Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/2721
Karar No: 2016/1660
Karar Tarihi: 17.03.2016

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2015/2721 Esas 2016/1660 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2015/2721 E.  ,  2016/1660 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali alacak ve menfi tespit davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı .... ve ... (...) ... Şubesi vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilerek belirlenen günde, davalıla.... ve Tic. A.Ş. ve... Şubesi vekilleri avukat ..., avukat...Hizm. A.Ş. vekili avukat ... ile davacılar vekilleri avukat ..., avukat ..., avukat Hakan Kayaaslan gelmiş olup, başka gelen olmadığından onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - KARAR -
    Davacılar vekili, müvekkillerinden.... ile davalılardan .... (....2009 tarihli,... ile davalılardan .... (....2009 tarihli “... Kontenjan Sözleşmesi” bulunduğunu, bu sözleşmelerle 01.05.2010 ila 31.10.2010 tarihleri arasında anılan davalının işlettiği otellerden oda tahsisi yapıldığını, ciro garantisi verildiğini, bu kapsamında nakten ve çek keşide etmek suretiyle davacılardan..."nin 8.000.000,00..., ..."ın 4.700.000,00... ödeme yaptığını, çeklerin diğer davalı faktoring şirketlerine ciro edilerek temlik edildiğinin öğrenildiğini, davalılardan ... ile birleştiğini ve birleşmenin 07.01.2010 tarihli ticaret sicili gazetesinde ilan edildiğini,..."nin 11.02.2010 tarihinde iflas erteleme talebinde bulunduğunu,..."nin borcunun büyük kısmının diğer davalı ... ... Ltd. Şti."ne olduğunu, ...(...) ile First arasında 01.05.2008 ila 31.10.2012 tarihleri arasını kapsar şekilde “Otel İşletme Sözleşmesi” bulunduğunu, davalı ..."nin davacıların yaptığı rezervasyonlara onay vermediği gibi, 01.05.2010 tarihinde gelen turistler kapıda kaldığından şikayet edildiklerini, otellerin işletmesinin davalılardan First tarafından diğer davalı...."ye verildiğini öğrendiklerini,... ile..."ün yöneticilerinin aynı olduğunu, aynı gruba ait (...) şirketler olduklarını,..."nin aktifini devralan..."ün pasifini devralmadığını, davalılardan... ve..."ün temsilcisi olan ..."in davacılara hitaben ”tarafınıza verilmiş olan oda kontenjanları bilgimiz dahilindedir” şeklinde 16.12.2009 tarihli yazı gönderdiğini, davalılardan ..."in işletmecisinin diğer davalı ... olduğunu, ... ile..."nin aralarındaki Otel İşletme Sözleşmesi"ni ..."nin iflas erteleme nedenine dayalı geçersiz hale getirdiklerini, davacıların 01.05.2010 tarihine kadar davalı ..."ye güvendiğini, bu tarih itibariyle davacılar müşterilerinin otellere alınmadığını,..."nin malvarlığının First şirketi tarafından kaçırıldığı, müşterilerin başka otellere transferi .../...
    S.2.

    nedeniyle zarar ettiklerini ve kârdan yoksun kaldıklarını ileri sürerek, davacılar ile... (...) arasındaki anılan sözleşmelerin feshine,..."nin ödediği 200.000,00..., ..."ın ödediği 1.000.000,00..."nin temerrüt faiziyle ... ve ..."den müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacıların keşide ettiği toplam 11.500.000,00..."lik çekler nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine, şimdilik 5.000,00... yoksun kalınan kar ile 5.000,00... doğan zararın tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında faktoring şirketleri aleyhine açtıkları davadan ve kâr mahrumiyeti ile zarar içerikli istemlerinden feragat etmiştir.
    Davalılardan faktoring şirketleri ile.... vekilleri davanın reddini istemişlerdir.
