Esas No: 2019/559
Karar No: 2022/383
Karar Tarihi: 26.05.2022
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2019/559 Esas 2022/383 Karar Sayılı İlamı
Ceza Genel Kurulu 2019/559 E. , 2022/383 K."İçtihat Metni"
Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : (Kapatılan) 20. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ceza Dairesi
Sayısı : 1969-327
Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan sanık ...'nun, 05.09.2016 tarihinde ele geçirilen suç konusu uyuşturucu madde nedeniyle TCK'nın 188/3, 62 ve 52. maddeleri uyarınca 10 yıl hapis ve 1.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına; 09.12.2016 tarihinde ele geçirilen suç konusu uyuşturucu madde nedeniyle TCK'nın 188/3, 192/3, 62 ve 52. maddeleri uyarınca 8 yıl 4 ay hapis ve 1.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, her iki suç yönünden aynı Kanun'un 53, 54, 58 ve 63. maddeleri uyarınca hak yoksunluğuna, müsadereye, cezalarının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mahsuba ilişkin ... 3. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 22.06.2017 tarihli ve 253-209 sayılı hükümlerin, sanık ve müdafisi tarafından istinaf edilmesi üzerine dosyayı inceleyen ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesince 16.02.2018 tarih ve 1969-327 sayı ile istinaf başvurusunun esastan reddine, bu kararın da sanık ve müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 20. Ceza Dairesince 25.04.2019 tarih, 3336-2626 sayı ve oy çokluğuyla temyiz isteminin esastan reddine karar verilmiş,
Daire üyesi ...; "Sanık ... hakkında 05.09.2016 ve 09.12.2016 tarihlerinde uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan hakkında ilk eylemi ile ilgili olarak 13.02.2017 tarihinde iddianame düzenlendiği, bu iddianamenin 17.02.2017 tarihinde mahkemece kabulüne karar verildiği; 09.12.2016 tarihli ikinci eylemi ile ilgili olarak ise 27.12.2016 tarihinde iddianame düzenlendiği, bu iddianamenin 30.12.2016 tarihinde mahkemece kabulüne karar verildiği; 5271 sayılı CMK’nın 175. maddesinde iddianamenin kabulü kurumuna yer verilmesi nedeniyle kamu davasının açılmasının iddianamenin kabulü koşuluna bağlandığından, iddianamenin mahkemece kabul edilmesi halinde iddianamelerin düzenlendiği tarihte hukuki kesinti oluşturabileceği kabul edilmiştir.
Buna göre, sanık hakkında mahkemece kabul edilmek şartıyla iddianame düzenlendikten sonra, sanık tarafından aynı suçun tekrar işlenmesi durumda hukuki kesinti nedeniyle yeni ve ayrı bir suç söz konusu olacak; mahkeme tarafından ilk iddianame düzenlenmediği ya da iddianamenin henüz kabul edilmediği, iade edildiği aşamada, ikinci eylem nedeniyle mahkemece kabul olunması koşuluyla düzenlenen iddiame ile dava açılmışsa aynı suç işleme kararıyla yeniden suç işlenmesi durumunda hukuki kesinti gerçekleşmediğinden sanık hakkında zincirleme suç hükümleri uygulanabilecektir.
Somut olayda; 05.09.2016 tarihli ilk eylem nedeniyle bu eyleme ait 13.02.2017 tarihli iddianame düzenlenmeden, sanığın 09.12.2016 tarihli ikinci suçu işlediği ve bu ikinci suça ilişkin 27.12.2016 tarihli (mahkemece kabul olunan) iddianamenin düzenlendiği sabit olup bu iddianamenin düzenlenme tarihi itibariyle hukuki kesinti oluştuğu halde, Mahkemece 'tüm dosya kapsamı içeriğine göre, her iki olay birlikte değerlendirildiğinde, aradan geçen zaman, yenilenen suç kastı, uyuşturucu maddenin önceki olayda yakalanan uyuşturucu maddenin devamı olmaması, birlikte hareket edilen şahısların farklı kişiler olması dikkate alınarak sanık ... hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağı her eylemin ayrı suç oluşturacağı' gerekçesi ile iki ayrı suçtan hüküm kurulmuştur.
Zincirleme suç; TCK'nın 43. maddesinde belirtildiği üzere 'Bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda..., birden fazla aynı suçun işlenmesi' durumudur.
Buradaki aynı suç işleme kararı zincirleme suçu oluşturan suçların aynı kasıt ile işlenmeleri anlamına gelmez. Zincirleme suçu oluşturan suçların her biri ayrı kast ile işlenmektedir.
Aynı suç işleme kararı ise bu kasıtları birbirine bağlayan bir üst kavramdır.
Bundan anlaşılması gereken Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 02.03.1987 tarih ve 341/84 sayılı ve 20.03.1995 tarih 48/68 sayılı kararlarında ve öğretide (Dönmezer/Erman Nazari ve Tatbiki Ceza Hukuku C. 114. Bask. 1999 sh. 398.) açıklandığı üzere; aynı suç işleme kararından, yasanın aynı hükmünü bir çok kez ihlâl etme hususunda önceden kurulan bir plan, genel bir niyetin anlaşılması, failin bu niyet ve planı daha önceden tespit etmiş ancak bazı sebeplerle planı kısımlara bölmüş ve bu şekilde planı gerçekleştirmeyi daha uygun görmesi, tüm hareketleri arasında subjektif bir bağlantı bulunmasının anlaşılması gerektiğidir.
Dosya kapsamına bakıldığında sanığın aynı suçu işleme kararı ile birden çok kez, hukuki kesinti oluşmadan suçları işlediği anlaşılmaktadır. Zira zaman aralığına bakıldığında iki suç arasında üç ay süre vardır.
Yani aynı suç işleme kararı altında her biri ayrı kast ile işlenmiş suçlar olduğu anlaşılmakta, ancak ayrı suç işleme kararının varlığını belirleyecek somut bir olgu bulunmamaktadır.
Bir başka deyişle suç işleme kararı; suç kastından daha önce gelen, suç kastından daha geniş bir anlam içeren, genel bir karar ve niyeti ifade eden ve suç kasıtlarını birbirine bağlayan bir üst kavramdır.
Aynı suç işleme kararı altında suç işlenmesi, her biri ayrı ayrı suç teşkil eden fiilleri birbirine bağlayan ve olaya zincirleme suç özelliği veren subjektif bir bağdır. Sanığın iç dünyasına ilişkin olan bu gereklilik subjektif şart olup bu subjektif şartın değiştiğinin yani suç işleme kararının yenilendiğinin mahkemelerce denetime imkan sağlayacak şekilde tespit edilerek karara yansıtılması gereklidir. Eğer bu husus ispatlanamıyorsa şüpheden sanık yararlanır.
Aynı suç işleme kararından anlaşılması gereken, sanığın kanunun aynı hükmünü birkaç defa ihlal etmek hususunda önceden kurulan ve yaşama geçirilen bir plan, genel bir niyetin var olmasıdır.
Sanık bu niyet ve planı daha önceden tespit etmiş ancak belli nedenlerle, (bu nedenler sanığın elinde olan nedenler olabileceği gibi, elinde olmayan nedenlerle) kısımlara bölmüş ve öyle gerçekleştirmeyi daha uygun bulmuş olmasıdır.
765 sayılı TCK'nın yürürlükte olduğu dönemde Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 02.03.1987 tarih ve 341/84 sayılı ve 20.03.1995 tarih 48/68 sayılı, 13.10.1998 gün ve 205-304 sayılı, 08.07.2003 gün ve 189-207 sayılı kararlarında ve öğretide (Dönmezer/Erman Nazari ve Tatbiki Ceza Hukuku C. 114. Bask. 1999 sh. 398.) açıklandığı üzere; aynı suç işleme kararından, yasanın aynı hükmünü bir çok kez ihlâl etme hususunda önceden kurulan bir plan, genel bir niyetin anlaşılması, failin bu niyet ve planı daha önceden tespit etmiş ancak bazı sebeplerle planı kısımlara bölmüş ve bu şekilde planı gerçekleştirmeyi daha uygun görmesi, tüm hareketleri arasında subjektif bir bağlantı bulunmasının anlaşılması gerektiği şeklinde belirtilmiştir.
5237 sayılı TCK'nın yürürlükte olduğu dönemde de Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 16.05.2017 gün ve 2017/272 karar, 16.05.2017 gün ve 2017/273 karar, 15.03.2016 gün ve 2016/128 karar, 14.01.2014 gün ve 384-2, 03.12.2013 gün ve 1475-577, 30.05.2006 gün ve 173-145 sayılı kararlarında 'aynı suç işleme kararı' kavramından, kanunun aynı hükmünü birçok kez ihlal etme hususunda önceden kurulan bir plan, genel bir niyetin anlaşılması gerektiği, bu bağlamda failin suçu işlemeden önce bir plan yapmasının veya bu suça niyet etmesinin, fakat fiili bir defada yapmak yerine, kısımlara bölmeyi ve o surette gerçekleştirmeyi daha uygun görmesinin, hareketinin önceki hareketinin devamı olmasının ve tüm hareketleri arasında sübjektif bir bağlantı bulunmasının anlaşılması gerektiği kabul edilmiş, ilk eylemle ikinci eylem arasında makul sayılamayacak uzunca bir sürenin geçmesinin, sanığın aynı suç işleme kararıyla değil, çıkan fırsatlardan yararlanmak suretiyle suçu işlediğini gösterdiği, işlenen suçların arasında kısa zaman aralıklarının olması suç işleme kararında birlik olduğuna; uzun zaman aralıklarının olması ise suç işleme kararında birlik olmadığına karine teşkil edebileceği, suçlar arasında az veya çok uzun zaman aralığının var olması, bu suçların aynı suç işleme kararı altında işlendiğini ya da işlenmediğini her zaman göstermeyeceği, hukuki veya fiili kesintiler olduğunda farklı değerlendirmeler yapılması mümkün olduğu, başlangıçta belirli bir süre geçince suç işleme kararı yenilenmiş ya da değişmiş olur demenin soyut ve delillerden kopuk bir değerlendirme olacağı, zincirleme suçun oluşumu için işlenen suçlar arasında ne kadar zaman geçmesi gerektiği konusunda genel ve mutlak bir kural koymak mümkün olmadığından, hangi zaman aralığıyla işlenirse işlensin, işlenen suç başlangıçtaki genel niyete veya suç işleme konusundaki tek karara dayanıyor ise zincirleme suç hükümleri uygulanacağı belirtilmiştir.
Türkan Yalçın Sancar, (Yeni Türk Ceza Kanununda Zincirleme Suç - Shf. 254) Subjectif şartın varlığı için 'birden çok suç işleyerek bir amaca ulaşmaya ilişkin genel bir karar ve başlangıç programı yeterlidir. Programın genelliği faile muhtelif durumlara uymaya açık olma imkanı verir.' şeklinde açıklamıştır.
Yine öğreti de (Mahmut Koca-İlhan Üzülmez, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, Seçkin Yayınevi, 6. bası, ..., 2013, .... 490), kanunda kullanılan karar tabirinden anlaşılması gerekenin, failin daha baştan itibaren birden fazla suçu kısım kısım işlemeye yönelik tasavvuru olduğu, önceden bir plan yapmış, niyetini oluşturmuş, fakat bunu bir defada gerçekleştireceği yerde, kısımlara bölmeyi ve o suretle gerçekleştirmeyi daha uygun görmüş ve bu plana göre hareket etmiş olduğu için zincirleme suçun kabul edildiği (Hakan Hakeri, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Adalet Yayınevi, ..., 2011, ....507), zincirleme suç halinde failin somut fiiline ve fiillerin bütününe yönelik olmak üzere iki iradesinden söz edilebileceği, zincirleme suç işlemeye yönelik iradenin, yani bir suç işleme kararının her bir suça ilişkin kasıttan önce geldiği (Hamide Zafer, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Beta Yayımcılık, 3. bası, ..., 2013, .... 475), zincirleme suçun sübjektif şartının bir suç işleme kararının icrası kapsamında işlenen suçlar arasında manevi bir bağ bulunması olduğu (İzzet Özgenç, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, Seçkin Yayınevi, 9. bası, ..., 2013, .... 553), suçların işleniş biçimindeki benzerlik, aynı türden fırsatları değerlendirme, suçla korunan hukuki değer, hareketin yöneldiği maddi konunun nitelik ve başkalıkları ve suçlar arasındaki zaman aralığı gibi dışa yansıyan veri ve davranışlardan yararlanılarak tespit edilecek olan bir suç işleme kararının kanunun aynı hükmünü ihlal etmek hususundaki failin genel planı olduğu (... Emin Artuk-Ahmet Gökçen-Caner Yenidünya, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Adalet Yayınevi, 7. bası, ..., 2013, .... 645-646) görüşleri ileri sürülmüştür.
Böylece, 5237 sayılı TCK yürürlüğe girdikten sonra da suç işleme kararının YCGK kararları ve öğreti de de aynı şekilde yorumlandığı açıktır.
Kısaca, suç kastından daha geniş anlam içeren suç işleme kararı, suç kastından daha önce gelen genel bir karar ve niyeti ifade eder, önce suç işleme kararı verilir sonra bu genel kararın icrası farklı zamanlardaki suçlarla gerçekleştirilir. Kararın gerçekleştirilmesi için gerekli suçların herbirinde ayrı suç kasıtları bir başka deyişle bir suç için gerekli olan maddi ve manevi unsurlar ayrı ayrı yer alır, böylece suç işleme kararı denilen genel plan, niyet ve karar, zinciri oluşturan ve her biri birbirinden bağımsız olan suçları birbirine bağlayan ortak bir zemini oluşturur.
