Esas No: 2014/4859
Karar No: 2017/646
Karar Tarihi: 13.03.2017
Yağma - Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2014/4859 Esas 2017/646 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Yağma
HÜKÜM : TCK"nın 150/1. maddesi delaletiyle TCK"nın 106/2-a, 43/1, 62, 53. maddeleri uyarınca 1 yıl 19 ay 7 gün hapis cezası
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
1-Yakınan ... 28.02.2008 tarihli savcılık ifadesinde "Ben Van ilinde serbest mimarlık yaparım. ... isimli şahıs ile iş nedeniyle tanıştık. Kendisi bana bürosu olmadığını söyledi. Aramızda samimiyet gelişti. Bana büromu kullanmak istediğini söyledi. Ben de kabul ettim. Büromun bir odasında ücret karşılığı olmadan kalıyordu. Bu durum iki yıl devam etti. Aramızda herhangi bir sorun yoktu. Bundan yaklaşık 3 ay önce kendisinden 10.000.-YTL borç para aldım, kendisine 5000.-YTL"sini geri verdim, geri kalan 5.000.-YTL"sini sıkışık olduğumdan bir müddet ödeyemedim. ... 01.02.2008 tarihinde yanında tanımadığım bir şahısla çalıştığım büroya geldiler, ikisi de içkiliydiler, ayrıca yanlarında içki de getirmiştiler. O esnada benim büromda yanımda çalışan ... vardı. ... ve yanındaki kişide silah vardı. ... silahın ağzına mermiyi sürdü ve silahı bana doğrultarak "Bana olan borcun 15.000.-YTL oldu, ya bu parayı bir hafta içinde ödersin yoksa seni öldürürüm" dedi ve bana 15.000.-YTL meblağlı 08.02.2008 tarihli bir senedi zorla imzalattı, sonra yanındaki kişi ile bir süre daha içki içip gittiler. Bu kişiler içki içerlerken büroya bir tanıdığımız olan ... isimli şahıs geldi, bu kişileri içki içerken ve silahlarıyla gördü. Ben içkili oldukları için olayı emniyete intikal ettirmedim, sabah alkolün etkisi geçince düzelir diye düşündüm, daha sonra kendisiyle telefonla görüşüp ikna etmeye çalıştım, ancak ikna olmadı. Daha sonra yaptığımız görüşmeler neticesinde kalan 5.000.-YTL"ye karşılık 7.000.-YTL para vererek imzaladığım 15.000.-YTL"lik senedi aldım, kendisine büromdan çıkmasını ve gelip eşyalarını almasını söyledim, gelmeyince 11.02.2008 tarihinde eşyalarını bir araca yükleyip tarif ettiği yere gönderdik. Eşyalarını tam ve eksiksiz aldığına ve benimle hiçbir ilişkisi kalmadığına dair yazı imzaladı, o yazı bendedir. 21.02.2008 tarihinde ... nolu telefon ile benim kullanmakta olduğum... nolu telefonumdan aradı, ben bu esnada Antalya ilindeydim. Telefonda bana "Bu kadarla kurtulduğunu mu zannettin, senin canını alacağım, çocuklarının canını alacağım, çocuklarını kaçıracağım, ailenin yerini biliyorum" şeklinde tehditlerde bulundu. Bana sinkaflı ana avrat küfürler etti" şeklinde beyanda bulunduğu, kovuşturma aşamasında talimat yolu ile alınan beyanında "Ben olay tarihinde Van ilinde mimar olarak çalışıyordum. Sanık ..."ı daha önceden tanırım, kendisinden 7.000,00.-TL borç para almıştım, borcumu alırken 3-4 ay sonra ödeyeceğimi söylemiştim, yani Şubat ayı sonlarında ödeyecektim. Kendisi işyerime gelerek, borcumun 7.000.-TL olmasına rağmen benden 15.000.-TL para istedi, silahına mermiyi sürdü, bana doğrulttu, "Ya bu parayı bir hafta içinde ödersin, ya da seni öldürürüm" dedi, bana 15.000.-TL bedelli senedi zorla imzalattı. Bir hafta kadar sonra 7.000.-TL parayı ödeyerek bana zorla imzalattığı senedi geri aldım. Daha sonra beni tekrar telefon ile arayarak "Bu kadarla kurtulduğunu mu sandın, senin canını alacağım çocuklarını kaçıracağım" diyerek tehdit etti, "şerefsiz" ve bunun gibi sözlerle hakaretlerde bulundu, parayı almasına rağmen bu tehdit ve hakaretlerini niye yaptı bilemiyorum, ancak alkol kullanırdı" dediği,