    Davalılardan... ve... vekili, müvekkilleri ile diğer davalı ... arasında organik bağ bulunmadığını, husumet yöneltilemeyeceğini savunarak, davanın usul ve esastan reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacılar yargılama sırasında davaya konu çeklerin bedelini ödediğinden davanın İİK"nın 72/6. maddesi uyarınca istirdat davasına dönüştüğü, davacıların imzaladığı sözleşmelerin aynı nitelikte olduğu ve aynı davalılarla imzalandığı, aynı gerekçelerle yerine getirilmediği, dayanılan sebeplerin aynı olduğu, bu nedenlerle davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan davalarının birlikte görüldüğü, davalılardan ..."nin iflasına karar verildiği, ikinci alacaklılar toplantısının 30.05.2011 tarihinde yapıldığı anlaşıldığından yargılamaya devam olunduğu, davalı ... ... Ltd. Şti. vekili, ... (...)...-Türkiye şubesinin pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını ve merkezinin İngiltere"de bulunan ... (...) Ltd. unvanlı yabancı şirketin sınırlı işlemler bakımından yetkilisi olduğunu savunmuş ise de, davanın başından itibaren davanın esasıyla ilgili savunma yapması, merkezi ..."da bulunan şirketin Türkiye"deki iş ve işlemlerinin bu davalı tarafından yürütülmesi, şube değil ayrı tüzel kişiliğe sahip olması ve husumeti benimsemesi nedeniyle pasif husumet itirazının iyiniyetli olmadığı, davalılardan..."nin sözleşmelerle üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği, davalılardan... (...) arasındaki “Otel İşletme Sözleşmesinin 22/1 maddesine göre, "... Hizmetlerin verilmesi esnasında yönetici şirketlerin üçüncü kişilere karşı yükümlülükler üstlenmesi, bağlayıcı taahhütler vermesi veya onlarla sözleşme yapması gerekirse bunları sadece kendi adına yapacağı" ifade edildiği, ancak, sözleşmenin 15.1 ve 15.2 maddelerinde, konaklama ve gelir getirici faaliyetler çerçevesinde yöneticinin (...) odaları pazarlayabileceği, satılmayan odaların üçüncü kişilere pazarlanmasına ..."in karar vereceğinin düzenlendiği, yine 5. ve 6. maddelerinde, iş sahibinin yürütülen iş görme faaliyeti dolayısıyla yöneticiye bir ücret ödeyeceğinin kararlaştırıldığı, buna göre, ..."nin yöneticilik nedenine dayalı olarak diğer davalı First"ten ücret aldığı, ..."nin hem sözleşme uyarınca ödenen bedelleri taahhüt edip, hem de tahsil ettiği bedele hak kazanmasının düşünülemeyeceği, yine sözleşmenin 2. maddesinde, "Tur Operatörünün yönetim şirketine ücretleri göz önünde bulundurularak, yönetim şirketi dönem boyunca otellerle ilgili tüm hizmetleri tur operatörüne uygun standartlarda ve hizmet standartlarına katı bir şekilde bağlı olarak sağlayacağını kabul eder. Şüphelerin önüne geçilmesi adına işbu sözleşmedeki hiç bir şey otellerin işletmesinin yönetim şirketine ya da diğer bir tarafa aktarımını gerektirmeyecektir ve tur operatörü otellerin işletmesiyle ilgili tüm sorumluluğu münhasıran taşımaktadır" hükmünün yer aldığı, sözleşmedeki bu düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, First"in otellerin işletmesiyle ilgili tüm sorumluluğu münhasıran taşıdığı, otellerin işletmecisinin First olduğu..."nin ise yönetici olduğunun anlaşıldığı, davalı taraf her ne kadar First"in yaptığı sözleşme nedeniyle kendilerinden talepte bulunulamayacağını savunmuş ise de;..."nin kendi adına ve iş sahibi First hesabına davacılar ... ve... ile yapmış olduğu doluluk garantisi içeren tur operatörü kontenjan sözleşmeleri dolayısıyla,..."ye ödenen bedeller nedeniyle davacılara karşı sorumlu olduğu, gerek ..."ın gerekse de..."nin ... (...) ile yaptıkları sözleşmelerin, bileşik (mürekkep) sözleşme niteliğinde olduğu, sadece bir acenta sözleşmesi

