Esas No: 2020/247
Karar No: 2022/394
Karar Tarihi: 02.06.2022
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2020/247 Esas 2022/394 Karar Sayılı İlamı
Ceza Genel Kurulu 2020/247 E. , 2022/394 K."İçtihat Metni"
Yargıtay Dairesi : Ceza Genel Kurulü
Silahlı terör örgütü yöneticisi olma suçundan sanık hakkında ilk derece mahkemesi sıfatıyla yargılama yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesince 26.12.2019 tarih ve 76-170 sayı ile; sanığın TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanun'un 5/1, TCK'nın 221/4, 62, 53, 58/9 ve 63. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mahsuba karar verilmiştir.
Hükmün sanık müdafisi ve Yargıtay Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet ...savcılığının "bozma" istemli 26.06.2020 tarihli ve 53982 sayılı tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci ...kanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ
CEZA GENEL KURULU KARARI
Temyiz incelemesi yapan Ceza Genel Kurulunca dosya incelenip görüşülerek gereği düşünüldü:
Ceza Genel Kurulunca, sanık hakkında silahlı terör örgütü yöneticisi olma suçundan cezalandırılma istemiyle açılan davada, İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesinde yapılan yargılama sonunda, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün hukuki yönüne ilişkin temyiz incelemesi yapılacaktır.
I) TEMYİZ EDENLERİN SIFATI, ...VURULARIN SÜRESİ VE TEMYİZ NEDENLERİNE GÖRE YAPILAN İNCELEMEDE:
A) Uygulanacak Temyiz Hükümleri:
07.10.2004 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'un 25 ve geçici 2. maddeleri uyarınca kurulan bölge adliye mahkemeleri, 07.11.2015 tarihli ve 29525 sayılı Resmî Gazete'de ilan edildiği üzere 20.07.2016 tarihinde tüm yurtta göreve ...lamıştır. Bölge adliye mahkemelerinin fa...yete geçmesiyle birlikte istinaf kanun yolu uygulamaya girmekle birlikte 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 8. maddesi uyarınca, bölge adliye mahkemelerinin göreve ...lama tarihi olan 20.07.2016 tarihinden önce verilen kararlar hakkında kesinleşinceye kadar 1412 sayılı CMUK'nın, bu tarihten sonra verilen kararlar hakkında ise 5271 sayılı CMK'nın temyize ilişkin hükümleri uygulanacaktır.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine Ek 7 nolu protokolün "Cezai konularda iki dereceli yargılanma hakkı" ...lıklı 2. maddesinin "Bir mahkeme tarafından cezai bir suçtan mahkum edilen her kişi, mahkumiyet ya da ceza hükmünü daha yüksek bir mahkemeye yeniden inceletme hakkını haiz olacaktır. Bu hakkın kullanılması, kullanılabilme gerekçeleri de dahil olmak üzere, yasayla düzenlenir. 2. Bu hakkın kullanılması, yasada düzenlenmiş h...yle önem derecesi düşük suçlar bakımından ya da ilnü daha yüksek bir mahkemeye yeniden inceletme hakkını haiz olacaktır. Bu hakkın kullanılması, kullanılabilme gerekçeleri de dahil olmak üzere, yasayla düzenlenir. 2. Bu hakkın kullanılması, yasada düzenlenmiş h...yle önem derecesi düşük suçlar bakımından ya da ilgilinin birinci derece mahkemesi olarak en yüksek mahkemede yargılandığı veya beraatini müteakip bunun temyiz edilmesi üzerine verilen mahkumiyet hallerinde istisnaya tabi tutulabilir." hükmü doğrultusunda, bazı kamu görevlilerin özel yetki kuralları uyarınca Yargıtayda veya Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesinde yargılanmaları hâlinde istisna getirebilme olanağına rağmen iç hukukumuzda, ilk derece olarak Yargıtayda yargılanacak kişiler bakımından verilen hükümlerin temyiz edilebileceği öngörülerek, iki dereceli sistem benimsenmiştir.
B) Temyiz Süresi ve Neden Bildirme Yükümlülüğü:
Hüküm fıkrasında, verilen kararın ne olduğunun, uygulanan kanun maddelerinin, verilen ceza miktarının, kanun yollarına ...vurma ve tazminat isteme olanağı bulunup bulunmadığının, ...vuru olanağı varsa süresinin, mercisi ve şekillerinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilerek hazır bulunan sanığa ve müdafisine bildirilmesi gerekmektedir.
Temyiz istemi, tutuklu bulunan sanıklar hakkında CMK'nın 263. madde hükmü saklı kalmak üzere, hükmün açıklanmasından itibaren eğer temyiz yoluna ...vurma hakkı olanların yokluğunda açıklanmışsa tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde hükmü veren mahkemeye bir dilekçe verilmesi veya zabıt kâtibine bir beyanda bulunulması suretiyle yapılmasının gerekliliği, temyiz sebebinin ancak hükmün hukukî yönüne ilişkin olabileceği gözetilerek, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz ...vurusunda göstermek zorunda olduğu, ...vurusunda temyiz nedenleri gösterilmemişse temyiz ...vurusu için belirlenen sürenin bitmesinden veya gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yedi gün içinde bu nedenleri içeren bir ek dilekçe verilmesi gerekliliğine uyularak usulüne uygun ...vuru yapıldığı anlaşılmakla işin esasına geçilmiştir.
C) Temyiz Nedenleri ve İncelemenin Kapsamı:
İstinaf mahkemelerinin Türk yargı sistemine dahil olmasıyla kanun yolu yargılamasında yeni bir anlayışı benimseyen kanun koyucu, istinaf ...vurusunda Cumhuriyet savcısı dışındaki diğer kişiler bakımından sebep gösterme zorunluluğu öngörmezken, temyiz kanun yolunda, mülga 1412 sayılı CMUK'dan farklı şekilde resen temyiz tercihinden vazgeçerek, temyiz davasını açan ve sınırlayan temyiz dilekçesinde temyiz edenin, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini, temyiz sebeplerini göstermek zorunda olduğunu ve temyiz ...vurusunda temyiz nedenleri gösterilmemişse temyiz ...vurusu için belirlenen sürenin bitmesinden veya gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yedi gün içinde hükmü temyiz olunan bölge adliye mahkemesine bu nedenleri içeren ek bir dilekçe vermesini öngörmüştür. Gerekçeli temyiz dilekçesi (ek dilekçe, temyiz layihası), temyiz nedenlerinin gösterildiği dilekçedir. Temyiz dilekçesinde ya da daha sonradan verilen ek temyiz dilekçesinde temyiz denetiminin kapsamının belirlenmesi bakımından hangi hukuka aykırılıklara dayanıldığının anlaşılır bir şekilde gösterilmesi gerekir.
Bir muhakemede, çözümü amaçlanan iki temel sorun vardır. Bunlar, maddi sorun ve hukuki sorundur. Maddi sorun, "olgusal dünya"ya; hukuki sorun, "normatif dünya"ya aittir. Mahkemede önce maddi sorun, sonra hukuki sorun çözülür. Maddi sorunun çözümü geçmişte yaşanmış bir olayın temsili, nasıl gerçekleştiğinin tespitidir. Bu çözüm de sadece hukukun izin verdiği yöntemlerle gerçekleşecektir. Maddi olayın gerçeğe uygun temsil edilebilmesi öncelikle, eksiksiz soruşturma yapılması ve toplanan tüm delil araçlarının doğru değerlendirilmesine bağlıdır. Hâkim; delil araçlarını, akıl yürütmek ve bu arada tecrübe kurallarına ...vurmak suretiyle, vicdanına göre değerlendirecektir. Yine akıl yürüterek boşlukları dolduracaktır. Dolayısıyla vicdani kanaate sezgilerle değil akıl yoluyla ulaşılacaktır.
Temyiz denetiminde, maddi olayın tespitinde ilk derece ve bölge adliye mahkemelerinin, sözlülük, doğrudan doğruyalık ve yüzyüzelik ilkeleri uyarınca elde edilen delilleri vicdani kanaatleri ile serbestçe takdir ederken, delillerle varılan sonucun hukuk kurallarına, akla, mantığa, genel hayat tecrübelerine ve bilimsel görüşlere uygun olup olmadığının tespiti bakımından somut dosya üzerinden görüşülüp incelenebileceği gibi maddi sorunla ilgili vaka değerlendirmelerindeki hukuka aykırılıkları da gerekçe üzerinden denetlenebilecektir.
Temyiz dilekçesinde bir temyiz nedeni var olmasına rağmen muhakeme hukukuna aykırılık iddiasının temyiz sebebi olarak gösterilmemesi ya da gösterilmekle birlikte hükme etki edecek nitelikte olmadığının anlaşılması durumunda usul hükümlerine uygunluk bakımından sadece 5271 sayılı CMK'nın 289. maddesi kapsamındaki hukuka kesin aykırılık hâlleriyle sınırlı bir temyiz incelemesi yapılacak, inceleme sırasında tespit edilen ancak hükmü etkilemeyen muhakeme hukukuna aykırılıklar Yargıtay tarafından bozma nedeni yapılm...ak kararda bu aykırılıklara işaret edilmekle yetinilecektir.
Temyiz nedeninin, maddi hukuka aykırılık iddiasına dayanması hâlinde ise maddi hukuka aykırılık nedeniyle hükmün temyiz edilmesi yeterli olup cezai yaptırımların kişiler üzerindeki telafisi mümkün olmayan ağır sonuçları da gözetilerek somut olayda adaleti gerçekleştirme ve doğru bir hüküm oluşturma ile yükümlü olan Yargıtayca dosyaya yansıyan tüm maddi hukuka aykırılıklar tespit edilip temyiz edenin sıfatı da dikkate alınmak suretiyle bozma nedeni yapılması gerekecektir.
CMK'nın 289. maddesinde yazılı olan "Temyiz dilekçesi veya beyanında gösterilmiş olmasa da aşağıda yazılı hâllerde hukuka kesin aykırılık var sayılır" kuralı, hiçbir temyiz nedeni içermeyen bir temyiz ...vurusunda, mutlak temyiz nedenlerinin kendiliğinden gözetileceği şeklinde anlaşılamaz. Bu noktada dilekçe yalnızca bir veya birden fazla nispî temyiz nedeni içeriyorsa, bu nedenler kabul edilmese dahi 5271 sayılı CMK'nın 289. maddesinde yer alan mutlak hukuka aykırılık hâllerinden birine dayanarak hükmün bozulması mümkündür.
D) Temyiz istemlerinin süresinde ve geçerli olup olmadığının değerlendirilmesi:
a) Özel Dairece ilk derece mahkemesi sıfatıyla gerçekleştirilen yargılama sonucunda 26.12.2019 tarihinde yapılan oturumda hüküm özünün, hazır bulunan sanık ve müdafisi ile Yargıtay Cumhuriyet savcısına karara karşı ...vurulacak kanun yolu, süresi, mercisi ve şekilleri de belirtilmek suretiyle açıkça okunup usulen anlatıldığı,
Mahkumiyet hükmüne yönelik olarak sanık müdafisinin 27.12.2019, Yargıtay Cumhuriyet savcısının 05.01.2020 tarihli ve süresi içerisinde sundukları dilekçelerle temyiz kanun yoluna ...vurdukları,
b) Temyiz dilekçeleri içeriklerinden; Yargıtay Cumhuriyet savcısının temyiz gerekçelerini bildirdiği, sanık müdafisinin ise TCK'nın 30. maddesi gereği cezasızlık h...nin değerlendirilmediği ve ceza tayin edilirken yasal gerekçesi belirtilmeksizin alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle usul ve yasaya aykırı karar verildiği nedenlerine dayanmak suretiyle gerekçeli kararın kendisine tebliğ edilmesini talep ettiği,
c) Gerekçeli kararın sanık müdafisine 22.02.2020 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği,
Sanık müdafisinin 27.02.2020 tarihinde süresi içinde ek temyiz dilekçesini sunduğu,
Görülmekle sanık müdafisi ve Yargıtay Cumhuriyet savcısının temyiz taleplerinin süresinde ve geçerli olduğu anlaşılmıştır.
E) Heyetin Oluşumu ile İlgili İtirazlar:
Özel Dairece yapılan yargılama sırasında bazı oturumlarda heyetteki en kıdemli üye yerine kıdemsiz üyenin heyet ...kanlığı yapmasının usul ve yasaya uygun olup olmadığının değerlendirilmesi;
İncelenen dosya kapsamından;
İlk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince yapılan yargılamadaki 30.04.2019, 19.06.2019, 02.10.2019 ve 14.11.2019 tarihli duruşmaların ... sicil numaralı ... ...kanlığındaki heyet tarafından gerçekleştirildiği ve bu heyette üye olarak görev yapan ... ve ...'ın Yargıtay üyeliğine seçilme tarihi itibarıyla heyet ...kanından daha kıdemli olduğu,
Görülmüştür.
Ceza Genel Kurulunun 17.03.2021 tarihli ve 495-116 sayılı kararında bu hususa ilişkin olarak yer verilen açıklamalar ışığında ön sorun konusu değerlendirildiğinde;
Suç tarihindeki görev ve statüleri gereğince ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtayın 9. Ceza Dairesinde yargılanmaları gereken sanıkların, Dairenin iş yoğunluğu gözetilerek davaların makul sürede sonuçlandırılabilmesi için birden çok heyet oluşabilecek sayıda Yargıtay üyesinin görevlendirildiği, Daire ...kanının oluşan heyetlerin hepsine ...kan olarak katılmasına fiili olarak imkân bulunmadığından Yargıtay Kanunu'nun 40. maddesindeki düzenleyici hüküm doğrultusunda kıdemli üyenin heyete ...kanlık yapması yerine, Daire ...kanı tarafından görevlendirilen üyenin oluşturulan heyete ...kanlık görevini ifa ettiği, Bu şekilde heyetin oluşumu ile ilgili düzenleyici işlemlere aykırılığın; heyet ...kanının duruşmaları idaresindeki usule aykırılıklar nedeniyle savunma hakkının kısıtlandığı ve bu şekilde hakkaniyete uygun olmayan yargılama yapıldığının taraflarca ileri sürülmemesi, esası etkileyen kararların duruşma heyeti tarafından oy birliğiyle alınmış olması, Yargıtay üyeliği deneyimine sahip hakimlerin ara kararı veya hüküm kurulurken yapılan oylama sırasının diğer üyeleri etki altında bırakacağına ilişkin kabulün dayanaktan yoksun olup bu hususta somut olguların ortaya konulmaması karşısında, oluşan heyetçe yapılan işlemleri yoklukla batıl hâle getirmeyeceğinden CMK'nın 289. maddesi kapsamında mahkeme heyetinin oluşumunda hukuka aykırılıktan söz edilemeyeceği sonucuna varılmıştır.
Somut dosyada yukarıda belirtilen oturumlarda heyet ...kanlığını kıdemsiz üyenin yapmış olmasına taraflarca itiraz edilerek duruşmanın idaresi ve delillerin ikamesinde hukuka aykırı davranıldığının ileri sürülmemesi, yargılamanın bir bütün olarak hakkaniyete aykırı yapıldığının kabulüne olanak bulunmadığı gibi, hükmün bu nedenle bozulmasının makul sürede davanın sonuçlandırılmasına engel oluşturacağı da gözetildiğinde, yasanın düzenleyici nitelikteki kuralına aykırı uygulama hükmün esasını etkileyecek nitelikte görülmediğinden hükmün bozulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan iki Ceza Genel Kurulu; Özel Dairece yapılan yargılama sırasında heyetteki en kıdemli üye yerine kıdemsiz üyenin heyet ...kanlığı yapmasının usul ve yasaya aykırı olduğu düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
II) İDDİA:
".....Sason Hakimi olarak göreve ...layan şüphelinin sırasıyla Sulakyurt Hakimliği, 19 Mayıs Hakimliği, Adalet Bakanlığı Tetkik Hakimliği, Daire ...kanlığı, Personel Genel Müdür Yardımcılığı, Müsteşar Yardımcılığı görevleriinde bulunduğu, 19.09.2008 tarihinde Danıştay üyeliğine seçildiği, 08.10.2008-13.02.2009 tarihleri arasında 2. Daire üyesi olarak,
13.02.2009-25.02.2010 tarihleri arasında Adalet Akademisi ...kanı olarak görev yaptığı, 19.10.2010 tarihinde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu asil üyeliğine Adalet Akademisi kontenjanından seçildiği, 26.10.2010-26.10.2014 tarihleri arasında HSYK 3. Daire ...kanı olarak görev yaptığı,
03.11.2014-17.07.2016 tarihleri arasında Danıştay 3. Daire üyesi olarak görev yaptığı,
29.10.2016 gün ve 29872 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 675 sayılı KHK ile FETÖ/PDY mensubiyeti nedeniyle meslekten ihraç edilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Şüpheli Savunması:
Ankara Cumhuriyet ...savcılığında alınan 19.07.2016 tarihli ifadesinde:
'Fetullah Gülen olarak bilinen şahısla isimlendirilen cemaatin içinde bulunmadım. Bu kişiye yakın ve bu kişinin kontrolünde bulunan evlerde ve yurtlarda bulunmadım. Bu cemaatten öğrencilik sırasında burs almadığım gibi herhangi bir maddi menfaatimde olmadı. Bu cemaatin sohbet toplantılarına gitmedim. HSYK'da görev yaptığım esnada ve daha öncesi bu cemaat mensuplarının davet etmelerine rağmen Türk Dil Bayramları dahil diğer toplantılara katılmadım.'
Ankara 3. Sulh Ceza Mahkemesindeki 20.07.2016 tarihli sorgusunda:
'Cumhuriyet savcılığında verdiğim ifademi tekrar ederim.' (Ek 6/205)
... Cumhuriyet ...savcılığında alınan 04.11.2016 tarihli ifadesinde:'..Ben Fetullah Gülen cemaati ile ilk 1977 yılında tanıştım. Babamın arkadaşı olduğunu bildiğim İstanbul ilinde imamlık yapan ... Amca 1977 yılında yazın Ankara'da bizim oturduğumuz Selametli köyüne geldi...babama '... ...'i ben İstanbul'a götüreyim, benim oğlum ile birlikte dini bir kampta kalsın' dedi. Babam bu teklifi kabul etti. Ben ... Amca ve eşi ile birlikte İstanbul'a gittim.... Amca beni oğlu ... ile birlikte Topkapı'da bir eve bıraktı. O akşam o evde kaldık. Ertesi gün de ... ile birlikte ben Gölcük'te bir ormanlık alana gittik. Gittiğimizde yaklaşık 15-20 civarında üniversite öğrencilerinden oluşan bir kampı gördük. Burada yaklaşık olarak 10 gün kaldık. Hatta kamp sorumlusu olan ... Tabanca'nın da daha sonra trafik kazasından öldüğünü de biliyorum. Bu kampa gelince ben ilk defa Fetullah Gülen ismini duymaya ...ladım. Burada öğrencilere Risale okutuluyor ve namaz kıldırılıyordu. Bana verilen Risaleden bir şey anlamadığım için ... Tabanca benim yanıma adının ... olduğunu söyleyen bir öğrenciyi verdi. ...'ın da İstanbul'da mühendislik okuduğunu söylemişti. Bu kampta yaklaşık 10 gün kaldım. Lise üçe gittiğim dönemde ... nereden bulduysa Ankara'ya taşındığımız eve geldi. Babamla görüştü. Bana Kurtuluş TED Kolejinin arkasında bulunan bir adresi verdi. Buraya git gel dedi. Üniversite sınavı tercihlerini de İstanbul için yapmamı istedi. Ancak ben o yıl üniversiteyi kazanamamıştım. ...'ın belirttiği eve ise iki üç defa gittim. Bu evin Fetullah Gülen cemaat mensuplarının kaldığı ışık evi olduğunu anladım. Benimle bu evde ilgilenen üniversite öğrencisini evin abisi sakal bıraktı diye evden uzaklaştırınca ben de bu evden soğudum, bir daha gitmedim. Bu süreden sonra da cemaat mensupları ile uzun bir süre bir araya gelmedim.
Üniversite sınavına hazırlanmak amacıyla ... bulunan...dershanenin Fetullah Gülen cemaatine yakın kişilerin dershanesi olduğunu o zaman için anlamıştım... İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini kazandım. Dershane öğretmenlerinden biri bana İstanbul Beyazıt'ta bulunan bir yerin adresini verdi. Kayıt için gittiğimde ilk önce ben bu adrese gittim. Adrese gittiğimde evin abisi olan daha önceden Gölcük'te gittiğim kampın sorumlusu olmasından dolayı tanıdığım ... Tabanca'yı gördüm.
Üniversite hayatım boyunca Fetullah Gülen cemaati mensubu insanlarla bir araya gelmedim. Sohbet toplantılarına katılmadım. Hukuk Fakültesini bitirdim, hakimlik sınavına girdim ve kazandım. Staja da Ankara'da ...ladım. Ben savcılık stajına ...layınca imza portföyümün yanında bir notun yazıldığı kağıdı gördüm. Kağıtta ben ..., görüşelim yazılıydı. Ben bu ismi ilk defa duymuştum. Kendisini ... olarak tanıtan kişi bilahare beni buldu. Kendisinin hakim adayı olduğunu söyleyip benimle tanışmak istediğini belirtti. Ben yaklaşık bir ay sonra askere gittim.
Görevli asker ziyaretçim olduğunu söyledi...çıktığımda .. ile bir kişiyi gördüm...Askerlik bitince Ankara'ya gelip stajımı tamamladım...Sason ilçesine hakim olarak atandım...1993 yılı içerisinde tek çalışan savcı bey izne ayrılınca Delice ilçesinde görev yapan hakim bizim ilçeye savcı olarak görevlendirildi. Bu görevlendirilen kişinin ... olduğunu gelince anladım. ... bizim ilçeye gelip gittikçe sohbetimiz koyulaştı. Bana manevi hayata ilişkin hususlar anlatmaya ...ladı. Bu konuşmalardan ben ...'in Fetullah Gülen cemaati mensubu olduğunu anladım. Bir süre sonra bana sohbet için Ankara'ya gidelim dedi. Ben de teklifi kabul ettim. Birlikte Keçiören ilçesinde bulunan iki katlı müstakil bir eve geldik. Evin ışık evleri diye tabir edilen Fetullah Gülen cemaati mensuplarına ait olduğunu anladım. Bu evde kalan öğrenciler ile birlikte sohbet toplantıları yaptık. Toplantılarda Risalei Nur okundu, Kuran-ı Kerim okundu ve cemaat ile birlikte namaz kılındı. Sohbetlerde Fetullah Gülen'den de söz edildi...görev yaptığım esnada akrabam olan ve bakanlıkta Personel Genel Müdür Yardımcısı olan ... ilçemize geldi...1997 yılı Şubat ayında beni Adalet Bakanlığında geçici yetki ile görevlendirdiler. Adalet Bakanlığında Personel Genel Müdürlüğünde tetkik hakimi olarak göreve ...ladım.
Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünde Disiplin Bürosunda tetkik hakimi olarak göreve ...ladım. Kısa bir süre sonra da hakim adaylığı bürosunda görevlendirildim. ...Daha sonra Yargıtay tetkik hakimi olduğunu öğrendiğim ... ...e sık sık ...'ın yanına gelmeye ...ladı. ... ...e benimle sohbetlere de ...ladı. Ben onun bu konuşmalar sırasında ... Tabanca'nın öldükten sonra dul kalan eşi ile evlendiğini öğrendim. Bu konuşmalar esnasında....nin Fetullah Gülen cemaati mensubu olduğunu anlamıştım.
Bu sohbetler için sık sık benim odama gelen ... bana biz akşamları arkadaşlar ile bir araya geliyoruz, Risale okuyoruz, sen de gel dedi. Ben olur deyince, beni ... Tıp Fakültesinin Hoşdere Caddesinde bulunan binasına götürdü. Ben önce burası hastane değil mi dedim. O da üst kat müsait oraya çıkacağız dedi. Birlikte gittiğimizde odaya girdik ve sınıf arkadaşım hakim ...'ı gördüm. Bu sohbetlerde yine Risalei Nur okunuyoru, Fetullah Gülen sohbetleri yapılıyordu ve birlikte namaz kılınıyordu. Sohbet abiliğini de ... ...e yapıyordu.
... İ.. O.. veya ... bana M.. Ö.. ile ...'ün ismini verdi...sonra bu iki hakim bizim genel müdürlüğe görevlendirildi.
M.. Ö.. ile ... bakanlığa gelince kendileriyle konuşma imkanı ...ladı. Ben bu konuşmalardan her ikisinin de Fetullah Gülen cemaati mensubu olduğunu anladım. M.. Ö.. ile ... beni ve diğer arkadaşlarımız olan İ.. O.., B.. E.., ...'ı sohbet toplantılarına davet etmeye ...ladılar...düzenli olmamakla birlikte 15 günde bir veya ayda bir birbirimizin evinde sohbet toplantılarına ...ladık...Bu sohbetler daha önce yapılan Fetullah Gülen cemaat mensuplarının bir araya geldiği sohbet toplantıları şeklinde olmaktaydı. Sohbetlerde Risalei Nur okunuyor, Fetullah Gülen'in kitapları okunuyor ve Fetullah Gülen anlatılıyordu. Bu sohbetleri yapan ise genellikle M.. Ö.. ile .....sohbetler ...ladıktan yaklaşık bir ay sonra bir sohbet toplantısında himmet parası olarak maaşın % 10'unun verilmesi gerektiğini, bu paranın Afrika'da cemaat okullarına gönderileceğini ve hayır işi olduğunu belirttiler. Ben kendilerine bu oranın fazla olduğunu söyledim ve en fazla % 5 vereceğimi söyledim. O zamanlar 3 çocuk veya fazla olanların % 5, çocuğu az olanlar ise maaşının % 10'unu veriyordu. Bu sohbet grubumuz 2008 yılına kadar devam etti.
Ben 2008 yılında müsteşar yardımcılığından Danıştay üyeliğine atanınca bu gruptaki sohbetlerime son v.... Yaklaşık dört ay Danıştay üyeliği yaptıktan sonra Adalet Akademisine ...kan olarak atandım.Adalet Akademisi ...kanlığına atandım. Bu atanmamda cemaat mensuplarının katkısı olup olmadığını bilemiyorum. Ancak ben kendi rızam ile gitmek istedim. Bu talebimden sonra cemaatin nasıl rol oynadığını bilemiyorum. Adalet Akademisinde yaklaşık 20 ay görev yaptım. Bu görev esnasında orada görev yapan ..., ...'nın Fetullah Gülen cemaatine yakın olduklarını bildiğim halde, burada cemaat sohbetleri olmadı. 2010 yılında Anayasa değişikliğinden sonra Adalet Akademisi kadrosundan Hakimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna seçildim..
2010 yılı HSYK seçimleri...o dönem seçim çalışmaları için ben Karadeniz bölgesine gittim. Bu bölgeye de ben, İ.. O.., M.. Ö.. ve ... ... ile yaptım...Seçim olduktan sonra o akşam Hakimevinde bir araya geldik. İdari yargıda yedek kalan ... bize dönerek, bazı şahıslar burada oyun oynamış, o nedenle yedek kaldık, dedi. Bu konuşmadan sonra Fetullah Gülen cemaati mensupları olduğunu açıkça bildiğim seçilen arkadaşlar bu durumu kabullenmedi. Ancak sonuca bakınca ben de cemaatin bir oyun oynadığını anladım. ... burada Fetullah Gülen cemaati mensuplarının cemaat mensubu olmayan, kendisi dahil olmak üzere, İdari Yargıda ... ... ile kendisinin yedekte bırakılmasının gerçekleştirildiğini ve bu şekilde oy kullanılmasının sağlandığını belirtmek için söylemiştir. Fetullah Gülen cemaati Adli Yargıda da cemaat mensubu olmayan ..., ... ve ...'ın bilerek yedek kalmasını sağlamışlardır. Seçilen diğer üyelerin ... dışında kendilerinden olduğu anlaşılmıştır.
...Cemaatin kurul içerisinde etkin olacaolmayan, kendisi dahil olmak üzere, İdari Yargıda ... ... ile kendisinin yedekte bırakılmasının gerçekleştirildiğini ve bu şekilde oy kullanılmasının sağlandığını belirtmek için söylemiştir. Fetullah Gülen cemaati Adli Yargıda da cemaat mensubu olmayan ..., ... ve ...'ın bilerek yedek kalmasını sağlamışlardır. Seçilen diğer üyelerin ... dışında kendilerinden olduğu anlaşılmıştır.
...Cemaatin kurul içerisinde etkin olacağını anladım... bey beni HSYK ...kan vekili olmamı istediğinden ve kanun gereğince ...kan vekilinin daire ...kanı olması gerektiğinden ben 3. Daireye ...kan seçildim.
Kurul üyesi olduktan sonra Yargıtay ve Danıştay üyeliği seçimine kadar cemaat toplantıları olmadı.
2010 yılında Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu belirlendikten sonra....genel sekreter olan ... bizi kendi evine yemeğe çağırdı. Bu yemekte belirlenecek Yargıtay ve Danıştay üyelerinin isimlerinin de çalışmasının yapılacağını biliyorduk. Bu amaçla ben, İ.. O.., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., B.. E.. ...'nın evine gittik...Fetullah Gülen cemaati mensupları olduklarını da bildiğim ..., ..., ..., ... ile genel sekreter yardımcıları ... ve ...'ün de olduğunu gördük....Biz bu evde aslında Fetullah Gülen cemaati mensubu olan HSYK üyeleri ve o yemeğe katılan diğer hakimlerin belirleyeceği isimler için orada toplandık.
Yargıtay tetkik hakimlerinin ismi geçince evde bulunan cemaat mensubu tetkik hakimler ile Fetullah Gülen cemaat mensubu olan Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyeleri bu kişi hakkında olumlu veya olumsuz görüş belirtiyorlardı....Sayının 80 civarında olduğu anlaşıldı. Bunun üzerine toplantıda bulunan Fetullah Gülen cemaatine mensup kurul üyesi ... ile birlikte ..., ..., ... evin holüne doğru gittiler, yaklaşık 3-4 dakika sonra geri geldiler. ... bize dönerek "hoca efendiye danışılmış, arkadaşların 140'tan aşağı razı olmaması gerektiğini" belirten söz sarfetti.
Bu toplantıda anlaşma sağlanamayınca biz Yargıtay tetkik hakimleri hariç aynı ekip ile yaklaşık iki ay bu isimleri belirlemek için bir araya geldik. Bu toplantılara Fetullah Gülen cemaati mensubu olmayan..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...'nu çağırmadık.
Cemaatin belirlediği isimler Yargıtay için 108 kişi aynen kendini korudu. Bizim ve diğer üyelerin belirlediği bazı isimler de listeye girince sayı 180’e kadar çıktı. Ancak resmi seçim sonucu Fetullah Gülen cemaatinin daha önce belirlediği 108 adaydan 107 kişi aynen Yargıtay üyesi seçildi. Danıştay'da ise cemaatin belirlediği tüm adaylar seçilmiş oldu.
Bu üyeliklerin seçiminden sonra genel sekreter ...'nın yerine gelen ... cemaat toplantılarını ve sohbetlerini düzenlemeye ...ladı. ...'ın çağırısı üzerine biz sohbet yapılacak bir kurul üyesi arkadaşın evine gidiyorduk. Bu sohbetlere İ.. O.., ..., ..., ..., ..., ..., B.. E.., ..., ..., ... ile HSYK genel sekreteri ... ile HSYK genel sekreter yardımcısı ... katılıyordu. Bu sohbetler çoğunlukla yemekli oluyordu. Bu sohbet toplantılarına eşler katılmıyordu. Sohbet toplantıları...daha çok dini sohbetler, Fetullah Gülen sohbetleri şeklinde gelişiyordu... sohbetlerin Fetullah Gülen cemaati sohbetleri olduğunu hepimiz bilirdik.
... HSYK genel sekreteri olduğu doğrudur. Organizasyonları bu kişi yapmakla birlikte HSYK içerisinde bulunan Fetullah Gülen cemaati mensuplarının sohbetlerine ... ve ...'de gelirdi. Ben ...'in bir defa bu sohbet toplantısına katıldığını gördüm. Bu toplantıda HSYK içerisinde bulunan diğer cemaat mensuplarının ...'e farklı davrandığı, ona farklı bir şekilde saygılı davrandıklarını gördüm. Ben ...'in cemaat içerisinde ...'ın üstünde olduğunu bu şekilde anladım... sohbet abiliği yaparak beş vakit namazların aksatılmamasını, gece namazının önemi gibi dini konularda konuşup, cemaat mensuplarının manevi birlik içinde hareket etmesi gerektiğini belirtmekteydi. ...'in katılmadığı sohbet toplantısının birine ...'de bir defa katıldı. ...'de ...'in yapmış olduğu sohbetler şekilnde dini sohbetler yapıp bizlere cemaat mensuplarının manevi birlik içinde hareket etmesi ve birlikte olunması şeklinde tavsiyelerde bulundu. Sohbette bulunan diğer arkadaşların ...'ye de farklı bir şekilde saygın davranıp, önem verdiklerini gördüm. Hatta daha sonraki dönemlerde ...'yi ...'a sordum. O da bana kendisinin sık sık Amerika'ya Fetullah Gülen hocanın yanına gittiğini, k... gözü açık bir insan olduğunu ve değerli bir insan olduğunu söyledi. Bu sohbetten sonra da ...'nin de cemaatte bulunan hakim ve savcılar üzerinde etkin bir insan ve konumda olduğunu anladım.
Bu kişilerin bize tavsiyelerde bulunması bulunduğumuz konum itibariyle doğru olmadığı ortadadır. Ancak o dönemde bu şekilde davranılmasının cemaat içinde uygun olduğuna inandığımız için ... ile ...'in bu şekildeki tavsiyelerinin uygun olduğunu kabul edip, sohbetlerde konuşmalarının uygun olduğunu kabul ediyorduk.
Ancak ben o dönem için ... aracılığı ile bu kişilerin cemaat mensubu olduğunu bildiğim diğer üyelere mesajlar ve t...matlar gönderdiğini tahmin ediyor ve biliyordum.
Ben aynı zamanda 3. Daire ...kanıydım. Bizim dairenin görev alanını içerisinde hakim ve savcılar hakkında yapılan şikayetlerin soruşturulmasına izin verilip verilmemesine karar vermek şeklindeydi. Ayrıca Teftiş Kurulu'da bize bağlıydı. Bizim dairede diğer üyeler ..., ..., ..., ..., ... ve ... vardı. Son yıl ise ... 1. Daireye gitti, yerine ... geldi. Bizim dairede İstanbul hakim ve savcılarının özellikle kamuoyuna yansıyan özel yetkili savcı ve hakimlerin soruşturması geldiği zaman İstanbul'dan sorumlu tetkik hakimi...dosyayı öncelikle okur, dosyayı önce sorumlu bulunduğu üye ...'e sunardı. Bilahare komisyonda bir kez daha sunum yapardı. Fetullah Gülen cemaati içerisinde bulunan ... ve ... aktif olarak İstanbul'dan gelen bu şikayetlerin cemaat mensuplarını korumak amacıyla karşı çıkardı. Tüm oyları hayırdı. ... bu cemaate yakın olmakla birlikte t...mat ile hareket etmediği için zaman zaman bizimle oy kullanırdı. Ancak o dönemde Fetullah Gülen cemaatinin rüzgarının hızlı esmesi, benim de bu cemaate sempati ile bakmam ve sohbetlerine katılmam dolayısıyla cemaat mensupları lehine oy kullandığımız doğrudur. Ancak bu oy kullanmanın bir t...mat şeklinde değil, kendimizin bu cemaate gönül vermemizden kaynaklanmaktıdır. Bu şikayetlerde eğer yargılama yetkisi içerisinde kalıyorsa soruşturma izni verilmemesi şeklinde oy kullanıyordum. Hatta bazı kararlarda ..., ...'de benim kullandığım şekilde oy kullanıyordu. ...'de zaman zaman bize katılıyordu. ... ise her zaman soruşturma izni verilsin şeklinde tavır takınıyordu. Şu hususu belirtmek isterim. Cemaatin t...matı ile bizim dairede hareket eden kişiler ... ile ...'dır. Biz de cemaatin rüzgarı ile ve gönül vermişliğimiz nedeni ile cemaat mensupları lehine oy kullanıyorduk.
... davasında gizli tanık olan ve ismini şu an için hatırlayamadığım hakim mesleğe tekrar dönmek için dilekçe verdi. Ben bu kişinin kimliğinin açıklanmasını kanun gereğince uygun görmedim. Ancak o dönemde bu kişinin gizli tanık olduğunu bildikleri halde Fetullah Gülen cemaati mensubu olmayan ... ile ... ısrarla bu kişinin tekrar mesleğe alınmasını, ...ka bir kuruma geçeceğini belirterek ısrar etmeye ...ladılar. Ben bu kişinin mesleğe alınmasını uygun görmüyordum. Ancak bu kişinin mesleğe alınması konusunda dairede cemaat mensubu olarak bildiğim ... ve ... herhangi bir girişimde bulunmadılar. Yapılan oylamada bu kişinin mesleğe kabülü yapıldı. Ben bu kişinin daha sonra Fetullah Gülen cemaati mensubu olduğunu öğrendim. Cemaatin burada bilerek farklı davranıp, referansları cemaat mensubu olmayan iki üye üzerinden yürüttüğünü anladım. Bu davranış şeklinin cemaatin davranışı olduğunu bir kez daha gördüm. Bu kişiyi mesleğe kabul ettikten sonra ... ve ... benim yanıma gelip, mesleğe kabul toplantısında bu kişinin disiplin cezasının olduğunu tetkik hakimi sunumda söylemedi. Biz tutanak tuttuk, dedi. Hatta daha sonra ... bu kişinin gizli tanık olduğunu da gazeteden öğrenince tekrar yanıma geldi, bu kişi gizli tanıkmış ayrıca disiplin cezası var, dedi. Ben bu konuşmaları bakan beye ilettim. Ve bu kişinin mesleğe kabul kararımıza bakan bey itiraz etti. Biz de daire olarak tekrar toplandık. Bu kişinin mesleğe kabulünü kaldırdık.
Bu kişinin gizli tanık olduğunu A....u kişinin gizli tanık olduğunu biliyorlardı. Aslında bu kişinin disiplin cezası olduğunu tetkik hakimi toplantı da söylediğini hatırlıyorum. ... ve ... hanım bu hususu toplantıda kaçırdılar. Daha sonra da bu kişinin gizli tanık olduğunu öğrenince bu şekilde davrandılar.
Ben müsteşar yardımcısı olduğum dönemde ve Adalet Akademisi ...kanlığı yaptığım dönemde hakim ve savcı aday adaylarının mülakatına girdim. Bu dönemlerde Fetullah Gülen cemaati listesi diye bir liste bana iletilmedi. Ancak daha sonraki gözlemlerim ve bilgilerim sonucu cemaat mensubu olan hakim adaylarının kendi memleketlisi veya herhangi bir şekilde temas kurdukları Yargıtay üyeleri ve bakanlık bürokratları aracılığı ile bize ulaşmışlardır. Bu dönemler bana bu şekilde çok sayıda referans gelmişti.
İ.. O.. beni mesaiye ...lar ...lamaz odasına davet etti. Odaya gittiğimde bir metin üzerinde ... ve ... ile birlikte çalışıyorlardı. İ.. O.. bana bu metnin hazırlanması t...matını verdiğini ve arkadaşların hazırlayıp getirdiğini belirterek metni bana uzattı. Metni incelediğimde 26/12/2013 tarihli Adli Kolluk Yönetmeliği ile ilgili eleştiriler yer almaktaydı. Bu metni ben ve İ.. O.. bakan olan ... beye götürdük. Biz kendisine hazırlanan metni kamuoyuna açıklamasını istedik. Kendisini bu metni okudu ve bu metni açıklayamayacağını, benim için de sen de açıklama dedi. Söz alan İ.. O..'da sayın bakanım, hakim ve savcılar arasında yoğun bir rahatsızlık var, telefonlarımız susmuyor, siz bu metni açıklamazsanız biz genel kurulu kararı şeklinde yayınlayacağız, dedi. Daha sonra biz makamdan ayrıldık. Ben kurul ...kan vekili olarak bu metni HSYK genel kurulunun gündemine aldım. Gündemde tartışıldı ve genel kurul kararı olarak oy çokluğu ile yayımlanmasına karar verildi. Bu karara ..., ..., B.. E.., ... ve... muhalefet kaldı. B.. E.. muhalefet yazacağım diye dosyayı aldı. Dosya kendisinde yaklaşık 2-3 gün kaldı...B.. E.. dosyayı bana verince..Ben kararı alınca genel sekreter yardımcılarından birini çağırdım ve kararı HSYK'nın internet sitesinde yayımlanmasını istedim. Bu karar internette yayımlandığı esnada İstanbul savcısı olan cemaat mensubu olduğunu bildiğim 17-25 Aralık 2013 tarihli soruşturmalardan birinden sorumlu ... adliye önünde dosyanın elinden alındığını belirterek basın mensuplarını bildiri dağıttığını gördüm.
Bu dönemde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun yapısını değiştirmek üzere Adalet Komisyonunun çalışma yaptığını biliyordum. Bir gün ben herhangi bir şekilde t...mat vermediğim halde ... bana yaklaşık 66 sayfa olduğunu anladığım bir metni önüme koydu...yapmış olduğum incelemelerde komisyonda bulunan tasarının bazı maddelerinin Anayasaya aykırı olduğunu düşündüğüm için çalışmanın komisyona gönderilmesini uygun buldum ve gönd.... ... bilahare odama gelerek ...kanım, bu metni basına da verelim dedi...... cemaatin almış olduğu tavır ve hareketleri beni herhangi bir şekilde ikna edip yönlendirerek beni oyuna getirmiştir. Gerek genel kurulda alınan ve yayımlanan metin ve gerekse Adalet Komisyonuna gönderilen çalışmanın Fetullah Gülen cemaatinden geldiğini tahmin ediyor ve biliyordum.
Bu olayların akabinde....'ün Cumhur...kanımıza karşı tavırları, attığı tiwitler, selam tevhit dosyası ile ilgili bir çok kişinin usulsüz dinlenmesi olayları ortaya çıkınca ben cemaatin eylemlerine tamamen karşı çıkıp tavır aldım. Benim gibi ..., ... ve ...'ta benim yanımda yer alıp 3. Daire olarak cemaat mensubu olan hakim ve savcıların hakkında soruşturma yapılmasını ve müfettiş görevlendirilmesini sağladık.
2011 yılına kadar alınan hakim ve savcılar ile HSYK müfettişleri için cemaat mensubu olup olmaması bizce önemsenmiyordu. Ben de cemaate yakın olduğum için gelmelerinde bir sıkıntı görmüyordum. Bu kişilerin seçilmesinde aktif görevi ... ile ... yapmaktaydı. Bu iki hakim de Fetullah Gülen cemaat mensubuydu. Anladım ki, hep kendi cemaatinden olan kişilerin alınmasını sağlamışlar.
HSYK genel sekreteri olan ... ile tetkik hakimi olan ...'in kurulda görev yapması için getirdikleri hakim ve savcıların Fetullah Gülen cemaat mensupları olduklarını tahmin ediyorduk. Ancak bu hususu önemsemiyorduk. Daha önce de belirttiğim gibi ben de bu cemaat mensuplarına o dönem sıcak bakıyordum.
Benim çalıştığım dönemde Fetullah Gülen cemaati mensubu olan kurul üyelerinin alınmasını istediği, benim de cemaat mensubu oldukları kanaatine vardığım ancak alınmalarında ve çalışmalarında sakınca görmediğim hakim ve savcıların bir kısmının ismini size belirtmek isterim...., ..., ...,....isimli hakimlerdir.
Bu kişiler ile yaklaşık üç yıl birlikte çalıştık. Hatta bir kısmı ile daha önce bakanlıkta da çalıştık. Kürsüde görev yapan Fetullah Gülen cemaati mensubu olan ve kasıtlı davranış içinde bulunduklarını belirttiğim İstanbul Cumhuriyet ...savcılığında çalışan hakim ve savcıların yapmış olduğu eylemlerini bu kişiler ile bağlantılı olduğunu o an için düşünemedim. Hatta örgütün bu kadar tehlikeli olduğunu düşünemedim. Kuruldaki süremizin bitmesine az kalması nedeni ile bu kişilerin kuruldan uzaklaştırılmasını o an için düşünmedim. ... bey müsteşar olunca Fetullah Gülen cemaati mensubu olan kurulda görev yapan hakim ve savcıların kuruldan uzaklaştırılmasını teklif etti. Hatta ben ... beye sırf Fetullah Gülen cemaati mensubudur diye bu kişileri göndermeyelim, eğer içlerinde ...arısız olan var veya hukuka aykırı işlem yaptığına kanaat getirdiğimiz Fetullah Gülen cemaati mensubu hakim ve savcılar ile bağlantılı olanların tespit edilerek gönderilmesini sağlayalım dedim. Ancak genel kurulda oylama yapılması gündeme geldi. Ben bir kısım hakim ve savcının kuruldan gönderilmesine muhalefet kaldım.
Fetullah Gülen cemaati mensuplarının kendilerini ...çi, ülkücü veya sosyal demokrat olarak tanıtarak tedbir aldıklarını biliyordum. 2010 yılında yapılan HSYK seçimleri sırasında Fetullah Gülen cemaati mensuplarının artık kendilerini gizleme gereği duymadıklarını biliyorum. Bu tarihten sonra da Türk Yargısı içerisinde kimlerin Fetullah Gülen cemaati mensubu olduğu herkes tarafından açıkça bilindi.
17-25 Aralık 2013 tarihinden sonra Fetullah Gülen cemaat mensuplarının yargı içerisinde hukuka aykırı eylemlerde bulundukları gündeme gelince ben, B.. E.., İ.. O.. ve ..bir araya geldik, ne yapabiliriz diye düşündük. 1. Dairede cemaatin etkinliğinin kırılması gerektiğine kanaat getirdik. Cemaat mensubu olmayan kurul üyelerinin verdiği oylar ile genel kurul kararı olarak 1. Dairede görev yapan ve Fetullah Gülen cemaat mensubu olan ... ile ...'nu diğer dairelerde görevlendirdik. Bu dairede ise ... görevlendirilmesini sağladık. Bu değişiklikten sonra cemaat mensubu olduklarını bildiğimiz hukuka aykırı eylemlerde bulunduğu belirtilen hakim ve savcıların ...ka yerlerde görevlendirilmesini sağladık. ...kanı olduğum 3. Dairede bu cemaat mensupları hakkında soruşturma yapılmasına izin vermeye ...ladım. Hatta basında çıkan haberleri suç duyurusu kabul edip usulsüz dinleme yapıldığı belirtilen tüm yargı merkezlerinde inceleme yapılması için HSYK müfettişlerini görevlendirdik. Selam tevhit dosyası olarak bilinen soruşturmada usulsüz 8000 kişinin dinlendiği iddiası ile bu soruşturma için izin verip müfettiş görevlendirdik.
Ben Fetullah Gülen cemaat mensupları sayesinde 'altın bir nesil' yetişeceğini, bu kişilerin ülkesine, vatanına faydalı bir insan olacağını düşünmüştüm. Bu nedenle bu kişiler arasından yer aldım. Bu kişilerin Fetullah Gülen cemaatinin beni kullandığını gelinen noktada anladım. Bu kişilerin altın nesil değil, 'katil bir nesil' yaratmak amaçları olduğunu 15 Temmuz 2016 tarihinden sonra anlamış oldum.
2002 yılında Adalet Bakanı .... bey zamanında terör örgütleri ile mücadele için yeni bir kanun tasarısı hazırlığı vardı. Bu tasarıda silahsız terör örgütü tanımı da yer almaktaydı. Ben o dönemde tetkik hakimiydim. Bu tasarının yasalaşmaması için Fetullah Gülen cemaat mensubu olduklarını bildiğim veya daha sonra cemaat mensubu olduklarını öğrendiğim hakimlerin müthiş şekilde kulis yapıp seferber olduklarını gördüm. Bu dönem içerisinde Kanunlar Genel Müdürlüğünde görev yapan Fetullah Gülen cemaatinden olduğunu bildiğim .....'ın kulis yaptığını ve bize verdikleri telkinler ile ben, İ.. O.. hatta B.. E..'in de bu tasarının yasalaşmaması gerektiğini belirterek girişimde bulunduğumuzu biliyorum.
HSYK içerisinde Fetullah Gülen cemaat mensubu hakimlerin çalışmasını sağlamak, Fetullah Gülen cemaati mensubu müfettişlerin çalışmasını sağlamak, onların etkili olmasını bu suretle sağlamakta ben de sorumluyum, bunu kabul ediyorum. Ancak atamalar ile ilgili İ.. O.. ben ...kan vekili olduğum halde beni bu işlere karıştırmıyordu, karıştırmak ta istemiyordu. İ.. O..'da Fetullah Gülen cemaati mensubuydu. 2012 yılına kadar İ.. O..'da Fetullah Gülen cemaat sohbetlerine gelirdi. Konuşmalarda cemaat mensubu olmadığını dile getiriyordu. Ancak cemaatin taleplerini red edemiyordu. Tayin ve yetkilendirmelerde de cemaatin hareket tarzı ile hareket ediyordu. Bu şekilde davranmasına da ... ile ...'in kendisinde etki yarattığını biliyordum. İ.. O.., ... ve ...'in Fetullah Gülen cemaati mensubu olduklarını biliyordu. Onların önerdikleri kişilerin bu cemaat mensubu olduğunu da biliyor ve tahmin edebiliyordu.
2010 Anayasa referandumunda Fetullah Gülen'in t...matları doğrultusunda tüm cemaat mensupları bu referandumda evet çıkması için yoğun şekilde çalıştıklarını, hatta Fetullah Gülen'in mezardaki ölüleri bile sandığa götürün t...matı üzerine, Çin'den dahi insanların gelip oy kullandığını biliyorum. Referandumdan sonra oluşan HSYK seçimlerinde de Fetullah Gülen cemaati mensubu hakim ve savcıların yoğun şekilde çalıştıklarını ve yeni oluşan kurulun bu kişiler sayesinde oluştuğunu biliyorduk. Ben ve cemaat mensubu olmayan Danıştay ve Yargıtay üyelerinden gelen üyeler hariç tüm üyeler Fetullah Gülen cemaatinin etkisinde ve gücünün etkisi altında kalarak bazı kararlar verdiğimiz olmuştur. İlk Yargıtay ve Danıştay'a üyelerin seçiminde, 1. Dairenin ilk çıkardığı kararnamede bu gücün etkisinde kalarak Fetullah Gülen cemaat mensuplarının çok etkin yerlere getirilmesi sağlanmıştır. Bu çalışmalarda cemaat çok etkin olarak kullanılmıştır.
Kurul üyesi olduktan sonra Yargıtay ve Danıştay üyeliği seçimine kadar cemaat toplantıları olmadı. Bu üyeliklerin seçiminden sonra genel sekreter ...'nın yerine gelen ... cemaat toplantılarını ve sohbetlerini düzenlemeye ...ladı. ...'ın çağırısı üzerine biz sohbet yapılacak bir kurul üyesi arkadaşın evine gidiyorduk. Bu sohbetlere İ.. O.., ..., ..., ..., ..., ..., B.. E.., ..., ..., ... ile HSYK genel sekreteri ... ile HSYK genel sekreter yardımcısı ... katılıyordu... Fetullah Gülen'e ait sohbetlerin yer aldığı cd'ler izlenmiyordu. Namaz kılmada bu sohbetlerde topluca yapılmazdı. Ancak sohbetlerin Fetullah Gülen cemaati sohbetleri olduğunu hepimiz bilirdik.
İ.. O.. ilk genel sekreter olan ...'yı istemiştir. Onun bu isteği diğer arkadaşlar tarafından uygun görülmüş ve oylama sonucu ... genel kurulca genel sekreter seçilmiştir. Bunun dışında ...'ü de İ.. O.. istemiştir. ...'ı ben teklif ettim. ...'i ise B.. E.. teklif etmiştir...O dönemlerde cemaat ile ayrı gayrımız olmadığından, ayrıca biz de Fetullah Gülen cemaatine sempati duyduğumuzdan bu kişilerin gelmesini istedik.
MİT Müstaşarının İstanbul Cumhuriyet Savcılığı tarafından şüpheli sıfatıyla ifadeye çağırılmak istenilmesi...Fetullah Gülen cemaati mensupları hakkında tekrar düşünmeme sebebiyet verdi.
Ben HSYK ...kanı olarak daha önceden bakanlıktan dolayı tanıdığım özel yetkili Cumhuriyet Savcısı olan aynı zamanda Fetullah Gülen cemaati mensubu olarak bildiğim ...'i telefonla aradım. Yapmış olduğum konuşmada bu çağırmayı cemaat mensuplarının bilerek yaptığını, devletin terörle mücadele politikasını etkilemeye çalıştıklarını ve bunu Fetullah Gülen cemaati mensuplarının t...matı ile yaptıklarını anladım.
Ayrıca bu dönemde balyoz davası olarak bilinen davada Fetullah Gülen cemaati mensubu olduğunu bildiğim hakim ve savcıların yargı yetkilerini kötüye kullanıp 300'e yakın asker ve diğer şahısları tutuklamalarından dolayı Fetullah Gülen cemaatine bakış açım değişmeye ...ladı. Bu kanaate benim vardığım gibi, birlikte çalıştığımız B.. E.. ve İ.. O..'da da oluştuğunu biliyorum. Bu olaylardan sonra ben, B.. E.. ve İ.. O.. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunda oluşan Fetullah Gülen cemaat sohbetlerine katılmamaya ...ladık.
2010 Anayasa referandumunda Fetullah Gülen'in t...matları doğrultusunda tüm cemaat mensupları bu referandumda evet çıkması için yoğun şekilde çalıştıklarını, hatta Fetullah Gülen'in mezardaki ölüleri bile sandığa götürün t...matı üzerine, Çin'den dahi insanların gelip oy kullandığını biliyorum. Referandumdan sonra oluşan HSYK seçimlerinde de Fetullah Gülen cemaati mensubu hakim ve savcıların yoğun şekilde çalıştıklarını ve yeni oluşan kurulun bu kişiler sayesinde oluştuğunu biliyorduk. Ben ve cemaat mensubu olmayan Danıştay ve Yargıtay üyelerinden gelen üyeler hariç tüm üyeler Fetullah Gülen cemaatinin etkisinde ve gücünün etkisi altında kalarak bazı kararlar verdiğimiz olmuştur. İlk Yargıtay ve Danıştay'a üyelerin seçiminde, 1. Dairenin ilk çıkardığı kararnamede bu gücün etkisinde kalarak Fetullah Gülen cemaat mensuplarının çok etkin yerlere getirilmesi sağlanmıştır. Bu çalışmalarda cemaat çok etkin olarak kullanılmıştır.'(Ek 6/1-196)
Deliller:
.. alınan ifadesinde: 'Ben hakimlik sınavını kazandıktan sonra 2008 Nisan ayında A.. staja ...layacaktım..soyadını ... veya Er... olduğunu hatırladığım ... isimli şahıs beni telefonla ar...ak ilişki kurdu. Ankara'ya otobüsle gittiğimde t...alde beni karşıladı. Çukurambar'da bir eve götürdü...Burada kaldığımız süre içerisinde daha çokta şu an ismini ... diye hatırladığım yaşlı, 60 yaşlarında, bıyıklı, kır saçlı bir şahsın eve getirilip götürülmesi ve şöförlüğünü yapıyordu...... abi dedikleri şahsın Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunda ...kan veya üye olduğunu, sık sık Amerika'ya gidip geldiğini, hoca efendinin yanından geldiğini söylerlerdi. ... geldiğinde de genelde Adalet Bakanlığı bürokratlarından ve Yargıtay üyelerinden bazıları gelirlerdi...Bu eve gidip gelenlerden bazıları sonradan basında da isimleri geçtiği için sonradan öğrendiğim. Ancak o yıllarda geldiklerini bildiğim Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünden; B.. E.., A.. H.., isimli şahıslar ile daha sonradan Akademi ...kanı olan ..., ..., sonradan HSYK Genel Sekreteri olan ..., HSYK Daire ...kanı olan İ.. O.., Ceza İşleri Genel Müdürlüğünde çalıştığını sandığım ..., yine Akademide dersimize gelen savcı kökenli olduğunu bildiğim ..., ..., ..., M.. Ö.. isimli şahıslar bu eve gelirlerdi." (Ek 5/4.kl/434)
... 23. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/26 Esas sayılı dosyasına ilişkin olarak yargılama aşamasında alınan ifadesinde; '2008 nisan ayında staja ...ladım....... Abi ile...beraber kaldım, o karşılamıştı. Beni zaten Aşti'den o almıştı. Çukurambar'da bir eve götürdü. Burası klasik bir cemaat evi idi, oraya götürdü, onunla birlikte kaldık. Staj süresince orada ifademde belirttim o ev hep misafirhane olarak kullanılıyordu o zaman hani yargı imamı yargı abisi dedikleri ... geliyordu.
Bunlar yargıtay hakim savcıları idi genelde, genelde adalet bakanlığı bürokratları idi gelenler genelde simaen tanıyorum çoğunu zaten akademide (..) derse geldikleri için bunlar ben isimlerini hatırlayabildiklerimi ifademde söyledim zaten, B.. E..'i hatırladım ben sonra bunlar kurul üyesi olunca daha çok gündeme gelince eve geldiklerini hatırladım, A.. H..'yi hatırladım, ...'ı hatırladım, ...'yı, İ.. O..'u, ...'ı, ..., ...'ü yargıtay savcısı idi onun yanında stajda yapmıştım oradanda tanıyorum eve geldiğini...Bunların çeşitli grupları vardı zaten hepsi birlikte gelmiyordu zaten mesela B.. E.. 3-4 kişi ile gelir...grup grup geliyorlardı.' (Ek 5/3.kl/532-565)
... alınan ifadesinde:'...2000 - 2002 yıllarında 42 bin sicilli hakim savcıların mesullüğünü ... yapıyordu. ... o dönem Bakanlık Ceza işlerinde Tetkik Hakim idi. 2002- 2004 yılları arasında 92 bin sicilli olan stajer hakim savcıların yani bizim dönem mesulümüz ... idi. ... en son Malatya'ya atanmıştı. 2004 - 2006 döneminde 95 bin sicilli olan stajer hakim savcıların mesullüğünü o dönem yargıtay tetkik hakimi olan ... yapmakta idi. ( en son .. hakimidir.) ayrıca bu hakim 2010 yılından itibaren unvanlı hakim savcıların sorumluluğunu üstlenmiştir. 2009 yılından sonra taşrada bulunan 92 bin sicilden itibaren ( 95,97,98,101,104,107,109) bin sicilli olan ve adına T3 yani taşra 3 denilen grubun mesullüğünü ... yapmıştır... 2009 yılından sonra T2 denilen ( 42bin, 41bin,39bin) sicilli hakim savcıların mesullüğünü o dönem yargıtay tetkik hakimi olan ... isimli (Kütahyalı) hakim yapmıştır. Bu hakim 2014 yılı seçimlerinde de bağımsızlardan aday olmuştur. 2009 yılından sonra cemaat/ örgüt sivilleşmeye geçti. Artık mensup hakim savcıların yanında sivil mesuller de bulunmakta idi. Yani bir nevi eş ...kanlık sistemi uygulandı. Siviller teşkilatı çok iyi bilmediklerinden mesullüğü meslekten olan hakim savcılarla birlikte yürütüyorlardı.
Hukuk Fakültesi Mezunları ile Stajyer hakim ve savcıların durumu:
Daha önce bu ...lıkta anlattığıma ek olarak hukuk fakültesi mezunlarının sınava hazırlanma işlemlerini 2000/2004 de ... ... yapıyordu. ... ... en son Isparta savcısı idi. ... ... m... işleri organize ediyordu. Bu dönem de ... ...'ın Keçiören de bulunan evinde mezunlara ilişkin görüşmeler yapılıyordu. Ben de Konya Murakıbı olarak bu görüşmelere katıldım. ... ...'ın üstünde bu işleri ... ve B.. E.. organize ediyordu. B.. E.. 2004'ün sonu ya da 2005 yılında Daire ...kanı olunca görevi ... devraldı. ...ilçesine atanınca görevi 92 bin sicilli olan stajyer ... ...'e devretti. O dönem mezunların finansmanı taşradan sağlanıyordu. Mesela Konya ilinde para işlerini ben takip ediyordum. Parayı Konya'da Avukat ...'dan alıyordum. İstanbul hukuk mezunları parayı İstanbul ilinde bulunan ... isimli bir avukattan alıyorlardı. İlk ...larda mezunların evleri taşrada idi. Daha sonra profesyonel bir yapı oluşturmak için tüm evleri ...ya taşıdılar. İşleri daha iyi takip etmek için ... ...'e Doblo marka bir araç alındı, bu araç tedbir amaçlı bir dönem Kanunlar Genel Müdürlüğü'nde tetkik hakim olan ...'in annesinin adına yapıldı. Yani özetlersek mezunları takip eden stajyerlere murakıp deniyordu. Ben de o dönem 2002-2004 yılları arası Konya Murakıplığını yaptım, Murakıpların üzerinde ilk dönem... görev aldı. Daha sonra bu görevi ... ...'e devretti. Bunların üzerinde de ... ve B.. E.. vardı. Sonradan B.. E.. görevi ...'e devretti.
2010 yılında referanduma sunulan anayasa metnini yargı ile ilgili kısmı o dönem tetkik hakim olan ... ve arkadaşları tarafından yapılmıştır.
Örgüt o dönem de bu şekilde tetkik hakimliği yapılanmasını tamamlamıştı. Ayrıca bu dönemde akademiye de ciddi atamalar yapıldı. Akademi ...kanlığına önce A.. H.. daha sonra ... getirildi. ...kan yardımcılığına Dr. ... getirildi. Tetkik hakimliklerine ..., Eskişehirli ..., ..., ...,, ... gibi isimler getirildi. Ayrıca Müdürlüğüne de ... getirildi. Bunlar da yine örgüt / cemaat üyesi isimlerdir. (Ek 5/3.kl/284, Ek 5/4.kl/434 )
... alınan ifadesinde: 'Örgütten olduğunu bildiğim ancak örgütsel fa...yette bulunmadığım kişiler şunlardır; A.. H..'nin örgütten olduğunu biliyorum. (Ek 5/4.kl/434)
... alınan ifadesinde: '...’daki 3 tanesi ile irtibatlıydım. Evler oluşturulurken hukuk fakültesi olan illere göre bir sınıflama yapılıyordu, benim mezun olduğum Konya Hukuk mezunlarının gittiği eve ayrıca Diyarbakır ve Eskişehir Hukuk Fakültelerinden mezunlarda katılıyordu. Bu evlere gönderilen kişiler mutlaka hakimlik, savcılık veya kaymakamlık sınavını kazanıyordu.