Tanık ..."ın 18.02.2010 tarihli savcılık ifadesinde "Ben ... ile 19 yıldır arkadaşım. Kendisi ile aynı büroyu ortaklaşa kullanıyoruz. Halen de ortaklaşa kullanmaktayız. Ben elektrik teknisyeniyim. Büroyu bu amaçla kullanmaktaydım. Olay günü ben odamda çalışıyordum. Daha sonra ... odasından sesler duydum. Odaya girdiğimde ... ile daha önce hiç görmediğim ancak adının daha sonra ... olduğunu öğrendiğim şahsın tartışmakta olduklarını gördüm. ... ile ... elinde silah vardı. Ben odaya girdiğimde ... silahın kırma kolunu çekerek ... Bey"in alnına dayayarak eli ile de boğazını sıkıyordu. ... isimli şahıs ise elindeki silahı kullanarak benim olaya müdahale etmemi engelledi. ... ve ..., ... Bey ve ailesine sinkaflı küfürler ederek ve kendisini ve ailesini öldüreceklerini söyleyerek sözlü saldırıda bulundular. Bunun üzerine ... ve ... isimli şahıs ... Bey"e silah zoru ile 10.000.-TL"lik senet imzalattılar. Senet imzalandığı sırada ben de odada bulunuyordum. Senet imzalandıktan sonra her iki şahıs da odada yaklaşık yarım saat kadar oturdular. İkisi de alkollü idi. Kendi aralarında konuşup çıktılar. Ben ... Bey"e bu adamların neden kendisinden para istediğini sorduğumda kendisi bana bu şahıslara hatırladığım kadarıyla 2000.-TL borcu olduğunu ancak bu parayı ödediğini, senedi de 2000.-TL"nin faizi olarak kendisine imzalattıklarını söyledi. Yaklaşık bir hafta sonra aile büyüklerinin araya girmesi ile ... Bey"in senedi ... ve ..."dan bildiğim kadarıyla 5000.-TL karşılığında geri aldığını öğrendim. Bu olaydan yaklaşık 6 ay sonra ... isimli şahıs beni cep telefonundan arayarak şuan Van"da olduğunu ve ... Bey"in kızının okulunun önünde beklediğini, kızını takip ettiğini, kızının üzerinde hangi elbiselerin olduğunu bana anlattı. Ayrıca ... Bey"i aradığını ancak kendisini ciddiye almadığı için beni arama ihtiyacı hissettiğini ve ... Bey"in kızını takip ettiğini söyledi. Bunun üzerine ben de ... Bey"i arayarak olayı anlattım. ... Bey ..."ın kendisini de aradığını ve bunun üzerine Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı"na bu olay nedeniyle şikayet ettiğini belirtti. Bu olaydan sonra ... isimli şahıs ile herhangi bir münasebetim olmadı." dediği, kovuşturma aşamasında "Olay günü ..."ün bürosuna gittim, kapıyı çaldığımda ... isimli şahıs odadaydı. İçeri girdim. ... benim kolumdan tutarak ... Bey"in odasına götürdü, oturmamı söyledi. Masada bira şişeleri vardı. ...’ın yanında daha önce tanımadığım bir şahıs daha vardı. ... Bey ile ... arasında bir alacak verecek meselesi vardı, bu sebeple konuştuklarına şahit oldum. ... ... Bey"in kendisine borcu olduğunu söylüyordu. Kısa bir süre sonra ... yerinden kalktı ve cebinden çıkarttığı silahı ... Bey"in ilk önce ağzına sonra kafasına dayadı ve ... Bey"e "Bu senedi imzalamazsan senin kafana sıkarım" diye sözler sarf etti, bu arada tanımadığım ancak ismini ... olarak öğrendiğim şahıs belindeki tabancayı çıkardı, şarjörü çıkararak içinde mermi olduğunu bize gösterdi, sonrasında şarjörü yerine taktı ve silahı masanın üstüne bıraktı. ... çıkardığı senedi ... Bey"e zorla imzalattı. Bu sırada ... bir elini ... Bey"in omzuna doğru koymuştu, diğer elinde silah vardı ve ... Bey"in kafasına dayadılar. Şu an ne kadarlık bir senet imzalattıklarını hatırlamıyorum yanılmıyorsam 10.000.