I- KONU İLE İLGİLİ BİLGİLER
Mahkemenin 2011/220 Esas - 2013/412 Karar sayılı dava dosyasında yapılan yargılama sonucunda 30/12/2013 tarihli karar ile sanık ..."in nitelikli dolandırıcılık suçundan beraatine, gerçeğe aykırı sevk irsaliyesi düzenlemek eyleminin 213 sayılı Yasanın 359/a-2. maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu, bu suçun soruşturmasının defterdarlığın iznine bağlı olup, soruşturma şartının gerçekleşmediği anlaşıldığından, sanık hakkında bu eylemle ilgili açılan davanın CMY’nın 223/8. maddesi gereğince durdurulmasına, gerçeğe aykırı sevk irsaliyesi düzenlemek eylemi ile ilgili soruşturma izni verilip verilmeyeceği hususunda gereğinin takdir ve ifası için dava dosyasının onaylı bir örneğinin Manisa İl Deftardarlığına gönderilmesine, yine bu kararda bu sanıkla ilgili vekalet ücreti hususunda bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, T.C. Gelir İdaresi Başkanlığı Manisa Vergi Dairesi Başkanlığı Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü Hukuk Bürosunun 11/04/2014 tarih ve 45968860/641-05/669 sayılı yazısıyla soruşturma izni verilmediğinin bildirilmesi üzerine, soruşturma izni verilmediğinden ve böylece soruşturma şartı gerçekleşmediğinden 16/04/2014 tarih ve 2014/127 Esas- 2014/158 sayılı karar ile sanık hakkında açılan kamu davasının CMY"nin 223/8. maddesi gereğince düşürülmesine karar verilmiştir.
Sanık ... müdafileri 16/05/2014 tarihli dilekçe ile dosyanın yeniden ele alınarak vekalet ücreti hususunda bir karar verilmesini talep etmişler, 16/04/2014 tarih ve 2014/127 Esas-2014/158 sayılı karar ile düşme kararı verilerek dosyadan el çekilmiş olduğundan, 7 günlük temyiz süresi içerisinde de olduğu anlaşılmakla söz konusu talep temyiz talebi olarak değerlendirilmiştir.
Dairemizce 26/12/2017 gün ve 2017/15297 Esas, 2017/9338 Karar sayı ile "Sanığın kendisini avukat ile temsil ettirdiği anlaşıldığından hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 2.640 TL avukatlık ücretinin hâzineden alınıp sanığa verilmesine" ibaresinin eklenmesi suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA" karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nca, Dairemizin bu kararına itiraz edilmiştir.
II- İTİRAZ NEDENLERİ:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz yazısında; "5271 sayılı CMK"nın 324/1 ve 327/2. maddeleri ile 1136 sayılı Avukatlık Kanunu"nun 168. maddesi ve Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/5. maddelerinde beraat eden sanık yararına avukatlık ücretine hükmolunmasına ilişkin hükmün bulunması ve sanığın beraat etmeyip hakkındaki kamu davasının düşürülmesine karar verilmiş olması karşısında, sanığa vekalet ücreti verilmemesi gerekir." şeklindeki düşünceyle Dairemizin 26/12/2017 gün ve 2017/15297 Esas, 2017/9338 sayılı kararının kaldırılarak, mahkeme kararının onanmasına karar verilmesi istenmiştir.
III- İTİRAZIN VE KONUNUN İRDELENMESİ:
Sanık hakkında beraat değil düşme hükmü verilmiş olması nedeniyle itiraz yerinde görülmüştür.
IV- KARAR: Açıklanan nedenlerle;
A) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığımın İTİRAZININ YERİNDE OLDUĞUNA,
B) Dairemizin 26/12/2017 tarih ve 2017/15297 Esas, 2017/9338 Karar sayılı DÜZELTEREK ONAMA KARARININ KALDIRILMASINA,
C) Sanık hakkında Vergi Usul Kanununa Muhalefet suçundan açılan kamu davasının düşmesine ilişkin hükmün sanık müdafilerinin avukatlık ücreti yönünden temyizinin incelenmesi;
5271 sayılı CMK"nın 324/1 ve 327/2. maddeleri ile 1136 sayılı Avukatlık Kanunun 168. Maddesi ve Türkiye Barolar Birliği Asgari Ücret Tarifesinin 13/5. maddesindeki düzenlemeye göre, beraat eden sanık lehine avukatlık ücretine hükmolunacağı öngörüldüğünden, düşme hükmü nedeniyle avukatlık ücreti verilmesi mümkün değildir. Açıklanan nedenle sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazının reddiyle hükmün ONANMASINA, 20.02.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.