3. Hukuk Dairesi 2019/3052 E. , 2019/10364 K.
"İçtihat Metni"Davacılar ... ve ... ile davalı ... aralarındaki vasiyetnamenin iptali ve tenkis davasına dair Ordu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 05/07/2018 tarihli ve 2017/203 E. - 2018/218 K. sayılı hükmün onanması hakkında dairece verilen 04/04/2019 tarihli ve 2018/7966 E. - 2019/3013 K. sayılı ilama karşı davacılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar; mirasbıran ..."ın Ordu 2. Noterliğince düzenlenen 18.10.2010 tarihli vasiyetnamesi ile taşınmazlarının ½ payını davalıya vasiyet ettiğini, mirasbırakanın vasiyetnameyi davalının manevi baskısı altında düzenlediğini, ayrıca vasiyetname düzenlenirken şekil şartlarına uyulmadığını ileri sürerek; vasiyetnamenin iptalini, bunun mümkün olmaması halinde tenkisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; vasiyetnamenin noter tarafından şekil şartlarına uyularak düzenlendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; vasiyetnamenin, beyanı alındıktan sonra vasiyetçi tarafından imzalanması gerektiği, davaya konu vasiyetnamede ise açıklanan şekil şartına uyulmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne vasiyetnamenin iptaline karar verilmiş; hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; Dairemizin, 31.03.2015 tarihli ve Esas: 2014/18864 - Karar: 2015/5321 sayılı kararı ile "ispat edilemeyen vasiyetnamenin iptali isteminin reddedilmesi ve terditli olarak ileri sürülen tenkis iddiası incelenerek ulaşılacak sonuç uyarınca karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır." gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak verilen kararda; bilirkişi tarafından hazırlanan 14.03.2018 tarihli tenkis hesabında davalıya yapılan bağış ile davacıların saklı paylarının ihlal edilmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiş ve Dairemizin 04.04.2019 tarihli ve Esas: 2018/7966 - Karar: 2019/3013 sayılı ilamı ile onanmıştır.
Davacılar vekili, daire ilamına karşı karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dairemizin Bozma ilamı doğrultusunda, dava, sadece tenkis istemi yönünden değerlendirilmiştir.
Tenkis davası, TMK"nun 560-562 maddelerinde düzenlenen, mirasbırakanın saklı payları zedeleyen gerek ölüme bağlı ve gerekse sağlararası kazandırmalarının kural olarak saklı paylarının karşılığını alamayan mirasçılar tarafından mirasbırakanın tasarruf edebileceği sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu davalardandır. Bu yönüyle bakıldığında tenkis davası Miras Hukukuna özgü bir iptal davası olarak kabul edilmelidir. (G.Antalya, Miras Hukuku, İstanbul, 2003, s.305). Tenkis, açıkladığımız sebeplerle saklı payın yaptırımıdır (H.Hatemi, Miras Hukuku, İstanbul, 2004, s.23).
Tenkis, saklı pay tamamlanıncaya kadar, önce ölüme bağlı tasarruflardan, bu yetmezse, en yeni tarihlisinden en eskisine doğru geriye gidilmek üzere sağlararası kazandırmalardan yapılır (TMK.md.570).
Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi için, kazandırma konusu tereke ile kazandırma dışı terekenin tümü ile bilinmesi gerekir. Bunun için tereke ile ilgili bütün kayıt ve belgeler dosyaya getirtilmelidir. Murisin temlik dışı taşınmazların tapu kayıtları ve diğer belgeleri mahkemece re"sen tespit edilir (Yargıtay 2.HD.23.06.2005, 8487-9834)
Mirasbırakanın saklı payı zedeleyip zedelemediği "net tereke" üzerinden hesaplanır. Net tereke ise, terekenin aktifinden terekenin pasifin indirilmesi ile bulunur. Terekenin aktifi; mirasbırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu malvarlığı ile denkleştirmeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Terekenin aktifini, temlik edilenler ile temlik dışı bırakılan mal varlığı değerleri oluşturmaktadır. Temlik edilen ve temlik dışı olan taşınmazların değeri mirasbırakanın ölüm tarihindeki bedelleri esas alınarak hesaplanır.
Saklı paya elatmanın doğru olarak belirlenmesi için temlik konusu olmayan, mirasbırakana ait her türlü mal varlığı değerinin saptanması gerekir. Bunun için taşınmazın bulunduğu yerde keşif yapılması zorunludur(Yargıtay, 2.HD,15.11.2001, 14464-15834).
Terekenin pasifini TMK"nın 507/2.maddesinde açıklandığı gibi, mirasbırakanın borçları, cenaze giderleri, terekenin mühürlenmesi ve yazım giderleri, mirasbırakan ile birlikte yaşayan ve onun tarafından bakılan kimselerin üç aylık geçim giderleri oluşturmaktadır. Terekenin pasifleri hesaptan indirilir.
Net tereke bu şekilde tespit edildikten sonra davacıların net tereke üzerinden miras payı bulunur ve daha sonra saklı payları belirlenir. Ölüme bağlı tasarruflar (vasiyetnameler) mutlak tenkisine tabi tasarruflardır.
Bu durumda davanın TMK"nun 565.maddesi gereğince tenkis hükümlerine göre incelenmesi gerekir. Tenkiste, tasarrufa konu malın paylaşımı yönünden araştırma yapmak için sabit tenkis oranı belirlenmelidir.
Sabit tenkis oranı, 11.11.1994 gün ve 4/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile "tasarrufun tümünün değeri ile davalılara yapılan fazla teberru arasında kurulan orandır". Sabit tenkis oranı ile el atılan saklı payın, tasarrufun değerine oranı ile bunun her davalıya yapılan tasarruf tutarları yönünden ayrı ayrı belirlenmesi gerekir.
Dosyanın incelenmesinde; hükme esas alınan 14.03.2018 tarihli bilirkişi raporunda; Murisin 3/20 hissedar olduğu ... Mah. 160/5 parsel numaralı taşınmazın, ziraat mühendisi bilirkişi tarafından 6/20 hisse üzerinden hesaplanarak değeri 18.813 TL olması gerekirken, 37.626 TL olarak hesaplandığı görülmüştür.
Miras bırakanın saklı paya tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanacağından değerlerin doğru tespit edilmemesi bozma nedeni olarak kabul edilmiştir.
O halde, mahkemece; yukarıda ifade edilen ilke ve esaslara göre alanında uzman bilirkişiden alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurmak gerekirken, yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması yerinde değildir.
Açıklanan nedenlerle, mahkeme kararının bu gerekçeler ile bozulması gerekirken, zuhulen onandığı Dairemizce bu defa yapılan yeniden inceleme sonucu anlaşıldığından; Dairemizin 04.04.2019 tarihli ve Esas: 2018/7966E - Karar: 2019/3013 sayılı onama ilamı kaldırılarak mahkeme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacıların karar düzeltme isteminin kabulü ile; Dairemizin 04.04.2019 tarihli ve Esas: 2018/7966 - Karar: 2019/3013 sayılı onama ilamının kaldırılmasına ve hükmün yukarıda açıklanan gerekçeler ile davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 19/12/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.