20. Hukuk Dairesi 2015/10485 E. , 2017/1300 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Tapuda davalı ... kayıtlı olan ... mahallesi, eski ... sayılı 20002 m² yüzölçümündeki parsel, 5304 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kanunun 22. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi hükmüne göre yapılan kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması işleminde, ... ada ... parsel sayısı ve 20063,13 m² yüzölçümünde yeni haritası ile malik hanesi “tapu kütüğünde olduğu gibi” şeklinde tesbit edilerek 3402 sayılı Kanunun 11. maddesine göre 28.09.2010 ilâ 27.10.2010 tarihleri arasında ilân edilmiştir.
Orman Yönetimi vekili 29.10.2010 tarihli dilekçesi ile, çekişmeli parselin yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre 1946 yılında yapılıp kesinleşen orman tahdidinde kısmen orman tahdit sınırları içinde bırakıldığını belirterek, bu bölümün tesbitinin iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece davanın reddine ilişkin verilen karar, Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 29.11.2011 gün ve 2011/10426 - 13644 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “...mahkemece, çekişmeli parselin yenilemeden önceki tutanak ve haritaları ile yenilemeden sonraki çapı, haritası ve tutanağı getirtilerek, harita ve jeodezi uzmanı bilirkişi vasıtasıyla keşif ve inceleme yapılarak, yapılan çalışmanın 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesiyle, 29.11.2006 gün ve 26361 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu Sicilinde Düzeltmelerin Yapılmasında Uyulacak Usûl ve Esaslara İlişkin Yönetmelik hükümlerine uygun çalışma yapılıp yapılmadığı saptanmalı, bu konuda bilirkişiden bilimsel verileri içeren rapor alınmalı, yapılan çalışmaların kanun ve yönetmelik hükümlerine aykırı olduğu belirlenirse, bu aykırılıkları giderecek hüküm kurulmalı, çalışmanın kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapıldığı saptanırsa, Orman Yönetiminin bu yöne temas eden davasının reddine karar verilmeli; dava dilekçesinde aynı zamanda taşınmazın bir bölümünün kesinlemiş orman kadastrosu sınırları içinde kalan Devlet ormanı olduğu iddia edildiğinden, bu davada kadastro mahkemesinin görevli olmadığı gözetilerek, tasarrufa ilişkin bu dava yönünden görevsizliğe karar verilmeli...” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, daire bozma kararı üzerine önceki kararda direnilmesine ilişkin verilen karar, Orman Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmekle, Hukuk Genel Kurulunun 19.12.2012 gün 2012/993 - 1260 sayılı kararı ile; “...Dava dilekçesi içeriğinden, davacı İdarenin davasının yenileme kadastrosuna itiraza mı, yoksa mülkiyet iddiasına mı yönelik olduğu ya da her iki istemi de içerip içermediği açıkça anlaşılamadığından, öncelikle davacı ... Yönetimi vekilinden, davasının sadece 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca tespite itiraz mı; yoksa sadece mülkiyete ilişkin mi olduğu veya her iki istemi de birlikte içerip içermediği hususu açıklattırılmalı, dava, sadece 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan yenileme işlemine itiraza ilişkin ise, Özel Daire bozma ilâmında değinildiği gibi, yapılan araştırma hüküm kurmaya yeterli olmadığı, davanın yalnızca mülkiyet iddiasına dayalı olması halinde, davanın genel mahkemede görülmesi gerektiği, davanın hem mülkiyet iddiasına, hem de 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan yenileme kadastrosu tesbitine itiraza ilişkin olması halinde ise; yenileme işlemine itiraz istemi yönünden, bozma ilâmında değinilen araştırmaların yapılarak karar verilmesi; mülkiyet iddiası yönünden ise görevsizlik kararı verilmesi...” gereğine değinilerek direnme kararı bozulmuştur.
Mahkemece, Hukuk Genel Kurulu kararına uyulduktan sonra, ... 6. Hukuk Mahkemesinin 27.12.2006 gün 2004/487-720 sayılı kararının taraflar arasında HMK 303. maddesi uyarınca kesin hüküm oluşturduğu gerekçesiyle davanın reddine, dava konusu taşınmaz hakkında kesinleşmiş mahkeme kararı bulunduğundan mülkiyet konusunda hüküm kurulmasına yer olmadığına, eski ... parsel sayılı taşınmazın yeni ... ada ... parsel sayısı ve 20063,13 m² yüzölçümüyle tapu kütüğüne aynen aktarılmasına, sınırlarının ve yüzölçümünün düzeltilmesine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 17/06/2014 gün ve 2014/746 - 6548 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “ mahkemece uyulmasına karar verilen Hukuk Genel Kurulu kararında mülkiyet iddiası yönünden görevsizlik kararı verilmesi gerektiği belirtildiği halde, mahkemece davanın esasına ilişkin olarak olumsuz dava şartı niteliğinde bulunan ve görevli mahkemece nazara alınması gereken kesin hüküm nedeniyle çekişmeli taşınmazın mülkiyetine ilişkin açılan davanın reddine karar verilmesi usûl ve kanuna aykırı” olduğuna değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereğince yapılan, kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması işlemine itiraz ile tapu iptal ve tescile ilişkindir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 20/02/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.