    olarak nitelendirilemeyeceği,... ve ..."ın aynı zamanda belirli sayıda oda ve ciro garanti ettiği,..."nin bağımsız garanti taahhüdü çerçevesinde tahsis etmesi gereken odaları davacılara tahsis etmediği, tur operatörü kontenjan sözleşmesinin imzalanmasından sonra 07.01.2010 tarihinde ... ve ... arasındaki devir sözleşmesiyle ..."ın tüm aktif ve pasifiyle birlikte..."ye devredildiği, First ve... arasında organik bağ olduğunun tartışmasız olduğu, davalı ... (... ) ile davalılar ... ve ...da organik bağ bulunup bulunmadığının ise tartışmalı olduğu, Yargıtay 22. Hukuk Dairesi"nin 2012/27882 E. sayılı ilamında,... ile First arasında organik bağ (hatta ortaklık ilişkisi) olduğunun belirtildiği, ..."nin 11.02.2010 tarihinde iflasın ertelenmesi başvurusu sonrasında, First tarafından .../... ile olan sözleşmelerin feshedildiği, sonrasında... ile yeni otel yönetim sözleşmeleri yaptığı, davacılar ile yapılan tur operatörü kontenjan sözleşmelerinin tarafı olan ..."ın 07.01.2010 tarihinde... ile birleşmesi, bu birleşmenin hemen ertesinde..."nin iflas ertelenmesi davası açması,..."in... ile olan otel sözleşmelerini,..."nin iflasın ertelenmesi talebini gerekçe göstererek feshetmesi, bunun hemen sonrasında ... ile otel yönetim sözleşmesi yaparak otellerin yönetimini..."ye bırakması birlikte değerlendirildiğinde;..., First,... arasında organik bağın mevcut olduğu, ayrıca davacı ..."nin ..."la 17.08.2009 tarihinde imzaladığı sözleşmeye konu otellerden ... otel dışındaki dört otelin işleteni davalı First görünmemesine rağmen,..."nin iflas başvurusu üzerine, davalı tarafından kurulan..."nin, ... Otel dışındaki otellerin işletmesini de devralması, iki şirket arasındaki organik bağın göstergesi olarak değerlendirildiği, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi yerleşik uygulamasına göre, organik bağın varlığı için tüzel kişiler arasında özdeşliğin bulunması, başka bir ifadeyle, tüzel kişiler arasında ekonomik ve ticari bağımlılığın, kader birliğinin veya birlikte hareket olgusunun bulunmasının geçerli ve yeterli olacağı, organik bağ kavramının, aynı menfaat gruplarınca kurulan ve yönetilen şirketlerin sahip oldukları hakları ve konumu kötüye kullanmalarını engellemeye yönelik bulunduğu,... ve... çalışanları, yönetici ve mallarının ekseriyetle aynı oluşu,..."nin yönetici olduğu, otellerin yönetiminin kesintiye uğramadan... tarafından işletilmesi, First ile..."nin aynı grup içerisinde yer almaları, ..."ın aktif ve pasifiyle birlikte..."ye devrinden yaklaşık bir ay sonra iflasın ertelenmesi davası açılması, First"in... ile olan sözleşmeleri feshinden sonra... ile yönetim sözleşmesi yapması, Yargıtay 22. Hukuk Dairesi"nin ilamıyla First ve..."nin ortaklık ilişkisinin kabulü, First"ün 16.12.2009 tarihinde davalılara hitaben, "Kontenjanların bilgileri dahilinde olduğuna" dair yazısı,..., ... ve... arasında ekonomik ve ticari bağımlılığının ve kader birliğinin, birlikte hareket olgusunun göstergesi olduğu,..., First ve... arasında organik bağ bulunduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile toplamda 12.700.00,00..."nin temerrüt faiziyle bu üç davalıdan tahsiline, davalılardan factoring şirketleri aleyhine açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
    Kararı, .... ve ... (...)... Şubesi vekili temyiz etmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılardan .... ve ... (...)... Şubesi vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2-Heyetçe dosya incelendiğinde; davalılardan... Tur-Tic. A.Ş. hakkında verilen iflas kararının 17.12.2010 tarihinde kesinleştiği, ikinci alacaklılar toplantısı 30.05.2011 tarihinde yapıldığı anlaşılmıştır.
    En başta bu davalı aleyhine açılan menfi tespit içerikli dava davalılardan .... ve ... (...)... Şubesi bakımından istirdada, davalılardan... Tur-Tic. A.Ş. bakımından ise kayıt kabul davasına dönüşmüştür.
    Bu saptamadan yola çıkarak davalılardan “... Tur-Tic. A.Ş.” unvanının karar başlığında “... ... Tur-Tic. A.Ş.” yazılması gerekirken, hataen yazılmaması doğru
    olmamış ise de, bu hatanın HMK"nın 304. maddesi uyarınca yerel mahkemece düzeltilebileceği muhakkaktır.