-TL veya 20.000.-TL idi. Yarım saat kırkbeş dakika kadar oturdular. Bu sırada bira içtiler. ... Bey"i ailesini ve çocuklarını öldüreceklerini söyleyerek tehdit ediyorlardı. Sonrasında bu iki şahıs iş yerinden ayrıldı. ... Bey ile konuştuğumda aralarında geçmişe dayalı bir alacak ve verecek meselesi olduğunu hatırlıyorum yine öğrendiğim kadarıyla ... Bey ana parayı ödemiş ancak şahıslar faizini istiyorlardı, bu olaydan sonra senedin geri alınıp alınmadığını tam olarak hatırlamıyorum, çünkü aradan uzun zaman geçmiştir. Olaydan yaklaşık bir hafta kadar sonra ... Bey beni telefonla aradı ve kızının okuduğu okulun önüne gitmemi söyledi, yine telefonla ..."ın kızını takip ettiğini hatta kızının üzerindeki giysileri dahi tek tek saydığını söylemişti. Ben ... Bey"in kızının okuluna gittim, kızı okuldan alarak eve gittim. Bu sırada ...’ın arabasının ... Bey"in evinin karşı sokağında köşede beklediğini gördüm. ... Bey"in odasına gelen sesler üzerine odaya gitmemiştim, odaya girdikten sonra Can ile ... silahı çıkararak ... Bey"e zorla senet imzalattılar. Senedin geri alındığını tam olarak hatırlamıyorum, ancak daha önce bu şekilde beyanda bulunmuş isem de doğrudur" dediği,
Tanık ..."in 18.02.2010 tarihli savcılık ifadesinde "Olay günü ... beni aradı ve büroya çağırdı. Ben büroya gittiğimde bir odada ..., ... daha önceden bürolarında görmüş olduğum kendilerinin arkadaşı olduğu ve büroyu da zaman zaman ortak kullandıkları ... ve tanımadığım bir şahıs birlikte oturuyorlardı. İçeri girdiğimde ..."ın elinde silah vardı. Sanıyorum benim içeri girmem sebebiyle hemen silahı beline taktı. Bana olan saygısından dolayı yaptığını düşünüyorum. Birlikte oturduk. Kendileri bira içiyorlardı. Ben gittikten sonra da ... ve diğer şahıs birer bira daha içtiler. Hep birlikte sohbet ediliyordu. Ancak ortamda bir gerginlik olduğu da hissedeliyordu. Zaten bir süre sonra ... ve yanındaki şahıs bürodan ayrıldı. Büroda ben gitmeden önce neler yaşandığını bilmiyorum. Ayrılırken ... "Görüşürüz, kendinize iyi bakın" diyerek gitti. Kendisi alkollü olduğu için sözleri samimiyetsizdi." dediği, kovuşturma aşamasında, "Ben içeriye girdiğimde ..."ın elinde bir silah vardı. Silahın markasını bilmiyorum. Büro çalışanı tanık ..."ın çok sayıda silahı olduğundan onun silahlarından biri olduğunu düşündüm. Ben girdiğimde silah her hangi bir yere tevcih edilmiş değildi. ... bu silahı ben girince pantolon kemerine taktı. Ben girdikten sonra yaklaşık yarım saat kadar oturduk. Ben içerideyken tehditvari konuşmalar olmadı. Herhangi bir gerginlik hissetmedim. Ancak bir samimiyetsizlik vardı. Sanık ... ve yanındaki kişi bira içiyordu. Ben oturup bir bira içtim. ... o anda alkol almıyordu. Alınan alkolün etkisiyle bir samimiyetsizlik olabilir. Ancak her hangi bir tehdit veya yağma sözleri içerir bir ortam görmedim....Ben öncelik ifademde gerginlik hissediliyordu derken samimi olmayan bir ortamı kastetmiştim" şeklinde beyanda bulunduğu,