Bu bağlamda, işlenen suçlar arasında kısa zaman aralıklarının olması suç işleme kararında birlik olduğunu yani suç işleme kararının yenilenmediğini her zaman göstermeyeceği gibi, uzun zaman aralıklarının olması ise suç işleme kararında birlik olmadığını yani suç işleme kararının yenilendiğini göstermez.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun gösterdiğim kararlarında ve öğretide de belirtildiği üzere, sürenin uzunluğu kararın yenilendiğini düşündürebilir, sürenin kısalığı ise her zaman aynı suç işleme kararının etkisi altında işlendiğini göstermeyebilir. Bu nedenle belirli bir süre geçince suç işleme kararı yenilenmiş ya da değişmiş olur demek soyut ve delillerden kopuk bir değerlendirme olacaktır.
Failin iç dünyasını ilgilendiren bu kararın varlığının, her olayın özelliğine göre suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işlendikleri yer, işlenme zamanı, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluşumu ve gelişmesi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler değerlendirilerek belirlenmesi gerekir. Bu nedenlerle işlenen suçlar arasında ne kadar zaman geçmesi gerektiği konusunda genel ve mutlak bir kural koymak mümkün olmadığından hangi süre içinde işlenirse işlensin, suç, başlangıçtaki genel niyete ve suç işleme konusundaki tek karara dayanıyor ise zincirleme suç hükümleri uygulanır. İşlenen suçun sanığın yeni bir suç işleme kararına dayandığı belirlenebiliyorsa zincirleme suç oluşmayacaktır.
Mahkemenin gerekçesinde belirttiği üzere, 'birlikte hareket edilen şahısların farklı kişiler olması' olgusu, sanığın uyuşturucu madde ticaretini hep aynı şahışlarla yapması gerektiği biçiminde ve ele geçen 'uyuşturucu maddenin önceki olayda yakalanan maddenin devamı olmaması' gibi durumlarda, ayrı suçlar oluştuğu aksi halde TCK'nın 43. maddesinin hükümleri uygulanması gerekeceği yönünde hatalı bir sonuca varılacaktır.
Bu suçun doğasında bir uyuşturucu madde satıcısının hep aynı üretici ya da teminciden uyuşturucu madde alması veya hep aynı kişilere satması, aynı kişilerle nakletmesi, hep aynı uyuşturucu maddenin ticaretini yapması gibi bir durumu yoktur. Talebe göre arz vardır.
Sanığın farklı zamanda bir kişiye esrar, diğerine eroin, kanabinoid, bir diğer kişiye uyarıcı hap satması hali de suç işleme kararının yenilenmesi olarak kabul edilirse, sanığın eylemlerinin her birinin ayrı suçlar oluşturacağını peşinen kabul etmek sonucu doğar.
Böyle durumlarda suç işleme kararının yenilendiğini kabul etmek de bir tahminden öteye gidemez ve TCK'nın 43. maddesinin 1. fıkrasını uygulanamaz hale getirir, bu yaklaşımların hepsi soyut değerlendirme olup somut değildir, tahmine dayalı bir çıkarımdır.
Suç işleme kararının yenilenmesi olgusu somut verilere dayanmıyorsa sanığın lehine olarak değerlendirme yapılması genel kuraldır ve zincirleme suç hükümleri uygulanır.
Açıkladığım tüm bu nedenlerle, sanığın eylemlerinde suç işleme kararının yenilendiği nedeniyle iki ayrı suçun varlığı kabul edilerek kurulan hükme ilişkin temyiz isteğinin esastan reddine dair, sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum." düşüncesiyle karşı oy kullanmıştır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 16.07.2019 tarih ve 26153 sayı ile;
"Sanık ... hakkında 05.09.2016 ve 09.12.2016 tarihlerinde uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan hakkında ilk eylemi ile ilgili olarak 13.02.2017 tarihinde iddianame düzenlendiği, bu iddianamenin 17.02.2017 tarihinde mahkemece kabulüne karar verildiği; 09/12/2016 tarihli ikinci eylemi ile ilgili olarak ise 27.12.2016 tarihinde iddianame düzenlendiği, bu iddianamenin 30.12.2016 tarihinde mahkemece kabulüne karar verildiği, iddianamenin mahkemece kabul edilmesi halinde iddianamelerin düzenlendiği tarihte hukuki kesinti oluşacağı kabul edilmiştir. Bu arada hukuki kesinti gerçekleşmediğinden sanık hakkında zincirleme suç hükümleri uygulanabilecektir.
Somut olayda; 05.09.2016 tarihli ilk eylem nedeniyle bu eyleme ait 13.02.2017 tarihli iddianame düzenlenmeden, sanığın 09.12.2016 tarihli ikinci suçu işlediği ve bu ikinci suça ilişkin 27.12.2016 tarihli (mahkemece kabul olunan) iddianamenin düzenlendiği sabit olup bu iddianamenin düzenlenme tarihi itibariyle hukuki kesinti oluştuğu halde, Mahkemece 'tüm dosya kapsamı içeriğine göre, her iki olay birlikte değerlendirildiğinde, aradan geçen zaman, yenilenen suç kastı, uyuşturucu maddenin önceki olayda yakalanan uyuşturucu maddenin devamı olmaması, birlikte hareket edilen şahısların farklı kişiler olması dikkate alınarak sanık ... hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağı her eylemin ayrı suç oluşturacağı' gerekçesi ile iki ayrı suçtan hüküm kurulmuştur.
Zincirleme suç; TCK'nın 43. maddesinde belirtildiği üzere 'Bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda..., birden fazla aynı suçun işlenmesi' durumudur. Bundan anlaşılması gereken Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 02.03.1987 tarih ve 341/84 sayılı ve 20.03.1995 tarih 48/68 sayılı kararlarında ve öğretide (Dönmezer/Erman Nazari ve Tatbiki Ceza Hukuku C. 114. Bask. 1999 sh. 398.) açıklandığı üzere; aynı suç işleme kararından, yasanın aynı hükmünü bir çok kez ihlâl etme hususunda önceden kurulan bir plan, genel bir niyetin anlaşılması, failin bu niyet ve planı daha önceden tespit etmiş ancak bazı sebeplerle planı kısımlara bölmüş ve bu şekilde planı gerçekleştirmeyi daha uygun görmesi, tüm hareketleri arasında subjektif bir bağlantı bulunmasının anlaşılması gerektiğidir. Dosya kapsamına bakıldığında sanığın aynı suçu işleme kararı ile birden çok kez, hukuki kesinti oluşmadan suçları işlediği anlaşılmaktadır. Zira zaman aralığına bakıldığında iki suç arasında üç ay süre vardır. Yani aynı suç işleme kararı altında her biri ayrı kast ile işlenmiş suçlar olduğu anlaşılmakta, ancak ayrı suç işleme kararının varlığını belirleyecek somut bir olgu bulunmamaktadır. Bir başka deyişle suç işleme kararı; suç kastından daha önce gelen, suç kastından daha geniş bir anlam içeren, genel bir karar ve niyeti ifade eden ve suç kasıtlarını birbirine bağlayan bir üst kavramdır. Aynı suç işleme kararı altında suç işlenmesi, her biri ayrı ayrı suç teşkil eden fiilleri birbirine bağlayan ve olaya zincirleme suç özelliği veren subjektif bir bağdır. Sanığın iç dünyasına ilişkin olan bu gereklilik subjektif şart olup bu subjektif şartın değiştiğinin yani suç işleme kararının yenilendiğinin mahkemelerce denetime imkan sağlayacak şekilde tespit edilerek karara yansıtılması gereklidir. Eğer bu husus ispatlanamıyorsa şüpheden sanık yararlanır. Aynı suç işleme kararından anlaşılması gereken, sanığın kanunun aynı hükmünü birkaç defa ihlal etmek hususunda önceden kurulan ve yaşama geçirilen bir plan, genel bir niyetin var olmasıdır. Sanık bu niyet ve planı daha önceden tespit etmiş ancak belli nedenlerle, (bu nedenler sanığın elinde olan nedenler olabileceği gibi, elinde olmayan nedenlerle) kısımlara bölmüş ve öyle gerçekleştirmeyi daha uygun bulmuş olmasıdır.
765 sayılı TCK'nın yürürlükte olduğu dönemde Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 02.03.1987 tarih ve 341/84 sayılı ve 20.03.1995 tarih 48/68 sayılı, 13.10.1998 gün ve 205-304 sayılı, 08.07.2003 gün ve 189-207 sayılı kararlarında ve öğretide (Dönmezer/Erman Nazari ve Tatbiki Ceza Hukuku C. 114. Bask. 1999 sh. 398.) açıklandığı üzere; aynı suç işleme kararından, yasanın aynı hükmünü bir çok kez ihlâl etme hususunda önceden kurulan bir plan, genel bir niyetin anlaşılması, failin bu niyet ve planı daha önceden tespit etmiş ancak bazı sebeplerle planı kısımlara bölmüş ve bu şekilde planı gerçekleştirmeyi daha uygun görmesi, tüm hareketleri arasında subjektif bir bağlantı bulunmasının anlaşılması gerektiği şeklinde belirtilmiştir. 5237 sayılı TCK'nın yürürlükte olduğu dönemde de Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 16.05.2017 gün ve 2017/272 karar, 16.05.2017 gün ve 2017/273 karar, 15.03.2016 gün ve 2016/128 karar, 14.01.2014 gün ve 384-2, 03.12.2013 gün ve 1475-577, 30.05.2006 gün ve 173-145 sayılı kararlarında 'aynı suç işleme kararı' kavramından, kanunun aynı hükmünü birçok kez ihlal etme hususunda önceden kurulan bir plan, genel bir niyetin anlaşılması gerektiği, bu bağlamda failin suçu işlemeden önce bir plan yapmasının veya bu suça niyet etmesinin, fakat fiili bir defada yapmak yerine, kısımlara bölmeyi ve o surette gerçekleştirmeyi daha uygun görmesinin, hareketinin önceki hareketinin devamı olmasının ve tüm hareketleri arasında sübjektif bir bağlantı bulunmasının anlaşılması gerektiği kabul edilmiş, ilk eylemle ikinci eylem arasında makul sayılamayacak uzunca bir sürenin geçmesinin, sanığın aynı suç işleme kararıyla değil, çıkan fırsatlardan yararlanmak suretiyle suçu işlediğini gösterdiği, işlenen suçların arasında kısa zaman aralıklarının olması suç işleme kararında birlik olduğuna; uzun zaman aralıklarının olması ise suç işleme kararında birlik olmadığına karine teşkil edebileceği, suçlar arasında az veya çok uzun zaman aralığının var olması, bu suçların aynı suç işleme kararı altında işlendiğini ya da işlenmediğini her zaman göstermeyeceği, hukuki veya fiili kesintiler olduğunda farklı değerlendirmeler yapılması mümkün olduğu, başlangıçta belirli bir süre geçince suç işleme kararı yenilenmiş ya da değişmiş olur demenin soyut ve delillerden kopuk bir değerlendirme olacağı, zincirleme suçun oluşumu için işlenen suçlar arasında ne kadar zaman geçmesi gerektiği konusunda genel ve mutlak bir kural koymak mümkün olmadığından, hangi zaman aralığıyla işlenirse işlensin, işlenen suç başlangıçtaki genel niyete veya suç işleme konusundaki tek karara dayanıyor ise zincirleme suç hükümleri uygulanacağı belirtilmiştir.
Türkan Yalçın Sancar, (Yeni Türk Ceza Kanununda Zincirleme Suç - Shf. 254) Subjectif şartın varlığı için 'birden çok suç işleyerek bir amaca ulaşmaya ilişkin genel bir karar ve başlangıç programı yeterlidir. Programın genelliği faile muhtelif durumlara uymaya açık olma imkanı verir.' şeklinde açıklamıştır. Yine öğreti de (Mahmut Koca-İlhan Üzülmez, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, Seçkin Yayınevi, 6. bası, ..., 2013, .... 490), kanunda kullanılan karar tabirinden anlaşılması gerekenin, failin daha baştan itibaren birden fazla suçu kısım kısım işlemeye yönelik tasavvuru olduğu, önceden bir plan yapmış, niyetini oluşturmuş, fakat bunu bir defada gerçekleştireceği yerde, kısımlara bölmeyi ve o suretle gerçekleştirmeyi daha uygun görmüş ve bu plana göre hareket etmiş olduğu için zincirleme suçun kabul edildiği (Hakan Hakeri, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Adalet Yayınevi, ..., 2011, ....507), zincirleme suç halinde failin somut fiiline ve fiillerin bütününe yönelik olmak üzere iki iradesinden söz edilebileceği, zincirleme suç işlemeye yönelik iradenin, yani bir suç işleme kararının her bir suça ilişkin kasıttan önce geldiği (Hamide Zafer, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Beta Yayımcılık, 3. bası, ..., 2013, .... 475), zincirleme suçun sübjektif şartının bir suç işleme kararının icrası kapsamında işlenen suçlar arasında manevi bir bağ bulunması olduğu (İzzet Özgenç, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, Seçkin Yayınevi, 9. bası, ..., 2013, .... 553), suçların işleniş biçimindeki benzerlik, aynı türden fırsatları değerlendirme, suçla korunan hukuki değer, hareketin yöneldiği maddi konunun nitelik ve başkalıkları ve suçlar arasındaki zaman aralığı gibi dışa yansıyan veri ve davranışlardan yararlanılarak tespit edilecek olan bir suç işleme kararının kanunun aynı hükmünü ihlal etmek hususundaki failin genel planı olduğu (... Emin Artuk-Ahmet Gökçen-Caner Yenidünya, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Adalet Yayınevi, 7. bası, ..., 2013, .... 645-646) görüşleri ileri sürülmüştür. Böylece, 5237 sayılı TCK yürürlüğe girdikten sonra da suç işleme kararının YCGK kararları ve öğreti de de aynı şekilde yorumlandığı açıktır. Kısaca, suç kastından daha geniş anlam içeren suç işleme kararı, suç kastından daha önce gelen genel bir karar ve niyeti ifade eder, önce suç işleme kararı verilir sonra bu genel kararın icrası farklı zamanlardaki suçlarla gerçekleştirilir. Kararın gerçekleştirilmesi için gerekli suçların herbirinde ayrı suç kasıtları bir başka deyişle bir suç için gerekli olan maddi ve manevi unsurlar ayrı ayrı yer alır, böylece suç işleme kararı denilen genel plan, niyet ve karar, zinciri oluşturan ve her biri birbirinden bağımsız olan suçları birbirine bağlayan ortak bir zemini oluşturur.