    Öte yandan, davalılardan ... aleyhine açılan dava kayıt kabule dönüştüğüne göre, mahkemece bu davalı aleyhine açılmış olan davaya kayıt kabul davası olarak bakılması, yargılama sonucunda davaya konu meblağın bu davalı bakımından masaya kayıt ve kabulü şeklinde hüküm tesis edilmesi gerekirken, bu lazimeye uyulmaması doğru olmamış, hükmün bu nedenle davalılardan... yararına bozulması gerekmiş ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün HUMK’nın 438/7. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılardan .... ve ... (...) ... Şubesi vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, kararın “HÜKÜM” bölümünün 13. sahifesinin 38. satırı sonuna ve 14. sahifesinin 37. satır sonuna verilmesine kelimesinden sonra "hükmedilen meblağların davalı...... Tur. Tic. A.Ş. açısından,... Tur. Tic. A.Ş."nin iflas masasına kayıt-kabulüne" ilavesi yapılmak suretiyle kararın bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacılar yararına takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.03.2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.








    GEREKÇENİN DEĞİŞTİRİLMESİNE DAİR KARŞI OY:

    Mahkeme davanın kabulüne dair karar gerekçesinde,...(...) ile ...(....) ve... şirketleri arasında organik bağın olduğunu bu nedenle davacılar ile... arasındaki yönetim sözleşmesinin yerine getirilmemesi nedeniyle ortaya çıkan alacağın “tüzel kişilik perdesinin” aralanması yoluyla... ile birlikte ... ve... şirketlerinin müteselsilen sorumluluğuna karar verilmiştir. Düzeltilmiş haliyle hüküm doğrudur ancak gerekçesi değiştirilerek onanması gerekir. Şöyle ki;
    Davalılar ... ve... şirketleri arasında organik bağ olduğu konusu dosya içeriği ile sabittir. Ancak...(...) ile ... şirketleri arasında organik bağın olduğuna dair yeterli ve inandırıcı bir delil mevcut değildir....(...) ile ... şirketleri arasındaki sözleşme bir yönetim sözleşmesidir. Somut olayda, yönetici... 8 adet otelin yönetilmesini belli bir ücret karşılığında iş sahibi ... ye karşı taahhüt altına girmiştir. Bu sözleşme Türk Borçlar Kanununda veya başka bir kanunda özel olarak
    düzenlenmemiştir. Dolayısıyla kendine özgü bu tip sözleşmelere TMK nın 1. maddesinin hakime verdiği “hukuk üretme” yetkisi çerçevesinde Türk Borçlar Kanunu’nun genel hükümleri ile Kanunda düzenlenen benzer sözleşmelerin, yönetim sözleşmesinin niteliğine uygun hükümleri ve dürüstlük kuralı (TMK m.2) uygulanarak davanın çözümlenmesi gerekir.(..., Yönetim Sözleşmesi sh.38,39)
    Yönetim sözleşmesi özü itibariyle bir hizmet sözleşmesidir. TBK nın 393.vd. Maddelerinde düzenlenen hizmet sözleşmesinde iş sahibinin, çalışanın üçüncü kişilere verdiği zararlardan sorumluluğu düzenlenmediği için, işin mahiyetine uygun olan genel hükümler içinde düzenlenen adam çalıştıranın sorumluluğunu düzenleyen TBK nın 66. maddesi ve müteselsil sorumluluğu düzenleyen TBK nın 61. maddesinin somut olaya uygulanmalıdır.
    Adam  çalıştıranın sorumluluğu  objektif özen yükümlülüğüne aykırılıktan doğan bir kusursuz sorumluluk halidir. İş sahibi ile yüklenici arasındaki sözleşmede iş sahibinin yükleniciye emir ve talimat verme, yapılan işi kontrol ve denetleme yetkisinin tanınmış olması halinde, iş sahibi ile yüklenici arasında bağımlılık ilişkisi kurulmuş olacağından iş sahibinin “adam çalıştıran” sıfatıyla zarardan müteselsilen sorumlu (TBK.m.61) tutulması gerekir. Adam çalıştıran, çalışanın kendisine verilen işin yapılması sırasında başkalarına verdiği zararı gidermekle yükümlüdür.(TBK.m.66/1)Adam çalıştıran ancak çalışanını seçerken, işiyle ilgili talimat verirken, gözetim ve denetimde bulunurken, zararın doğmasını engellemek için gerekli özeni gösterdiğini ispat ederse, sorumlu olmaz. Bir işletmede adam çalıştıran, işletmenin çalışma düzeninin zararın doğmasını önlemeye elverişli olduğunu ispat etmedikçe, o işletmenin faaliyetleri dolayısıyla sebep olunan zararı gidermekle yükümlüdür.(TBK.m.66/2-3)
      Somut olayda, Temmuz 2008 tarihli sözleşme içeriği ve ... şirketinin davacı ... şirketine yazdığı 16.12. 2009 tarihli yazı dikkate alındığında;...(...) şirketinin tamamen ... şirketinin denetim ve gözetimi altında faaliyette bulunduğu davacıların...(...) ye değil, ... şirketine güvenerek ... ile sözleşme imzaladıkları sonucuna varılmıştır. ... şirketinin, yönetici olarak tayin ettiği...(...) şirketinin eyleminden sorumlu olması, kendi yararı için başkasını çalıştıran kimsenin bu işin yerine getirilmesinden meydana gelecek zararı üstlenmesi, ... şirketi yönetici tayin ederken, yöneticinin seçiminde ve denetimde; işin örgütlenmesinde, esaslı ve doğru kuralların konulmasında, sürekli gözetim altında tutulmasında gerekli dikkat ve özeni göstermediğinden yöneticinin verdiği zarardan TMK nın 2. maddesi gereğince...(...) ile birlikte müteselsilen sorumlu tutulmalıdır. Keza ... şirketi ile ... şirketi arasında organik bağ olması nedeniyle ... ve... şirketleri ile birlikte müteselsilen sorumlu tutulması gerekir.
