13. Hukuk Dairesi 2017/8962 E. , 2020/336 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, avukat olduğunu, davalının vekili sıfatıyla davalı lehine dava ve hukuki işlerini takip ettiğini, ücretinin ödenmemesi üzerine haklı olarak istifa ettiğini ve vekalet ücreti alacağının tahsili için icra takibi başlattığını, başlattığı takibe haksız itiraz edildiğini ileri sürerek; itirazın iptaline, takibin devamına ve %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı, davalının icra dosyalarından para tahsil edip kendisine bilgi vermediğini, davacı hakkında savcılığa şikayette bulunduğu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, ... 33. İcra Müdürlüğü"nün 2011/7085 sayılı takip dosyasında 9.937,67 TL asıl alacak ile 89,98 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 10.027,65 TL alacağa yapılan itirazın iptaline, takibin bu meblağ üzerinden devamına karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Avukatlık Kanununun 171/1 maddesinde düzenlenen “Avukat üzerine aldığı işi kanun hükümlerine göre ve yazılı sözleşme olmasa bile sonuna kadar takip eder.” ve “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi”nin 2. maddesinde düzenlenen “...avukatlık ücreti, kesin hüküm elde edilinceye kadar olan dava, iş ve işlemler ücreti karşılığıdır.” Hükümleri gereğince avukat, aksine sözleşme yoksa, işi sonuna kadar takip edip sonuçlandırmadan ücretini talep edemez. (Bkz. Aynı doğrultuda Bkz.HGK. 23.3.1983 4/562-156 ; HGK. 3.7.1987 3/92-599 ; 13. HD. 2005/15433 E. 2008/3694 K.; 13. HD.2008/6280 E. 2008/11580) Ancak haksız azil halinde olduğu gibi, avukatın haklı olarak vekillikten istifa etmesi halinde de, işe devam etme olanağı mevcut olmadığından, avukat, haklı istifa tarihi itibariyle muaccel olan vekalet ücreti alacağının ödetilmesini talep edebilir.
Borçlar Kanununun 396/1. maddesine göre vekillikten istifa her zaman mümkün olup, bu istifa vekalet ilişkisini ileriye doğru sona erdiren bozucu ve yenilik doğuran bir işlemdir. Vekilin istifa hakkını her zaman kullanması da mümkündür. Ancak istifa haklı değil ve müvekkil de bu nedenle zarara uğramışsa, vekil bu zarardan sorumludur. Avukatlık Kanununda ise haksız istifa halinde, vekil yönünden Borçlar Kanunundaki aynı konuya ilişkin açıklanan bu düzenlemelere göre daha ağır bir sorumluluk esası getirilmiştir. Gerçekten de, Avukatlık Kanununun 174/1 maddesinde, “üzerine aldığı işi haklı bir sebep olmaksızın takipten vazgeçen avukat ücret talebinde bulunamaz.” Hükmü mevcut olup, bu hükümle, vekaletten haklı bir neden olmadan istifa eden avukatın, Borçlar Kanunundaki vekalet akdine ilişkin genel düzenlemelerden farklı olarak, herhangi bir zarar şartı olmadan da müvekkile karşı sorumlu tutulduğu görülmektedir. Anılan düzenlemeye göre, haksız olarak işi bırakan, vekaletten istifa eden avukat, ücrete hak kazanamadığı gibi, aksine bir hüküm mevcut değilse aldığı peşin ücretleri, kullanmadığı masraf avanslarını da iş sahibine iade etmek zorundadır. Bu açıklamalardan sonra dava konusu olaya bakılacak olursa; davacı vekil, vekalet ücret alacağının ödenmediği, masraflara ilişkin ödemede bulunulmadığı gerekçesiyle vekillik görevinden istifa etmiştir. Az yukarda açıklandığı üzere istifanın haksız olması halinde avukat ücrete hak kazanamayacağından, davada öncelikle davacının vekaletten istifasının haklı olup olmadığının incelenmesi gereklidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bu konudaki ispat yükü, davacı avukata aittir. Başka bir ifade ile, davacı avukat, vekaletten haklı olarak istifa ettiğini yasal delillerle ispat etmekle yükümlüdür. Mahkemece, yapılan yargılama toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalının davacı vekili hakkında yapmış olduğu şikayet nedeniyle ... Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 2011/15493 soruşturma sayılı soruşturmasının başlatıldığı, davacının vekillik görevinden istifa ettiği, davalının vekili olan davacının vekillik görevini gereği gibi yapmadığına dair iddiasına ilişkin dosyaya delil sunmadığı, hazırlık soruşturmasının devam ettiği, incelenen dosyalarda herhangi bir ihmalinin bulunmadığı, vekil ile müvekkil arasında güven duygusunun sarsılmış olması nedeniyle davacının vekillikten istifa etmesinin haklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, dosya içerisinde bulunan 2011/15493 esas sayılı soruşturmanın davalı ..."nin dava dışı ... Arslan hakkında özel belgede sahtecilik suçundan başlatılan soruşturmaya ilişkin olduğu, Mahkemece kabul edildiği gibi davalının davacı hakkında yapmış olduğu şikayete ilişkin olmadığı anlaşılmaktadır. Davacı avukat, vekaletten haklı olarak istifa ettiğini yasal delillerle ispat etmekle yükümlüdür. Davacının istifasında haklı olduğunun kabulü halinde tüm dava ve icra dosyalarından vekalet ücretine hak kazanacağı istifanın haksız olduğunun kabulü halinde ise davacının sadece kesinleşmiş dava ve icra dosyalarından vekalet ücreti talep edebileceği gözetilerek mahkemece, davalının şikayeti üzerine davacı hakkında açılan dava olup olmadığı araştırılarak, var ise anılan dava dosyası da celp edilerek davacının istifa nedenleri incelenmek suretiyle istifasında haklı olup olmadığı değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre, davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenle davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.