19. Hukuk Dairesi 2016/5430 E. , 2017/6901 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen alacak davalarının yapılan yargılaması sonucunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükümlerin asıl ve birleşen davalı vekilince duruşmalı, asıl ve birleşen davacı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde asıl ve birleşen davacı vekili Av. ...ile asıl ve birleşen davalı vekili Av. ... gelmiş olduğundan duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR-
Davacı vekili (asıl davada), davalının maliki bulunduğu...’da bulunan taşınmaz üzerinde müvekkili lehine intifa hakkı tesis edildiğini, intifa hakkı bedelinin peşin olarak ödendiğini, bu hakka istinaden dava konusu istasyonun davalıya bayilik sözleşmesi ile tevdi edildiğini, bayilik ilişkisinin devam edeceği inancı ile taşınmaza önemli yatırımlar yapıldığını, ancak Rekabet Kurulu kararı gereğince bayilik ilişkisinin erken sonlandığını iddia ederek 13.354,20 TL intifa terkin harcının dava tarihinden itibaren avans faizi ve KDV’si ile yapılan yatırımların mütemmim cüzü niteliğindeki geçersiz kalan süreye tekabül eden 879,12 TL’lik kısmının güncellenmiş değerinin iktisap tarihinden itibaren avans faizi ve KDV’si ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili (asıl davada), davanın reddini istemiştir.
Davacı vekili (birleşen davada), bayilik sözleşmesi gereği davalıya ödenen toplam 351.388,60 TL inkişaf bedelinin geçersiz süreye tekabül eden 255.616,52 TL’sinin ödeme tarihinden itibaren avans faizi ve faizin KDV’si ile, bu bedelin getireceği semerelerden 403.654,06 TL’nin ise dava tarihinden itibaren avans faizi ve faizin KDV’si ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili (birleşen davada), davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının kuru mülkiyeti davalıya ait olan taşınmazdaki intifanın terkinine ilişkin 13.246,20 TL terkin harcını dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan isteyebileceği, davacının istasyon zemin betonu, istasyon bina inşaatı ve bunlarla sınırlı olmamak üzere benzeri ayrılmaz parça niteliğinde yapılan ödemelerden geçersiz kalan süreye tekabül eden kısmın güncellenmiş değerini davalıdan isteyemeyeceği, zira bunların amortismana tabi tutularak sıfırlanmış olduğu, birleşen davada ise davacının ödediği inkişaf bedelinin kullanılmayan süreye tekabül eden 219.825,45 TL’sini davalıdan isteyebileceği, ancak semeresinin tahsilini talep edemeyeceği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
(1)Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre asıl ve birleşen davacı vekilinin yapılan yatırımların mütemmim cüzü niteliğindeki geçersiz kalan süreye tekabül eden 879,12 TL’nin tahsili yönündeki talebinin reddine dair mahkeme hükmüne yönelik temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
(2)Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunmasına göre, asıl ve birleşen davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
(3)Taraflar arasında 2004 yılında 5 yıllık bir bayilik sözleşmesi imzalanmış olup, sözleşme süresi dolmadan ve Rekabet Kurulu’nca belirlenen süre gerçekleşmeden 2008 yılında davacı tarafça sözleşmenin feshedildiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Davacının birleşen davada talep ettiği inkişaf bedeli, istasyonun faaliyete geçirilmesi için bir defaya mahsus olarak verilen bir bedel olup, sözleşmede fesih halinde bu bedelin iade edileceği açıkça düzenlenmedikçe iadesi istenemez. Mahkemece somut olay bakımından bu hususlar gözetilmeden birleşen dava bakımından yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıdaki (1) nolu bend uyarınca asıl ve birleşen davacı vekilinin yapılan yatırımların mütemmim cüzü niteliğindeki geçersiz kalan süreye tekabül eden 879,12 TL’nin tahsili yönündeki talebinin reddine dair mahkeme hükmüne yönelik temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bend uyarınca asıl ve birleşen davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (3) nolu bendde açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden birleşen davalı yararına BOZULMASINA, (3) nolu bendde açıklanan bozma gerekçesine göre birleşen davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan asıl ve birleşen davalı yararına takdiren 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin asıl ve birleşen davacıdan alınarak asıl ve birleşen davalıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 12/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.