Bu bağlamda, işlenen suçlar arasında kısa zaman aralıklarının olması suç işleme kararında birlik olduğunu yani suç işleme kararının yenilenmediğini her zaman göstermeyeceği gibi, uzun zaman aralıklarının olması ise suç işleme kararında birlik olmadığını yani suç işleme kararının yenilendiğini göstermez. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun değinilen kararlarında ve öğretide de belirtildiği üzere, sürenin uzunluğu kararın yenilendiğini düşündürebilir, sürenin kısalığı ise her zaman aynı suç işleme kararının etkisi altında işlendiğini göstermeyebilir. Bu nedenle belirli bir süre geçince suç işleme kararı yenilenmiş ya da değişmiş olur demek soyut ve delillerden kopuk bir değerlendirme olacaktır.
Failin iç dünyasını ilgilendiren bu kararın varlığının, her olayın özelliğine göre suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işlendikleri yer, işlenme zamanı, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluşumu ve gelişmesi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler değerlendirilerek belirlenmesi gerekir. Bu nedenlerle işlenen suçlar arasında ne kadar zaman geçmesi gerektiği konusunda genel ve mutlak bir kural koymak mümkün olmadığından hangi süre içinde işlenirse işlensin, suç, başlangıçtaki genel niyete ve suç işleme konusundaki tek karara dayanıyor ise zincirleme suç hükümleri uygulanır. İşlenen suçun sanığın yeni bir suç işleme kararına dayandığı belirlenebiliyorsa zincirleme suç oluşmayacaktır.
Mahkemenin gerekçesinde belirttiği üzere, 'birlikte hareket edilen şahısların farklı kişiler olması' olgusu, sanığın uyuşturucu madde ticaretini hep aynı şahışlarla yapması gerektiği biçiminde ve ele geçen 'uyuşturucu maddenin önceki olayda yakalanan maddenin devamı olmaması' gibi durumlarda, ayrı suçlar oluştuğu aksi halde TCK'nın 43. maddesinin hükümleri uygulanması gerekeceği yönünde hatalı bir sonuca varılacaktır.
Bu suçun doğasında bir uyuşturucu madde satıcısının hep aynı üretici ya da teminciden uyuşturucu madde alması veya hep aynı kişilere satması, aynı kişilerle nakletmesi, hep aynı uyuşturucu maddenin ticaretini yapması gibi bir durumu yoktur. Talebe göre arz vardır. Sanığın farklı zamanda bir kişiye esrar, diğerine eroin, kanabinoid, bir diğer kişiye uyarıcı hap satması hali de suç işleme kararının yenilenmesi olarak kabul edilirse, sanığın eylemlerinin her birinin ayrı suçlar oluşturacağını peşinen kabul etmek sonucu doğar. Böyle durumlarda suç işleme kararının yenilendiğini kabul etmek de bir tahminden öteye gidemez ve TCK'nın 43. maddesinin 1. fıkrasını uygulanamaz hale getirir, bu yaklaşımların hepsi soyut değerlendirme olup somut değildir, tahmine dayalı bir çıkarımdır. Suç işleme kararının yenilenmesi olgusu somut verilere dayanmıyorsa sanığın lehine olarak değerlendirme yapılması genel kuraldır ve zincirleme suç hükümleri uygulanır.
Açıklanan tüm bu nedenlerle, sanığın eylemlerinde suç işleme kararının yenilendiğinden bahisle iki ayrı suçun varlığı kabul edilerek kurulan temyize konu mahkeme hükmünün bozulması gerekirken onanması usul ve yasalara aykırıdır." görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
CMK'nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay (Kapatılan) 20. Dairesince 26.09.2019 tarih ve 2097-4889 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
İtirazın kapsamına göre inceleme sanık ... hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkûmiyet hükümleri ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın 05.09.2016 ve 09.12.2016 tarihli eylemlerinin, iki ayrı uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu mu yoksa zincirleme şekilde uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu mu oluşturduğunun belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
05.09.2016 ve 09.12.2016 tarihli olay tutanakları ile dosyadaki diğer bilgi ve belgelere göre;
... İl Emniyet Müdürlüğü Uyuşturucu ile Mücadele Şube Amirliği görevlilerince, ... 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 28.08.2016 tarihli ve 2786 sayılı önleme araması kararına istinaden, 05.09.2016 tarihinde saat 01.00 sıralarında Yeşilyurt ilçesi havalimanı kavşağında, ... istikametinden gelen araçların kontrolü amacıyla uygulama noktası oluşturulduğu, saat 02.20 sıralarında kontrol noktasına yaklaşmakta olan ... plaka sayılı, beyaz renkli, Peugeot marka bir aracın, hızını artırarak yolun kenarında park hâlinde bulunan tırların arkasına girdiğinin görüldüğü, bunun üzerine görevlilerce söz konusu yere gidildiğinde içinde sürücüsünden başka kimsenin bulunmadığı ... plaka sayılı aracın park hâlinde olduğunun görüldüğü, görevlilerce aracın yanına gidilip polis tanıtma kartları gösterildikten sonra şoför koltuğunda oturan şahıstan araçtan inmesinin istendiği, yapılan kimlik kontrolü neticesinde şoför koltuğunda oturan şahsın, inceleme dışı sanık ... olduğunun tespit edildiği, görevlilerce araçta suç unsuru bulunup bulunmadığı sorulduğunda adı geçenin; “...’dan geliyorum. Aracın bagajında esrar var.” şeklinde cevap verdiği, önleme araması kararına istinaden araçta yapılan aramada; bagajda bulunan beş adet siyah renkli poşet içindeki, toplam daralı ağırlığı 42.890 gram olan suç konusu esrarın ele geçirildiği, konu hakkında Cumhuriyet savcısına bilgi verildiğinde inceleme dışı sanık ... hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan işlem yapılması talimatının alındığı, yürütülen soruşturma neticesinde adı geçen hakkında ... 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/253 esasına kayıtlı kamu davasının açıldığı, söz konusu davanın 29.11.2016 tarihli oturumunda inceleme dışı sanık ...’in; 05.09.2016 tarihinde ele geçirilen suç konusu uyuşturucu maddenin sanık ...’ya ait olduğunu, uyuşturucu maddenin nakli sırasında sanığın kendisine öncülük yaptığını, bu sırada sanıkla sürekli telefon ile irtibat hâlinde olduklarını söylemesi üzerine, Yerel Mahkemece sanık hakkında ... Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, gerçekleştirilen soruşturma sonucunda sanık hakkında 05.09.2016 tarihinde ele geçirilen suç konusu esrar nedeniyle, ... Cumhuriyet Başsavcılığının 13.02.2017 tarihli ve 914-282 sayılı iddianamesi ile; TCK’nın 188/3, 53 ve 58. maddeleri uyarınca uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan cezalandırılması talebiyle ... 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/96 esasına kayıtlı kamu davasının açıldığı,
... İl Emniyet Müdürlüğü Uyuşturucu ile Mücadele Şube Amirliği görevlilerince, uyuşturucu madde ticareti yapma suçuna yönelik olarak 09.12.2016 tarihinde yapılan istihbarat çalışmaları neticesinde; ... kimlik numaralı ..., ... kimlik numaralı ... ve ... kimlik numaralı ...’nun, açık kimlik bilgileri tespit edilemeyen şahıslarla birlikte doğu ve güneydoğu illerinden temin ettikleri uyuşturucu maddeleri, ... plaka sayılı, gri renkli, Renault Clio marka ve ... plaka sayılı, Volkswagen Golf marka araçlarla, 09.12.2016 tarihinde sabah saatlerinde Adıyaman istikametinden ...’ya getirecekleri yönünde bilgi elde edildiği, bunun üzerine görevlilerce aynı gün saat 11.00 sıralarında, ... 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 05.12.2016 tarihli ve 4322 sayılı önleme araması kararına istinaden, Adıyaman-... yolu üzerinde, Yeşilyurt ilçe girişinde uygulama noktası oluşturulduğu, bir kısım diğer görevlilerin de söz konusu araçların tespiti amacıyla Adıyaman-... kara yolu üzerinde görevlendirildiği, bu kapsamda gerçekleştirilen araştırmalar sırasında saat 11.30’da, ... plaka sayılı araç ile bu aracın yaklaşık üç kilometre gerisindeki ... plaka sayılı aracın, aralarındaki mesafeyi koruyarak öncü ve artçı şekilde ... istikametine doğru ilerlediklerinin tespit edildiği, görevlilerce takibe alınan araçlar hakkında uygulama noktasına bilgi verildiği, bir süre sonra ... plaka sayılı öncü araç uygulama noktasına yaklaştığında, ... plaka sayılı artçı aracın, aniden hızlı bir şekilde Adıyaman istikametine döndüğü, bunun üzerine yol üzerinde beklemekte olan görevlilerce aracın durması için gerekli işaret ve uyarıların yapıldığı, aracın durmayıp süratini de artırarak Adıyaman istikametine doğru ilerlemesi üzerine önce havaya, sonra ise aracın sol arka lastiğine ateş edildiği, buna rağmen durmayan ... plaka sayılı aracın görevlilerce takip edilmeye başlandığı, ancak takip esnasında aradaki mesafenin açılması ve hava şartlarından kaynaklanan yol üzerindeki buzlanma nedeniyle, söz konusu aracın bir süre sonra gözden kaybolduğu, görevlilerce kaçış istikametinde yapılan tüm araştırmalara rağmen aracın bulunamadığı, bu sırada saat 11.45’te uygulama noktasına giriş yapan ... plaka sayılı öncü aracın görevlilerce durdurulduğu, yapılan kimlik kontrolü neticesinde şoför koltuğunda oturan şahsın inceleme dışı sanık ..., sağ ön koltukta oturan şahsın ise inceleme dışı sanık ... olduğunun tespit edildiği, önleme araması kararına istinaden adı geçenlerin üzerinde ve araçta yapılan aramalarda herhangi bir suç unsuruna rastlanılmadığı, bunun üzerine adı geçen inceleme dışı sanıkların uygulama noktasından ayrılmalarına izin verildiği,
Aynı gün görevlilerce konu hakkında yapılan istihbarat çalışmaları neticesinde; ...’ya nakledilmek istenen uyuşturucu maddenin uygulama noktasından kaçan ... plaka sayılı araçla taşındığı, ancak daha sonra uyuşturucu maddenin söz konusu araçtan indirilip Çat Barajı yakınında bulunan Gölbaşı köyü civarında bir yere saklandığı, saklanan uyuşturucu maddenin ... plaka sayılı araçla, 09.12.2016 tarihinde akşam saatlerinde ...’ya getirileceği yönünde bilgiler elde edildiği, bunun üzerine görevlilerce 09.12.2016 tarihinde, saat 21.00 sıralarında söz konusu araçların tespiti amacıyla ... il merkezinde ve çevresinde araştırmalara başlandığı, saat 22.50 sıralarında ... plaka sayılı aracın ve yaklaşık beş yüz metre gerisindeki ... plaka sayılı ticari taksinin, ... istikametinden ... istikametine doğru ilerlediklerinin görüldüğü, bunun üzerine araçların görevlilerce takibe alındığı, takip edilen araçların aralarındaki mesafeyi koruyarak bir süre sonra Topsöğüt Mahallesine geldikleri, burada ... plaka sayılı ticari taksinin dolmuş duraklarının yakınındaki bir yerde dörtlülerine yakıp durduğu, öndeki ... plaka sayılı aracın ise Karagöz Caddesi istikametini kullanarak Yeşilyurt Yaka Mahallesine geldiği, burada söz konusu aracın, çevresinde herhangi bir yapı bulunmayan ağaçlık bir bölgede durduğu, kısa bir süre sonra hareket eden aracın, ağaçlık alanın yaklaşık 20-25 metre içine girdikten sonra tekrar durduğu, ardından araçtan inen iki şahsın, aracın bagajı açıp burada bulunan bir şeylerle ilgilendikleri, kısa bir süre sonra her iki şahsın tekrar araca bindiği ve aracın hareket edip ağaçlık bölgeden ayrıldığı, söz konusu şahısların boş araziye uyuşturucu madde gizlemiş olabilecekleri değerlendirilmesi üzerine, bir kısım görevlilerin çevrede inceleme yapılabilmesi amacıyla ağaçlık alana bırakıldığı, diğer görevlilerin ise ... plaka sayılı aracın takibe devam ettikleri, görevlilerce ağaçlık alanda yapılan araştırmada; Devlet Su İşlerine (DSİ) ait sulama kanalında bulunan vana kuyusunun içindeki bir adet beyaz çuval ile altı adet poşetin ele geçirildiği, muhafaza altına alınan çuvalın ve poşetlerin içi kontrol edildiğinde ise toplam daralı ağırlığı 62.904 gram olan ve esrar olduğu değerlendirilen suç konusu yeşil renkli bitkilerin ele geçirildiği, bu sırada görevlilerce takip edilen ... plaka sayılı aracın Topsöğüt Mahallesine geldiği, burada dolmuş duraklarına yakın bir yerde ve dörtlüleri açık vaziyette beklemekte olan ... plaka sayılı ticari taksiye yaklaşıp selektör yaptığı, ardından ... plaka sayılı araç önde, ... plaka sayılı ticari taksi arkada olmak üzere, her iki aracın Topsöğüt Mahallesinden ayrılıp Göktuğ Sokağa giriş yaptıkları ve burada durdukları, ... plaka sayılı araçtan inen iki şahıs ile ... plaka sayılı araçtan inen iki şahsın bir süre kendi aralarında sohbet ettikleri, ardından söz konusu şahısların her iki aracın bagajını açtıkları ve ... plaka sayılı ticari taksinin bagajından aldıkları poşetleri, ... plaka sayılı aracın bagajına koydukları, bunun üzerine saat 23.45 sıralarında görevlilerce araçların yanına gidilip polis tanıtma kartları gösterildikten sonra söz konusu şahısların yakalandıkları, yapılan kimlik kontrolü neticesinde; ... plaka sayılı ticari taksinin şoför koltuğundan inen şahsın inceleme dışı sanık ..., aynı aracın sağ ön koltuğundan inen şahsın, üzerinde kimliğinin bulunmadığını söyleyip olay yerinde kendini ... olarak tanıtan, ancak daha sonra emniyette ifadesi alınırken gerçek kimlik bilgilerini bildiren sanık ..., ... plaka sayılı aracın sürücü koltuğundan inen şahsın inceleme dışı sanık ..., sağ ön koltuğundan inen şahsın ise inceleme dışı sanık ... olduğunun tespit edildiği, görevlilerce adı geçenlerin üzerlerinde yapılan kaba üst yoklamalarında; inceleme dışı sanık ...’