Hakimlik savcılık mülakatı öncesinde beni ve diğer arkadaşları o dönem Ceza İşleri Genel Müdürlüğünde tetkik hakimi olarak görev yapan ... Bakanlık bürokratları ile tanıştırıyordu. Bu ziyaretlerde ... Bakanlıkta görevli daire ...kanlarının onların siyasi düşüncelerine göre bizi solcu, ...çi şekilde tanıtıyordu ve bizim için referans olmalarını istiyordu. O dönem içerisinde Bakanlık bürokratlarından ... ve ... müsteşar yardımcısıydı...’in ...danışmanı ise .. cemaatin adamıydı, oğullarından ...mi olan kişinin abiliğini yaptığı evde kalıyordu, diğer oğlu da İstanbul’da cemaat evinde kalıyordu. Cemaat ... aracılığıyla hakim ve savcı alımlarında ...’i yanıltmak için bir sistem kurmuştu, ..., ..., B.. E.., A.. H.., ... ..., ... ve M.. Ö.. cemaat tarafından Adalet Bakanı ...'e sunulacak hakim ve savcı adayları listesinde oynamalar yapmak üzere görevlendirilmişti. Bu şahıslar cemaat üyeleri için gerçekten olmadığı halde ... içerisinden insanların referans olduklarına dair liste oluşturuyorlardı, cemaat dışında olanlar için de bir kara liste oluşturup bunu ... aracılığıyla ...’in önüne gitmesini sağlıyorlardı, ... da bu işi biliyordu. ... ...'a güvendiği için bu listeler mülakatta dikkate alınıyordu. Bu şekilde ülkücü olarak bilinen birçok hakim adayı bunların oluşturduğu kara liste yüzünden hakları olduğu halde hakim veya savcı olarak atanmadılar, fetöcülere sınavları kazandırdılar.
A.. H.., hakim adayı olduğum dönemde Personel Daire ...kanıydı. ... ile sık sık görüşürdü. ... hakimlik savcılık sınavını kazanan kişileri B.. E.. ve A.. H..'ye isim olarak götürürdü. A.. H.. personel daire ...kanı olduğu için Hakim savcı adayı mülakat komisyonundan geçmelerini sağlardı. Dana sonra Personel Genel Müdürü oldu ve yine cemaatten gelen isimleri direkt olduğu gibi mülakattan ...arılı olarik geçiyordu. A.. H..'nin cemaatin hakim savcı yapılanmasında çok ciddi bir katkısı olmuştur. A.. H.. HSYK üyesi olduktan sonra ben kendisini ziyarete gittim, benim ismimin değiştiğini, gizli tanık olduğumu, cemaatçi olduğumu, cemaatin yargı yapılanması içinde de olduğumu biliyordu. Kendisi bana mesleğe tekrar kabul edileceğimi, cemaatin yukarı yargı biriminden t...matın geldiğini söyledi. Ben ikinci defa mesleğe kabulümde mülakat edilirken A.. H.. 3.Daire ...kanıydı. Oy birliğiyle benim mesleğe kabul edilmemi sağlayan kişilerden biridir. Diğeri de İ.. O..'dur.
O dönemde Türkiye'deki tüm hukuk fakültesinden sorumlu abi Yargıtay Savcısı ...'tü. Bu özel görevlendirme ile ..., ... ... ve soyismini hatırlayamadığım Uyap biriminde görevli savcı ...'ı ara ara hukuk fakültesinin olduğu illere görderir, üniversiteye hazırlanan öğrencilerin hukuk fakültelerini yazmaları hususunda direktif verirdi, aynı zamanda soyismini hatırlamadığım Yargıtay savcısı ... isimli kişi onun yardımcısıydı. ... cemaatin yargı kadrolaşmasında en etkili isimlerden biridir. O dönemde A.. H.., B.. E.., İ.. O.. gibi kişilerin abiliğini yapıyordu, hatta ... 2003 yılında Erzincan'a benzer bir göreve beni görevlendirmişti. Ben Erzincan’a giderek Doğu Anadolu Bölgesinin kendi abisi olarak ... ile görüştüm ve üniversite hazırlık öğrencilerinin hukuk fakültelerine tercih yapmaları hususunda t...matını ilettim.
İ.. O..'u Adalet Bakanlığında daire ...kanı olduğu dönemden beri tanırım. Daha önce isminden bahsettiğim ... bizim abimizdi. İ.. O.. ile sık sık görüşüyorlardı, bu kişi A.. H..’ye götürdüğü isimleri aynı zamanda İ.. O..'a da götürüyordu, A.. H.., İ.. O.. ile organize olup cemaatçi hakim savcılık sınavına giren aday adaylarını mülakatı kazanmalarını sağlıyorlardı. İ.. O.. ve A.. H.. Bakanlık içerisinde cemaatin üst düzey görevlileri olduğu için bizim aday olduğumuz dönemde cemaatçi arkadaşlarla sık sık ikisini ziyarete giderdik. Benim mesleğe...kimliğimle yeniden kabulümde İ.. O.. etkin rol oynamıştır. A.. H.. gibi o da cemaatten gelen t...mat doğrultusunda beni mesleğe kabul etmeye çalışmıştır. Mesleğe kabul öncesinde kendisiyle görüşüp durumu anlatmıştım. Ancak her nedense mesleğe kabulümden sonra İ.. O.. ... Gazetesinde verdiği röportajda benim gizli tanık olduğumu bilmediklerini söylemiştir. Aslında kendisi benim hem gizli tanık hem de cemaatçi olduğumu çok iyi biliyordu. Gelen t...mat üzerine mesleğe yeniden kabul edilmemi sağladı.'(Ek 5/4.kl/434)
... alınan ifadesinde: '...2010 HSYK seçimlerinde.. o dönem bakanlık ile cemaat birlikte hareket ediyordu ve yargı politikasını belirleyen üç isim vardı, İ.. O.., B.. E.. ve A.. H... Liste belirlendiğinde cemaatin adayı olarak bizim bildiğimiz ..., ... ve B.. E.. dışında diğer muhafazakar ... ile ülkücü kanattan ... ... görünüyordu, son iki ismin yedek kalması düşünüldüğünden ve cemaatin üst yönetimi cemaat mensubu hakim savcı sayısını net olarak bildiğinden her yerde belirli sayıda cemaat mensubunun sadece ilk üç isme oy vermesi yönünde t...mat verdi, seçimler sonucunda da ... ve ... ... yedek kaldılar.' (Ek 5/3.kl/434)
.. alınan ifadesinde: 'Bu yapının içerisinde yer aldığını ve bu yapıyla hareket eden kişilerin isimlerini yazdırmak istiyorum...A.. H.....'(Ek 5/4.kl/434)
Gizli Tanık...alınan ifadesinde: 'O dönem hatırladığım kadarıyla HSYK'da ‘‘..’ diye tabir edilen isimlerin A.. H.. ve İ.. O.. olduğu sıkça yapı içinde konuşulan bir durumdu. Hatta yerelde yaşanan birçok sorun zikrettiğim isimler tarafından sorunu yaratan ilgili Hâkim ve Savcıyı direk ar...ak ikaz edilir ve istenen sonuç alınma cihetine gidildiğini biliyorum, ancak nasıl ve kim vasıtasıyla ulaşıldığını bilmiyorum.' (Ek 5/3.kl/434)
... alınan ifadesinde: 'Yapıda olduğunu bildiğim kişiler Akademideki sınıfta aktif olan ve dersleri takip etmeyip sosyal fa...yetlerle ilgilenen FETÖ lehine söylemlerde bulunan akademinin yönetim kadrosu ile yani cemaatin üst düzey kişilerinden olduğunu bildiğim A.. H.. ve ... ile çok sıkı ilişkileri olan sürekli cemaati öven Fetöcü olduğunu bildiğim kişileri sıra ile söylemek istiyorum.
... akademide aynı sınıftaydık. Sınıf ...kanıydı derslere girmek zorunda olmasına rağmen ...'nın müsaade etmesi üzerine derslere girmiyordu. Fetö organizasyonları yaparak fetöcü şahısların birbiri ile daha sıkı iletişim içerisinde olmasını sağlıyordu.
.., akademide sınıf ...kanlığı yapmış ve yıllık-balo heyetinde yer almıştır. Akademideki ...kan, müdür ve tetkik hakimleri bize daha mesafeli davranırken bu şahıslara ayrıcalıklı davranıyorlardı. Akademi sonunda bitirme ödevi şeklinde kapsamlı bir ödev hazırlamamız gerekti. Biz bu ödevi hazırlamamıza rağmen saymış olduğum bu isimlerin çoğu hiç bir ödev hazırlamadan not aldılar buna da akademi müdürü ... öncülük etmiştir. Ben bu şahsın fetö/pdy yapılanması içerisinde olduğunu biliyorum.
..., ...'ın eşi olup staj döneminin sonunda evlendiler. ..da yıllık ve balo komitesinde yer aldı. Hamilelik sürecinde uzun süre akademiye devam etmediğini biliyorum. Hatta stajyerler arasında akademi ...kanı ve müdürünün ...'yı idare ettiklerini gereğinden fazla devamsızlık yapmasına müsaade ettiklerini ve fetöcü olduğuna dair söylentiler yayılmıştı. Ben bu şahısların fetö/pdy yapılanması içerisinde olduğunu biliyorum....benim aday olduğum dönemde bütün yargı onların elindeydi. Akademide onlar ne isterse o oluyordu. Ben baloya katıldım. Ne sınıf sınıf dolaşıp taraftar topladım. Akademideki fetöcü olan yukarıda saydığım kişiler sürekli bir sosyal fa...yet peşindeydi. Bu sosyal fa...yetler tiyatro, müzik dinletisi, sinema gibi fa...yetlerdi. Fetöcülerin düzenlemiş olduğu bu sosyal fa...yetlere katılım zorunluydu. Otobüsle toplu bir şekilde gidilip geliniyordu. ...ımızda yine ..., görevli tetkik hakimleri ...ımızda oluyordu. Fa...yetler öncesinde yoklama alınıyordu. Sürekli bunlarla birlikte olduğum için bu şahısları tanıyorum. Akademideki adayların 3 de 2 si cemaat yapılanması içinde olan şahıslardı. Bu oranı da seçimlerden dolayı biliyorum.' (Ek 5/4.kl/434)
.. alınan ifadesinde: 'Yapıda olduğunu bildiğim kişiler Akademideki sınıfta aktif olan ve dersleri takip etmeyip sosyal fa...yetlerle ilgilenen fetö lehine söylemlerde bulunan akademinin yönetim kadrosu ile yani cemaatin üst düzey kişilerinden olduğunu bildiğim A.. H.. ve ... ile çok sıkı ilişkileri olan sürekli cemaati öven fetöcü olduğunu bildiğim kişileri sıra ile söylemek istiyorum.
..., ..biz yargıda çok kalabalığız biz ne dersek o olur şeklinde söylemlerde bulunuyorlardı. Biz kendimizle ilgili her sorunu çözeriz şeklinde söylemlerde bulunuyorlardı. Ben bu şahsın fetö/pdy yapılanması içerisinde olduğunu biliyorum.
... sınıf ...kanıydı. 2014 HSYK Seçim döneminde telefon ile ar...ak liste gönderileceğini söyedi. Benden bağımsızlar için oy istedi.
.... Akademi sonunda düzenlenen yıllık ve baloyu tertip eden kişilerden birisidir... fetö/pdy yapılanması içerisinde olduğunu biliyorum.
.., akademide sınıf ...kanlığı yapmış ve yıllık-balo heyetinde yer almıştır. Akademideki ...kan müdür ve tetkik hakimleri bize daha mesafeli davranırken bu şahıslara ayrıcalıklı davranıyorlardı.
..., balo ve yıllık kurulunda yer aldı. Sınıf sınıf dolaşarak, sınıf ...kanlıkları ve yıllık kuruluna seçilebilmek için oy topladıklarını biliyorum. Bildiğim kadarı ile ... ile birlikte aynı evde kalıyorlardı. Ben bu şahsın fetö/pdy yapılanması içerisinde olduğunu biliyorum.' (Ek 5/4.kl/434)
... alınan ifadesinde: 'Danıştay'da bu örgütün yapılanmasının; 2 dairenin birleştirilerek grupların oluşturulması suretiyle yapıldığını biliyorum. Örneğin benim grubum ben 13. Dairede çalıştığım için 8. Daireyle birleştirilmek suretiyle oluşturulmuştu. Ben diğer grupların somut olarak hangi dairelerden oluştuğunu bilmiyorum. Bu gruplarda; Danıştay'da bu yapının bir numarası olduğunu bildiğim ...'dan gelen t...matlar aktarılıyordu ve bu doğrultuda işlem yapılıyordu. Bu t...matlar oylamaların nasıl yapılacağından, Danıştay'da nelere dikkat edilmesi gerektiğinden bahsediliyordu. Grupların üzerinde ise üst kurulun olduğunu biliyorum. Üst kurulda ...'ın ve A.. H..'nin yer aldığını biliyorum. Üst kurulda Yargıtay'dan da üyeler bulunmaktaydı.' (Ek 5/4.kl/434
... ... alınan ifadesinde: '... ile görüşmelerimizde kendisinin cemaat mensubu olduğunu söylediği HSYK üyeleri ..., ..., ..., A.. H..,
İ.. O.. alınan ifadesinde: 'Adalet Bakanlığına tetkik hakimi olarak geldiğim dönemde Personel Genel Müdürlüğünde tetkik hakimi olan B.. E..'in benden 15 gün önce göreve ...ladığını anladım...Bilahare ..., ..., ... ... ve A.. H.. tetkik hakimi olarak geldiler. O dönemde ben sadece A.. H..'nin cemaate sempati ile baktığını öğrendim. Personel Genel Müdürlüğünde görev yaptığımız esnada 28 Şubat olayları nedeni ile de biz soruşturma geçirdik. Bu dönemde bu arkadaşlar ile birlikte bir birliktelik ve bağlılık oluştu.
Birlikte bir araya geldiğimiz doğrudur...M.. Ö.. bazen hocanın yazısı diye bazı gazete köşe yazılarını ve farklı yazıları bize okuyordu. Ben M.. Ö.. ile ...'ü bakanlığa geldikten yaklaşık iki ay sonra Fetullah Gülen cemaat mensubu olduklarını anladım. Personelci olarak bir araya geldiğimiz dönemlerde de bu iki arkadaşın Afrika'ya göndermek için kurban parası istediklerini hatırlıyorum.
Bakanlıkta bazı daire ...kanlarının belirlenmesi konusunda Eylül 2009 tarihinde Personel Genel Müdürü B.. E.. bey ile çalışma yaptık......, A.. H.., ... ve bazı arkadaşların bu isimlere karşı çıktığını gördüm.
Ertesi gün yemekte bulunan ancak o tarihte Akademi ...kanı olan A.. H..'nin yanına gittim. Abi dün akşam biz bir dengeyi gözetmiştik, sen neden bizim belirlediğin isimlere karşı çıktın dedim. O da bana ne bileyim beni daha önce uyars...ız dedi.
M.. Ö..'ten önce de aynı görevi üstelenen A.. H.. yapıldığını belirttiği bir listeyi kurula verdiğini biliyorum. Mülakat kuruluna bu liste sunulurken arşiv araştırması harici araştırme Akademi ...kanı olan A.. H..'nin yanına gittim. Abi dün akşam biz bir dengeyi gözetmiştik, sen neden bizim belirlediğin isimlere karşı çıktın dedim. O da bana ne bileyim beni daha önce uyars...ız dedi.
M.. Ö..'ten önce de aynı görevi üstelenen A.. H.. yapıldığını belirttiği bir listeyi kurula verdiğini biliyorum. Mülakat kuruluna bu liste sunulurken arşiv araştırması harici araştırma diye sunulurdu...Bize arşiv araştırması, çevre araştırması gibi sonuçlarla ortaya çıktığını söylerlerdi...Ancak M.. Ö.. ile ... ...'in listesinde bulunan kişilerin % 90'ına yakınının mülakatı kazandığını görürdüm.
2010 yılı HSYK seçimleri...Anayasa değişikliğine kadar da Fetullah Gülen cemaat mensubu olduğunu bildiğim ..., A.. H.., ...'da listenin daha uygun olduğunu belirtip tek oy sisteminin riskli olduğunu belirtiyorlardı.
...aklı'nın isminin akademide görev yapması nedeni ile listeye alınmasını belirtti. Ancak A.. H.. bize .. bey'in sert yapısı nedeni ile uygun olmadığını, burada görev yapan ve hakim adayları tarafından sevilen ...'nın daha uygun olduğunu söyledi.
HSYK içerisinde daha önceki Personel Genel Müdürlüğünün işlemleri yapılacağından bakanlık kadrosunun HSYK'ya alınması kabul edildi...... 1. Dairede görevli genel sekreter yardımcısı olarak görevlendirildi. 2. Daire için ...'nin görevlendirildiğini hatırlıyorum. 3. Daire için A.. H.. ...'ın ismini öne çıkardı. Bu isim de kabul görüp genel kurul tarafından 3. Dairede görevlendirildi.
HSYK içerisindeki personel görevlendirilmeleri ve yer değişiklikleri genel sekreterlik tarafından yapılmaktaydı. Genel sekreterin teklifi ve ...kan Vekilinin onayı ile bu işlemler yürütülürdü.
Yargıtay, Danıştay üyelik seçimleri....bir akşam ... bey bizi evine çağırdı. Genel Sekreter ...'nın evine B.. E.., A.. H.. ile birlikte gittik. Biz bu eve yemekten sonra Yargıtay üyelerinin seçimi ile ilgili ön çalışma yapmak amacyelik seçimleri....bir akşam ... bey bizi evine çağırdı. Genel Sekreter ...'nın evine B.. E.., A.. H.. ile birlikte gittik. Biz bu eve yemekten sonra Yargıtay üyelerinin seçimi ile ilgili ön çalışma yapmak amacıyla gittiğimizi biliyordum. Eve gittiğimizde evde ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ile birlikte genel sekreter yardımcılarımız ..., ..., Yargıtay Savcısı ..., Yargıtay Tetkik Hakimleri ... ile ...'nin de olduğunu gördüm. Yemekten sonra eve projektör kurulduğunu gördüm. ... bana arkadaşlar 350-400 isim belirlemişler dedi. Ben bu isimleri kurul üyelerinin belirlediği isimler olarak zannetmiştim. Ama ilerleyen aşamada Fetullah Gülen cemaat mensuplarının çıkardığı isimler olduğunu anladım..
Belirlenen isimleri sayınca rakam 80 civarında çıktı. Bu sırada ... ile birlikte ... ve ... salonun dışına çıkıp bibelirlediği isimler olarak zannetmiştim. Ama ilerleyen aşamada Fetullah Gülen cemaat mensuplarının çıkardığı isimler olduğunu anladım..
Belirlenen isimleri sayınca rakam 80 civarında çıktı. Bu sırada ... ile birlikte ... ve ... salonun dışına çıkıp bir kaç dakika sonra geri geldiler. ... orada bulunan kişilere hitaben 'bu konu hoca efendiyle konuşulmuş ve 140 denmiş, benim açımdan konu kapanmıştır, bu listede en az 140 kişi olacak' diye söz sarfetti.
...'nin evinde toplantıya Fetullah Gülen cemaat mensupları olan kurul üyeleri ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., A.. H.. ile birlikte ben ve B.. E..'de vardı. HSYK Genel Sekreteri ..., Genel Sekreter Yardımcıları ..., ... ile Yargıtay'dan gelen ..., ..., ... ve ...'de vardı.
Kurul üyesi olduktan sonra yukarıda da belirttiğim gibi Yargıtay ve Danıştay üyelerinin seçilmesi için ... ve ...'nin evinde toplantı yapmıştık. Bu toplantılar diğer hususlar için de yapılmaya ...landı. Bir araya gelmelerimiz bilahare Fetullah Gülen cemaat toplantılarına dönüştü. Ben bu toplantılara 7 Şubat 2012 tarihine kadar gittim. Bu tarihten önce de bir iki toplantıya mazeret bildirerek gitmedim.
Bu toplantılara ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., B.. E.., A.. H.. ve ben ile genel sekreterlik kadrosunda bulunan ..., ... ve ... katılıyordu.
Bu toplantılara kurul üyesi olan ...katılmazlardı. Bu toplantılara bu kişiler çağrılmazdı.
Bu şekilde toplantının olduğunu ... ile ... bana bildirirdi. Bu toplantılar eşli olarak yapılmazdı...Toplantılar esnasında Fetllah Gülen'e ait makaleler okunur, bu okumalarda bazı toplantılar esnasında olurdu. Hepsinde olmadığını da belirtmek isterim. Bu makale okumalarını genellikle ev sahibi ya da ... yapardı... Fetullah Gülen'e ait makaleler okunurdu...yurt dışında açtığı okullar gibi diğer işlerinden bahsedilir ve övülürdü...arkadaşlar zarfın içerisinde genel sekreter yardımcılarımıza bir şeyler veriyorlardı.
Bu toplantılara belirttiğimiz isimler dışında bazı kişiler de çağrılırdı. Ancak çağrılan kişiler Fetullah Gülen cemaat mensupları olduğunu söylemek isterim. Hem bu kişilerden gündemdeki konular ile ilgili bilgi almak için çağırırdık. Bu kişilerle gündem ile görüşme yaptıktan sonra cemaat sohbetlerimize devam ederdik. Bu kişiler görüşme yaptıktan sonra evden ayrılmazlardı. Çünkü bu kişiler de Fetullah Gülen cemaat mensuplarıydı. Bu kişilerden ..., ..., ...'örüşme yaptıktan sonra cemaat sohbetlerimize devam ederdik. Bu kişiler görüşme yaptıktan sonra evden ayrılmazlardı. Çünkü bu kişiler de Fetullah Gülen cemaat mensuplarıydı. Bu kişilerden ..., ..., ...'i hatırlıyorum. O dönemde balyoz ve ergenekon ile ilgili hukuki tartışma sürünce bu kişilerden bilgi almak için çağırdık.
Fetullah Gülen cemaat mensupları bir kaç seçimde ısrarla istedikleri ancak seçtiremedikleri kişiyi bu seçimde de ısrarla istediler. Ancak son anda gelip bildirdikleri ismi çıkarıp ...'i yazdılar.
Ben ...'i özel bir ortamda ilk defa A.. H..'nin evinde gördüm. O dönemde 7 Şubat 2012 krizi patlak vermişti. Biz de söz konusu olaylar ile ilgili bize bilgi vermesi için Yargıtay'dan örgütlü suçlara bakan kişilerin gelerek bize bilgi vermesini istemiştik. A.. H.. bu durumu ...'a söylemiş. Bunların belirlediği ..., ... ve ...'in A.. H..'nin evine geldiklerini gördüm. A.. H..'nin evinde yapılan bu toplantıda ... ile ...'in konuştuğunu gördüm.
Kurul yeni oluşunca ceza işlerinden ve kurula yeni yapılan özellikle ergenekon ismi ile bilinen soruşturma ve dava ile ilgili yapılan şikayetleri 3. Daire bir karar ile reddetti... Bu dairede Fetullah Gülen cemaat mensubu olarak bilinen ..., ..., ... vardı. Yargıtay'dan ... ile Danıştay'dan ... vardı. A.. H.. bu dairenin ...kanıydı. Kendisi Fetullah Gülen cemaati ile içli dışlı olduğunu biliyorum....2014 yılında yapılan değişiklikle de ...1. Daireye, ... ise 3. Daire'de görevlendirildi.
Prof. Dr. .. CMK 250 Maddesinde görev yapan hakim ve savcılar ile ilgili şikayetinde ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ben soruşturma izni verilmesi yönünde oy kullandık. Ancak 12 sayısını bulamadığımız için soruşturma izni verilmedi. Fetullah Gülen cemaat mensuplarının tamamı ise soruşturma izni verilmemesi yönünde oy kullandılar.
Avukat ... ergenekon davasındaki görev yapan savcı ve mahkeme heyeti hakkındaki şikayeti ile ilgili 18/09/2013 tarihinde yapılan genel kurulda ..., ..., ..., ..., ..., ..., B.. E.., ..., ... ve ben soruşturma izninin verilmesi yönünde oy kullandık. Ancak 12 sayısını bulamayınca soruşturma izni verilmedi. 10 kişi soruşturma izninin verilmemesi yönünde oy kullanmıştı. Burada A.. H..'nin de Fetullah Gülen cemaat mensupları ile birlikte hareket ederek oy kullandığı görülmektedir. Bakan bey, yasa gereği disiplin soruşturmalarına katılamadığı için biz 12 sayısını bulamıyorduk.
21/05/2014 tarihindeki genel kurulda ..... ve ben soruşturma açılması yönünde oy kullandığımız halde Fetullah Gülen cemaat mensupları ve ...'ın karşı oyları ile soruşturma açılmasına izin verilmediği görülmektedir.
21/05/2014 tarihli genel kurulda ...'nın İstanbul ve ... özel yetkili mahkeme ...kan ve üyeleri hakkındaki şikayetlerinde ..., ..., ..., ..., ..., ...,..., ..., ... ve ben soruşturma açılması yönünde oy kullandık. Ancak Fetullah Gülen cemaat mensupları ile birlikte ... soruşturma açılmaması yönünde oy kullanarak soruşturma açılmasını engellediler. Burada da Fetullah Gülen cemaat mensupları ile birlikte...kullandığı görülmektedir.
02/07/2014 tarihinde ..nın İstanbul 9 ve 16. Ağır Ceza Mahkemeleri ...kan ve üyeleri ile ilgili şikayette ... bizimle birlikte oy kullanmış olsaydı 12 sayısını bulup yargı mensupları hakkında soruşturma açılması yönünde işlem yapılmış olacaktı.
İlker ...buğ'un vekilinin İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ...kan ve üyeleri hakkında yaptıkları şikayetlere 3. Daire soruşturma izni vermemesi üzerine 02/07/2014 tarihinde genel kurula yapılan itirazın incelenmesinde benimle birlikte ..., ..., ..., ..., ..., ...,..., ..., ... soruşturma açılması yönünde oy kullandılar. Ancak Fetullah Gülen cemaat mensupları olarak belirttiğim A.. H.., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve Fetullah Gülen cemaat mensubu olmadığını belirttiğim ... oyları sonucu soruşturma açılamamıştır. Bu toplantıda da 12 rakamını bulamadığımız için Fetullah Gülen cemaat mensupları olarak bilinen hakim ve savcılar hakkında soruşturma yapılamamıştır.
Soruşturma izinlerinin verilmediği 3. Dairenin ...kanı A.. H.. ile sohbet ortamlarında neden soruşturma izni vermiyorsunuz diye bir çok defa söyledim. Kendisi de bana ergenekon soruşturmasının askeri vesayetin kırılması yönünde önemli bir davadır dedi, ben de kendisine olabilir ancak herşeyin hukuki süreçte yürümesi gerekir, bu nedenle yanlış yapan hakim ve savcılar hakkında soruşturma izni verin dedim. Ancak A.. H.. o dönemlerde Fetullah Gülen cemaat mensupları ile birlikte hareket ettiği için soruştuma izni verilmemesi yönünde hareket ediyor ve oy kullanıyordu. Hatta bana arkadaşların mor...ni bozmayalım, bu nedenle izin vermiyoruz derdi. Arkadaşlar diye İstanbul'da görev yapan özel yetkili hakim ve savcıları kastediyordu.
Adli Kolluk Yönetmeliği...Ben bu metin üzerinde çalışma yaparak değişiklikler yaptım...B.. E.. ve A.. H.. ile birlikte bakan bey'in makamına gittik...Bu yönetmeliğe açıklama yapılması gerektiği fikrini A.. H.. bey'e de ilettim. O da metnin hazırlanmasının t...matını verdi. A.. H..'ye de söyledim. Hatta şu anda anlattığım gelişmeleri aynen ona da anlattım. O da okudu, iyi yapmışsın dedi.
A.. H..'nin t...matı ile bu metni kim kaleme aldı bilemiyorum. A.. H.. bu t...matı ...'a verdi. Benim e-postamada HSYK Basın Bürosu gönderdi.
25 Aralık 2013 tarihinde HSYK Genel Kurul toplantısını yaptık. Toplantı bitmeye yakın ...kan Vekili A.. H.. yönetmelik ile ilgili yapılacak açıklama için çalışma yaptığımızı belirtti. Benim düzeltme yaptığım, bakan bey ile mutabık kaldığımız metni yansıya yansıttık. Gelişmeler konusunda ben de açıklamalarda bulundum.
A.. H.. ve ... HSYK'da görev yapan genel sekreterlik ve teftiş kurulunda görev yapan Fetullah Gülen cemaati ile ilgili olan, bu cemaat içerisinde bulunan hakimlerin gönderilmesi ile ilgili genel kurul çalışmaları sırasında Fetullah Gülen cemaat mensupları ile birlikte hareket ederek genel kurula gelmeyip, genel kurulun yapılmasını engellediklerini de belirtmek isterim. A.. H..'ye o gün telefonla ulaşmaya çalıştım. Ancak telefonlar kapalıydı. Hatta ev telefonuna bile cevap vermiyorlardı. Kendisine yaklaşık iki gün ulaşamadım. Amacım ilk toplantıya gelmeyen A.. H..'yi getirmekti. Bu sırada ... ile görüştüm. Bana A.. H..'nin gelmediğini, kendisinin de hastası olması nedeni ile sonucun değişmeyeceğini daha doğrusu toplantı sayısı olan 15'in bulunamadığı için gelmediğini, ikinci toplantıya geleceğini söyledi. A.. H..'ye üçüncü gün ulaştım. Bana yarın yemek yiyelim dedi. Bu üç gün boyunca A.. H.. HSYK'da gelmedi. Kendisi ile yemekli toplantıda bir araya geldiğimizde, abi ikinci toplantıya gel bu işi bitirelim dedim. Kendisi ise bana bu işin doğru olmadığını, kendi elimizle çocuklara kıymak istemiyorum dedi. İkinci toplantıya da gelmeyeceğini söyledi.
Belirlediğimiz genel kurul toplantısı günü de ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve A.. H.. gelmedi. Bu toplantıya ... gelmiş olmasına rağmen kanun gereğince genel kurul toplanabilmesi için 15 sayısını bulamadığımız için genel kurul yapamadık. A.. H.. anlattıklarıma rağmen ikinci toplantıya gelmeyerek genel kurulun yapılmasını engelledi. Fetullah Gülen cemaat mensupları ile birlikte hareket etti.
Ben bu tarihlerde teftiş kurulunda görev yapanların 2010 seçimlerinde bize muh...f kalan hakim ve savcılar üzerinde bir baskı kurmak istediklerini, tacize varan hareketlerde bulunduklarını, gerçeğe uygun olmayan puanlar verdiklerini, hatta Adana örneğinde olduğu gibi bir kısım hakim ve savcıları parlatarak fazla puanlar verip bir kısım hakim ve savcılara da çok düşük puanlar vererek sicillerinin bozulmasına sebebiyet verdiklerini gördüm. Ben bu hususu A.. H.. ile görüştüm.
Hakim aday adayı mülakatlarında dönemin Yargıtay ...kanları, yüksek yargı mensupları, kurul üyelerinin alınmasını istedikleri kişilerin listesi bizzat bana ulaştırırlardı. Çünkü bu insanlarla geli... zamanlarda direk çalışan bendim. Bir dönem A.. H..'nin bilahare M.. Ö.. ve ondan sonra da ... ...'in getirmiş olduğu listeleri ben yapılan çalışmalar sonucu alınması gereken kişiler olarak biliyordum. Bu listelerin de emniyet istihbarat araştırması, çevre araştırması veya bakanlık makamından gelen isimler olarak algılıyordum. Bu üç kişi de bana ve heyette bulunan kişilere bu şekilde bilgi veriyordu.' (Ek 5/1.kl/1-153)
B.. E.. alınan ifadesinde: 'Personel Genel Müdürlüğü’ne A.. H.. Personel Genel Müdürlüğü’nün içinde bulunan bilgi işlem birimine ... tetkik hakimi olarak geldi. Biz bu arkadaşlarla bu süre içinde önce tanıştık. Sonra da bir kaç defa pikniğe gittik...Personel Genel Müdürlüğü’nde çalışan arkadaşlarla belirli aralıklarla bir araya gelmeye ...ladık. Arkasından Personel Genel Müdürlüğü’ne ... ve M.. Ö.. geldiler. Bunlar da bu sohbetlere katılmaya ...ladılar. Bu sohbetlere o sırada A.. H.., ..., ..., ben, M.. Ö.. ve ... katılıyordu.
... ve ... ... geldikten sonra bu arkadaşlar sohbetlere Fethullah Gülen’in CD’lerini getirmeye ...ladılar....Bu sohbetlere o sırada A.. H.., ..., ..., ben, M.. Ö.. ve ... katılıyordu. ... ve ... ... geldikten sonra bu arkadaşlar sohbetlere Fethullah Gülen’in CD’lerini getirmeye ...ladılar.
Aday belirleme sürecinde bu yapıya mensup kişilerle yaptığımız görüşmelerde YARSAV’dan ... isimli bir arkadaş getirdiler. Bu görüşme sırasında A.. H.., İ.. O.. ve ...’ın da olduğunu hatırlıyorum.
Kurulda blok h...nde bu yapıyla birlikte hareket eden 8 üye vardı. Adli yargıdan 5 üye, bunlar ..., ..., ..., ... ve ...’ydu. (... %60-70 oranında) İdari yargıda; ... ve ... bir de sayın Cumhur...kanımız tarafından seçilen üyelerden Prof. .... Bütün kritik konularda bu 8 üye birlikte hareket ediyordu. A.. H.. de çoğunlukla onlarla birlikte hareket etmekle birlikte önemli konularda ... Bey ile birlikte onunla görüşüyor ve bizimle birlikte hareket etmesini sağlayabiliyorduk.
... beni ar...ak seçimlerle ilgili bir ön görüşme yapmak istediklerini ve akşama kendi evine yemekli olarak beklediğini söyledi. Arkadaşlar yemeklerini yemişlerdi ve bir yansıtma cihazıyla duvara yansıttıkları isimleri değerlendiriyorlardı. Hatırladığım kadarıyla evde HSYK’daki cemaatçi arkadaşlar, İ.. O.., A.. H.., zaten genel sekreter ...’nın evindeydik, genel sekreter yardımcısı ... ve genel sekreterlikten bir iki arkadaş daha olabilir...
... bey Danıştay ziyareti sırasında A.. H.. ile karşılaşmış. A.. H.., ... Bey’e biz ... Bey ile bu kadar yıllık arkadaşız, geçmişte hizmetin evlerine o benden daha çok gidip geldi, niye arayıp sormuyor diye yakınmış. ... beyin bu konuşmayı bana iletmesi üzerine ben A.. H..’ye bir mesaj atmıştım.'(Ek 5/1.kl/154-281, 331, Ek 5/4.kl/434,
M.. Ö.. alınan ifadesinde: '2005 yılından sonra gelen tetkik hakimlerinin çoğunluğu Fetullah Gülen cemaati mensubu kişilerdir. Bu kişilerin getirilmesinde en çok İ.. O.., A.. H.., B.. E..'in etkisi olmuştur. Kimlerin geleceğine bu kişiler karar veriyordu. Daha doğrusu bu kişiler refere ederdi, üst makamda uygun görürdü.
Kasım - Aralık 2001 tarihinde ben Personel Genel Müdürlüğü Tetkik Hakimliğinde görevlendirildim. A.. H.. beni Ankara'ya çağırdı. Seni ..'ya Bakanlığa alacağız dedi. Hatta Personel Genel Müdürlüğüne alacağız dedi.
Ben bakanlığa ilk geldiğimde...bizim sohbet grubumuz ise, B.. E.., İ.. O.., A.. H.., ... ve ...'dan oluşmaktaydı...O dönemde bu kişilerle birlikte ayda bir evlerimizde sohbet toplantıları yapardık...Fetullah Gülen'in kitapları okunur, birlikte namaz kılınırdı. O dönemde para toplama işini ise ...'ın yaptığını hatırlıyorum.
Ekim 2012 tarihine kadar ben Bakanlık Personel Genel Müdürü olarak görev yaptım. Haziran 2012 tarihlerinde dönemin bakanı ... benimle çalışmak istemediğini belli etmeye ...ladı...İ.. O.. ve A.. H..'ye anlattım. O dönemde Yargıtay üyeliği seçimi olunca beni İ.. O.. ve A.. H..'nin gayreti ile Yargıtay üyeliğine seçtiler. (Ek 5/4.kl/434)
... alınan ifadesinde: HSYK seçimi yapıldıktan sonra HSYK'da görev yapacak olan genel sekreter, genel sekreter yardımcıları ve tetkik hakimi ile diğer personelin seçimine gelindiğinde bakanlık bürokrasisinden gelen İ.. O.., A.. H.., B.. E..'in önerileri doğrultusunda bakanlıktaki tetkik hakimi ve diğer personellerden seçim yapıldı. Ayrıca kurul sekreteryası oluşturulurken bakanlıktaki kadro olduğu gibi HSYK'ya taşınmıştı. Bu sebeple bakanlık bürokrasisinden gelenlerle HSYK Sekreteryasında görev alan herkes birbirini tanıyordu.
Bakanlık bürokrasisinden gelen adaylar arasında daha sıkı bir iletişim vardı ve ben dışladığımı hissediyordum. Genelde bakanlığa ziyaretlere İ.. O.. ile A.. H.. birlikte gitmekte idiler.
Yargıtay ve Danıştay üyelerinin seçimi gündeme geldiğinde..bir hafta sonu o dönem ki Genel Sekreter olan ...'nın evinde kahvaltı yapılacağı söylenildi. Ben o kahvaltıya İstanbul'dan geldim. Bu sebeple geç kalmıştım ve kahvaltı bittikten sonra ...'nın evine vardım. Bu kahvaltıda A.. H.., İ.. O.., B.. E.., ..., ..., ... bulunmaktaydılar. Belki şuan hatırlayamadığım bir kaç üye daha bulunmuş olabilirler. Ancak Yargıtay ve Danıştay'dan gelen üyeler bulunmamaktaydılar. Hatırladığım kadarıyla A.. H.. beni bu kahvaltıya davet etmişti. Burada yine seçilecek adayların durumları konuşuldu..Ben bu görüşmelerdeki konuşmalardan A.. H.. ve İ.. O..'un veya genel sekreterlikte görevli sekreter veya yardımcılarının Danıştay ve Yargıtaydan gelen üyeler ile de görüştüklerini anlamıştım. (Ek 5/3.kl/315)
... alınan ifadesinde: 2010 HSYK seçimlerinden sonra Yargıtay ve Danıştay'a yeni üyelerin seçilmesi gündeme geldi. Bu e Yargıtay üyesi olabilecek hakim ve savcıların isimleri yansıtılmaya ...landı. Önce cemaat mensubu olarak belirtilen hakim ve savcıların belirlenmeye ...landı. Bu kişilerin isimlerinin belirlenmesinde ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ismini hatırlayamadığım kurul üyesi dışında ki kişilerin etkin olduğunu gördüm.
Fetullah Gülen cemaat mensuplarının belirledikleri 89 sayısını yeterli olmadığı söylemeleri ve ...layan tartışma sonucu ayağı kalktık, evin değişik yerlerinde kümeleşmeye ve yüksek sesle konuşmaya ...ladık. Benim bulunduğum grupta ... 140'tan aşağı olmayacaklarını yüksek sesle söyledi.
Bu toplantılar esnasında İ.. O.., B.. E.. ve A.. H..'nin de bu cemaate yakın durduklarını ve sempati ile yaklaştıklarını gördüm. Bu kişilerin Fetullah Gülen cemaati içinden geldiklerini anlayamamıştım. Fetullah Gülen cemaat sohbetlerine kurul zamanında bu kişilerde katıldılar.
...'nin evinde de bir araya geldik. Bu evdeki toplantıya İ.. O.., ..., ..., A.. H.., ..., ..., ..., ..., ..., B.. E.. ve ben kurul üyesi olarak katıldım. Bizim dışımızda ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... katıldı. Toplantı sonucu Fetullah Gülen cemaat mensuplarının 108 sayısına razı olduklarını gördüm.
Bu toplantıda Fetullah Gülen cemaat mensubu kurul üyeleri ile cemaat mensubu olan diğer hakim ve savcıların Fetullah Gülen mensubu olan kişilerden hangilerinin Yargıtay üyesi olacağına ilişkin yaptıkları tespitler sonucu bu isimler yazıldı. Bu sayının 108 olduğu anlaşıldı. Bu listenin belirlenmesinde benim bir dahilim olmadı. Bu listeyi ..., ..., ..., ..., ... belirlemişti. Bunların zikrettiği isimlerin B.. E.., İ.. O.. ve A.. H..'nin de görüşünü belirtmesinden sonra isimler kağıda yazılmaya devam edildi.
Bu toplantı ...lamadan önce önceden belirlenen 300-400 kişiden oluşan bir aday havuzu vardı. Bu isimlerin yer aldığı liste toplantıya katılanların bir kısmında vardı. Bu isimler okunuyordu. Cemaatin adayları olarak bu liste içinden belirlenmişti. Bu listeyi ... ile Yargıtay'dan gelen tetkik hakimleri ve savcıların hazırladığını biliyorum. Bu şekilde evlerde yapılan toplantılara ben katılmadım. Ancak benim duyduğum kadarıyla İ.. O.., A.. H.., B.. E.., ..., ... ve ...'ın bizi çağırmadan belirlenen isimler üzerinde tekrar toplantılar yapmışlar.
Yargıtay için belirlenen 160 kişinin 108 kişisi Fetullah Gülen cemaat mensubu kişilerden oluşmakta idi. Ancak seçimlerden sonra cemaat mensupları kendilerinden olmadığını belirtip, 4 ismi daha Yargıtay üyesi seçtirmeyi ...armışlardı.
Yargıtay ve Danıştay üyelerinin seçiminden sonra Fetullah Gülen cemaat mensubu olarak bildiğim ... bizi cemaat dayanışması ve arkadaşlık ilişkilerimizin gelişmesi amacıyla biraraya topluyordu. Bu toplantıları ... organize ediyordu. Dönüşümlü olarak kendi evlerimizde toplanıyorduk. Bu toplantılara A.. H.., İ.. O.., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., B.. E.., ..., ... ve ben katılıyordum. Tüm sohbet toplantılarına bu üyelerin tümü de katılmıyordu. Toplanacak yer uzak ise diğer arkadaşlar katılmıyordu. Bu arkadaşlarda kendi aralarında toplanıyorlardı.
Belirttiğim isimler dışında sohbetlere Fetullah Gülen cemaati içinde etkin yerde olduklarını öğrendiğim kişilerde gelmekte idi. ...'nin ...'ın evinde yapılan sohbet toplantısına katıldığını biliyorum.
... dışında kurul üyesi olmayan veya kurulda görev yapmayan ..in de ...'ın kurul içinde düzenlediği cemaat sohbetlerinin birine katılmıştır. A.. H..'nin evinde bu şekilde yapılan sohbet toplantısına katılmıştır. Bu kişinin yargıda cemaat adına etkin olduğunu bana bilahare A.. H.. söylemişti. Hatta bu kişi için cemaatte etkin olan bu kişinin yargıyı mahvettiğini belirtip, ...'e kızmıştı. A.. H.. ...ka günlerde de ...'e yargıyı düşürdükleri durumu söyleyip, kifayetsiz adam diye söyleniyordu.
Kurul üyesi olduğum dönemlerde ...'ın organize ettiği Fetullah Gülen cemaat sohbetleri 2012 yılına kadar 15 günde bir yada ayda bir düzenli olarak devam etti.
İ.. O.., A.. H.. ve B.. E.. Fetullah Gülen cemaati mensuplarının yargı içerisinde önlerini açmışlardır. Bu açmaları sonucunda da Fetullah Gülen cemaati İ.. O.., A.. H.. ve B.. E..'in önlerini açıp, bu kişilerin bürokrasi içerisinde yükselmelerini sağlamışlardır. Her üç kişi cemaat önünde mesafe koyar gibi davranmışlar ise de aslında bu davranışlarının cemaate yaptıkları naz olarak nitelendirmiştim.
A.. H..'nin bu bildiriyi basın açıklaması şeklinde yapmayacağını, ancak genel kurul kararı olarak bir karar alınabileceğini belirtmesi üzerine genel kurul gündemine getirildi. İ.. O.. bu bildiriyi çok önceden hazırlamaya çalıştığını biliyordum. Yayınlanmasının ...'ın bildirisinin dağıtması ile aynı güne ve yakın saate getirilmesi sekreteryanın bilinçli olarak yaptığı inancı bende de oluşmuştu."(Ek 5/4.kl/434)
... alınan ifadesinde: 'HSYK'nın 2014 üyelik seçimleri sürecinde A.. H..'nin adının örgüt toplantılarında geçtiğini duymuştum. Ben kendisini örgüt içerisinde yargı kolunda önemli bir kişi olarak düşündüm. Son zamanlarda basında yer alan A.. H..'nin itiraflarına dair haberleri okuduğumda bu kadar önemli bir kişinin çok az bilgi verdiğini düşündüm. Hatta eş zamanlı olarak 22 yıllık bir üst düzey subayın itirafçı olarak verdiği isimleri medyadan görmüştüm. Gerek A.. H.. gerekse de bu 22 yıllık üst düzey subayın basına yansıyan beyanlarında geçen çok daha fazlasını bildiklerini düşündüm. Özellikle bu isimler gibi önemli isimlerin verdiği ifadelerde genel olarak kamuoyuna yansıyan bilgileri tekrar edip etmedikleri, o güne kadar hiç dile gelmemiş yeni bir şeyler söyleyip söylemedikleri, abileri pozisyonlarındaki sivil yapı hakkında bilgi verip vermedikleri onların ne derecede ...mi olduklarını gösterir diye düşünüyorum. Her cemaat biriminin mutlaka bir sivil yapılanması vardır.' (Ek 5/3.kl/478)
... alınan ifadesinde: '2011 yılında hatırlamadığım tarihte eski HSYK 3. Dairesi ...kanı A.. H.. ... Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde okuyan oğlu ... ...e aracılığıyla bir hafta kadar Ankara'da Bahçelievler'deki TUSSO evlerinde yanımızda kaldı. Yaz okulunda kaldığı için ben ve ... bir iki hafta kadar ismini hatırlamadığım A.. H..'nin oğluna ders çalıştırdık.
2011 veya 2012 yılı içerisinde ..ilinde bulunan tüm hakim savcı stajyerleri arasında Fethullah gülene ait sonsuz nur isimli kitaptan sınav yapıldı. Sınavda ...arılı olan ... ...e ile ... birlikte Bosna gezisine katıldılar. Tüm masrafları yapı tarafından karşılandı. Ayrıca örgütün t...matlarıyla bu yapıya mensup tüm stajyer hakim savcıların genel olarak Ankara ilinde stajlarını tamamlamaları gerçekleştirildi, daha sonra bu durumun deşifre olma ihtim... ortaya çıkınca İzmir, İstanbul,..vs illerde de staj yaptırıldığını biliyorum, duydum.
2010 Mayıs ayında hakim adayı olarak ...ladık. Bir iki ay sonra Ankara 5. İdare Mahkemesi tarafından sınavına girdiğim mülhakatın yürütmesi kamera sistemi kurulmadığı için durduruldu. Bu yapının t...matıyla 12. Dönem hakim savcı adayları olarak on beş günde bir müdahil olarak davaya katılarak dava sürecini 2012 yılının sonuna kadar uzattık. Bu t...matı bana ... ...e verdi ancak bu FETÖ/PDY yapılanması içerisinde yer almayan kişilerde müdahil olarak davaya katıldı.
2011 yılında 12. Dönem hakim adayları olarak akademi eğitimine ...ladık. Beş ayrı sınıfımız vardı. Her sınıfın ...kanlan bu yapıya ait kişilerdi ve seçilirlerdi. Bizim sınıfın ...kanı ... ...e idi, üçüncü sınıfın ...kanlan ... ve ... idi. Dördüncü sınıfın ...kanı ... ... idi. Beşinci sınıfın ...kanı ... idi. Bu sayede ilk akademi dönemimdeki tüm sosyal etkinlikler bu yapı tarafından organize ediliyordu.
2012 yılında ikinci akademi eğitimine ...ladık. Bu eğitim sırasında ... bana sınıf ...kan adayı olmamı söyledi. Bu sırada yapıya mensup olmayan ... bende aday olmak istiyorum deyince bende ...'u sevdiğim için çekildim ve ...kan ... oldu. Bunun üzerine bende ...'ın teklifiyle yıllık kurulu adayı olmamı söyledi.
Ben de bu durumu ...ye anlattım. ..de sıkıntı olmadığını, aday olabileceğimi söyleyince bende yıllık kurulu adayı oldum. Tek aday olarak girdim ve elli kişinin kırkyedisinin oyunu aldım ve yıllık kuruluna girdim. Yine ... ...e'nin t...matıyla ... ve ... kendi sınıflarından yıllık kurulu üyesi seçilmişlerdir. Diğer yıllık kurulu üyelerimiz dört kişi diye hatırlıyorum ve bu kişiler yapıya mensup değildi. Bayanlardan ...'de FETÖ/PDY mensubuydu. İkinci akademi dönemindeki sınıf ...kanlarından ..ve savcılık sınıf ...kanı ..dı. Onikinci dönem adli yargı hakim ve savcılık stajının akademi döneminde sınıf ...kanları ve kurul üyeleri tamamiyle FETÖ/PDY yapılanmasına mensup kişilerden oluşmamaktaydı çünkü bir dönem önce onbirinci dönem adli yargı hakim ve savcı adaylarının akademi döneminde yaşanan tartışmalardan dolayı tüm sınıf ...kanlarının ve yıllık kurulunun bu yapıya mensup kişilerden olmasından vazgeçildi.
Akademi eğitimi sırasında tedbir yapmamız isteniyordu. Akademi mescidinde namaz kılmamız, cuma namazına gitmemiz yasaktı. Ruhsatı olanlar imayla namaz kılıyordu. Ruhsatı olanlar beşinci kademede olanlardı, ruhsatı da ... ...e veriyordu. ... ...e'ye de muhtemelen daha üst düzeydekiler vermiştir. Ruhsatı olmayanlar namazlarını cem ediyordu yada akademi yurdunda kalan bu yapılanmaya ait arkadaşların odasınlıyordu. Ruhsatı olanlar beşinci kademede olanlardı, ruhsatı da ... ...e veriyordu. ... ...e'ye de muhtemelen daha üst düzeydekiler vermiştir. Ruhsatı olmayanlar namazlarını cem ediyordu yada akademi yurdunda kalan bu yapılanmaya ait arkadaşların odasında kılıyorlardı.
Şöyle bir olay olmuştu: 2012 yılında avukatlık mesleğinden hakim savcı mesleğine çok sayıda geçiş olacağı söylendi. Bu kapsamda eski bakanımız ... akademiye ziyarete geldiği sırada yapı Ankara'da bulunan tüm hakim savcı stajyerlerini akademiye çağırdı ve tüm stajyer hakim savcılar akademide kahvaltı yaptılar. Bahçelerinde gezdiler, oturacak yer bırakmaksızın kalabalık oluşturdular. Amaçta şuydu; akademide yer yok imajı yaratarak avukatlıktan mesleğe geçişi engellemekti çünkü avukatlıktan mesleğe geçiş olması durumunda yapıya ait hakim savcı aday adaylarının girmesi engellenecekti. Bu t...matı da bana ... ...e verdi. Her dönemin devre abisi de yapıya bu t...matı iletti.
Ben yapılanma içerisinde yer aldığım süre boyunca büyük bir kısmında yani 2012'ye kadar dördüncü derecedeydim. 2012 yılında grup sorumluluğu ile birlikte beşinci dereceye yükseldim ancak bana kod ismi verilmedi çünkü uzun bir süre dördüncü derecedeydim.' (Ek 5/4.kl/434)
Gizli tanık ... alınan ifadesinde: 'Atalamalar yapılırken HSYK ve Adalet Bakanlığı devreye sokularak her mahkemeye yeteri kadar cemaatçi hakim yerleştirilirdi. Bunların hepsi İ.. O.. ve A.. H.. vasıtası ile takip ederdik.
Adana'da CMK'nın 250 ile yetkili ... isimli savcıya Organize Büro amiri ..giderek bizim gönderdiğimiz adamları neden tutuklamaya sevk etmediniz demesi üzerine, savcı beyde bir an kızarak ben Cumhuriyetin savcısıyım. Sizden t...mat mı alacağım diyerek odadan kovdu. Bunun üzerine ...'nın özel yetkisi elinden alındı. Ben o zaman cemaatteydim. Bu hareketimiz ile İ.. O..'da bunu görevinden aldı. İ.. O..'da ile A.. H.. birbirleriyle paslaşıyorlardı.' (Ek 5/1.kl/294-297)
Gizli tanık ... alınan ifadesinde: 'A.. H.., 12 Eylül 2010 referandumundan sonraki süreçte HSYK'ya alınmış, paralel yapı içindeki önemli isimlerdendir. Türkiye genelindeki Adliye atamaları kendisine bildirilir ve aracılığı ile atamalar yapılır.' (Ek 5/3.kl/524-531)
... alınan ifadesinde: 'A.. H..’yi ben Yargıtay’a geldiğimden cemaatçi olarak söylemişlerdi. Hatta ... ...kanım da ben aracı kıldığı bir şey söylemek için gönderdi ayrılırken İstanbul’a giderken onu nakletmiştim kendisine. Onun da cemaatçi olduğu konusunda bir şüphem yoktu yani o dönemde.'(Ek 5/4.kl/434)
... alınan ifadesinde: '.. 1995 yılı...Eylül ayında ise...'da Eğitim Merkezinde ve Danıştay'da staj yapacağım için Eylül ayında Ankara iline taşındım. Ben Ankara'da iken benimle bu yapı adına temas kuran ilk isim ... idi. ... beni sohbete davet etti. Ayrıca o dönem; bu yapıya mensup olup da adli yargı hakim adayı olan tanıdıklarımız da vardı. Bu isimler arasında;.A.. H.....' (Ek 5/1.kl/334)
V.. B.. alınan ifadesinde: 'Yapıya mensup olanlar arasında ......A.. H.....' (Ek 5/3.kl/508)
Şeklinde beyanda bulundukları anlaşılmış, tanık beyanlarını içeren CD iddianameye eklenmiştir. (Ek 5/4.kl/434)
HTS Baz An...zi
Şüpheli A.. H..'nin ... nolu GSM hattının en çok görüşme yaptığı şahısların FETÖ şüpheli/sanıkları olduğu,
Şüphelinin hain darbe girişiminin yaşandığı 15.07.2016 gecesi saat 21.25'te FETÖ şüpheli/sanığı HSYK eski üyesi ... ile irtibatının bulunduğu,
Şüpheli A.. H.., FETÖ sanığı Yargıtay eski üyesi ..., örgütün sivil imamı .. kod adını ve (... ID) kullanıcısı ...i Michigan eyaletinde bulunan bir hat ile 2013-2015-2016 yıllarına ait ortak irtibat tespit edildiği, (Ek 3/1-10)
Şüphelinin Emniyet Genel müdürlüğü KOM Daire ...kanlığı nezdinde bulunan FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün tepe yöneticileri ile irtibatları HTS kayıtları üzerinden yapılan inceleme sonucu düzenlenen HTS An...z raporunda; örgütün yüksek yargıdan sorumlu ikinci imamı Emniyet Genel Müdürlüğü ... Hukuk Müşaviri, 22.09.2015 tarihinde yurtdışına kaçmış olan Osman Karakuş ile 04.04.2007-16.10.2013 tarihleri arasında arama/aranma/mesaj kayıtlarının bulunduğu, (Ek 3/11-21)Anlaşılmıştır.
.........Şüpheliye atfedilen silahlı terör örgütü yöneticisi olmak fiili, ağır ceza mahkemelerinin görev alanına giren ve temadi eden suçlardan olup, temadinin, fiili veya hukuki kesinti gerçekle...e kadar devam ettiği, bu itibarla; kesinti yani yakalanma tarihi, itibariyle işlenmekte olan bir suç söz konusu olduğundan, suçüstü h... gerçekleşmiş olup, kişinin bu suçu, örgütün amaçları doğrultusunda herhangi bir kamu göreviyle bağlantılı ve görevden yararlanılarak işlemesi zorunlu olmadığı gibi, failin memur olmasının da kurucu unsur olmadığı, yürütülen hakimlik ve Cumhuriyet savcılığı sıfatından bağımsız olarak özünde anılan örgütün, nihai amacına ulaşması motivasyonuyla diğer örgüt mensupları ile birlikte hareket ettiği, failin yöneticisi olduğu iddia edilen FETÖ/PDY örgütünün 15.07.2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsünün arkasındaki yapılanma olup, TCK'nın 309 maddesi kapsamındaki Anayasayı ihlal suçunun işlendiği, şüphelinin eyleminin bu vehamete giden süreçte geçitli suç niteliğinde olan silahlı terör örgütü yönetici olmak suçunu oluşturması nedeniyle sürecin birlikte değerlendirilmesinin zorunlu olduğu da dikkate alındığında, 2797 Sayılı Yargıtay Kanunu, Madde 46: (Mülga altıncı fıkra: 2/1/2017-KHK-680/5 md.; Yeniden düzenleme: 17/4/2017-KHK-690/2 md.) Ağır ceza mahkemesinin görevine giren kişisel suçlarla ilgili suçüstü h...nde genel hükümlere göre yürütülen soruşturma sonucunda dosya, düzenlenen fezlekeyle birlikte Yargıtay Cumhuriyet ...savcılığına gönderilir yönündeki düzenleme ile aynı doğrultuda bulunan 6087 Sayılı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanununun 38/9. Maddesi hükümleri dikkate alındığında soruşturmada ...savcılığımızın görevli ve yetkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Şüpheli A.. H..'nin savunması, yukarıda ayrıntıları açıklanan tanık beyanları ve diğer deliller göre;
Adalet Bakanlığında çalıştığı dönemde;
Şüpheli A.. H..'nin, örgüt liderinin 'hizmetten olanların önünü açın' yönündeki fetvası ve örgütün amaçları doğrultusunda;
Örgüt yöneticiliğinden şüpheli/sanık konumundaki B.. E..'in, 12.04.1996 tarihinde, bundan sadece 14 gün sonra olmak üzere 26.04.1996 tarihinde İ.. O..'un, 21 gün sonra da 17.05.1996 tarihinde ...'ın, Personel Genel Müdürlüğü'nde tetkik hakimi olarak ...lamalarından bir süre sonra şüphelinin aynı birime tetkik hakimi olarak geldiği,
B.. E..'in, 12.04.1996-2004 arası tetkik hakimliği, 2004-2007 arası daire ...kanı, 2007-2008 arası Personel Genel Müdür Yardımcısı, 10.10.2008 tarihinden itibaren Personel Genel Müdürlüğü,
İ.. O..'un; Personel Genel Müdürlüğü'nde 26.04.1996 tarihinden itibaren tetkik hakimliği, 2003-2004 arası Daire ...kanlığı, 2004-2007 arası Personel Genel Müdür Yardımcılığı, 2007-2008 arası Personel Genel Müdürlüğü, 14.11.2008-25.10.2010 arası Müsteşar Yardımcılığı,
...'ın; Personel Genel Müdürlüğü'nde 17.05.1996 tarihinden itibaren tetkik hakimliği, 2003-2006 arası Daire ...kanlığı, 2008-19.01.2010 arası Müsteşar Yardımcılığı,
Şüpheli A.. H..'nin de Tetkik Hakimliği, Personel Genel Müdürlüğü Yardımcılığı ve Müsteşar Yardımcılığı, Görevlerinde bulundukları,
Şüphelinin yukarıda isimleri sayılan haklarında örgüt yöneticiliği suçundan kamu davası açılmış bulunan İ.. O.., B.. E.. ve ... ile birlikte;
(... ID) nolu ByLock hesabının aktif kullanıcısı '..., ...' kod adlarını kullanan M.. Ö..,
(... ID) nolu ByLock hesabının aktif kullanıcısı '..., .. kod adlarını kullanan ...,
(... ID, ..ID) nolu ByLock hesaplarının aktif kullanıcısı, '...' kod adlarını kullanan ...,
ByLock abone listesinin ..nci satırlarında kaydı bulunan ...,
(... ID) nolu ByLock hesabının aktif kullanıcısı '..., ...' kod adını kullanan ...,
ByLock abone listesinin .. satırında kayıtlı bulunan ...,
ByLock abone listesinin ..ve 19872’nci satırlarında kaydı bulunan ...,
ByLock abone listesinin ..satırında kaydı bulunan ...,
Gibi birçok örgüt mensubunun bakanlıktaki kadrolaşmasını sağladıkları, bu hususun iddianame ekinde sunulan şema ile de teyit edildiği, bu kapsamdaki planlar ve stratejilerin yapı içerisinde gerçekleştirilen gizli toplantılarda oluşturulduğu, şüphelinin içinde bulunduğu yukarıda bahsedilen ekip tarafından icra edildiği,
M.. Ö.. ile ...'ün 10.12.2001 tarihinde personel genel müdürlüğüne tetkik hakimi olarak alınmasının hemen akabinde, M.. Ö.. ile ...'ün organizesinde, İ.. O.., B.. E.., ... ile şüpheli A.. H..'nin gizliliğe riayet çerçevesinde gerçekleştirilen örgütsel sohbet toplantılarına ...ladıkları, bu hususun, A.. H.., M.. Ö.., B.. E..'in ifadelerinde geçtiği şekliyle 'Bu sohbetler daha önce yapılan Fetullah Gülen cemaat mensuplarının bir araya geldiği sohbet toplantıları şeklinde olmaktaydı. Sohbetlerde Risalei Nur okunuyor, Fetullah Gülen'in kitapları okunuyor ve Fetullah Gülen CD'leri izleniyordu' şeklindeki konsept içerisinde gerçekleştiği,
Örgütsel sohbet toplantılarında örgüt adına verilen himmetleri M.. Ö..'in topladığı,
2007-2008 yıllarında örgüt mensuplarının üst sorumlusunun ... olduğu dönemlerde, ..Çukurambar'da B.. E.., ..., ..., ..., ..., ..., ...'in katılımı ile gerçekleştirilen toplantılara şüphelinin de katıldığı, bu hususun o dönem aynı evde kaldığı anlaşılan ve gerçekle... bir hırsızlık olayı nedeniyle şikayetçi sıfatı ile ifadesi d..., ..., ..., ..., ..., ...'in katılımı ile gerçekleştirilen toplantılara şüphelinin de katıldığı, bu hususun o dönem aynı evde kaldığı anlaşılan ve gerçekle... bir hırsızlık olayı nedeniyle şikayetçi sıfatı ile ifadesi de alınmış bulunan yargı eski mensubu ...'ın beyanı ile teyit edildiği,
Şüphelinin, örgüt mensuplarının bakanlığa alınmasında çok etkin şekilde fa...yet yürüttüğü, adeta bakanlıkta örgütün kadrolaşmasının icrasında önemli bir aşamaya geçildiği, bu kapsamda, şüphelinin Adalet Bakanlığı görev süresi içerisinde bir bölümüne katıldığı hakim savcı alımına ilişkin mülakatları kazanan adayların büyük bölümünün örgüt mensuplarının oluşturduğu,
Adalet Akademisi dönemi
Örgütün amaç ve fa...yetleri doğrultusunda yargı mahrem sınıfının en temel birimine örgütün sirayetini sağlamak kapsamında, 2006 yılından itibaren şüphelinin Adalet Akademisi yönetim kuruluna girdiği, sonrasında 13.02.2009-25.10.2010 tarihleri arasında Türkiye Adalet Akademisi ...kanlığı yaptığı, yardımcılığını örgüt mensubu ...'ın (19.12.2008-25.02.2011) yürüttüğü,
Şüphelinin Akademi ...kanı olduğu dönemde Adalet Akademisi müdürlüğüne 01.04.2009-25.10.2010 tarihleri arasında ...'nın getirilmesini sağladığı, akademi kadrosunun örgüt mensuplarından oluşturulması ve örgüte eleman temini ile örgüt mensupları arasındaki dayanışmanın pekiştirilmesi noktasında aktif fa...yet yürüttüğü,
Kendisinden sonra örgüt mensubu ...'ın 21.12.2010-27.02.2014 tarihleri arasında Adalet Akademisi ...kanlığı yaptığı, 30.05.2011-27.02.2014 döneminde de yine yardımıcısının örgüt mensubu ... Yardımcı olduğu
Örgütün staj döneminden itibaren örgüt mensuplarının ayrıştırılarak ayrı evlerde barınmaları ve eğitimlerinin sağlandığı, bu kapsamda ifadeleri alınan yargı eski mensupları;
... tarafından, '1996 yılından itibaren cemaat/örgüt hukuk fakültesi mezunlarını kamuya sokma fa...yetlerine ...lamışlardı ve bu çalışma Ankara ilinden yönlendiriliyordu. Ankara ilinden bu fa...yeti yönlendiren kişilerden biri soy ismini bilmediğim ... isimli kişidir. Diğeri ise bir dönem Adalet Bakanlığı Müsteşarlığı yapan B.. E..'dir. 2000 yılında ... isimli şahıs ve B.. E.. ile Konya Meram'da görüştük. Bu dönemde B.. E.., Adalet Bakanlığı Tetkik Hâkimiydi,..isimli kişi ve B.. E.. mezun olanların kamu kurumlarında olmasına önem veriyorlar, yerleştirilmesi hususunda telkinlerde bulunarak bizlere evler açacaklarını söylüyorlardı...Bu strateji izlenerek alım aşaması tamamlanıyordu. 2004 yılında B.. E.. Daire ...kanı olup işleri yoğunlaştığı için bu görevlerini Yargıtay Savcısı ... isimli kişiye devretti ve genel koordineyi bu kişi sağlamaya ...ladı. 2001 yılından 2004 yılına kadar daha önce bahsettiğim sınav birimini B.. E.. ve ... takip etti. 2004 yılına kadar sınavlarla ilgili görüşmeler.. gözetiminde Ankara Keçiören'de bir evde yapılıyordu. Ben de Konya murakıbı olarak bu görüşmelere katıldım.'