    Ancak, ... şirketinin kendisi ve organik bağ içinde olduğu ... şirketinin sorumluluktan kurtulabilmesi için “yönetici şirketi seçerken, işiyle ilgili talimat verirken, gözetim ve denetimde bulunurken, zararın doğmasını engellemek için gerekli özeni gösterdiğini” ispat etmesi gerekirdi. Somut olayda anılan ispat gerçekleşmediği için her üç şirketin, davacıların zararından dolayı müteselsilen sorumlu tutulmaları neticesi itibariyle doğru olduğundan, karar onamalıdır. Ancak, yerel mahkeme kararının gerekçesi izah edildiği şekilde değiştirilmelidir. Gerekçenin değiştirilmesine gerek olmadan onama yönünde oy kullanan Sayın Başkan ve Üyenin “gerekçenin değiştirilmemesine” dair görüşlerine karşıyım.


    KARŞI OY

    Öncelikle, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu"nun 39/II ve 40/I. maddeleri uyarınca, temyiz incelemesi yapılan bir dava hakkında karar verilebilmesi, bir başkan ve dört üyenin katılmasıyla oluşan heyette salt çoğunluğun sağlanmasına bağlıdır. Somut dosya incelemesi sonucunda verilen kararda ise, başkan ve bir üye mahkeme kararının düzeltilerek onanması, iki üye bozulması, bir üye ise karar gerekçesinin doğru olmadığı için değişik gerekçe ile onama yönünde oy kullanmıştır. Bu suretle Yargıtay Kanunu"nun aradığı salt çoğunluk oluşmadığından ortada geçerli bir kararın bulunduğundan söz edilemez.
    Bunun yanında, davalılardan... Tur. Tic. AŞ."nin yargılama sırasında iflasına karar verilmiş ve verilen iflas kararı 17.12.2010 tarihinde kesinleşmiştir. Bu durumda anılan şirket aleyhine açılan alacak davası İİK.m.235"de düzenlenen kayıt kabul davasına dönüşmüş olup, bu tür davalar basit yargılama usulüne göre yürütülür. Diğer davalılar açısından ise yargılamanın yazılı usülde görülmesi gerektiğinden farklı usül ve esaslara ve temyiz sürelerine tabi bu davaların ayrılarak sonuca varılması yerine birlikte, aynı dava içinde hükme varılması usül ve yasaya aykırı olmuştur.
    Keza, mahkeme kararında...... A.Ş. yönünden verilen tahsil hükmü Dairece verilen düzelterek onama ilamında kayıt kabule dönüştürülmüşse de, " tahsilde tekerrür etmemek üzere" kaydının konulmaması ve ilamın 1. bendinde temyiz eden ... ve ... A.Ş."nin tüm temyiz itirazlarının reddedildiği belirtilmesine rağmen, itirazların kısmen kabul edilmesi anlamına gelecek şekilde kararın düzeltilmesi cihetine gidilmeside yerinde değildir.