ın montunun cebinde Volkswagen Golf marka bir araca ait anahtarın ele geçirildiği, bagajları açık olan araçlarda yapılan kontrollerde ise ... plaka sayılı aracın bagajında yeşil renkli bitki kırıntılarının bulunduğunun ve bagajdan çevreye yoğun bir esrar kokusunun yayıldığının fark edildiği, konu ve gerçekleştirilen işlemler hakkında bilgilendirilen Cumhuriyet savcısının 10.12.2016 tarihli yazılı arama emrine istinaden araçlarda ve sanık ile inceleme dışı sanıkların üzerlerinde yapılan aramalarda; ... plaka sayılı aracın bagajında, etrafa dökülmüş olan, daralı ağırlığı 2 gram gelen ve esrar olduğu değerlendirilen suç konusu yeşil renkli bitki parçacıklarının ele geçirildiği, ticari taksi ile sanık ve inceleme dışı sanıkların üzerlerinde ise herhangi bir suç unsuruna rastlanılmadığı,
... Adli Tıp Grup Başkanlığının 30.09.2016 ve 26.12.2016 tarihli raporlarına göre;
1- 05.09.2016 tarihinde, inceleme dışı sanık ...’in kullandığı ... plakalı araçta ele geçirilen net 40.505 gram yeşil renkli bitkilerin kenevir olduğu, söz konusu maddeden net 13.365 gram esrar elde edilebileceği,
2- a) 09.12.2016 tarihinde DSİ sulama kanalının vana kuyusu içinde ele geçirilen net 59.350 gram sap, sapçık, yaprak, yaprakçık, tomurcuklu tepe ve tohum içeren yeşil renkli bitkilerin kenevir olduğu, söz konusu maddeden net 27.041 gram esrar elde edilebileceği,
b) 09.12.2016 tarihinde, inceleme dışı sanık ...’ın kullandığı ... plaka sayılı aracın bagajında ele geçirilen net 490 miligram sapçık, yaprakçık ve tohum ihtiva eden yeşil renkli bitkilerin kenevir olduğu, söz konusu maddeden net 200 miligram esrar elde edilebileceği,
Dosyada yer alan araç kayıt bilgilerine göre; 05.09.2016 tarihinde ele geçirilen suç konusu esrarın naklinde kullanılan ... plakalı sayılı aracın ... adına, 09.12.2016 tarihli olayda öncü araç olan ve bagajında az miktarda esrar ele geçirilen ... plaka sayılı aracın ... adına, 09.12.2016 tarihli olayda artçı araç olan ve uygulama noktasından kaçan ... plaka sayılı aracın ... ... adına kayıtlı olduğu,
Dosyada bulunan araç kira sözleşmelerine göre; 05.09.2016 tarihinde ele geçirilen suç konusu esrarın naklinde kullanılan ... plaka sayılı aracın 23.08.2016 tarihinde sanık ... tarafından, 09.12.2016 tarihli olayda öncü araç olduğu tespit edilen ... plaka sayılı aracın ise 26.11.2016 tarihinde ... adlı şahıs tarafından kiralandığı,
... Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğünün 20.10.2016 ve 01.02.2017 tarihli raporlarına göre;
1- 05.09.2016 tarihinde ele geçirilen suç konusu esrarların içinde bulunduğu üç adet siyah renkli poşetin üzerinden toplam yirmi altı adet vücut izinin tespit edildiği, bu izlerden on iki tanesinin teşhise elverişli olmadığı, bir adedinin inceleme dışı sanık ...’in parmak izlerinden farklı olduğu ve APFİS veri tabanında da bir karşılığının bulunmadığı, geriye kalan toplam on üç adet vücut izinin ise inceleme dışı sanık ...’nın sol el orta, sol el serçe, sol el işaret, sol el baş, sol el yüzük, sağ el orta, sağ el baş, sağ el serçe parmak izleri ile aynı olduğu,
2- 09.12.2016 tarihinde ele geçirilen suç konusu esrarların içinde bulunduğu bir adet streç folyonun üzerinde toplam üç adet vücut izinin tespit edildiği, ancak söz konusu bu izlerin teşhise elverişli yeterli karakteristik özelliğe sahip olmadıkları,
HTS kayıtlarına göre; inceleme dışı sanık ...’in kullandığı 05061525109 numaralı GSM hattı ile adı geçenin olay tarihinde sanık ... tarafından kullanıldığını belirttiği ve ... ... adına kayıtlı olan ... numaralı GSM hattı arasında; 01.09.2016 tarihinde 4, 02.09.2016 tarihinde 3, 03.09.2016 tarihinde 7, 04.09.2016 tarihinde 76, suç tarihi olan 05.09.2016 günü ise 24 adet görüşme gerçekleştirildiği, söz konusu GSM hatlarının; 04.09.2016 tarihinde .../Bağlar, .../Kayapınar, .../Yenişehir, .../Ergani, .../Siverek, .../Hilvan, .../Karaköprü, .../Bozova, 05.09.2016 tarihinde ise Adıyaman/Merkez, Adıyaman/Besni, Adıyaman/Gölbaşı, .../Doğanşehir, .../Akçadağ, .../Yeşilyurt baz istasyonlarından sinyal aldığı,
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; sanık ... hakkında 05.09.2016 tarihinde ele geçirilen suç konusu uyuşturucu maddeler nedeniyle, ... Cumhuriyet Başsavcılığının 13.02.2017 tarihli ve 914-282 sayılı iddianamesi ile; TCK’nın 188/3, 53 ve 58. maddeleri uyarınca uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan cezalandırılması talebiyle ... 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/96 esasına kayıtlı kamu davasının açıldığı, işbu dosyanın ... 3. Ağır Ceza Mahkemesince 20.02.2017 tarih ve 96-33 sayı ile; aralarındaki fiili ve hukuki bağlantı nedeniyle ... 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/253 esas sayılı dava dosyasıyla, birleştirilmesine, yargılamaya 2016/253 esas sayılı dosyası üzerinden devam edilmesine karar verildiği, yine aynı sanık hakkında 09.12.2016 tarihinde ele geçirilen suç konusu esrar nedeniyle, ... Cumhuriyet Başsavcılığının 27.12.2016 tarihli ve 7143-964 sayılı iddianamesi ile; TCK’nın 188/3-5, 53, 54 ve 63. maddeleri uyarınca uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan cezalandırılması talebiyle ... 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/313 esasına kayıtlı kamu davasının açıldığı, işbu dosyanın ... 3. Ağır Ceza Mahkemesince 23.02.2017 tarih ve 313-42 sayı ile; aralarındaki fiili ve hukuki bağlantı nedeniyle ... 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/253 esas sayılı dava dosyasıyla birleştirilmesine, yargılamaya 2016/253 esas sayılı dosyası üzerinden devam edilmesine karar verildiği,
Anlaşılmıştır.
... ... bilgi veren sıfatıyla kollukta; 09.12.2016 tarihinde uygulama noktasından kaçan ... plaka sayılı, Volkswagen Golf marka aracı, olay tarihinden yaklaşık kırk gün önce amcasının oğlu ... ...’den 31.000 TL karşılığında satın aldığını, ancak aracın devrini almadığını, aracı satın aldıktan üç gün sonra inceleme dışı sanık ...’a 32.000 TL karşılığında sattığını, adı geçenin anlaştıkları bedelin tamamını vermediği için aracın resmi devrini yaptırmadığını, bildiği kadarıyla inceleme dışı sanık ...’ın da aracı inceleme dışı sanık ...’a devredeceğini, inceleme dışı sanık ...’ın kardeşi ...’dan, söz konusu aracın uyuşturucu madde suçunda kullanıldığını ve aracın bir köye bırakıldığını öğrendiğini, bunun üzerine kendi imkanlarıyla Golf marka aracını bulup teslim aldığını,
... bilgi veren sıfatıyla kollukta; 09.12.2016 tarihli olayda kullanılan ... plaka sayılı, Renault Clio marka aracın eşi ... adına kayıtlı olduğunu, aracı “Kılıç Rentecar” isimli şirkete kiraya verdiklerini, söz konusu aracı 26.11.2016 tarihinde iki günlüğüne ... adlı şahsın kiraladığını, adı geçenin 28.11.2016 tarihinde iş yerine gelip aracın lazım olduğunu söyleyerek, herhangi bir tarih belirtmeden on ya da on beş günlüğüne tekrar kiraladığını, sanık ve inceleme dışı sanıkları tanımadığını,
Malen sorumlu ... mahkemede; ...’da araç kiralama işiyle uğraştığını, 05.09.2016 tarihinde bagajında suç konusu esrar geçirilen ... plaka sayılı aracın kendisine ait olduğunu, söz konusu aracın sanık ... tarafından kiralandığını, kira sözleşmesini yaptıkları sırada sanığın yanında ... adlı bir şahsın bulunduğunu, yaklaşık bir hafta sonra emniyetten arayan bir görevlinin aracın uyuşturucu madde suçunda kullanıldığını söylediğini,
Tutanak düzenleyici tanık ... mahkemede; 10.12.2016 tarihli olay tutanağı altındaki imzanın kendisine ait olduğunu, tutanağın doğru olduğunu, sanık ... ile inceleme dışı sanık ...’ın uyuşturucu madde nakledeceklerine dair istihbarat bilgisi elde etmeleri üzerine 09.12.2016 tarihinde uygulama noktası oluşturduklarını,
Tutanak düzenleyici tanık ... mahkemede; 10.12.2016 tarihli olay tutanağı altındaki imzanın kendisine ait olduğunu, tutanağın doğru olduğunu, 09.12.2016 tarihinde uygulama noktasından kaçan Golf marka aracı takip eden grupta yer aldığını, söz konusu aracı köy yollarına sapması nedeniyle yakalayamadıklarını,
İnceleme dışı sanık ... kollukta; 05.09.2016 tarihinde ele geçirilen esrar ile hiçbir ilgi ve irtibatının bulunmadığını, söz konusu uyuşturucu maddelerin içinde bulunduğu poşetlerde kendisine ait parmak izlerinin nasıl çıktığını bilmediğini, market işlettiğini, mesleği gereği gün içinde birçok kez poşetlere dokunduğunu, bu nedenle esrarların taşındığı poşetlerde parmak izinin çıkmış olabileceğini, sanık ile diğer inceleme dışı sanıkları tanımadığını, suçlamayı kabul etmediğini,
Mahkemede; soruşturma evresindeki savunmalarını tekrar ettiğini, market işlettiğini, bu nedenle her çeşit poşet ve çuval sattığını, sanık ya da inceleme dışı sanıklara poşet satmış olabileceğini, bu nedenle 05.09.2016 tarihinde ele geçirilen suç konusu esrarın içinde bulunduğu poşetlerde parmak izinin çıkmış olabileceğini,
İnceleme dışı sanık ... soruşturma evresinde; uyuşturucu madde kullanmadığını, uyuşturucu maddenin naklinde kullanılan ... plakalı aracın arkadaşı ...’e ait olduğunu, aracı adı geçenden ödünç aldığını, 05.09.2016 tarihinde ele geçirilen suç konusu esrarı, olay tarihinden iki gün önce ...’da açık kimlik bilgilerini bilmediği bir şahıstan satın aldığını, uyuşturucu maddeyi bir arkadaşından ödünç aldığı ... plakalı aracın bagajına yerleştirdikten sonra, 04.09.2016 tarihinde saat 21.00 sıralarında ...’e gitmek için ...’dan hareket ettiğini, ..., Siverek, Hilvan, Adıyaman ve Doğanşehir güzergâhını kullanarak ...’ya geldiğini, burada aracın içinde bir akaryakıt istasyonunda beklediği esnada polislerin geldiğini, araçta suç unsuru bulunup bulunmadığını soran görevlilere esrar bulunduğunu söylemesi üzerine, suç konusu esrarın ele geçirildiğini, uyuşturucu maddeyi ..., ... ya da ...’a götürüp satmayı düşündüğünü ancak yakalandığını,