B.. E.. tarafından '1999-2004 yılları arasında hukuk fakültesi mezunlarının kalmış oldukları evlere dinî içerikli, motivasyon amaçlı sohbetler yapmak amacıyla gitmiştim. Gitmiş olduğum bu evlerin...Fethullah Gülen Cemaatine ait olduğunu biliyordum... Bu cemaatin genel tavrı ve özelliği gereği kendi ellerinde yetişmemiş ve cemaat geçmişi olmayan birine adaylık ve mezun hizmeti gibi cemaatin önemli sayılacak işlerinin sorumluluğunu vermezler, ana sorumluyu tam olarak bilmemekle beraber benim gözlemleyebildiğim kadarıyla bu işleri yani mezunların organize edilme işlerini, Ankara’ya getirilip evlerinin tutulma işlerini, her türlü ihtiyaçlarının görülme işlerini fakültedeyken hizmet dedikleri yapı içinde sorumluluklar almış, hizmet denilen yapının iç işleyişini iyi bilen ve kendisine güvenilen hakim adayları yürütüyorlardı. Mesela bu kişiler beni sohbet yapmak üzere bu evlere getirip götüren, ... ... ve .. gibi adaylardı... ve ... gibi isimler gelinceye kadar. Bunlar geldikten sonra ki bunların tamamı ...’de oturuyorlardı ve komşularımızdı ve bakanlıkta, serviste her gün gelip giderken tanışmıştık. Beni daha sonra bu sohbetlere yapmak üzere bu şahıslar davet ediyordu. Taki ... diye bir kişi gelip bu işler sanıyorum kendisine verilinceye kadar bu kişi geldikten sonra da ..sanıyorum beni bir iki defa davet etti. ... dışarıdan kabul ettikleri bir şahsın hem gelip gitmesini hem de yaptıkları sohbetin içeriğini beğenmediği için de kısa süre sonra artık beni çağırmaz oldular. Bu kişinin ifadesinde geçen ve bunların aday ve mezun hizmeti dediği birimlerle ve kişilerle olan irtibatım bundan ibarettir ve 2004 yılı itibariyle yukarıda anlattığım şekilde ... isimli kişinin gelmesiyle de bıçak gibi kesilmiştir...'
... tarafından 'Ben daha önceki ifademde ..'daki hakim savcı adaylığındaki evlerin örgüt yapılanmasında...13. Dönem hakim savcı adayı olarak göreve ...ladıktan sonra ...'nın altında dört adet ev bulunduğunu, bu evlerden birincisinde; ... (ev ablası ve aynı zamanda devre mesulü), ..., ..., ...'nın kaldığını, bu evlerden ikincisinde; ... (ev sorumlusu), ...... ve benim kaldığımı, bu evlerden üçüncü evde; ...n kaldığını, bu evlerden dördüncü evde; ... isimli şahıs, ... isimli şahıs ve ... ve ...'nın kaldığını...söylemiştim. İfadelerim doğrudur. Bana Bylock programını daha önce ifademde ismini belirttiğim ve teşhis ettiğim ... yükledi ve bu program üzerinden yazışacağımızı söyledi. O dönemde ... Bylock'u bana yükleme sebebini HSYK...seçimleri olduğunu...belirtti.'
... tarafından ...ya akademi eğitimi için çağrıldığımızda kimlerin akademi yurdunda, kimlerin FETÖ'ye ait evlerde kalacağını yine onlar belirlediler. Ben akademinin yurduna yerleştirildim. Yurda yerleştirilmemizdeki amaç ise yurtta kalan diğer adayları bunlarla sıkı ilişkiler kurmak kaydıyla detaylı olarak tanımak ve bu kişilerin yapıya olan bakış açılarını tespit etmekti. Bunu da yaparken herşey gizli tutuluyordu. Hatta yapıda olanlar akademide çok fazla birbirleriyle görüşmüyorlardı.'
Şeklinde ifade edildiği,
Şüphelinin yardımcıları ... ve ... ile organize şekilde örgütün amaçları doğrultusunda gerçekleştirdikleri fa...yetler ile ilgili olarak;
... tarafından 'yapıda olduğunu bildiğim kişiler Akademideki sınıfta aktif olan ve dersleri takip etmeyip sosyal fa...yetlerle ilgilenen fetö lehine söylemlerde bulunan akademinin yönetim kadrosu ile yani cemaatin üst düzey kişilerinden olduğunu bildiğim A.. H.. ve ... ile çok sıkı ilişkileri olan sürekli cemaati öven fetöcü olduğunu bildiğim kişiler; ..., akademide aynı sınıftaydık. Sınıf ...kanıydı derslere girmek zorunda olmasına rağmen ...'nın müsaade etmesi üzerine derslere girmiyordu. Fetö organizasyonları yaparak fetöcü şahısların birbiri ile daha sıkı iletişim içerisinde olmasını sağlıyordu. ..., akademide sınıf ...kanlığı yapmış ve yıllık-balo heyetinde yer almıştır. Akademideki ...kan, müdür ve tetkik hakimleri bize daha mesafeli davranırken bu şahıslara ayrıcalıklı davranıyorlardı. Akademi sonunda bitirme ödevi şeklinde kapsamlı bir ödev hazırlamamız gerekti. Biz bu ödevi hazırlamamıza rağmen saymış olduğum bu isimlerin çoğu hiç bir ödev hazırlamadan not aldılar buna da akademi müdürü ... öncülük etmiştir...benim aday olduğum dönemde bütün yargı onların elindeydi. Akademide onlar ne isterse o oluyordu...Fetöcülerin düzenlemiş olduğu bu sosyal fa...yetlere katılım zorunluydu. ...ımızda yine ..., görevli tetkik hakimleri ...ımızda oluyordu. Fa...yetler öncesinde yoklama alınıyordu. Sürekli bunlarla birlikte olduğum için bu şahısları tanıyorum. Akademideki adayların 3 de 2 si cemaat yapılanması içinde olan şahıslardı. Bu oranı da seçimlerden dolayı biliyorum. şeklinde ifade ettiği, bu organizasyon ve fa...yetlerin sonucu olarak B.. E.. tarafından ..Diğer adayları da şöyle lanse ettiklerini biliyorum;......’nın da benzer şekilde uzunca bir süredir Akademide görev yaptığını, hakim adayları ile ilgilendiğini, onlarla gezilere, tiyatrolara, sinemalara, konserlere gittiğini, bu yüzden akademi de staj yapan adaylar içinde çok sevildiğini ve son dönemde göreve ...layan adaylar içinden ciddi oranda oy alabileceğini söylediler'
... tarafından 'Adalet akademisinde adaylar arasında ayrı bir yapılanma yoktu. Bu dönemde de ....bizim abimiz konumundaydı. Akademi de kimin sınıf ...kanı olacağını daha doğrusu idarenin istediği sınıf ...kanını kim olacağını ... ... belirlemişti. Her iki sınıfta da ...kan olarak ... ...'ın bize söylediği kişiye oy verdik. Bizim sınıfta ... ...kan seçilmişti. Ben akademideki yöneticilerin hangisinin hizmet harekatinde olduğunu o dönem bilmiyordum. HSYK seçimlerinde ...'nın hizmet harekati adına aday olduğunu anlayınca ...'nın cemaatçi olduğunu anladım.'
... tarafından "Cemaat üyeleri Akademi'de sınıf temsilcisi ve yıllık kurulu üyeleri seçimine önem verirdi. Birinci dönem bizim sınıfımızdan ... ile ... isimli kişiler aday oldular ... seçimi kazandı ancak ikisi de cemaatçidir. Herhangi bir adaya oy verilmesi için ortak bir karar alınmadı. İkinci dönem ise bir tek ... aday olmuştu. Aynı zamanda yıllık kuruluna da aday olmuştu. Tek aday olduğu için seçilmişti. O dönem itibariyle bütün sınıf temsilcileri ve yıllık hazırlama kurulundakiler cemaat üyesiydi."
Şeklinde ifade edildiği,
A.. H..'nin ...kanı, ...'nın müdürü olduğu Adalet Akademisinde, kadroların örgüt mensuplarından oluşturulduğu bu kapsamda;
Şüpheli A.. H.. tarafından 'Adalet Akademisinde yaklaşık 20 ay görev yaptım. Bu görev esnasında orada görev yapan ..., ...'nın Fetullah Gülen cemaatine yakın olduklarını bildiğim halde, burada cemaat sohbetleri olmadı. ...; ben bakanlıkta çalışmaya ...ladığım tarihten bu tarafa bu kişiyi tanırım. Bu kişinin Fetullah Gülen cemaati mensubu olduğunu biliyorum. Hatta Adalet Akademisinde çalışmak istedi. Benim dönemimde çalıştı. Fetullah Gülen cemaati mensuplarının listesinden 2011 yılında Yargıtay üyesi seçildi. Ben müsteşar yardımcısı olduğum dönemde ve Adalet Akademisi ...kanlığı yaptığım dönemde hakim ve savcı aday adaylarının mülakatına girdim.'
İ.. O.. tarafından '...A.. H.. bize .. bey'in sert yapısı nedeni ile uygun olmadığını, burada görev yapan......'nın daha uygun olduğunu söyledi... ... Yardımcı; Fetullah Gülen cemaat mensupları tarafından daire ...kanı yapıldığını biliyorum. Daha sonra ... tarafından Akademi ...kanlığına getirilmiştir. 2014 ara kararnamesi ile Yargıtay savcılığına gönderilmesinde Fetullah Gülen cemaati ile irtibatı nazara alınmıştır. ...; Bu kişi ... tarafından sanırım Strateji Geliştirme ...kanılına tetkik hakimi olarak getirilmişti. Bilahare yine ... Adalet Akademisine gittiğinde götürdü.'
... tarafından 'Hâkim adayı olduğumuz zamanda da menfi takip ismi ile bilgileri dönem abimiz olan savcı adayı ... ile Adalet Akademisinde koordinatör hâkim olan ...'a veriyorduk.'
... tarafından ... ID'yi kullanan...' ismi ile kaydedilen kişi kimdir? sorusuna 'Bu şahıs dönem arkadaşım olan Fetullah Gülen yapılanması içerisinde yer alan, bir dönemde Adalet Akademisinde görev yapan ...'dir.'
Şeklinde beyanda bulundukları görülmüştür.
Adalet Akademisinde örgüt kadrolaşmasının yoğun olduğu bu dönemde A.. H..'nin ...kan, ...kan yardımcığını örgüt şüpheli/sanığı ...'ın yaptığı, akademi müdürlüğüne ...'nın getirildiği, müdür yardımcılığına (... ID) ile '... BG, ...' kod adlarını kullanan ... Büyükgümüş'ün getirildiği, Hakim kadrosuna;
ByLock abone listesinin ...’inci satırında kaydı bulunan .
ByLock abone listesinin ....’nci satırında kaydı bulunan .
ByLock abone listesinin ...’ncü satırında kaydı bulunan .
ByLock abone listesinin .... satırında kaydı bulunan .
ByLock abone listesinin ...’nci satırında kaydı bulunan.
ByLock abone listesinin ...’nci satırında kaydı bulunan .
ByLock abone listesinin ...’ncu satırında kaydı bulunan .
ByLock abone listesinin ...’uncu satırında kaydı bulunan .
ByLock abone listesinin ...’ uncu satırında kaydı bulunan .
ByLock abone listesinin ...’ncü satırında kaydı bulunan .
(... ID) ile "...-06 ufuk" kod adlarını kullanan .
(202951 ID) ile "..., ...-..." kod adlarını kullanan ..
ByLock abone listesinin ...’üncü satırında kaydı bulunan ..
ByLock abone listesinin ...’ncü satırında kaydı bulunan ..
ByLock abone listesinin ...’ncü satırında kaydı bulunan ... olmak üzere FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile mücade kapsamında akademideki görevine son verilen kişilerin tamamına yakınının, ByLock kullanıcısı veya örgüt mensubiyeti nedeniyle ihraç edilen kişilerden oluştuğu, yine bu dönemde akademide ders veren kişilerin de önemli oranda örgüt mensubiyeti olan kişilerden seçildiği anlaşılmıştır. (Ek 7/2.kl/8-66)
HSYK dönemi
2010 yılı HSYK seçimlerinin, demokratik her adayın serbestçe yarıştığı bir seçim olduğu düşünülürken, tablonun bu anlayışın çok ötesinde örgütlü bir fa...yete dönüştürüldüğü ortaya çıkmıştır. Şöyle ki;
(... ID), D..kod adlarını kullanan ...'nın organizesinde, (...,IMEI numarasının; ...) ile ByLock kullanıcısı olduğu tespit edilen şüpheli ..., (... ID), , ..., ... kod adlarını kullanan ..., (... ID, ... kod adlarını kullanan ... ..., d adlarını kullanan ..., (411201 ID), ... kod adlarını kullanan ..., (3ID), ..., ... kod adlarını kullanan ... (sicinat) verisi ile çok sayıda ByLock bağlantısı tespit edilmiş olan ... olmak üzere yaklaşık 20 örgüt mensubunun, ...'nın evinde toplanarak, seçim stratejisinin belirlenmeye çalışıldığı, masrafları örgüt tarafından karşılanan seçim gezileri yapılmasının kararlaştırıldığı, toplantıların seçime kadar devam ettiği, şüpheli A.. H..'nin de bu seçim gezilerine katıldığı,
Örgüt liderinin t...matları doğrultusunda, 2008 yılından itibaren takiyye yöntemi ile sızılan Yargıçlar ve Savcılar Birliğinin HSYK seçimi gibi bazı operasyonlarda kullanıldığı,
...2010 yılında yapılan HSYK seçimlerinden önce YARSAV ...kanı ..ile bakanlık listesinde bulunan yapılanma içerisindeki A.. H.., İ.. O.., ..., G...p ... Tutar, ... ve B.. E..'in Adalet Bakanlığında bir araya geldikleri, görüşmenin konusunun, YARSAV içinde örgüt mensuplarının sayısı, konumu ve hareket tarzları olduğu ... ...'ın bu toplantıda örgüt mensubu olan 300-400 kişinin YARSAV içerisinde bulunduğunu belirttiği, bütün bu sürecin;
B.. E.. tarafından; .....yargı içinde önemli bir potansiyele sahip olduklarını, toplam sayılarının YARSAV’ın üye sayısına (1500-2000 civarında) aşağı yukarı eşit olduğunu, kendi arkadaşlarının da aday gösterilmesi ve birlikte hareket edilmesi durumunda seçimi kazanma ihtim...nin artacağını, Yargı içinde YARSAV’dan sonra en kalabalık ve en etkili gücün kendileri olduğunu,... YARSAV’dan ... ...o tarihte ...kan yardımcısı...YARSAV’ın genel kurul toplantılarına 500-600 civarında hakim ve savcının geldiğini, bu sayının en fazla 700’e ulaştığını, üyelerin çoğunluğunun o zamanki kurula yakın gözükerek önemli görevlere gelmek veya yüksek mahkeme üyesi olmak için YARSAV’a katıldıklarını, genel kurul toplantılarına bile gelmediklerini, isterlerse YARSAV’da her türlü yönetim değişiklikliğini yapabileceklerini...görüşme sırasında A.. H.., İ.. O.. ve ...’ın da olduğunu hatırlıyorum...' şeklindeki ifadenin bütün bu gelişmeleri teyit eder nitelikte olduğu,
Seçimlerde haklarında örgüt mensubiyeti nedeniyle soruşturma/kamu davası açılmış bulunan B.. E.., A.. H.., ..., ..., ..., ..., ..., ... HSYK üyesi olarak seçildikleri ve birlikte fa...yet yürüttükleri sayısal çoğunluklarını avantaj olarak kullanmak suretiyle hakim ve savcılar hakkında atama ve nakletme, geçici yetki verme, kadro dağıtma gibi önemli görevleri olan HSYK Birinci Dairesi'nin ...kanlığına şüpheli İ.. O..'un üyeliklerine ..., ..., ...'nin, 2. Daire ...kanlığına ..., üyeliklerine, ..., 3. Daire ...kanlığına A.. H.., üyeliklerine ..., ..., ...'ın getirilmesini sağladıkları,
Yüksek yargıya üye seçimleri gündeme geldiğinde olması gerekenin, böylesi bir tasarrufun referandum sonrası oluşturulan HSYK yapısı içerisinde, yüksek yargıdan gelen ve kendilerinden olmayan üyelerin tamamının katılımı ile Yargıtay ve Danıştay'a açılan davaların niteliği ve sayısı dikkate alınarak, objektif bir değerlendirme ile Devlet teamüllerinin gereği ve kurum kültürlerinin de işe koşulması suretiyle kıdemin, liyakatın kriter olarak esas alındığı, herkesin serbestçe oyunu kullandığı, Demokratik bir seçim olması gerekirken, Aralık 2010 tarihinde boş olan Yargıtay üyelerinin seçiminde, ...'nın evinde yapılan gizli örgütsel toplantıya.... ile bağlantısı tespit edilen ..., (87502 ID) ve '...' kod adını kullanan ..., (GSM hattı; ..., IMEI numarasının; ...) ile bağlantısı tespit edilen ..., ..., ID) ile '..., ..., ...' kod adlarını kullanan ..., (... ID) ile '..., ..., ...' kod adlarını kullanan ..., ... Yeni' kod adlarını kullanan ..., örgüt yöneticisi olmaktan kamu davası açılmış bulunan ... ile ByLock abone listesinin 67186’ncı satırında kaydı bulunan ... ile şüpheli ... Hamsici'nin de katıldığı, örgüt mensuplarından oluşan 350-400 kişinin, projektör kurularak isimlerin ekrana yansıtılıp sunum yapılarak sayının belirlenmeye çalışıldığı, örgüt lideri ile direkt iletişim kurulup, t...matlarının alındığı atmosfer içerisinde üye belirlemesinin yapılmaya çalışıldığı,
...'nin evinde yapılan toplantıya da eski kurul üyeleri ..., B.. E.., ..., İ.. O.., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ..., ... ile birlikte şüpheli A.. H..'nin de katıldığı,
Yüksek yargıya üye belirlenmesi aşamasında, sadece örgüt mensuplarının iştiraki ile gizliliğe en üst seviyede riayet edilmek suretiyle gerçekleştirilen toplantılar sonrasında örgüt mensubu üyelerin belirlendiği, seçimlerin meşru zeminde gerçekleştirildiği algısının yaratılması bağlamında, önce üyelik yeterliliğine sahip beşbine yakın hakim savcının talepleri alınarak oluşturulan listelerin, yapılan Genel Kurul toplantısında üyelere dağıtıldığı, yüksek yargıdan gelen üyelerin verilen listelerden isimleri henüz işaretlediği sırada, şüphelinin içinde bulunduğu grubun, hazır oy pusulaları ile sembolik olarak seçime katıldıkları, tanıklık eden yüksek yargı üyelerinin söylemlerinden anlaşılmış olup, bu bilginin, şüpheli ile aynı dönemde çalışmış olan yüksek yargıdan atanan üyelerin tanıklığı ile teyidinin mümkün olduğu,
Şüphelinin HSYK üyesi olarak seçildikten sonra da HSYK eski Genel Sekreteri ... tarafından organize edilen toplantılara katıldığı, bu hususun ... tarafından; Yargıtay ve Danıştay üyelerinin seçimi gündeme geldiğinde..bir hafta sonu o dönem ki Genel Sekreter olan ...'nın evinde kahvaltı yapılacağı söylenildi... kahvaltıda A.. H.., İ.. O.., B.. E.., ..., ..., ... bulunmaktaydılar....Ancak Yargıtay ve Danıştay'dan gelen üyeler bulunmamaktaydılar. Hatırladığım kadarıyla A.. H.. beni bu kahvaltıya davet etmişti. Burada yine seçilecek adayların durumları konuşuldu.. şeklinde ifade edildiği,
Şüphelinin, HSYK üyesi seçildikten sonra da HSYK eski Genel Sekreteri ... tarafından organize edilen örgütsel toplantılara ..., ..., ..., ..., ..., B.. E.., ..., ..., ... ile birlikte katıldığı, toplantılara HSYK üyesi olmayan kişilerinde çağrıldığı, Balyoz ve Ergenekon ile ilgili olmak üzere ...ka kişilerinde çağrıldığı, şüphelinin himmet verdiği, bütün bu süreçlerin ...ka dosya sanığı İ.. O.. tarafından da açıkça ifade edildiği, HSYK eski üyesi ...'nun ise bu toplantılara ilişkin olarak 'devlet işlerinin yargı işlerinin bu şekilde evlerde konuşulması da ben de hep bir rahatsızlık yaratmıştır' yönündeki ifadesi ile de teyit edildiği,
HSYK yapılanması içerisinde örgüt mensuplarının evlerinde Balyoz, Ergenekon gibi ülke gündemini meşgul eden davaların, bu örgütsel toplantılarda, diğer kurul üyeleri dışlanarak örgütün istem ve talepleri doğrultusunda şekillendirilmesi hususunda fa...yet yürütüldüğü, bu toplantılara ... ve ...'in de katıldığı, bu hususun bizzat şüpheli A.. H.. tarafından ifade edildiği,
Şüphelinin, HSYK 3. Daire ...kanı ve HSYK ...kan vekili olduğu dönemde birlikte çalıştığı örgüt mensubu üyelerle ilgili hazırlanan fezleke ve iddianamelerde, FETÖ/PDY'nin çalışmalarıyla HSYK üyeliklerine seçildikleri, ...'nin verdikleri t...matlar doğrultusunda oy kullandıkları, 'sohbet' olarak nitelendirilen örgüt toplantılarına katıldıkları, 'himmet' adıyla örgüte para verdikleri, örgütün yargı mensuplarından sorumlu sivil imamı ... ve ... Çevirci ve daha çok sayıda sivil imam ile irtibatlı oldukları belirlenmiş olup, şüphelinin içinde bulunduğu örgütsel yapının devamında 2014 yılı HSYK seçimleriyle gelen örgüt mensubu ...'ın Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin 2017/69 Esas, 2018/9 sayılı kararı ile TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5 maddeleri gereğince örgüt üyeliğinden mahkumiyetine karar verildiği,
Anlaşılmıştır. HSYK 3. Dairesindeki Fa...yetleri
2010 yılı Anayasa referandumu sonrası HSYK'nın teşkilatlanması içerisinde 3. Dairenin görevleri; hakim ve savcıların, mesleğe kabulü, görevlerini kanun, tüzük, yönetmelik ve genelgelere uygun olarak yapıp yapmadıklarına ilişkin Teftiş Kurulu'na denetim yaptırma, ihbar ve şikayetleri inceleyerek inceleme ve soruşturma işlemleri için teklifte bulunma, mesleğe tekrar atanma, meslekten çekilme, çekilmiş sayılma ve görevin sona ermesi hakkında karar verme şeklinde düzenlenmiştir.
Şüpheli A.. H..'nin, Anayasal sistemdeki 3 temel erkten biri olan yargı erkinin örgütün amaçları doğrultusunda dizayn edilmesinde son derece kritik öneme haiz HSYK 3. Dairesinin ...kanlığını yaptığı,
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu 3. Dairesi'nin;
12.09.2014 gün ve 2014/2491 esas, 2014/1497/6 sayılı kararı;
Erzincan Cumhuriyet ...savcısı ...'in tutuklandığı soruşturmada, gizli tanıklık yapan.olarak kimliği değiştirilen...eski .. Cumhuriyet Savcısı ...'un mesleğe geri dönüşü için yaptığı ...vurunun, büyük çoğunluğunu FETÖ/PDY mensuplarının oluşturduğu HSYK tarafından, mesleğe kabul işlem dosyasında bulunan bazı bilgiler örgüt mensubu olmayan kurul üyelerinden gizlenerek, gizli tanığın mesleğe kabul edildiği, bu hususun basında yer alması üzerine karara imza koyan yüksek yargı kökenli iki üyenin, ... ile ilgili disiplin cezaları konusunda bilgilendirilmedikleri, daireye sunum yapan Tetkik Hakimi ... ...'ın, adı geçenin sicilindeki belge ve bilgileri gizlediği, disiplin cezasından sözetmediği yönündeki şikayeti ile ilgili olarak; örgüt şüphelisi/sanığı konumundaki üyeler ..., ..., ... ile birlikte şüpheli A.. H..'nin de soruşturma izni vermediği,
04.07.2013 gün ve 2013/57 esas, 2013/5284 sayılı kararı;
CMK'nın 250. maddesi ile görevli şike soruşturmasını yürüten ... Cumhuriyet Savcısı ...'in bir gazeteye yaptığı açıklamalar ile tarafsızlığını yitirdiği yönündeki iddiaların, yüksek yargıdan gelen üyeler tarafından 'ileri sürülen iddianın mahiyet ve önemi gereği incelenmesi gerektiği' yönündeki muhalefete rağmen daire ...kanı olan şüpheli A.. H..'nin içinde bulunduğu ekip tarafından işleme konulmadığı,
28.01.2014 gün ve 2014/133 esas 2014/198/1 sayılı kararı;
MİT tırları soruşturmasını yürüten... Cumhuriyet savcıları; ByLock abone listesinin 101584’üncü satırında kaydı ..., 'tırcı ... cs, m..., ...4 ID)'yi kullanan ..., ... hakkındaki soruşturmadaki usulsüzlüklere ilişkin iddiaların; 'yüksek yargıdan gelen üyelerin inceleme izni verilerek düzenlenecek rapor sonucuna göre yeniden değerlendirme yapılması gerektiği' yönündeki muhalefete rağmen şüphelinin içinde bulunduğu ekip tarafından işleme konulmadığı,
19.12.2013 gün ve 2013/8527 Esas, 2013/8635 sayılı kararı;
Kamuoyunda 'Ergenekon' davası olarak bilinen ve CMK'nın 250 maddesi ile görevli İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ...kanı ..ve üye hakim '... ID)'yi kullanan ... hakkındaki iddialara ilişkin olarak, 'inceleme izni verilerek, kayıtların gönderilmeme tespitinden sonra yeniden karar verilmesi gerektiği' yönündeki muhalefetine rağmen şikayetin karşılıksız bırakıldığı,
09.09.2014 gün ve 2013/5595 Esas, 2014/8578/2 esas sayılı kararı;
... ...er müdafiilerinin '... bey, ...' kod adını ve (147320 ID, 403413 ID) kullanıcısı ... hakkındaki iddialarına ilişkin olarak yüksek yargıdan gelen üyenin 'açıklama ve gerekçelerin gerçekleştirilen soruşturma işlemleri ile uygunluk göstermediği bu nedenle soruşturma izni verilmesi gerektiği' yönündeki muhalefetine rağmen şüpheli A.. H.., ..., ..., ... tarafından işleme konulmama kararı verildiği,
15.05.2014 gün ve 2013/8432 Esas, 2014/2865/1 sayılı kararı;
Kamuoyunda Balyoz davası olarak bilinen davanın hakimleri ... 10. Ağır Ceza Mahkemesi hakimleri ...yi kullanan ve örgüt tarafından yurtdışına kaçışı ByLock içeriklerinden anlaşılan ... Üründü,
ByLock abone listesinin 14170’nci satırında kaydı bulunan ...... hakkındaki şikayetlere ilişkin olarak yüksek yargıdan gelen üyelerin 'iddiaların araştırılması gerektiği yönündeki' muhalefetine karşın şüpheli A.. H.., ..., ..., ...'den oluşan örgüt şüpheli/sanıkları tarafından şikayetlerin karşılıksız bırakıldığı, (Ek 7/2.kl/1-696) Görülmüştür.
HSYK Genel Kurulu Kararları
02.10.2013 gün ve 2013/739 sayılı kararı; Ergenekon soruşturmasındaki Avukat ...'ün; CMK'nın 250 maddesi ile görevli
İstanbul Cumhuriyet ...savcı eski vekilleri ve savcıları; ByLock abone listesinin 90441’inci satırında kaydı bulunan ..i' kod adlarını kullanan ...,
Hakkındaki iletişimin tespiti, dinlenmesine ilişkin iddialarının, daha önce çoğunluğu örgüt mensuplarından oluşan 3. Dairede 'işleme konulmamasına,' 3. Daire kararına yönelik şikayetçinin itirazının ise 'herhangi bir durum ve delilin bulunmadığı' gerekçesiyle şüphelinin de içerisinde bulunduğu örgütsel yapı tarafından oy çokluğu ile reddine,
07.05.2014 tarih, 2014/259 sayılı kararı;
...'in,.. 13. Ağır Ceza Mahkemesi ilgili ...kan ve üyeleri (..., ... ... ...) hakkında; belgelerin sahte olduğuna, delillerin basına verilerek soruşturmanın gizliliğinin ihlal edildiği iddiasının, şüphelinin de içerisinde bulunduğu örgütsel yapı tarafından oy çokluğu ile reddine,
02.07.2014 tarih, 2014/495 sayılı kararı;
... ve .. hakkındaki şikayetlerin de yüksek yargıdan gelen üyelerin 'otel kayıtları ve faturalar üzerinde araştırma yapılması' gerekçesiyle muhalefet şerhi koymasına rağmen örgüt şüphelisi/sanığı konumundaki üyeler tarafından herhangi bir araştırma soruşturmaya gerek duyulmaksızın, evrak üzerinden reddine, Karar verildiği belirlenmiştir.
ByLock veri havuzunun incelenmesinden; ... bey, ... kod' adlarını kullanan...' kod adlarını kullanan örgütün sivil imamı olmaktan hakkında soruşturma bulunan ... kod adlarını kullanan ...'nun, ByLock üzerinden oluşturduğu grubun üyesi oldukları anlaşılmıştır.
02.07.2014 tarih, 2014/494 sayılı kararı;
... vekilinin,.. 13. Ağır Ceza Mahkemesi ...kan ve üye hakimleri hakkındaki şikayetinin, 3. Daire tarafından işleme konulmaması kararına itiraz edildiği, örgüt şüphelisi/sanığı konumundaki üyeler tarafından itirazın red edildiği, yüksek yargıdan gelen örgüt mensubiyeti bulunmayan üyelerin ise 'maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılama yapılabilmesi için, sanığın lehine ve aleyhine olan tüm delillerin toplanarak muhafaza altına alınması, savunma hakkı ve hak arama hürriyetinin ihlal edilmemesi gerektiği' gerekçesiyle muhalefet şerhi koydukları,
02.07.2014 tarih, 2014/496 sayılı kararı;
... vekilinin, futbolda şike iddialarına ilişkin İstanbul eski Cumhuriyet savcısı .. hakkındaki şikayeti ile ilgili olarak; şüphelinin içinde bulunduğu grup tarafından reddine karar verildiği, yüksek yargıdan gelen örgüt mensubiyeti bulunmayan üyeler tarafından ise 'tarafsızlığını yitirdiği ve kişisel duygulara kapılarak görev yaptığı' gerekçesiyle muhalefet şerhi konulduğu,
02.07.2014 tarih, 2014/497 sayılı kararı;
...'nın, CMK'nın 250. maddesi ile görevli İstanbul 9, 16. ve .. ilgili Ağır Ceza Mahkemesi ilgili ...kan ve üye hakimleri hakkındaki şikayetinin, şüphelinin de içinde bulunduğu grup tarafından reddine karar verildiği, yüksek yargıdan gelen örgüt mensubiyeti bulunmayan üyeler tarafından ise 'Anayasa Mahkemesinin, müştekinin bireysel ...vurusu ile ilgili olarak hak ihl... yapıldığı yönündeki kararı göz önüne alınarak' iddiaların incelenmesi gerektiği gerekçesiyle muhalefet şerhi koydukları,
Nitekim şikayetçi ..ile ilgili olarak Yargıtay Cumhuriyet ...savcılığının itirazı üzerine 16. Ceza Dairesi'nin, 30.04.2015 gün, 2015/3344 Esas, 2015/926 sayılı kararı ile beraatine karar verilmesi gerektiği noktasından bozulduğu, anlaşılmıştır.
Bu itirazları red eden üyelerin, örgüt mensubiyeti nedeniyle şüpheli/sanık konumunda bulunan ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ile şüpheli A.. H..'den oluştuğu,
Şüphelinin, tamamı ByLock kullanıcısı ve FETÖ/PDY şüphelisi/sanığı konumunda bulunan kumpas soruşturma ve davalarını yürüten örgüt mensuplarının bu soruşturma ve kovuşturmalardan uzaklaştırılması noktasındaki tasarruflara muhalefet şerhi koyduğu, bu şahısların örgütsel soruşturmalardan uzaklaştırılması noktasındaki Devlet refleksinin akim bırakılması yönünde aktif fa...yet yürüttüğü,
Şüpheli ve diğer örgüt mensubu HSYK üyelerinin, örgüt amaçları doğrultusunda gerçekleştirdiği Devlete ...kaldırı niteliğindeki tasarruflar, TBMM'ni HSYK'nın yapısını değiştiren kanunu çıkartmaya zorladığı, HSYK'da daire üyelerinin değişimi, Genel Sekreter ve Genel Sekreter yardımcılarının da aralarında bulunduğu örgüte müzahir çok sayıda personelin, görevlerinin ancak bu şekilde sona erdirilebildiği,
2014 yılı ...larında, HSYK'da görev yapan örgüt mensubu olan tetkik hakimi ve müfettişlerin, Kuruldan uzaklaştırılması konusu gündeme geldiğinde, Genel Kurul toplantılarına katılmadığı ve muh...f kaldığı bu bağlamda;
02.07.2014 tarih, 2014/482 sayılı kararı;
Örgütün, 2010 yılından itibaren HSYK'da çoğunluğu ele geçirmesi üzerine Ergenekon, Balyoz, Selam Tevhid, MİT müsteşarının ifadeye çağrılması, 17/25 Aralık operasyonları ile MİT tırları soruşturmaları gibi çok sayıda önemli soruşturma ve yargılamayı yürütme görev ve yetkisinin ByLock kullanıcısı ve FETÖ/PDY şüphelisi/sanığı konumunda bulunan kişilere bırakıldığı, sözkonusu operasyonların gerçek amacının farkedilerek Devletin varlık mücadelesi kapsamında gerçekleştirdiği refleks ile tamamı ByLock kullanıcısı ve FETÖ/PDY şüphelisi/sanığı konumunda bulunan bu kişilerin, soruşturma ve davalardan uzaklaştırılmasına karar verildiği, örneğin,
Ergenekon, Balyoz,. Selam Tevhid, 17/25 Aralık gibi kumpas davaları ve soruşturmalarını yürüten yargı eski mensupları; .....r Askeri Casusluk gibi kumpas davaları ve soruşturmaları yürüten yargı eski mensupları ... ..., ... ..., ... ..., ... ...'ın,
KPSS soruşturmasını yürüten ..Cumhuriyet ...savcı eski vekili ,
MİT tırları soruşturmasında yer alan savcı ve hakimlerden,..' davası olarak bilinen örgütün kumpasları doğrultusunda gerçekleştirilen davada mahkeme ...kanı olarak görev yapan Doğan ...'in,
Görevlerinin niteliği ve yerleri ilgili tasarruflara yaptıkları itirazlarının incelenmesi üzerine verilen Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun, 02.07.2014 gün ve 482 sayılı itirazın reddine ilişkin kararına, diğer örgüt şüpheli/sanıkları ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ile şüpheli A.. H..'nin de muhalefet şerhi koyarak Devlet'in yanında yer almayıp Milli Güvenlik Kurulu kararı ile silahlı terör örgütü kabul edilmiş bulunan örgütün yanında yer aldığı,
Örgüt iltisakı nedeniyle Ağır Ceza Mahkemesi ...kanlığı ve ...savcılık görevlerine, şüphelinin dahil olduğu örgüt tarafından getirilen mensupların, görev yerlerinde kalmaları ve mevcut ünvanlarını korumaları yönünde konulan muhalefet şerhlerinin, yapılan şikayetler ile ilgili işleme konulmama kararları ile bu kararların, HSYK Genel Kurulu'nda görüşülmesi sırasında verilen itirazların reddine ilişkin oyların, takdir hakkının kullanılmasından öte örgütsel fa...yet olduğu, öyle ki bütün bu fa...yetlerin sonucu olarak örgüt mensubu olmayan yargı mensupları ile toplumun bütün katmanlarında, Fetullah Gülen yapılanması içerisinden olmanın; görev alma, atama ve yükselmede yeterli tek kriter olduğu bir dönemin yaşandığı, bu ve benzer çok sayıda fa...yet ile yargının etkin kadrolarının örgütün kontrolüne geçtiği,
Anlaşılmıştır. Şöyle ki;
22.02.2011 tarihinde HSYK Genel Kurulu kararı ile Kurul Genel Sekreterliğine ... ID) ile ..
Genel Sekreter Yardımcılıklarına; (... ID) ile ... kod adını kullanan .. ile ByLock abone listesinin .... satırında kayıtlı ...'nin,
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun, 28.12.2011 gün ve 467 sayılı kararı ile HSYK Genel Sekreterliğine (... ID) numaralı ... a kod adlarını kullanan ...'ın, şüphelinin içinde bulunduğu örgüt mensupları tarafından aday olarak önerildiği, bilahare 27.01.2012 tarihinde ...'ın,
Genel Sekreter yardımcılığına, 30.12.2011 gün ve 470-471 sayılı Genel Kurul kararı ile örgüt şüphelisi..'in, Atandıkları anlaşılmıştır.
Bu şekilde oluşturulan Kurulda, FETÖ/PDY terör örgütü mensubu olmayan bir çok müfettişin, ...ka görevlere gönderildiği ve teftiş içerisinde kalmalarına izin verilmediği, yeni görevlendirilen müfettişlerin ise tümüne yakınının, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensubu oldukları, bu kapsamda;
30.12.2011 gün ve 470-471 sayılı Genel Kurul kararı ile Teftiş Kurulu ...kan Yardımcılıklarına; ByLock abone listesinin .... satırında kaydı bulunan ..., FETÖ/PDY şüphelisi ...'ın,
Kurul müfettişliğine; HSYK Genel Kurulu'nun, 21.06.2011 gün ve 204-205 sayılı kararı ile ByLock abone listesinin .... satırında kaydı bulunan ..112012. satırda kaydı bulunan ... olmak üzere ByLock kullanıcısı veya örgüt mensubiyeti nedeniyle ihraç edilen, kararnamenin tamamını oluşturan 7 kişi,
HSYK Genel Kurulu'nun, 12.07.2011 gün ve 221 sayılı kararı ile (... ID) numaralı ..., ... kod adlarını kullanan.. olmak üzere ByLock kullanıcısı veya örgüt mensubiyeti nedeniyle ihraç edilen, kararnamenin tamamını oluşturan 3 kişi,
HSYK Genel Kurulu'nun, 19.10.2011 gün ve 288 sayılı Genel Kurul kararı ile ByLock abone listesinin ... satırlarında kayıtlı satırında kayıtlı ... . satırında kayıtlı ..., .... satırda kayıtlı ..., (... ID) ile tahsin bey kod adını kullanan ... olmak üzere ataması yapılan 23 müfettişten tespit edilebildiği kadarıyla 16'sının ByLock kullanıcısı ve örgüt mensubiyeti nedeniyle ihraç edilmiş şahıslardan oluştuğu, HSYK Tetkik Hakimliğine, HSYK Genel Kurulu'nun, 16.11.2011 gün ve 382 sayılı kararı ile ByLock abone listesinin 16834. satırında kaydı bulunan ... ..., 30191. satırında kaydı bulunan ..., 427. ve 428. satırında kaydı bulunan ... ... olmak üzere ByLock kullanıcısı veya örgüt mensubiyeti nedeniyle ihraç edilen, kararnamenin tamamını oluşturan 4 kişi,
HSYK Genel Kurulu'nun, 15.06.2012 gün ve 346 sayılı kararı ile örgüt şüphelisi .., ByLock abone listesinin 2145. satırında kaydı bulunan ...bal, 121422. satırda kaydı bulunan ... Yönügül, 87367. satırında kaydı bulunan ..., 4733’üncü satırında kaydı bulunan ..., 44429. satırında kaydı bulunan İsa Emekçi, 65274. satırında kaydı bulunan ... olmak üzere ataması yapılan 28 tetkik hakiminden tespit edilebildiği kadarıyla 26'sının ByLock kullanıcısı ve örgüt mensubiyeti nedeniyle ihraç edilmiş şahıslardan oluştuğu,
HSYK Genel Kurulu'nun, 30.06.2011 gün ve 208 sayılı kararı ile ByLock abone listesinin 108300. satırında kaydı bulunan ..., 407. satırında kaydı bulunan ... ..., (... ID)'yi kullanan ..., ByLock abone listesinin 69.706. satırında kaydı bulunan ..., 56240. satırda kaydı bulunan ... olmak üzere biri hariç atanan tüm tetkik hakimlerinin, örgüt mensubuyeti nedeniyle meslekten ihraç edilen Bylock kullanıcısı olan hakimlerden görevlendirildiği,
2010 yılında oluşturulan HSYK 1. Dairede; ...kan İ.. O.., üyeler; ...,..., ..., .../..., ..., ...,
2. Dairede; ...kan ..., üyeler; ..., ..., ..., ..., ..., B.. E.., (21.11.2011 den itibaren ...)
3. Dairede; ...kan A.. H.., üyeler; oluşmakta iken FETÖ/PDY şüphelisi İstanbul Cumhuriyet eski savcısı .. tarafından protesto niteliğindeki basın açıklaması ile kullanılan ibarelerin dahi birebir örtüşmesi, 26.12.2013 tarihli HSYK Genel Kurulu tarafından yayınlanan bildirinin, İ.. O..'un nezaretinde ..., ...'ün iştiraki ile hazırlanması, şüpheli A.. H.. tarafından da Genel Kurul gündemine alınması ve yayınlanmanın sağlandığı,
Türkiye Cumhuriyet Devleti'nin üst yargı kurumlarından, HSYK kurumu içerisinde müfettiş, tetkik hakimi sıfatı ile yer alarak devletten maaş alan ancak örgütsel fa...yet yürüten ByLock kullanıcısı oldukları tespit edilen ..., ..., ... ..., ...bal, ..., ..., ...'ın ve daha çok sayıda örgüt mensubunun, görevlerinden uzaklaştırılarak taşraya atanmalarına ilişkin tasarruflara ilgililerin, itirazlarının 02.07.2014 tarihli Genel Kurulda reddine karar verildiği, şüpheli ve diğer örgüt mensuplarının bu karara da aynı örgütsel saik ile karşı çıktıkları,
Bu gelişmeler üzerine toplanan HSYK Genel Kurulu'nun oy çokluğuyla aldığı karar uyarınca, HSYK bünyesinde 1.Dairede görevli üyelerden ... ile ...'nun görev yeri değiştirilerek, 3. Daire Üyesi ... ile 2. Daire Üyesi ...'un 1. Daire'de görevlendirildiği, ...'tan boşalan 2. Daire Üyeliğine ... atanırken ...'den boşalan 3. Daire Üyeliğine ...'nin getirildiği,
Bu şekilde HSYK'nın yapısı;
1. Daire: İ.. O.. (.3. Daire: A.. H.. (...kan),..., ..., ...' dan Oluştuğu anlaşılmıştır.
Şüphelinin de içinde bulunduğu örgüt mensuplarının çoğunluğunu oluşturan HSYK yapısı içerisinde Ağır Ceza Mahkemesi ...kanlığı, ...savcılık, Adli Yargı Adalet Komisyonu ...kanlığı konumlarının örgüt mensubiyeti kriter alınarak belirlendiği, bu ünvandaki örgüt mensupları hakkındaki şikayetlerin işlemsiz bırakılarak, teftiş kurumunun işletilmediği, örgüt mensubu olmayan bu ünvanda görevli yargı mensuplarının ise usulsüz şikayet dilekçeleri, ön yargı ile ...latılan teftişler sonrası verilen disiplin cezaları ile mağdur edilmesi şeklindeki tasarrufların, şüpheli A.. H..'nin de 3. Daire ...kanı olduğu HSYK döneminde gerçekleştirildiği, Anlaşılmıştır.
Milli Güvenlik Kurulunun FETÖ/PDY Hakkındaki değerlendirmesinde;
26/2/2014 tarihli toplantıda; Ulusal güvenliğimizi tehdit eden yapılanmalar ve fa...yetler, 30/4/2014 tarihinde, Ulusal güvenliğimizi tehdit eden yapılanmalar ve bunlara yönelik olarak alınan tedbirler, 26/6/2014 tarihinde; Devlet içindeki illegal yapılanmalara yönelik olarak yürütülen adli ve idari işlemler, 30/10/2014 tarihinde, Milli güvenliğimizi tehdit eden ve kamu düzenini bozan iç ve dış legal görünüm altında illegal fa...yet yürüten paralel yapılanmalar ve illegal oluşumlar ile yürütülen mücadelenin kararlılıkla sürdürüleceği 30/12/2014 tarihinde Paralel devlet yapılanması ve illegal oluşumlarla yürütülen mücadele, 26/2/2015 tarihli toplantıda; Paralel devlet yapılanması ve legal görünüm altında fa...yet gösteren illegal oluşum, 29/4/2015 tarihinde; Milli güvenliği tehdit eden paralel devlet yapılanması ve illegal oluşumlara karşı yürütülen mücadele hakkında tafsilatlı bilgi arz edilmiş, mücadelenin kararlılıkla sürdürülmesine vurgu yapılmış, 29/6/2015 Tarihli toplantıda, Milli güvenliğimizi tehdit eden, ...ta paralel devlet yapılanması, 2/9/2015 Tarihli toplantıda, Paralel devlet yapılanmasıyla, yurt içinde ve yurt dışında, illegal ekonomik boyutu da dâhil olmak üzere sürdürülmekte olan mücadelenin kararlılıkla devam ettirileceği, 21/10/2015 Tarihli Toplantıda, Milli güvenliğimizi tehdit eden ve terör örgütleriyle işbirliği içerisinde hareket eden paralel devlet yapılanmasına karşı yürütülen kararlı mücadelenin çok yönlü olarak sürdürüleceği, 18/12/2015 Tarihli Toplantı da, Paralel devlet yapılanmasıyla yurt içinde ve yurt dışında sürdürülmekte olan mücadelenin devam ettirileceği, 27/1/2016 Tarihli Toplantıda, Millî güvenliğimize yönelik iç ve dış tehditler ile … paralel devlet yapılanmasına.. karşı yurt içinde ve yurt dışında sürdürülen mücadele, 24/3/2016 Tarihli Toplantıda, Vatandaşlarımızın huzur ve güvenliği ile kamu düzeninin sağlanması amacıyla yürütülen fa...yetler kapsamlı şekilde görüşülmüş, 26/5/2016 Tarihli Toplantıda Vatandaşlarımızın huzur ve güvenliği ile kamu düzeninin sağlanması amacıyla yürütülen fa...yetler, terör ve teröristle mücadelede gelinen aşama, millî güvenliğimizi tehdit eden ve bir terör örgütü olan paralel devlet yapılanmasına karşı alınan tedbirlerin görüşüldüğü açıklanmıştır.
Ulusal güvenliğimizi ilgilendiren hususlarda Milli Güvenlik Kurulu'nun yıllardır yaptığı yukarıdaki açıklamalar, örgütün tasfiyeye yönelik yaptığı soruşturma ve kumpaslar ile bu yapılanmanın gerçek amacının, devleti ele geçirmek olduğu, bu amaçla tüm kamu kurum ve kuruluşlarında; özellikle Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), mülki idare birimleri, yargı teşkilatı, kolluk birimleri, eğitim kurumları gibi yerlerde kadrolaştığı ve bu kişilerin devletin amaçlarından ziyade yapılanmanın amaçları doğrultusunda fa...yette bulundukları iddialarına öteden beri kamuoyunca vakıf olunmuş, Devletin en yetkili birimlerinde yapılan tehdit algılamaları ve tedbirler öteden beri alınmaya çalışılmıştır.
FETÖ/PDY silahlı terör örgütü, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin tüm Anayasal kurumlarını ele geçirmek nihai hedefine ulaşabilecek gücü elde ettiğine inanarak ...lattığı süreçte mülkiye, askeri, emniyet, yargı ve diğer stratejik öneme sahip kamu kurumlarını ele geçirmek için kendilerine engel olacaklarını düşündüğü bürokrat ve personelleri sistem dışına çıkararak, bir süreç ve basamak olarak gördüğü yargısal mekanizmalara egemen olma fa...yetleri kapsamında, görev yaptıkları alanlara örgütün amaçları doğrultusunda elemanlarını yerleştirdiği,
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin tüm Anayasal kurumlarının ele geçirilmesi stratejisinin uygulanması sürecinde, şüphelinin, kritik ve önemli görevlerde bulunduğu, örgütsel amaçların gerçekleştirilmesine yönelik örgütsel motivasyon ile hareket ederek örgüt adına fa...yet yürüttüğü, görev aldığı daire ve icraatlarının, Anayasal sistemin üç temel erkinden biri olan yargı erkinin örgüt amaçları doğrultusunda dizayn edilmesine yönelik olduğu, bu nedenle örgütün bu amaç ve politikalarının bir ...ka deyişle sahip olduğu statüler itibariyle yürüttüğü görevlerin niteliği, kapsamı ve yargı erkinin tümü üzerindeki etki alanı dikkate alındığında, örgüt amaçları doğrultusunda serbestçe tasarrufta bulunma ve fa...yet yürütme yetkisi ve imkanına haiz olduğu, bunun sonucu olarak da, şüpheli ve iştirak iradesi ile fa...yet yürüttüğü örgüt mensuplarının, HSYK nezdindeki tasarruflarından anlaşılması gerekenin, Demokratik Anayasal sistemin özü kavranarak sistemin adeta paralelinin yaratılmaya çalışıldığı,
Bu nedenle şüpheli hakkında örgüt fa...yeti kapsamında işlendiği belirtilen dava konusu eylemlere iştirak ettiğine dair nitelendirme ile kamu davası açıldığı, failin yöneticisi olduğu FETÖ/PDY örgütünün, 15.07.2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsünün arkasındaki yapılanma olup, TCK'nın 309 maddesi kapsamındaki Anayasayı ihlal suçunun örgüt tarafından işlendiği, şüphelinin eyleminin ise bu vehamete giden süreçte geçitli suç niteliğinde olan silahlı terör örgütü yöneticisi olmak suçunu oluşturduğu,
Şüpheli hakkında ... Cumhuriyet ...savcılığı tarafından yapılan soruşturma sonrasında TCK'nın 309/1 maddesinde düzenlenen Anayasayı İhlal suçunu işlediği değerlendirilerek fezleke düzenlenmiş ise de;
TCK'nın 309/1 maddesinden düzenlenen Anayasayı ihlal suçunun, bir örgüt fa...yeti kapsamında işlenmesinin mümkün olmasına rağmen, bu durumun suçun unsuru olmadığı, maddede düzenlenen amaçları gerçekleştirmeye yönelik araç fiilin icrai suç niteliğinde olabileceği gibi ihm... suç niteliğinde de olabileceği, ihm... fiillerle bu suçun işlenebilmesi için failin gerçekleştirilmekte olan icrai fiilleri görevi gereği önleme yükümlülüğünün bulunması gerektiği, teşebbüs suçu olmasına rağmen suç oluşturan fiilin hazırlık hareketleri aşamasından geçip icra aşamasına ulaşması gerektiği, araç fiilin işlenmesine yönelik icra hareketinin, hem araç suçun, hem de amaç suçun fiil unsurunu oluşturması gerektiği, terör örgütlerinin 'Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyet Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırma veya bu düzen yerine ...ka bir düzen getirme veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önleme' şeklindeki nihai amacının örgütün her kademesindeki mensuplarca biliniyor olmasının, hiçbir ayrım yapmadan tüm üyelerinin bu suçtan cezalandırılmaları için yeterli olmadığı, bu suça iştirak ettikleri anlamına gelmeyeceği, üyelik ve yöneticilik fiillerinin bağımsız suçlar olarak TCK'nın 314. Maddesinde düzenlenerek yaptırıma bağlandığı, fiilen işleneceği konusundaki bilginin iştirak bakımından önemli olmadığı, iştirak için icrai yada ihm... bir davranışla suçun işlenmesine katkıda bulunmak gerektiği hususlarının uygulamada ve teoride kabul edildiği belirlenmiştir.
Şüphelinin, örgütsel konumu ile ilgili anlatımlar içeren tanık beyanları, HSYK Genel kurul kararları, HTS kayıtları, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu 2. Dairesinin, 16.07.2016 tarih ve 2016/4 tedbir ve 2016/345 sayılı, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu'nun 24.08.2016 tarih ve 2016/426 sayılı kararlarındaki tespitler, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu 3. Daire bilgileri ile tüm dosya kapsamından;
Şüpheli A.. H..'nin, sanığın kendi ikrarı ile de teyit edildiği üzere 1977 yılında henüz lisede okuduğu sırada örgüt ile tanıştığı, evlerinde kalıp, kamplarına katıldığı, stajını Ankara'da yaptığı sırada FETÖ sanığı örgüt mensubu ... ile irtibatlı olup, askerliği sırasında ve mesleğin icrası sırasında da bu irtibatın devam ettiği,
Lise döneminde sanığın katıldığı örgütsel kampların örgüt abisi konumundaki ... Tabanca'nın ölümü sonrası onun eşiyle evlenmiş olan Yargıtay eski üyesi ... ...e'nin sohbet abiliğini yaptığı örgütsel toplantılara ... ile birlikte katıldığı, Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürülüğü'nde; örgüt yöneticisi olmaktan kamu davası açılmış bulunan İ.. O.., B.. E.., ...'ın bulunduğu birimde görevlendirildiği, örgüt amaçları doğrultusunda kadrolaşmayı sağladıkları, İ.. O.., ..., B.. E.., M.. Ö.. ile ... ile birlikte sırayla her birinin evinde yapılan örgütsel toplantılara katıldığı, himmet verdiği, 2008 yılında Danıştay üyeliğine, kısa bir süre sonra Adalet Akademisi ...kanlığı'na seçildiği,
Adalet Akademisi ...kanlığı yaptığı, yardımcılarının örgüt şüpheli/sanıkları ... ile ... olduğu, akademi kadrosunun örgüt mensuplarından oluşturulması noktasında aktif fa...yet yürüttüğü, sonrasında bu etkinliği ve konumu nedeniyle Adalet Akademisi kontenjanından HSYK üyeliğine ve devamında HSYK ...kan vekilliği ile 3. Daire ...kanlığına getirildiği, HSYK içerisinde eski genel sekreterler ... ve sonrasında ... organizesinde yapılan örgütsel toplantılara katıldığı, HSYK 3. dairesinde ...kan olarak görev yaptığı, yüksek yargıya üye belirlemeye dönük diğer HSYK üyelerinin katılımı sağlanmaksızın ... ve ...'nin evinde yapılan toplantılara katıldığı, HSYK üyesi seçildikten sonra da HSYK eski genel sekreterleri ... ve sonrasında ... tarafından organize edilen örgütsel toplantılara ..., ..., ..., ..., ..., İ.. O.., ..., B.. E.., ..., ..., ... ile birlikte katıldığı, himmet verdiği,
Şüphelinin, çalıştığı 3. Dairede, örgüt mensubiyeti bulunan hakim ve savcılar hakkındaki şikayetlere ilişkin olarak, teftiş müessesenin işletilmeyerek karşılıksız bırakıldığı, Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy, İzmir Askeri Casusluk, Selam Tevhid, MİT müsteşarının ifadeye çağrılması, 17/25 Aralık operasyonları ile MİT tırları soruşturmalarını yürütme görev ve yetkisini ByLock kullanıcısı örgüt şüphelisi/sanıkları konumundaki ..., ..., ..., ..., , n gibi daha çok sayıdaki örgüt mensuplarına bıraktığı,
Danıştay üyeliği sırasında da bir kısmına sivil imamların katıldığı örgütsel toplantılara iştirak ettiği ve bu hususun V.. B.. tarafından; 'sohbet grubunda benimle birlikte ..., ..., ..., ..., ... ve HSYK ...kan vekilliği görevi biten A.. H..'de bir süre katıldı. A.. H.. bizim lojmanda oturmadığı halde kendisine bir sohbet grubu arandı, önce bizim sohbet grubuna dahil oldu, burada da yaklaşık altı ay kaldı. Bilahare ...ka bir gruba gittiğini biliyorum, sohbet temsilcisi olan ... bu grupta bulunan kişilerden aidat paralarını toplardı. Bu toplantılarda ayrıca Danıştayda yapılacak seçimler ve atamalar ile ilgili eğer üyeler oy kullanacaksa ne yönde hareket edilmesi gerektiği, kimin destekleneceği tartışılır ve telkinde bulunulurdu. Bu bizim grup sorumlumuz ... tarafından gerçekleştirilirdi.' şeklinde ifade edildiği,
ByLock kullandığı tespit edilen FETÖ/PDY şüphelisi ..ın protestosu ile içerik ve zamanlama itibariyle birebir örtü... ve bu şahsın adeta 'büyüklerimden destek bekliyorum' yönündeki talebini karşılayan Aralık 2013 tarihinde, Adli Kolluk Yönetmeliği ile ilgili HSYK Genel Kurul kararına imza koyduğu,
Tamamı ByLock kullanıcısı ve FETÖ/PDY şüphelisi/sanığı konumunda bulunan kumpas soruşturma ve davalarını yürüten örgüt mensuplarının bu soruşturma ve kovuşturmalardan uzaklaştırılması noktasındaki tasarruflara muhalefet şerhi koyduğu, bu şahısların örgütsel soruşturmalardan uzaklaştırılması noktasındaki Devlet refleksinin akim bırakılması yönünde aktif fa...yet yürüttüğü,
2014 yılı ...larında, HSYK'da görev yapan örgüt mensubu olan tetkik hakimi ve müfettişlerin kuruldan uzaklaştırılması konusu gündeme geldiğinde, genel kurul toplantılarına katılmadığı ve muh...f kaldığı,
Bu suretle örgütün amaçları doğrultusunda, paralelinin oluşturularak, Anayasal sistemin yok edilmesi yönündeki fa...yetlere destek verdiği, ünvanlı kadrolara ataması yapılanlardan ihraç olanların sayısı düşünüldüğünde, engellenemeyecek düzeyde aşırılığa giden tasarrufların niteliğinin ortaya çıktığı, şüphelinin de bu tasarrufların odağında yer aldığı,
Şüpheli A.. H..'nin eylemlerinin; HSYK'nın kurumsal yapısına ilişkin istatistiki veriler ışığında, HSYK ...kan vekilliği ve 3. Daire ...kanlığı ünvanı ile takdir hakkı gibi lanse edilen tasarruflarının örgütsel fa...yet olduğu tüm açıklığı ile ortaya çıktığı,
Bu şekilde 2010 yılından 2014 yılının ikinci yarısına kadar olan süreçte yargı erki içerisinde yer alan Cumhuriyet ...savcılığı, Ağır Ceza Mahkemesi ...kanlığı, Adli Yargı Adalet Komisyonu ...kanlığı gibi organların tamamına yakını ByLock kullanıcısı ve örgüt şüphelisi/sanığı olan şahıslara bırakılmak suretiyle örgütün amaçları doğrultusunda, paralelinin oluşturularak, Anayasal sistemin yok edilmesi yönündeki fa...yetlere destek verdiği, diğer örgüt mensupları ile iştirak içerisinde süreklilik ve çeşitlilik arzeder şekilde örgütle organik bağ içerisinde gerçekleştirdiği,
Milli Güvenlik Kurulunun, FETÖ/PDY hakkındaki 26.02.2014 tarihi ve sonrasında çok sayıda kararında, Ulusal güvenliğimizi tehdit eden yapılanma, legal görünümde illegal yapılanma, paralel devlet yapılanmasına ilişkin olarak yıllardır yaptığı yukarıdaki açıklamalara rağmen örgütün tasfiyeye yönelik yaptığı soruşturma ve kumpaslara destek vermeye devam ettiği,
HSYK 3. Dairesi'nin, mesleğe kabul, teftiş, ihbar ve şikayetler hakkında karar vermek gibi çok sayıda önemli işlevi içermesi nedeniyle bütün yargı mensupları üzerinde önemli bir tasarruf ve insiyatif alanı sağladığı, şüphelinin örgütteki temin ettiği güç ve sadakati ölçüsünde yükselip elde ettiği statüsüne eşdeğer/paralel olacak şekilde kamusal bürokrasi de konumlandırılmak suretiyle bağımsız hareket kabiliyetine kavuşturulduğu, iddianamenin bütününde işlenen örgütsel yapı ile şüphelinin dahil olduğu karar süreçleri ve yürüttüğü fa...yetler nazara alındığında, verilen özel bir yetki ile örgüt adına görev icra ettiğinin anlaşıldığı,
Örgüt içerisindeki konumu verasi de konumlandırılmak suretiyle bağımsız hareket kabiliyetine kavuşturulduğu, iddianamenin bütününde işlenen örgütsel yapı ile şüphelinin dahil olduğu karar süreçleri ve yürüttüğü fa...yetler nazara alındığında, verilen özel bir yetki ile örgüt adına görev icra ettiğinin anlaşıldığı,
Örgüt içerisindeki konumu ve örgütün, adeta silah olarak kullandığı yargı yapılanmasının en üstünde yer alan Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ...kan vekilliği ve 3. Daire ...kanlığı sıfatları ve unvanları itibarı ile FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün yargı içerisindeki hiyerarşik yapılanmasında, örgüt ve kamusal yapı içerisindeki konumu, temadi eden örgütsel ve etkin nitelikteki fa...yetleri nazara alındığında;
FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün deşifre olmasını engellemek, örgüt mensupları hakkında yapılan soruşturmaların sonuçsuz kalmasını sağlamak, örgüt fa...yetlerinin belli bir disiplin içinde istikrarlı bir şekilde devamı için diğer örgüt yöneticileriyle birlikte fikir ve eylem birliği içinde hareket etmek suretiyle hiyerarşik yapıya dahil olduğu, sıkı bir disiplinle, örgütün stratejisi, yapılanması, fa...yetleri ve amacına uygun hareket ettiği, haiz olduğu görev ve sorumluluk alanları ile emir ve t...mat verme noktasındaki yetkileri gözetildiğinde, FETÖ/PDY isimli silahlı terör örgütünün, hücre yapılanmasında, HSYK kurumu içerisinde özel göreve haiz yönetici sıfatında olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Aşamalarda verdiği ifadelerinde pişmanlık duyarak örgütün Adalet Bakanlığı, Adalet Akademisi, HSYK, Yargıtay, Danıştay ve taşra yargı yapılanması hakkında örgüt mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli, örgütün yapısı ve fa...yeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgiler verdiği, hakkında 5237 sayılı TCK'nın 221/4-5. maddelerinin uygulanması gerektiği anlaşılmıştır." ifadelerine yer verilerek sanık hakkında silahlı terör örgütü yöneticisi olma suçundan cezalandırılması talebiyle dava açıldığı anlaşılmıştır.