    Esas yönünden ise, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre; davalılardan ... ile ... AŞ. (devirden sonra davalılardan... AŞ.) arasında Ağustos 2006"da düzenlenen ""Otel İşletme Sözleşmesi"" ile; ... ""Tur Operatörü"", ... AŞ. ise ""işletme şirketi"" veya ""hizmet sağlayan"" sıfatlarıyla bir otelin sözleşmede kararlaştırılan şekilde kendisine ücret ödenmek suretiyle işletilmesi veya ... AŞ. tarafından konaklama hizmetlerinin verilmesi (2.m.) ve kural olarak da bu hizmetin 15.11.2011 tarihine kadar yapılması konusunda anlaşmaya varılmıştır (3.1m.). Sonrasında aynı firmalar arasında bu sefer başka otellerle ilgili olarak yine ""Tur Oparetörü"" (...) ve ""yönetim şirketi"" (... AŞ.) sıfatlarıyla 01.04.2008 tarihinde, 01.05.2008 tarihinden başlamak ve 31.10.2012 tarihine kadar geçerli olmak üzere az yukardaki sözleşmedeki benzer amaç ve esaslarla ""Otel Yönetim Sözleşmesi"" imzalanmış, bu sözleşmede aynı yerlerle ilgili olarak daha önceden taraflar arasında 14.02.2006 günlü bir sözleşmenin mevcut olduğu belirtilmiş (1.sh.(C) bendi), 19.2.2 maddede, taraflardan birinin iflas veya tasfiyeye girmesi, ya da herhangi bir iflas duruşmasına tabi olması halinde diğer tarafın sözleşmeyi iptal etme hakkının doğacağı kayıt altına alınmış, 22.1. maddesinde de, hizmetlerin verilmesi sırasında yönetici şirketin (... AŞ.) üçüncü kişilere karşı yükümlülükler üstlenmesi, bağlayıcı taahhütler vermesi ya da onlarla bir sözleşme yapması gerekirse, bunları sadece kendi adına yapacağı ve bunları yapmak için Tur Operatörü (...) adına yetki vermeyeceği kabul edilmiştir.
    Davacı yan ile davalılardan ... AŞ. (... AŞ.) arasındaki akdi ilişkilere gelince; 17.08.2009 tarihinde... Int. Ltd. ile ... AŞ. arasında, 01.05.2010-31.10.2010 tarihleri arasında geçerli olmak üzere, ... AŞ. ""otel"",... İnt. Ltd."nin ise ""acente"" sıfatlarıyla ""Tur Operatörü Kontenjan Sözleşmesi"" düzenlendiği, sözleşmede belirtilen otellerdeki kontenjanların... İnt. Ltd."e (acenteye) tahsis edildiği belirtilerek (3.m.), karşılığıın ne şekilde ödeneceği (4.m.) gösterilmiştir. Yine benzer bir sözleşme de başka oteller için 01.05.2010-31.10.2010 dönemi için geçerli olmak üzere 19.10.2009 tarihinde, ""otel"" sıfatıyla ... AŞ., ""acente"" sıfatıyla da... ... Otelcilik Tur. İnş. Taş. ve Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanmış olup esaslarının aynı olduğu görülmüştür. Keza dosya içinde aynı sıfatlarla ... AŞ. ve... İnt. Ltd. arasında imzalanan 01.05.2009-15.10.2009 dönemine .../...


    S.7

    ilişkin 04.12.2008 tarihli, ... ... Otelcilik Tur. İnş. Taş. ve Tic. Ltd. Şti. ile imzalanan 01.05.2008-10.10.2008 dönemi için geçerli 07.08.2007 tarihli,... İnt. Ltd. ile imzalanan 01.05.2009-10.10.2009 dönemi için geçerli 15.07.2008 tarihli, ... ... Otelcilik Tur. İnş. Taş. ve Tic. Ltd. Şti. Ile imzalanan 01.05.2008-10.10.2008 dönemi için geçerli 07.08.2007 tarihli, aynı dönem için fakat farklı otel için ... ... Otelcilik Tur. İnş. Taş. ve Tic. Ltd. Şti. ile imzalanan 07.08.2007 tarihli ""Tur Operatörü Kontenjan"" sözleşmelerinin bulunduğu tespit edilmiştir.
    Davalılardan... AŞ. (... AŞ.) 11.02.2010 tarihinde iflas erteleme talebiyle başvuruda bulunmuş, yapılan yargılama sonucu...12. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 15.09.2010 tarih, 2010/104 E., 2010/504 K. sayı ile iflasa karar verilmiş ve verilen karar 17.12.2010 tarihinde kesinleşmiştir.
    ... AŞ."nin iflas erteleme başvurusu üzerine ..., akidi... A.Ş."ne fesih bildiriminde bulunmuş ve bu sefer daha önceden Şubat ve Ağustos/2006 ve 01.04.2008 tarihlerinde ... AŞ. ile yaptığı sözleşmelere konu hizmetlerin sağlanması için... AŞ. ile anlaşma sağlanmıştır.