Mahkemede; geçmişte işlediği uyuşturucu madde ticareti yapma suçu nedeniyle 2014 ile 2015 yılları arasında Adıyaman Açık Ceza İnfaz Kurumunda kaldığını, burada uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan hükümlü olan sanık ... ile tanıştığını, adı geçenin de kendisi gibi Diyarbakırlı olduğunu ve ...’da ikamet ettiğini, cezaevinden tahliye olduktan sonra ...’da sanık ... ile bir araya geldiklerini, bu görüşmede sanık ...’in kendisine; elinde esrar bulunduğunu söyleyip söz konusu maddeyi 15.000 TL karşılığında araçla ...’e götürmesini teklif ettiğini, maddi sıkıntıları nedeniyle bu teklifi kabul ettiğini, daha sonra sanığın, esrarın naklinde kullanılacak ... plakalı aracı kiraladığını, söz konusu aracı bagajındaki suç konusu esrar ile birlikte kendisine teslim ettiğini, ... plaka sayılı aracın kayıt maliki malen sorumlu ...’ı tanımadığını, 04.09.2016 tarihinde önde sanığın kullandığı, son sayı grubunu hatırlamadığı ... plakalı, siyah renkli, Renault Fluence marka araç; arkada ise kendisinin kullandığı araç olmak üzere ...’dan yola çıktıklarını, Ergani, Siverek, Hilvan, Adıyaman, Gölbaşı ve Doğanşehir güzergâhını kullanarak ...’ya geldiklerini, burada uygulama noktasına yaklaşmadan önce sanığın kullandığı ve son rakamları 04 86 olan GSM hattından, kendisine; “Gelme.”, “Sakın gelme.”, şeklinde mesajlar gönderdiğini, bunun üzerine kontrol noktasının yaklaşık bir kilometre uzağındaki akaryakıt istasyonuna girip park hâlindeki tırların arkasında durduğunu, ancak daha sonra polislerin gelip kendisini yakaladıklarını ve araç içindeki suç konusu esrarları ele geçirdiklerini, söz konusu uyuşturucu maddenin sanığa ait olduğunu, uyuşturucu maddenin naklinde kullandıkları güzergâh boyunca sanık ile telefonda birçok kez görüştüklerini, uyuşturucu maddelerin içinde bulunduğu poşetlerin üzerinde parmak izi tespit edilen inceleme dışı sanık ...’i tanımadığını, soruşturma evresindeki beyanlarının doğru olmadığını, mahkemedeki savunmalarının esas alınmasını istediğini,
İnceleme dışı sanık ... kollukta; taksi şoförlüğü yaparak geçimini sağladığını, ...’da ikamet ettiğini, ara sıra esrar kullandığını, inceleme dışı sanık ... dışında dosya kapsamındaki diğer kişileri tanımadığını, 09.12.2016 tarihinde ele geçirilen suç konusu esrar ile herhangi bir ilgisinin bulunmadığını, olay günü saat 19.00 sıralarında telefonla görüştüğü inceleme dışı sanık ...’ın, taksi lazım olduğunu söyleyip kendisini Yıldız Büfe adlı iş yerinin bulunduğu yere çağırdığını, bunun üzerine söz konusu yere gittiğini, bir süre sonra da şoför koltuğunda inceleme dışı sanık ..., sağ ön koltuğunda ise sanık ...’in oturduğu Renault Clio marka aracın söz konusu yere geldiğini, araçtan inen inceleme dışı sanık ...’ın kendisine; “Arabamın lastiği patladı. Araç şu an Adıyaman’ın Çelikhan ilçesi yakınlarında, oraya gidip lastiğini değiştireceğim. Beni takip et.” dediğini, ardından inceleme dışı sanık ...’ın talimatı üzerine sanığın, kendisinin kullandığı ticari taksiye bindiğini, önde inceleme dışı sanık ...’ın kullandığı araç, arkada ise kendisinin kullandığı ticari taksi olmak üzere Çelikhan ilçesine gitmek üzere hareket ettiklerini, söz konusu ilçeye yaklaşık on kilometre kala inceleme dışı sanık ...’ın yol kenarında durması üzerine kendisinin de durduğunu, adı geçenin aracın bagajından çıkardığı iki adet lastiği, kendisinin kullandığı ticari taksinin bagajına yerleştirdiğini, ardından kendisine; “Sen burada bekle.” deyip aracını bindiğini ve yolun sol tarafında bulunan tali yolu takip ederek uzaklaştığını, taksinin içinde sanık ile birlikte inceleme dışı sanık ...’ın gelmesini beklediklerini, yaklaşık on beş dakika sonra adı geçenin kullandığı aracın ana yola geri geldiğini, bu esnada inceleme dışı sanık ...’ın da araçta sağ ön koltukta oturduğunu gördüğünü, araçtan inip yanına gelen inceleme dışı sanık ...’ın; “Beni takip et.” dediğini, yine önlü arkalı olacak şekilde ...’ya hareket ettiklerini, ...’ya yaklaştıkları sırada, kendisinin ... yolu üzerinden ... istikametine dönmesine karşın, inceleme dışı sanık ...’ın Topsöğüt Mahallesi istikametine doğru gittiğini, sürücülüğünü yaptığı ticari taksiyle görevlilerce yakalandığı yere gittiği sırada, sanığın telefonla inceleme dışı sanık ...’ı aradığı ve adı geçene; “Lastikler takside kaldı, gelip alın, taksinin parasını da verin.” dediğini, bir süre sonra bir ara sokakta durduğunu, yaklaşık on beş dakika sonra inceleme dışı sanıklar ... ve ...’ın içinde bulunduğu Renault Clio marka aracın bulundukları yere geldiğini, burada ticari taksinin bagajından çıkardıkları lastikleri inceleme dışı sanık ...’ın kullandığı aracın bagajına yerleştirdikleri sırada polislerin geldiğini, suçlamayı kabul etmediğini,
Savcılıkta ve sorguda; olay tarihinde il merkezinde sanık ... ve inceleme dışı sanıklar ... ve ... ile buluştuğunu, sanık ...’in kendisinin kullandığı ticari taksiye, inceleme dışı sanık ...’ın ise inceleme dışı sanık ...’ın kullandığı araca bindiğini, ardından iki araç peş peşe Çelikhan ilçesi istikametine doğru hareket ettiklerini, söz konusu ilçeye yaklaşık on kilometre kala inceleme dışı sanık ...’ın kullandığı aracın durması üzerine, kendisinin de durduğunu, inceleme dışı sanık ...’ın sürücülüğünü yaptığı aracın bagajından aldığı iki adet araç lastiğini, kendisinin kullandığı ticari taksinin bagajına koyduğunu, bu sırada sanık ...’in de araçtan inip inceleme dışı sanıklar ... ve ...’ın bulunduğu diğer araca bindiğini, daha sonra adı geçenlerin içinde bulunduğu aracın tali bir yola girerek gözden kaybolduğunu, yaklaşık on beş dakika sonra söz konusu aracın geri geldiğini ve sanık ...’in, inceleme dışı sanıkların yanından ayrılıp kendisinin kullandığı ticari taksiye bindiğini, ...’ya geri dönmek için yine arkalı önlü yola çıktıklarını, daha sonra ise polislerce yakalandıklarını,
Mahkemede; 09.12.2016 tarihinde telefon ile kendisini arayan inceleme dışı sanık ...’ın taksi lazım olduğunu söyleyip kendisini Yıldız Büfe adlı iş yerine çağırdığını, söz konusu yere gittiğinde kendisini inceleme dışı sanık ... ile sanık ...’in karşıladığını, ardından inceleme dışı sanık ...’ın, kendisine; “Çelikhan’da aracımızın lastiği patladı. Aracın bulunduğu yere lastik götürmemiz gerekiyor. Götürür müsün?” dediğini, kabul etmesi üzerine, iki adet lastiği taksinin bagajına koyduklarını, ardından inceleme dışı sanık ...’ın ... plakalı sayılı araca, sanığın ise kendisinin kullandığı ticari taksiye bindiğini, iki araç peş peşe Çat Barajının bulunduğu yere gittiklerini, burada araçlardan inen sanık ... ve inceleme dışı sanık ...’ın, ticari taksinin bagajında bulunan lastikleri alıp Renault Clio marka aracın bagajına yerleştirdiklerini, daha sonra adı geçenlerin de söz konusu araca bindikleri, ardından aracın hareket edip yakında bulunan tali yola girdiğini ve bir süre sonra da gözden kaybolduğunu, yaklaşık yirmi dakika sonra sanık ve inceleme dışı sanık ...’ın içinde bulunduğu aracın geri geldiğini, araçtan inen sanık ile inceleme dışı sanık ...’ın, aracın bagajından çıkardıkları lastikleri kendisinin bulunduğu ticari taksinin bagajına geri koyduklarını, inceleme dışı sanık ...’ın kendisine, getirdikleri lastiklerin araca uymadığını söylediğini, ardından sanığın kendisinin bulunduğu araca bindiğini, ...’ya dönmek üzere arkalı önlü yola çıktıklarını, il merkezine geldiklerinde görevlilerce yakalandıklarını, ele geçirilen uyuşturucu maddelerle bir ilgisinin bulunmadığını,
İnceleme dışı sanık ... soruşturma evresinde; ...’da ikamet ettiğini, ara sıra esrar kullandığını, sanık ile inceleme dışı sanık ...’ı tanıdığını, inceleme dışı sanık ...’ı ise tanımadığını, 09.12.2016 tarihinde sabah saat 06.30 sıralarında, inceleme dışı sanık ...’ın sürücülüğünü yaptığı ... plakalı araçla Adıyaman’a gittiklerini, burada kendisinin kız arkadaşıyla inceleme dışı sanık ...’ın da ... adlı arkadaşı ile görüştüğünü, saat 11.30 sıralarında ...’ya dönmek için Adıyaman’dan hareket ettiklerini, dönüş yolunda Yeşilyurt ilçe girişinde polislerin kendilerini durdurduklarını, araçta ve üzerlerinde yapılan aramada herhangi bir suç unsuruna rastlanılmadığını, daha sonra ise uygulama noktasından ayrılıp ...’ya geldiklerini, aynı gün saat 22.30 sıralarında kahvehanede sanık ... ve inceleme dışı sanık ... ile birlikte oyun oynadıkları esnada, yanlarına ... ... adlı arkadaşının geldiğini, adı geçenin inceleme dışı sanık ...’a; “Çelikhan yolunda arabamın lastiği patladı. Aracımı alır mısın?” deyip Volkswagen Golf marka aracın anahtarını inceleme dışı sanık ...’a verdiğini, oyunları bittikten sonra kahvehaneden çıktıklarını, inceleme dışı sanık ...’ın; “Bugün geç oldu gitmeyelim, yarın gideriz.” dediğini, daha sonra hep birlikte inceleme dışı sanık ...’ın kullandığı araca binip Topsöğüt Mahallesindeki dolmuş duraklarının bulunduğu yere gittiklerini, ardından inceleme dışı sanık ...’ın, inceleme dışı sanık ...’ı telefon ile arayıp söz konusu yere çağırdığını, bir süre sonra inceleme dışı sanık ...’ın, sürücülüğünü yaptığı ticari taksi ile yanlarına geldiğini, ardından adı geçenin taksinin bagajından çıkardığı iki adet lastiği, kendilerinin bulunduğu aracın bagajına yerleştirdiği sırada polislerin geldiğini, 09.12.2016 tarihinde ele geçirilen suç konusu esrarlarla bir ilgisinin bulunmadığını,
Mahkemede; sanık ... ve inceleme dışı sanık ... ile Adıyaman Açık Cezaevinde tanıştığını, ele geçen suçu konusu uyuşturucu maddelerle ilgisinin bulunmadığını, 09.12.2016 tarihinde kesinlikle Çelikhan ilçesine gitmediğini, sanık ...’in hakkında ileri sürdüğü beyanları kabul etmediğini,
İnceleme dışı sanık ... soruşturma evresinde; ...’da ikamet ettiğini, uyuşturucu madde kullanmadığını, 09.12.2016 tarihinde ele geçirilen suç konusu esrarın kendisine ait olmadığını, olay günü öğle saatlerinde inceleme dışı sanık ... ile birlikte olduğu sırada yanına ... adlı arkadaşının geldiğini, adı geçenin kendisine; “Ehliyetim olmadığı için polislerden kaçtım. Polislerin ateş etmesi üzerine Volkswagen Golf marka aracımın lastikleri patladı. Tamir edebilir misiniz?” dediğini, kabul etmeleri üzerine ... adlı şahsın söz konusu aracın anahtarını verip bulunduğu yeri tarif ettikten sonra kendisine; “Ben gelemeyeceğim, siz gidip lastiği tamir edin, sonrada arabayı bana getirin. ...’te ticari taksi ile arabanın bulunduğu yere gelecek.” dediğini, bunun üzerine inceleme dışı sanık ... ile birlikte çarşıya gidip araca lastik ayarladıklarını, daha sonra il merkezinde sanık ve inceleme dışı sanık ... ile buluştuklarını, aldıkları lastikleri inceleme dışı sanık ...’ın kullandığı ticari taksinin bagajına yerleştirdiklerini, ardından önde kendisi ile inceleme dışı sanık ...’ın bulunduğu Renault Clio marka araç, arkada ise sanık ile inceleme dışı sanık ...’ın bulunduğu ticari taksi olmak üzere, birlikte Çelikhan ilçesine doğru hareket ettiklerini, söz konusu ilçeye yaklaşık on kilometre kala yol kenarında durduklarını, kendisinin araçtan indiğini, sanığın da ticari taksiden inip Renault Clio marka araca bindiğini ve inceleme dışı sanık ... ile birlikte yolun solundaki tali yolu kullanarak Golf marka aracın bulunduğu yere gittiklerini, bir süre sonra geri gelen sanık ile inceleme dışı sanık ...’ın lastikleri takamadıklarını söylediklerini, bunun üzerine hep birlikte ...’ya geri döndüklerini, il merkezine geldiklerinde Galericiler Sitesi adlı yerin yaklaşık beş yüz metre ilerisindeki ağaçlık alanda durduklarını, burada inceleme dışı sanık ...’ın kullandığı ticari taksinin bagajında bulunan lastikleri alıp kendi kullandığı araca yerleştirmek istedikleri esnada polislerin geldiğini, 09.12.2016 tarihinde kullandığı Renault Clio marka aracın kiralık olduğunu, söz konusu aracı arkadaşı ...’in kiraladığını, aracı adı geçenden 09.12.2016 tarihinde ödünç aldığını, 09.12.2016 tarihinde sabah saatlerinde, inceleme dışı sanık ... ile birlikte Renault Clio marka araç ile Adıyaman’a gittiklerini, burada inceleme dışı sanık ...’ın nişanlısı, kendisinin ise kafe işleten bir arkadaşı ile görüştüğünü, ...’ya geri döndükleri esnada görevlilerce uygulama noktasında durdurulduklarını, bu sırada ... adlı arkadaşının kullanmış olduğu Volkswagen Golf marka araç ile peşinden geldiğinden haberinin olmadığını, daha sonra karşılaştığı ...’un kendisine, ehliyeti olmadığı için polislerden kaçtığı sırada aracının lastiğinin patladığını söylediğini,