III) SAVUNMA:anık sav.unarında özetle; Fethullah Gülen cemaati ile ilk kez 1977 yılında tanıştığını, o tarihte babasının görevi nedeniyle Ankara'nın bir köyünde yaşadıklarını, tatil için buraya gelen babasının bir arkadaşının "Ben oğlumu bir yere yollayacağım, Kuran öğretiyorlar, gitsinler Kuran okusunlar, zamanı boşa geçirmesinler" diyerek babasından kendisi için izin aldığını, o sırada herhangi bir risale ya da cemaat muhabbeti olmadığını, babasının tecvitli okumayı öğrenme ve ezber yapmasına yönelik olarak kendisini buraya göndermeyi kabul ettiğini, babasının bahse konu arkadaşı ...'yla İstanbul'a gittiklerini, burada ...'nın oğluyla kendisini Topkapı'da bir cemaat evine bıraktığını, bir gece bu evde kaldıktan sonra Gölcük tarafında ormanlık bir alana gidip kamp yaptıklarını, 10 gün kadar bu kampta kaldığını, kampın sorumlusunun daha sonra vefat eden ve o dönemde hatırladığı kadarıyla üniversite öğrencisi olan ... Tabanca olduğunu, ...'in Saidi Nursi'nin yazdığı tabiat risalesi adlı ... bir kitapçık verip bunu okumasını söylediğini, ancak çok ağır bir dili olduğundan kitaptan hiçbir şey anlamadığını belirtmesi üzerine ...'in kendisini ... isimli bir üniversite öğrencisinin yanına vererek kitabı beraber okumalarını istediğini, ...'ın muhtemelen şahsın gerçek ismi olmadığını, bu kampta Saidi Nursi'nin kitaplarının okunduğunu, cemaatle namaz kılındığını, ayrıca serbest zamanların da olduğunu, on gün sonra kamptan ayrılırken ...'ın kendisine nerede oturduğunu sorduğunu, Topraklık'da yaşadıklarını söylemesi üzerine Kolej'de bir ev adresi vererek "Bu eve gidip gel, sana derslerinde yardımcı olur arkadaşlar" dediğini, Ankara'ya döndükten sonra bu eve üç defa gittiğini, ilk ikisinde evde bulunan bir üniversite öğrencisinin kendisiyle ilgilendiğini, Saidi Nursi'nin kitaplarından bazı bölümleri okuduklarını, üçüncü kez gittiğinde apartmanın girişinde bu öğrenci arkadaşı ile karşılaştığını, elinde v...z olan şahsın kendisine "Sakal bıraktığım için beni bu evde istemiyorlar, ben bu evden ayrılıyorum" dediğini, bunu "cemaatten kopuyorum" anlamında söylediğini, kendisinin de evde kalan diğer öğrencileri zaten tanımadığı için bir daha bu eve gitmediğini, daha sonra lise son sınıfta iken ... denilen kişinin Topraklık'daki evlerine geldiğini, evi nereden bulduğunun ve adresi kimden aldığının kendisi için hâlâ bir muamma olduğunu, ...'ın ısrarla "Tercihlerini İstanbul'dan yap, İstanbul şöyle güzel memleket, deniz var, Osmanlı eserleri var, birlikte aynı evde kalalım" dediğini, kendisinin ise babası din görevlisi yani kısıtlı gelirli birisi olduğundan bu teklife makul yaklaşmadığını ve tercihlerini Ankara'dan yapacağını söylediğini ancak o sene üniversite sınavını kazanamadığını, Ankara için puanının yetmediğini, ikinci sene üniversite hazırlık kursları ararken Demetevler'de bir dershane bulduğunu, o zaman bunun cemaat dershanesi olduğunu bilmediğini, buraya kendisini kimin yönlendirdiğini hatırlamadığını, diğer dershanelere göre ucuz olduğu için burayı tercih ettiğini, dershanenin son dönemlerinde yapılan deneme sınavlarında hep ilk üçe girdiğini, sene sonunda sınavlardan sonra bir piknik düzenlediklerini, bu piknikte herkesten nereyi kazandığının sorulduğunu, kendisinin de o yıl tek tercih olarak İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini yazdığını, zira buranın puanın Ankara Hukuktan biraz daha düşük olduğunu, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini kazandığını duyan oradaki öğretmenlerden birinin kendisine bir adres vererek "Burası Beyazıt'ta fakülteye çok yakın, oraya gidersen arkadaşlar sana kayıt yaptırma işlemlerinde yardımcı olurlar" dediğini, bunun üzerine kayıt yaptırmak için 11 Eylül 1980 günü İstanbul'a gittiğini, bahse konu adresi bulduğunu, daha evvel kalmış olduğu kampta sorumlu olan ... Tabanca'nın bu evin abisi olduğunu gördüğünü, yatsı namazından sonra evde bir tedirginlik ...ladığını, henüz okullar açılmadığı için evde ... dışında iki ya da üç kişi daha olduğunu, ... Tabanca'nın bu öğrencileri teker teker odasına çağırıp on on beş dakika konuştuğunu, odadan çıkanların bir şey söylemediğini ancak ortamda bir tedirginlik olduğunu gördüğünü, en son 22:00-22.30 sıralarında kendisini çağıran ... Tabanca'nın "Sen zaten bu evde kalmıyorsun, kalacak bir yerin varsa istersen git, yok eğer burada kalacaksan yarın sabah burayı askerler basabilir, herkesi gözaltına alabilir, sen burada biri ile irtibatlan, bir senaryo yazın, neden burada bulunduğunu izah et" dediğini, bunun üzerine oradaki gençlerden birisi ile oturup konuştuklarını ve sanki ikisi evvelden tanış.ıyorlarmış, şahıs yardımcı olmak için kendisini bu eve davet etmiş ve bu sanki bir cemaat işi değilmiş gibi bir hikaye oluşturduklarını, bu hususu kayıtlara geçmesi açısından özellikle anlatmak istediğini, bundan neredeyse 40 yıl önceki bir zamanda cemaatin bu kadar geniş kapsamlı olmadığı bir dönemde o gece Türkiye'de olağanüstü bazı şeylerin, bir darbenin olacağını bilen biryapının 40 sene sonra 15 Temmuz 2016'da yapılan hain darbe girişimini bilmemesinin ve haberlerinin olmadığına ilişkin açıklamalarının inandırıcı olmadığını kamuoyunun duyması adına vurgulamak istediğini, daha sonra darbeyi takip eden pazartesi günü fakülteye kayıt yaptırdığını, bu evde yurda ...vurmamasını, evin fakülteye yakın olduğunu ve birlikte kalmalarını kendisine söylediklerini, kendisinin de yurda ...vurmadığını, zaten ilk sene çok da yurt çıkmadığını, kayıttan sonra tekrar Ankara'ya döndüğünü, okul ...ladıktan sonra bir ay kadar bahsi geçen evde kaldığını, o dönemde sigara kullandığını, çocukluktan beri de bir müzik tutkusunun olduğunu, arada ... teybinden radyo dinlediğini ya da müzik açtığını, ayrıca gazete okuduğunu, ... Tabanca'nın bunları çok yadırgadığını, o evin gazetenin okunmayacağı, hiçbir yayın organının eve sokulmayacağı, müziğin ise haram olduğu şeklinde birtakım kurallarının olduğunu, ...'in kendisini birkaç kez uyardığını, en son ceketinin cebindeki kibritleri fark eden ...'in evin çok kalabalık olduğunu söyleyip kendisini ...en taraflarında bir eve gönderdiğini, orada kalmasını söyleyerek bir nevi sürgün ettiğini, belirtilen adrese birkaç gün sonra iki ortaokul imam hatip öğrencisi çocuğun da geldiklerini, evin ciddi anlamda kötü durumda olduğunu, yakacak olmadığını, babasının gönderdiği sınırlı parayla kendisine ve o iki çocuğa bakmasının mümkün olmadığını anlayınca bir iki hafta sonra babasını ar...ak durumu anlattığını, babasının da kendisini bir akrabalarının boş evine yerleştirdiğini, o sene bu evde kaldığını, daha sonra Atatürk Öğrenci Yurdunda kalarak bir daha fakülte hayatı boyunca cemaatle irtibatının olmadığını, üniversiteyi bitirdikten sonra girdiği hâkim adaylığı sınavını kazanarak staja ...ladığını, ilk staj yeri olan savcılık stajı sırasından imza portföyünde "Ben ..., görüşelim" şeklinde bir not gördüğünü, ismi bilmediğinden şahsı bulmak için bir gayrete girmediğini, birkaç gün sonra adliyenin çay ocağında otururken birisinin gelerek "Aranızda A.. H.. var mı?" diye sorduğunu ve kendisini tanıtarak ... olduğunu söylediğini, kendisini gıyaben tanıdığını ve tanışmak istediğini anlattığını, bir ay sonra askere gittiği için bir daha ...'u görmediğini, Tekird
ağ'da askerliğini yaparken bir hafta sonu görevli askerlerden birisinin gelerek ziyaretçisi olduğunu, içeri girmek istemediklerini ve dışarıda beklediklerini söylediğini, dışarı çıkınca ... ile yanında daha önce görmediği bir şahsın daha olduğunu gördüğünü, "Yolumuz buradan geçiyordu, seni bir ziyaret edelim istedik" dediklerini, bir çay bahçesinde oturup bir saat kadar sohbet ettiklerini, ancak burada ne cemaatten ne Fethullah Gülen'den bahsedildiğini, daha çok nezaket ziyareti şeklinde göründüğünü, askerden sonra stajını tamaml...ak kura çektiğini, stajının bu döneminde ve kura ile gittiği Sason'da cemaatle bir irtibatının bulunmadığını, daha sonra görev yaptığı Sulakyurt'ta üçüncü yılının sonunda 1993 senesinde görevli Cumhuriyet savcısının izne ayrılması üzerine Delice hâkiminin Sulakyurt'a görevlendirildiğini, görevlendirilen bu hâkimin ... olduğunu, onun Sulakyurt'ta görev yaptığı bu bir iki haftalık süreç içerisinde arkadaşlıklarının ilerlediği, ...'in "Ankara'da arkadaşlarla ayda bir bir araya geliyoruz, dini sohbetler yapıyoruz, seni de götüreyim" dediğini, babasının da hoca olr yapıyoruz, seni de götüreyim" dediğini, babasının da hoca olması sebebiyle böyle bir kültürden yetişmesinden mütevellit yatkın olduğu için bu teklifi kabul ettiğini, ...'le birlikte Keçiören'de bulunan müstakil bir binaya gittiklerini, bu evin cemaatin ışıkevleri diye tabir edilen evlerinden birisi olduğunu, evde birkaç kişinin kaldığını, yoğun olarak Saidi Nursi'nin kitaplarının, risalenin ve Kuran'ın okunup cemaatle namaz kılındığını, ayrılırken de cev...den, Kuran'dan, risale ve Saidi Nursi'nin kitaplarından belirli sayıda sayfanın okunması şeklinde ödevlerin verildiğini, ancak himmet adı altında bir para istenmediğini, bu eve ... ile birlikte üç defa gittiklerini, ancak hem çocuğunun ... olması hem tayin beklemesi hem de Sulakyurt'tan gidip gelmenin zor olması nedeniyle ...'un bir davetine tekrar gelmeyeceği şeklinde cevap vermesinden sonra irtibatlarının koptuğunu, bundan sonra ...'i bir daha görmediğini, daha sonra atandığı Ondokuzmayıs ilçesinde de cemaat mensupları ile bir temasının olmadığını, burada görev yaparken Adalet Bakanlığında Personel Genel Müdür Yardımcısı olan akrabası ...'in söylemesi üzerine dilekçe vererek Bakanlıkta 1997 yılının Şubat ayında göreve ...ladığını, ...'in cemaatle en ufak bir ilgisinin olmadığını, Bakanlığa gelirken FETÖ/PDY mensuplarının t...matı, telkini veya talebi doğrultusunda hareket etmediğini, Bakanlığa geldiği tarihe kadar B.. E.., ... ve ...'ı tanımadığını, burada yalnızca kendisi Sason hakimi iken Batman'da görev yapan ... ile ... ve ...'yı tanıdığını, B.. E.. 12 Nisan, İ.. O.. 16 Nisan, ... ise 17 Mayıs'ta Personel Genel Müdürlüğünde göreve ...lamış iken kendisinin ...'dan 9 ay sonra Bakanlığa geldiğini, ayrıca göreve ...ladıkları dönemlerin bakanlarının da farklı olduğunu, 1997 ve 2008 yılları arasında Adalet Bakanlığında çalıştığını, Personel Genel Müdürlüğünde disiplin bürosunda tetkik hâkimi olarak göreve ...ladığını, kısa bir süre sonra hâkim adaylığı bürosunda görevlendirildiğini, ... ile aynı odayı paylaşmaya ...ladıklarını, vakit namazlarını ...'la birlikte mescitte kıldıklarını, o dönem ...langıçta ...'in de cemaat mensubu olduğunu anlamadığını, daha sonra Yargıtay tetkik hâkimi olduğunu öğrendiği ve sonradan Yargıtay üyesi seçilen ... ...e'nin ... ile birlikte kullandıkları odaya gelip gitmeye ...ladığını, ... ...e'nin ...'ı zaten önceden tanıdığını, burada kendisiyle de diyalog kurduğunu, ...'in de ...'in daha evvel ...vurduğu aynı taktiklerle dinden, imandan bahsederek kendisini sohbete davet ettiğini ve risale okuduklarından söz ettiğini, birkaç kez reddetmesine rağmen kurtulması mümkün olmayınca daveti kabul ettiğini, birlikte Hoşdere'de bulunan ... Tıp Fakültesinin binasına gittiklerini, binanın üst katına çıktıklarında fakülteden sınıf arkadaşı olan ...'ın da orada olduğunu gördüğünü, İrfan'ın okul yıllarında cemaatle hiçbir irtibatının olmadığını, buraya kendisi gibi cemaate ısındırılmak istenen kişilerin çağrıldığını tahmin ettiğini, bu sohbetlerde yoğun bir şekilde risale okunduğunu, Fethullah Gülen'den ve cemaatin hizmetlerinden bahsedildiğini, sohbet abiliğini ... ...e'nin yaptığını, toplu hâlde namaz kılındığını, bu dönemde de himmet adı altında bir para istenmediğini, buraya ... ...e ile birlikte iki defa gittiğini, daha sonra 1997 yılının Haziran ayında Elvankent'te lojmana geçince gidip gelmenin zor olduğunu belirtip bir daha bahsi geçen yere gitmediğini, kendisini sohbetlere çağıran bu kişilerin sohbetlere gitmeyince herhangi bir şekilde gönül koymayıp ısrarcı da olmadıklarını, bunun tamamen bıktırıp soğutmamak ve ellerinden kaçırmamak için bir taktik olduğunu, devamlı olarak kendisini takip ettiklerini ve "nerededir, ne yapıyor" şeklinde bir gözlemlemeye tabi tuttuklarını şimdi anladığını, Bakanlıktaki iş bölümünün kendi iradesiyle yapılmadığını, iş bölümünü genel müdürün yaptığını, iki yıl kadar personel genel müdür yardımcılığı görevinde bulunduğunu, bu süre zarfında hâkim adaylığı ve icra bürosunun kendisine bağlandığını, 2004-2008 yıllarında ise Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı olarak görev yaptığını, bu dönemde Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü ile Eğitim Dairesi ...kanlığına baktığını, 2008 yılında Danıştay üyeliğine atanmasından önce bir iki ay gibi kısa bir süre için de Personel Genel Müdürlüğünün kendisine bağlandığını, görüleceği üzere hâkim ve savcı atamaları, müstemir yetkileri, terfileri ve yurt dışı görevlendirmeleri gibi konularda kendisinin hiçbir zaman görevli ve yetkili olmadığını, ...'in Personel Genel Müdürü olduğu dönemde, kıdemli tetkik hâkimi olmasına rağmen teamüllere aykırı olarak disiplin bürosunda görevlendirilmesi üzerine Bakanlıkta istenmediği kanaatine vardığını, Genel Müdür ile konuşarak durumu izah ettiğini, Genel Müdürün disiplin bürosunda bakan arkadaşın Kurulda bir sorun yaşaması üzerine bu görevin kendisine tebliğ edildiğini söylediğini ve Personel Genel Müdürlüğünün tetkik hâkimi ihtiyacı olduğunu belirterek araştırma yapıp en az iki isim getirmesini kendisinden istediğini, bunun üzerine isim belirlemek için sicil tar...ak çalışma yapmaya ...ladığını, o tarihte yakın arkadaşları olan B.. E.., ... ve İ.. O..'a da bu hususu söylediğini, içlerinden birisinin kendisine M.. Ö.. ve ...'ün isimlerini vererek burada çalışabileceklerini belirtmesi üzerine bu iki kişinin sicillerini incelediğini ve çalışma yeterliliğine sahip olduklarını gözlemlediğini, durumu Personel Genel Müdürüne ilettiğini, bu dönemde her iki şahsı da tanımadığını ve cemaatçi olup olmadıklarını bilmediğini, M.. Ö..'i hiç tanımadığını, ...'ün durumunu ise daha önce bir kez Bakanlığa gelerek ...'la görüştüğü için tahmin ettiğini, Genel Müdürün yaklaşık altı ay kadar sonra bu iki isimle birlikte hatırladığı kadarıyla beş kişiyi Bakanlıkta görevlendirdiğini, bu şahısların isimlerini Genel Müdüre verirken tek düşündüğünün liyakat ve ehliyet sahibi kişilerin Genel Müdürlüğe gelmesini sağlamak ve Genel Müdüre mahcup olmamak olduğunu, cemaatçilik düşüncesi ile yapmadığını, zaten 2000-2001 yıllarında cemaatin bir terör örgütü olduğunu da düşünemediğini, ...ka hiçbir kimsenin Bakanlıkta görevlendirilmesinde en ufak bir katkısının ve dahlinin olmadığını, Bakanlıkta görev yapacak hâkimlerle ilgili mensubiyetlerine göre ayrım yapmadığını, bu hâkimlerin alınmasının Bakan oluruyla gerçekleştirilen bir işlem olduğunu, Bakanlıkta FETÖ'cü kadrolaşma kastıyla herhangi bir hareketinin olmadığını, Bakanlık tetkik hâkimi olarak görev yaptığı dönemde arkadaşlarla ...miyetleri ilerledikçe İ.. O.., B.. E.., ..., ..., ... ... ve ... ile yakınlaştıklarını, hoş geldin ziyaretleri ile ailece birbirlerine gidip gelmeye ...ladıklarını, M.. Ö.. ile ... Bakanlığa gelince bu kişileri daha yakından tanıma fırsatı bulduğunu, konuşmalarından her ikisinin de Fethullah Gülen cemaati mensubu olduğunu anladığını, M.. Ö.. ve ...'ün kendisi ile İ.. O.., B.. E.. ve ...'ı sohbet toplantılarına davet ettiklerini, çok düzenli olmamakla birlikte on beş günde veya ayda bir birbirlerinin evinde sohbet toplantıları yapmaya ...ladıklarını, Adalet Bakanlığına tetkik hâkimi olarak geldiği 28 Şubat sürecinde birçok hâkim ve savcının soruşturma geçirmekte olduğunu, İ.. O.., B.. E.. ve ... hakkında da soruşturma açıldığını, bu durumun onları birbirlerine daha da yakınlaştırdığını, aralarında bir bağlılık ve dostluk oluştuğunu, İ.. O.., B.. E.. ve ...'la birbirlerinin evinde bir araya gelmelerinin klasik cemaat toplantıları şeklinde olmadığını, risale okunmadığını, himmet adı altında bir para toplanmadığını, bu toplanmaların güncel konuların konuşulduğu, bazen aralarından birisinin ilgisini çeken bir köşe yazısını veya bir kitaptan bölümün okunduğu, en son B.. E..'in bir sure okuması ile dağıldıkları ziyaretler olduğunu, o dönemde cemaat ya da hizmet gibi bir kavramın sözkonusu olmadığını, ... ve M.. Ö.. katılana kadarki görüşmelerinin kendi aralarında hasbihal amaçlı bir araya gelmelerden ibaret olduğunu, ... ve M.. Ö.. geldikten sonra ...'in "hocaefendinin yazısı" diyerek bazen birtakım metinleri okuduğunu, yine bu dönemde özellikle cemaatin Afrika'daki hizmetleri, su kuyularının açılması, yurt dışındaki okulları, cemaatten olan doktorların gönüllü olarak buralara gidip özellikle katarakt ameliyatları ile birçok kişinin yeniden görmesini sağlamaları, Türk dilinin dünya ülkelerine yayılması, Afrika'daki okulların durumu, öğretmen maaşlarının ödenmesindeki zorluklar, İTÜ, Hacettepe, ODTÜ, Boğaziçi gibi okullardan mezun olarak çok cüzi maaşlarla dünyanın dört bir yanında fedakarca öğretmenlik yapan insanların yaşamları gibi hususların sohbetlerde konuşulmaya ...landığını, yine Arap dünyası ve Avrupa'daki bazı fikir adamlarının Fethullah Gülen hakkındaki olumlu kanaatlerinden bahsedildiğini, Saidi Nursi'ye ait kitapların çok ...en okunduğunu, daha çok cemaatin yayınlarından bazı bölümlerin okunmasının söz konusu olduğunu, yaz aylarında ise sohbetlere ara verdiklerini, bu yaptıkları sohbetlerin ...'in kendisini götürdüğü Keçiören'deki evde yapılan ve ... ...e ile birlikte gittikleri ... Hastanesinin üst katında yapılan sohbet toplantılarına benzemediğini, hatta M.. Ö..'in bu durumu savcılık ifadesinde "Kendi kafalarına göre takılırlardı" şeklinde özetlediğini, yani bu sohbetlerin cemaat disiplini altında yürümediğini, sohbetlerin hiçbirinde kendisine veya sohbetteki diğer kişilere işle ilgili herhangi bir t...mat verilmediğini, şu an anladığı kadarıyla bunların kendilerini bir arada tutmaya ve o zamanki tabiri ile hizmet hareketi ile yakınlaştırmaya yönelik eylemler olduğunu, bu sohbetlerde sohbet imamı veya abisi ya da grup sorumlusu olmadığını, bu toplanmalarının son derece masum, arka planı olmayan, günlük gelişmeleri ve memleket meselelerini konuştukları toplantı ve görüşmeler olduğunu, ...'ün birkaç kez "Daha disiplinli programlar yapalım, kitap okuyalım, cev... okuyalım" şeklinde söylemlerde bulunduğunu, ancak kendilerinin buna "İsteyen istediğini okur, böyle t...matla kitap okunmaz" şeklinde karşılık verdiklerini, o tarihlerde cemaatin bir suç örgütü değil, sivil toplum örgütü ve herkesin sempati duyduğu, birçok fedakar insanın bir araya gelerek dünyaya Türk dilini yaymak ve Türk sempatizanı insanlar yetiştirmek gibi amaçları bulunan bir hizmet hareketi olduğunu, en azından kendisinin o dönem öyle gördüğünü, ...'ün sohbetler ...ladıktan bir ay kadar sonra bir sohbet toplantısında maaşın yüzde onunun verilmesi gerektiğini, bu paranın Afrika'daki cemaat okullarına gönderileceğini ve hayır işi olduğunu belirttiğini, kendisinin bu oranın fazla olduğunu, en fazla yüzde beş verebileceğini söylediğini, ancak düzenli olarak bu yüzde beşlik ödemeyi de yapmadığını, somut olaylar anlattıklarında örneğin Afrika'daki öğretmenlerin maaşlarının ödenmesi, susuzluk çekilen bölgelerde su kuyularının açılması, kurban kesilerek fakir fukaraya dağıtılması ya da katarakt hastalarının gözlerinin açılması için Kimse Yok Mu Derneğinin doktorlar göndermesi şeklindeki somut durumlarda kendisinin yüzde beş oranında ya da bununla sınırlı olmaksızın cebindeki parayı verdiğini, ancak savcılık ifadesinde her ne kadar düzenli olarak yüzde beş verdiği anlaşılacak şekilde bir ibare geçmiş ise de her ay düzenli bir yüzde beşlik ödeme yapmasının söz konusu olmadığını, anlattığı şekilde zaman zaman para verdiğini, 2002 ve 2003 yıllarında İ.. O..'un eşinden ötürü Anayasa Mahkemesi lojmanlarına taşınması üzerine evinin uzaklığını bahane ederek sohbet toplantılarına katılmamaya ...ladığını, kendisinin de 2004 yılında müsteşar yardımcısı olunca mesai saatlerinin uzadığını, ayrıca ..., B.. E.. ve İ.. O..'un da unvanlı görevlere atanmasından sonra ... ve M.. Ö..'in ayrıldığını, kendilerinin de ilk yıllarda olduğu gibi dört kişi serbest olarak zaman zaman bir araya geldiklerini, bu bir araya gelmelerinin daha düzensiz ve uzun aralıklarla olduğunu, bu durumun 2008 yılına kadar devam ettiğini, müsteşar yardımcısı olarak görev yaptığı dönemde daha önceden hâkim adaylığı bürosuna baktığı ve Adalet Akademisindeki değişikliklerin çoğunun da hâkim adaylığı ile ilgili olduğu dikkate alınarak o dönemin Adalet Bakanlığı Müsteşarının önerisi üzerine Adalet Akademisi Yönetim Kurulu üyeliğine geçtiğini, buraya geçişin atamayla değil, seçimle olduğunu ancak usulü tam olarak hatırlayamadığını, yönetim kurulu üyeliğine cemaatin telkini ya da t...matı doğrultusunda aday olmadığını, bu teklifi yapanın Adalet Bakanlığı Müsteşarı olduğunu, 2008 yılında Danıştay üyeliğine Cumhur...kanı tarafından seçildiğini, dört ay Danıştay üyesi olarak görev yaptıktan sonra Adalet Akademisine ...kan olarak atandığını, Danıştay üyeliği sırasında Fethullah Gülen cemaati mensubu olduğunu daha sonra öğrendiği tetkik hakimlerinin dahi kendisine selam vermediklerini, yakın durmadıklarını, bunu bir tedbir olarak yaptıklarını sonradan anladığını, Danıştayda ve Adalet Akademisinde bulunduğu dönemlerde herhangi bir cemaat sohbetine katılmadığını, kendisine böyle bir teklifin de gelmediğini, böyle bir grup oluşturmadıkları ya da oluşturulursa bile kendisini çağırmadıklarını düşündüğünü, ancak çağırsaydılar katılacağını da söylemek istediğini, Danıştayda ...'le aynı odada oturduklarını, o dönemki tek arkadaşının da o olduğunu, Adalet Akademisi ...kanlığı boşalınca Müsteşar ...'dan buraya görevlendirilmesi için kendisine destek olmasını istediğini, ...'ın ilk ...ta Akademi ...kanlığına yüksek yargıdan birini düşünmediklerini söylediğini, kendisinin de bunu teklifine hayır olarak algıladığını, bir süre sonra ...'ın ar...ak Adalet Akademisi ...kanlığını hâlâ isteyip istemediğini sorduğunu, istediğini belirtmesi üzerine onun da yardımıyla Akademi ...kanlığına atandığını, bu atamasında cemaat mensuplarının desteğinin olduğunu düşünmediğini, kendi rızası ile buraya gitmek istediğini, bu talebinden sonra cemaatin nasıl bir rol oynadığını bilmediğini, Adalet Akademisinde yaklaşık yirmi ay görev yaptığını, kendisinin teklifi ve Adalet Bakanlığının onayıyla Eğitim Merkezi Müdür Yardımcısı ...'nın Eğitim Merkezi Müdürü olduğunu, Eğitim Merkezi Müdürü ...'ın da ...den boşalan Akademi ...kan Yardımcılığına Yönetim Kurulu kararıyla belirlenen üç isimden birisi arasından Bakanlar Kurulunun ataması ile geldiğini, her iki atamanın da sıralı atamalar olduğunu, özellikle dışarıdan cemaatçileri bulup unvanlı görevlere getirmesinin söz konusu olmadığını, bunların kıdem ve liyakat ölçülerine göre yapılan atamalar olduğunu, yine hâlihazırda ...kan Yardımcısı olan ... ile çalışmaya devam ettiğini, Akademi ...kanı olduğu dönemde Akademide görevlendirilen tüm hâkimlerin Adalet Bakanı Müsteşarı ...'ın önce Bakanlıkta görevlendirdiği ve bir müddet gözlemledikten sonra kendisine önerdiği isimlerden oluştuğunu, bu kişilerin arasından sonradan Bylock kullananların da çıktığını, ancak bunları bizzat taşradan bulup getirmediğini, Akademiye geldiklerinde tanıştığı ve aralarında haklarında soruşturma açılmayan isimlerin de bulunduğunu, Eğitim Merkezi Müdürlüğünce Akademide yapılan sosyal aktivitelerin cemaat ve cemaatçilikle ilişkilendirilmesinin son derece tutarsız olduğunu, ayrıca adayların sınıf ...kanları ve yıllık kurulunu belirlemesinin kendi aralarında yaptıkları seçimlerle gerçekleştiğini, bunda Akademi ...kanının bir dahlinin ve yönlendirmesinin bulunmadığını, Akademide göreve ...ladığı tarihte derse giren öğretim görevlilerinin aynı şekilde ders vermeye devam ettiklerini, öğretim görevlilerini değiştirmek gibi bir gayretinin kesinlikle olmadığını, zaten derse girecek isimlerin Akademi Yönetim Kurulunca belirlendiğini ve ilgilerine göre Adalet Bakanlığı, Yargıtay veya Danıştay ...kanlığına sunularak onların onayı ile görevlendirildiklerini, tetkik hâkimi olarak görev yaptığı 6 yıl boyunca Hâkim Adaylığı Bürosunda çalıştığını, bu dönemde sınava giren hâkim adaylarından mülakatı kazananların belirlenmesi ile ilgili herhangi bir yetkisinin olmadığını, sadece sekreterya işlerini yerine getirdiğini, genel müdür yardımcısı olarak görev yaptığı dönemde de kendisine bağlı olan Hâkim Adaylığı Bürosuna Genel Müdürün yapmış olduğu iş bölümü gereğince M.. Ö..'in baktığını, kendisinin bu dönemde de hâkim adaylığına alma işlemi ile ilgili bir yetkisinin olmadığını, Müsteşar Yardımcısı olarak görevli olduğu dönemde ...'nın oğlunun kazandığı sınavın mülakatı dışında herhangi bir mülakat komisyonunda görev yapmadığını, bundan sonra da birkaç kez daha mülakat komisyonu ...kanlığı yaptığını, Adalet Akademisinde görev yaptığı dönemde mülakat komisyonunda üye olduğunu, mülakat öncesi dönemde bürokrasiden ve yüksek yargıdan adaylar için birçok referansın geldiğini, tetkik hâkimi olarak görev yaparken gelen bu isimleri Genel Müdürün t...matıyla liste h...ne getirerek Genel Müdüre sunduğunu, mülakat komisyonu ...kanlığı yaptığı dönemde ise M.. Ö..'in bu şekildeki notları getirdiğini, notlarda arşiv araştırmasında olumsuzluk bulunan adaylarla ilgili listenin bulunduğunu, İ.. O.. ile birlikte bu listeleri gözden geçirdiklerini, kendilerine saçma gelen bazı notları "Bu bilgi kişinin olumsuz olduğuna delil teşkil etmez" diyerek kaldırdıkları da olduğunu, mülakat komisyonunda görev aldığı hiçbir dönemde kesinlikle cemaat listesi şeklinde bir listenin kendisine gelmediğini, gelen tek listenin anlattığı müspet ve menfi şeklinde belirlemeler içeren liste olduğunu, o tarihte müspet diye işaretlenen isimlerin tamamının da cemaat mensubu olmadığını düşündüğünü, zira o dönemdeki ölçütlerinin vatanını ve milletini sevme, bölücü veya aşırı hiçbir siyasi görüşe mensup olmama şeklinde olduğunu, müspetten kasıtlarının da bu olduğunu, mülakatlarda her zaman yüksek puan alanlardan daha çok kişiyi kazandırma yönünde bir eğilimlerinin bulunduğunu, mülakat komisyonunda kendisi dışında 6 kişinin daha görev aldığını, bu kişiler sanki hiç yokmuş gibi kabul edilerek mülakatta alınan ve daha sonra haklarında FETÖ/PDY üyeliğinden soruşturma yapılan herkesi tek ...ına almış gibi suçlanmasının isabetli olmadığını düşündüğünü, 2008 yılında Bakanlıktan ayrıldıktan sonra Adalet Akademisi ...kanı olarak görev yaptığı dönemde 2010 yılı Ekim ayına kadar hâkim adaylığı mülakat kurulu üyesi olarak görevde bulunduğunu, 2010 yılında HSYK'da göreve ...ladığı tarihten sonra ise mülakat komisyonunda görev almadığını, kendisinin ...kanlık yapmış olduğu mülakat komisyonunda alınan hâkim adaylarından haklarında FETÖ/PYD terör örgütü üyeliğinden soruşturma yapılanların oranıyla kendisinden önce ve sonra alınanların oranlarının birbirine çok yakın olduğunu, ayrıca etkin pişmanlıktan yararlanan tanıkların beyanlarından hâkim adaylığı yazılı sınavını kazanan adayların mülakattan önce kimlere ne şekilde ulaştıkları ve nasıl bir yol izlediklerinin açıkça görüldüğünü, bunun yanında bir cemaat listesi getirmelerine ihtiyacın da bulunmadığını, zira kendilerini 40-50 yerden ulaşıp kuşattıklarının etkin pişmanlıktan yararlananların ifadelerinden anlaşıldığını, 2004 ile 2010 yılları arasında mülakat sınavlarında birkaç kez komisyon ...kanlığı yaptığını, bu dönemlerde komisyonlarda görev alan yedi kişiden beşi hakkında FETÖ/PDY soruşturması bulunmadığını, bu kişilerin çağrılarak taraflı davranıp davranmadığı hususunun kendilerinden sorulmasını talep ettiğini, komisyon ...kanlığı yaptığı tüm sınavlarda tersine piramit modeli uyguladıklarını ve yüksek puanlılardan çok sayıda, düşük puanlılardan da az sayıda hâkim adayını mülakatlarda ...arılı saydıklarını, mülakat komisyonunda görev yaptığı dönemde cemaatin kadrolaşmaya gittiğine dair bir bilgisinin bulunmadığını, gelen listeleri de arşiv araştırması ve bürokrasi ile yüksek yargıdan gelen notların birleştirildiği bir liste olarak değerlendirdiğini, 2008 yılında Yargıtay Ceza Genel Kurulunun bu yapının terör örgütü olmadığına dair kararı da göz önüne alınırsa kendisinin cemaate yakın olduğunu düşündüğü kişilerin getirmiş oldukları bu listeleri cemaat listesi olarak değerlendirmesinin o tarih için mümkün olmadığının anlaşılacağını, Adalet Bakanlığında huzursuzluğun ilk olarak 2009 yılında 6 daire ...kanının belirlenmesi olayı ile ...ladığını, o tarihte Adalet Akademisi ...kanı olduğunu, bir akşam Müsteşar ...'ın kendisini hâkimevine davet ettiğini, gittiğinde ..., ... ve ...'ın da orada olduklarını gördüğünü, Bakanlıkta boşalan 6 daire ...kanlığı için Müsteşarın kendilerine fikirlerini sorduğunu, bu sırada Müsteşarın önünde imza için hazırlanmış dosyaların olduğunu da gördüğünü, ancak müşteşarın kimin nereye görevlendirildiğini kendilerine söylemediğini, Ceza İşleri Genel Müdürlüğünde boş olan kadro için Müsteşarın sorusu üzerine ...'ı teklif ettiğini, ...'la Bakanlığa geldiği tarihten beri aralarında bir ...miyet olduğunu, evleri de yakın olduğundan arada bir bir araya gelip sohbet ettiklerini, bu yakınlıktan mütevellit onu önerdiğini, o akşam sorulan diğer kadrolar için herhangi bir kimseyi tavsiye etmediğini, diğer ...kanlıklar için kimin teklifte bulunduğunu çok net hatırlamadığını, kendisinin yaptığı tek öneri olan ...'ın seçiminden sorumlu olduğunu kabul ettiğini, sonradan Bakanlıkta yapılan bu altı atamanın altısının da cemaatçi olduğunun konuşulduğunu, "Cemaat 6-0 yaptı" diye Bakanlıkta dedikodular yapıldığını, bu durumun ciddi bir rahatsızlığa neden olduğunu, o atamalardan hemen sonra İ.. O..'un, yanına gelerek "Biz bu atamalarda bir denge gözetmiştik, yanlış yaptınız, keşke yapmas...ız" deyip sitemde bulunduğunu, kendisinin de cevaben "Keşke beni uyars...ız, benim hiçbir şeyden haberim yoktu, ne diye hâkimevine davet edildiğimi dahi bilmiyordum" dediğini, gerçekten de davet edilme sebebini o tarihte bilmediğini, Müsteşarın Bakanlıktaki atamalarla ilgili daha önce kendisi ile bir görüşme yapmadığını, o gün de niye öyle yaptığını bilmediğini, kendisi Akadeekten de davet edilme sebebini o tarihte bilmediğini, Müsteşarın Bakanlıktaki atamalarla ilgili daha önce kendisi ile bir görüşme yapmadığını, o gün de niye öyle yaptığını bilmediğini, kendisi Akademiden ayrıldıktan sonra yerine ...'ın atandığını, kendisinin Akademide ... ile iki yıl çok uyumlu çalıştığını, ancak ...'la ...'nın anlaşamadıklarını, kendisi HSYK'dayken yanına gelen ...'nın orada devam edemeyeceğini söylemesi üzerine boş olan bir müsteşar yardımcılığı kadrosu için........i......ya söylediğini, daha sonra ..de huzursuz olduğunu ....'a anlattığını, ancak huzursuzluğun detaylarını. kendisine açmadığını, ... Akademiden bu şekilde ayrıldıktan sonra yerine ...'nın geldiğini ve burada üst düzeydeki FETÖ'cü kadrolaşmanın bu şekilde tamamlanmış olduğunu, 2010 yılında Anayasa değişikliğiyle HSYK'nın yapısının değiştirildiğini, Anayasa Mahkemesince tek oy sisteminin iptal edildiğini, bu ipt...n ise Bakanlığın hesaplarını altüst ettiğini, bu iptalde YARSAV'ın ısrarcı olmasının etkisi olduğunu, YARSAV'ın 1500 üyesi olduğu için örgütlü olarak seçime katılarak seçimi kesin kazanacakları inancı ile bunu yaptığını duyduğunu, 15 Temmuz'dan sonraki düşünce ve kanaatinin YARSAV'ın içerisindeki cemaatçilerin bu hususta etkili oldukları şeklinde olduğunu, bu iptalden sonra Bakanın t...matı ile Müsteşar öncülüğünde aday belirleme çalışmalarının ...ladığını, Müsteşarın kendisini, .....'ni ve ...'ı eski müsteşar yardımcıları olmaları nedeniyle toplantılara davet ettiğini, ayrıca İ.. O.., B.. E.., ..., ... ve ...'in de bu görüşmelere katıldıklarını, Müsteşarın daha sonra diğer genel müdürlerle de toplanıp onların da fikirlerini aldığını, bu toplantılarda ..., ..., ... Er, ... ... ve M.. S..'nun isimlerinin öne çıktığını, İ.. O.. ile kendisinin...'ı önerdiklerini, zira ...'ı arkadaşı olması nedeniyle eskiden beri tanıdığını, ...'dan...'ın ve bayanlar arasından da ...'in adının gündeme geldiğini, İ.. O.. ve B.. E..'in İstanbul hâkimleri ile yedikleri bir yemekte bu adayların isimlerinin dile getirildiğini kendisine aktardıklarını, yine Ankara hâkimi ... ...'ın adının öne çıktığını, İ.. O..'un ...'nin adını gündeme getirdiğini, Yargıtaydan ...'nin isminin Adalet Akademisinde derse girmesi nedeniyle çok kişi tarafından tanındığından seçilebilecek oyu alabileceği gerekçesiyle öne çıktığını,..kademisi ...kan Yardımcısı ...'nın seçilmesini önerdiğini, kendisinin burada söz alarak ...'nın Akademide disiplini sağlamak amacıyla zaman zaman adaylara karşı sert davrandığını, bu nedenle adaylarla diyaloğu çok daha iyi olan ve Eğitim Merkezi Müdürü olarak görev yapan ...'nın daha çok oy alabileceğini belirttiğini, daha sonra Bakanlığın da bu durumu araştırdığını ve ...'nın daha çok oy alabileceğini tespit ettiklerini, ...'in aday olmaması için ...'dan birçok hâkimin Bakanlıkta temas kurduğunu ve bu nedenle listeden çıkarıldığını, bunun üzerine ...'a teklif götürüldüğünü, o kabul etmeyince teklif yapılan ...'ın kabulüyle aday olarak belirlendiğini, bu anlattıklarının kendisi Akademide olduğu için tamamen duyuma dayalı olduğunu, B.. E..'in teklifi üzerine..'ın listeye alındığını bildiğini, ...'i ....n önerdiğini söylediklerini, ... daha sonra listeden çıkartıldıklarını, kendisinin teşkilatta Karadenizli hâkim ve savcıların oylarını alabilmek için Karadenizli bir adayın da listede yer alması gerektiğini söylediğini, ...'nun isminin bu şekilde gündeme geldiğini, bununla birlikte ... ... ve ... isimlerinin de konuşulduğunu, ...'nun cemaat oylarını alabilmek için listeye konulduğunu, yine ... ...'a Müsteşarın itiraz ettiğini ancak İ.. O..'un ısrarıyla listeye alındığını, kendisinin de Danıştayda görev yaptığı dönemden tanıdığı ... ...'un ismini önerenlerden olduğunu, yine hatırladığı kadarıyla ...'ın ismini B.. E..'in gündeme getirdiğini, Müsteşarın İstanbul'da tanıdıklarının da ...'ın isminin uygun olacağını söylediğini, cemaat mensubu olduğu bilinerek listeye konulan kişilerin ..., ..., ... ve ... olduğunu, listede bunlarla birlikte adli yargıdan İ.. O.., ..., ..., ..., ..., ..., ... ...e'nin bulunduğunu, idari yargıdan ise B.. E.., ..., ..., ... isimlerinin yer aldığını, o tarihte ...'in cemaatten olduğunu bilmediğini ancak şahsı cemaate yakın biri olarak tanıdığını, bayan hâkim ve savcıların oylarını almak amacıyla çevresinin geniş olması gerekçesiyle listeye konulduğunu, ...'nun da öğrencilik yıllarında ülkücü olarak bilindiğini duyduklarını, cemaat mensubu olduğunu bilmediklerini, zaten kendisine göre ...'nun cemaat mensubu olmadığını, ancak cemaate sempati ile baktığını, ...'ın adaylığına Bakanlıktaki cemaat mensuplarının karşı çıktıklarını, şahsın çevresinin geniş olması sebebiyle kontrol dışına çıkabileceği ve ...kalarının dediklerini de yapabileceği nedeniyle karşı çıkıldığını duyduğunu, ...'ın cemaatçi olduğunu ...ında bilmediklerini, B.. E..'in soruşturması ile cemaatçi olmadığı yönünde bilgi aldığını ancak sonradan onun da cemaatçi olduğunu anladığını, netice olarak HSYK üyelerinin belirlenmesi aşamasında kendisinin Adalet Akademisinden ...'nın daha çok olabileceğini ve isim belirtmeden de mutlaka Karadenizli bir adayın listede olması gerektiğini söylediğini, ... ... ve ... isimlerini İ.. O..'la birlikte gündeme getirdiğini, bunların dışında üye belirleme sürecinde diğer adaylarla ilgili bir katkısının bulunmadığını, seçim için isimler belirlendikten sonra Adalet Bakanının kendisinin de olduğu bir ortamda "Şimdi makamlarda oturma zaman değil, yıllık izinlerinizi alın, Türkiye'deki tüm adliyeleri gezin, hakim ve savcılar ile toplantılar yapın, onlardan oy isteyin" dediğini, bunun üzerine izne ayrıldığını ve İ.. O..'la birlikte Karadeniz bölgesine gittiklerini, İ.. O..'un burada hâkim ve savcılarla toplantılar yaptığını, kendisinin konuşmalara müdahil olmadığını, yanlarında M.. Ö.. ile ... ...'ün de bulunduğunu, üçü Karadenizli oldukları için İ.. O..'a burada refakat ettiklerini, yol üzerindeki...kadar gittiklerini, bundan sonra İ.. O..'la birlikte ... yanlarında olduğu hâlde ... hâkimi...'a destek olmak amacıyla Edirne'ye gittiklerini,...'la orada tanıştığını, ...'ın da burada kendileriyle birlikte olduğunu, geziler sırasında taşradan aday olmadığı için kendisinin konuşmasının uygun olmayacağını düşündüğünü, yalnızca İ.. O..'un konuştuğunu ve o dönem Bakanlık listesi olarak adlandırılan 11 adayın tümüne oy verilmesini ve adaylar arasında ayrım yapılmamasını hakim ve savcılardan istediğini, hatta "Bu listeden bir kişiyi sileceksiniz ilk benim adımı silin" dediğini, bu gezilerin masrafını kendi ceplerinden karşıladıklarını, örgüt mensuplarının seçim döneminde ...'nın evinde toplanmalarından ve aldıkları kararlardan haberinin olmadığını, böyle bir görüşme yapıldığını iddianameden öğrendiğini, Bakan ve Müsteşarın t...matı üzerine izne ayrıldığını ve anlattığı şekilde İ.. O..'a seçim çalışmalarına refakat ettiğini, bunu örgütsel bir fa...yet olarak da görmediğini, o kasıtla hareket etmediğini, HSYK seçimlerinin yapıldığı akşam hâkimevinde Bakan, Müsteşar ve diğer adayların bir araya geldiklerini, idari yargıdan seçim sonucunda yedek olarak kalan ...'un kendilerine hitaben "Bazı şahıslar burada oyun oynamış, ondan yedek kaldık" dediğini, ...'un burada kastının Fethullah Gülen cemaati mensupları tarafından cemaat mensubu olmayan ... ... ile kendisinin yedekte bırakılması sağlanacak şekilde oy kullanıldığı belirtmek olduğunu, ancak cemaat mensubu olduğunu açıkça bildiği üyelerin bu durumu kabullenmeyerek çok çalıştıkları, her ilçeyi gezdikleri, seçilmeyenlerin ise çalışmadıkları şeklindeki bahaneye sığındıklarını, ancak seçim sonucuna bakınca kendisinin de cemaatin bu şekilde bir oyun oynadığını anladığını, Fethullah Gülen cemaatinin adli yargıda cemaat mensubu olmayan ..., ... ve ...'ın bilerek yedek kalmasını sağladıklarını ve seçilen diğer üyelerin... dışında kendilerinden olduğunun anlaşıldığını, seçimden sonra yeni HSYK Genel Kurulunun toplanıp çalışmaya ...ladığını, 25.10.2010 tarihinde yapılan toplantıda ...kan vekili olarak seçildiğini, bu toplantıda ... Müsteşarın odasının boşaltmasına yönelik isteği üzerine çıkan tartışma sonucunda Kurulun 17'ye 5 olarak ikiye bölündüğünü, bu dönemde daha önce krize sebep olup çıkarılamayan ve Bakanlıkça geri çekilen 2010 yaz kararnamesinin Genel Kurula sunulduğunu, bu kararname ile ... ve ... ... ...'nin özel yetkili mahkemelerde ...kan olarak görevlendirildiğini, kararname taslağında Bakanlık döneminde ...'ün çalışmış olduğunu, HSYK yeni göreve ...ladığı sırada daha ne olduğu kimse tarafından anlaşılmadan bu iki ismin ...kan olarak seçilmelerinin sağlanmış olduğunu, yeni bir kurum olan HSYK'da işlerin aksamaması için Bakanlıktan devralınan işleri orada kim yaptı ise Kurulda da onlarla devam edilmesi gerektiği düşüncesinin tüm Kurul üyeleri tarafından benimsendiğini, Bakanlıkta görevli tetkik hâkimlerinin bir kısmının bu şekilde HSYK'da görevlendirildiğini, Genel Sekreter olarak ...'nın isminin öne çıktığını, ...'yı İ.. O.., ..., ... ve ...'nin önerdiklerini ve üzerinde uzlaşı sağlandığını, Genel Kurulun yasa gereği üç isim belirlediğini, en yüksek oyu zaten ...'nın aldığını, Bakanın da isimler arasından onu seçerek atamasını yaptığını, genel sekreter yardımcılıkları için Bakanlıkta bu işi yapan isimlerle devam edilmesinin uygun görüldüğünü, Bakanlıkta kararname ve yetki işlerinde çalışan ...'ün, terfi ve disiplin işlerine bakan ...'nin, Ceza İşleri Genel Müdürlüğünde daire ...kanı olan ...'ın, idari ve m... işlerde iç denetçi olan eski ...müfettiş ...'nın genel sekreter yardımcıları olarak atandıklarını, ...'ü İ.. O..'un, ...'yi B.. E..'in, ...'ı kendisinin, ...'yı da ... ve B.. E..'in önerdiğini, bahsettiği üzere HSYK'ya alınan tetkik hakimlerinin daha önce Bakanlıkta da aynı işi yapan tetkik hâkimlerinden belirlendiğini, ...vuranların Genel Kurul toplantısına davet edilerek yapılan mülakat sonucu sicilleri de incelenerek oylandığını, 12 ve daha fazla oy alanların HSYK'da göreve ...ladığını, Teftiş Kurulunun da aynı şekilde belirlendiğini, daire seçimleri sırasında ...'ın 1. Dairede ...'in görev almasını istediğini, ancak FETÖ'ye mensup olan HSYK üyelerinden ..., ..., ... ve diğerlerinin ısrarla ...'nin bu Dairede görev almasını istediklerini, ...'nin de bu yapıya mensup olduğunu bu şekilde anladığını, kendisinin kanun gereği Adalet Akademisinden üye olarak seçildiği için 3. Dairede görev yapmasının gerektiğini, Genel Kurulda yapılan oylama sonucunda 3. Dairenin ...kanı ve daha sonra yapılan oylama neticesinde de HSYK ...kan Vekili olarak seçildiğini, üyelerin HSYK içerisinde hangi dairede görev yapacağının bir anlaşma sonucu belirlendiğini, FETÖ mensuplarının sadece ...'nin 1. Dairede kalması için ısrarlı davrandıklarını, hiçbir Dairede FETÖ'cülerin 4 kişi olamadıklarını, 1. Dairede üç, 2. Dairede iki, 3. Daire ise üç kişi olacak şekilde yerleştiklerini, 2010 yılında göreve ...ladıktan kısa bir süre sonra Adalet Bakanı ve Müsteşarın, kendisine yeni bir kanun hazırlığı yaptıklarını ve Danıştaya en az 50, Yargıtaya da 150 üye seçileceğini belirterek buna göre hazırlıklarını yapmalarını istediklerini, ayrıca acele etmelerini, kanun çıkar çıkmaz hemen seçimlerin yapılması gerektiğini de söylediklerini, bu konuşmayı HSYK Genel Kurulunda bütün üyelere aktardığını, bu konuşmadan kısa bir süre sonra Genel Sekreter ...'nın kendilerini evine yemeğe davet ettiğini, bu yemekte Yargıtay ve Danıştay üyelerinin seçimi ile ilgili ön görüşme yapılacağını bildiklerini, bu daveti ve davetin amacını Müsteşar ...'a ilettiğini, onun da "Arkadaşlarla beraber gidin, sonuçtan da beni bilgilendirin" dediğini, İ.. O.., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve B.. E.. ile birlikte ...'nın evinde toplandıklarını, eve gittiklerinde Kurul üyeleri dışında o dönem Yargıtay tetkik hâkimi olduklarını bildiği ve Fethullah Gülen yapılanmasına mensup olan ..., ..., ... ve ... ile HSYK'dan Genel Sekreter Yardımcıları ... ve ...'ün de orada olduğunu gördüklerini, İ.. O.. ile birlikte "Tetkik hâkimlerinin burada konuşacağımız konu ile ne ilgileri var" diyerek itiraz ettiklerini, ...'nin ise "Bu arkadaşlar Yargıtayı en iyi tanıyan kişiler, bu nedenle çağırdık" dediğini, ancak bu hareketin Fetö'cülerin bir emrivakisi olduğunu şu anda daha net anladığını, bu evde kendilerinin aslında Fetö'cü HSYK üyeleri ve yemeğe katılan diğer hâkimlerin belirlediği isimleri öğrenmiş olacaklarını, buna yapının kimleri ve kaç kişi istediğini belirleyebilecekleri bir ön görüşme gözüyle baktıklarını, evde bir projektör kurulmuş olduğunu, bununla duvara Yargıtay üyesi olabilecek yasal şartlara sahip hâkim ve savcıların listesini yansıttıklarını, öncesinde İ.. O..'un söz alarak "Arkadaşlar, bu isimler belirlendikten sonra saymayalım, sayıya oynamayalım, mutabık kaldığımız isimleri Bakan Bey ve Müsteşar Bey karşısında ben savunacağım" dediğini, zaten İ.. O..'la eve gitmeden önce konuştuklarını ve teşkilatı en iyi bilen kişi olarak kendisi ve B.. E..'in adına ve onları temsilen de İ.. O..'un konuşması yönünde anlaştıklarını, dolayısıyla İ.. O..'un bu sözleri üçü adına da söylemiş olduğunu, İ.. O..'un ayrıca "Biz hiç konuşmayacağız, sadece olumsuz ve sakıncalı bulduklarımızı belirteceğiz, itirazlarımızı yapacağız" dediğini, liste görüşülürken Yargıtay tetkik hâkimlerinin ismi geçince evde bulunan cemaat mensubu tetkik hâkimleri ve Fethullah Gülenci HSYK üyelerinin olumlu ya da olumsuz şekilde görüş bildirdiklerini, olumlu görüş bildirdikleri herkesin onlara yakın isimler olduğunu müşahade ettiğini, ...le Yargıtaydan isimler gündeme geldiğinde daha çok ... ile ...'nin konuştuğunu, ...'in kürsüden tanıdıklarıyla ilgili yorumlar yaptığını, ancak kendi adamları söz konusu olunca hep örneğin "doktorası var, yüksek lisansı var, dili var, şöyle ...arılı hakim, bütün terfileri şöyle iyi" diye onları övdüklerini, buna karşılık kendilerinin dile getirdiği fakat onların seçilmesini istemedikleri isimlere ise farklı söylemlerle karşı çıktıklarını, bu tarama bittikten sonra isimleri sayacaklarını söylediklerini, kendileri buna itiraz etmelerine rağmen sayılmasına engel olamadıklarını, neticede toplamda 80 kişi çıktığını, bunun üzerine kendileri bu sayının da fazla olduğunu düşünürken ...'nin işareti üzerine ..., ... ve ...'nın evin salonundan çıkarak diğer odalardan birine geçtiklerini, beş on dakika sonra salona geri döndüklerini, ...'nun kendilerine hitaben Fethullah Gülen'i kastederek "Bu konu hocaefendiye danışılmış, arkadaşlar 140'tan aşağı bir sayıya razı olmasınlar demiş, benim için tartışma bitmiştir, biz 140 istiyoruz" şeklinde bir söz sarf ettiğini, bunun üzerine kendilerinin itiraz ettiğini, "Hani siz eğitim gönüllüleriydiniz, hocanız okullarına baksın, ne işi var Yargıtay Danıştay üyeliği seçimiyle" dediklerini, burada ciddi tartışmaların olduğunu, bu tartışma sürerken ...'in kapıyı çarparak evi terk ettiğini, İ.. O..'un orada üye olabileceklerin isimlerini ayrı bir liste olarak aldığını ve beraber evden ayrıldıklarını, evden ayrılmadan evvel kendisinin Danıştay ile ilgili ne yaptıklarını da sorduklarını, B.. E..'in eve gelmeden idari yargıdan bir liste hazırlamış olduğunu, onun listesinde 37-38 bin sicillilerin bulunmadığını, ...'nun buna itiraz ederek "Biz de 37.000 sicilliyiz, ... Bey ... sicilli, biz onların oyuyla HSYK'ya seçildik, bizim seçmenlerimizden de üye seçmeniz gerekir, neticede bu kişiler yasal şartları taşıyorlar" dediğini, kendilerinin bunu kabul etmediğini, B.. E..'in söz alarak kendi tezini güçlendirmek amacıyla "Biz bir yerde buluşalım, bu konuyu daha sonra tekrar tartışalım, ferasetine güvendiğim iki isim var, birisi V.. B.., diğeri ... ...usta, onlar da Ankara'da idari yargıda hakimler, onları da çağıralım, bu konuyu tekrar müzakere edelim" dediğini, ...'ın evinde buluşmak üzere sözleşildiğini, daha sonra B.. E.. ile yaptıkları görüşmede ertesi sabah evine gittiğinde ...'ın "Arkadaşlar gelmeyecekler, biz dün akşam görüştük, 37.000 sicilliler olmazsa biz yokuz diyorlar" dediğini anlattığını, bu seçimde kendisinin de sınıf arkadaşları olan ... ve o tarihte Elazığ Ağır Ceza Mahkemesi ...kanı ... ...'in üye seçilmesini istediğini, ancak ...'nın evinde bulunanların sanki kendilerinin kimi dile getireceğini önceden biliyorlarmış gibi ismini zikrettikleri Fetö'cü olmayan kişilerle ilgili değişik yakıştırmalar yaptıklarını, örneğin ... ile ilgili "Serviste HSYK'ya küfretmiş", ... ...'le ilgili "Malatya'da çok yıpranmış, rüşvete bulaşmış", aynı lojmanda birlikte oturdukları Adalet Müfettişi Ö.. T.. ile ilgili ise "Ağır hasta, en son Konya teftişinde çalışamamış, adliyeye bile gitmemiş" şeklindeki söylemlerde bulunup kendisinin seçilmesini istediği isimlere itiraz ettiklerini, şimdi düşündüğünde kendisinin, İ.. O..'un ve B.. E..'in hangi isimleri dile getireceklerini gizli yaptıkları görüşmelerle önceden tespit ettiklerini ve buna yönelik hazırlık yaparak o kişilerle ilgili olumsuz bilgiler edinip bunları o görüşmede aktardıklarını tahmin ettiğini, bununla ilgili bir delilinin olmadığını ancak kanaatinin bu yönde olduğunu, zira örneğin ... ...'i seçim için dile getireceğini bildiklerini, zira ...'ın ve ...'ün kendisinin yanından hiç ayrılmadıklarını, dolayısıyla kimi sevdiğini, orada kimi söyleyebileceğini ve kimlerle görüştüğünü az çok bildiklerini, bu sebeple önceden Kurul üyelerini "A.. H.. şunu gündeme getirebilir, İ.. O.. bunu söyleyebilir" şeklinde bilgilendirip bir ön hazırlık yaptıklarını düşündüğünü, hatta ... ...'in seçilmesinde çok ısrarcı olduğunu, ancak ... ... kendisine anne ve babasının rahatsızlıkları nedeniyle Yargıtay üyesi seçilmek istemediğini söyleyince ...'a "Arkadaşlarını ....rüşvet yiyor diye iyi tembihlemişsin,...'e ben kendimden daha çok kefilim, öyle bir şey yapmaz, zaten ... seçilmek istemiyor, anne babası rahatsızmış" dediğini, bunun üzerine iki gün sonra tekrar odasına gelen ...'ın "...kanım o bilgi notu yanlışmış, biz sıra kaydırmışız" dediğini, böylece adı geçen şahsın üye seçilmesi gündeme geldiğinde kötü olduğunu ama kendisi seçilmek istemeyince iyi adam olduğunu gördüğünü, bu şekilde hiçbir tanıdığının üye listesine o dönem giremediğini, ...'nın evindeki anlattığı toplantıda anlaşma sağlanamayınca Yargıtay tetkik hâkimleri hariç aynı ekiple ...'nin evinde bir araya gelip görüştüklerini, yine tekrar tekrar Dairede odalarda ikişer, üçer ya da çok kişilik gruplarla görüşüp konuştuklarını, evlere gidip geldiklerini, iki aya yakın bir sürenin bu şekilde devam ettiğini, bu toplantılara FETÖ mensubu olmaya....ep .....'nu çağırmadıklarını, ...'nın evindeki ilk görüşmeden sonuç alamayınca İ.. O.. ve B.. E..'le birlikte ...'a gittiklerini ve olanları paylaştıklarını, FETÖ'cülerin en az 140 kişinin Yargıtay üyesi olarak seçilmesini, Danıştaya da 37.000 sicillerinin üye yapılmasını istediklerini anlatarak "Biz bunlarla anlaşamayacağız, cemaat mensubu olmayan diğer Kurul üyeleriyle ...'nu da yanımıza alarak daha objektif bir seçim yapabiliriz" dediklerini, cemaate de makul bir sayı verebileceklerini belirttiklerini, ...'ın buna karşılık kendilerine ısrarla anlaşmalarını söyleyince ona "Bu cemaatçiler Yargıtayda 80 kişiye bile razı olmuyorlar, en az 140 kişi istiyorlar" diye ifade ettiklerini, buna rağmen ...'ın "Ortaklığı ...tan bozamayız, önümüzde 4 yıl var, biz bu vesayetçi adamlara karşı Anayasa değişikliğini yaptık" deyip ...'u kastederek "Bu kişiler benim hakkımda defalarca tutanak düzenleyip suç duyurusunda bulundular, birçok sıkıntı yaşadık, daha ilk seçimde nasıl bunlarla aynı masaya oturup uzlaşacağız, onların bize ne tür dayatmalar yapacağını tahmin edemiyor musunuz? Sizin böyle bir fa...yetinizi diğerleri yani FETÖ'cüler sezerse onların da aynı yola ...vurmayacağını nereden biliyorsunuz? Biz size daha çok kontenjan tanırız diyebilirler ve iş çığırından çıkar, gidin bu arkadaşlarla anlaşın" demesinin kendilerinin pazarlık gücünü kırdığını ve gardlarını düşürdüğünü, sonradan ...'ın haklı olduğunu ve cemaatçilerin diğer Kurul üyeleriyle bu dönemde yakın diyalog kurduklarını, odalarına gidip geldiklerini, ...miyet kurmaya çalıştıklarını öğrendiklerini, bu görüşmelerden sonra FETÖ mensubu Kurul üyeleriyle tekrar bir araya geldiklerini, neticeten bu grubun 108 üyeye razı olduğunu, daha sonra Yargıtay ve Danıştaydan gelmeyen ve FETÖ'cü olmayan..., ..., ... ve ...'in de içlerinde bulunduğu üyelerle hâkimevinde ve HSYK binasında bir araya gelip görüştüklerini, bu toplantılarda toplantıya çağırdıkları Fetö'cü olmayan Kurul üyelerinin Yargıtay ve Danıştay üyesi olmasını istedikleri isimlerin bir kısmının FETÖ'cülerin belirlediği isimlerle çakıştığını hayretler içerisinde gördüklerini, bu şekilde FETÖ'cülerin de onlara yönelik ayrı bir çalışma yaptıklarını anladıklarını, yapılan seçim sonucu FETÖ'cü olup daha önce belirlenen 108 adaydan 107'sinin Yargıtay üyesi olarak seçildiğini, Danıştaya da yanlış hatırlamıyorsa 30 civarında adamlarının bu şekilde seçildiğini, 37.000 sicillilerin de bu şekilde üye seçilmiş olduğunu, ...'nın evindeki ilk görüşmeye "bizim çalışmamız" diyerek 300-400 kişilik bir liste getirdiklerini, cemaatçilerin isteğinin bu listedekiler içinden tüm üyeleri seçmek olduğunu, listedekilerin tamamının FETÖ'cü olmadığını ancak söz geçirebileceklerini düşündükleri kişiler olduklarını tahmin ettiğini, örneğin çok yakın arkadaşları ya da birlikte kitap yazdıkları yahut aynı dairede yıllarca çalıştıkları ve seçilirse sözlerinden çıkmayacak, kontrol edebilebilecek isimlerden oluşan bir liste olduğu kanaatinde olduğunu, daha sonra yapılan üyelik seçimlerinde yine yüksek yargı mensubu 5 üye hariç kalan 16 Kurul üyesinin bir araya gelerek seçilecek isimleri belirlediklerini, bu seçimlerde de bu yapıya iki üç kişilik kontenjanlar verildiğini, seçilen üyelerin dairelerini Yargıtay ...kanlık Divanının belirlediğini, FETÖ'nün yüksek yargıdaki yapılanmasının ve kadrolaşmasının bu seçimlerle gerçekleştiğini özellikle belirtmek istediğini, bu hususu yapıdan kendisini tamamen soyutladıktan sonra 3-4 Kasım 2016 tarihinde Ankara Cumhuriyet ...savcılığında verdiği ifadesiyle ilk kez kendisinin anlattığını, ayrıca bu seçimde FETÖ'cülerin listesinden seçilen isimleri ve içerisinde tanıdığı FETÖ'cü olduğunu bildiği veya tahmin ettiklerini de isim isim bildirdiğini, üyelik seçimleri tamamlandıktan sonra kendisinin daha önce hakim adaylığı mülakat komisyonundan tanıdığı, Bakan ve Müsteşar tarafından da tanınan ve Yargıtayda çok yüksek bir oyla daire ...kanı seçilen ...'la ...'