    İzah edilen tüm bu delillerden anlaşılacağı üzere her iki davacının da akdi ilişki tesis ettiği şirket ... AŞ.(... AŞ.)"dir. Diğer davalılar ... ve... AŞ. ile herhangi bir akdi ilişkileri bulunmamaktadır. Davacılar, bedeli karşılığı ... AŞ."ye sözleşmelerdeki hizmeti sağlamayı yükümlenmişlerdir. Eldeki davada da adı geçen ... AŞ.(... AŞ.)"ye verilen paraların ödetilmesi istenmektedir. Şu halde davacıların akdi ilişki kurdukları şirket ... AŞ. olduğundan ve ödedikleri paranın da bu şirkete verildiği ortada olmasına rağmen diğer şirketlerin bu bedelden sorumlu tutulması, dolayısıyla kendilerine husumet yöneltilmesi mümkün değildir. Gerçekten de ... ile ... AŞ.(... AŞ.) arasında imzalanan 01.04.2008 tarihli sözleşmenin 22.1.maddesinde açıkça ... AŞ."nin bu sözleşme gereğince üçüncü kişilere karşı taahhüt altına girmesi halinde, sözleşmeleri kendi adına yapacağı ve ... adına yetki veremeyeceği kararlaştırılmıştır. Yani ... ile ... AŞ. arasındaki sözleşmelerde, ... şirketinin üçüncü kişiler lehine bir yükümlülük altına girmediği de ortadadır.
    Hâl böyle olmasına rağmen, mahkemece ... AŞ.(... AŞ.) ile diğer davalılar ...... AŞ. arasında organik ilişki bulunduğundan bahisle adı geçen şirketler de tahsiline karar verilen miktardan sorumlu tutulmuşlardır.
    Oysa, ... firması, ... AŞ."nin iflas erteleme başvurusunda bulunması üzerine, sözleşmenin 19.2.2. maddesinde yazılı hakkını kullanarak ... AŞ. ile olan akdi ilişkisine son vermiş ve bu sefer yeni kurulan... AŞ."den aynı hizmeti almaya devam etmiştir.
    Aralarında organik ilişki bulunduğu ileri sürülen ... AŞ.(... AŞ.)ile ... ve... AŞ. farklı tüzel kişiliklerdir. Dosya kapsamındaki delillere göre ortaklık yapılarında ve mali ilişkilerinde benzerlik veya geçişkenlik gözükmemektedir. Davacı yanca yapılan ödemelerin doğrudan kime yapıldığında da çekişme bulunmamaktadır.
    Keza, bazı... AŞ. işçilerinin ücret alacağı ile kıdem ve ihbar tazminatlarının tahsili için açtıkları davalarda, İş Mahkemeleri"nce verilen kararların temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Yüksek 7. ve 22. Hukuk Daireleri"nce verilen bozma kararlarında ... ile... AŞ. arasında ortaklık ilişkisinin bulunduğuna dair kabul de organik ilişkinin varlığına dayanak olarak kabul edilmiştir. Oysa anılan değerlendirme ve kabul şekli, İş Hukuku yönünden sorumluluk tayini yapmak için ve özellikle 4857 sayılı İş Kanunu"nun 2. maddesindeki tanımlamalar karşısında yerinde ve bu nedenle de anılan bozma ilamlarında işçi karşısında alt işveren... AŞ. yanında ... aleyhinde de birlikte tahsil kararı verilmesi gereğine işaret edilmişse de, mevcut uyuşmazlık işçi ve işveren arasında değil, hizmet veren ve hizmet aldığı ileri sürülen şirket veya şirketler arasındaki akdi ilişkilere dayalıdır. Uygulamadaki adıyla davacılar ile davalı ... AŞ. arasındaki hukuki ilişki

    S.8

    ""Tacirler Arası Hizmet Sözleşmesi""ne dayalıdır. Nitekim taraflar tacir olduğundan ve tacirler arası hizmet sözleşmelerine ilişkin davalarda verilen kararların temyiz incelemesini yapma görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu"nun 21.01.2013 tarih ve 2013/1 sayılı kararından bu yana Dairemize verildiğinden inceleme 23. Hukuk Dairesi"nce yapılmıştır. O nedenle Yüksek 7. ve 22. Hukuk Daireleri"nin verdiği bozma kararlarına istinaden mevcut hukuki ilişkinin nitelendirmesini yapmak ve oradaki farklı esaslara tabi nitelendirmelere dayanarak eldeki davadaki taraflar arasında organik ilişki bulunduğu sonucuna gidilemez.