Sanığın 09.03.2011 tarihli savunmanın bulunmadığı kolluk ifadesinde "Bana sormuş ... isimli şahsı tanırım, bu şahıs ile birlikte daha önce Van ilinde ortak işyerini kullanıyordum, asansörcülük yapıyordum, o da mimarlık yapıyordu. Her ikimizin de gelir ve giderleri ayrıdır. Ben bu şahsın yanından 2007 yılının 10. ayı gibi ayrılarak Muş iline gelerek kendime ait işyeri açtım ve ... isimli şahıs ile hiç görüşmedim. Fakat beraber çalıştığımız zaman bu şahıs benden 20.000.-TL borç para istedi, ben de kendisine verdim. Daha sonra bu şahıs bana borcunu benim avukatım olan Van Barosu avukatlarından Serdar Kartal"a ödedi o da bana verdi. Aramızda herhangi bir anlaşmazlık yoktur, bu şahsın belirttiği gibi ben kesinlikle ... isimli bir şahıs ile bu şahsın işyerine gitmedim, ... isimli bir şahısta tanımıyorum, zorla senet imzalatmadım, bu şahsın bende senedi yoktur" dediği, kovuşturma aşamasında" 2007 yılında müşteki 20.000.-TL banka kredisi çekmişti, ödeyemedi. Bunun üzerine borcunu aynı iş yerinde çalışmamız nedeniyle ve dostu olmam nedeniyle ben ödedim. O da bana borcunu o yıl taksit taksit ödedi. Suça konu edilen tarihte bana her hangi bir borcu yoktu. Yaşanan bu olay nedeniyle aramızda zaman zaman tartışmalar yaşandı. 2008 yılının kış aylarında yine tartışma yaşandı. Müşteki mimardır ve bulunduğum iş yerinin sahibidir. Bu nedenle binadan çıkmamı istedi. Daha sonra bilgim haricinde eşyalarımı dışarı atmış. Daha sonra haberim olunca eşyalarımı aldırttım. Bu olay suç tarihinden daha sonra meydana gelen bir olaydır. Daha sonra ne telefonla, ne de yüz yüze müşteki ile görüşmedim. Kendisini ne kesinlikle tehdit ettim, nede silah doğrultarak tehdit ettim. Suçlamaları kabul etmiyorum" şeklinde savunmada bulunduğu;
Ceza yargılamasının amacı usul kurallarının öngördüğü ilkeler doğrultusunda somut gerçeğin her türlü kuşkudan uzak bir biçimde kesin olarak saptanmalıdır. Bu da adil, etkin ve hukuka uygun bir uygulama yapılması suretiyle maddi gerçeğe ulaşmayı amaçlamaktadır. Bu nedenle hüküm kesinleşinceye kadar inceleme olanağı bulunan kanıtlar ele alınıp değerlendirilmesi diğer bir deyişle adaletin tam olarak gerçekleşmesi için olaya ışık tutabilecek nitelikte tüm yasal kanıt ve belgeler araştırılıp, elde edilen tüm deliller akla, mantığa bilimsel veri, fiziksel kurallar herkesçe bilinen somut duruma, hayatın olağan akışı içinde gündelik yaşamda elde edilen karine niteliğinde bilgilere uygun olup olmadığı ile beş duyu veya duyma yolu ile olay ve/veya olay sonrasına dair bilgileri olan tanıkların olayı algılayıp, yansıtmasında her hangi bir yanılgısının olup olmadığının da ayrıca belirlenip, bundan sonra hangi tarafın anlatımı ve/veya delillere üstünlük tanındığı açıklanıp ulaşılan hukuki sonucun temyiz merciince denetlenebilir bir gerekçe ile yansıtması gerekir. Bu hukuki kural içerisinde,
İddia, savunma ve tanık beyanları ile dosya değerlendirildiğinde, sanığın suçu inkara yönelik aşamalarda değişmeyen savunmasına karşı mağdur ... ve 01.02.2008 günü mağdur ofisinde gelişen olaylar ile sonrası gelişmelere tanık olan ... ile sadece 01.02.2008 günü ofiste geçen olayların bir kısmına tanık Tarık Güven"in olayların başlangıcı, zaman içerisinde süre gelen yapısı ile ilgili aşamalarda kendi içinde ve birbiri ile çelişen, yer yer mağdur iddiasını dahi aşan beyanları dikkate alındığında öncelikle iddia ve tanık beyanlarında geçen hususlar araştırılıp, sonucuna göre de tüm aykırılıkların usulünce ortadan kaldırılması gerekmektedir.