Mahkemede; 09.12.2016 tarihinde ele geçirilen suçu konusu esrarın kendisine ait olduğunu, ...’da ikamet eden ... adlı bir şahıstan esrar almaya karar verdiğini, açık kimlik bilgilerini ve adresini bilmediği söz konusu bu şahısla ...’da buluştuklarını, kilosu 40 TL’den olmak üzere elli beş kilo esrarın temini konusunda ... adlı şahısla anlaştıklarını, 09.12.2016 tarihinde ele geçirilen esrarı söz konusu bu şahsın hazırladığını, suç konusu esrarın ...’dan ...’ya nakli konusunda ise 8.000 TL karşılığında sanık ... ile anlaştığını, 09.12.2016 tarihinden birkaç gün önce sanığın bir arkadaşının, suç konusu uyuşturucu maddenin naklinde kullanılan ... plaka sayılı Renault Clio marka aracı kiraladığını, sanığın da bahsi geçen araçla ...’a gidip suç konusu esrarı teslim aldığını, aynı tarihte inceleme dışı sanık ... ile birlikte ... plaka sayılı, Volkswagen Golf marka araçla Adıyaman’a gittiklerini, söz konusu aracı bir arkadaşından ödünç aldığını, burada inceleme dışı sanık ...’ın nişanlısı, kendisinin ise kafe işleten bir arkadaşı ile görüştüğünü, Adıyaman’da bulunduğu sırada yanına sanığın geldiğini ve kendisine; “Çelikhan yakınlarında arabanın arıza lambası yandı. Bende esrarı boş bir araziye sakladım. Ya esrarı oradan aldır ya da bana başka bir araç bul.” dediğini, bunun üzerine Golf marka aracı sanığa verdiğini, kendisinin ise arızalı olan Renault marka aracı aldığını, inceleme dışı sanık ... ile birlikte Renault marka araçla ...’ya geri döndüklerini, hatta yolda Yeşilyurt ilçesi yakınlarında oluşturulan bir uygulama noktasında durdurulduklarını, burada araçta ve üzerlerinde yapılan aramada herhangi bir suç unsuruna rastlanılmadığını, uygulama noktasından ayrıldıktan sonra ...’ya geldiklerini, il merkezinde inceleme dışı ...’dan ayrılıp kahvehaneye gittiğini, saat 15.30 sıralarında sanığın kahvehaneye gelip kendisine; “Yeşilyurt civarında çevirmeye takıldım. Polislerden kaçarken arabanın lastiğine ateş ettiler. Lastik patladı. Arabayı, Çelikhan bulunan Çat Barajının yakınlarındaki boş bir araziye bıraktım. Esrarı da yakınlardaki bir yere sakladım.” dediğini, bunun üzerine sanık ile birlikte arızalı olan Renault marka araçla diğer aracın bulunduğu yere gittiklerini, Golf marka aracın hareket edemeyecek durumda olduğunu görünce, sanığın gizlediği suç konusu esrarı bulunduğu yerden alıp Renault Clio marka aracın bagajına koyduklarını, tali yollarını kullanarak ...’ya geri geldiklerini ve suç konusu esrarı Galericiler Sitesi adlı yerin yakınındaki DSİ sulama kanalının içine bıraktıklarını, ancak daha sonra söz konusu maddenin görevlilerce bulunduğunu, suç konusu esrardan yalnızca kendisinin ve sanık ...’in haberdar olduğunu, diğer inceleme dışı sanıkların olayla bir ilgilerinin bulunmadığını,
Beyan etmişlerdir.
Sanık ... 10.12.2016 tarihinde kollukta; 09.12.2016 tarihinde polislere gerçek kimlik bilgilerini söylemediğini, kardeşinin kimlik bilgilerini kullanarak kendisini ... olarak tanıttığını, ...’da ikamet ettiğini, uyuşturucu madde kullanmadığını, inceleme dışı sanıklar ... ve ...’ı, geçmişte birlikte kaldıkları Adıyaman Ceza İnfaz Kurumundan tanıdığını, diğer inceleme dışı sanık ...’ı ise tanımadığını, susma hakkını kullanmak istediğini,
10.12.2016 tarihinde savcılıkta; 09.12.2016 tarihinde ele geçirilen suç konusu esrara ilişkin tüm organizasyonu inceleme dışı sanık ...’ın yaptığını, suç konusu esrarı Lice ve Kocaköy ilçeleri arasında bulunan Derun köyünden teslim aldığını, söz konusu köye ... plaka sayılı Renault Clio marka araç ile gittiğini, burada açık kimlik bilgilerini bilmediği ve ellerinde eldiven takılı olan bir şahsın suç konusu esrarı aracın bagajına koyduğunu, uyuşturucu maddenin yerleştirilmesinden sonra Derun köyünden ayrıldığını, araçla ...’ya gelirken ana yolları kullanmadığını, tali yollardan ilerlediğini, ... il merkezine doğru ilerlerken Çelikhan ilçe çıkışında durduğunu ve bagajdaki suç konusu esrarı boş bir araziye bıraktığını, yine sürücülüğünü yaptığı aracı da burada bırakıp il merkezine giden bir dolmuşa bindiğini, 09.12.2016 tarihinde görevlilerce oluşturulan uygulama noktasından kaçan araçta hiç bulunmadığını, söz konusu aracın polislerden kaçtığı zaman aralığında Zeki adlı kişinin işlettiği kahvehanede bulunduğunu, bir süre sonra söz konusu yere inceleme dışı sanıklar ... ve ...’ın da geldiğini, burada kendi aralarında yaptıkları sohbet sırasında suç konusu uyuşturucu maddenin Volkswagen Golf marka araca yerleştirildiğini, nakil sırasında söz konusu aracın lastiklerinin patladığını öğrendiğini, görüşmenin devamında araçta bulunan suç konusu esrarı almaları gerektiğine karar verdiklerini, bunun üzerine inceleme dışı sanık ...’ın, taksicilik yapan inceleme dışı sanık ...’a telefon açtığını ve adı geçeni yanlarına çağırdığını, inceleme dışı sanık ... geldikten sonra önde inceleme dışı sanık ...’ın kullandığı Renault Clio marka araç, arkada ise inceleme dışı sanık ...’ın kullandığı ticari taksi olmak üzere Çelikhan’a hareket ettiklerini, kendisi ile inceleme dışı sanık ...’ın öndeki araçta yolculuk yaptıklarını, Çelikhan ilçe çıkışına geldiklerinde durduklarını, kendisi ile inceleme dışı sanıklar ... ve ...’ın, Clio marka aracın bagajından çıkardıkları iki adet lastiği ticari taksinin bagajına koyduklarını, ardından inceleme dışı sanıklar ... ve ... ile birlikte Golf marka aracın bulunduğu yere gittiklerini, söz konusu araçta bulunan suç konusu uyuşturucu maddeyi Renault Clio marka aracın bagajına yerleştirdiklerini, daha sonra inceleme dışı sanık ...’ın bulunduğu yere geri geldiklerini, ardından iki araç peş peşe ...’ya doğru hareket ettiklerini, ...’ya geldiklerinde ise görevlilerce yakalandıklarını, suç konusu esrarın ise farklı bir yerde ele geçirildiğini, 09.12.2016 tarihli olayı inceleme dışı sanıklar ... ve ... ile birlikte gerçekleştirdiklerini, inceleme dışı sanık ...’ın suç konusu esrarla bir ilgisinin bulunmadığını,
10.12.2016 tarihinde sorguda; önceki beyanlarını tekrar ettiğini, suçunu kabul ettiğini, 09.12.2016 tarihinde ele geçirilen esrarı Renault Clio marka araçla ...’dan alıp Çelikhan’a getirdiğini, açık kimlik bilgilerini bilmediği bir şahsın gelip alması için aracı ve suç konusu esrarı söz konusu yere bıraktığını,
29.12.2016 tarihinde savcılıkta; inceleme dışı sanık ... ile Adıyaman Açık Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunduğu dönemde tanıştığını, inceleme dışı sanık ...’in savunmalarını kabul etmediğini, kesinlikte adı geçenle birlikte uyuşturucu madde nakletmediğini, 05.09.2016 tarihinde inceleme dışı sanık ...’in kullandığı araca öncülük yapmadığını, hatırladığı kadarıyla üzerine kayıtlı toplam yedi adet GSM hattı bulunduğunu, 05.09.2016 tarihinde hangi GSM hattını kullandığını bilmediğini, inceleme dışı sanık ... ile cezaevinden tahliye olduktan sonra hiç görüşmediğini,
Mahkemede; inceleme dışı sanık ... ile Adıyaman Açık Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunduğu dönemde tanıştığını, 05.09.2016 tarihinde adı geçenin kullandığı araçta ele geçirilen suç konusu esrar ile herhangi bir ilgi ve irtibatının bulunmadığını, inceleme dışı sanık ...’in beyanlarını kabul etmediğini, adı geçenle aralarında herhangi bir husumet bulunmadığını, ... plaka sayılı aracın sahibi malen sorumlu ...’ı tanıdığını, söz konusu aracın kendisi tarafından kiralanmadığını, 05.09.2016 tarihinde ele geçirilen esrarların içinde bulunduğu materyaller üzerinde parmak izi çıkan inceleme dışı sanık ...’i tanımadığını, 09.12.2016 tarihli uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu ise kabul ettiğini, inceleme dışı sanık ...’ın, kendisine 8.000 TL karşılığında, ...’dan ...’ya uyuşturucu madde nakletmeyi teklif ettiğini, kabul etmesi üzerine adı geçenin, uyuşturucu madde naklinde kullanılan ... plaka sayılı, Renault Clio marka aracı olay tarihinden bir gün önce kendisine teslim ettiğini, söz konusu araçla Lice ve Kocaköy ilçeleri arasında bulunan Derun köyüne gittiğini, burada açık kimlik bilgilerini bilmediği şahısların 09.12.2016 tarihinde ele geçirilen suç konusu esrarı, aracın bagajına koyduklarını, söz konusu yerden ayrılıp tali yollardan ...’ya gelmeye çalıştığı sırada aracın arıza lambasının yandığını, bunun üzerine inceleme dışı sanık ...’ı aradığını, adı geçenin Adıyaman’da olduğunu öğrenmesi üzerine yanına gittiğini, burada arızalı araçta bulunan uyuşturucu maddeyi inceleme dışı sanık ...’ın kendisine verdiği Golf marka aracın bagajına koyduğunu, arızalı aracı ise inceleme dışı sanık ...’a verdiğini, Adıyaman’dan hareket edip ...’ya doğru geldiği sırada Yeşilyurt ilçe girişindeki polis çevirmesini fark ettiğini, uygulama noktasına girmemek için geri döndüğünü, yol kenarında bekleyen görevlilerin uyarılarına rağmen durmadığını, ardından polislerin önce havaya sonra ise aracın lastiğine ateş ettiklerini, bunun üzerine aracın lastiğinin patladığını, ancak yine de kendisini takip eden polisler ile arasındaki mesafeyi açıp kaçmayı başardığını, yeterince uzaklaştıktan sonra aracı durdurduğunu, aracın bagajında bulunan suç konusu esrarı çıkarıp boş arazide bir yere gizlediğini, kullandığı aracın lastiği patladığı için otostop çekerek ... il merkezine geldiğini, burada inceleme dışı sanık ... ile buluşup başından geçenleri anlattığını, bunun üzerine inceleme dışı sanık ...’ın, taksi şoförlüğü yapan inceleme dışı sanık ...’a telefon açıp adı geçeni bulundukları yere çağırdığını, inceleme dışı sanık ... geldikten sonra önde kendisi ve inceleme dışı sanık ...’ın bulunduğu Renault Clio marka araç, arkada ise inceleme dışı sanık ...’ın kullandığı ticari taksi olmak üzere, suç konusu esrarı gizlediği yere gittiklerini, burada inceleme dışı sanık ... ile birlikte suç konusu esrarı Renault Clio marka aracın bagajına yerleştirdiklerini, daha sonra inceleme dışı sanık ...’ın yanından ayrılıp inceleme dışı sanık ...’ın bulunduğu ticari taksiye bindiğini, ardından ...’ya dönmek için yola çıktıklarını, tali yolları kullanarak ... il merkezine geldiklerini, suç konusu esrar inceleme dışı sanık ...’ın kullandığı aracın bagajında olduğu için, adı geçenin söz konusu maddeyi nereye bıraktığını bilmediğini, daha sonra görevlilerce yakalandıklarını, suç konusu esrarın da ele geçirildiğini, inceleme dışı sanıklar ... ve ...’ın uyuşturucu madde ile herhangi bir ilgi ve irtibatlarının bulunmadığını,
Savunmuştur.