    Yine dosya arasında bulunan ve otellerdeki kontenjan miktarlarını takip etmek ve bu konuda bilgi vermek için ... tarafından... ... Otelcilik Tur. İnş. Taş. ve Tic. Ltd. Şti."ne yazıldığı anlaşılan 16.12.2009 tarihli yazı kapsamından da organik ilişkinin varlığını kabul edebilmek ve bu yolla... AŞ."nin borçlarından diğer davalıların da sorumlu olduğu neticesine varmak mümkün değildir.
    Açıklanan sebeplerle düzelterek onama kararına katılmıyorum.


    Üye ...

    MUHALEFET ŞERHİ

    Mahkeme kararında tahsilatlı şekilde anlatıldığı üzere taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacılar ile davalı...... A.Ş. (... A.Ş.) arasında yapılan sözleşmeler uyarınca ödenen bedellerden davalılar ... ve..."nin sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
    ... A.Ş. ile davacılardan ... Otelcilik Ltd. Şti. arasında 19.10.2009 tarihinde,... Ltd. Şti. ile 17.08.2009 tarihinde tur operatörü kontenjan sözleşmesi imzaladıkları ve sözleşme bedellerinin bu davalıya ödendiği, ... Turkey Ltd. Şti. ile ... A.Ş. (... A.Ş.) arasında otel yöneticiliği sözleşmesi imzalandığı,... A.Ş."nin 11.02.2010 tarihinde iflas erteleme talebinde bulunarak davacılara karşı edimlerini yerine getiremediği konularında uyuşmazlık yoktur.
    Davalı ... A.Ş."nin iflas erteleme talebinde bulunması ve hizmetlerin aksaması nedeniyle bu kez davalı ..."nin davalı... ile otel yöneticiliği sözleşmesi yapılarak ... A.Ş. tarafından yapılan işin bu kez..."ye devredildiği anlaşılmaktadır.
    Davacı taraf ..."nin ... A.Ş. ve... ile organik bağ içinde bulunduğunu, gerek ..."nin gerekse..."nin ... A.Ş."ye yapılan ve karşılığı alınamayan ödemelerden bu davalı ile birlikte sorumlu olduğunu iddia etmektedir.
    Mahkemece bu iddia kabul edilirken... ve... yöneticilerinin ekseriyetle aynı olması, ... yöneticisinin davacılara hitaben yazdığı yazı, ... A.Ş."nin..."ye aktif ve pasifleriyle devrinden 1 ay sonra iflas erteleme talep edilmesi hususları gerekçe olarak gösterilmiştir.
    Bu gerekçeler organik bağın varlığı için yeterli değildir. Davacılar ile yapılan tur operatörlüğü sözleşmesi davalı ... A.Ş. ile yapıldığı gibi ödemeler de bu şirkete yapılmıştır. Bu ödemelerin davalılar ... ve..."ye aktarıldığına dair herhangi bir delil ileri sürülmemiştir. Otellerinin işletilmesi ... A.Ş. tarafından yapılan ... yetkilisinin, ... A.Ş. ile sözleşme yapan davacılara bu sözleşmelerden haberi olduğuna dair yazılan yazının organik bağa delil olması kabul edilebilir değildir.
    Mahkemeninde kabulünde olduğu gibi organik bağın varlığı için tüzel kişiler arasında özdeşliğin bulunması, ekonomik ve ticari bağımlılığın, kader birliğinin, birlikte hareket
    olgusunun bulunması gerekir. Dosyada davalı şirketlerin birlikte hareket ettiği konusunda mahkeme kabulünün aksine sabit bir delil mevcut değildir. Aksine davalı şirket yöneticilerinin ayrı olmadığı konusunda davacıların beyanları mevcuttur.
    ... A.Ş., (... A.Ş.)"nin iflas erteleme talep etmesi ve hizmetlerin aksaması üzerine ... tarafından... ile sözleşme yapması ticari hayatta olması gerekendir.
    İşçiler tarafından açılan davalarda verilen kararların üstün olan işverene karşı işçiyi korumaya yönelik mevzuat hükümlerine göre verilen kararlar olması nedeniyle TTK ve TBK hükümlerine göre düzenlenen sözleşme uyuşmazlıklarında emsal alınması doğru görülmemiştir.
    Tüm bu hususlar nazara alındığında ... ve... aleyhine açılan davaların reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesini doğru görmediğimden sayın çoğunluğun onama görüşüne katılmıyorum.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi