20. Hukuk Dairesi 2015/11664 E. , 2017/1297 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü..
K A R A R
Davacı vekili 13/07/2009 havale tarihli dilekçesinde özetle; ... ilçesi, ... köyü, ... mevkiinde bulunan ... ada ... parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptalini talep ettiklerini, zira aynı yer ... ada ... ve ... sayılı parsellerin müvekkillerinden ... adına, ... ada ... ve ... sayılı parsellerin ise müvekkillerinden ... adına tespit gördüğünü, daha önceden ... ada ..., ..., ... ve ... parsellerin ... ada ... parsel ile birlikte bütün halinde bir taşınmaz olduğunu, 30 yıldan fazla bir süredir bütün halinde müvekkilleri tarafından ekilip biçilerek kullanıldığını, ... ada ... sayılı parselin müvekkilleri tarafından kullanılan ve daha önceden bir bütün olan taşınmaz içerisinde kalmasına rağmen kadastro tespiti sırasında Hazine adına tarla niteliği ile tespit gördüğünü, ... ada ... sayılı parsele ilişkin tespitin iptali ile ... ada ..., ..., ... ve ... sayılı parsellere ilave edilmek suretiyle tescilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu ... ada ... sayılı parselin tespitinin iptali ile krokide (A)=2582.78 m² bölümün ... sayılı parsele ilavesi ile ... sayılı parselin 7297.39 m² olarak ... adına, krokide (B)=2234.67 m² bölümün ... sayılı parsele ilave edilerek ... sayılı parselin 6952.34 m² olarak ... adına, ... ada ... ve ... sayılı parsellerin tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 01/10/2012 tarih 2012/3423 E. - 2012/10869 K. sayılı kararı ile "Dosya içeriğinden, taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosunun 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik 4. maddesine göre yapıldığı anlaşılmaktadır. Sağlıklı bir sonuca ulaşılabilmesi için, taşınmazların sınırında orman bulunduğundan usulune uygun bir şekilde orman araştırması yapılması gerekir.
Bu nedenle, mahkemece; eski tarihli ve tespit tarihinden 20 yıl önceki yıllara ait memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ve fotogrametri yöntemiyle düzenlenen kadastro çalışmalarına altlık olarak düzenlenen kadastro paftası getirilerek, halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis ve bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, eğimi, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket
haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli tüm taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte aynı haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.
Böylesine yapılacak bir araştırma sonucunda taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğunun saptanması halinde, ormanlar tapu ve zilyetlikle kazanılamayacağından davanın reddi gerekir. Taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığının saptaması halinde ise, zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının araştırılması gerekir. " denilmek sureti ile bozma kararı verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucu, toplanan deliller, yapılan keşif, teknik bilirkişi raporları, mahalli bilirkişi beyanları, tespit bilirkişi anlatımları ile tüm dosya kapsamından; Dava konusu taşınmazın kadimden beri mera olduğu, ... köyü, Meşe mahallesi halkı tarafından hayvan otlatılarak kullanıldığı, her ne kadar ziraat bilirkişi raporunda 10-15 yıldan uzun süre işlenip tarımsal faaliyet yapıldığı ve taşınmazın tarım toprağı olduğunu belirtilmiş ise de meraların uzun süre işlenmesi halinde tarım toprağı görünümü kazanabileceği ancak bu hususun taşınmazın öncesinin mera olması durumunu ortadan kaldıramayacağı, mahalli bilirkişilerin bir kısmının Yargıtay bozma ilamı öncesi karara esas alınan keşiftede taşınmazın mera olarak kullanıldığını belirttikleri, bir kısmının ise çayır olarak hayvanların otlatılmasında kullanıldığını belirttikleri, tüm bu hususlar dikkate alındığında davacıların davasının ispatlanamadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine 17/02/2017 gününde oybirliği ile karar verildi.