ın daveti üzerine B.. E.. ve İ.. O.. da bulunduğu hâlde hâkimevinde bir araya geldiklerini, Müsteşarın burada ...'a Yargıtay ...kanlığı için aday olmasını istediklerini söylediğini, ...'ın da bunu kabul ettiğini, Müsteşarın ...'a hitaben ayrıca "...kan seçilirseniz kendi divanınızı oluşturun, daire ...kanlıkları için kimi uygun görüyorsanız onları seçin, biz bize dü...i yaptık, bizden buraya kadar" diyerek Yargıtayın iç işleyişine karışmayacaklarını belirtir bir konuşma da yaptığını, HSYK'da bulunduğu dönemde Yargıtay ve Danıştay üyeleri seçimine kadar cemaat toplantısı yapılmadığını, üye seçimlerinden sonra Genel Sekreter Yardımcısı ...'ın cemaat toplantı ve sohbetlerini düzenlemeye ...ladığını, ...'ın çağrısı üzerine sohbetin yapılacağı Kurul üyesinin evine gittiklerini, bu sohbetlere kendisiyle birlikte İ.. O.., ..., ..., ..., ..., ..., B.. E.., ..., ..., ... ile ... ve Genel Sekreter Yardımcısı ...'ün de katıldığını, görüşmelerin özellikle Ankara'ya yeni taşınan Kurul üyelerine hoş geldin mahiyetinde ...layıp devam ettiğini, bu görüşmelere eşlerin katılmadığını, bu sohbet toplantılarının daha önce katıldığı Fethullah Gülen cemaat mensuplarının sohbetleri şeklinde olmadığını, daha çok cemaatin yapmış olduğu özellikle eğitim alanındaki hizmetlere ilişkin sohbetler şeklinde geliştiğini, risale okunmadığını, vaaz kaseti ve video izlenmediğini, çoğunlukla namazların da toplu halde kılınmadığını, "şu kadar cev... ya da Kuran okuyun" gibi ödevler verilmediğini, ancak bu sohbetlerin cemaat sohbeti olduğunu hepsinin bildiğini, belki de kendilerini bıktırıp kaçırmamak için disiplinlerinden taviz verilmekte olduğunu, bu toplantılardaki amacın onları bir araya getirip maneviyatı yükseltmek ve birlikteliği korumak olduğunu anladığını, bahse konu toplantılarda himmet adı altında bir paranın da istenmediğini, tedbirlere ilişkin olarak örneğin namazları açıktan mescitte kılmamalarının ve dindar değil modern bir görüntü vermelerinin tavsiye edildiğini, genellikle bu sohbetlerin kimin evinde ne zaman yapılacağını ...'ın belirleyerek kendilerine duyurduğunu, ...'ın ...ka kimse bu işleri üstlenmediği için sohbetlerin gününü ve saatini belirleyen kişi olarak ortaya çıktığını, onun organize ettiği bu sohbetlere ...'le ...'nin katıldığına da şahit olduğunu, ...'in bir kez katıldığı bu toplantıda HSYK içerisinde bulunan diğer cemaatçilerin ...'e farklı şekilde sae kılmamalarının ve dindar değil modern bir görüntü vermelerinin tavsiye edildiğini, genellikle bu sohbetlerin kimin evinde ne zaman yapılacağını ...'ın belirleyerek kendilerine duyurduğunu, ...'ın ...ka kimse bu işleri üstlenmediği için sohbetlerin gününü ve saatini belirleyen kişi olarak ortaya çıktığını, onun organize ettiği bu sohbetlere ...'le ...'nin katıldığına da şahit olduğunu, ...'in bir kez katıldığı bu toplantıda HSYK içerisinde bulunan diğer cemaatçilerin ...'e farklı şekilde saygılı davrandığını gördüğünü, böylece ...'in cemaatin üst konumlarda bir yerde olduğu kanaatine vardığını, bu görüşmede ...'in sohbet abiliği yaptığını, namazın önemi gibi dini konuları konuşup manevi hayattan bahsettiğini, yine bir seferinde ...'nin de bu görüşmelere katılıp dini mahiyette sohbet yaptığını ve manevi birlik içinde hareket etmeleri gerektiğinden, kardeşlik ve uhuvvet gibi genel mevzulardan konuştuğunu, ona da Kurul üyelerinin çok saygılı ve nezaketli davrandıklarına bizzat şahit olduğunu, hatta ...'a "Kim ki bu adam, niye bu kadar önem veriliyor?" diye sorduğunu, ...'ın da "Amerika'ya hoca efendinin yanına sık sık gidiyor, k... gözü açık bir insan, çok değerli birisi" diyerek bu kişiyi tarif ettiğini, ... ve ...'in geldiği bahse konu sohbetlerde hukuki bir konunun konuşulmadığını, o dönem için ... aracılığıyla bu kişilerin cemaat mensubu olan diğer üyelere mesaj ve t...matlar gönderdiğini tahmin ettiğini, ancak katıldığı sohbetlerde kendisine bu şekilde bir t...matın verilmediğini, ...'le ...'in HSYK'da göreve ilk ...ladığında evine hayırlı olsuna geldiklerini, bu ziyarette birkaç kişinin daha bulunduğunu hatırladığını, HSYK'da görev yaptığı 4 yıl boyunca ...'i sohbet toplantılarında bahsettiği üzere yalnızca bir defa gördüğünü, o toplantıda da sadece dini konulardan bahsettiğini ve işle ilgili tek kelime konuşmadığını, ancak bu yapıda kim ne kadar kaldırabiliyorsa ona o kadarının söylenip ötesinin söylenmeyeceği gibi bir taktik olduğuna emin olduğunu, kendisini ikna ve telkin için daha çok ...'ı kullandıklarını, fakat "abiler şöyle istiyor, hoca böyle diyor" gibi bir şeyin de kendisine söylenmediğini, MİT Müsteşarının İstanbul Cumhuriyet ...savcılığı tarafından şüpheli sıfatıyla ifadeye çağrılmak istenmesinin Fethullah Gülen cemaatinin o dönemde Türkiye'de gerçekleştirilmek istenen barış sürecine karşı olması ve bu süreci engellemek için yapılan bir hareket olduğunu görmesinin kendisi için cemaat hakkındaki ilk kırılma olduğunu, o tarihte Bakanın kendisini ve İ.. O..'u aradığını, İ.. O..'la birlikte makamına geçtikleri Bakanın burada MİT Müsteşarının ifadeye çağrıldığını, bundan dolayı çok ciddi bir rahatsızlık olduğunu ve gerekirse bu konuda yasa değişikliği yapılarak MİT mensuplarının yasal bir güvenceye alınabileceğinden bahsettiğini, hatta üçünün beraber İstanbul'a gidip ...'le görüşerek onları bu işten vazgeçirmeleri gerektiğini belirttiğini, ancak Bakana uçak korkusu olduğundan kendisinin arabayla giderek onlarla İstanbul'da buluşabileceğini söylediğini, Bakanın bunun üzerine "O zaman sen gelme, ...'i ara, hâkimevine geçsin, bizim görüşmemizi sen organize et, bu adamlarla görüşeceğiz, bir yere kaçmasınlar" dediğini, daha önceden de tanıdığı Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı ve FETÖ'cü ...'i ar...ak bunun yanlış olduğunu anlattığını ve "... sen evinin yatak odasını Taksim Meydanında sergilemek ister misin?" diye sorduğunu, ayrıca "Ben bunu bilerek söylüyorum, devletin terörle mücadele politikalarını siz mi belirleyeceksiniz, bu işin yargıyla ne ilgisi var?" dediğini ve Bakanla İ.. O..'un İstanbul'a gelmekte olduklarını, onlarla mutlaka görüşmesini söylediğini, Bakanla İ.. O..'un uçaktan indiklerinde İstanbul'a geldikleri haberinin basın mensuplarınca alınmış olduğunu fark ettiklerini, büyük ihtimalle telefonlarının dinlendiğini düşündüğünü, basın mensuplarına yakalanmamak için havaalanından farklı bir kapıdan çıkarak gittikleri hâkimevinde Bakanın ve İ.. O..'un ...'le görüştüklerini, İstanbul'dan da "ikna ettik" diye döndüklerini ve evrakın t...mat olarak Ankara Cumhuriyet ...savcılığına gönderileceğini söylediklerini, fakat ertesi gün Bakanın ar...ak konunun yine kapanmadığını söylediğini, evrak Ankara Cumhuriyet ...savcılığına gelir gelmez hemen telefonla ...'ı ar...ak ifadeye çağırdıklarını öğrendiğini, bunun belki de Ankara Adliyesinde en hızlı işleme tabi tutulan evrak olduğunu, bunun üzerine bu durumun görüşüldüğünü ve Müsteşarın ifadeye gitmemesinin kararlaştırıldığını, buna bağlı olarak ...'ın da ifade vermek üzere Adliyeye gitmediğini, sonradan İ.. O..'un anlattığından öğrendiğine göre İ.. O..'un Ankara Cumhuriyet ...savcısını arayıp yanına görüşmeye çağırdığını, ancak ...savcı ... ...'in görüşmeye iki iki buçuk saat geç geldiğini ve İ.. O..'a ukala bir şekilde "Ben seni severim, sen bu işlere fazla karışmasan" gibi bir şeyler söylediğini, zaten daha sonra da bu hususta yasa değişikliği yapıldığını, sonradan yüz yüze görüştüklerinde ...'in kendisine niyetlerinin MİT Müsteşarını tutuklamak olmadığını, KCK soruşturmalarında kimi tutuklasalar ya da gözaltına alsalar MİT'in "Bunlar bizim elemanlarımız, bunları serbest bırakın" diyerek kendilerine baskı yaptığını, hatta Taksim Meydanında bir belediye otobüsüne molotof kokteyli atıp genç bir kadının yanarak ölmesine sebep olan kişiye bile sahip çıkıldığını, bu hususları Müsteşara soracaklarını, bunun çözüm süreci ile bir ilgisinin olmadığını söylediğini, bu konuşmadan sonra o an için kısmen hak vermekle birlikte sonradan bütün olan bitenden bu ifadeye çağırma olayını FETÖ'cülerin bilerek yaptığını, devletin terörle mücadele politikasını etkilemeye çalıştıklarını, ...'in o dönem kendisine yalan söylediğini, zira MİT Müsteşarının kasıtlı olarak ifadeye çağrılıp yıpratılmak istendiğini, barış sürecinin de olumsuz bir şekilde etkilenmeye çalışıldığını anladığını, sonrasında Balyoz davası olarak bilinen davada Fethullah Gülen cemaati mensubu olduğunu bildiği hâkim ve savcıların yargı yetkilerini kötüye kullanarak pek çok asker de dahil birçok şahsı tutuklamalarından dolayı bu cemaate bakış açısında yine tereddütler oluştuğunu, aynı tereddütlerin İ.. O.. ve B.. E..'de de olduğunu, o dönem Fethullah Gülencilerin yargıdaki bu hukuka aykırı işlemlerinin darbeye hazırlık olduğunu ve darbe girişiminde bulunduklarını şimdi anladığını, ancak bu keskin bakış açısının o dönem kendisinde oluşmadığını, o tarihte bu gelişmelere rağmen gerek siyaset gerek bürokraside bu yapı mensuplarına karşı sert bir duruş oluşmadığı ve keskin bir kopukluk olmadığı için kendisinin de sadece bunların sohbetlerine daha seyrek gitmeye ...ladığını, tepkisini bu şekilde ortaya koyduğunu, B.. E..'in bakanlık müsteşarı olunca sohbetlere ve cemaatçilere karşı kesin bir tavır aldığını, kendisinde ise hâlâ cemaatin düzelebileceği düşüncesinin hakim olduğunu, HSYK ...kan Vekili de olduğu ve bu kimseler de Kurulda kalabalık olduklarından onları dışlamanın kötE..'in bakanlık müsteşarı olunca sohbetlere ve cemaatçilere karşı kesin bir tavır aldığını, kendisinde ise hâlâ cemaatin düzelebileceği düşüncesinin hakim olduğunu, HSYK ...kan Vekili de olduğu ve bu kimseler de Kurulda kalabalık olduklarından onları dışlamanın kötü sonuçlar doğurabileceği düşüncesinde olduğunu, ...kan Vekilli olduğu için HSYK'da herkesle görüştüğünü, birçok kez değişik üyelerle yemeklerde ya da ev davetlerinde bir araya geldiğini, insani ilişkilerini Kuruldaki görev süresi sona erene kadar devam ettirdiğini, ancak tüm bu görüşmelerde artık özeleştiri yapılması gerektiğini, cemaatin sanki iktidarmış gibi davrandığını, hemen her kesimin kendilerinden soğuduğunu, hatta nefret ettiğini, ne yapmaya çalıştıklarını anlayamadığını yüksek sesle dile getirdiğini, hatta 2014 HSYK seçimleri için aday göstermemeleri gerektiğini, bu durumun ortamın daha fazla gerilmesine yol açacağını ve cemaatin biraz geride durması gerektiğini söylediğini, ancak bu kimselerin kendisini saygı ile dinleyip bildiklerini yapmaktan da geri durmadıklarını, hocanın hırsının aklının önüne geçtiğini, bu durumun ...larını belaya sokacağını anlattığını, fakat söylediklerinin hiçbir etkisinin olmadığını, zaten sonunda da 15 Temmuz'da yaşanan Cumhuriyet tarihinde görülmemiş hain darbe girişiminin gerçekleştiğini, Balyoz davasında yargıyı etkilememe kaydıyla düşüncelerini dile getirdiğini, hatta bu düşüncelerini Fethullah Gülen cemaati mensubu olduğunu bildiği Kurul üyelerine karşı açıkça söylediğini, düşüncelerinin bu şekilde soruşturma ve kovuşturmayı yapan kişilere ulaştırılacağını düşündüğünü, bu konuşmalarında bu kadar kişinin tutuklu kalmasının uygun olmadığını ve kamuoyunda bunun cemaatin bir komplosu olduğu şeklinde düşüncelerin oluştuğunu dile getirdiğini, Fethullah Gülen cemaati mensuplarının bu soruşturma ve kovuşturmalarda hukuka aykırı delil topladıklarını darbe girişiminden sonra tam olarak öğrenip anladığını, 7 Şubat 2012 tarihinde yaşanan MİT krizinden sonra İ.. O..'la birlikte bu davalara bakan özel yetkili hâkim ve savcılar ile tüm özel yetkili mahkemelerde çalışan hâkim ve Cumhuriyet savcılarının katılacağı bir toplantı yapmayı kararlaştırdıklarını, Ankara'da düzenledikleri bu seminerin birinci gününde konuşma yapan İ.. O..'un daha sonra kendisine, yaptığı konuşmadan özel yetkili hâkim ve savcıların hiç hoşnut olmadıklarını anlattığını, kendisinin de bu seminerde tüm hâkim ve savcılara hitaben, yapılan soruşturmalarda ve görülen davalarda hukukun dışına çıkılmaması gerektiğini, hatta yasaların hâkime takdir yetkisi bıraktığı hâllerde kamuoyu algısının mutlaka dikkate alınması lazım geldiğini belirterek tutuklamanın çok ağır bir tedbir olduğunu söylediğini, bu sözlerini hiçbir hâkim ve savcının alkışlamadığını ve salonda buz gibi bir hava estiğini, ancak kendisinden sonra söz alan ...'in anlattığı kulaklarını tıkayıp gözlerini kap...ak ...arılı olan kurbağa hikayesinin salonda çılgınca alkışlandığını ve ayrıca ...'in de yaptığı konuşmada kendilerinin söylediklerinin tam tersini savunduğunu duyduğunu, kendilerine de bu süreçte genel olarak "Siz yıllardır kürsüde çalışmıyorsunuz, mahkemelerden uzaksınız, ceza usulüyle ve ceza yargılamalarıyla ilgili yeterince bilgi sahibi değilsiniz, mahkemelerin çalışma koşullarının habersizsiniz" gibi sözlerin söylendiğini, yani özel yetkili mahkemelerin yaptığı bu uygulamaların normal ve hukuka uygun uygun olduğunu anlattıklarını, daha sonra bu toplantılardan sonuç alınamayınca özel yetkili savcıların yetkilerini az... bazı yasa çalışmalarının yapıldığını, neticesinde Beşiktaş'taki adliyenin boşaltılıp İstanbul Adliye binası içerisine alındıklarını, kendisinin aynı zamanda 3. Daire ...kanı olarak görev yaptığını, bu Dairenin görev alanının hakim ve savcılar hakkında yapılan şikayetlerin soruşturulmasına izin verilip verilmemesi yönünde karar vermek olduğunu, Teftiş Kurulunun da buraya bağlı olduğunu, Dairede ayrıca ..., ..., ..., ..., ... ve ...'ın da üye olarak görev yaptıklarını, son yılda ise ...'in 1. Daireye gitmesiyle ...'nin geldiğini, Dairede İstanbul hâkim ve savcılarıyla ilgili şikayet dilekçeleri geldiğinde İstanbul bölgesinden sorumlu tetkik hâkiminin dosyayı okuyup sorumlu üye ...'e sunum yaptığını, daha sonra bir kez de Daireye ... nezaretinde sunum yapıldığını, cemaatçiler içerisinde bulunan ... ve ...'ın İstanbul'dan gelen hemen hemen bütün şikayetlere ilişkin soruşturma izni verilmemesi yönünde oy kullandıklarını, kendisinin ve ...'nun ...en de olsa soruşturma izni verilsin şeklinde oy kullandıklarının olduğunu, ...'in de bazen kendilerine katıldığını, ...'ın ise tamamına soruşturma izni verilmesi yönünde oy kullandığını, o dönemde cemaatin rüzgarın hızlı esmesi, kendisinin de cemaate sempati ile bakması ve sohbetlerine katılması dolayısıyla FETÖ'cüler lehine oy kullandığının doğru olduğunu, bunu inkar edemeyeceğini, ancak bir t...matla değil, kendisi böyle düşündüğü için bu yönde hareket ettiğini, belki kamuoyundan ve okudukları haberlerden de etkilendiklerini, o tarihte bu davaların birer kumpas davası olduğu ve üretilmiş delillerden yola çıkıldığı hususlarını bilemediğini, alınan TÜBİTAK, Adli Tıp ve diğer bilirkişi raporlarının da bu davaların sanıklarına isnat edilen eylemleri ispatlar mahiyette olduğunun konuşulduğunu, ayrıca HSYK'nın yargılamaya müdahale etme yetkisinin olmadığını da dikkate aldığını, yapılan bu yargılamaların öncesinde ülkede askeri vesayetin hâkim olduğunu, seçimle iş...ına gelmiş hükümetlerin bu vesayet sisteminin çizdiği alan dışına çıkamadıklarını, inanç özgürlüğü, kişisel hak ve özgürlükler alanında reformist yaklaşımlar karşısında önlerinde askeri vesayetin keskin duruşu, daha da olmazsa darbe ve muhtıralarla hükümetleri istedikleri gibi yönlendirdiklerinin konuşulduğunu, kendilerinin de o kanaatte olduğunu, halkın oylarıyla hükumet olan bir partinin gerçek anlamda iktidar olamadığını düşündüklerini, o tarih itibarıyla bu düşüncelerin kendisini bu sanıkların şikayetleriyle ilgili Dairede oy kullanırken etkileyen sebeplerden olduğunu, o dönemel hak ve özgürlükler alanında reformist yaklaşımlar karşısında önlerinde askeri vesayetin keskin duruşu, daha da olmazsa darbe ve muhtıralarla hükümetleri istedikleri gibi yönlendirdiklerinin konuşulduğunu, kendilerinin de o kanaatte olduğunu, halkın oylarıyla hükumet olan bir partinin gerçek anlamda iktidar olamadığını düşündüklerini, o tarih itibarıyla bu düşüncelerin kendisini bu sanıkların şikayetleriyle ilgili Dairede oy kullanırken etkileyen sebeplerden olduğunu, o dönemde bu davaların kumpas davalar olduğunu ve FETÖ'cü subayların terfi etmesi için önlerinde engel olarak gördükleri kişilerin bu şekilde ayıklandıklarını bilemediğini, bütün bunların yanı sıra HSYK Kanunu'nun 97. maddesinin yargılama yetkisine, hâkimin takdir hakkına, duruşmanın inzibatına yönelik olarak aldıkları tedbirlere ilişkin HSYK'nın hâkim ve savcılar hakkında soruşturma açmalarını engelleyen bir düzenleme olduğu kanaatinde olduğunu, bu önemli dosyalarda gelen şikayetleri değerlendirirken kendince hukuk çerçevesinde hareket etmeye çalıştığını, FETÖ'cü hâkim ve savcıların bu davalarda iyi niyetli olmadıklarını ve vatansever subaylarla hesap gördüklerini düşünemediğini, dava içinde birçok kişiye kumpas kurduklarını ve delil uydurduklarını ve insanları mağdur ettiklerini şu anda çok iyi anladığını, Yargıtay ve Danıştaya 160 üyenin seçiminden sonra bu yapının 20 yıllık kıdeme sahip hâkim ve savcılarının pek kalmadığını, bu nedenle adli yargıda da Danıştayda olduğu gibi daha kıdemsiz kişilerin seçilmesine yönelik taleplerini gündeme getirince Bakanlıkta bir çalışma yapıldığını ve üyelik için 20 yıl şartı getirildiğini, bunun uygulanmasına ilişkin olarak HSYK Genel Kurulunda bir toplantı yaptıklarını ve bu 20 yıl şartının bilfiil 20 yıl hizmet etme şeklinde sayılacağına yönelik karar aldıklarını, bahse konu 18.09.2013 tarihli ve 621 sayılı HSYK Genel Kurulu kararına ..., ..., ..., ..., ... ve ...ka gerekçeyle de ...'nun muh...f kaldığını, yine HSYK'da görev yaptığı dönemde terfilerle ve şikayetlerle ilgili soruşturma izni verilmesi yönünde oy kullandığı kararların da var olduğunu, örneğin 19.12.2012 tarihli ve 730 sayılı Genel Kurul kararıyla daha önceden terfisi kesinleşmiş olan bir kişiyle ilgili bahse konu kararın kaldırılıp terfisi yeniden incelenerek lehine karar verildiğini, bu karara kendisi ile birlikte ..., ..., ..., ..., ..., ..., B.. E.. ve ...'un muh...f kaldıklarını, yine İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde görev yapan ..., ... ve ... ... hakkında gazeteci ... ...'ın sahte isimle usulsüz olarak verdikleri dinleme kararına ilişkin soruşturma izni verilmesi yönünde oy kullandığını, buna da yine ..., ... ve ...'ın muh...f kaldıklarını, ... davasında gizli tanık olan ... isimli hâkimin mesleğe tekrar dönmek üzere yaptığı ...vuru üzerine bu kişinin kimliğinin açıklanmasının kanun gereği uygun olmayacağı kanaatinde olduğunu, fakat bu konu ile ilgili ilginç bulduğu tarafın bu kişiyi mesleğe kabul etmeleri yönünde ısrar eden Kurul üyelerinin ...'le ... olması olduğunu, şahsın mesleğe geri alındıktan sonra ...ka bir kuruma atanacağını ve hâkimlikte kalmayacağını söylemeleri üzerine mesleğe geri alınmasına kendisinin de sıcak baktığını, Daireden oy birliğiyle mesleğe kabul kararının çıktığını, sonradan şahsın gizli tanık olduğunu ...'le ...'ın öğrendiklerini, ayrıca dosyasında disiplin cezası olduğunun kendilerine anlatılmadığını da söyleyerek duruma itiraz ettiklerini, bunun üzerine Bakanla görüştüğünü ve Bakanın yeniden inceleme talebinde bulunduğunu, zaten aradan geçen beş altı aylık sürede adı geçen şahsın istifa edip ...ka kuruma da geçmemiş olduğunu, yeniden inceleme talebi üzerine mesleğe kabul kararını kaldırdıklarını, buradan da yapının karışık bir iş söz konusu olduğunda kendileri öne çıkmayıp FETÖ'cü olmayan iki Kurul üyesinin aracılığıyla konunun önlerine gelmesini ...ladığının görüldüğünü, 2012 yılı sonlarına doğru bazı Yargıtay üyelerinin Yargıtay içinde yapılan seçimlerde kendi görüşlerinin alınmadığını ve kararların nasıl alındığını bilmediklerini söyleyip rahatsızlıklarını ifade etmeye ...ladıklarını, İ.. O.. ve B.. E..'le birlikte eskiden tanıdıkları ..., Ö.. T.., M.. S.. ve B.. A..'la bir araya gelerek onları dinlediklerini, adı geçenlerin bu görüşmelerde Yargıtaydaki seçimlerde desteklenecek isimler belirlenirken İ.. O.., B.. E.. ve kendisinin de görüşlerinin alındığının anlatıldığını ifade ettiklerini, kendilerinin durumun böyle olmadığını söylediklerinde ise görüştükleri isimlerin bu duruma şaşırdıklarını, bu görüşmeden sonra B.. E.. ve İ.. O..'un o zaman Yargıtay ...kanı olan ... ...'la bu hususu konuştuklarını, daha sonra kendisinin de olduğu bir ortamda Yargıtay Genel Sekreteri ...'le de görüştüklerini, şahsa rahatsızlıklarını ifade ettiklerini, hatta Yargıtayda cemaatin her şeyi idare ettiği, bazı avukatlık bürolarının "Yargıtayda bizim adamlarımız var, istediğimiz kararı çıkarırız" diye iş takibi yaptıklarını duyduklarını ilettiklerini ve "Gücü tek ...ınıza kullanırsanız bu şekilde dedikodulara mahal verirsiniz, diğer gruplarla istişare edin, onların da görüşlerini alın. Genel sekreterlik kadrolarında mutlaka değişiklik yapın. Karar alırken tüm kesimleri dinleyin" dediklerini, ancak sonuç alamadıklarını, bunun üzerine 2013 yılında İ.. O.. ve B.. E..'in Yargıtayda FETÖ'cü olmadıklarını düşündükleri üyelerle gruplar hâlinde hâkimevinde görüşmeler yaptıklarını ve kanaatince bu şekilde Yargıtaydaki FETÖ'cülerin etkisinin kısmen kırılmasını sağladıklarını, aynı sakıncalı durumla ilgili Danıştayda da B.. E..'in yaptığı görüşmelerle gruplar oluşmasını sağladığını, Danıştay ...kanı ... Karakullukçu emekli olunca FETÖ'cülerin doğrudan kendilerinden olmayan ancak kendilerine yakın gördükleri ...'e Danıştay ...kanlığını önererek adaylığını açıklamasını istediklerini duyunca B.. E..'in Danıştayda bir kısım üyelerle görüşüp ...'e aslında kimsenin itirazının olmadığını ancak bu oldu bittiye ve dayatmaya sessiz kalınmaması gerektiğinin söylendiğini ve ... isminin de öne çıktığını öğrendiğini, bunun üzerine B.. E.., İ.. O.. ve ...'ın da olduğu bir öğlen yemeğinde buluşup bu durumu konuştuklarını, ...'ü arayıp görüşmeye davet ettiklerini ve aday olmasını istediklerini, daha sonra ...'le görüşüp yaşananları anlatarak adaylığını açıklamamasını talep ettiklerini, onun da en ...ında "... Hanım adaysa ben zaten çıkmam" diyerek adaylıktan çekildiğini, ...'ün seçimlere tek aday olarak katıldığını ancak FETÖ'cüler oy vermediği için yeterli oyu almasının mümkün olmadığını, süreç uzayınca konunun basına da yansıdığını, bu arada Yargıtay ve Danıştaydaki ...kanlık Divanlarının yetkilerini ...kanlar Kuruluna devreden bir yasa tasarısı hazırlanmakta olduğunu, cemaatin ...kanlar Kurulunda gücü olmadığı için bu duruma itiraz ettiğini, kendilerinin bu tasarıyı pazarlık konusu yaparak adli tatilin ...lamasına iki üç gün kala ... ile görüşüp adli tatil ...lamadan bu seçim işinin bitmesi gerektiğini şahsa söylediklerini, ertesi gün öğleden sonra seçimin sonuçlandığını ve Danıştay ...kanı olarak ...'ün seçildiğini, 17 Aralık 2013 tarihinde yapılan soruşturma sonrası Adli Kolluk Yönetmeliğiyle ilgili olarak İçişleri Bakanlığının bir çalışma yaptığını, bu çalışmadan İ.. O..'un da haberinin olduğunu, daha sonra cumartesi günü İçişleri ve Adalet Bakanlığı tarafından yapılan bu yönetmeliğin yayımlandığını, CMK'nın 167. maddesinde adli kolluk görevlilerinin seçilmesi ve eğitimiyle ilgili İçişleri ve Adalet Bakanlığının ortak yönetmelik yapabileceğinin belirtildiğini, 6087 sayılı Kanun'un 7/2. maddesinin ise Kurulun görev alanına giren alanlarda yönetmelik ve genelge çıkarma yetkisini Kurula verdiğini, 15.12.2014 tarihli ve 6524 sayılı Kanun'un 24. maddesiyle değiştirilen 6087 sayılı Kanun'un 7. maddesiyle bu hükmün değiştirildiğini, Adli Kolluk Yönetmeliğinin HSYK Genel Kurulunca çıkarılmış olduğunu, ancak Adalet ve İçişleri Bakanlığınca bu yönetmelikte değişiklik yapıldığını, bu sebeple hâkimler ve savcılar arasında bu hususta bir rahatsızlık oluştuğunu, kendisini, İ.. O..'u ve diğer Kurul üyeleriyle Genel Sekreterliği bu konuda arayanların olduğunu, internet ve sosyal medya üzerinden de üzerlerinde bir baskı oluştuğunu, Kuruldaki odasında bulunduğu bir sırada İ.. O..'un bu durumu kendisine anlattığını ve sessiz kalmamaları gerektiğini söylediğini, ...kan Vekili olarak kendisinin açıklama yapma yetkisinin bulunmadığını, savcıların adli soruşturma konusunda v...ye bilgi vermelerine ilişkin düzenlemenin kuvvetler ayrılığı ilkesine aykırı olacağı kanaatinde olduğunu, bunun üzerine Bakanı aradığını ve çıkarılan bu yönetmelikle ilgili hem HSYK'da hem yargı teşkilatında rahatsızlık olduğunu ileterek "Bu konuda basın açıklaması yapalım" dediğini, bu fikrin aslında İ.. O..'a ait olduğunu ancak telefon görüşmesini kendisinin yaptığını, ardından Genel Sekreter ...'ı çağırarak bu yönetmelikle ilgili bir basın açıklaması hazırlanması t...matını verdiğini, daha sonra Bakanın İ.. O..'u arayıp ne yaptıklarını sorduğunu ve İ.. O..'un da Bakana elektronik posta ile açıklamayı gönderdiğini sonradan öğrendiğini, İ.. O.. ve B.. E..'le birlikte Bakanın makamına gittiklerini, Bakanın açıklama için "Bu ...'in açıklamaları gibi olmuş, ben bunu imzalamam" demesi üzerine kendisinin "O zaman ben açıklayayım" dediğini, Bakanın buna da razı olmadığını, bu kez İ.. O..'un "Çarşamba günü Genel Kurul var, biz bunu Kurul gündemine alıp Genel Kuruldan karar alarak internet sayfamızda yayınlayalım. Teşkilatta ciddi tepki var, bu tepkiyi yumuşatmamız lazım" dediğini, 25 Aralık 2013 tarihinde yaptıkları HSYK Genel Kurul toplantısında daha önceden hazırladıkları metni projeksiyon ile duvara yansıttıklarını ve İ.. O..'un metinle ilgili açıklamalarda bulunduğunu, B.. E..'in Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığının ortak yönetmelik hazırlayabileceğini belirtip buna muh...f olduğunu söylediğini, yine ...,..., ... ve ...'in de muh...f kaldıklarını, hatta toplantıda ...'nun Müsteşar B.. E..'e "Bu yönetmelik HSYK'nın çıkarttığı bir yönetmeliktir, Adalet ve İçişleri Bakanlığı bunda değişiklik yapamaz" şeklinde bazı sözler söylediğini, hatta bir savcılığın yazmış olduğu bir yazıya emniyetin gereğini yapmayacakları şeklindeki cevabından da bahsettiğini ve "Bunu bana açıklamayamazsınız" dediğini, oy çokluğuyla bu metnin karar olarak çıktığını ve internet sayfasında yayımlanmasına karar verildiğini, B.. E..'in muhalefet şerhi yazacağını söyleyerek dosyayı aldığını, iki üç gün kadar dosyanın B.. E..'de kaldığını, muhalefet şerhini yazdıktan sonra dosyayı HSYK binasındaki odasında kendisine verdiğini, o esnada odada kendisi dışında ..., İ.. O.., ... ve...'ın da bulunduğunu, kararı B.. E..'den alınca Genel Sekreter yardımcılarından birini çağırarak "Bunu internet sitemizde yayımlayalım" dediğini, karar internette yayımlandığı esnada İstanbul Cumhuriyet savcısı olan ve cemaat mensubu olduğunu sonradan öğrendiği 17-25 Aralık soruşturmalarından birinden sorumlu ...'ın adliye önünde dosyanın elinden alındığını belirterek basın mensuplarına bildiri dağıttığını televizyondan gördüğünü, savcının basın bildirisinden sonra Kurulda aldıkları kararın da medyada haber olması üzerine bu olayın tesadüf olmadığını anladığını, burada birilerinin kendisini oyuna getirdiğini ve getiren kişilerin de bu yapıya mensup şahıslar olduğunu tahmin ettiğini, bu tesadüf gibi gözüken durumdan rahatsız olunca B.. E..'e odada bulunan herkesin İstanbul Cumhuriyet ...savcısı ...'yı ar...ak dosyayı ...'ın elinden neden aldığını bir basın toplantısında açıklamasını söylemesini önerdiklerini, öncesinde B.. E..'in ...'ın ...savcıya haber vermeksizin ondan gizli bir şekilde soruşturmayı yürüttüğünü kendilerine anlattığını, bu hususun kamuoyuna açıklanmasının uygun olacağını düşündüklerini, bunun üzerine B.. E..'in ...'yı arayıp orada bulunanların adlarını da zikrederek hepsinin bu şekilde düşündüğünü ifade edip ondan bir basın açıklaması yapmasını istediğini, ardından ...'nın da bu şekilde bir açıklama yaptığını, ...'ın bu dosyanın kendisinden alınmasının yargı bağımsızlığına aykırı olduğunu ve soruşturma yetkisinin engellendiğini basın mensuplarına verdiği metinde belirttiğini basından öğrendiklerini, ayrıntılarıyla anlattığı HSYK kararıyla ...'ın bildirisinin haber kanallarında ardı ardına açıklanmasının HSYK'nın ...'a desteği gibi algılandığını ve çarpan etkisinin yüksek olduğunu, ancak kendisinin kastının kesinlikle bu yönde olmadığını, bu hususta ...'ı odasına çağırıp ...'ın bildirisiyle HSYK kararının basında peş peşe haber konusu yapılmasından duyduğu rahatsızlığı anlatarak "Bunu kasıtlı mı yaptınız?" diye sorduğunu, ...'ın ise yeminler ederek bu durumun bir tesadüf olduğunu söylediğini, hatta ...'un da ...'ın Kuruldan yönlendirildiğini düşündüğünü belirttiğini, 17-25 Aralık 2013'ten sonra ...ta FETÖ mensubu olan Kurul üyeleri olmak üzere ... ve Genel Sekreter Yardımcıları ... ve ...'ın hemen her gün odasına gelerek bu soruşturmaların haklı olduğunu, ortada ciddi yolsuzluklar bulunduğunu belirtip kendisini yanlarında tutmaya devam etmek için gayret sarf ettiklerini ve etkilemek istediklerini, bu dönemde yine HSYK'nın yapısını değiştirmek üzere Adalet Komisyonunun çalışma yapmakta olduğunu bildiğini, bu konuda yapılacak bir şey olup olmadığı konuşulunca kendisinin metni gördükten sonra düşünüleceğini söylediğini, niyetinin metni HSYK Genel Kuruluna götürüp Genel Kurulun görüşünü almak olduğunu, ancak yanlış hatırlamıyorsa bir pazartesi günü herhangi bir şekilde daha önceden t...mat vermediği hâlde ...'ın komisyonda bulunan HSYK'nın yapısıyla ilgili bu kanun taslağına ilişkin arkadaşlarla birlikte yaptıkları çalışma olduğunu söylediği 66 sayfalık bir metinle odasına geldiğini, kendisi metni önce Genel Kurulda tartışmalarını söyleyince ...'in bu kez de tasarının komisyonda o gün görüşülmekte olduğunu ve Genel Kurula yetişmeyeceğini belirttiğini, metni önce kendisinin okuduğunu, içinde katıldığı hususların da bulunduğunu, ...'ın yasa teklifinin o gün içerisinde komisyondan geçeceğini ve metni hemen göndermeleri gerektiğini söylemesi üzerine ikna olduğunu ve komisyona gönderilmek üzere bahse konu açıklamayı imzaladığını, her ne kadar bu HSYK kanun taslağının bazı maddelerinin Anayasa'ya uygun olmadığını kendisi de görmüş ise de cemaatçilerin hak, hukuk, adalet ya da Anayasa'ya aykırılık gibi hususları dert edineceklerine şu an itibarıyla inanmadığını ve o dönem ikna ve telkin yoluyla kendisini kullandıklarını düşündüğünü, komisyona gönderilen kanun taslağına ilişkin bu çalışmanın cemaatçiler tarafından hazırlandığını o tarihte tahmin ettiğini, ...'ın "Biz çalıştık" ifadesinden bunu anladığını, o tarih itibarıyla bunların bu kadar kötü niyetli olabileceğini ve gizli bir ajandaları olduğunu düşünemediğini, bu olayların akabinde İstanbul Cumhuriyet Savcısı ...'ün Cumhur...kanına karşı tavırları, attığı tweet'ler ve Selam Tevhid dosyasıyla ilgili birçok kişinin usulsüz dinlenmesine ilişkin haberler basında yer almaya ...layınca cemaatin eylemlerine karşı tavır aldığını, ..., ... ve ...'ın da kendisiyle birlikte hareket ettiklerini ve 3. Daire olarak FETÖ'cü hâkim ve savcılar hakkında soruşturma yapılmasını ve müfettiş görevlendirilmesini sağladıklarını, gerek ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ..., ..., ... ..., ... ve gerekse Selam Tevhid dosyasındaki usulsüz dinlemelere yol açan hâkim ve savcılarla ilgili olarak 30 şehre müfettiş göndererek bu hukuksuz uygulamalar karşısında net tavır aldıklarını, buna ilişkin karar örneklerinin dava dosyasında mevcut olduğunu, örneğin FETÖ'nün Ergenekon ve Balyoz gibi davalarda etkin olarak kullandığı hâkim ve savcılar ile 17-25 Aralık soruşturmalarını yürüten ve MİT tırlarını durduran tüm hâkim ve savcılar hakkında müfettiş marifetiyle soruşturma izni verilmesi yönünde oy kullandığını, böylece FETÖ ile arasında keskin bir hat oluşmaya ...ladığını, zira bu kararların birçoğunda Dairede kararların 4'e 3 çıktığını, Daire ...kanı olması nedeniyle kendisine kadar 3'e 3 gelen oylamanın kendi oyuyla 4'e 3 soruşturma izni verilsin şeklinde sonuçlandığını ve böylece oyunun belirleyici oy niteliğinde olduğunu, göstermelik oy kullanmasının da kesinlikle söz konusu olmadığını, oyunun bu şekilde belirleyici olması ve FETÖ aleyhine oy kullanmasının FETÖ'cülerle arasındaki mesafenin açılmasına neden olduğunu, 2014 yılında verdikleri bu kararlara ilişkin soruşturmalar tamamlanmadan HSYK'daki görev sürelerinin sona erdiğini, kendilerinin ...lattıkları bu soruşturmaları 2014 yılında göreve ...layan HSYK'nın tamamladığını, 02.07.2014 tarih ve 2014/482 sayılı HSYK Genel Kurulu kararının daha önce atamaları yapılan 17-25 Aralık, Selam Tevhid, Ergenekon ve Balyoz gibi soruşturma ve davalara bakan hâkim ve savcıların 1. Daire tarafından ...ka mahallere atanmalarına ilişkin yaptıkları itirazların görüşülmesiyle ilgili olduğunu, atanan birçok hâkim ve savcının itirazlarının kabulü yönünde oy kullandığını, zira 3. Daire olarak bu kişilerden birçoğu hakkında zaten soruşturma izni vermiş olduklarını, müfettiş tarafından yapılan soruşturma esnasında bulundukları yerde çalışmalarının soruşturmanın selameti açısından uygun olmadığına dair bir rapor verilmeden ya da bu soruşturmalar sonuçlandırılıp ilgililer hakkında bir disiplin cezasına hükmedilmeden atamalarının yapılmasının uygun olmadığı kanaatinde olduğunu, zaten bu kişilerin ilgili soruşturmalardan alınmış ve etkisiz hâle getirilmiş olduklarını, FETÖ'cü hâkim ve savcılar tarafından yapılan bu soruşturma ve yargılamaların hukuk, adalet ya da yolsuzlukları önleme adına yapılmadığını ve 15 Temmuz 2016 tarihinde yapılan darbe girişimine zemin hazırlamak için atılan adımlar olduğunu şu an net bir şekilde görüp anladığını, hukuk ve adalet adına işlem yapıyormuş gibi sureti haktan görünüp yaptıkları bu eylemlerin son derece art niyetli olduğunu anladığını ve bu nedenle de onların lehine kullandığı oylardan ötürü pişmanlık duyduğunu, 17-25 Aralık soruşturmalarından sonra Anayasa Mahkemesi ...kanı ... ...'ın kendisini, İ.. O.., B.. E.. ve HSYK Üyesi ...'ı davet ettiğini, birlikte son günlerde meydana gelen olayları değerlendirdiklerini, o sırada Bakanlıkta HSYK Kanunu'nun değiştirilmesi için çalışmalar yapıldığını, öncelikle 1. Dairenin elini güçlendirmek için sorun çıkaran cemaatçi üç üyeden bir ya da ikisinin değiştirilerek Daire toplantılarının kilitlenmesinin önlenmesini konuştuklarını, zira daha öncesinde bu kişilerin toplantıya girmeyerek bir kısım ...savcıların atanması hususunda 1. Daireyi çalıştırmadıkları bir olayın yaşandığını, bunun yanında ayrıca Genel Sekreterlik ve Teftiş Kurulunda da bazı değişiklikler yapılabileceğini konuştuklarını, bu görüşmede aldıkları kararlarla ilgili 1. Dairede görev yapan üyeler ..., ... ve ... ile görüşüp adı geçenlerden dilekçe vererek ...ka dairelere geçmelerini istediğini, böylece ortamın yumuşayacağını ve HSYK Kanun teklifinin geri çekilebileceğini anlattığını, bir iki gün sonra bu üç üyenin kendisine gelerek böyle bir dilekçe vermeyeceklerini, bu yasa teklifinin blöf olduğunu ve Meclisin böyle bir yasa çıkaramayacağını söylediklerini, aynı gün öğle arası İ.. O..'la birlikte ... ...'ın yanına gidip teklifin kabul edilmediğini anlattıklarını, ... ...'ın tekrar görüşmeleri yönünde ısrarcı olduğunu ancak kendisinin şahısların bu konuda çok kararlı olduklarını, sonuç alamayacaklarını söylediğini ve yüksek yargıdan gelen HSYK üyeleriyle konuşup onları ikna edebilirlerse bu üç üyenin dilekçe vermesine gerek kalmadan dairelerini değiştirebilmelerinin mümkün olduğunu belirttiğini, daha sonra HSYK Üyesi ...'na gidip süreci anlatarak desteğini istediklerini, onun bu teklifi kabul ederek yüksek yargıdan gelen diğer üyelerle konuşup onları da ikna ettiğini, bu durumu ilettikleri ... ...'ın bu görüşmeyi Cumhur...kanına aktardığını, 15 Ocak 2014 günü Genel Kurulda önceden anlaştıkları şekilde ...'nu 1. Daireden 2. Daireye, ...'yi 1. Daireden 3. Daireye alarak ... ve ...'i 1. Dairede görevlendirdiklerini, bu oylamada ...'nun da kendileriyle aynı istikamette oy kullandığını, bu şekilde 1. Dairenin elinin rahatladığını ve birbiri ardına kararnameler çıkartarak 17-25 Aralık ve benzeri soruşturmaları yürüten hâkim ve savcıların görev yerlerini değiştirdiğini, HSYK'da görev yapan tetkik hâkimleriyle müfettişlerin uzaklaştırılmasıyla ilgili o zamanki Müsteşar ...'in HSYK Üyeleri İ.. O.., ...,..., ..., ..., ... ve ... ile yüksek yargıdan seçimle gelen diğer beş üyeyi davetiyle bir görüşme yaptıklarını, bu görüşmede Müsteşarın önceden hazırlamış olduğu listedeki hakimlerin HSYK'dan gönderilmesini istediğini, kendisinin ise bu kişilerin sırf Fethullah Gülen cemaati mensubu olmaları gerekçesiyle gönderilmelerine karşı olduğunu, İstanbul'da yürütülen soruşturmalarla buradaki tetkik hâkimlerinin ilgisinin bulunmadığını belirterek çalışmasından memnun olmadıkları, görüşünü işine yansıttığını düşündükleri, sunumunu beğenmedikleri ve hatta hiçbir sebep göstermeksizin herhangi bir Kurul üyesinin HSYK'da bulunmasını istemediğini belirttiği kişileri gönderebileceklerini, ancak toptancı bir şekilde yaklaşmamaları gerektiğini, zaten Kuruldaki sürelerinin de sonuna yaklaştıklarını ve kendileri gittikten sonra tamamının değişebileceğini söylediğini, bundan sonra belirttiği isimlerin birkaç toplantı daha yaptıklarını ancak bu görüşmelere kendisini çağırmadıklarını, bir listenin belirlendiğini ama bu listeyi kendisine göstermediklerini, Genel Kurulun bu konuyu görüşmek üzere toplantı yapacağı tarihte kendisinin Gazi Üniversitesinden alınan sağlık raporundan anlaşılacağı üzere bel fıtığı tanısıyla istirahatli olduğunu, bu nedenle bu toplantıya gidemediğini, toplantıdan kaçma niyetiyle davranmadığını, ancak diğer taraftan gideceklerin isim listesinin ...kan Vekili olan kendisinden gizlenerek belirlenmiş olmasının da zoruna gittiğini, 02.07.2014 tarihinde yapılan Genel Kurul toplantısında FETÖ/PDY üyesi hâkim ve savcıların 1. Daire tarafından çıkarılan kararname ile görev yaptıkları şehir dışında ...ka bir yere atanmalarına ilişkin itirazlarının görüşüldüğünü, kendisinin bu toplantıda daha önce de belirttiği üzere bir kısım FETÖ'cülerin lehine oy kullandığını, böyle yapmasının sebebinin bu durumun yönetmeliğe aykırı olduğunu düşünmesinden kaynakladığını, ancak kendisi hakka ve hukuka uygun davranmak düşüncesiyle böyle hareket ederken bu kişiler tarafından kullanıldığını maalesef şimdi fark ettiğini, halbuki 1. Dairenin elini rahatlatmak amacıyla daha önce 17-25 Aralık olayları sonrasında buradan iki üyenin alınarak ...ka daireye gönderilmesi ve ... ile ...'in 1. Dairede görevlendirilmesi hususunda aktif rol oynadığını, bu eylemiyle 02.07.2014 tarihli Genel Kurulda kullandığı oy çelişkili gibi görünebilir ise de bu atamaların ilgili kişiler hakkında soruşturma sonucuna göre yapılması gerektiğini düşündüğü için bu şekilde oy kullandığını, ayrıca bu görüşmede FETÖ'cü olmayan bazı Kurul üyelerinin de atanan bir kısım kişiler hakkında muh...f kaldıkları hususuna dikkat çekmek istediğini, Danıştaydan Anayasa Mahkemesinde görevlendirilecek üye seçiminde cemaatçi üyelerin belirlenecek üç adayın da kendilerinden olması için çalışma yürüttüklerini, böylece Cumhur...kanı kimi seçerse seçsin kendi adaylarından birini seçmek zorunda kalmasını sağlamaya çalışacaklarını duyduklarını, bunun üzerine B.. E.. ve İ.. O..'la birlikte Danıştaydan değişik gruplardan ve ayrıca cemaatçi üyelerden ikişer üçer kişiyi hâkimevine davet ederek burada bir uzlaşma aradıklarını ve adaylardan en az birinin farklı gruptan olmasını sağladıklarını, bu kişinin de daha sonra Cumhur...kanınca Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçildiğini, yine daha evvel de anlattığı üzere cemaat mensuplarının teşkilatta yeterince kıdemli adamlarının olmadığını tahmin ettiklerinden üye seçilebilmek için meslekte 20 yıl çalışmış olma şartını getirdiklerini, bu düzenlemenin bir bakıma onların önünü kesmek amacıyla yapıldığını, kendisinin de Genel Kurulda bu düzenleme lehine oy kullandığını, 2010 yılı Anayasa referandumunda Fethullah Gülen'in t...matları doğrultusunda tüm cemaat mensuplarının bu referandum sonucunda evet çıkması için yoğun şekilde çalıştıklarını, hatta Fethullah Gülen'in mezardaki ölülerin bile sandığa götürülmesi t...matı üzerine Çin'den, Amerika'dan insanların gelip oy kullandığını basından gördüğünü, referandumdan sonra yapılan HSYK seçimlerinde de Fethullah Gülen cemaati mensubu hâkim ve savcıların yoğun şekilde çalıştıklarını duyduğunu, kendisinin ve cemaat mensubu olmayan Danıştay ve Yargıtay üyeliğinden seçimle gelen üyeler hariç tüm üyelerin Fethullah Gülen cemaatinin etkisinde kalarak bazı kararlar verdiklerinin olduğunu, özellikle 2011 yılında yapılan Yargıtay ve Danıştay üyeliği seçimlerinde ve 1. Dairenin aynı yıl içinde çıkardığı kararnamelerde olduğu gibi 2011 yılında FETÖ'nün HSYK'dan istediğini aldığını, bunda kendisinin katkısı olduğu gibi tüm Kurul üyelerinin de az veya çok katkılarının bulunduğunu, hayatının hiçbir döneminde kendisini gizlemediğini ve takiye yapmadığını, hep nasılsa öyle davrandığını, FETÖ'nün tedbir anlayışını han Yargıtay ve Danıştay üyeliği seçimlerinde ve 1. Dairenin aynı yıl içinde çıkardığı kararnamelerde olduğu gibi 2011 yılında FETÖ'nün HSYK'dan istediğini aldığını, bunda kendisinin katkısı olduğu gibi tüm Kurul üyelerinin de az veya çok katkılarının bulunduğunu, hayatının hiçbir döneminde kendisini gizlemediğini ve takiye yapmadığını, hep nasılsa öyle davrandığını, FETÖ'nün tedbir anlayışını hiçbir zaman benimsemediğini ve bunu defalarca kendileriyle paylaştığını, HSYK'daki görev süresi dolunca Danıştaya 2014 yılının Ekim ayında döndüğünü, 2014 yılı HSYK seçimleri için Fethullah Gülenciler lehine herhangi bir çalışma yapmadığını, tam tersine ülke şartlarını dikkate alarak ortamı daha fazla germeme adına bu seçimlerde aday çıkarmamaları gerektiğini defalarca kendilerine söylediğini, özellikle HSYK'daki son senesinde FETÖ'cü olduğunu bildiği ... ve ...'ın evlerine gidip bazen de onları evine davet ederek yapılanların yanlış olduğunu, MİT Müsteşarının hangi hakla ifadeye çağrıldığını, 17-25 Aralık sürecinde yapılan soruşturmalarında birbiriyle ilgisiz birçok hususun tek dosyada toplanıp usulsüz delil toplama ve biriktirme yöntemine gidildiğini, halkın bu soruşturmalara inanmadığını, FETÖ'cülerin yayın organlarında 17 Aralık tarihi öncesinde tek bir yolsuzluk haberi dahi çıkmadığını, bütün bunların yanlış olduğunu ve inandırıcı olmadığını onlara anlatmaya çalıştığını, özellikle ...'nun kendisine hak verdiğini, diğerlerinin ise bazen susup tepkisiz kalırken bazen de "Savcı işini yapıyor, ciddi yolsuzluk iddiaları var" benzeri sözlerle yapılanların haklı olduğunu savunmaya çalıştıklarını, 2014 yılında FETÖ'cü hâkim ve savcılarla ilgili soruşturma izni verilmesi yönünde oy kullanması nedeniyle FETÖ'cülerle arasında bir soğukluk oluştuğunu, FETÖ'cülere karşı mesafe koymaya çalıştığını, bu süre zarfında onların lehine oy kullandığı durumlar da olmasına rağmen üyelik seçimi için 20 yıl şartının getirilmesi, Danıştay ...kanlığı seçimi ve Anayasa Mahkemesi üye seçimi gibi hususlarda ayrıştıklarını, artık sohbet toplantılarına gitmemeye ...ladığını, HSYK'da görev yaptığı dönemde atamalarla ilgili bir yetkisinin bulunmadığını, zira ...kan Vekili olarak temsil görevi bulunduğunu, yoksa 1. Dairenin toplantılarına katılma ve burada oy kullanma yetkisinin olmadığını, atamalarla ilgili hiçbir sorumluluğu kabul etmediğini, kararname taslakları getirtilerek kimlere referans olduğuna bakılabileceğini, hayatında hiçbir ayrımcılık yapmadığını, özellikle 2011 yılında gerek 1. Dairede gerek kendi Dairesinde adeta tamamen bu 7 Kurul üyesine teslim olup onlar ne dediyse yapmak durumunda kaldıklarını, Müsteşar ...'ın da bunda katkısının bulunduğunu, zira o dönemde hep "Bu 7 kişi gider diğer 5 kişi ile anlaşırsa 12 oluyorlar, biz Kurulda hiçbir istediğimizi yapamayız" dediğini, 12 oyla 20 kişilik Kurulda çoğunluğunu sağlayacaklarını belirttiğini, FETÖ'cü olmayan ...'ın ta o zamanlarda Fethullah Gülen'in CIA ajanı olduğunu söyleyen birisi olduğunu, kendisinin ise "Abi o kadar da değildir" deyip itiraz ettiğini, dolayısıyla bu FETÖ'cü 7 Kurul üyesinin ne yapacağının belli olmayacağına dair korkunun o dönemlerde içlerine işlediğini ve onları kırmama, üzmeme şeklinde bir yaklaşıma girdiklerini, ancak şimdi "Keşke o seçimlere hiç katılmasaydım" dediğini, YARSAV ...kanı ... ... ile Bakanlık bürokratlarının 2010 yılında yaptıkları toplantıya katılmadığını, 2011 yılı Şubat ayında yaptıkları yüksek yargı seçiminde hazır oy pusulaları kullanmadıklarını, Bakanlıktan ayrıldığı 2008 yılından sonra hiçbir şekilde cemaate himmet vermediğini, iddianamede bahsi geçen ... isimli şahsın mesleğe kabulünde ve mesleğe kabul kararının kaldırılmasında olumlu oy kullandığını, şahsın mesleğe kabulü ile ilgili 3. Daireye sunum yapan tetkik hâkiminin heyetten bilgi gizlediği iddiasını kabul etmediğini, tetkik hâkiminin sunum dosyasında bu notların bulunduğunu ve hâkimin bu hususları anlattığını hatırladığını, bu nedenle bahse konu tetkik hâkimi hakkında soruşturma izni verilmemesi yönünde oy kullandığını, 2014 yılı Ekim ayı itibarıyla HSYK'da görevi bitip Danıştayda göreve ...ladığında bu kişilerle tamamen irtibatını kesme kararı aldığını ve bu kararını da uyguladığını, Danıştayda görev yaptığı dönemde herhangi bir cemaat toplantısına katılmadığını, V.. B..'ın da içinde bulunduğu ..., ... ve ...'den oluşan bir grubun evine geldiğini, bu ziyareti Danıştaya hoş geldin ziyareti olarak algıladığını, evde cemaat sohbeti yapılmasına fırsat vermemek için müzik dinlettiğini, hatta gelenlerin buna bozulduklarını, daha sonra aynı grubun bir kez daha evine geldiğini, yine sohbet konusunun cemaate gelmesine müsaade etmediğini, bundan sonra da gözaltına alındığı 16 Temmuz 2016 tarihine kadar hiçbir cemaat toplantısına ve cemaatin herhangi bir etkinliğine katılmadığını, bu kimselerin klasik cemaat sohbeti yapmalarına engel olduğunu, insani ilişkiler dışında bu yapıdakilerle hiçbir şekilde irtibat kurmadığını, farklı kaynaklar okuyup FETÖ hakkında detaylı bilgi edinmeye çalıştığını, okuduğu kitaplardan birinde Ergenekon davasının kurgulanmasının ... isimli kendi adamları olduğuna inandığı Samanyolu Tv'de program yapan bir kişinin ifadelerine dayandırıldığını, bu kişinin evinde yapılan aramada elde edilen belgelerle ve verdiği ifadeyle soruşturmanın yönlendirildiğini gördüğünü, kanaatine göre de bu olayın tamamen kurmaca ve düzmeceden ibaret olduğunu, bu şahsın yurt dışı yasağı olmasına rağmen Kanada'ya gidebilmesinin kendisine çok garip geldiğini, buna benzer bilgiler edindikçe bu örgütten iyice soğuduğunu, 2006 yılında Adalet Bakanı ... zamanında terör örgütleri ile mücadele için hazırlanan yeni kanun tasarısında silahsız terör örgütü tanımının yer aldığını, bu tasarının yasalaşmaması için FETÖ mensubu olduklarını bildiği veya daha sonradan öğrendiği hâkimlerin müthiş bir şekilde kulis yapıp seferber olduklarını gördüğünü, bu dönemde Kanunlar Genel Müdürlüğünde görev yapan Fethullah Gülen cemaatinden olduğunu bildiği ... ... ve ... ile Personel Genel Müdürlüğünden ...'ın da bulunuğu bir ortamda ...'ın bu tasarının yasalaşmaması için girişimde bulunmaları gerektiğini, bu tasarı ile bütün İslami cemaatlerin, hatta sivil toplum örgütlerinin bir savcının inisiyatifine terk edilmiş olacağını, bu tasarının hiçbir şekilde yasalaşmamasının lazım geldiğini anlattığını ve "Bunun için herkes kimi tanıyorsa ona gitsin, bu kanun tasarısı yasalaşmasın" dediğini, o dönem FETÖ'cülerin kendi televizyon ve gazetelerindeki yayınlarda bu konunun üzerinde çok durulduğunu hatırladığını, hatta muhafazakar sağ basının da bu olayda ciddi mânâda kullanıldığını, cemaatin sırf dini duygularla sempati duyduğu bir yapı olduğunu, PKK gibi açık hedeflerinin bulunmadığını, kendisinin bu yapının suç işleme, devleti ele geçirme gibi amaçları olduğunu bilmediğini, suç işleme amacıyla bu yapıyla yan yana gelmediğini, yapının silahlı terör örgütü olduğunu bilerek sohbet toplantılarına katılmadığını, HSYK ...kan Vekilliği döneminde 17-25 Aralık'ın kısmen yolsuzluk dosyaları olduğunu sandığını ve ülkeyi bu denli sıkıntıya sokacağını tahmin edemediğini, ancak 15 Temmuz'da bu soruşturmaların darbeye giden bir yol olduğunu anladığını, bu yapının darbeye kalkıştığını öğrenince hayal kırıklığına uğradığını, dini duygularının istismar edilerek aldatıldığını düşündüğünü, altın neslin Fethullah Gülen'in yıllarca üzerinde durduğu bir kavram olduğunu, eğitim yoluyla bir nesil yetiştirileceği ve bu neslin Türkiye ve dünyaya adalet, barış, selam ve huzur getireceğinin söylendiğini, öncelikle mütedeyyin ve dindar insanların buna inanmak istediklerini ve altın neslin gelmesi hatırına da FETÖ'cülerin yapmış olduğu bir kısım hatalı işlemlerin kabullenildiğini ve görmezden gelindiğini, iddianameye konu edilen Ankara Çukurambar'da bulunan eve ...'ın daveti üzerine yalnızca bir kez gittiğini ve B.. E.., ... ve ... ile birlikte burada bir öğle yemeği yediklerini, ancak ... isimli şahsın evde bulunmadığını, 15 Temmuz darbe girişiminden hemen sonra gözaltına alınıp tutuklandığını, 2 ay süreyle yaklaşık 30 kişi bir koğuşta kaldıklarını, koğuş arkadaşı olan önceden de tanıdığı V.. B..'la burada daha da yakınlaştıklarını, etkin pişmanlık konusunu birlikte müzakere ettiklerini, bu darbe girişimini FETÖ'cülerin yaptığı konusunda hemfikir olduklarını, birlikte hareket etme kararı aldıklarını ancak bu sırada kendisinin tek kişilik odaya alındığını, burada savcılığa vereceği ifadeyi hazırlamaya ...ladığını, aklına geldikçe günlük notlar aldığını, yaklaşık bir ay kadar sonra havalandırma için avluya çıkarıldığında yine tekli odada kalan M.. Ö..'i görüp h...ni hâtrını sorduğunu, etkin pişmanlıktan yararlanmak istediğini söyleyen M.. Ö..'i teşvik ederek "Darbeyi FETÖ'cüler yaptı, artık bunların yanında, arkasında durulmaz, git ne biliyorsan anlat. Savcı beye selam söyle, müsait bir zamanda beni de ifadeye çağırsın, ben ayrıca ifade vermek için dilekçe yazmayayım, süreç uzayabilir" dediğini, cezaevine girdiği günden itibaren "bugün yarın çıkacağız" şeklindeki söylemler, "falanca koğuşta arkadaşların üstünü Peygamber efendimiz örtüyormuş" gibi yalanlarla insanları kandırmalarının bu yapıdan nefret etmesine sebep olduğunu, zaten çok daha öncesinden de bunların tedbir ismiyle adlandırdığı takiyeyi hiçbir zaman kabullenemediğini, bütün bu sebepler üst üste binince etkin pişmanlıktan yararlanmaya karar verdiğini, Hürriyet Gazetesinde bombaları atan pilotun itiraflarını içeren bir yazıyı okuyunca zaten kesin kanaat getirdiğini, etkin pişmanlıktan yararlanmaya karar vermesini sağlayan en önemli etkenin ise bu yargı mensuplarının Cumhuriyetin ve demokrasinin imkanlarından yararlanarak önemli görevlere geldikten sonra hak, hukuk, adalet, özgürlük, insan hakları, ...miyet, dostluk, kardeşlik, hoşgörü gibi söylemleri kullanıp kendilerini bu söylemlerle kandırarak ve özellikle Ergenekon ve Balyoz davaları sürecinde darbelere karşı olduklarını, demokrasiden yana olduklarını sürekli vurguladıktan sonra Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir şekilde Meclise ve polislerin üzerlerine bomba atmaları ve sivillere ateş ederek darbe girişiminde bulunmaları olduğunu, böylece davalarının yalan ve takiye üzerine kurgulandığını ve gerçek amaçlarının çok farklı olduğunu üzülerek çok net bir şekilde öğrendiğini, 3-4 Kasım 2016 tarihinde Ankara Cumhuriyet ...savcılığına etkin pişmanlık kapsamında verdiği ifadesinde FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün canını en çok yakacak konu olan yüksek yargı seçimlerini detaylı bir şekilde ilk kez kendisinin anlattığını, bu ifadesi kapsamında yaklaşık 100 kez de mahkemede tanıklık yaptığını, Cumhuriyet savcılığına vermiş olduğu ifadelerinden yargılama boyunca dönmediğini, terör örgütünden değil, devletten yana olduğunu, FETÖ içinde hiçbir zaman yönetici konumunda olmadığını, zaman zaman ev sohbetlerine katılmak dışında bir irtibatının da bulunmadığını, 2014 yılından sonra bağlantısını tamamen keserek bu örgütten uzaklaştığını, insanın sevdiğinin hatasını göremediğini, örneğin İstanbul Alay Komutanı ... Kurtoğlu'nun mahkum edilmesinin orada geli... münferit bir olay olduğunu ve cemaatin tamamına yayılacak, hepsini suçlayacak bir olay olmadığını düşündüğünü, o tarihte bunları fark etmediğini, zira insanın yıllarca birlikte çalıştığı insanlara güvendiğini, cemaatin de her işi Allah rızası için yaptığı ve "Bu adamlar yalan söylemez, iftira etmez, haksızlık yapmaz, kimseye kumpas kurmaz" şeklindeki kanaatlerin kendisinde mevcut olduğunu, yıllarca tanıdığı bir yapıdan birdenbire ayrılmasının kolay olmadığını, tabiri caizse virajı keskin alamadığını kabul ettiğini, zamanında fark edemediğini ve bunun pişmanlığını duyduğunu, bu kadar şeyi görüp de hâlâ niye bunlara yakın durduğunu kendisinin de sorguladığını ancak artık işin işten geçtiğini,
İfade etmektedir.
IV) MAHKEME KABULÜ:
"......Tanık Beyanları
Tanık İ.. O..'un beyanı
Tanık İ.. O.. mahkemedeki beyanında;
A.. H..'nin HSYK seçimleri döneminde Adalet Akademisi ...kanı olarak görev yaptığını, Akademi Genel Kurulu tarafından HSYK üyeliğine seçildiğini,
A.. H..'nin Bakanlık tetkik hakimi olarak atanması sonrasında kendisini tanıdığını, uzun süre birlikte çalıştıklarını, Bakan ve Müsteşarın ısrarıyla seçim çalışmalarına A.. H..'nin de katıldığını, seçim döneminde Karadeniz'e, Edirne’ye beraber gittiklerini, hem Bakanlık geçmişi hem de Bakan ve Müsteşarın kendileriyle ilişkileri nedeniyle B.. E.., A.. H.. ve kendisinin ön plana çıktığını, Yargıtay ve Danıştay üyeliklerinin boşalması ve çıkan kanun ile Yargıtay ve Danıştay üyeliklerinin artması nedeniyle bu üyeliklere seçimler gündeme geldiğinde sanığın ...kanvekili olarak bu durumu Kurulda duyurduğunu, bu doğrultuda ...'nın evinde yapılan toplantıya A.. H.. ile beraber gittiklerini, evde B.. E.., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., Genel sekreter yardımcıları ... ve ..., Yargıtay'dan ..., ..., ... ve ...'in bulunduğunu, ...'nin evinde de adayların belirlenmesi için toplandıklarını, yapılan bu görüşmelere kendisi ile birlikte A.. H.. ve B.. E..'in Bakanlık cephesi olarak davet edildiklerini, görüşmeler sonucunda bu kadar çok cemaatçinin seçilmesine karşı olduğunu ancak A.. H..'nin kendisini ikna ettiğini, A.. H..'nin bu toplantılardaki tutumu, Bakanlık cephesinden olduğunu, ama şartlar kilitlendiğinde kilidi açan kişi olarak da yani tamam fazla direnmeyelim yani ...ka yapacak birşey yok, mecburen bunu yapmak zorundayız diyerek bir arabulucu pozisyonunda olduğunu, 2001 yılında M.. Ö.. ve ...'ün Bakanlığa gelmelerinden sonra ev sohbetlerinde Fethullah Gülen'den bahsedilmeye ...lanıldığını, bu toplantılarda Afrikada kuyu açılması ve fganistan'a yardım adı altında paralar istendiğini, A.. H..'nin de kısmen verdiğini hatırladığını, çok vermediğini ama zaman zaman verdiğini hatırladığını, Yarsav ...kanı ... ile yapılan görüşmede A.. H..'nin bulunmadığını, Adli Kolluk Yönetmeliğine ilişkin bildiri taslağı Bakana sunulduğunda A.. H..'nin de orada olduğunu, açıklama yapma talebi Bakan tarafından kabul görmediğini, hakem adaylığı mülakatlarında kendilerine gelen listelerin Bakanın, Müsteşarın, Yargıtay ve Danıştay üyelerinin, Bakanlık bürokratlarının hepsinin notlarının bulunduğu adaylık bürosunda hazırlanan bir liste olarak geldiğini, içinde cemaatçidir, şucudur, bucudur şeklinde değil sadece müspet menfi olarak geldiğini, A.. H..'nin ...kanvekili olarak yetkilerini kullanma dışında örgütsel bir t...matına şahit olmadığını, ancak cemaate bir sempatisi olduğunu, yakınlığı ve ilgisi olduğunu, cemaatteki kişileri sevdiğini, ...'la aynı lojmanlarda oturması nedeniyle bu şahsın A.. H..'ye etki ettiğini düşündüğünü
İfade etmiştir.
Tanık B.. E..'in beyanı
Tanık B.. E.. mahkemedeki beyanında;
A.. H..'yi Personel Genel Müdürlüğünde çalıştığı dönemden tanıdığını, uzun süre birlikte çalıştıklarını, A.. H..'nin Akademi kadrosundan HSYK'ya seçildiğini, Kurulda birlikte çalıştıklarını, ...'nın evinde yapılan toplantıda A.. H..'nin bulunduğunu, bu toplantıda A.. H..'nin üye seçilmesi için üzerinde ısrarcı olduğu bir ismi hatırlamadığını, 160 kişin seçilmesi gündeme geldiğinde önce A.. H..'nin böyle bir durumun olduğunu, bir çalışma olacağını ve herkesin hazırlığını yapması yönünde bir duyuru yaptığını, Bakanlık döneminde maneviyattan kopmamak için bir araya geldiklerini, ancak ...'ün de bu sohbetlere katılmasından sonra CD getirip izlettirmeye çalıştığını, himmet topladıklarından bahsettiğini, A.. H.. benden böyle bir şey istemeyin dediğini, himmet verdiğini görmediğini, sohbetlerin bu şekilde iki yıl devam ettiğini, A.. H.. hakkında cemaat mensubudur ya da değildir diyemediğini, A.. H..'nin yakın dostları tarafından gelen taleplere, telkinlere bir miktar açık bir yapısı olduğunu, bu yapıyla ilgili verdiği görüntünün büyük oranda bundan kaynaklandığını düşündüğünü, A.. H..nin yapıya karşı bakışının müspet olduğunu, ...'ın yanından hiç ayrılmadığını, yakın markaj altında olduğunu, A.. H..'nin bu yapıya yön verecek, bu yapının politikalarını belirleyecek bir konumda olmadığını, Adli Kolluk Yönetmeliğine ilişkin bildiride A.. H..'nin "bir açıklama yapmamız uygun olur" şeklinde kanaatinin olduğunu, ancak bildirinin hazırlanma sürecinde ne gibi bir katkısı olduğunu bilmediğini, yapı mensubu olmayan üyelerle Hakimevinde yapılan toplantılara A.. H..'yi çağırmadıklarını
İfade etmiştir.
Tanık M.. Ö..'in beyanı
Tanık ... ... ... mahkemedeki beyanında;
Ladik Hakimi iken eşinin hamilelik problemi nedeniyle büyük şehre gitmesi gerektiğini, bu süreçte bir gün A.. H..'nin kendisini aradığını ve Bakanlığa davet ettiğini, Bakanlığa gittiğinde A.. H..'nin kendisine Personel Genel Müdürlüğünde tetkik hakimine ihtiyaç olduğunu ve Genel Müdüre kendisinden bahsedildiğini söylediğini, bu şekilde Bakanlığa geldiğini, daha öncesinden A.. H..'yi hemşehrisi olması nedeniyle isim olarak bildiğini ancak tanışıklıklarının olmadığını, Bakanlıkta kendisi gibi tetkik hakim olan ...'ün cemaat mensubu olduğunu sözleriyle açık açık söylediğini, ...'ün "kendisine sen bir yerlere gidiyor musun, birlikte olmayacak mıyız, birlikte bir sohbet olmayacak mı" diye sorular sorduğunu, bunun üzerine ...'a sorduklarında, kendilerine "işte birlikte toplanalım" diyerek B.. E.., A.. H.., İ.. O.. ve ...'ün ismini verdiğini, 2002-2004 yılları arasında bir araya geldiklerini, bu toplantılarda ...'ün zaman zaman kitap ve CD getirdiğini, Fethullah Gülen'in kitaplarından pasajlar okuduğunu, yine bu toplantılarda ...'ün Afrika'da bir yerlerde bir kuyu açma meselesi ya da Afganistan'a yardım mahiyetinde bir şeyler de istediğini, A.. H..'nin de aidat tarzında değil de zaman zaman para verdiğini, paraların ... ...'da toplandığını, A.. H..'nin Müsteşar Yardımcısı olduğu dönemde hakimlik mülakatlarına katıldığını bildiğini, ancak yapı mensupları tarafından A.. H..'ye bir liste geldiğini bilmediğini, 15 Temmuz olayından sonra cezaevinde A.. H.. ile karşılaştıklarını, A.. H..'ye aldatıldıklarını söyleyince A.. H..'nin de kendisine git bildiklerini anlat, hatta benim de ismimi ver beni de çağırsınlar dediğini, bunun üzerine A.. H..'ye "beni Bakanlığa senin çağırdını söylerim" dediğini, A.. H..'nin de "söyle" dediğini, genel müdürken Bakan kendisinin cemaate yakın olduğunu anladığını, bu durumu İ.. O.. ve Hamsici'ye anlattığını, onların yardımı ile Yargıtaya üye seçildiğini,
İfade etmiştir.
Tanık V.. B..'ın beyanı
Tanık V.. B.. mahkemedeki beyanında;
A.. H..'yi Bakanlıktan ve HSYK'den tanıdığını ancak herhangi bir görüşmeleri ya da bir irtibatının bulunmadığını, A.. H..'nin HSYK üyelik dönemi bittikten sonra Danıştay'a geri döndüğünü, o dönemki adıyla cemaat denilen yapının grup sohbetleri olduğunu, grup sohbetlerinin de tedbir anlayışı çerçevesinde ikametgaha dayalı olarak yapıldığını, lojman grubunun kendisinin de bulunduğu grup Yaşamkent Lojmanları grubu olduğunu, A.. H..nin bu gruba katıldığının söylendiğini, ancak A.. H..'nin Elvankent'te oturduğunu, oradaki gruplara katılmadığı için Yaşamkent grubuna dahil edildiğinin söylendiğini, fakat A.. H..'nin bu gruba da gelmediğini, bir gün madem o bize gelmiyor biz evine gidelim mecburen o da katılmış olur şeklinde bir anlayışla bir gün grup olarak A.. H..'nin evine gittiklerini, A.. H..'nin kendilerini normal nezaketli misafir olarak karşıladığını, dini konulara girildiğinde A.. H..'nin "bunları geçin" türünden söylemlerde bulunduğunu, gergin bir ortam oluştuğunu ve evden ayrıldıklarını, daha sonra A.. H..'yi tekrar çağırdıklarında toplantıya gelmediğini, sonra bir kez daha A.. H..'nin evine gittiklerinde yine dini konulara girilemediğini ve nedenle gergin bir ortam oluştuğunu, sonra A.. H.. ile görüştüklerinde yapıyı eleştiren bir yaklaşım içerisinde olduğunu, cezaevinde iken A.. H.. ile aynı koğuşta kaldıklarını, etkin pişmanlıktan yararlanmasında A.. H..'in o zamanki söylemlerinin de etkisi olabileceğini düşündüğünü
İfade etmiştir.
Tanık A.. C..'in beyanı
Tanık A.. C.. mahkemedeki beyanında;
A.. H..'nin Danıştay üyesi, kendisinin de Danıştay personeli olmasına rağmen eski eşinin anlattığı kadarıyla A.. H..'yi tanıdığını, A.. H..'nin Akademi ...kanı olduğu dönem eski eşinin de Akademide memur olarak çalıştığını, o vesileyle A.. H..'yi gıyabında tanıdığını, eski eşinin anlattığı kadarıyla A.. H..'nin yapıya mensup olduğunu bildiğini, eski eşi icra müdürlüğü sınavını kazandığında eski eşine A.. H..'nin bu yapıdan olduğu için referans olduğunu, bu durumu eski eşinin kendisine söylediğini, eski eşinin Akademiye yapının yardımı ile geçici görevle geldiğini, eski eşinin Emrullah Polat olduğunu
İfade etmiştir.
Tanık M.. S..'nun beyanı
Tanık mahkemedeki beyanında; A.. H..'yi Siverek veya Yozgat'ta ...savcı olduğu dönemde Bakanlık bürokratı olması nedeniyle tanıdığını, B.. E..'in Müsteşar olduğu dönemde B.. E.. ve İ.. O..'un da olduğu bir ortamda 24-25 kişinin katılımıyla Hakimevinde bir toplantı yapıldığını, bu toplantıda kimler FETÖ'cüdür, kimler değildir gibi bir değerlendirmenin yapıldığını, bu toplantıda A.. H..'nin bulunmadığını, 2011 yılında üye seçiminden sonra garip şeylerin yaşanmaya ...landığını, Adalet Bakanlığı da dahil olmak üzere Kurula da gittiklerini, A.. H..'nin Kurul ...kanvekili olması nedeniyle gidip Fetö ile ilgili sıkıntıları, şikayetleri anlattıklarını, bu ziyaretlerde bazen geri döndüklerini, bazen de makul ve mantıklı karşılamalara muhattap olduklarını, A.. H..'nin de bu durumdan şikayetçi olduğunu, çare bulmaya gayret ettiklerini söylediğini
İfade etmiştir.
Tanık B.. A..'ın beyanı
Tanık mahkemedeki beyanında; 2011 yılında Yargıtay üyesi seçildiğini, üye seçilinceye kadar A.. H..'yi hiç tanımadığını, Bakanlıkta görevli olduğunu bildiğini ama hiç karşılaşmadıklarını, Yargıtay üyesi olduktan sonra A.. H..'nin Kurul üyesi ve Kurul ...kanvekili olduğu için o sıfatla tanıdığını, Hakimevindeki toplantıya ilkinde şehir dışında olduğu için katılamadığını, ikincisine katıldığını, bildiği kadarıyla toplantıyı o dönemin Müsteşarı B.. E.. ve İ.. O..'un tertip ettiklerini, bu şekilde böyle bir yapının rahatsızlığından dolayı yapıya mensup olmayan kişilerin kendi arasında irtibatlı olmaları vesilesiyle toplanıldığının söylenildiğini, o nedenle toplantıya katıldığını, A.. H..'nin ifasinde belirttiği şekilde 2012 yılı sonlarına doğru bazı Yargıtay üyelerinin Yargıtayın içindeki rahatsızlıkları dile getirdiklerini, bazı Yargıtay üyeleri ile A.. H.., B.. E.. ve İ.. O.. arasında geçen toplantıya kaltılmadığını
İfade etmiştir.
Tanık Ö.. T..'ın beyanı
Tanık mahkemedeki beyanında; A.. H..'yi 1997 yılından beri tanıdığını, aynı lojmanda oturduklarını, Hakimevinde katıldığı toplantıda İ.. O.., B.. E.. ve A.. H..'nin olduğunu hatırladığını, toplantıda o dönem gündemde olan Fetö ile ilgili bir takım yaşanan sıkıntıların konuşulduğunu, ayrıca Yargıtayda ...kanlık seçimlerinin de konuşulduğunu, Yargıtay üyeliği seçimi sürecini hatırladığını, 160 üye seçiminden sonra emekli olmaya karar verdiğini, süresinin dolmadığını, daha sonra 2 yıl teftiş kurulunda görev yaptığını, 2 yıl sonra tekrar emekli olma durumu ortaya çıktığında son olarak hem İ.. O.. ve A.. H.. ile görüştüğünü, ondan sonra kendisinin seçiminin gündeme geldiğini, yoksa emekli olmaya karar verdiğini, ikisinin sayesinde seçilmiş olduğunu
İfade etmiştir.
Tanık beyanlarının değerlendirilmesi
Tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde; beyanların birbirleriyle örtüştüğü, görgü ve bilgiye dayalı bilgi verdikleri, sanık hakkında iftira atmalarını gerektirir bir durum ve sebebin bulunmadığı, beyanların istikrarlı olduğu, çelişki bulunmadığı, oluşa uygun ve ...mi bulunduğundan beyanların itibar edilebilir nitelikte olduğu; sanığın örgüt üyesi olduğunu bildiğini ve duyduğunu beyan eden tanık ifadeleri birlikte ele alındığında sanığın örgüt üyesi olduğu hususunun doğrulandığı, sanığın sohbet adı altındaki örgüt toplantılarına katıldığı ve örgüte para yardımında bulunduğu hususundaki sanık ikrarının tanık beyanlarıyla da teyit edildiği; ayrıca silahlı terör örgütü üyesi olmak suçunun iştirak h...nde işlenen suçlardan olmaması, ...ka dosyalarda etkin pişmanlıktan yararlanmak isteyen tanıklar ile sanık arasında CMK'nın 50/1-c fıkrasında bahsedilen anlamda bir iştirakten söz edilemeyeceği anlaşılmakla, aynı suçtan yargılanıyor olsalar da ...ka dosya sanıklarının veya etkin pişmanlıktan yararlanmak isteyenlerin sanık hakkında tanıklık yapmalarında usulî bir engel bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Sanığın HSYK 3. Dairesindeki bir kısım fa...yetleri
HSYK 3. Dairenin görevleri arasında hakim ve savcıların mesleğe kabulü, hakim ve savcıların görevlerini mevzuata uygun yapıp yapmadıklarına ilişkin Teftiş Kuruluna denetim yaptırma, ihbar ve şikayetleri inceleyerek inceleme ve soruşturma işlemleri için teklifte bulunma, mesleğe tekrar atanma, meslekten çekilme, çekilmiş sayılma ve görevin sona ermesi konularında karar verme bulunumaktadır.
Sanık, Anayasal sistemdeki 3 temel erkten biri olan yargı erkinin örgütün amaçları doğrultusunda dizayn edilmesinde kritik önemi haiz HSYK 3. Dairesinin ...kanlığını yapmıştır. Bu kapsamda;
HSYK 3. Dairesi'nin; 12.09.2014 tarihli, 2014/2491 esas ve 2014/1497/6 sayılı kararında Erzincan'daki Ergenekon soruşturması kapsamında gizli tanık olan Erzincan eski İliç Cumhuriyet Savcısı ...'un mesleğe geri dönüşü için yaptığı ...vuruda Daireye sunum yapan Tetkik Hakimi ... ...'ın, adı geçen kişinin sicilindeki belge ve bilgileri gizleyerek ilgilinin mesleğe kabulüne karar verilmesini sağladığı iddialarıyla yapılan şikayet hakkında sanığın da içerisinde bulunduğu 3. Daire üyeleri tarafından işleme konulmamasına karar verildiği, bu karara karşı ... ve ...'ın muhalefet şerhi koyduğu,
04.07.2013 tarihli, 2013/57 esas ve 2013/5284 sayılı kararında CMK’nın 250. Maddesi ile görevli İstanbul eski Cumhuriyet savcısı ... hakkındaki kamuoyunda 'futbolda şike' olarak bilinen soruşturmada tarafsız davranmama konusunda yapılan şikayetin sanığın da içerisinde bulunduğu 3. Daire üyeleri tarafından işleme konulmamasına karar verildiği, bu karara karşı ... ve ...'ın muhalefet şerhi koyduğu,
28.01.2014 tarihli ve 2014/133 Esas, 2014/198/1 sayılı kararında TMK 10. Madde ile görevli Adana Cumhuriyet savcıları ..., ..., Kırıkhan Cumhuriyet savcıları ... i28.01.2014 tarihli ve 2014/133 Esas, 2014/198/1 sayılı kararında TMK 10. Madde ile görevli Adana Cumhuriyet savcıları ..., ..., Kırıkhan Cumhuriyet savcıları ... ile ... ... hakkındaki MİT tırları ile ilgili soruşturma sırasındaki usulsüzlüklere ilişkin bir kısım iddialar hakkında sanığın da içerisinde bulunduğu 3. Daire üyeleri tarafından işleme konulmamasına karar verildiği, bu karara karşı ... ve ...'ın muhalefet şerhi koyduğu,
19.12.2013 tarihli, 2013/8527 esas ve 2013/8635 sayılı kararında CMK’nın 250 maddesi ile görevli İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ...kanı ... ... ..., üye hakimler ..., ..., ... ve ... hakkında kamuoyunda 'Ergenekon Davası' olarak bilinen davada usul ve yasaya aykırı yapılan işlemleri konu şikayet hakkında sanık, ..., ... ve ... tarafından şikayetin işleme konulmamasına karar verildiği, bu karara karşı ..., ... ve ...'ın muhalefet şerhi koyduğu,
09.09.2014 tarihli, 2013/5595 esas ve 2014/8578/2 sayılı kararında ... ...er vekillerinin İstanbul eski Cumhuriyet savcısı ... hakkında kamuoyunda 'Ergenekon Davası' olarak bilinen soruşturmada uygulanan iletişim tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması tedbirinin kanuna aykırı olarak yapıldığı iddialarını içeren şikayetinde sanık A.. H.., ..., ... ve ... tarafından ... hakkında soruşturma izni verilmesine yer olmadığı kararını verildiği, bu karara karşı ...'ın muhalefet şerhi koyduğu,
15.05.2014 tarihli, 2013/8432 esas ve 2014/2865/1 sayılı kararında Foça eski ...savcısı ..., İstanbul hakimi ..., İstanbul Cumhuriyet Savcısı ... ..., İstanbul 10 Ağır Ceza Mahkemesi eski üye hakimleri ... ..., ... Üründü ve İstanbul Cumhuriyet Savcısı ... Kaplan hakkında kamuoyunda 'Balyoz' olarak bilinen İstanbul Cumhuriyet ...savcılığının 2010/103 sayılı soruşturmasında usul ve yasaya aykırı işlemler yapıldığı iddialarına ilişkin şikayet hakkında sanık A.. H.., ..., ... ve ... tarafından şikayetin işleme konulmamasına karar verildiği, bu karara karşı ... ve ...'ın muhalefet şerhi koyduğu,
09.09.2014 tarihli, 2014/2131 esas ve 2014/7198 sayılı kararında 17 Aralık soruşturmasında görevli, İstanbul eski Cumhuriyet ...savcı vekili ...'ün twetter hesabından bir milletvekili ile sövmeye varan sözlerle tartıştığı, çeşitli şekillerde hediyeler kabul ettiği ve 25 Aralık soruşturmasında görevli İstanbul eski Cumhuriyet savcısı ... hakkında ise basın bildirisi dağıtması, Hükümete yönelik suçlayıcı beyanda bulunması, amiri olan Cumhuriyet ...savcısı ile ilgili şikayet ve diğer davranışları ile yargının tarafsızlığı ve saygınlığına zarar vermesi, soruşturmayı UYAP sistemine kayıt etmemesi, soruşturmayı basına sızdırması iddialarıyla ilgili Avukat... tarafından yapılan şikayet hakkında sanığın da içinde bulunduğu 3. Daire üyeleri tarafından işleme konulmaması kararı verildiği, bu karara karşı ...'in muhalefet şerhi koyduğu
Görülmüştür.
Sanığın HSYK Genel Kurulundaki bir kısım fa...yetleri
HSYK Genel Kurulunun 02.10.2013 tarihli, 101-01-34-4103-2012 esas ve 2013/739 sayılı kararında Ergenekon soruşturmalarında tutuklu yargılanan sanık (Avukat) ...'ün İstanbul Cumhuriyet ...savcı ..., aynı yer İstanbul Cumhuriyet ...savcıvekilleri ... ve ... ile savcılar ... ve ... ... ile CMK'nın 250 maddesi ile görevli İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ...kanı ... ... ..., üye hakimler ... ve ... haklarında iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayıt altına alınmasına dair şikayet üzerine 3. Daire tarafından verilen şikayetin işleme konulmaması kararına yapılan itiraz hakkında "önceden verilen kararların kaldırılmasını gerektirecek herhangi bir durum ve delilin bulunmadığı" gerekçesiyle sanığın da içerisinde bulunduğu üyeler tarafından Genel Kurulda reddine karar verildiği, bu karara karşı ..., ..., ..., ..., ... ve İ.. O.. tarafından muhalefet şerhi konulduğu,
Kurulun 02.07.05.2014 tarihli, 101-01-34-5342-2012 esas ve 2014/259 sayılı kararında ...'in, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ...kan ve üyeleri ile İstanbul ilgili Cumhuriyet savcıları haklarında, dava dayanağı olduğu iddia edilen belgenin sahte olduğu ve delillerin basına verilerek soruşturmanın gizliliğinin ihlal edildiği şikayeti hakkında 3. Daire tarafından 26.03.2013 tarih ve 2013/2036 sayılı kararı ile şikayetin işleme konulmaması kararı verildiği, bu karara karşı yapılan itiraz üzerine Genel Kurulda sanığın da içinde bulunduğu üyeler tarafından itirazın red edildiği, bu karara karşı ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...,..., İ.. O.. ve ... tarafından muhalefet şerhi konulduğu,
Kurulun 02.07.2014 tarihli, 2013/1952 esas ve 2014/494 sayılı kararında ... vekilinin, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ...kan ve üye hakimlerini şikayeti hakkında 3. Daire tarafından 01.11.2012 tarihli ve 2012/6742 sayılı kararı ile işleme konulmaması kararı verildiği, bu karara karşı yapılan itiraz üzerine Genel Kurulda sanığın da içinde bulunduğu üyeler tarafından itirazın red edildiği, bu karara karşı ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., İ.. O.. ve ... tarafından muhalefet şerhi konulduğu,
Kurulun 02.07.2014 tarihli, 2013/8994 esas ve 2014/495 sayılı kararında 17 Aralık soruşturmasında görevli, İstanbul eski Cumhuriyet ...savcı vekili ... ve 25 Aralık soruşturmasında görevli İstanbul eski Cumhuriyet savcısı ... ile ilgili şikayetler hakkında 3. Daire tarafından 30.01.2014 tarihli ve 2014/503 sayılı kararı ile işleme konulmaması kararı verildiği, bu karara karşı yapılan itiraz üzerine Genel Kurulda yapılan toplantıda sanığın da içinde bulunduğu üyeler tarafından itirazın red edildiği, bu karara karşı ..., ..., ..., ..., ... ve ... tarafından muhalefet şerhi konulduğu,
Kurulun 02.07.2014 tarihli, 2013/57 esas ve 2014/496 sayılı kararında ... vekilinin, futbolda şike iddialarına ilişkin İstanbul eski Cumhuriyet savcısı ... hakkındaki şikayetinin 3. Daire tarafından işlem konulmaması kararı verildiği, bu karara karşı yapılan itiraz üzerine Genel Kurulda içinde sanığın da bulunduğu üyeler l eski Cumhuriyet savcısı ... hakkındaki şikayetinin 3. Daire tarafından işlem konulmaması kararı verildiği, bu karara karşı yapılan itiraz üzerine Genel Kurulda içinde sanığın da bulunduğu üyelertarafından itirazın reddine karar verildiği, bu karara karşı ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., İ.. O.., ... tarafından muhalefet şerhi konulduğu,
Kurulun 02.07.2014 tarihli, 101-01-34-7084-2012 esas, 2014/497 sayılı kararında ...'nın, CMK'nın 250. maddesi ile görevli İstanbul 9, 16. ve Ankara ilgili Ağır Ceza Mahkemesi ilgili ...kan ve üye hakimleri hakkındaki şikayetinin, 3. Daire tarafından işleme konulmaması kararı verilmesi üzerine yapılan itiraz hakkında Genel Kurulda, önceden verilen kararların yerinde olduğu gerekçesiyle sanığın da içerisinde bulunduğu üyeler tarafından itirazın reddine karar verildiği, ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., İ.. O.. ve ... tarafından muhalefet şerhi konulduğu anlaşılmıştır.
FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün yargı yapılanması mensupları hakkında HSYK'daki inceleme, soruşturma ve disiplin işlemlerine ilişkin kararlarda, sanığın, örgüt mensuplarını koruma amacıyla lehlerine olacak şekilde diğer örgüt mensubu üyelerle birlikte hareket ettiği, örgüt mensupları hakkında HSYK'da inceleme, soruşturma ve disiplin işlemlerine ilişkin bu nevi kararların nicelik ve nitelik olarak yoğunluk arz etmesi sebebiyle sanığın takdir hakkını kullanmaktan öte örgütsel tavırla fa...yet gösterdiği kanaatine varılmıştır.
Etkin pişmanlık bağlamında sanığın anlattığı olaylar ile tanık beyanları ve diğer delillerin büyük oranda birbiriyle örtüştüğü, önemli bir çelişki ve tutarsızlığın bulunmadığı, dolayısıylisiplin işlemlerine ilişkin kararlarda, sanığın, örgüt mensuplarını koruma amacıyla lehlerine olacak şekilde diğer örgüt mensubu üyelerle birlikte hareket ettiği, örgüt mensupları hakkında HSYK'da inceleme, soruşturma ve disiplin işlemlerine ilişkin bu nevi kararların nicelik ve nitelik olarak yoğunluk arz etmesi sebebiyle sanığın takdir hakkını kullanmaktan öte örgütsel tavırla fa...yet gösterdiği kanaatine varılmıştır.
Etkin pişmanlık bağlamında sanığın anlattığı olaylar ile tanık beyanları ve diğer delillerin büyük oranda birbiriyle örtüştüğü, önemli bir çelişki ve tutarsızlığın bulunmadığı, dolayısıyla beyanlarının ...mi ve maddi gerçeğe uygun olduğu, örgütün yapısı ve yargı alanındaki fa...yetleri konusunda önemli bilgiler içerdiği değerlendirilmiştir.
Terör örgütü yöneticiliği / üyeliği ayrımının değerlendirilmesi
Sanık hakkındaki iddianamenin silahlı terör örgütü yöneticisi olma suçundan 5237 sayılı TCK'nın 314/1. Maddesine hasren düzenlenmiş olması nedeni ile örgütte yöneticilik pozisyonunun ayrıca değerlendirilmesine ihtiyaç duyulmuştur.
Silahlı terör örgütünü yönetme / üyeliği suçu ile ilgili 5237 sayılı TCK ve 3713 sayılı TMK'daki yasal düzenlemelere yer verilmiştir.
'Suç işlemek amacıyla örgüt kurma' suçu 5237 sayılı TCK'nın 220, 'silâhlı örgüt' suçu (yönetme/üyelik dahil) aynı kanunun 314 maddelerinde düzenlenmiş, 'terör örgütleri' hakkında ise 3713 sayılı TMK'nın 7. Maddesinin '... terör örgütü kuranlar, yönetenler ile bu örgüte üye olanlar Türk Ceza Kanununun 314 üncü maddesi hükümlerine göre cezalandırılır. Örgütün fa...yetini düzenleyenler de örgütün yöneticisi olarak cezalandırılır.' düzenlemesi nedeni ile TCK'nın 314. maddesine atıf yapmıştır.
TCK'nın 314/3. fıkrasının 'Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin diğer hükümler, bu suç açısından aynen uygulanır.' hükmü gereği silahlı terör örgütü suçu ile ilgili genel kriterler de suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna dair 220. maddedeki esaslara göre değerlendirilmiştir.
Örgütü yönetmekten bahsedebilmek için öncelikle TCK'nın 220. maddesinde öngörülen şartlarla birlikte, amaç-saik, yöntem ve elverişlilik kriterleri itibariyle de terör örgütü vasfını haiz bir örgütün bulunması gerekir.
Doktrin ve yerleşik uygulamalara göre;
Terör örgütünü yönetmek örgüt hiyerarşisinin çeşitli basamaklarında örgütün amaçlarına ve yöntemlerine uygun biçimde örgüt fa...yetlerini sevk ve idare etmek olarak tanımlanabilir. Yönetici suç ortaklığına komuta eden ve örgütün kurallarını gösteren kişidir. (Simeone I Reati Associativi, op.cit.s 257 aktaran ... Terör Amaçlı Örgütlenme Suçu sh.269)
Suç veya terör örgütünü yönetmek; onu sevk ve idare etmek, kısmen veya tamamen, bölgesel, yerel veya genel olarak yönetip yönlendirmek, hiyerarşik yapıya ve varsa işbölümüne uygun olarak emir ve t...mat vermek, bunların yerine getirilmesini bekleyip denetlemek, gerekli olduğunda da emrine veya örgütün t...matlarına riayet etmelerini cezalandırmaktadır.Kişinin somut olayda yönetme kudretine, sevk ve idare yeteneğine fiilen sahip olup olmadığına bakılmalıdır (... E.-... S. Suç Örgütü sh.107).
Fail, hiyerarşik olarak örgüt üyeleri üzerinde bulunuyor, geniş bir alanda iş bölümü yapabiliyor, örgüt üyeleri üzerinde sevk ve idarede bulunabiliyor, örgütsel fa...yetlerin organizasyonunda, icrasında; harekete geçiren, engelleyen veya durduran olarak rol üstlenebiliyor, bu fa...yetleri denetleyebiliyor ise yönetici olarak kabul edilebilecektir.
Örgüt yönetmek; örgütün amaçları doğrultusunda örgütü idare etmeyi, emir ve direktif vermeyi, örgüt içinde inisiyatif ve karar verme gücüne sahip olmayı gerektirir. Örgütün varlığının, etkinliğinin ve gelişiminin sağlanmasını, hedeflerinin belirlenmesini, program ve stratejilerinin saptanmasını ifade eder. Ancak örgütün fa...yetleri çerçevesinde sadece belirli bir suçun işlenmesini organize edenler, bu suçun işlenmesini planlayıp yönetenler örgüt yöneticisi olarak kabul edilemez.
Geniş bir alanda fa...yet yürüten örgütlerin yöneticileri, örgüt yapılanması da dikkate alınarak somut olayın özelliklerine, bu kişilerin örgütün hiyerarşik yapısı içerisindeki konum ve görevlerine göre belirlenmelidir. Bu tür örgütlenmelerde her yöneticinin, örgütün tamamını yönetmesi mümkün olmadığından, örgütün bölge, il, ilçe sorumlularının yönetici olup olmadıklarının sorumluluk sahalarındaki örgütsel fa...yetlerin yoğunluğu da gözetilerek belirlenmesi gerekir.
Örgüt yöneticileri, hiyerarşik açıdan emir ve t...mat vermeye yetkili olduğu mensupların, örgütün amaçları doğrultusunda işledikleri suçlardan dolaylı fail olarak sorumludurlar (TCK 220/5m.).
Failin örgüt yöneticisi olup olmadığı, örgütün organizasyon yapısı, hiyerarşisi ve kişilere verilen görevlerin önemi esas alınmak suretiyle belirlenecektir (... Terör Suçları ve Yargılaması sh.183). Bu tespitte belirleyici olan, failin örgüt hiyerarşisi içindeki sıfatı değil ve fakat yönetip yönlendirdiği fa...yetlerin, örgütün amaç ve etkinliği bakımından önemidir. Bu nedenle failin hiyerarşik konumu, üstlendiği görevler esas alındığında dahi belli bir hiyerarşik seviyenin üstünde bulunan kişilerin yönetici olarak kabulünde zaruret vardır. Zira gerek kanun koyucunun aynı cezai yaptırımı öngörerek örgüt yöneticiliğini, örgüt kurma fiili ile aynı ağırlıkta bir ihlal olarak görmesi, gerek mülga 765 sayılı TCK'nın 168 maddesinde yer alan, 'silahlı çetede amirliği ve kumandayı haiz olmak' ve 141. maddesindeki, 'cemiyetlerin fa...yetlerini tanzim veya sevk ve idare etmek' kavramları ile mer'i 3713 sayılı Kanunun 7/1 maddesinde yer verilen 'örgütün fa...yetlerini düzenleyenlerin de örgütün yöneticisi olarak cezalandırılacağına' dair kavramlar gerekse örgütle kurulan 'organik bağın' sonucu olarak her seviyede belli ölçüde t...mat alma-verme, astları yönetme olgusunun, örgütlü suçların doğasında mündemiç bulunması birlikte değerlendirildiğinde, yöneticilikten maksadın hiyerarşik yapının belli seviyede üst katlarını ifade ettiğini kabul etmek gerekir.
Ayrıntıları yukarıda 'Yargıtay Ceza Genel Kuruluna göre FETÖ/PDY örgütü' ...lığı altında değerlendirilen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarihli ve 2017/16.MD-956 - 2017/370 sayılı kararında belirtildiği üzere;
FETÖ'nün dikey yapılanması şöyledir;
Örgütün sorumlu yöneticisi 'imam' olarak isimlendirilir. Hiyerarşi içerisinde yer alan örgütün yöneticisi, raporları toplayan ve emirleri veren kişidir. Kainat imamı, kıta imamı, ülke imamı, bölge imamı, şehir imamı, semt ve mahalle imamı, kurum imamı gibi bir çok değişik pozisyonu vardır.
Örgütün lideri, mensuplarınca kainat imamı, mehdi, mesih olarak kabul edilmektedir. Kainat imamına bağlı olarak üst kurullar örgütün birimlerini yönetmekte fa...yetlerini düzenlemektedirler. Bu kurullar 'istişare kurulu', 'mollalar', 'tayin heyeti' ve 'özel hizmet' birimleridir.
Örgütün yurt içi yapılanmasında ise, 'Türkiye imamı', 'bölge imamları', 'il imamları', '... il ve bölge imamları', 'ilçe imamları', 'semt imamları', 'mahalle imamları', 'ev imamları (abileri)', 'talebe imamları', 'serrehberler', 'belletmenler' şeklinde hiyerarşik bir yapı izlenmekte ve örgüt tabana yayılmaktadır.
Türkiye’den sorumlu imama, beş bölge imamı, onlara da bu beş bölgeyi oluşturan şehirlerden sorumlu imamlar bağlıdır. Her şehir, büyüklüğüne göre alt bölgelere, bölgeler semtlere bölünmüş olup, her semte ayrı bir imam atanmaktadır. Semt imamlarının altında ise semte bağlı ışık evlerinin imamları yer almaktadır.
Bunun yanı sıra kamuda, bakanlıklar ve taşra teşkilatı, yerel yönetimler, üniversiteler, kamu iktisadi teşebbüsleri alanlarında fa...yet gösteren kurumlara da örgüt tarafından imamlar atanmaktadır.
... Örgütün bir nev’i omurgasını oluşturan ve günümüz itibariyle elde ettiği konumu kazandıran özel hizmet birim imamları, örgüt ve lideri Gülen’in en çok önem verdiği imamlardır. Bu birim en geniş şekilde yargı, emniyet, mülkiye, TSK, MİT, Milli Eğitim ve akademik kadro imamlarından oluşmaktadır. Hizmet birimlerinde gizliliğe çok önem verilerek hücre tipi yapılanmaya gidilmiştir. Örgüt mensubu en fazla bir üst sorumlusunu ve bir altında bulunan mensubunu tanımaktadır.
...Kainat imamı inancı ve yedi katlı piramidal yapılanma, ...iye mezhebinden ve köken olarak da Zerdüştlük dininden alınmıştır. Zerdüştlük dini ve ondan mülhem ...iye mezhebinden yedi kat gök gibi örgütlenmişlerdir. Bu mezhep, sofilerini yedi dereceye ayırmıştır. Tarikatın piri yedinci derecede oturur ki, bu mertebe Allah’tan doğrudan emir alan imamlık makamıdır. İmam hel... haram ve haramı helal yapabilir. Ona mübah olmayan hiçbir şey yoktur.
Örgüt içi hiyerarşide itaat ve teslimiyet, katı bir kuraldır. Teslimiyet hem örgüte hem de liderin emrine ona atfen verilen göreve adanmışlıktır. Örgüt sivil toplumu kendi h...ne bırakmayıp, kendine hizmet eden bağlı unsurlara dönüştürmektedir. Kadrolaşma ile yargı, ordu, emniyet ve bakanlık birimleri bu gücün denetimine girip, örgütsel amaçlar doğrultusunda kullanılabilmektedir.
Örgütün hiyerarşik yapılanmasındaki tabaka sistemi kat sistemine dayanır. Katlar arasında geçişler mümkündür ama dördüncü tabakadan sonrasını önder belirler. Katlar şu şekildedir;
- Birinci Kat, Halk Tabakası: Örgüte iman ve gönül bağı ile bağlı olanlar, fiili ve maddi destek sağlayanlardan oluşur. Bunların birçoğu örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmayan bilinçli veya bilinçsiz hizmet ettirilen kesimdir. Genellikle fa...yetlerden habersizdirler. Bu katmandakileri örgüte bağlayan ana unsur istismar edilen İslami duyarlılık ve din duygularıdır.
- İkinci Kat, Sadık Tabaka: Okul, dershane, yurt, banka, gazete, vakıf ve kurum görevlilerinden oluşan sadık gruptur. Bunlar örgüt sohbetlerine katılır, düzenli aidat öder, az veya çok örgüt ideolojisini bilen kişilerdir.
-Üçüncü Kat, İdeolojik Örgütlenme Tabakası: Gayri resmi fa...yetlerde görev alırlar. Örgüt ideolojisini benimseyen ve ona bağlı çevresine propaganda yapan kişilerden oluşur.
- Dördüncü Kat, Teftiş Kontrol Tabakası: Bütün hizmeti (legal ve illegal) denetler. Bağlılık ve itaatte dereceye girenler buraya yükselebilir. Bu tabakaya girenler örgütte çocuk yaşta kazandırılanlardan seçilir. Örgüte sonradan katılanlar genellikle bu katta ve daha üst katlarda görev alamazlar.
- Beşinci Kat, Organize Eden ve Yürüten Tabaka: Üst düzey gizlilik gerektirir. Birbirlerini çok az tanırlar. Örgüt lideri tarafından atanır. Devletteki yapıyı organize edip yürüten tabakadır. Evlililiklerinin örgüt içinden olması zorunludur.
- Altıncı Kat, Has Tabaka: Fethullah Gülen ile alt tabakaların irtibatını sağlar. Örgüt içi görevp yürüten tabakadır. Evlililiklerinin örgüt içinden olması zorunludur.
- Altıncı Kat, Has Tabaka: Fethullah Gülen ile alt tabakaların irtibatını sağlar. Örgüt içi görev değişiklikleri yapar. Azillere bakar. Örgüt liderince bizzat atanırlar.
- Yedinci Kat, Kurmay Tabaka: Örgüt lideri tarafından doğrudan seçilen 17 kişiden oluşan örgütün en seçkin kesimidir.
Yedi katmanın en üstünde 'Sözde Fethullah Hoca arşı' yer almaktadır. Beşinci, altıncı ve yedinci katmanlar örgütü yöneten katmanlardır. Altıncı ve yedinci katmandakilerinin örgütten kopmalarına kesinlikle izin verilmez. Altıncı katmandakiler örgüt liderinin bildiği ve takip ettiği hayati önemi haiz gördükleri hizmetleri yapan kişilerdir. Beşinci katmanda çok ... halde örgütten kopma olmuştur. Bu katmanda olup örgütten ayrılanlar takip edilerek etkisiz hale getirilmiştir. Dördüncü katman örgütü bir arada tutar ve alt katmandakilerin teftiş ve kontrolünü yapar. Hizmet denen işleri ise ilk üç katmandakiler yürütmektedir.
Şu hale göre; anılan örgüt yönünden, örgütün lideri Fetullah Gülen ile beşinci, altıncı ve yedinci katmanlarda yer alanların, bu cümleden olarak kıta imamı, ülke imamı, 'Türkiye imamı' ve 'bölge imamlarının', her halükarda örgütün üst düzey yöneticisi olduklarında kuşku yoktur. Ancak örgütü bir arada tutan ve alt katmanlardakilerin teftiş ve kontrolünü yapan dördüncü katman örgüt mensupları ile ilgili olarak, il ve ilçe sorumluları/imamları ile kamu kurumları imamlarının yönetici olup olmadıkları, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda, somut olayın özellikleri, bu kişilerin örgütün hiyerarşik yapısı içerisindeki konum ve görevleri, sorumluluk sahalarında sevk ve idare ettiği örgütsel fa...yetlerin örgütün amaç ve etkinliği bakımından önem ve yoğunluğu ile kontrol ettikleri kamu personelinin devletin güvenliği bakımından ifade ettiği stratejik değer de gözetilerek belirlenmelidir. Örgüt yöneticisinin mutlaka illegal fa...yetleri yönetmesi gerekmez. Örgütün amacına ve varlığının devamına katkı sunan sözde legal fa...yetleri sevk ve idare etmek de bu kapsamda değerlendirilmelidir.
Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 14.01.2019 tarih 2018/3259 E, 2019/207 Karar ve 06.02.2019 tarih 2018/5956 E, 2019/578 sayılı kararları da bu minvalde değerlendirmelere yer vermiştir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; dinlenen tanıkların beyanlarından ve dosyaya yansıyan deliller ve somut verilerden sanığın, fa...yetlerinin örgütün amaç ve etkinliği bakımından önem ve yoğunluğu, örgütün hiyerarşik yapısı içerisindeki konum ve görevleri, örgütün güttüğü amaç ve etkinliği bakımından hangi önemde olduğunun belirlenemediği, sanığın örgüt politikalarını belirleyen, tek ...ına emir ve t...mat veren bir konumda olduğunun da her türlü şüpheden uzak bir şekilde tespit edilemediği anlaşıldığından sanığın eylem ve fa...yetlerinin yoğunluğu da gözetilerek eylemlerinin örgüt üyeliği kapsamında kaldığı kanaatine ulaşılmıştır.
DAİREMİZİN ULAŞTIĞI SONUÇ
Yukarıda ayrı ...lıklar altında irdelenmiş bulunan tüm deliller birlikte ele alındığında;
Mesleğe hakim olarak göreve ...layan sanığın, sırası ile Sulakyurt Hakimliği, 19 Mayıs Hakimliği, Adalet Bakanlığı Tetkik Hakimliği, Personel Genel Müdür Yardımcılığı ve Müsteşar Yardımcılığı görevlerinde bulunduğu, 19.09.2008 tarihinde Danıştay üyesi seçildiği, Danıştayda üye olarak 08.10.2008 ile 13.02.2009 tarihleri arasında Üçüncü Dairede görev yaptığı, 13.02.2009 ile 25.02.2010 tarihlerinde Türkiye Adalet Akademisi ...kanı olarak görev yaptığı, 25.02.2010 tarihinde HSYK asil üyeliğine Adalet Akademisi kontenjanından seçildiği, HSYK üyeliği bittikten sonra 03.11.2014 ile 17.07.2016 tarihleri arasında Danıştay 2. Dairede görev yaptığı, Adalet Bakanlığı Bakanlık Müşaviri iken 29.10.2016 tarihli ve 79872 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 675 sayılı KHK ile ihraç edilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Sanık A.. H..'nin lise yıllarında örgüt ile tanıştığı, örgüt evlerinde kalıp, kamplarına katıldığı, stajını Ankara'da yaptığı sırada örgüt üyesi ... ile irtibatının bulunduğu, bu irtibatın askerlik ve mesleğin icrası sırasında da devam ettiği,
Örgüt liderinin 'hizmetten olanların önünü açın' yönündeki t...matı üzerine; B.. E.., İ.. O.. ve ...'ın, Adalet Bakanlığı Personel Genel Miidürlüğü'nde tetkik hakimi olarak çalışmaya ...lamalarından bir süre sonra sanığın da aynı birime tetkik hakimi olarak geldiği, Tetkik Hakimliği, Personel Genel Müdürlüğü Yardımcılığı ve Müsteşar Yardımcılığı görevinde bulunduğu; bu kişilerle birlikte M.. Ö.., ..., ... gibi birçok örgüt mensubunun görevlendirilmesine destek vererek örgütün Bakanlıktaki kadrolaşmasını sağladıkları, M.. Ö.. ile ...'ün 10.12.2001 tarihinde Personel Genel Müdürlüğüne tetkik hakimi olarak alınmasından hemen sonra yapılan sohbet adı altındaki örgütsel toplantılarına katıldığı, zaman zaman yardım adı altında örgüte para verdiği, 2007-2008 yıllarında örgüt mensuplarının üst sorumlusunun ... olduğu dönemde, Ankara Çukurambar semtinde B.. E.., ..., ..., ..., ..., ... ve ... gibi isimlerin de katılımı ile gerçekleştirilen örgütsel toplantılara katıldığı,
Sanığın, örgüt mensuplarının Bakanlık kadrolarına alınmasında ve bizzat katıldığı hakim savcı alımına ilişkin mülakatlarla örgütün mahrem yargı kadrolaşmasında önemli görevler üstlendiği, yine bu kapsamda 2006 yılından itibaren Adalet Akademisi yönetim kuruluna girdiği, 2008 yılında Danıştay üyeliğine, kısa bir süre sonra da Türkiye Adalet Akademisi ...kanlığına seçildiği, Akademi ...kanlığı yaptığı sırada yardımcılığını örgüt mensubu ...'ın yürüttüğü, Akademi Müdürlüğüne ...’nın getirilmesini sağladığı, müdür yardımcılığı ve hakim kadrosuna örgüt üyelerinin getirildiği, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile mücadele kapsamında Aına seçildiği, Akademi ...kanlığı yaptığı sırada yardımcılığını örgüt mensubu ...'ın yürüttüğü, Akademi Müdürlüğüne ...’nın getirilmesini sağladığı, müdür yardımcılığı ve hakim kadrosuna örgüt üyelerinin getirildiği, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile mücadele kapsamında Akademideki görevine son verilen kişilerin tamamına yakınının, örgüt mensubiyeti nedeniyle ihraç edilen kişilerden oluştuğu yine bu dönemde Akademide ders veren kişilerin de önemli oranda örgüt mensubiyeti olan kişilerden seçildiği, bu şekilde kadroların örgüt mensuplarından oluşturulması, eleman temini ve örgüt mensupları arasındaki dayanışmanın pekiştirilmesi noktasında aktif fa...yet yürüttüğü,
2010 yılı HSYK seçimlerinde, örgütün belirlediği strateji kapsamında seçim gezilerine katıldığı, HSYK'ye üye seçilen B.. E.., ..., ..., ..., ..., ..., ... ile birlikte kurul içerisinde fa...yet yürüttükleri, örgüt mensuplarının sahip oldukları sayısal çoğunluğun verdiği avantajları kullanarak HSYK Birinci Dairesinin ...kanlığına İ.. O.., 2. Daire ...kanlığına ...'in getirilmesini sağlayan ekipte yer aldığı, bu ekip tarafından kendisinin de 3. Daire ...kanlığına getirildiği,
HSYK üyesi olarak seçildikten sonra ... ve ... tarafından organize edilen örgütsel toplantılara katıldığı, Balyoz, Ergenekon gibi ülke gündemini meşgul eden davaların örgütün istem ve talepleri doğrultusunda sonuçlandırılması hususunda fa...yet yürütüldüğü,
Sanığın da içinde bulunduğu örgüt mensuplarının çoğunluğunu oluşturduğu HSYK tarafından, ağır ceza mahkemesi ...kanlığı, ...savcılık, adli yargı adalet komisyonu ...kanlığı makamlarına atama yapılırken, atanacaklar yönünden örgüt mensubiyetinin kriter alındığı, teftiş kurumu işletilmeyerek örgüt mensupları hakkındaki şikayetlerin işlemsiz bırakıldığı, örgüt mensubu olmayan yargı mensuplarının usulsüz şikayet dilekçeleri, ön yargı ile ...latılan teftişler sonrası verilen disiplin cezaları ile mağdur edildiği, FETÖ/PDY terör örgütü mensubu olmayan bir çok müfettişin, ...ka görevlere gönderildiği, yeni görevlendirilen müfettişlerin ekseriyatının örgüt mensuplarından oluşturulduğu,
HSYK 3. Daire ...kanı ve HSYK ...kanvekili olduğu dönemde, örgüt mensubu hakim savcılarla ilgili soruşturmalarda lehlerine oy kullandığı, 2014 yılı ...larında HSYK'de görev yapan örgüt mensubu tetkik hakimi ve müfettişlerin Kuruldan uzaklaştırılma konusu gündeme geldiğinde, Genel Kurul toplantılarına katılmadığı, Adli Kolluk Yönetmeliği ile ilgili HSYK Genel Kurulu kararına imza koyduğu, 26.12.2013 tarihli bu bildirinin İ.. O..'un nezaretinde ... ve ...'ün iştiraki ile hazırlandığı ve A.. H.. tarafından Genel Kurul gündemine alınıp yayınlanmasının sağlandığı,
HSYK 3. Dairesi'nin mesleğe kabul, teftiş, ihbar ve şikayetler hakkında karar vermek gibi çok sayıda önemli görevi yapması nedeniyle sanığa bütün yargı mensupları üzerinde önemli bir tasarruf alanı sağlandığı, sanığın bu şekilde örgütteki temin ettiği güç ve sadakati ölçüsünde yükselip elde ettiği statüsüne eşdeğer olacak şekilde kamusal bürokrasi de konumlandırılmak suretiyle bağımsız hareket kabiliyetine kavuşturulduğu, örgütsel yapı ile sanığın dahil olduğu karar süreçleri ve yürüttüğü fa...yetler nazara alındığında, sanığın verilen bu özel yetki ile örgüt adına görev icra ettiğinin anlaşıldığı,
2010 yılında yüksek yargıya üye belirlenmesi aşamasında, önce HSYK Genel Sekreteri ...'nın evinde, sonrasında HSYK üyesi ...'nin evinde, sanık ile birlikte tamamı hakkında FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye/yönetici olduğu iddiasıyla soruşturma ve kovuşturma bulunan İ.. O.., ..., ..., ..., ..., ..., ..., B.. E.., ... ve ... ile bu üyeler dışında HSYK üyesi olmayan ..., ..., ..., ..., ... ve ...'nin iştiraki ile gizliliğe en üst seviyede riayet edilmek suretiyle toplantılar yapıldığı, bu toplantılarda Yargıtay ve Danıştay'a seçilecek örgüt mensuplarının belirlendiği, belirlenen bu isimleri, 'seçilme yeterliliğine sahip hakim ve savcılar' olarak nitelendirerek, o tarih itibariyle kendileriyle birlikte hareket edeceklerini düşündükleri ancak FETÖ/PDY ile irtibatı olmayan Kurul üyelerine önceki toplantılardan hiçbir şekilde bahsetmeyerek seçimden kısa süre önce Ankara Hakimevinde yapılan toplantıda paylaştıkları, seçimlerin meşru zeminde gerçekleştirildiği algısını oluşturmak için, önce üyelik yeterliliğine sahip beş bine yakın hakim savcının ismi bulunan listelerin, yapılan Genel Kurul toplantısında üyelere dağıtıldığı, yüksek yargıdan gelen üyelerin verilen listelerden isimleri henüz işaretlediği sırada, sanığın içinde bulunduğu grubun hazır oy pusulaları ile sembolik olacak şekilde seçimi yaptıkları, böylece yüksek yargıya yeni üyelerin seçiminde olabildiğince örgüt mensubunu seçtirdikleri,
Böylelikle sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün içerisinde örgüt üyesi olarak mensubiyetini Adalet Bakanlığı, Türkiye Adalet Akademisi dönemlerinde ve HSYK üyesi olduğu dönemde de devam ettirdiği, görev süresince örgüt mensuplarının lehine olacak şekilde işlem ve işlemler yapılması hususunda örgütsel fa...yet yürüttüğü anlaşılmıştır.
Sanığın suçunu ikrarı, tanıklar beyanları, tutanaklar ile tüm dosyadaki deliller birlikte değerlendirildiğinde; eylemlerinde çeşitlilik ve yoğunluk bulunan sanığın, örgütün amacı, stratejisi devlet içinde özellikle yargıda ve HSYK içinde yapılanması ve fa...yetleri itibariyle ülke genelinde Devletin güvenliğine, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzene ve bu düzenin işleyişine yönelik cebir, şiddet ve ağır suç teşkil edecek şekilde vahamet arz eden olayları gerçekleştiren FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün hiyararşik yapı ve organik bütünlüğüne dahil olduğu ve üzerine atılı silahlı terör örgütü üyeliği suçunun bu h...yle sübut bulduğu hususunda tam bir vicdanı kanaate varılmıştır.
Sanığın etkin pişmanlığı ile ilgili değerlendirme
Sanık, 15 Temmuz 2016 tarihli FETÖ'cü darbe girişimi sonrasında hakkında ...latılan soruşturma kapsamında alınan ilk ifadesinde örgüt üyeliği suçlamasını reddetmiş, bilahare 03-04.11.2016 tarihinde kendi isteğiyle ifade vererek örgütün yapısı ve fa...yetleri hakkında önemli beyanlarda bulunmuştur.
5237 sayılı TCK'nun 'Etkin pişmanlık' ...lıklı 221. Maddesine göre;
'(1) Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu nedeniyle soruşturmaya ...lanmadan ve örgütün amacı doğrultusunda suç işlenmeden önce, örgütü dağıtan veya verdiği bilgilerle örgütün dağılmasını sağlayan kurucu veya yöneticiler hakkında cezaya hükmolunmaz.
(2) Örgüt üyesinin, örgütün fa...yeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeksizin, gönüllü olarak örgütten ayrıldığını ilgili makamlara bildirmesi h...nde, hakkında cezaya hükmolunmaz.
(3) Örgütün fa...yeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeden yakalanan örgüt üyesinin, pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermesi h...nde, hakkında cezaya hükmolunmaz.
(4) Suç işlemek amacıyla örgüt kuran, yöneten veya örgüte üye olan ya da üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen veya örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişinin, gönüllü olarak teslim olup, örgütün yapısı ve fa...yeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermesi h...nde, hakkında örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçundan dolayı cezaya hükmolunmaz. Kişinin bu bilgileri yakalandıktan sonra vermesi h...nde, hakkında bu suçtan dolayı verilecek cezada üçte birden dörtte üçe kadar indirim yapılır...'
Örgüt üyesi olduğu kabul edilen sanığın yakalandıktan sonra etkin pişmanlığa yönelik beyanda bulunması nedeniyle hakkında TCK'nın 221/4 maddesinin uygulanması söz konusudur. Yargıtay CGK'nın 27.03.2018 tarih 2017/16-1118 esas 2018/121 sayılı kararında belirtildiği üzere TCK’nn 221. maddesinin dördüncü fıkrasının;
Birinci cümlesinin uygulanabilmesi için;
1- Fail, örgütün kurucusu, yöneticisi, üyesi ya da örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen veya örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden olmalıdır,
2- Gönüllü olarak teslim olmalıdır,
3- Örgütün yapısı ve fa...yeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermelidir.
İkinci cümlesinin uygulanabilmesi için;
1- Fail, örgütün kurucusu, yöneticisi, üyesi ya da örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen veya örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden olmalıdır,
2- Yakalanmış olmalıdır,
3- Örgütün yapısı ve fa...yeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermelidir.
TCK'nın 221. maddesinin uygulanabilmesi için, etkin pişmanlık kurumunun doğası ve anılan madde ...lığının 'etkin pişmanlık' olması karşısında; failin pişman olması ön koşul niteliğindedir. Bu nedenle, TCK'nun 221. maddesinin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesinin uygulanması bakımından failin yalnızca maddi gerçeğin ortaya çıkması için yararlı bilgiler vermesi yeterli olmayıp bu pişmanlığını yargılamanın her aşamasında sürdürmesi, bu bağlamda pişmanlık duyarak örgütün yapısı çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgileri içeren ifadesini inkar etmemesi gerekir. Pişmanlık duyarak verdiği ifadeyi sonradan inkar eden kişinin o aşamada pişmanlığından söz edilemez.
