesi; "Yargıtayın bozma kararı üzerine ilk derece mahkemesince bozmaya uygun olarak karar verildiği takdirde, bu karara karşı temyiz yoluna başvurulabilir." hükmünü, Geçici 3/2 maddesi; "Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/9/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. Bu kararlara ilişkin dosyalar bölge adliye mahkemelerine gönderilemez." hükmünü içermektedir.
Yukarıda açıklanan yasa maddelerinin düzenleniş amacı, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlara karşı Yargıtay yoluna başvurulmasını ve karar kesinleşinceye kadar kanun yolu denetiminin Yargıtay tarafından yapılmasını sağlamaktır.
Diğer bir anlatımla, Yargıtay’ın verdiği bozma kararları üzerine verilen kararların tekrar Yargıtay denetiminden geçmesi, başka bir deyişle Yargıtay kararının istinaf yolu ile denetlenmesinin önüne geçilmesi amaçlanmıştır.
Somut uyuşmazlıkta; Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi kararı hakkında bozma kararı verilmiştir. Bu aşamadan sonra, Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından esasa ilişkin yargılama yapılıp, karar verilmiştir.
Aleyhine kanun yoluna gidilen karar, Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi kararı olup, bu karar ile ilgili olarak Yargıtay’ın bir denetimi söz konusu değildir.
Bu itibarla, 03/04/2019 tarihinde verilen ve daha önce Yargıtay denetiminden geçmeyen kararın kanun yolu denetimi "İstinaf" olup, görevli mercinin Bölge Adliye Mahkemesi olduğu anlaşıldığından, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere ilk derece mahkemesine İADESİNE, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.12.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.