Uyuşmazlık konusuna ilişkin sağlıklı bir çözüme ulaşılabilmesi için “zincirleme suç” hükümleri ile TCK’nın 188. maddesinin 3. fıkrasında düzenlenen “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçunun incelenmesinde fayda bulunmaktadır.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’na hâkim olan ilke gerçek içtimadır. Bunun sonucu olarak, "kaç fiil varsa o kadar suç, kaç suç varsa o kadar ceza" söz konusu olacaktır. Nitekim bu husus Adalet Komisyonu raporunda da; "Ceza hukukunun temel kurallarından birisi, 'kaç fiil varsa o kadar suç, kaç suç varsa o kadar ceza vardır' şeklinde ifade edilmektedir. Bunun istisnaları, suçların içtimaı bölümünde belirlenmiştir. Bu istisnalar dışında, işlenen her bir suçla ilgili olarak ayrı ayrı cezaya hükmedilecektir. Böylece verilen her bir ceza, bağımsızlığını koruyacaktır" şeklinde ifade edilmiştir. Bu kuralın istisnalarına 5237 sayılı TCK'nın "suçların içtimaı" bölümünde, 42 (bileşik suç), 43 (zincirleme suç) ve 44. (fikri içtima) maddelerinde yer verilmiştir.
Zincirleme suç, 765 sayılı TCK’nın 80. maddesinde; "Bir suç işlemek kararının icrası cümlesinden olarak kanunun aynı hükmünün bir kaç defa ihlal edilmesi, muhtelif zamanlarda vaki olsa bile bir suç sayılır. Fakat bundan dolayı terettüp edecek ceza altıda birden yarıya kadar artırılır" şeklinde düzenlenmiştir.
765 sayılı TCK’nın 80. maddesinde zincirleme suçun varlığının kabulü bakımından gerekli birinci koşul; farklı zamanlarda işlenmiş olsalar dahi ortada birden çok suçun olması, ikinci koşul; bu suçların yasanın aynı hükmünü ihlal etmesi ve nihayet üçüncü koşul da; suç işleme kararında birlik bulunmasıdır.
Buna karşın 5237 sayılı TCK'nın 43. maddesinin ilk fıkrasında; "Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır. Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır" biçiminde zincirleme suç düzenlemesine yer verilmiş, ikinci fıkrasında; "Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır" denilmek suretiyle aynı neviden fikri içtima kurumu hüküm altına alınmış, üçüncü fıkrasında ise; "Kasten öldürme, kasten yaralama, işkence ve yağma suçlarında bu madde hükümleri uygulanmaz" düzenlemesi ile zincirleme suç ve aynı neviden fikri içtima hükümlerinin uygulanamayacağı suçlar belirtilmiştir.
5237 sayılı TCK'nın 43. maddesinin 1. fıkrasındaki düzenlemeden de anlaşılacağı üzere, zincirleme suç hükümlerinin uygulandığı hâllerde aslında işlenmiş birden fazla suç olmasına karşın, fail bu suçların her birinden ayrı ayrı cezalandırılmamakta, buna karşın bir suçtan verilen ceza belirli bir miktarda artırılmaktadır.
5237 sayılı TCK'nın 43. maddesinin 1. fıkrası uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanabilmesi için;
a- Aynı suçun değişik zamanlarda birden fazla işlenmesi,
b- İşlenen suçların mağdurlarının aynı kişi olması,
c- Bu suçların aynı suç işleme kararı altında işlenmesi gerekmektedir.
765 sayılı TCK’da yer alan “muhtelif zamanlarda vaki olsa bile” ifadesi karşısında, aynı suç işleme kararı altında birden fazla suçun aynı zamanda işlenmesi durumunda diğer koşulların da varlığı hâlinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanabilmesi olanaklıdır. Nitekim, 765 sayılı TCK’nın yürürlüğü zamanında bu husus yargısal kararlarla kabul edilmiş ve uygulama bu doğrultuda yerleşmiştir.
5237 sayılı TCK'nın 43. maddesinin 1. fıkrasında bulunan, “değişik zamanlarda” ifadesinin açıklığı karşısında, zincirleme suç hükümlerinin uygulanabilmesi için suçların farklı zamanlarda işlenmesi gerektiği konusunda öğreti ve uygulamada tam bir görüş birliği bulunmaktadır. Bunun sonucu olarak, aynı mağdura, aynı zamanda, aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda tek suçun oluşacağı kabul edilmiştir. Bu hâlde zincirleme suç hükümleri uygulanarak artırım yapılamayacak, ancak bu husus TCK’nın 61. maddesi uyarınca temel cezanın belirlenmesinde göz önüne alınabilecektir.
Ayrıca, kanunda “aynı zaman” ve “değişik zaman” kavramları konusunda bir açıklık bulunmadığından ve önceden kesin saptamaların yapılması da olanaklı olmadığından, bu husus her somut olayın özelliği göz önüne alınarak değerlendirilmeli ve eylemlerin “değişik zamanlarda” işlenip işlenmediği belirlenmelidir.
Suç kastından daha geniş bir anlamı içeren suç işleme kararı, suç kastından daha önce gelen genel bir karar ve niyeti ifade etmektedir. Önce suç işleme kararı verilmekte ve bundan sonra bu genel kararın icrası farklı zamanlardaki suçlarla gerçekleştirilmektedir. Kararın gerçekleştirilmesi için gerekli suçların her birinde ayrı suç kastları, bir başka deyişle bir suç için gerekli olan maddi ve manevi unsurlar ayrı ayrı yer almaktadır.
Suç işleme kararının yenilenip yenilenmediği, birden çok suçun aynı karara dayanıp dayanmadığı, aynı zamanda suçlar arasındaki süre ile de ilgilidir. İşlenen suçların arasında kısa zaman aralıklarının olması suç işleme kararında birlik olduğuna; uzun zaman aralıklarının olması ise suç işleme kararında birlik olmadığına karine teşkil edebilecektir. Yine de suçlar arasında az veya çok uzun zaman aralığının var olması, bu suçların aynı suç işleme kararı altında işlendiğini ya da işlenmediğini her zaman göstermeyecektir. Diğer bir anlatımla, sürenin uzunluğu kararın yenilendiğini düşündürebileceği gibi, kısalığı da her zaman kararın yürürlükte olduğunu göstermeyebilecektir. Diğer taraftan, hukuki veya fiili kesintiler olduğunda farklı değerlendirmeler yapılması mümkündür. Ancak bu değerlendirme her olayda ayrı ayrı ve diğer şartlar da dikkate alınarak yapılmalıdır. Bu nedenle, başlangıçta belirli bir süre geçince suç işleme kararı yenilenmiş ya da değişmiş olur demek, soyut ve delillerden kopuk bir değerlendirme olacaktır. Failin iç dünyasını ilgilendiren bu kararın varlığının her olayın özelliğine göre suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işlendikleri yer ve işlenme zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluşum ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler değerlendirilerek belirlenmesi gerekecektir.
Görüldüğü üzere, zincirleme suçun oluşumu için işlenen suçlar arasında ne kadar zaman geçmesi gerektiği konusunda genel ve mutlak bir kural koymak mümkün olmadığından, hangi zaman aralığıyla işlenirse işlensin, işlenen suç başlangıçtaki suç işleme konusundaki tek karara dayanıyor ise zincirleme suç hükümleri uygulanacak, ancak işlenen suç failin yeni bir suç işleme kararına dayanıyorsa artık zincirleme suç söz konusu olmayacaktır.
Bu aşamada, TCK'nın 188. maddesinin 3. fıkrasında düzenlenen “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçuna değinilmesinde fayda bulunmaktadır.
“Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti” başlıklı TCK'nın 188. maddesinin suç tarihininde yürürlükte bulunan 3. fıkrası;
“Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satan, satışa arz eden, başkalarına veren, sevk eden, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden, bulunduran kişi, on yıldan az olmamak üzere hapis ve yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Ancak, uyuşturucu veya uyarıcı madde verilen veya satılan kişinin çocuk olması hâlinde, veren veya satan kişiye verilecek hapis cezası on beş yıldan az olamaz.” şeklindedir.
Maddenin üçüncü fıkrasında uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satma, satışa arz etme, başkalarına verme, sevk etme, nakletme, depolama, satın alma, kabul etme ve bulundurma eylemleri suç olarak düzenlenmiştir. “Uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma” suçu, madde metninden de açıkça anlaşıldığı gibi seçimlik hareketli suçlardandır. Suçun oluşması için bu seçimlik hareketlerden birisinin gerçekleşmesi yeterlidir. “Sevk etme”, “nakletme”, “satın alma”, “kabul etme” ve “bulundurma” eylemleri bakımından failin kastı önem taşımaktadır. Söz konusu seçimlik hareketler yönünden uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma suçunun oluşumu için “kullanma dışında bir amaçla” hareket edilmesi gereklidir.
Seçimlik hareketli suçlarda, hareketlerden birkaçının birden yapılması birden çok suç işlenmesi anlamına gelmez. Bu gibi hallerde de ortada tek bir suç vardır. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, suçun konusunu oluşturan maddenin aynı olmasıdır. Hareketlerin seçimlik olma özelliği aynı uyuşturucu veya uyarıcı madde için geçerlidir. Failin, değişik zamanlarda aynı veya farklı kişilere maddede öngörülen seçimlik hareketlerden herhangi birisini gerçekleştirmesi hallerinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması söz konusu olacaktır. Ancak bunun için de öncelikle bu suçların her birinin cezalandırılabilir nitelikte olması ve suçlar arasında hukuki kesinti bulunmaması gerekir. Suçlar arasındaki sürenin ne kadar olması gerektiği konusunda kesin bir ölçüt bulunmamaktadır. Suçlar arasında çok kısa bir zaman aralığı olsa dahi suç işleme kararının yenilenmiş olması hâlinde zincirleme suçtan söz edilemeyecektir. Diğer bir anlatımla failin işlemeyi kast ettiği uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun konusunu oluşturan maddenin, öngörülen seçimlik hareketlerden herhangi birisinin gerçekleştirilmesi sonrasında tüketilmesinin ardından, yeniden uyuşturucu madde temin etmesi halinde zincirleme suçun değil, gerçek içtima kuralı gereğince ayrı ayrı suçların oluştuğunun kabulü gerekmektedir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
... İl Emniyet Müdürlüğü Uyuşturucu ile Mücadele Şube Amirliği görevlilerince, önleme araması kararına istinaden, 05.09.2016 tarihinde saat 01.00 sıralarında Yeşilyurt ilçesi havalimanı kavşağında, ... istikametinden gelen araçların kontrolü amacıyla uygulama noktası oluşturulduğu, saat 02.20 sıralarında kontrol noktasına yaklaşmakta olan inceleme dışı sanık ...’in sürücülüğünü yaptığı ... plaka sayılı aracın, hızını artırarak yolun kenarında park hâlinde bulunan tırların arkasına girdiğinin görüldüğü, bunun üzerine görevlilerce söz konusu yere gidilip park hâlindeki aracın içindeki inceleme dışı sanık ...’in yakalandığı, görevlilerce araçta suç unsuru bulunup bulunmadığı sorulduğunda adı geçenin; “...’dan geliyorum. Aracın bagajında esrar var.” şeklinde cevap verdiği, bunun üzerine önleme araması kararına istinaden araçta yapılan aramada; bagajda bulunan beş adet siyah renkli poşet içindeki net 13.365 gram suç konusu esrarın ele geçirildiği, inceleme dışı sanık ...’in yargılandığı davanın kovuşturma evresinde; ele geçirilen suç konusu uyuşturucu maddenin sanık ...’e ait olduğunu, uyuşturucu maddenin nakli sırasında sanığın kendisine öncülük yaptığını, bu sırada sanıkla sürekli telefon ile irtibat hâlinde olduklarını söylemesi üzerine, Yerel Mahkemece sanık hakkında ... Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, gerçekleştirilen soruşturma sonucunda sanık hakkında, ... Cumhuriyet Başsavcılığının 13.02.2017 tarihli ve 914-282 sayılı iddianamesi ile; TCK’nın 188/3, 53 ve 58. maddeleri uyarınca uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan cezalandırılması talebiyle kamu davasının açıldığı,