Diğer taraftan, 'etkin pişmanlık' ...lıklı 221. maddenin üçüncü fıkrasında 'pişmanlık duyarak' ibaresi kullanıldığından, bu koşulun dördüncü fıkranın ikinci cümlesi bakımından aranmayacağı ileri sürülebilir ise de; Adalet Komisyonu raporunda da vurgulandığı üzere madde ...lığının, maddenin tüm fıkralarının yorumu bakımından ayrılmaz bir parça olması, üçüncü fıkranın uygulanma koşullarının, dördüncü fıkranın ikinci cümlesine göre daha ağır şartlara bağlı tutulması ve madde gerekçesinde belirtildiği üzere, dördüncü fıkranın, üçüncü fıkrada belirtilen nitelikte bilgi verme imkânından yoksun failler bakımından ihdas edilen bir düzenleme olması nazara alındığında, dördüncü fıkranın ikinci cümlesinin uygulanması bakımından, diğer koşulların yanı sıra failin pişmanlık duyması koşulunun da gerçekleşmesi gerekmektedir. ...ka bir deyişle, örgütlü suçluluğa ilişkin etkin pişmanlığı düzenleyen TCK'nun 221. maddesinde yer alan fıkraların her birinin uygulanabilmesi bakımından failin pişmanlık duyması ön koşul niteliğinde olduğundan, maddenin "pişmanlık duyarak" ibaresine yer verilmeyen fıkraları açısından da failin pişman olmasının gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır.
Bununla birlikte, yakalandıktan sonra örgütün yapısı ve fa...yeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi veren failin, vermiş olduğu bilgileri aşamalarda inkâr etmesi hâli, maddenin 'failin örgütten koparılıp tekrar topluma kazandırılması ve örgüt fa...yeti çerçevesinde tekrar suç işlemesinin önlenmesi' şeklinde belirtilen amacıyla bağdaşmamaktadır. Dolayısıyla, faillerin yakalandıktan sonra usule uygun olarak verdikleri ve maddi gerçeğin ortaya çıkarılması hususunda delil niteliği taşıyan itiraf içerikli beyanları hükme esas alınabilir ise de; bu beyanları sonradan reddeden faillerin pişmanlık duyduklarından söz edilemeyeceği, böylelikle maddede öngörülen amaca aykırı davrandıkları anlaşıldığından, haklarında TCK'nın 221. maddesinin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesinin uygulanma olanağı bulunmamaktadır.
Bu bilgiler ışığında sanığın etkin pişmanlık yönündeki beyanları ve ilk derece mahkemesi sıfatıyla Dairemizde yargılaması devam eden dosyalarda sanığın tanık sıfatıyla verdiği ifadelere bakıldığında, etkin pişmanlığının devam ettiği, tanık olarak dinlendiği dosyalarda da soruşturma aşamasında ifadesinde de benzer şekilde beyanda bulunduğu anlaşılmaktadır: (Dairemizde ilk derece mahkemesi sıfatıyla yargılaması yapılan 2017/14 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2017/15 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2017/16 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2017/19 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2017/21 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2017/24 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2017/26 esas sayılı sanık ...dosyasında, 2017/28 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2017/29 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2017/30 esas sayılı sanık ...dosyasında, 2017/31 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2017/32 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2017/33 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2017/34 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2017/35 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2017/37 esas sayılı sanık ... ... dosyasında, 2017/43 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2017/45 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2017/46 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2017/47 esas sayılı sanık ... Kır dosyasında, 2017/53 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2017/58 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2017/64 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2017/67 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2017/69 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2017/70 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2017/71 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2017/72 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2017/75 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2017/76 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2017/77 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2017/80 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2017/89 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2017/90 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2017/91 esas sayılı sanık ...dosyasında, 2017/98 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2017/99 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2017/100 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2017/102 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2017/103 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2017/105 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2017/106 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2017/107 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2017/108 esas sayılı sanık Şuayip ... dosyasında, 2017/111 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2017/112 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2017/116 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2017/117 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2017/121 esas sayılı sanık ... ... dosyasında, 2017/123 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2017/124 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2018/2 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2018/4 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2018/5 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2018/8 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2018/11 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2018/12 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2018/14 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2018/15 esas sayılı sanık ... ... dosyasında, 2018/17 esas sayılı sanık ... ... dosyasında, 2018/19 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2018/25 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2018/26 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2018/28 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2018/30 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2018/33 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2018/35 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2018/36 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2018/37 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2018/38 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2018/41 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2018/54 esas sayılı sanık İ.. O.. dosyasında, 2018/60 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2018/63 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2018/64 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2018/65 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2018/66 esas sayılı sanık ... dosyasında, 2018/71 esas sayılı sanık V.. B.. dosyasında, 2018/75 esas sayılı sanık M.. Ö.. dosyasında, 2019/2 esas sayılı sanık ... dosyasında ve 2019/5 esas sayılı sanık ... dosyasında verdiği ifadeler temyiz aşamasında denetlenebilmesi bakımından dosya arasına alınmıştır.)
Sanığın tanık sıfatıyla verdiği ifadelerde etkin pişmanlığının devam ettiği, soruşturma aşamasında 03-04.11.2016 tarihli ifadesine benzer şekilde ifadeler verdiği anlaşılmaktadır.
Sanığın yakalandıktan sonraki aşamalarda örgütün yapısı, mensupları ve örgüt fa...yeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili faydalı bilgiler vermesi, bu ifadelerini yargılama aşamasında da doğrulaması ve ifadelerinde adı geçen şahıslar hakkındaki dava dosyalarında da tanık olarak alınan ifadelerinde beyanlarını yinelemesi karşısında sanığın TCK'nın 221/4 son cümlesi maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükmünün üst sınırından faydalandırılması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Cezanın bireyselleştirilmesi
Sanığın, süreklilik, yoğunluk ve çeşitlilik gösteren ve sabit olan eylemine uyan, TCK'nın 314/2. maddesi gereğince, örgüt hiyerarşisi içerisindeki konumu, örgütte kaldığı süre ve kastının yoğunluğu, yargı içindeki görevi ve kullandığı kamu gücü de dikkate alındığında alt sınırdan uzaklaşarak cezalandırılmasına, cezasının 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 3. maddesi kapsamında yer alan terör suçu olması dikkate alınarak cezasının aynı Kanunun 5/1. maddesi gereğince yarı oranında artırılmasına, etkin pişmanlık göstererek itirafta bulunduğu ve örgütün yapısı ve fa...yetleri hakkında faydalı bilgiler verdiği anlaşıldığından 5237 sayılı TCK'nın 221/4 maddesinin son cümlesi gereğince verdiği bilgilerin mahiyeti ve etkin pişmanlık gösterdiği göz önüne alınarak takdiren cezasından 3/4 oranında indirim yapılmasına, yargılama sırasındaki davranışları, cezanın geleceği üzerinde olumlu etkileri olabileceği değerlendirilerek takdiren TCK'nın 62. maddesi uyarınca cezasından 1/6 oranında indirim yapılmasına karar verilmiştir.
15 Temmuz 2016 tarihli darbe teşebbüsü ile eylemlerinden bir kısmı, ülkemiz ve dünya barışı bakımından tehlikelilik durumu yukarıda izah edilen bir örgütün (FETÖ/PDY) mensubu olmakla sanığın da tehlikelilik durumunun ortaya çıktığı, sanığın örgüt tarafından yerleştirildiği kamu kurumlarının Adalet Bakanlığı, Türkiye Adalet Akademisi ve HSYK olduğu, silahlı terör örgütüne üye olan sanığın amaç ve saiki, örgütün güttüğü amaçla değerlendirilebileceğinden örgütün amaç ve saiki ilgili husus hükmün gerekçe kısmında açıklanmış olup örgütün özellikle gün yüzüne çıkan eylemleri nazara alındığında, örgüt hiyerarşisi içinde 'mahrem alan' kapsamında yer alan yargı mensubu olan sanığın, eğitim düzeyi, sahip olduğu sosyo-kültürel birikimi, yaptığı görev nedeniyle edindiği mesleki bilgi ve tecrübeleri ile örgütteki konumu itibarıyla bu oluşumun Devlet otoritesini ele geçirmeyi amaçlayan bir silahlı terör örgütü olduğunu bilebilecek durumda olduğu anlaşıldığından, sanık hakkında TCK'nın 30. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen hata hükmünün uygulanma imkanının da bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Sanık hakkında belirlenen hapis cezasının miktarı itibariyle yasal koşulları oluşmadığından TCK’nın 51. maddesinde düzenlenen erteleme, 50. maddesinde düzenlenen seçenek yaptırıma çevirme ve CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair hükümler uygulanmamıştır.
Sanık hakkında hükmolunan hapis cezasının yasal sonucu olarak TCK’nın 53/1. maddesinde yazılı güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına ve TCK’nın 58/9. maddesi gereğince mükerrerlere özgü infaz rejimi hükümlerinin uygulanmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." şeklindeki ifadelerle mahkumiyet kararının gerekçesi açıklanmış ve sanığın silahlı terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılmasına karar verilmiştir.
V) TEMYİZ:
Sanık müdafisi temyizinde özetle; kanunda açık hüküm olmasına rağmen gerekçeli kararda denetimli serbestliğin uygulanmasına ilişkin hüküm kurulmadığı, kabul şartları oluşmamasına rağmen iddianamenin iade edilmediği, iddianamenin kabulüne ilişkin kararın gerekçeli olarak verilmediği, iddianamenin CMK’nın 170. maddesine uygun olarak düzenlenmediği, soruşturma sırasında kanunun açık hükmüne rağmen lehe hiçbir delilin toplanmadığı, tensip kararı ile bilgi toplamak amacıyla birçok farklı kamu kurumuna müzekkere yazıldığı dikkate alındığında suçun sübutuna etki edecek aleyhe delillerin de tam olarak toplanmadığının ortada olduğu, iddianamede bazı maddi yanlışlıkların bulunduğu, ilk derece mahkemesince henüz esaslı hiçbir işlem yapılmadan iddianamenin kabulü kararından geri dönülerek belirtilen eksikliklerin tamamlanması için iddianamenin iadesine karar verilmesi yönündeki taleplerinin yeterli gerekçe gösterilmeden reddedildiği, soruşturma ve dava şartının gerçekleşmediği, zira 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 76 ila 82. maddelerine göre hem görevle ilgili suçlar hem de kişisel suçlarda soruşturma ve kovuşturma izni verilmesinin Danıştay ...kanlık Kurulunun yetkisinde olduğu, ayrıca bu işlemlerin Ankara Cumhuriyet ...savcılığı tarafından değil, Danıştay ...kanlık Kurulunca seçilen Soruşturma Kurulu tarafından yapılmasının gerektiği, bunun tek istisnasının ağır cezayı gerektiren suçüstü hâlinin varlığı olduğu, sanığın darbe girişimi ile bir bağlantısının olduğu iddia edilmediğine ve ayrıca evinde, iş yerinde ve arabasında yapılan aramada işlenen ya da işlenmekte olan suça dair tek bir delil elde edilmediğine göre ağır cezayı gerektiren suçüstü hâlinin varlığından bahsedilemeyeceği, bu nedenle Ankara Cumhuriyet ...savcılığının ...lattığı soruşturmanın yetkisizlik nedeniyle usulsüz olduğu, yine kovuşturma açılmasına karar verilmesinden sonra sanık hakkında gözaltı, arama, el koyma, tutuklama gibi kararların kovuşturma makamları tarafından verilmesi gerektiğinden Ankara Cumhuriyet ...savcılığı gibi sulh ceza hâkimliklerinin de bu konuda bir yetkisinin bulunmadığı, alınan tüm kararların açıkça hukuka aykırı olduğu, sanıkla ilgili suçlamaların ekserisinin HSYK'da görev yaptığı döneme ait olduğu, bu döneme ilişkin suçlamaların özel usule tabi olduğu ve 6087 sayılı HSYK Kanunu'nda öngörülen gerekli şartların yerine getirilmediği, 6087 sayılı HSYK Kanunu’nun HSYK üyeleri açısından CMK’ya göre uygulanması zorunlu özel kanun olduğu, Kanun'un 38. maddesine göre seçimle gelen üyelerin görevleriyle ilgili suçları ile kişisel suçları hakkında soruşturma ve kovuşturma izni verecek makamın, soruşturmayı yürütmek üzere soruşturma komisyonu seçip hazırlanan rapora gore nihai kararı verecek olan HSYK Genel Kurulu olduğu, bunun tek istisnasının ağır cezayı gerektiren suçüstü hâlinin varlığı olduğu, sanık hakkında ise ağır cezayı gerektiren suçüstü hâlinin varlığından bahsedilemeyeceği, AİHM'nin ...... .../Türkiye kararı dikkate alındığında toplanan delillerin kanunsuz yolla elde edildiğinin görüleceği, bu nedenle de Ankara Cumhuriyet ...savcılığının ...lattığı soruşturmanın yetkisizlik nedeniyle yok hükmünde olduğu, isnat edilen silahlı terör örgütüne üye olmak suçunun temadi eden suç niteliği bulunduğundan sanığın görevinden dolayı veya görevi sırasında da işlenebilen bir suç olduğu, dolayısıyla suçun kişisel suç olduğunun iddia edilmesinin hayatın olağan akışına ve mantık kurallarına aykırılık teşkil edeceği, sonuç olarak sanık hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasının bağlandığı şartın gerçeklemesinin sağlanması için HSYK'da görev yaptığı döneme ilişkin suçlamalar nedeniyle CMK’nın 223/3-8. maddesi gereğince durma kararı verilerek dosyanın HSK’ya gönderilmesi, kanunda açıkça düzenlenen prosedüre göre işlem yapılması ve işlemlerin gerçekleşmesinden sonra yargılamaya devam edilmesine karar verilmesi taleplerinin yeterli gerekçe gösterilmeden usul ve yasaya aykırı olarak reddedildiği, sanığın son görev yeri dikkate alınarak hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılması izne bağlı olup izin şartı gerçekleşmediğinden durma kararı verilerek dosyanın Danıştay ...kanlığına gönderilmesine ilişkin taleplerinin de reddedildiği, Danıştay üyeleri için özel kanun olan 2575 sayılı Kanun uyarınca isnat edilen suç görevle ilgili ise Yüce Divan sıfatıyla Al ve yasaya aykırı olarak reddedildiği, sanığın son görev yeri dikkate alınarak hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılması izne bağlı olup izin şartı gerçekleşmediğinden durma kararı verilerek dosyanın Danıştay ...kanlığına gönderilmesine ilişkin taleplerinin de reddedildiği, Danıştay üyeleri için özel kanun olan 2575 sayılı Kanun uyarınca isnat edilen suç görevle ilgili ise Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesi, kişisel suç ise Yargıtay Ceza Genel Kurulunun sanığın kanunen tabi olduğu mahkeme olduğu, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin sanığa isnat edilen suçun tarihinden 10 ay sonra çıkarılan 680 sayılı KHK ile görevlendirildiği, bu durumun Anayasa’nın 37. maddesinde düzenlenen tabii hâkim ilkesine ve AİHS’nin 6. maddesinde belirtilen kanunla kurulmuş mahkeme kuralına aykırı olduğu, yargılama mercisinin suçun işlendiği iddia edilen tarihten sonra olağanüstü hâl KHK’sı ile değiştirilmesinin Anayasa’nın 121. maddesine de açıkça aykırı olduğu, sanık HSYK'da görev aldığından 6087 sayılı HSYK Kanunu’nun 38. maddesine göre seçimle gelen üyeler hakkında kovuşturma izni verilmesi üzerine görevle ilgili suçlarda Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesine, kişisel suçlarda Yargıtay Ceza Genel Kuruluna dava açılacağı, buna göre davada işlendiği iddia edilen suçun görevle ilgili ise Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesinin, kişisel suç ise Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Anayasa’nın 37. maddesinde ifadesini bulan kanunen tabi olunan mahkeme olduğu, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin ise Anayasa’nın 37. maddesinin açıkça yasakladığı kanunen tabi olunan mahkemeden ...ka bir merci önüne çıkarılma sonucunu doğuran yargı yetkisine sahip olağanüstü yargısal merci olduğu, yargılama mercisinin suç tarihinden sonra değiştirilmesinin yanında bu merciye yetkinin kanunla değil, olağanüstü hâl KHK’sı ile verildiği, 15 Temmuz sonrası soruşturma ve yargılama makamları, gözaltı süreleri, arama ve el koymaya dair usuller, infaz rejimi gibi adil yargılanma hakkı ile sıkı sıkıya bağlı olan ve temel yasa ile düzenlenen pek çok konunun olağanüstü hal KHK’sı ile şüpheliler aleyhine sonuç doğuracak şekilde değiştirildiği, savunma hakkı ve dosyaya erişim konusunda da silahların eşitliği ilkesine aykırı değişikliklerin yine OHAL KHK’sı ile yapıldığı, bu şartlar altında AİHS’nin 6. maddesinde düzenlenen kanunla kurulmuş, tarafsız ve bağımsız bir mahkeme tarafından yapılan hakkaniyete uygun bir yargılamadan değil, olağanüstü hâl şartlarında OHAL KHK’sı ile yetkilendirilen ve olağanüstü yargılama usulleri uygulanmak suretiyle yürütülen bir süreçten bahsedilebileceği, bu durumun da AİHS’nin öngördüğü adil yargılanma standartına açıkça aykırı olduğu, silahlı terör örgütü üyeliği/yöneticiliği suçunun kişisel suç olduğu belirtilerek dava Yargıtay 9. Ceza Dairesine açılmış ise de iddianamede FETÖ’nün hiyerarşik yapısına dahil olduğu, sıkı bir disiplinle örgütün stratejisi ve amacına uygun hareket ettiğinden bahsedildiği, bunun ise görevden kaynaklanan bir suçu tarif ettiği, isnat edilen eylemler görev nedeniyle, görev sırasında ve görevden kaynaklanan, görevin sağladığı avantaj ve kolaylıkla yapılması mümkün fiiller olduğundan yargılamanın Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesinde yapılmasının gerektiği, bu nedenle görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli merciye gönderilmesini talep ettikleri, ancak bu taleplerinin de gerekçesiz olarak reddedildiği, soruşturma ve kovuşturma sürecinde adil yargılanma hakkının ihlal edildiği, soruşturma ve kovuşturma izni olmadan sürecin ...latılması, soruşturma mercisinin yetkisiz olması, arama, el koyma, gözaltı kararlarını veren makamların ve tutukluluğa hükmeden hâkimliğin yetkisiz olması, suçüstü hâli olmadan gözaltı kararı verilmesi, gözaltı ve adliye sürecinde kötü muamele yasağına ve masumiyet karinesine aykırı uygulamalar yapılması, tutukluluk kararı ve uzatma kararlarının somut bir delile dayanmaması, istisna olması gereken tutukluluğun genel kural olarak uygulanması, hukuka aykırı ve yasak sorgu yöntemleriyle delil toplanması, bu delillerin sulh ceza hâkimleri tarafından dikkate alınmasına karşın savunma hakkı kapsamında kendilerine tebliğ edilmemesi, bu duruma OHAL KHK’ları ile getirilen ve en temel hakları alabildiğine kısıtlayan kuralların gerekçe yapılması, bu yolla savunma hakkı, silahladelillerin sulh ceza hâkimleri tarafından dikkate alınmasına karşın savunma hakkı kapsamında kendilerine tebliğ edilmemesi, bu duruma OHAL KHK’ları ile getirilen ve en temel hakları alabildiğine kısıtlayan kuralların gerekçe yapılması, bu yolla savunma hakkı, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edilmesi, kısıtlılık ve gizlilik kararları nedeniyle dosya içeriğine ulaşılamaması nedeniyle aleni yargılama ve savunma hakkının ihlal edilmesi, cezaevlerinde avukatla görüşmelerin bir memur huzurunda yapılması, bu görüşmelerin izlenmesi, savunma hakkı kapsamında avukata teslim edilen ve avukat tarafından verilen her türlü yazı ve belgenin cezaevi yönetimi tarafından incelenmesi, mesleki ve savunmada kullanılacak hukuk ve mevzuat kitapları dahil üçten fazla kitaba izin verilmemesi, bilgis..., internet ve mevzuata erişim izni olmaması gibi savunma hakkının özüne dokunacak ihlaller yapılması, masumiyet karinesine aykırı olarak ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ve hücre cezası alanlara dair infaz hükümlerinin tutuklulukta uygulanması, hâkimlerin tekli hücrelerde ve tecrit ortamında tutulması, 668 sayılı KHK hükmü gerekçe gösterilerek hem sulh ceza hâkimlikleri hem de Yargıtay tarafından duruşma açılmadan dosya üzerinden tutukluluğun uzatılmasına karar verilmesi, bu hâliyle yüz yüzelik ilkesinin ihlal edilmesi, uzatma kararları öncesinde savcılığın talebi alınırken bu talebin kendilerine tebliğ edilip bu hususta söz hakkı tanınmaması, uzatma kararını veren hâkim tarafından tezlerinin ve argümanlarının yazılı ya da sözlü olarak hiçbir şekilde dikkate alınmaması, AİHM’nin tutukluluk konusundaki içtihadı birleştirme kararı olan Temmuz 2016 tarihli Buadjhl-Moldova kararında ve Yargıtayın Ergenekon bozma kararında açıkça kanunda yazan soyut, matbu, klişe ve basmakalıp ifadelerin gerekçe yükümlülüğünü karşılamayacağı, bu yazılanların tümü açısından kişiselleştirme yapılması gerektiği açıkça belirtilmesine, aksine bir tutumun ihlal ve bozma nedeni kabul edilmesine karşın Yargıtay Daireleri tarafından verilenler dahil tüm tutukluluğun uzatılmasına ve bu kararlara yapılan itirazın reddine ilişkin kararların aynı şablon ifadelerle verilmesi, itiraz dilekçelerindeki hiçbir hususun anılan kararlarda karşılanmaması, suçun işlendiği iddia edilen tarihten sonra Anayasa’nın 37. maddesindeki doğal ve kanuni hâkim ilkesine ve AİHS’nin 6. maddesindeki kanunla kurulmuş mahkeme ilkesine aykırı olarak soruşturma, tutuklama ve yargılama makamlarının OHAL KHK’sı ile değiştirilmesi, OHAL atmosferinde “Olağanüstü Hal Yargılaması” mant...tesiyle soruşturma usullerinin, delil elde etme yöntemlerinin, delil standartlarının ve yargısal içtihatların değiştirilmesi, daha önce rastlanmamış nevi şahsına münhasır bir terör örgütü bulunduğu ön kabulü ile kanunda belirlenen örgüt ve örgüt üyeliği tanımlarının hukuki güvenlik, belirlilik ve öngörülebilirlik ilkelerine aykırı olarak alabildiğine genişletilmesi suretiyle Yargıtay ...kanının ifadesiyle “80 milyonluk ülkede 6 milyon dokuz yüz bin” şüpheli meydana getirilmesi, ...kalarının işlediği darbe girişimi gibi fiiller nedeniyle kolektif sorumluluk anlayışı içinde bu suçla hiç ilgisi olmayan, terörün ve şiddetin hiçbir biçimini kim tarafından yapılırsa yapılsın desteklemesi, benimsemesi ve sempati duyması mümkün olmayan sanığın uzun süre tutuklu olarak tutulması, bu durumun suç ve cezaların şahsiliği ve kanuniliği ilkelerine aykırı olması, bir grubun ya da hareketin silahlı terör örgütü olduğunun ancak kesinleşmiş bir mahkeme kararı ile belirlenmesi gerekirken, kronolojik olarak bir tarih saptamadan bir cemaatin ilk kurulduğu günden itibaren terör örgütü ilan edilmesi, bu suretle 50 yıllık bir dönemde herhangi bir şekilde yolu cemaatin herhangi bir kurumu ya da cemaatle iltisaklı kişiyle kesiştiği düşünülen bazı insanlar terör soruşturmasına tabi tutulurken aynı ya da benzer delil durumu üzerinden ...kalarının bu soruşturmalardan muaf tutulması, Avrupa Konseyi ve Venedik Komisyonu tarafından 15 Temmuz darbe girişimi tarihinin baz alınması gerektiği belirtilmesine karşın hem tarih hem de kriter belirlenmemesi, bu nedenle “ayrımcı adalet” denilen, birileri soruşturulurken ...kalarına dokunulmadığı gibi bir algının ortaya çıkması, AİHM kararlarında belirtilen “adaletin sadece yerine gelmesi yetmez, adaletin tecelli ettiğinin kamuoyu tarafından da kabul edilmesi, böyle algılanması gerekir” ilkesinin ihlal edilmesi gibi pek çok nedenle sürecin pek çok ilke yönünden adil yargılanma hakkına aykırılık taşıdığı, yasadaki tanım dikkate alındığında temadi eden suç tanımlaması yapılarak terör örgütü yöneticiliği için de suçüstü hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığı, gözaltı ve yakalama kararının savcılıkça verilmesinin kanuna açıkça aykırılık teşkil ettiği, sonradan yürürlüğe giren KHK'nın eski tarihli işlemi hukuka uygun hâle getirmeyeceği, bu nedenle hâkim kararı olmadan verilen yakalama kararının yok hükmünde olduğu, sanığın gözaltında nezarethanede sağlıksız koşullarda bekletildiği, Cumhuriyet savcısına ifade vermeden önce sanığa avukatı ile görüşme ve ifadeye hazırlık yapma imkanı verilmediği, yorgun, aç, uykusuz ve psikolojik olarak yıpranmış bir şekilde ifadesinin alındığı, gizlilik kararı gerekçe gösterilerek hiçbir bilgi, belge ve delil gösterilmeden suçlamada bulunulduğu, sanıktan aleyhine olan hiçbir delil gösterilmeden, somut olarak hangi suçun neden isnat edildiği açıklanmadan, adliye koridorlarında yaklaşık 24 saat aç, susuz ve uykusuz bekletildikten sonra savunma yapmasının istendiği, aradan geçen 4 ay içinde her ay tutukluluğun devamına ve yapılan itirazlar ile tahliye taleplerinin reddine karar verildiği, kararı veren sulh ceza hâkimliği değişse de gerekçenin hiç değişmediği, kanunda yazılı şablon, matbu, klişe ve soyut ifadelerin tutukluluk için gerekçe olarak sunulduğu, o tarihlerde dosyada bir delilin olmadığı, sanık aleyhine olan ve delil olarak dosyaya konulan şüpheli ve tanık ifadeleri ile HTS an...z raporlarının tutuklama tarihinden çok sonra soruşturma dosyasına girdiği, dolayısıyla ilk tutukluluk kararı somut bir delile dayanmadığından bu kararın üzerine bina edilen sonraki tüm uzatma kararlarının da hukuksuz olduğu, Ankara Cumhuriyet ...savcılığı tarafından daha 15 Temmuz kalkışması devam ederken darbe girişimine katılan askerlerden önce hâkim ve savcılar hakkında gözaltı kararı verildiği, buna karşın iki buçuk yıl sonra davanın açıldığı, yargılamayı yapan Daire tarafından verilen ara kararlar da dikkate alındığında soruşturma sırasında gerekli bilgi ve belgelerin yeterince toplanmadan fezleke düzenlendiğinin anlaşıldığı, bu hâliyle ...savcılığın makul süre içinde soruşturmayı tamamlayamadığının görüldüğü, soruşturma boyunca gizlilik ve kısıtlılık kararları nedeniyle dosyaya erişmelerinin mümkün olmadığı, iddia makamı tarafından devletin güvenlik ve istihbarat birimleri ...ta olmak üzere her kurumdan bilgi ve belge temin edilerek tutukluluk kararlarına imza atan hâkimlerin hukuki görüşünü ve vicdani kanaatini etkilemek amacıyla dosyaya sunulurken, savunma tarafına hiçbir delilin verilmediği ve dosya içeriğinin gösterilmediği, bu bilgi ve belgelerin iki buçuk yıla varan sürelerle kendilerine verilmemesinin silahların eşitliği ilkesine ve savunma hakkına aykırılık teşkil ettiği, 3-4 Kasım 2016 tarihlerinde etkin pişmanlık kapsamında sanığın Cumhuriyet savcılığına verdiği ifadenin basınla paylaşılması suretiyle hakkında iddianame dahi düzenlenmeden tüm kamuoyu önünde suçlu ilan edilerek masumiyet karinesinin ihlal edildiği, sanığın HSYK’da görev yaptığı dönemde bazı kararlara muh...f kalıp HSYK Genel Kurulunda Adli Kolluk Yönetmeliğine ilişkin Genel Kurul kararına imza attığı, yine HSYK Kanunu'nun değişikliğine ilişkin hazırlanan metni imzal...ak Türkiye Büyük Millet Meclisine ve basına gönderdiği, her ne kadar yapılan bu işlemler sanığın bugünkü düşüncesine göre FETÖ/PDY terör örgütünün işine yaramışsa da o tarihte bu kasıtla hareket etmediği, bu yöndeki iddialar ile sanığın ifade hürriyetinin ihlal edildiği, Ankara Cumhuriyet ...savcılığının sanığın Danıştay üyesi olması hasebiyle hakkında yakalama, gözaltı ve tutuklama kararları belli şekil şartlarına tabi olduğundan bu şartları aşabilmek için TCK'nın 309. maddesinden işlem yaparak usul şartlarını aştığı, bu uygulamanın ise hukuka aykırı olduğu, iddianamede yöneltilen suçlamaların büyük bölümünün sanığın HSYK’da görev yaptığı 2010-2014 yılları arasındaki süreyi kapsadığı, sanığın HSYK’daki görevinin sona erdiği 24 Ekim 2014 tarihinden önceki tüm eylemleriyle ilgili soruşturma ve kovuşturma usulünün 6087 sayılı Kanun'un 38. maddesine uygun yapılmasının gerektiği, Ankara Cumhuriyet ...savcılığınca yapılan arama, yakalama, gözaltı kararları ile sulh ceza hâkimliğince verilen tutuklama ve tutukluluğun devamı ile ev hapsi kararlarının tamamının hukuka aykırı olduğu, bu kararların dayanağı olarak ileri sürülen CMK'nın 161/8. maddesinin uygulanmasının Anayasa'nın 159. maddesine ve 6087 sayılı Kanun'a aykırı olduğu, HSYK üyesinin HSYK Kanunu’nun 38. maddesi gereğince işlediği suçun kişisel veya görev suçu olduğunu nitelendirecek ilk inceleme yerinin HSYK Genel Kurulu olduğu, kişisel suç olduğu kanaatine varırsa ağır cezayı gerektiren suçüstü h... olup olmadığına bakacak ve bundan sonra soruşturma usulüne karar verecek olanın da HSYK Genel Kurulu olduğu, ancak sanık hakkında bu usulün işletilmemiş olmasının hukuk devletine, hukuki güvence ve AİHS’nin 6. maddesindeki mahkemelerin bağımsızlığı ve tarafsızlığı ilkelerine aykırılık teşkil ettiği, suçun temadi eden bir suç olması ile suçüstü hâlinin gerçekleşmesinin ayrı müesseseler olduğu, Ankara Cumhuriyet ...savcılığının temadi eden suç ile suçüstü hâlini karıştırdığı, sanığın Bakanlık döneminde katıldığı sohbetlerde hiyerarşik yapılanmanın bulunmadığı, sohbet abisi, cemaatten gelen t...mat veya talep olmadığı, bu toplanmaların dini konuların konuşulduğu sohbet programı niteliğinde olduğu, HSYK döneminde katıldığı Genel Sekreter ... tarafından düzenlenen sohbetlerde Kurul üyelerinin bir kısmının bir araya geldiği, burada yine dini konuların ve Fetullah Gülen cemaatinin hizmetlerinden de bahsedildiği, sanığın şu anki kanaatine göre bunların katılanları bir arada tutabilmek ve aralarında güçlü bir bağ kurabilmek amacıyla yapılan sohbetler olduğu, bu şekildeki bir araya gelmelere örgütsel gizli toplantı adını vermenin hukuku zorlamak olduğu, ayrıca Yargıtay ve Danıştay üyeliği seçimiyle ilgili HSYK Genel Sekreteri ...'nın evinde yapılan görüşmenin tüm Kurul üyelerine açıklanmadığı, ancak dönemin Adalet Bakanı Müsteşarı ...'a hem görüşme öncesinde hem de sonrasında detaylı bilgi verildiği ve onun da teşvikiyle görüşmelere İ.. O.. ve B.. E..'le birlikte sanığın da katıldığı, devletin Anayasal nizamını cebir ve şiddet kullanarak silah zoruyla değiştirmeyi amaçlayan bir terör örgütü olduğunu sanığın bildiği, bu amacı benimsediği, terör ve suç sayılan eylemleri yerine getirmek için iradesini örgüt hiyerarşisine teslim ettiği, emir ve t...matları sorgulamadan tam bir teslimiyet duygusu ile yerine getirdiği iddialarının hukuken ispata muhtaç, toptancı bir ön yargı ve peşin hükümden ...ka bir şey olmadığı, ön kabul ve peşin hükümlerle terör örgütünün varlığını tespit eden bir yargı kararının olmadığı bir dönemde, üstelik devletin her kademesinden yetkililerin de desteğini alan bir hareketle o dönemde kurulan beşeri ilişkilerin bugün terör eylemi olarak lanse edildiği, özel kastın varlığı tespit edilmeden kişilerin taksir, hata, yanılma, aldatılma gibi nedenlerle işlemiş olabileceği fiillerin örgüt üyeliği/yöneticiliği olarak krimin...ze edildiği, bu durumun ise hukuka açıkça aykırı olduğu, Yargıtay Cumhuriyet ...savcılığının temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü sanığın terör örgütü yöneticisi olduğuna dair suçlamayı da kabul etmedikleri, sanığın Ergenekon ve Balyoz gibi davalarda soruşturma veya kovuşturmayı sürdüren hâkim ve savcılara ilişkin şikayet dilekçelerine ilişkin olarak çoğunlukla soruşturma açılmaması yönünde kullandığı oylar ile FETÖ’cü Kurul üyelerinin ısrarıyla Yargıtay ve Danıştay üyeliği seçimlerinde şu an FETÖ/PDY terör örgütü üyeliği veya yöneticiliği suçlamasıyla haklarında soruşturma açılan kişilere yüksek yargı üyeliği seçimlerinde oy vermesine ilişkin suçlamaların darbe teşebbüsünden yıllar önce yapılan eylemler olduğu, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 26/09/2017 tarihli ve 2017/16.MD-956 sayılı kararı gereği dini bir kült, ardından da terör örgütü hâline dönü... FETÖ/PDY'nin ...langıçta bir ahlak ve eğitim hareketi olarak ortaya çıkması ve genellikle böyle algılanması, örgütün gayrimeşru amaçlarını gizleyip alenen krimin...ze olmamaya çalışması ve örgütün kurucusu ve yöneticisi Fethullah Gülen hakkında Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesince verilen beraat kararının onanarak kesinleşmesi karşısında özellikle örgütün sözde meşruiyet vitrini olarak kullanılan diğer katlardaki örgüt mensupları tarafından bilinip bilinmediğinin olaysal olarak TCK'nın 30. maddesi kapsamında değerlendirilmesinin gerektiği, temel cezanın alt sınırdan uzaklaşarak belirlenmesine ilişkin değerlendirmenin hukukun temel ilkelerine, Yargıtayın yerleşik içtihatlarına ve hakkaniyete aykırılık arz ettiği, ilk derece mahkemesinin silahlı örgüt üyeliği suçunda mükerrer değerlendirme yasağına aykırı davranarak suçun unsuru olan ve kişiyi örgüt üyesi boyutuna taşıdığı kabul edilen fa...yetleri ayrıca teşdit gerekçesi olarak değerlendirdiği, her ne kadar sanık FETÖ/PDY Terör Örgütü ile irtibat ve iltisakı olduğunu beyan etmişse de örgütün tüm toplum ve siyasi çevrelerce, hatta örgüte yakınlığı olan kişilerce bile Fethullah Gülen Cemaati olarak bilinmekte olduğu, örgütle bağlantısı olmasına rağmen sanığın hayatının hiçbir döneminde iradesini kayıtsız ve şartsız hiç kimseye, hiçbir yapı ya da örgüte teslim etmediği, hayır için yapıldığı düşünülen eylemlerin yapıldıkları dönemde bir örgüt tespitinin bulunmadığı, devletin her kurumunun bu yapıyı dini bir cemaat olarak kabul ettiği göz ardı edilerek yıllar sonra terör örgütü olduğuna karar verilen yapıyla olan bağ ya da ilişkilerinin geçmişe yürür bir şekilde cezalandırılmasının hak ve adaletle bağdaştırılamayacağı, gerek sanığın ifadelerinden gerekse tanık ifadeleri ile dosyadaki bilgi ve belgelerden de anlaşıldığı üzere örgüt tarafından sanığa ev imamlığı, devre imamlığı gibi en alt yöneticilikler de dahil olmak üzere hiçbir yöneticilik verilmediği, örgüt içerisinde kendisine güvenilmediği ve tam olarak kendilerinden de sayılmadığı, sanığın cemaatle olan münasebetinde terör örgütü üyeliği şeklinde bir amaç ve iradesinin olmadığı, bu grupla ilişkisini bir sosyal dayanışma şeklinde gördüğü, bu yapının darbeyi amaçladığını asla bilmediğinin dosya kapsamından da açık olarak anlaşıldığı, duruşmada dinlenen tanıkların sanık için FETÖ'cü diyemeyeceklerini, sanığın önceki yıllarda cemaat olarak adlandırılan bu yapıya ancak sempati duyduğunu, ilgili, irtibatlı veya iltisaklı olabileceğini belirttikleri, duruşmada dinlenmeyen, sanığın tanımadığı ve hangi amaca matuf o şekilde ifade verdiklerini anlamadığı bir kısım kişilerin ifadelerine dayanarak sanık hakkında Yargıtay savcısının örgüt yöneticiliği iddiasında bulunmasının usule uygun olmadığı, duruşmada dinlenmeyen tanık beyanlarının karara esas alınamayacağı, sanığın 1977 yılında lise öğrencisi iken örgütle tanıştığının doğru olduğu, sanığın da etkin pişmanlık kapsamında ...mi bir şekilde bu hususu anlattığı, ancak sanığın B.. E.., İ.. O.. ve ... ile yakın dönemlerde Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğüne geldiği iddiasının doğru olmadığı, bahsedilen kişilerden bir yıl sonra örgütün haberi dahi olmadan Adalet Bakanlığına geldiği, Adalet Bakanlığında görev yaptığı süre içinde sadece M.. Ö.. ve ... için referans olduğu, bunların dışında Yargıtay savcılığının temyiz dilekçesinde ismi geçen örgüt mensuplarının Bakanlıkta kadrolaşmasını sağlamadığı, Bakanlıkta çalıştığı dönemde kararname ve müstemir yetki gibi birimlerde hiçbir zaman görev almadığı, 1997-2008 yılları arasında zaman zaman sohbet diye adlandırılan görüşmelere katıldığını sanığın kendisinin de ifade ettiği, sanığın anlatılan somut olaylar üzerine bu yapıya para verdiği, ancak bu paraları bir hayır işi olarak gördüğü ve o tarih itibarıyla bu yapının bir sivil toplum örgütü olduğu, eğitim ve sağlık alanında güzel ve hayırlı işler yaptıkları düşüncesiyle bu şekilde davrandığını da anlattığı, sohbet toplantılarında düzenli olarak aidat, himmet adı altında para ödemediği, sanığın savunmalarında da belirttiği gibi Çukurambar'da bir eve ...'ın daveti üzerine bir kez gittiği, ... isimli şahısla hiçbir zaman karşılaşmadığı, bu şahsı ismen dahi tanımadığı, sanığın katıldığı hâkim ve savcı adaylığı mülakatlarında mesleğe kabul edilen ve 15 Temmuz 2016 tarihli darbe girişimden sonra haklarında soruşturma açılan bu yapıya mensup olan kişilerin oranı ile kendisinden önceki ve sonraki mülakatlarda alınan bu yapıya mensup kişilerin oranının birbirine yakın olduğu, sanığın özellikle bu yapıya mensup insanların mesleğe alınması için bir gayret göstermediği, 2008-2010 tarihleri arasında Türkiye Adalet Akademisi ...kanı olarak görev yaptığı, burada göreve ...ladığında ...'ın Adalet Akademisi Eğitim Merkezi Müdürü, ...'nın ise Akademi Eğitim Merkezi Müdür Yardımcısı olarak görev yaptıkları, sanığın ...kan olduğu dönemde ...'ın Akademi ...kan Yardımcılığına, ...'nın ise Eğitim Merkezi Müdürlüğüne atandığı, yapılan bu atamaların sıralı atamalar olduğu, o dönemde Adalet Akademisine atanan hakimlerin Adalet Bakanlığı müsteşarı ...'ın daha önce Adalet Bakanlığında görevlendzi Müdür Yardımcısı olarak görev yaptıkları, sanığın ...kan olduğu dönemde ...'ın Akademi ...kan Yardımcılığına, ...'nın ise Eğitim Merkezi Müdürlüğüne atandığı, yapılan bu atamaların sıralı atamalar olduğu, o dönemde Adalet Akademisine atanan hakimlerin Adalet Bakanlığı müsteşarı ...'ın daha önce Adalet Bakanlığında görevlendirdiği ve bir müddet gözlemledikten sonra önerdiği isimlerden oluştuğu, sanığın bu kişilerin bahse konu yapıya mensup olup olmadıklarına dair herhangi bir fikre sahip olmadığı, sanığın Adalet Akademisi Yönetim Kurulunca belirlenen derse girecek öğretim görevlilerinin isimlerini Yargıtay ve Danıştay ...kanlarına sunduğu, tavsiyeleri üzerine yapılan değişiklikleri tekrar Akademi Yönetim Kuruluna götürüp ek kararlar alarak Yüksek Yargı ...kanlarının tavsiyelerini uyguladığı, 2010 yılında yapılan Anayasa değişikliğinden sonra Adalet Bakanlığınca HSYK adaylarının belirlenmesine ilişkin görüşmelere Müsteşar ...'ın daveti üzerine sanığın birkaç kez katıldığı, bu görüşmelerde belirlenen taslak listeyi gördüğünde Müsteşara "Listede Karadenizli aday yok, Karadenizli hakim ve savcıların da oyunu almak istiyorsanız Karadenizli aday koymalısınız" dediği, bunun dışında HSYK adaylarının belirlenmesinde herhangi bir dahlinin olmadığı, ...'ın HSYK'ya Adalet Akademisinden de bir aday koyulması yönündeki açıklaması üzerine önerilen isim yerine Eğitim Merkezi Müdürü olan ...'yı, adı geçenin adaylar tarafından daha çok sevildiğini ve daha fazla oy alabileceğini söyleyerek tavsiye ettiği, sanığın HSYK adaylarının belirlenmesinde katkısının bundan ibaret olduğu, 2010 yılı HSYK adaylarının seçim gezilerine o zamanın Adalet Bakanının isteği üzerine kısmen katıldığı, Karadenizli olması nedeniyle İ.. O..'un yaptığı Karadeniz bölgesindeki çalışmalarında İ.. O..'a refakat ettiği, ayrıca Edirne hâkimi iken aday gösterilen...'ı ziyaret ettiği, bunun dışında HSYK seçimine ilişkin ...ka bir fa...yete katılmadığı, HSYK üyelerinin görevlendirilmelerinin sanığın inisiyatifinde olmadığı, bunun Adalet Bakanı, Müsteşar ve Kurul üyelerinin arasında sağlanan uzlaşma sonrası Genel Kurulda yapılan oylama ile belirlendiği, kimin hangi Dairede görevlendirileceğine ilişkin özel bir çalışması yapılmadığı, sanığın HSYK Genel Sekreteri ...'nın evinde Yargıtay ve Danıştay üyelik seçimi ile ilgili yapılan görüşmeleri ve bunun devamında yapılan seçimlere ilişkin hususları gerek esasa ilişkin savunmasında gerekse Ankara Cumhuriyet ...savcılığında etkin pişmanlık kapsamında 04-05 Kasım 2016 tarihli ifadesinde detaylı olarak anlattığı, bu toplantıya gitmeden önce Adalet Bakanı Müsteşarını bilgilendirdiği ve sonucunda da İ.. O.. ve B.. E.. ile birlikte yine Müsteşara bilgi verdiği, bu görüşmenin gizli yapılan bir örgüt toplantısı olarak nitelendirilmesinin gerçeği yansıtmadığı, 2010 HSYK'sı döneminde ağır ceza mahkemesi ...kanlığı, ...savcılık ve komisyon ...kanlığı makamlarına atamaları HSYK 1. Dairesinin yaptığı, sanığın ise 3. Dairenin ...kanı olduğu, ...kan Vekilliği görevinin temsili bir görev niteliği taşıdığı, sanığın yapılan bu atamalara ilişkin bir görev ve yetkisinin bulunmadığı, dolayısıyla bu atamalardan sorumlu tutulamayacağı, dosyaya sundukları HSYK 3. Dairesinin kararlarında da görüleceği üzere İstanbul Adliyesinde görev yapan FETÖ/PDY terör örgütü üyeliği veya yöneticiliğinden haklarında soruşturma açılan ...ta ..., ..., ... ve ... gibi birçok kişi hakkında sanığın soruşturma izni verilmesi yönünde oy kullanmış olduğu, 2014 yılında HSYK'daki görevinin tamamlanmasından sonra bu örgütle ilişkisini tamamen kestiği, iddianame tanığı V.. B..'ın ifadesinde 2014 yılı Ekim ayından, yani sanığın Danıştayda göreve ...lamasından sonra örgüt toplantıları için sanığın evine iki kez gittiklerini ancak sanığın kendilerine bu görüşmeyi yapmak için fırsat vermediğini, gelenlere müzik dinlettiğini ve soğuk davrandığını, bu yapıyı ağır bir şekilde eleştirdiğini ifade ettiği, sanığın 2014 yılı Ekim ayından sonra bu yapıyla bütün irtibatını tamamen keserek onlardan uzaklaştığı, hatta cezaevinde bulunduğu dönemde M.. Ö..'i ve V.. B..'ı etkin pişmanlıktan yararlanmaları yönünde teşvik ettiği, 2014 yılında yapılan HSYK seçimlerinde bu örgüt lehine hiçbir çalışmaya katılmadığı, hiç kimseyi örgüte mensup adaylara oy vermesi için aramadığı, hatta seçimden çok önce HSYK'da görev yaptığı dönemde ortamı daha fazla germemek adına yapının bu seçimlerde aday çıkartmaması gerektiğini söylediği, HSYK'da görev alan tetkik hâkimlerinin gönderilmesine ilişkin olarak yapılan Genel Kurul toplantısına sanığın sağlık sebeplerinden ötürü katılamadığı, sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma kriterlerini dahi sağlamazken savcılığın temyiz dilekçesinde bahsettiği yöneticilik iddiasının gerçeği yansıtmadığı, yapmış olduğu görevlerin önem ve derecesinin sanığın FETÖ yapılanması içinde yönetici konumunda olmasını gerektirmediği, sanığın 17-25 Aralık olayları sonrasında HSYK'da bu yapıya mensup birçok kişi hakkında soruşturma ...lattığı, 30 ilde usulsüz dinlemeler, Selam Tevhid davası ve MİT tırlarının durdurulması olayıyla ilgili hâkim ve savcılar hakkında soruşturma açılmasına izin verilmesi yönünde oy kullandığı, bu kararların birçoğunda sanığın oyu ile kararların bu yönde çıktığı, bir FETÖ yöneticisinin kendisinin bağlı olduğu örgütten olan kişiler hakkında soruşturma izni vermesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, sanık hakkında isnat edilen silahlı terör örgütü üyeliği suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı, kastın bulunmadığı, aksi kanaatin hasıl olması hâlinde ise içinde bulunduğu örgütün silahlı terör örgütü olduğunu bilmemesi nedeniyle hataya düşmüş olan sanık için TCK'nın 30 ve CMK'nın 223/2-c maddeleri gereğince ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi gerektiği hâlde ilk derece mahkemesince hatalı olarak mahkumiyet kararı verildiği, cezanın alt sınırdan belirlenmesi gerekirken ilk derece mahkemesinin gerekçesiz ve hatalı olarak alt sınırdan uzaklaştığı, sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına rağmen TCK'nın 221/5. maddesinin uygulanmamasının hukuka aykırı olduğu,
Yargıtay Cumhuriyet savcısı temyizinde özetle; sanık hakkında verilen kararın oluşa uygun olmadığı, sanığın henüz lise öğrencisi iken örgütle tanıştığı, örgüt ele...ının "hizmetten olanların önünü açın" yönündeki fetvası doğrultusunda B.. E.., İ.. O.. ve ... ile yakın dönemlerde Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğüne tetkik hakimi olarak geldiği ve Bakanlıkta üst düzey görevlerde çalıştığı, M.. Ö.., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... gibi birçok örgüt mensubunun Bakanlıkta görevlendirilmesine destek vererek örgnsubunun Bakanlıkta görevlendirilmesine destek vererek örgütün Bakanlıktaki kadrolaşmasını sağladığı, Bakanlıkta sohbet adı altındaki örgütsel toplantılara katıldığı, 2007-2008 yıllarında Ankara Çukurambar'da B.. E.., ..., ..., ..., ..., ... ve ... gibi isimlerin katılımı ile gerçekleştirilen örgütün yargı yapılanması tepe sorumlu ...'ın da iştirak ettiği toplantıda bulunduğu, döneminde hâkim savcı mülakatlarını kazananların büyük bölümünün örgüt mensuplarından oluştuğu, 2006 yılından itibaren Adalet Akademisi Yönetim Kuruluna girdiği, 2008 yılında Danıştay üyeliğine, kısa bir süre sonra da Adalet Akademisi ...kanlığına seçildiği, yardımcılığını örgüt mensubu ...'ın yürüttüğü, Akademi Müdürlüğüne ...'nın getirilmesini sağladığı, müdür yardımcılığı ve hâkim kadrosuna örgüt üyelerinin getirildiği, FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü ile mücadele kapsamında Akademideki görevlerine son verilen kişilerin tamamına yakınının örgüt mensubiyeti nedeniyle ihraç edilen kişilerden oluştuğu, yine bu dönemde Akademide ders veren kişilerin de önemli oranda örgüt mensubiyeti olan kişilerden seçildiği, bu şekilde kadroların örgüt mensuplarından oluşturulması, eleman temini ve örgüt mensupları arasındaki dayanışmanın pekiştirilmesi noktasında aktif fa...yet yürüttüğü, 2010 yılı HSYK seçimlerinde örgütün belirlediği strateji kapsamında seçim gezilerine katıldığı, üye seçilen B.. E.., ..., ..., ..., ..., ..., ... ile birlikte hareket ederek HSYK 1. Dairesinin ...kanlığına İ.. O..'un, 2. Daire ...kanlığına ...'in getirilmesini sağlayan ekipte yer aldığı, bu ekip tarafından sanığın da 3. Daire ...kanlığına getirildiği, yüksek yargı üyeliği seçimleri öncesinde ...'nın evinde yapılan gizli örgütsel toplantıya ..., B.. E.., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... ile birlikte katıldığı, sadece örgüt mensuplarının katılımı ile gizliliğe en üst seviyede riayet edilmek suretiyle gerçekleştirilen toplantılar sonrasında örgüt mensubu yüksek yargı üyelerinin belirlendiği, HSYK üyesi olarak seçildikten sonra ... ve ... tarafından organize edilen örgütsel toplantılara katıldığı, bu örgütsel toplantılarda himmet verdiği, Balyoz ve Ergenekon gibi ülke gündemini meşgul eden davaların örgütün talepleri doğrultusunda sonuçlandırılması hususunda fa...yet yürütüldüğü, sanığın da içinde bulunduğu örgüt mensuplarının çoğunluğunu oluşturduğu HSYK tarafından ağır ceza mahkemesi ...kanlığı, ...savcılık, adli yargı adalet komisyonu ...kanlığı makamlarına atama yapılırken atanacaklar yönünden örgüt mensubiyetinin kriter alındığı, teftiş kurumu işletilmeyerek örgüt mensupları hakkındaki şikayetlerin işlemsiz bırakıldığı, örgüt mensubu olmayan yargı mensuplarının usulsüz şikayet dilekçeleri ve ön yargı ile ...latılan teftişler sonrası verilen disiplin cezalarıyla mağdur edildiği, FETÖ/PDY terör örgütü mensubu olmayan birçok müfettişin ...ka görevlere gönderildiği, yeni görevlendirilen müfettişlerin ise tamamına yakınının FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarından oluşturulduğu, sanığın HSYK 3. Daire ...kanı ve HSYK ...kanvekili olduğu dönemde örgüt mensubu hâkim ve savcılarla ilgili soruşturmalarda bu kimselerin lehine oy kullandığı, 2014 yılı ...larında HSYK'da görev yapan örgüt mensubu tetkik hâkimi ve müfettişlerin Kuruldan uzaklaştırılması konusu gündeme geldiğinde bu amaçla yapılan Genel Kurul toplantılarına katılmadığı, Adli Kolluk Yönetmeliği ile ilgili HSYK Genel Kurulu kararına imza koyduğu, 26.12.2013 tarihli bu bildirinin İ.. O..'un nezaretinde ... ve ...'ün iştiraki ile hazırlandığı ve sanık tarafından Genel Kurul gündemine alınıp yayınlanmasının sağlandığı, sanığın bu suretle örgütün amaçları doğrultusunda paralel bir yapı oluşturularak Anayasal sistemin yok edilmesi yönündeki fa...yetlere destek verdiği, bu fa...yetleri diğer örgüt mensupları ile iştirak içerisinde süreklilik ve çeşitlilik arz eder şekilde örgütle organik bağ içerisinde gerçekleştirdiği, HSYK 3. Dairesinin mesleğe kabul, teftiş, ihbar ve şikayetler hakkında karar vermek gibi çok sayıda önemli görevi yapması nedeniyle sanığa bütün yargı mensupları üzerinde önemli bir tasarruf alanı sağlandığı, sanığın bu şekilde örgütte temin ettiği güç ve sadakati ölçüsünde yükselip elde ettiği statüsüne eşdeğer olacak şekilde kamusal bürokraside konumlandırılmak suretiyle bağımsız hareket kabiliyetine kavuşturulduğu, örgütsel yapı ile sanığın dahil olduğu karar süreçleri ve yürüttüğü fa...yetler nazara alındığında, sanığın verilen bu özel yetki ile örgüt adına görev icra ettiğinin anlaşıldığı, örgütün adeta silah olarak kullandığı yargı yapılanmasının en üstünde yer alan Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ...kan Vekilliği ve 3. Daire ...kanlığı unvanları itibarıyla örgüt ve kamusal yapı içerisindeki konumu, temadi eden etkin nitelikteki örgütsel fa...yetleri ile emir ve t...mat verme yetkilerinin bütün yargı mensubu örgüt üyelerinin üzerinde olması, bağımsız hareket etme ve karar alma yetkilerinin bulunması karşısında örgüt yöneticisi olarak cezalandırılması gereken sanığın hatalı değerlendirme ile örgüt üyesi kabul edildiği,
Hususlarını beyan etmişlerdir.
VI) USULE İLİŞKİN İTİRAZLAR, RESEN İNCELENMESİ GEREKEN HUSUSLAR VE GENEL AÇIKLAMALAR:
1) SORUŞTURMA USULLERİ VE KOVUŞTURMA MERCİSİ:
a) Genel Olarak:
Yargı yetkisi, Türk Milleti RAZLAR, RESEN İNCELENMESİ GEREKEN HUSUSLAR VE GENEL AÇIKLAMALAR:
1) SORUŞTURMA USULLERİ VE KOVUŞTURMA MERCİSİ:
a) Genel Olarak:
Yargı yetkisi, Türk Milletiadına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılır. Anayasa'nın 142. maddesinde, mahkemelerin kuruluşunun, görev ve yetkilerinin, işleyişinin ve yargılama usullerinin kanunla düzenleneceği öngörülmekle birlikte; yargı kollarında yer alan Yüksek Mahkemeler yönünden kanunilik esasının ötesinde bu mahkemelerin niteliklerine, üyelerin ne şekilde atanacağına ya da seçileceğine, görev ve yetkilerinin neler olduğuna dair konular doğrudan doğruya Anayasa'da hüküm altına alınmıştır.
Ülkemizdeki yargı kolları arasında yer alan adli yargı; diğer yargı kollarının (anayasa yargısı ve idari yargının) görevine girmeyen davaların çözümlendiği olağan ve genel yargı kolu olup teşkilât yapısı ilk derece mahkemeleri, bölge adliye mahkemeleri ve Yargıtay olmak üzere üç derecelidir.
Kamu görevinin etkin ve kesintisiz biçimde sürdürülmesi ve soruşturulmasında kamu yararı bulunmayan kimi iddialarla ilgili gereksiz işlem yapılmasının önüne geçilmesi amacıyla kamu görevlilerinin bağlı bulundukları yasalara göre özel soruşturma usulleri öngörülmüştür.
Hâkimlerin suç işlemeleri hâlinde cezai sorumluluklarının bulunduğu, çağdaş hukuk sistemlerinin ortak kabulüdür. Bir hâkimin göreviyle ilgili ya da kişisel bir suç işlemesi mümkün olup bu durumda kişinin hâkim olması nedeniyle işlediği suçun yaptırımsız kalması düşünülemez. Bu nedenledir ki, hukuk sistemimiz içinde hâkimlerin görevleriyle ilgili ya da kişisel nitelikte işledikleri ve suç oluşturan eylemlere ilişkin Anayasa, 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu, 6087 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kurulu Kanunu, 2575 sayılı Danıştay Kanunu ve 2797 sayılı Yargıtay Kanunu gibi kanunlarla kural olarak özel soruşturma ve kovuşturma usulleri ve mercileri öngörülmüştür.
Suçun görev sebebiyle işlendiğinin kabulü için, eylemin memuriyet işleriyle ilgili olması, diğer bir anlatımla suçu doğuran fiil ile görev arasında illiyet bağı bulunması, görevle bağlantılı olması ve görevin sağladığı imkânlardan faydalanılarak işlenmesi gerekir. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 17.02.2004 tarihli ve 2004/2-10 Esas 2004/40 Karar sayılı kararında "Görev sebebiyle işlenen suç kavramının, memuriyet görevinden doğan, görev ile bağlantılı ve görevden yararlanılarak işlenebilen suçları ifade eder." şeklinde kabul edilmiştir. Yargıtayın yerleşik uygulamasına göre kamu görevlilerinin herhangi bir suç örgütüne üye veya yönetici olmaları kişisel suç niteliğindedir.
Özel soruşturma ve kovuşturma usulleri öngören düzenlemelerden; yasama dokunulmazlığına ilişkin Anayasa'nın 83. maddesi, hâkim ve Cumhuriyet savcılarına ilişkin 2802 sayılı Kanun'un 94. maddesi, Hâkimler ve Savcılar Kurulunun seçimle gelen üyelerine ilişkin 6087 sayılı Kanun'un 38. maddesi, 2797 sayılı Kanun'un 46. maddesi ile diğer kamu görevlilerine ilişkin 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun'un 2. maddesinde "ağır cezalık suçüstü hâli" ortak bir kavram olarak kullanılmaktadır. Aynı kavram, suç tarihinden sonrni gösteren eşya veya delille yakalanan kimsenin işlediği suçu" ifade ettiği öngörülmüştür.
Belli bir suçun bulunması, failin yakalanmış olması ve failin suçu işlediği an ile yakalandığı an arasında uzun sürenin geçmemiş olması, suçüstü hâlidir.
Öte yandan, suçüstü hâlinin varlığı açısından hukukî düzenlemelerde açıkça bir zaman sınırı öngörülmediği göz önüne alındığında, bir zaman sınırlaması getirmek mümkün değildir. Bir olayın hangi ana kadar "suçüstü" olarak nitelendirilebileceği, o olayın özelliklerine, işlenen suça, türüne, işlenme biçimine, icra ile yer ve zaman bakımından gerçekle... illiyet bağına göre takdir edilmelidir.
Suçüstü hâli doktrinde, dar anlamda ve geniş anlamda suçüstü olmak üzere ikili ayrıma tabi tutulmuştur (Faruk Erem, Ceza Usulü Hukuku, 5. Bası, Sevinç Matbaaası, Ankara, 1978, s. 692, 693). Konumuza ilişkin olarak, asıl suçüstü ya da dar anlamda suçüstü, CMK'nın 2. maddesinin (j) bendinde yer alan (1) numaralı alt bentteki "işlenmekte olan suç"u ifade etmektedir.
b) Mütemadi Suçlarda Suçüstü Hâli:
Doktrinde genel kabul gören görüş; mütemadi suçlar suçüstü hâlinde işlenebilen suçlardır. Mütemadi suçlarda, temadi devam ettikçe suçüstü hâlinin devam ettiği, icra hareketlerinin tamamlanmasının gerekmediği, mütemadi suçu oluşturan icra hareketlerinin bir kısmında sanığın geniş anlamda yakalanmasının yeterli olduğu, kanuni düzenlemelerde bu konuda bir ayrıma gidilmediği ve suçüstü hâlinde temadinin sona ereceğine ilişkindir.
Türk Hukukundaki silahlı örgüt suçuna ve usul hukukuna ilişkin düzenlemelere ayrıca değinilecek olmakla birlikte, faile atılı mütemadi suçun niteliği, suçun işlenme şekli ve geniş anlamda yakalama şartlarının her olayda ayrı ayrı değerlendirilmesi koşuluyla, mütemadi suçlarda genel olarak failin o suça ilişkin devam eden icra hareketlerinin, bu hareketlerin meydana getirdiği hukuka aykırılığın devam ettiğinin, böylelikle o suçun işlenmekte olan bir suç olduğunun ve geniş anlamda yakalama sonucunda somut olayda dar anlamda suçüstü hâlinin var olabileceğinin kabulü gerekmektedir.
c) Terör Suçlarında Özel Soruşturma Usulleri:
Kamu görevlilerinin görev nedeniyle işledikleri suçlar bakımından haklarında doğrudan soruşturma yapılabilmesi, fiilin ağır ceza mahkemesinin görevine girmesi ve failin suçüstü hâlinde yakalanması terör suçları bakımından gerekli görülmemiştir.
Demokratik yaşama ciddi tehdit oluşturan terör suçlarının soruşturulması usulüne ilişkin uzun yıllardan beri yürürlükte olan özel düzenlemeler söz konusudur. Nitekim, 16.06.1983 tarih ve 2845 sayılı yasa ile kurulan Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un "Görev" ...lıklı ikinci bölümünün "Devlet güvenlik mahkemelerinin görevleri" ...lıklı 9. maddesi;
"Devlet Güvenlik Mahkemeleri aşağıdaki suçlarla ilgilı ikinci bölümünün "Devlet güvenlik mahkemelerinin görevleri" ...lıklı 9. maddesi;
"Devlet Güvenlik Mahkemeleri aşağıdaki suçlarla ilgili davalara bakmakla görevlidir.
a) Türk Ceza Kanununun 125 ila 139 uncu maddelerinde; 146 ila 157 nci maddelerinde; 161, 168, 169, 171, 172, 174 üncü maddelerinde; 312 nci maddenin 2 nci fıkrasında; (...); 499 uncu maddenin ikinci fıkrasında yazılı suçlar,
Yukarıda belli edilen suçları işleyenler ile bunların suçlarına iştirak edenler, sıfat ve memuriyetleri ne olursa olsun Devlet Güvenlik Mahkemelerinde yargılanırlar.