Hal böyle olunca;
a) 01.02.2008 günü sanık ... ile birlikte mağdur ..."ün ofisine gelen tanık ... tarafından adı "..." olarak bildirilen şahıs ile ilgili herhangi bir işlem yapılıp yapılmadığı araştırılıp, gereğinde açık kimliği saptanıp olay ile ilgili ayrıntılı beyanı alınıp,
b) Mağdur; ödeme yapıp suça konu senedi sanıktan aldığını,
Sanık ise; mağdur tarafından ödemenin Avukatı Serdal Kartal"a yaptığı, ileri sürmesi karşısında; Van Barosu Avukatlarından Serdal Kartal"ın bu konuda varsa bilgi ve görgüsü saptanıp,
c) Mağdurun; 21.02.2008 tarihinde Antalya ilinde bulunduğu sırada 0543 287 02 87 nolu hat ile kullandığı telefonundan, sanığın 0532 256 15 13 nolu bir telefon ile arayıp tehdit ettiğini ileri sürüp, tanık ..."ın ise daha farklı bir zaman dilimine yer vermekte birlikte mağdurun bu olay ile ilgili Antalya Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunduğunu açıklaması dikkate alındığında ise 21.02.2008 tarihi itibariyle mağdura ait telefon gelen arama kayıtları araştırılıp, 0532 251 15 13 nolu hattan kimin adına kayıtlı olup ve/veya kimin tarafından kullanıldığı ile telefonların baz istasyon sinyal kayıtları saptanıp, mağdur tarafından Antalya Cumhuriyet Başsavcılığına da herhangi bir başvurunun olup olmadığı resen araştırılıp,
d) Ödeme nedeniyle geri alınan suça konu senet ve 11.02.2008 tarihinden sonra mağdur ofisinde kalan eşyaların sanığa eksiksiz teslimin yapıldığına ilişkin yazılı belge; mağdurdan temin edilip, bundan sonra mağdur beyanı ile tanık beyanları arasındaki açık aykırılıklar usul ve yöntemince giderilip, sonucuna göre iddia, savunma, tanık beyanı ile toplanan diğer delillerin ele alınıp değerlendirilmesi gerektiği düşünülmeden eksik inceleme ile yetinilip, yerinde yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Kabule göre de;
Sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 106/2-a. maddesi uyarınca belirlenen 2 yıl 6 ay temel hapis cezasından, anılan Kanun"un 43/1. maddesi uyarınca 1/4 oranında artırım yapılırken, 3 yıl 1 ay 15 gün yerine, 2 yıl 13 ay 15 gün hapis cezası, 62. maddesi uyarınca da 1/6 oranında indirim yapılırken, 2 yıl 7 ay 7 gün yerine, 1 yıl 19 ay 7 gün hapis cezası uygulanarak eksik ceza tayinine hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 2 nolu bozma sebebi yönünden 5320 sayılı Kanun"un 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 326/son.maddesinin gözetilmesine, 13.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.