... İl Emniyet Müdürlüğü Uyuşturucu ile Mücadele Şube Amirliği görevlilerince, uyuşturucu madde ticareti yapma suçuna yönelik olarak 09.12.2016 tarihinde yapılan istihbarat çalışmaları neticesinde; ... ile inceleme dışı sanıklar ... ve ...’ın, açık kimlik bilgileri tespit edilemeyen şahıslarla birlikte doğu ve güneydoğu illerinden temin ettikleri uyuşturucu maddeleri, ... plaka sayılı ve ... plaka sayılı araçlarla, 09.12.2016 tarihinde sabah saatlerinde Adıyaman istikametinden ...’ya getirecekleri yönünde bilgi elde edildiği, bunun üzerine görevlilerce aynı gün saat 11.00 sıralarında önleme araması kararına istinaden, Adıyaman-... yolu üzerinde, Yeşilyurt ilçe girişinde uygulama noktası oluşturulduğu, bir kısım diğer görevlilerin de söz konusu araçların tespiti amacıyla Adıyaman-... kara yolu üzerinde görevlendirildiği, bu kapsamda gerçekleştirilen araştırmalar sırasında saat 11.30’da, sürücü koltuğunda inceleme dışı sanık ..., sağ ön koltuğunda inceleme dışı sanık ...’ın oturduğu ... plaka sayılı araç ile bu aracın yaklaşık üç kilometre gerisindeki sanık ...’ın sürücülüğünü yaptığı ... plaka sayılı aracın, aralarındaki mesafeyi koruyarak öncü ve artçı şekilde ... istikametine doğru ilerlediklerinin tespit edildiği, görevlilerce takibe alınan araçlar hakkında uygulama noktasına bilgi verildiği, bir süre sonra ... plaka sayılı öncü aracın uygulama noktasına yaklaştığı sırada, sanığın yönetimindeki ... plaka sayılı aracın, aniden hızlı bir şekilde Adıyaman istikametine döndüğü, bunun üzerine yol üzerinde beklemekte olan görevlilerce aracın durması için gerekli işaret ve uyarıların yapıldığı, aracın durmayıp süratini de artırarak Adıyaman istikametine doğru ilerlemesi üzerine, önce havaya, sonra aracın sol arka lastiğine ateş edildiği, buna rağmen durmayan ... plaka sayılı aracın görevlilerce takip edilmeye başlandığı, ancak takip esnasında aradaki mesafenin açılması ve hava şartlarından kaynaklanan yol üzerindeki buzlanma nedeniyle, söz konusu aracın bir süre sonra gözden kaybolduğu, görevlilerce kaçış istikametinde yapılan tüm araştırmalara rağmen söz konusu aracın bulunamadığı, bu sırada saat 11.45’te uygulama noktasına giriş yapan ... plaka sayılı öncü aracın görevlilerce durdurulduğu, önleme araması kararına istinaden inceleme dışı sanıklar ... ve ...’ın üzerinde ve araçta yapılan aramalarda herhangi bir suç unsuruna rastlanılmadığı, bunun üzerine adı geçen inceleme dışı sanıkların uygulama noktasından ayrılmalarına izin verildiği,
Aynı gün görevlilerce konu hakkında yapılan istihbarat çalışmaları neticesinde; ...’ya nakledilmek istenen uyuşturucu maddenin uygulama noktasından kaçan ... plaka sayılı araçla taşındığı, ancak daha sonra uyuşturucu maddenin söz konusu araçtan indirilip Çat Barajı yakınında bulunan Gölbaşı köyü civarında bir yere saklandığı, saklanan uyuşturucu maddenin ... plaka sayılı araçla, 09.12.2016 tarihinde akşam saatlerinde ...’ya getirileceği yönünde bilgiler elde edildiği, bunun üzerine görevlilerce 09.12.2016 tarihinde, saat 21.00 sıralarında söz konusu araçların tespiti amacıyla ... il merkezinde ve çevresinde araştırmalara başlandığı, saat 22.50 sıralarında şoför koltuğunda inceleme dışı sanık ..., sağ ön koltuğunda inceleme dışı sanık ...’ın oturduğu ... plaka sayılı aracın ve yaklaşık 500 metre gerisindeki sürücülüğünü inceleme dışı sanık ...’ın yaptığı, sağ ön koltuğunda sanık ...’in oturduğu ... plaka sayılı ticari taksinin, ... istikametinden ... istikametine doğru ilerlediklerinin görüldüğü, bunun üzerine araçların görevlilerce takibe alındığı, takip edilen araçların aralarındaki mesafeyi koruyarak bir süre sonra Topsöğüt Mahallesine geldikleri, burada ... plaka sayılı ticari taksinin dolmuş duraklarının yakınındaki bir yerde dörtlülerine yakıp durduğu, öndeki ... plaka sayılı aracın ise Karagöz Caddesi istikametini kullanarak, Yeşilyurt Yaka Mahallesine geldiği, burada söz konusu aracın, çevresinde herhangi bina bulunmayan ağaçlık bölgede durduğu, kısa bir süre sonra hareket eden aracın, ağaçlık alanın yaklaşık 20-25 metre içine girdikten sonra tekrar durduğu, ardından araçtan inceleme dışı sanıklar ... ve ...’ın aracın bagajı açıp burada bulunan bir şeylerle ilgilendiklerinin, kısa bir süre sonra her iki şahsın tekrar araca bindiğinin ve aracın hareket edip ağaçlık bölgeden ayrıldığının görüldüğü, bunun üzerine bir kısım görevlinin çevrede inceleme yapılabilmesi amacıyla ağaçlık alana bırakıldığı, diğer görevlilerin ise ... plaka sayılı aracın takibe devam ettikleri, ağaçlık alanda yapılan araştırmada; DSİ sulama kanalının içindeki vana kuyusunda bir adet beyaz çuval ile altı adet poşetin bulunduğu, muhafaza altına alınan çuvalın ve poşetlerin içi kontrol edildiğinde ise toplam net 27.041 gram suç konusu esrarın ele geçirildiği, bu sırada takip edilen ... plaka sayılı aracın Topsöğüt Mahallesine geldiği, burada dolmuş duraklarına yakın bir yerde ve dörtlüleri açık vaziyette beklemekte olan ... plaka sayılı ticari taksiye yaklaşıp selektör yaptığı, ardından ... plaka sayılı araç önde, ... plaka sayılı ticari taksi arkada olmak üzere, her iki aracın Topsöğüt Mahallesinden ayrılıp Göktuğ Sokağa giriş yaptıkları ve burada durdukları, ... plaka sayılı araçtan inen inceleme dışı sanıklar ... ve ... ile ... plaka sayılı araçtan inen inceleme dışı sanık ... ve sanık ...’in, bir süre kendi aralarında sohbet ettikleri, ardından söz konusu şahısların her iki aracın bagajını açtıkları ve ... plaka sayılı ticari taksinin bagajından aldıkları poşetleri, ... plaka sayılı aracın bagajına koydukları, bunun üzerine saat 23.45 sıralarında araçların yanına giden görevlilerce inceleme dışı sanıklar ile sanığın yakalandıkları, adı geçenlerin üzerlerinde yapılan kaba üst yoklamalarında; inceleme dışı sanık ...’ın montunun cebinde Volkswagen Golf marka bir araca ait anahtarın ele geçirildiği, bagajları açık olan araçlarda yapılan kontrollerde ise ... plaka sayılı aracın bagajından çevreye yoğun bir şekilde esrar kokusunun yayıldığının fark edildiği, konu hakkında ve gerçekleştirilen işlemler hakkında bilgilendirilen Cumhuriyet savcısının 10.12.2016 tarihli yazılı arama emrine istinaden araçlarda ve sanık ile inceleme dışı sanıkların üzerlerinde yapılan aramalarda; ... plaka sayılı aracın bagajında net 200 miligram suç konusu esrarın ele geçirildiği, 05.09.2016 ve 09.12.2016 tarihli eylemlerin sübutuna ve nitelendirilmesine ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ile Özel Daire arasında bir uyuşmazlığın ve bu kabulde dosya içeriği itibarıyla da herhangi bir isabetsizliğin bulunmadığı olayda;
Hakkındaki mahkûmiyet hükmü Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşen inceleme dışı sanık ...’in kovuşturma evresinde; 05.09.2016 tarihinde ele geçirilen suç konusu esrarın sanığa ait olduğunu, sanığın teklifi üzerine söz konusu maddeyi, 15.000 TL karşılığında araçla ...’dan ...’e götürmeyi kabul ettiğini, uyuşturucu maddenin naklinde kullanılan ... plaka sayılı aracın sanık tarafından kiralandığını, sanığın söz konusu aracı, bagajındaki suç konusu uyuşturucu madde ile birlikte 04.09.2016 tarihinde ...’da kendisine teslim ettiğini, uyuşturucu maddenin nakli sırasında sanığın da başka bir araçla kendisine öncülük yaptığını, ...’ya Ergani, Siverek, Hilvan, Adıyaman, Gölbaşı ve Doğanşehir güzergâhını kullanarak geldiklerini, yol boyunca telefon vasıtasıyla irtibat kurduklarını söylemesi, gerek 23.08.2016 tarihli araç kiralama sözleşmesinden gerekse araç kayıt maliki ...’ın mahkemedeki beyanlarından; 05.09.2016 tarihinde bagajında uyuşturucu madde ele geçirilen ... plaka sayılı aracın sanık tarafından kiralandığının anlaşılması, yine dosya içindeki HTS kayıtlarından; inceleme dışı sanık ...’in kullandığı ... numaralı GSM hattı ile adı geçenin olay tarihinde sanık tarafından kullanıldığını belirttiği ... numaralı GSM hattı arasında 04.09.2016 tarihinde yetmiş altı, 05.09.2016 tarihinde ise yirmi dört adet görüşme gerçekleştirildiğinin ve söz konusu bu GSM hatlarının, inceleme dışı sanık ...’in kullanılan güzergâha ilişkin savunmalarını doğrular şekilde, Ergani, Siverek, Hilvan, Adıyaman, Gölbaşı ve Doğanşehir’de bulunan baz istasyonlarından sinyal aldıklarının anlaşılması,
Hakkındaki mahkûmiyet hükmü Özel Dairece onanan inceleme dışı sanık ...’ın aşamalardaki savunmalarında; 09.12.2016 tarihinde ele geçirilen suç konusu esrarın kendisine ait olduğunu, söz konusu maddeyi ...’da ikamet eden ... adlı bir şahıstan temin ettiğini, uyuşturucu maddeyi bahsi geçen bu şahsın hazırladığını, sanığa da suç konusu esrarın, 8.000 TL karşılığında araçla ...’dan ...’ya naklini teklif ettiğini, ... plaka sayılı aracı ... adlı arkadaşından, ... plaka sayılı aracı ise başka bir arkadaşından ödünç aldığını, sanığın 09.12.2016 tarihinde ... plaka sayılı araçla ...’a gidip suç konusu uyuşturucu maddeyi teslim aldığını belirtmesi, sanığın da inceleme dışı sanık ...’ın beyanlarını doğrular şekilde aşamalardaki savunmalarında; 09.12.2016 tarihinde ele geçirilen suç konusu esrara ilişkin tüm organizasyonun inceleme dışı sanık ... tarafından yapıldığını, adı geçenin kendisine 8.000 TL karşılığında suç konusu uyuşturucu maddeyi araçla ...’dan ...’ya taşımayı teklif ettiğini, bu teklifi kabul etmesi üzerine uyuşturucu maddenin naklinde kullanılan ... plaka sayılı aracı suç tarihinden bir gün önce kendisine teslim ettiğini, söz konusu araçla 09.12.2016 tarihinde Lice ile Kocaköy ilçeleri arasında bulunan Derun adındaki bir köye gittiğini, burada açık kimlik bilgilerini bilmediği şahısların suç konusu esrarı aracın bagajına yerleştirdiklerini ve aynı tarihte ...’ya hareket ettiğini söylemesi, dosya içinde yer alan 26.11.2016 tarihli araç kiralama sözleşmesinden ve kollukta bilgi veren sıfatıyla dinlenen ...’ın beyanlarından; 09.12.2016 tarihli olayda kullanılan ... plaka sayılı aracın, inceleme dışı sanık ...’ın savunmalarında geçen ... adlı şahıs tarafından kiralandığının anlaşılması, yine kollukta bilgi veren sıfatıyla dinlenen ... ...’in; trafik kayıtlarında amcasının oğlu ... ... adına kayıtlı olan ... plaka sayılı aracı 32.000 TL karşılığında inceleme dışı sanık ...’a sattığını, ancak adı geçenin anlaştıkları bedelin tamamını ödememesi nedeniyle aracın trafik sicilindeki devrini yaptırmadığını beyan etmesi,
Hususları birlikte değerlendirildiğinde; 05.09.2016 tarihinde ele geçirilen suç konusu net 13.365 gram esrara ilişkin tüm organizasyonun sanık tarafından planlanıp yürütüldüğü, bu kapsamda uyuşturucu maddenin ...’daki şahıs ya da şahıslardan temin edilmesine ve yine ...’deki alıcı şahıs ya da şahıslara teslim edilmesine ilişkin bağlantıların, uyuşturucu maddenin ...’dan ...’e naklinde kullanılacak olan aracın kiralama işleminin, suç konusu esrarın teslim alınıp nakle hazır bir şekilde araca yerleştirilmesinin sanık tarafından gerçekleştirildiği, uyuşturucu maddenin nakli sırasında inceleme dışı sanık ...’in kullandığı araca sanığın bizzat öncülük yaptığının da anlaşıldığı, bu hâliyle sanığın, uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu işleme yönünde bir karar alıp bu kararın icrası kapsamında tüm aşamalarını organize ettiği “05.09.2016 tarihli ticaret amacıyla uyuşturucu madde nakletme” eylemini gerçekleştirdiği, diğer taraftan 09.12.2016 tarihinde ele geçirilen suç konusu net 27.041 gram esrara ilişkin organizasyonun ise ilk olaydan farklı olarak inceleme dışı sanık ... tarafından planlanıp yürütüldüğü, bu bağlamda suç konusu uyuşturucu maddenin temininin, uyuşturucu maddenin naklinde kullanılan ve öncülük yapacak araçların ayarlanmasının inceleme dışı sanık ... tarafından gerçekleştirildiği, adı geçenin yaptığı plan kapsamında uyuşturucu maddenin araçla ...’dan ...’ya nakledilmesi işini ise 8.000 TL karşılığında sanığa teklif ettiği, o ana kadar 09.12.2016 tarihinde ele geçirilen suç konusu esrar ile herhangi bir ilgi ve irtibatı bulunmayan sanığın da önüne çıkan bu fırsatı değerlendirip inceleme dışı sanık ...’ın teklifini kabul ettiği ve aldığı yeni bir karar ile “09.12.2016 tarihli ticaret amacıyla uyuşturucu madde nakletme” suçunu gerçekleştirdiği, bu kapsamda sanığın 05.09.2016 ve 09.12.2016 tarihli eylemleri arasında kastı da içine alıp ondan önce gelen bir suç işleme kararından, diğer bir deyişle her iki suçu ortak bir zemine taşıyan subjektif bir bağdan söz edilemeyeceği, sanığın 09.12.2016 tarihli olayda yenilenmiş bir suç işleme kararı ile hareket ettiği, dolayısıyla sanığın eylemlerinin ayrı ayrı suçları oluşturduğu ve zincirleme suç hükümlerinin uygulanma şartlarının bulunmadığı kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan bir Ceza Genel Kurulu Üyesi ise; sanığın 05.09.2016 ve 09.12.2016 tarihli eylemlerinin, bir suç işleme kararının icrası kapsamında zincirleme şekilde uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu oluşturduğu, bu nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle karşı oy kullanmıştır.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 26.05.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.