Ancak, Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay'ın yargılayacağı kişilere ilişkin hükümler ile savaş ve sıkıyönetim h... dahil Askeri Mahkemelerin görevlerine ilişkin hükümler saklıdır."
Şeklindedir.
"Soruşturma usulü" ...lıklı 10. maddesinde;
"...Bu Kanun kapsamına giren suçlar hakkında, suç görev sırasında veya görevden dolayı işlenmiş olsa bile Cumhuriyet savcılıklarınca doğrudan doğruya takibat yapılır." hükmü yer almaktadır.
5271 sayılı CMK'nın 6352 sayılı Kanun'un 105. maddesi ile ilga edilen 250. maddesi;
"(1) Türk Ceza Kanununda yer alan;
...
c) İkinci Kitap Dördüncü Kısmın Dört, Beş, Altı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar (305, 318, 319, 323, 324, 325 ve 332 nci maddeler hariç),
Dolayısıyla açılan davalar; Adalet Bakanlığının teklifi üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca yargı çevresi birden çok ili kapsayacak şekilde belirlenecek illerde görevlendirilecek ağır ceza mahkemelerinde görülür.
...
(3) Birinci fıkrada belirtilen suçları işleyenler sıfat ve memuriyetleri ne olursa olsun bu Kanunla görevlendirilmiş ağır ceza mahkemelerinde yargılanır. Anayasa Mahkemesi ve Yargıtayın yargılayacağı kişilere ilişkin hükümler ile (…) askerî mahkemelerin görevlerine ilişkin hükümler saklıdır.",
Aynı Kanun'un 6352 sayılı Kanun'un 105. maddesi ile ilga edilen "Soruşturma" ...lıklı 251. maddesi ise;
"(1) 250 nci madde kapsamına giren suçlarda soruşturma, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca bu suçların soruşturma ve kovuşturmasında görevlendirilen Cumhuriyet savcılarınca bizzat yapılır. Bu suçlar görev sırasında veya görevden dolayı işlenmiş olsa bile Cumhuriyet savcılarınca doğrudan soruşturma yapılır. Cumhuriyet savcıları, Cumhuriyet ...savcılığınca 250 nci madde kapsamındaki suçlarla ilgili davalara bakan ağır ceza mahkemelerinden ...ka mahkemelerde veya işlerde görevlendirilemez...."
Şeklindedir.
"Görev ve yargı çevresinin belirlenmesi, soruşturma ve kovuşturma usulü" ...lıklı 3713 sayılı Terörler Mücadele Kanunu'nun 10. maddesinin 21.02.2014 tarihli 6526 sayılı Kanun'un 19. maddeleriyle yürürlükten kaldırılmadan önceki hâli;
"Bu Kanun kapsamına giren suçlar dolayasıyla açılan davalar; Adalet Bakanlığının teklifi üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca yargı çevresi birden çok ili kapsayabilecek şekilde belirlenecek illerde görevlendirilecek ağır ceza mahkemelerinde görülür. Bu mahkemelerin ...kan ve üyeleri adlî yargı adalet komisyonunca, bu mahkemelerden ...ka mahkemelerde veya işlerde görevlendirilemez.
Anayasa Mahkemesi ve Yargıtayın yargılayacağı kişilere ilişkin hükümler ile askeri mahkemelerin görevlerine ilişkin hükümler saklıdır.
Bu Kanun kapsamına giren suçlarla ilgili olarak;
a) Soruşturma, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca bu suçların soruşturma ve kovuşturmasında görevlendirilen Cumhuriyet savcılarınca bizzat yapılır. Bu Cumhuriyet savcıları, Cumhuriyet ...savcılığınca ...ka mahkemelerde veya işlerde görevlendirilemez.
b) Türk Ceza Kanununun 302, 309, 311, 312, 313, 314, 315 ve 316'ncı maddelerinde düzenlenen suçlar hakkında, görev sırasında veya görevinden dolayı işlenmiş olsa bile Cumhuriyet savcılarınca doğrudan soruşturma yapılır. 01.11.1983 tarihli ve 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanununun 26'ncı maddesi hükmü saklıdır" biçimindedir.
Mülga hükümlerin incelenmesinde de görülmektedir ki; silahlı terör örgütüne üye olma suçuyla ilgili olarak Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'la kural olarak, soruşturmanın genel hükümlere göre, bu kanun uyarınca kurulmuş mahkemelerde görev yapan Cumhuriyet savcıları tarafından yapılacağı kabul edilmektedir. Devlet güvenlik mahkemelerinin kaldırılmasından sonra yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK'nın 250. maddesi ile de bu genel kural aynen korunmuştur.
05.07.2012 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun'un 105. maddesi ile 3713 sayılı Kanun'un 10. maddesinin 3. fıkrasının (b) bendi ile TCK'nın 302, 309, 311, 312, 313, 314, 315, 316 maddelerinde yazılı olup 3713 sayılı Kanun'un 3. maddesi uyarınca doğrudan terör suçu kabul edilen suçlar hakkında görev sırasında veya görevinden dolayı işlenmiş olsa bile Cumhuriyet Savcıları tarafından doğrudan soruşturma yapılacağı hüküm altına alınmış olup aynı Kanun maddesinin bendinde 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu'nun 26. maddesi hükmünü saklı tutmuştur.
Daha sonra 06.03.2014 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6526 sayılı Kanun'un 19. maddesi ile 3713 sayılı Kanun'un 10. maddesi yürürlükten kaldırılmış ve aynı Kanun'un 15. maddesi ile 5271 sayılı CMK'nın 161. maddesine "Türk Ceza Kanununun 302, 309, 311, 312, 313, 314, 315 ve 316 ıncı maddelerinde düzenlenen suçlar hakkında, görev sırasında veya görevinden dolayı işlenmiş olsa bile Cumhuriyet savcılarınca doğrudan soruşturma yapılır. 1/11/1983 tarihli ve 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanununun 26 ncı maddesi hükmü saklıdır." hükmü 8. fıkra olarak eklenmiştir. Suç tarihinde bu hüküm yürürlüktedir.
Dolayısıyla suç tarihinde 5271 sayılı CMK'nın 161. maddesinin 8. fıkrasında yazılı terör suçları yönünden yapılacak soruşturmalarda görev ya da kişisel suç olup olmadığına bakılmaksızın Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ve HSK üyelerine yönelik kendi özel kanunlarına ilişkin özel bir koruma öngörülmemiştir.
Suç tarihinde yürürlükte bulunan 5235 sayılı Kanun'un "Ağır ceza mahkemesinin görevi" ...lıklı 12. maddesinde ağır ceza mahkemesinin görevine giren davaların istisnası olarak yer verilen "Anayasa mahkemesi Yargıtayın yargılayacağı kişilere ilişkin hükümler askeri mahkemelerin görevine giren hükümler ile çocuklara özgü kovuşturma hükümleri saklıdır." şeklindeki hüküm de kovuşturma aşamasında görevli mahkemenin belirlenmesine ilişkin olup soruşturmanın usulüne ilişkin düzenleme içermemektedir.
Bu bağlamda ele alınması gereken ve 2575 ile 2797 sayılı Kanun'ların yürürlük tarihinden sonra, somut olayımızda suç tarihinden önce 06.03.2014 tarihli ve 28933 sayılı mükerrer Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6526 sayılı Terörle Mücadele Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 15. maddesiyle, 5271 sayılı CMK'nın 161. maddesine eklenen sekizinci fıkrada "Türk Ceza Kanununun 302, 309, 311, 312, 313, 314, 315 ve 316 ncı maddelerinde düzenlenen suçlar hakkında, görev sırasında veya görevinden dolayı işlenmiş olsa bile Cumhuriyet savcılarınca doğrudan soruşturma yapılır. 1/11/1983 tarihli ve 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanununun 26 ncı maddesi hükmü saklıdır." hükmüne ilişkin düzenlemede, aralarında silahlı örgüt suçunun da sayıldığı bazı suçların vahameti ve bu suçlarla korunan hukuki değer dikkate alınarak 2937 sayılı Kanun'da sayılan kişilere yönelik istisna haricinde, bu suçların soruşturmasının genel hükümlere göre yürütüleceği açıkça hüküm altına alınmıştır. Buna göre Yargıtay Kanunu'nun 46. maddesinin 6. fıkrasında belirtilen kişisel suç ağır cezalık olmasa ve fail suçüstü hâlinde yakalanmasa dahi, CMK'nın 161. maddesinin 8. fıkrası gereğince doğrudan soruşturulabilecektir. Dolayısıyla TCK'nın 314. maddesinde yazılı silahlı terör örgütüne üye olma suçu nedeniyle genel hükümlere göre soruşturma yapabilmek için suçüstü hâlinin bulunmasına gerek yoktur.
Ayrıca, 15.07.2016 tarihinde ülke genelinde ...layan ve 19.07.2016'e kadar devam eden hükûmeti devirmeye ve Anayasal düzeni cebren ilgaya teşebbüs edilmesi sebebiyle ve demokrasinin, hukuk devleti ilkesinin, vatandaşların hak ve özgürlüklerinin korunmasına yönelik tedbirlerin etkin bir şekilde uygulanabilmesi amacıyla ilan edilen olağanüstü hâlin varlığı, ülkede terör saldırılarının yoğunlaştığı bir dönemde gerçekle... 15 Temmuz 2016 tarihindeki darbe teşebbüsünün ulusal güvenlik üzerinde oluşturduğu tehdit ve tehlikenin boyutu, darbe teşebbüsünde bulunan terör örgütünün tüm unsurlarıyla ve süratle bertaraf edilmesi amacıyla yapılan işlemlerin uygulanabilmesi ve demokrasinin korunarak hukuk devleti ilkesine bağlılığın sağlanması için ihtiyaç duyulan süre darbenin yapıldığı günle sınırlı olmamıştır. Mevcut iktidar tarafından Anayasal düzeni korumakla görevli kolluk güçleri ile soruşturma ve yargılama organları üzerindeki terör örgütünün kontrolünün boyutu bilinmediğinden zira üst düzey yöneticilerin en yakınındaki görevlilerin örgüt mensubu olduğunun anlaşıldığı ortamda, çağrı üzerine halkın günlerce meydanlarda demokrasi nöbeti tutarak güvenliğin sağlanmaya çalışıldığı bir süreçte; 15.07.2016 tarihinde ...layan ve sonrasında da devam eden darbe teşebbüsünün savuşturulması sürecinde sanığın yakalanıp gözaltına alındığı ve tutuklandığı hususları dikkate alındığında; sanığa isnat edilen suça ilişkin suçüstü hâlinin bulunduğu yönünde soruşturma ve kovuşturma mercilerince yapılan değerlendirmelerin olgusal ve hukuki temelden yoksun ve keyfî olduğu kabul edilemeyecektir.
d) Hâkim ve Savcılar Sınıfı:
Hâkim ve savcılarla ilgili olarak 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu'nun 82 ve müteakip maddelerine göre "görevden doğan veya görev sırasında işlenen suçlardan dolayı" soruşturma yapılması izne bağlanmış, aynı Yasa'nın 90. maddesi gereğince birinci sınıfa ayrılmış hâkim ve savcılar için Yargıtayın ilgili ceza dairesi, birinci sınıfa ayrılmayan hâkim ve savcılar için de bağlı bulundukları yargı çevresindeki Ağır Ceza Mahkemesi kovuşturma mercisi olarak belirlenmiştir. Hâkim ve savcıların kişisel suçları ile ilgili soruşturma, görev yerlerine en yakın Ağır Ceza Mahkemesi Cumhuriyet ...savcılığınca yapılır. Bu suçlar yönünden kovuşturma mercisi aynı yargı çevresindeki Ağır Ceza Mahkemesidir. (2802 sayılı Kanun'un 93. maddesi). Ağır Ceza Mahkemesinin görevine giren suçüstü hâlinde ise soruşturma genel hükümlere göre bizzat Cumhuriyet savcısı tarafından yapılacaktır. (Aynı Yasa'nın 94. maddesi) Hâkim ve savcıların görev suçları yanında görev sırasında işledikleri suçlar yönünden de özel soruşturma usulü benimsenmiştir. Ancak bu kuralın iki istisnası bulunmaktadır: ağır cezalık suçüstü hâli ve Türk Ceza Kanunu'nun 302, 309, 311, 312, 313, 314, 315 ve 316. maddelerinde yer alan suçların işlendiği iddiasıyla yapılan soruşturmalardır. (CMK'nın 161/8. maddesi)
Görev suçlarında soruşturma sırasında alınması gerekli koruma tedbirleri bakımından 2802 sayılı Yasa'nın 85. maddesinde "Soruşturma sırasındaki tutuklama istemleri, son soruşturma açılmasına karar vermeye yetkili merci tarafından incelenir ve karara bağlanır." şeklinde açık biçimde düzenlenmiş iken, şahsi suçlar yönünden özel bir hüküm bulunmadığından kanun koyucu burada genel kuraldan ayrılmamış olup bu hâlde soruşturma yapan Cumhuriyet ...savcılığının yargı çevresindeki sulh ceza hâkimleri yetkili olacaktır.
e) Yargıtay ...kanı ve Üyeleri:
Hukuk devletinin en önemli unsurlarından birini kanuni hâkim güvencesi oluşturmaktadır. Bu ilke Anayasal bir hak olarak korunmuş olup Anayasa'nın 37. maddesinde "Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden ...ka bir merci önüne çıkarılamaz. Bir kimseyi kanunen tabi olduğu mahkemeden ...ka bir merci önüne çıkarma sonucunu doğuran yargı yetkisine sahip olağanüstü merciler kurulamaz" şeklinde ifade edilmiştir.
Yargıtay, adli yargı içerisinde Anayasal boyutta bağımsız ve tarafsız bir mahkeme olarak düzenlenmiş olup adliye mahkemelerince verilen ve kanunun ...ka bir adli yargı mercisine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme mercisidir. Kanunla gösterilen belli davalara da ilk ve son derece mahkemesi olarak bakmakla görevli kılınmıştır. Yargıtay ...kan ve Üyeleri ile Yargıtay Cumhuriyet ...savcısı, Yargıtay Cumhuriyet ...savcıvekili ve özel kanunlarında belirtilen kimseler aleyhindeki görevden doğan tazminat davalarına ve kişisel suçlarına ait ceza davalarına ve kanunlarda gösterilen diğer davalara ilk ve son derece mahkemesi olarak bakmak bu görevler kapsamındadır.
Bilindiği üzere, 15.07.2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsünün savuşturulmasından hemen sonra Milli Güvenlik Kurulu 20.07.2016 tarihinde yaptığı toplantıda "demokrasinin, hukuk devleti ilkesinin, vatandaşların hak ve özgürlüklerinin korunmasına yönelik tedbirlerin etkin bir şekilde uygulanabilmesi amacıyla" hükûmete olağanüstü hâl ilan edilmesi tavsiyesinde bulunmayı kararlaştırmıştır. Bunun üzerine, Cumhur...kanı ...kanlığında toplanan Bakanlar Kurulu 20.07.2016 tarihinde, ülke genelinde 21.07.2016 Perşembe günü saat 01.00'den itibaren doksan gün süreyle olağanüstü hâl ilan edilmesine karar vermiştir. Anılan karar 21.07.2016 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Olağanüstü hâl ilan edilmesine ilişkin karar, aynı gün TBMM tarafından onaylanmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti 21.07.2016 tarihinde Avrupa Konseyi Genel Sekreterliğine İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi'ne; Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliğine ise Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme'ye (MSHUS) ilişkin derogasyon (askıya alma/yükümlülük azaltma) beyanında bulunmuştur. Olağanüstü hâlin uzatılmasına ilişkin kararlar da Avrupa Konseyi Genel Sekreterliğine ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliğine bildirilmiştir.
Olağanüstü hâl, Cumhur...kanı ...kanlığında toplanan Bakanlar Kurulu tarafından 05.10.2016, 03.01.2017 ve 17.04.2017 tarihlerinde alınan kararlarla üçer ay daha uzatılmıştır.
Olağanüstü hâl döneminde çıkarılan KHK'lar ile bazı yasalarda değişiklikler yapılmıştır.
2797 sayılı Kanun'un; Yargıtay Birinci ...kanı, birinci ...kanvekilleri, daire ...kanları, üyeleri, Yargıtay Cumhuriyet ...savcısı ve Yargıtay Cumhuriyet ...savcıvekilinin görevleriyle ilgili veya kişisel suçlarından dolayı yapılacak inceleme, soruşturma ve kovuşturma usullerini düzenleyen 46. maddesi suç tarihi itibarıyla;
"Yargıtay Birinci ...kanı, birinci ...kanvekilleri, daire ...kanları, üyeleri, Yargıtay Cumhuriyet ...savcısı ve Yargıtay Cumhuriyet ...savcıvekilinin görevleriyle ilgili veya kişisel suçlarından dolayı haklarında soruşturma yapılabilmesi Birinci ...kanlık Kurulunun kararına bağlıdır. Ancak, ağır cezayı gerektiren suçüstü hallerinin hazırlık ve ilk soruşturması genel hükümlere tabidir.
Birinci ...kanlık Kurulu kendisine intikal eden veya ettirilen ihbar ve şikayetleri inceleyerek soruşturma açıya kişisel suçlarından dolayı haklarında soruşturma yapılabilmesi Birinci ...kanlık Kurulunun kararına bağlıdır. Ancak, ağır cezayı gerektiren suçüstü hallerinin hazırlık ve ilk soruşturması genel hükümlere tabidir.
Birinci ...kanlık Kurulu kendisine intikal eden veya ettirilen ihbar ve şikayetleri inceleyerek soruşturma açılmasını gerektirir nitelikte gördüğü takdirde, ilk soruşturma yapılması için ceza dairesi ...kanlarından birini görevlendirir. Aksi takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verir. Bu karar kesindir.
Soruşturma ile görevlendirilen ...kan, soruşturmayı ikmal ettikten sonra evrakı Birinci ...kanlık Kuruluna gönderir.
Soruşturmayı yapan ceza dairesi ...kanı sorgu hakiminin yetkisini haiz olup Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun ilk soruşturmaya ait hükümlerini uygular. Vereceği tutuklama ve tutuklamanın kaldırılması veya kefaletle salıvermeye ait kararları Birinci ...kanlık Kurulunun onaması ile tekemmül eder.
Birinci ...kanlık Kurulu, incelediği evrakı eksik bulursa soruşturmayı yapan ...kana tamamlattırır. Son soruşturmanın açılmasına gerek görmediği takdirde evrakın işlemden kaldırılmasına, aksi halde son soruşturmanın açılmasına karar verir ve görevle ilgili suçlarda Anayasa Mahkemesine, kişisel suçlarda Yargıtay Ceza Genel Kuruluna tevdi olunmak üzere dosyayı Yargıtay Cumhuriyet ...savcılığına gönderir. Evrakın işlemden kaldırılmasına dair verilen kararlar kesindir.
Sanık, Ceza Genel Kurulunca verilen kararın tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde yeniden incelenmesini isteyebilir." şeklinde düzenlenmişken, bu maddenin beşinci fıkrasında 680 sayılı KHK'nın 5. maddesiyle değişiklik yapılarak bu kişilerin kişisel suçlarında kovuşturma makamı "Yargıtay Ceza Genel Kurulu" yerine "Yargıtay ilgili ceza dairesi" olarak yeniden belirlenmiş ve maddenin altıncı fıkrası da yürürlükten kaldırılmıştır. Bu değişiklik 7072 sayılı Kanun'un 4. maddesiyle aynen kabul edilerek kanunlaşmıştır.
Son olarak, 2797 sayılı Kanun'un 46. maddesinin yürürlükten kaldırılan altıncı fıkrası bu kez 690 sayılı KHK'nın 2. maddesiyle yeniden düzenlenmiş ve bu fıkra;
"Ağır ceza mahkemesinin görevine giren kişisel suçlarla ilgili suçüstü h...nde genel hükümlere göre yürütülen soruşturma sonucunda dosya, düzenlenen fezlekeyle birlikte Yargıtay Cumhuriyet ...savcılığına gönderilir. Hâkim kararı gerektiren işlemlere dair Yargıtay Cumhuriyet ...savcılığının talepleri ile kovuşturmaya yer olmadığına dair kararlara yapılan itirazlar hakkında, soruşturma konusu suçların en ağırına bakmakla görevli Yargıtay ceza dairesini numara itibarıyla izleyen ceza dairesi ...kanı tarafından karar verilir. Suçun son numaralı ceza dairesinin görevine girmesi h...nde talebi inceleme yetkisi Birinci Ceza Dairesi ...kanına aittir. Hâkim kararı gerektiren işlemlerde ...kanın verdiği kararlara karşı yapılan itirazı numara itibarıyla izleyen ceza dairesi ...kanı inceler. Son numaralı daire ...kanının kararı, Birinci Ceza Dairesi ...kanı tarafından incelenir. İddianame hazırlanması hâlinde kovuşturma Yargıtay ilgili ceza dairesince yapılır." biçiminde son hâlini almış ve bu düzenleme de 7072 sayılı Kanun'un 4. maddesiyle aynen kabul edilerek kanunlaşmıştır.
Söz konusu değişikliklerle birlikte, 2797 sayılı Kanun'un "Dairelerin Görevleri" ...lıklı 14. maddesinde yine 680 sayılı KHK'nın 3. maddesiyle yapılan ve 7072 sayılı Kanun'un 2. maddesiyle aynen kabul edilerek kanunlaşan değişiklik sonucunda bu maddeye "Yargıtayın ilk derece mahkemesi olarak bakmakla görevli olduğu davalarda, iş yoğunluğunun zorunlu kılması h...nde Birinci ...kanlık Kurulu bir veya birden fazla daireyi sadece bu işlere bakmak amacıyla görevlendirebilir. Bu durumda, görevlendirilen dairenin bakmakta olduğu işler, bir sonraki takvim yılı beklenmeksizin Birinci ...kanlık Kurulu tarafından ...ka dairelere verilebilir." biçiminde (f) bendi eklenmiştir.
2797 sayılı Kanun'un 14 ve 46. maddelerinde yapılan değişiklikler üzerine toplanan Yargıtay Birinci ...kanlık Kurulunca öncelikle 11.07.2017 tarih ve 245 sayı ile; söz konusu düzenlemelere yer verildikten sonra "kovuşturma işlemlerini yürütmek üzere Yargıtay 9. Ceza Dairesinin görevlendirilmesine" karar verilmiş ve bu karar 18.07.2017 tarihli ve 30127 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Gelinen aşamada, suç tarihi itibarıyla Yargıtayın ilk derece mahkemesi sıfatıyla yargılayacağı kişilerin, şahsi suçları bakımından kovuşturma makamı Yargıtay Ceza Genel Kurulu iken, sonradan olağanüstü hâl döneminde yürürlüğe konulan 680 sayılı KHK ile bu makamın Yargıtay ilgili ceza dairesi olarak değiştirilmesinin ve yargılamanın bu doğrultuda Yargıtay 9. Ceza Dairesince yapılmasının tabii hâkim ilkesi bağlamında incelenmesi gerekmektedir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 09.10.2018 tarihli ve 389-420 sayılı kararında; Yargıtay Daireleri arasındaki görev ilişkisinin, adli yargı ilk derece mahkemeleri arasında var olan ve kamu düzenine ilişkin bulunan görev ilişkisi niteliğinde olmayıp 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 6545 sayılı Kanun'la değişik 14. maddesinde yer alan "hukuk daireleri ile ceza daireleri kendi aralarında iş bölümü esasına göre çalışır" şeklindeki düzenlemeden de anlaşılacağı üzere idari nitelikte iş bölümü ilişkisi olduğu, ancak kamu düzenine ilişkin görev ve bu husustaki uyuşmazlığın değerlendirilmesi açısından ilk derece yargılamasına konu dosyayı ele alan ve davaların birleştirilmesi hususunda farklı görüş bildiren Özel Dairelerin birbirinden farklı mahkemeler değil, istisnai hâllerde ilk derece yargılaması yapan "Yargıtay", dolayısıyla tek mahkeme olarak değerlendirilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Terör suçlarına ilişkin davalara yönelik kanun yolu incelemeleri Yargıtay 16. Ceza Dairesince yapılmakta iken, bu suçlardan kaynaklanan davalardaki artış, bu artışın Yargıtayın t... ve istisnai görevi olan ilk derece mahkemesi sıfatıyla yargılama yapma görevine de yansıması ve bu nedenle oluşan ciddi iş yoğunluğu, beraberinde daireler arasında bu hususta da iş bölümü yapılması sonucunu doğurmuştur. Bu bağlamda 2797 sayılı Kanun'da ve diğer özel kanunlarda sayılan kişilerin kişisel suçlarında ilk derece mahkemesi sıfatıyla yargılama yapılması hususunda Yargıtay 9. Ceza Dairesi görevlendirilmiş, Yargıtay 9. Ceza Dairesi ...kanınca hazırlanan Çalışma Yönergesi'ne göre ise iş yoğunluğu nedeniyle Dairede birden fazla heyet oluşturularak çalışma usulüne gidilmiştir.
Suç tarihinden önce ve sonrasında da 2018 yılının Eylül ayına kadar Yargıtay Ceza Genel Kurulu ise 2797 sayılı Kanun'da ve Yargıtay İç Yönetmeliği'nde düzenlenen çalışma usulleri gereğince, değişken üyelerle haftada ancak bir kez toplanabilen ve zamanaşımı yakın, tutuklu iş niteliğinde, Yargıtay Cumhuriyet ...savcılığının itirazının mahiyeti ve infaza dair olası hukuki sonuçları vb. nedenlerle önceliği bulunan dosyaların yoğun olarak görüşüldüğü bir karar organı olarak fa...yet göstermekteydi. Söz gelimi, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla temin edilen sayısal verilere göre; 2017 yılında özetle 271'i itiraz, 877'si direnme olmak üzere esasa kaydedilen toplam 1148 dosyanın toplam 524'ü karara bağlanmış, karara bağlanan dosya sayısı 2018 yılında da 698 olarak ortaya çıkmaktadır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunda suç ayrımı yapılmaksızın tüm dairelerden gelen dosyaların karara bağlanmasına, derdest dosyaların çokluğu ve niteliğine, çalışma usulleri gereği önceden değişken tek heyet, sonradan ise sabit tek heyet hâlinde ve haftada en fazla 1-2 gün toplanabilmesine karşın, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin bir uzmanlık mahkemesi biçiminde fa...yet göstermesi, bu Dairenin dahi yargılamaların makul sürede tamamlanabilmesi için haftanın bir çok günü ve birden fazla heyetle toplanarak yargılama yapıyor olması, mevcut çalışma prensipleri ve suç tarihinden sonra ortaya çıkıp belirginle... iş yoğunluğu da dikkate alındığında, kişisel suçları nedeniyle Yargıtayda yargılanacak kişilerin kovuşturma makamının Yargıtay Ceza Kurulu olarak belirlenmesi, bu Kurulun önceden istisnai görevi olarak öngörülen yargılama yapma yetkisini asli görevi hâline getireceği, bu nedenle hem derdest dosyaların hem de kovuşturma yapılmak üzere gelen dosyaların adil yargılanma hakkına uygun olarak makul sürede tamamlanmasının imkânsızlaşacağı, dolayısıyla kovuşturma yapma yetkisinin Yargıtay ilgili ceza dairesine devredilmesine dair düzenlemenin, salt Yargıtay Ceza Genel Kurulunca bu görevin yerine getirilmesindeki zorluk yerine adil yargılanma hakkının sağlanması ve davaların makul süre içinde sonuçlandırma gibi evrensel hukuk ilke ve kuralları açısından uluslararası üst normlardan kaynaklanan zorunluluğun gereği olarak ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla, söz konusu değişiklik üzerine kovuşturmanın Yargıtay ilgili ceza dairesince yapılmasının usul ve kanuna uygun olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Bu nedenle; dava konusu olayda sanığa atılı suç nedeniyle yargılamanın Yargıtay 9. Ceza Dairesince yapılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmaktadır.
f) Danıştay ...kanı ve Üyeleri:
Danıştay üyelerinin hukukî durumları 2575 sayılı Kanun'da düzenlenmiştir. Anılan Kanun'un 3. maddesinde Danıştay ...kanı, Danıştay ...savcısı, Danıştay ...kanvekili, daire ...kanları ile üyelerin "Danıştay Meslek Mensupları"nı ifade ettiği, 4. maddesinde de bu görevlilerin yüksek mahkeme hâkimleri olarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve kanunların kendilerine sağladığı teminat altında görev yapacakları belirtilmiştir.
2575 sayılı Kanun'un "Soruşturma" ...lıklı 76. maddesi;
"1-Danıştay ...kanı, ...savcı, ...kanvekilleri, daire ...kanları ve üyelerin görevlerinden doğan veya görevleri sırasında işlemiş bulundukları suçlardan dolayı, Danıştay ...kanının seçeceği bir daire ...kanı ile iki üyeden oluşan bir kurul tarafından ilk soruşturma yapılır.
2-Danıştay ...kanı hakkında soruşturma, kendisinin katılmayacağı ...kanlık Kurulunca seçilecek bir daire ...kanı ile iki üyeden oluşan bir kurul tarafından yürütülür.
3-Kurul, soruşturma sonunda düzenleyeceği fezlekeyi ve buna ilişkin evrakı Danıştay ...kanına, soruşturma Danıştay ...kanı hakkında ise fezlekeyi ve evrakı ...kanvekiline verir. Bu husustaki dosya Danıştay ...kanı veya vekili tarafından gerekli karar verilmek üzere İdari İşler Kurulu ...kanlığına tevdi edilir. Bu Kurulun vereceği kararlar sanığa ve varsa şikayetçiye tebliğ olunur.
4-Yargılamanın men'i kararı kendiliğinden ve son soruşturmanın açılmasına dair kararlar itiraz üzerine İdari İşler Kurulu ...kan ve üyelerinin katılmayacağı Danıştay Genel Kurulunda incelenir.
5-Danıştay Genel Kurulunun bu toplantılarında yeter sayı en az otuzbirdir. Toplantıda hazır bulunanlar çift sayıda ise en kıdemsiz üye toplantıya katılmaz." ,
Aynı Kanun'un "Soruşturma dosyasının yargı yerlerine gönderilmesi" ...lıklı 79. maddesi;
"76 ncı madde gereğince verilen son soruşturmanın açılmasına dair kararlar üst kurulca onanmak veya itiraz olunmamak suretiyle kesinleştikten sonra, soruşturma dosyası, gereği yapılmak üzere Danıştay ...kanı veya vekili tarafından Cumhuriyet ...savcısına gönderilir.",
Aynı Kanun'un "Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun uygulanacağı haller" ...lıklı 81. maddesi;
"...belirtilen bu maddelere göre yapılacak soruşturmalarla verilecek kararlarda, bu Kanun'da hüküm bulunmayan hallerde, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun soruşturmaya ilişkin hükümleri uygulanır.
2. Soruşturma kurulları sorgu hakiminin yetkilerini haizdir."
Şeklinde düzenlenmiştir.
"Şahsi suçların kovuşturma usulü" ...lıklı 82. maddesinin birinci fıkrasında ise Danıştay ...kanı, ...savcı, ...kanvekilleri, daire ...kanları ve üyelerin şahsi suçlarının takibinde Yargıtay ...kanı, Cumhuriyet ...savcısı ve üyelerinin şahsi suçlarının takibiyle ilgili hükümlerin uygulanacağı öngörülmüştür.
Söz konusu hukuki düzenlemeler ile yukarıda Yargıtay üyelerine ilişkin kısımda yer verilen açıklamalar bir bütün hâlinde değerlendirildiğinde;
Danıştay üyelerine atılı kişisel suçun, suçüstü hâli bulunup bulunmadığına bakılmaksızın, CMK'nın 161. maddesinin 8. fıkrasında yazılı suçlardan olması ya da "ağır ceza mahkemesinin görevine giren suçüstü hâli" kapsamında işlenmesi durumunda, soruşturma ya da kovuşturma izinleri alınmasına gerek bulunmaksızın, dolayısıyla 2797 sayılı Kanun'da düzenlenen güvenceler uygulanmaksızın genel hükümlere göre soruşturma yürütülmesi gerekmektedir.
g) Hâkimler ve Savcılar Kurulunun Seçimle Gelen Üyeleri:
Hâkimler ve Savcılar Kurulunun seçimle gelen üyelerinin hukukî durumları 6087 sayılı Kanun'da düzenlenmiştir. Anılan Kanun'un "Haklarındaki Soruşturma ve Kovuşturmalar" ...lıklı beşinci kısmında yer alan "Üyelerin Hukuki Durumları" ...lıklı birinci bölümünde düzenlenen 34. maddesi uyarınca, Kurulun seçimle gelen üyelerinir görevleri süresince Yargıtay daire ...kanı için ilgili mevzuatta öngörülen tüm malî ve sosyal haklardan yararlanacakları hüküm altına alınmıştır.
Yine, 6087 sayılı Kanun'un Beşinci Kısmında yer alan "Üyeler Hakkındaki Soruşturma ve Kovuşturmalar" ...lıklurulun seçimle gelen üyelerinir görevleri süresince Yargıtay daire ...kanı için ilgili mevzuatta öngörülen tüm malî ve sosyal haklardan yararlanacakları hüküm altına alınmıştır.
Yine, 6087 sayılı Kanun'un Beşinci Kısmında yer alan "Üyeler Hakkındaki Soruşturma ve Kovuşturmalar" ...lıklı İkinci Bölümde, üyeler hakkında disiplin ve adli yönden yürütülecek soruşturma ve kovuşturma işlemlerine dair düzenlemelere yer verilmiştir.
6087 sayılı Kanun'un "Üyelerin adli suçlarıyla ilgili soruşturma ve kovuşturma usulü" ...lıklı 38. maddesi;
"(1)(Değişik: 18/6/2014-6545/100 md.) Kurulun seçimle gelen üyelerinin görevleriyle ilgili suçları ile kişisel suçları hakkındaki soruşturma ve kovuşturma izni işlemleri Genel Kurul tarafından, kovuşturma açılması kararı ve kovuşturma mercilerinin belirlenmesi ise gösterilen yetkili merciler tarafından bu Kanun hükümleri uyarınca yapılır.
(2) Kurulun seçimle gelen üyeleri hakkında yapılan ihbar ve şikâyetlerde ...kan, işi Genel Kurula götürmeden önce daire ...kanlarından birine ön inceleme yaptırabilir. Görevlendirilen bu daire ...kanı, incelemesini yaptıktan sonra, durumu bir raporla ...kana bildirir.
(3) ...kan suç ihbar veya şikâyetini doğrudan ya da inceleme yaptırdıktan sonra Genel Kurula sunar. Yapılan görüşme sonucunda; soruşturma açılmasına yer olmadığına ya da soruşturma açılmasına karar verilir. Soruşturma açılmasına karar verilmesi hâlinde, Genel Kurul tarafından soruşturma yapmak üzere gizli oyla bir üye seçilir.
(4) Soruşturma için seçilen üye, 5271 sayılı Kanuna göre işlem yapar ve kanunların Cumhuriyet savcısına tanıdığı bütün yetkileri kullanır. Soruşturma sırasında hâkim kararı alınması gereken hususlarda ilgililer hakkında isnat edilen suçun niteliğine göre belirlenmiş bulunan kovuşturma mercilerine ...vurur.
(5) Soruşturmayı yürüten üye, soruşturmayı tamamladıktan sonra kovuşturma açılmasına yer olup olmadığı hakkındaki kanaatini belirten bir rapor hazırl...ak, rapor ve eklerini Genel Kurula sunulmak üzere ...kana verir.
(6) Genel Kurul, dosyayı inceledikten ve varsa eksiklikleri tamamlattıktan sonra, kovuşturma yapılmasına gerek görmediği takdirde evrakın işlemden kaldırılmasına karar verir; aksi hâlde kovuşturma yapılmasına izin verir.
(7) Kovuşturma yapılmasına ilişkin verilen iznin kesinleşmesi üzerine dosya;
a) Görevle ilgili suçlarda Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesine,
b) Kişisel suçlarda Yargıtay ilgili ceza dairesine,
kamu davası açılmak üzere Yargıtay Cumhuriyet ...savcılığına gönderilir.
(8) Yargıtay Cumhuriyet ...savcısı iddianamesini düzenleyerek evrakı, görevle ilgili suçlarda Yüce Divan sıfatıyla yargılama yapmak üzere Anayasa Mahkemesine, kişisel suçlarda ise Yargıtay ilgili ceza dairesine gönderir.
(9) Ağır ceza mahkemesinin görevine giren suçüstü hâllerinde soruşturma genel hükümlere göre yürütülür ve durum hemen Kurula bildirilir. Soruşturma sonucunda dosya, düzenlenen fezleke ile birlikte Yargıtay Cumhuriyet ...savcılığına gönderilir. ...savcılık tarafından yerine getirilecek müteakip iş ve işlemlerde 4/2/1983 tarihli ve 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 46 ncı maddesinin altıncı fıkrası hükümleri uygulanır. İddianame hazırlanması hâlinde kovuşturma, görevle ilgili suçlarda Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesince, kişisel suçlarda Yargıtay ilgili ceza dairesince yapılır...."
Biçiminde son hâlini almıştır.
Söz konusu hukuki düzenlemeler ile yukarıda Yargıtay üyelerine ilişkin kısımda yer verilen açıklamalar incelendiğinde;
Hâkimler ve Savcılar Kurulunun seçimle gelen üyelerine atılı suçun, suçüstü hâli bulunup bulunmadığına bakılmaksızın, CMK'nın 161. maddesinin 8. fıkrasında yazılı suçlardan olması ya da "ağır ceza mahkemesinin görevine giren suçüstü hâli" kapsamında işlenmesi durumunda, görev suçu ya da kişisel suç olup olmadığının önemi bulunmamaktadır. Bu hâlde soruşturma ya da kovuşturma izinleri alınmasına gerek bulunmaksızın, dolayısıyla 6087 sayılı Kanun'da düzenlenen güvenceler uygulanmaksızın genel hükümlere göre soruşturma yürütülmesi gerekmektedir.
Ayrıca, Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 28.11.2017 tarihli ve 2037-5409 sayılı kararında yer alan "Bulunduğu görev itibariyle özel soruşturma usulüne tabi olan, kişisel suç olması nedeniyle genel hükümlere göre soruşturulan örgüt üyeliği suçunun ağırlıklı kısmının görev yaptığı dönemi kapsayan şüphelinin, emeklilik ya da herhangi bir sebeple kamu görevinin sona ermesi h...nde bu teminattan yararlanıp yararlanmayacağı bir ...ka deyimle kovuşturma aşamasındaki görevli mahkemenin değişip değişmeyeceği konusuna gelince;
Kamu görevlilerinin gereksiz soruşturma ve kovuşturmaya maruz kalmalarını önleyen özel soruşturma ya da kovuşturma usulü ile getirilen teminatın, kamu görevlisinin şahsı ile değil doğrudan bulunduğu pozisyon ve icra edilen kamu görevi ile ilgili olduğu açıktır. 6087 sayılı Yasa'nın 38/9. maddesi atfı nedeni ile 2797 sayılı Kanun'un 46/son fıkrasındaki '...bulunulan son görev ve sıfatları esas alınır.' şeklindeki düzenlemenin de soruşturma aşamasına ilişkin olduğu gözetilmelidir. HSYK üyelerinin görevlerini icra ettikleri sırada görevle ilgili olsun ya da olmasın işlemiş oldukları suçlar yönünden kovuşturma aşamasında özel kovuşturma teminatı altında olduklarının ve suçun görevle bağlantılı olmasa da görev yaptığı dönemi de kapsayacak biçimde işlendiğinin iddia edilmesi h...nde teminatın görevden herhangi bir sebepten ayrılması durumunda da devam ettiğinin kabulünde zorunluluk bulunmaktadır. Doktrinde de aynı görüş benzer bir olayda; 'istifa eden, emekli olan ya da ...ka bir göreve atanan kişi, v... unvanı haiz iken işlediği suç nedeniyle, Yargıtay Cumhuriyet ...savcılığınca soruşturulacak ve muhakemesi Yargıtay 4. Ceza Dairesinde yapılacaktır' (Abdullah Ayhan Şan, Özel Soruşturma Usulleri, Adalet Bakanlığı yayınları, 2008 baskı sayfa 26) şeklinde kabul edilmiştir.
6087 sayılı Yasa'nın 38/9. maddesinde değişiklik yapan 17.4.2017 tarih 690 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Yargıtay Kanunu'nun 46. maddesinde değişiklik yapan 02.01.2017 tarih 680 sayılı ve 17.04.2017 tarih 690 sayılı Kanun Hükmündeki Kararnameler ile yapılan düzenlemeler dikkate alındığında, yasada sayılan kişiler yönünden yerel Cumhuriyet ...savcılıkları tarafından ağır ceza mahkemesinin görevine giren kişisel suçlarla ilgili suçüstü h...nde genel hükümlere göre yürütülen soruşturma neticesinde soruşturma evrakının düzenlenen fezlekeyle birlikte Yargıtay Cumhuriyet ...savcılığına gönderilmesi gerekmektedir. Yargıtay Cumhuriyet ...savcılığı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verebileceği gibi Yargıtay ilgili Ceza Dairesi nezdinde iddianame de düzenleyebilcektir. Görüldüğü üzere kişisel suçlara ilişkin ağır cezalık suçüstü h...nde yerel Cumhuriyet ...savcılıklarının genel hükümlere göre soruşturma yapma yetkileri bulunmakta ise de iddianame düzenleyerek dava açma yetkilerinin olmadığı izahtan varestedir.
Şu hale göre; iddianamede görev suçu işlendiğine ya da kovuşturma teminatı bulunan dönemden, yakalama tarihine kadar devam eden örgütsel fa...yetlerin neler olduğuna dair bir anlatımın yer almaması ve fakat eylemin maddi unsurunu ve vasfını belirlemek üzere 'FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün yargı içerisindeki yapılanması içerisinde yer alan şüphelinin Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nda görev yaptığı esnada da örgüt adına hareket ettiği'nin iddia edilmesi karşısında, bu döneme ilişkin özel kovuşturma teminatının mevcudiyetini koruduğunun kabulünde zorunluluk bulunması ve örgüt üyeliği suçunun kişisel suç olma vasfı nazara alındığında Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesinin hukuki nitelendirmesi ve itirazı reddeden Ankara 21. Ağır Ceza Mahkemesinin kararında 6087 sayılı Kanun'un 38/9. maddesi delaleti ile 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun değişik 46. maddesi gereğince bir isabetsizlik bulunmadığının kabulü gerekecektir" şeklindeki açıklamalar nazara alınıp 26.10.2014 tarihinde HSYK üyeliği sona eren ve suç tarihi itibarıyla İstanbul Anadolu hâkimi olarak görev yapmakta olan sanığın ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren suçüstü hâlinde yakalandığı gözetildiğinde kişisel suç niteliğindeki silahlı terör örgütünün yöneticisi/üyesi olma suçundan ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince yargılanmasında isabetsizlik bulunmamıştır.
ğ) AİHM Kararı Işığında Suçüstü Hâlinin Uygulanmaması Durumunda Uygulanacak Usul Hükümleri:
Suçun işlendiği tarihte yüksek yargı mensubu olarak görev yapan sanığın, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin suçüstü hâline ve mütemadi suça ilişkin kararı doğrultusunda, örgüt üyeliği eylemini suçüstü koşulları altında gerçekleştirmediğinin kabulü hâlinde hakkında uygulanacak hükümlerin değerlendirilmesinde yarar bulunmaktadır.
Kişisel suçlar bakımından 2802 sayılı Hâkimler Savcılar Kanunu'nda olduğu gibi Yargıtay Kanunu, Danıştay Kanunu ile Anayasa Mahkemesinin Kuruluş Ve Yargılama Usulleri Hakkındaki Kanun'da özel düzenlemelere yer verilmiştir. Sanık, anılan kanunlar gereğince yukarıda açıklandığı üzere özel soruşturma usulüne tabidir. Suç işlediği şüphesinin Yargıtay veya Danıştay Birinci ...kanlık Kurulu tarafından öğrenilmesi hâlinde bu işin ön incelemesini yapmak üzere ilgiliden daha kıdemli bir üye veya ...kan görevlendirilerek gerekli soruşturmanın yapılacağı, soruşturma sonrasında adli veya idari yönden bir suç işlendiği kanaatine varılması hâlinde düzenlenecek raporların Birinci ...kanlık Kuruluna sunulacağı, ...kanlık Kurulunca düzenlenecek talepnameyle ilgili hakkında dava açılacağı anlaşılmakta ise de sanığın mensup olduğu iddia edilen terör örgütünün Anayasal düzene yönelik darbe girişimi sonrasında açığa alınan ve hakkında disiplin soruşturması ...latılan sanık istifaya davet edilmiş, bu daveti kabul etmemesi üzerine görevine son verilmek suretiyle disiplin suçu bakımından en ağır yaptırım uygulanmıştır. Bu arada Ankara Cumhuriyet ...savcılığı tarafından soruşturma yürütülüp sevk edildiği Sulh Ceza Hâkimliğince de tutuklandığı anlaşılmaktadır. Yargılamada gelinen bu aşamada yukarıda izah edilen özel soruşturma hükümlerinin uygulanmamasının, yargılamanın durması için bir neden teşkil edip etmeyeceği değerlendirildiğinde; usule ilişkin hakkın özüne dokunan ihlal gerçekleşmediği takdirde kovuşturma aşamasından soruşturma aşamasına dönülemeyeceği ilkesi gözetilip diğer taraftan ilgili mevzuata göre en ağır yaptırım gerektiren fiili işlemiş olması nedeniyle görevden sürekli şekilde uzaklaştırılmış bulunan sanık hakkında tekrar soruşturma izninin verilmesini talep etmenin yargılamayı uzatacağı ve yasanın kamu görevlileri hakkında özel soruşturma usulü konulmasındaki amacına hizmet etmeyeceği açık olup bu nedenle yargılamanın durdurulmasına gerek görülmemiştir.
2) SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜ SUÇUNUN HUKUKİ NİTELENDİRİLMESİ:
Yargıtayın yerleşik uygulaması ve öğretideki ağırlıklı görüşlere göre örgüt kurma, yönetme ve üyelik suçları;
a) Genel Olarak:
Yapılanma biçimi ne olursa olsun kanunlarda suç olarak tanımlanan fiillerin işlenmesi amacıyla oluşturulmuş örgütlere suç örgütü denmektedir.
Örgüt kurma ve yönetme suçunda genel hükümlerden ayrı olarak kanun koyucu hazırlık hareketlerini suç s...ak kamu düzeninin ve güvenliğinin korunmasını sağlamak amacıyla bağımsız bir suç düzenlemesi yapmıştır. Bu suç somut tehlike suçudur.
Düzenleme ile amaç suçtan bağımsız olarak, hazırlık hareketlerini cezalandıran bir suç tipine yer verilmiştir.
Devletin şahsiyetine karşı cürümlere müteveccih çok kişinin iradesinin birleşmesinin doğuracağı ağır tehlikeyi ve ciddi bir suçun işlenmesi ihtim...nin muhakkaklığını göz önünde bulundurarak bu kolektif suç tehlikesini müstakil suç olarak cezalandırmış ve icra hareketlerine geçilmeden bir fiilin cezalandırılmayacağı prensibinden ayrılmıştır.
Devletin şahsiyetine karşı suçların çoğu teşebbüs suçudur, teşebbüs dahi tamamlanmış suç gibi kabul edildiğinden, zaten tehlike suçudur; bu bakımdan hazırlık hareketlerinin cezalandırılması "tehlike tehlikesinin cezalandırılması" şeklinde kabul edilmektedir. (Manzini, 1950, 606, atfen, Özek, ege. s. 348)
b) Örgüt kurma:
Örgüt, soyut bir birleşme olmayıp bünyesinde hiyerarşik bir yapının, ast-üst ilişkisinin, emir-komuta zincirinin hâkim olduğu yapılanmayı ifade eder. Böylece örgüt, mensupları üzerinde hakimiyet tesis eden bir güç kaynağı mahiyetini kazanmaktadır. Bu bağlamda bir organize güç aracından, organize güç enstrümanından söz edilebilir.
Suç örgütünün varlığından söz edebilmek için belli bir amaç, maksat etrafındaki bir fiili birleşme yeterlidir. Bu örgütler mahiyetleri itibariyle devamlılık arz ederler. Bu itibarla belli bir suçu işlemek için bir araya gelme hâlinde bir suç örgütünün varlığından bahsedilemez.
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, somut bir tehlike suçu olduğu için oluşturulan örgütün üye sayısı ve malzeme donanımı itibariyle güdülen amaçları gerçekleştirme açısından somut bir tehlike arzedip arzetmediği hâkim tarafından yapılacak değerlendirmeyle belirlenecektir. Somut zarar tehlikesini oluşturmaya uygunluk için "amacı gerçekleştirmeye yeterli üye"nin, "hiyerarşik örgüt yapısı"nın, "şiddete dayanan eylem programı"nın varlığını aramak gerekir.
Örgütün silahlı olup olmaması ve sahip olunan silahların cins, nitelik ve miktarı somut tehlikenin belirlenmesinde dikkate alınmalıdır. Örgütün, silahlı örgüt vasfını kazanması için mensuplarının silah sahibi olmaları gerekmez. Silahlar üzerinde gerektiğinde tasarruf imkânının olması gerekli ve yeterlidir.
c) Örgüt yönetme:
Fail, hiyerarşik olarak örgüt üyeleri üzerinde bulunuyor, geniş bir alanda iş bölümü yapabiliyor, örgüt üyeleri üzerinde sevk ve idarede bulunabiliyor, örgütsel fa...yetlerin organizasyonunda ve icrasında harekete geçiren, engelleyen veya durduran olarak rol üstlenebiliyor, bu fa...yetleri denetleyebiliyor ise yönetici olarak kabul edilebilecektir.
Örgüt yönetme, örgütün amaçları doğrultusunda örgütü idare etmeyi, emir ve direktif vermeyi, örgüt içinde inisiyatif ve karar verme gücüne sahip olmayı gerektirir. Örgütün varlığının, etkinliğinin ve gelişiminin sağlanması, hedeflerinin belirlenmesi, program ve stratejilerinin saptanmasını ifade eder. Ancak örgütün fa...yetleri çerçevesinde sadece belirli bir suçun işlenmesini organize edenler bu suçun işlenmesini planlayıp yönetenler örgüt yöneticisi olarak kabul edilemez.
Geniş bir alanda fa...yet yürüten örgütlerin yöneticileri, örgüt yapılanması da dikkate alınarak somut olayın özelliklerine, bu kişilerin örgütün hiyerarşik yapısı içerisindeki konum ve görevlerine göre belirlenmelidir. Bu tür örgütlenmelerde her yöneticinin örgütün tamamını yönetmesi mümkün olmadığından, örgütün bölge, il, ilçe sorumlularının yönetici olup olmadıklarının sorumluluk sahalarındaki örgütsel fa...yetlerin yoğunluğu da gözetilerek belirlenmesi gerekir.
d) Örgüt üyeliği:
Örgüt üyesi, örgüt amacını benimseyen, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olan ve bu suretle verilecek görevleri yerine getirmeye hazır olmak üzere kendi iradesini örgüt iradesine terk eden kişidir. Örgüt üyeliği; örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hâkim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Örgüt üyesi örgütle organik bağ kurup fa...yetlerine katılmalıdır. Organik bağ; canlı, geçişken, etkin, faili emir ve t...mat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağ olup üyeliğin en önemli unsurudur. Örgüte yardımda veya örgüt adına suç işlemede de örgüt yöneticileri veya diğer mensuplarının emir ya da t...matları vardır. Ancak örgüt üyeliğini belirlemedeki ayırt edici fark, örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dahilinde verilen her türlü emir ve t...matı sorgulamaksızın tamamen teslimiyet duygusuyla yerine getirmeye hazır olması ve öylece ifa etmesidir.
Örgüt üyesinin bu suçtan cezalandırılması için örgüt fa...yeti kapsamında ve amacı doğrultusunda bir suç işlemesi gerekmez ise de örgütün varlığına veya güçlendirilmesine nedensel bir bağ taşıyan maddi ya da manevi somut bir katkısının bulunması gerekir. Üyelik mütemadi bir suç olması nedeniyle de eylemlerde bir süre devam eden yoğunluk aranır.
Bu ilkeler ışığında iç hukukumuzdaki düzenlemelere göz atıldığında;
Terör konusunu özel bir kanunla düzenleme yoluna giden kanun koyucu, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 1. maddesinde terörü; "Cebir ve şiddet kullanarak; baskı, korkutma, ...a, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle, Anayasada belirtilen Cumhuriyetisunu özel bir kanunla düzenleme yoluna giden kanun koyucu, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 1. maddesinde terörü; "Cebir ve şiddet kullanarak; baskı, korkutma, ...a, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle, Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasî, hukukî, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devletinin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, Devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, Devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla bir örgüte mensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her türlü suç teşkil eden eylemlerdir." aynı Kanun'un 2. maddesinin birinci fıkrasında terör suçlusunu; "Birinci maddede belirlenen amaçlara ulaşmak için meydana getirilmiş örgütlerin mensubu olup da, bu amaçlar doğrultusunda diğerleri ile beraber veya tek ...ına suç işleyen veya amaçlanan suçu işlemese dahi örgütlerin mensubu olan kişi..." şeklinde tanımlamış, aynı maddenin ikinci fıkrasında ise terör örgütüne mensup olmasa da örgüt adına suç işleyenlerin de terör suçlusu sayılacağını hüküm altına almıştır.
Bu genel terör ve terör suçlusu tanımları dışında 3713 sayılı Kanun'un 3. maddesinde doğrudan terör suçları, 4. maddesinde de dolaylı terör suçları düzenlenmiştir.
TCK'nın 314. maddesi bakımından bir oluşumun veya yapılanmanın, silahlı terör örgütü sayılabilmesi için;
Yöntem: Terör örgütü, cebir ve şiddet kullanarak; baskı, korkutma, ...a, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle hareket eden bir örgüt tipidir.
Amaç-Saik: Silahlı terör örgütü, siyasi maksatla fa...yet gösteren örgütleri ifade eder. Bu bakımdan 3713 sayılı Kanun'un birinci maddesinde sayılan amaca yönelik ve Devletin Anayasal düzenine veya güvenliğine karşı bir suç işlemek amacıyla fa...yet gösterir.
Elverişlilik: Silahlı terör örgütünün, TCK'nın İkinci Kitabının Dördüncü Kısmının Dördüncü ve Beşinci Bölümlerinde yer alan suçları amaç suç olarak işlemek üzere kurulmuş ve amaca matuf bir eylem gerçekleştirmeye yeterli derecede silahlı olması ya da bu silahları kullanabilme imkânına sahip bulunması gerekir. Amaca matuf kavramı ise silahlı terör örgütünün yapısının, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye elverişli olmasını ifade eder.
Araç-gereç: Örgüt mensuplarının tamamı olmasa bile bir kısmının silahlı olması silahlı terör örgütünün oluşması için yeterlidir. Örgüt, bu silahları gerektiğinde kullanma imkânına sahip ise silahlı olduğu kabul edilmelidir. Silahlı terör örgütünün elinde bulunan silahın devlete ait olması ya da bu silahların hukuka aykırı yollardan elde edilmesi bu suçun oluşması açısından önem taşımaz.
Türk halkı 40 yılı aşkın süredir etnik, ideolojik veya dini temellere dayalı çeşitli terör örgütleri tarafından yapılan saldırılara muhatap olmuş, binlerce insan hayatını kaybetmiş veya ağır şekilde yaralanmıştır. İnsanların refahı için harcanması gereken parasal kayıp hesap edilemeyecek boyuttadır. Örgütün baskısı yüzünden bazı insanlar en temel hak ve özgürlüklerini kullanamaz hâle gelmiş, yaşadıkları yerleri terk etmek ya da örgütün t...matları doğrultusunda hareket etmek zorunda kalmışlardır. Devlet, bu tehdidin devam ettiği zamanlarda dahi insan haklarına ilişkin uluslararası sözleşmeleri imzal...ak kişisel hak ve özgürlükleri korumak iradesini ortaya koymuştur. Nitekim bu sözleşmelerdeki hakların, hiyerarşik olarak kanunlar üstü biçimde uygulanacağına dair Anayasal hüküm kabul edilmiş olması ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin yargı yetkisinin tanınması bu iradenin somut örneklerinden birisidir. 1991 yılında yürürlüğe giren Terörle Mücadele Kanunu'nda 29 kez genel olarak özgürlükleri genişletme yönünde değişiklik yapılmıştır. Amaç suçlar bakımından tehlikelilik hâlinin somutlaşıp yakınlaşması durumunda halkta oluşan güvenlik kaygısının artmasına paralel kısıtlayıcı tedbirlere ...vurulduğu görülmekle birlikte kişilerin barış ve güven içinde yaşama hakkına yönelik tehdidin azaldığı dönemlerde özgürlükleri genişleten düzenlemeler hız kazanmıştır.
Terörle Mücadele Kanunu'nun terör örgütlerini tanımlayan 7/1. maddesinde 29.06.2006 tarihinde 5532 sayılı Kanun'un 5. maddesiyle yapılan değişiklik sonrası oluşan hukuki durumun değerlendirilmesinde fayda görülmektedir. İlgili maddenin önceki hâli "Madde 7- “3 ve 4 üncü maddelerle Türk Ceza Kanununun 168. 169, 171, 313, 314 ve 315 inci maddeleri hükümleri saklı kalmak kaydıyla bu Kanunun 1 inci maddesinin kapsamına giren örgütleri her ne nam altında olursa olsun kuranlar veya bunların fa...yetlerini düzenleyenler veya yönetenler beş yıldan on yıla kadar ağır hapis ve ikiyüzmilyon liradan beşyüzmilyon liraya kadar ağır para cezası, bu örgütlere girenler üç yıldan beş yıla kadar ağır hapis ve yüzmilyon liradan üçyüzmilyon liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılırlar" şeklindeki iken 2006 yılında yapılan değişiklik sonrası "7/1. cebir ve şiddet kullanılarak; baskı, korkutma, ...a, sindirme veya tehdit yöntemleriyle, 1 inci maddede belirtilen amaçlara yönelik olarak suç işlemek üzere, terör örgütü kuranlar, yönetenler ile bu örgüte üye olanlar Türk Ceza Kanununun 314 üncü maddesi hükümlerine göre cezalandırılır. Örgütün fa...yetini düzenleyenler de örgütün yöneticisi olarak cezalandırılır." hâlini almıştır.
Bu değişiklik karşısında; Terörle Mücadele Kanunu'nunda yapılan örgüt tanımı ile TCK'nın 314/1-2. maddesindeki örgüt tanımı çelişmekte midir; mevzuatta silahlı veya silahsız iki ayrı örgüt varlığını sürdürmekte midir soruları gündeme gelmektedir. ...ka deyimle Terörle Mücadele Kanunu'nun 7/1. maddesinin, TCK'nın 314. maddesine atfının unsur atfı mı yoksa ceza yaptırımına mı olduğu ortaya konulmalıdır. Silahlı terör örgütü suçunun unsurlarına TCK'nın 314. maddesinde yer verilmiştir. Yukarıda izah edildiği şekilde örgüt kurma, yönetme ya da üye olma, amaç suç bakımından hazırlık hareketi niteliğinde somut tehlike suçudur. Somut tehlike suçları zarar suçu niteliğinde olmayıp hazırlık hareketlerini cezalandıran istisnai düzenlemeler olması nedeniyle cebir ve şiddet içeren fa...yetlerde bulunma zorunluluğu yoktur, yeter ki cebre yönelik bir irade ortaya konulsun. Zira 5237 sayılı TCK'nın 221. maddesinin 1. bendinde örgüt kuran kişilerin, herhangi bir suç işlemeden örgütü dağıtmaları hâlinde cezai yaptırıma muhatap olmayacakları şeklindeki düzenleme bu görüşü doğrulamaktadır. Bu nedenle 3713 sayılı Kanun'un 7/1. maddesinde yapılan değişiklikle, failin örgüt üyesi olduğunun kabulü için cebir ve şiddet gerektiren fiili işlemesi zorunluluğu getirildiği ileri sürülemeyecektir. Bu değişiklik TMK'nın 1. maddesinde yazılı amaç suçların gerçekleştirilmesinde şiddetin gerekliliğini vurgulamanın yanında kurulan, yönetilen veya üyesi olunan örgütün cebir ve şiddeti araç olarak kullanma gerekliliğini ifade etmektedir. Aksi takdirde bu suçun tehlike suçu olma vasfını ortadan kaldırmış ve TCK'nın 220 ve 314. maddelerindeki unsurlarla çelişilmiş olacaktır.
e) Hata Hükümleri Çerçevesinde Silahlı Terör Örgüt Üyeliği Suçunun Değerlendirilmesi:
FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütünün aşağıda açıklanan yapı ve görüntüsü itibariyle suçların manevi unsurunun tespiti bağlamında kusur ilkesi ve suçun kast unsurunun değerlendirilmesinde yarar bulunmaktadır.
5237 sayılı TCK'ya esas alınan suç teorisi üç ilkeye dayanmaktadır. Bunlar: kusur ilkesi, hukuk devleti ilkesi ve insanilik ilkeleridir.
Kusur ilkesi; kusursuz ceza olmaz prensibine dayanmaktadır. Failin işlemiş olduğu suçtan dolayı şahsen kınanabildiği hâllerde cezalandırılmasını ifade eder. İlke ile amaçlanan, cezanın kusuru gerektirdiği ve kusurlu hareket etmeyen kişinin cezalandırılmayacağıdır. Bu ilkeden çıkarılacak birinci sonuç, netice sorumluluğunun kaldırılmış olması; ikinci sonuç ise cezanın kusur derecesini aşmayacağı yani ceza hukukunda kusurla orantılı ceza tayininin esas alınacağıdır.
Hata (yanılma); genel olarak kişinin tasavvuru ve zihinden geçirdikleri ile gerçeğin birbirine uymaması anlamına gelen bir kavramdır. Hata kural olarak iradenin oluşum sürecine etki eder ve gerçeğin yanlış biçimde tasavvuru veya bilinmesi nedeniyle irade bozulmuş olarak doğar. Failin tasavvurunun konusu, dış dünyaya ait bir şeye ilişkin olabileceği gibi normatif dünyaya (kurallar alanına) dair de olabilir. Dış dünyayla ilgili şeyin olduğundan farklı bir biçimde algılanması hâlinde unsur yanılgısından (tipiklik hatası), normatif dünyaya ait gerçekliğin fsavvurunun konusu, dış dünyaya ait bir şeye ilişkin olabileceği gibi normatif dünyaya (kurallar alanına) dair de olabilir. Dış dünyayla ilgili şeyin olduğundan farklı bir biçimde algılanması hâlinde unsur yanılgısından (tipiklik hatası), normatif dünyaya ait gerçekliğin farklı biçimde değerlendirilmesi hâlinde ise yasak hatasından bahsedilir. Kısaca unsur hatası, bir algılama hatası olduğu hâlde; yasak hatası, bir değerlendirme hatasıdır.
Failin ceza sorumluluğuna gidilebilmesi için kusurlu olması şarttır. Kusur, kınanabilirliktir. Kusurun ifade ettiği değersizlik yargısı ile fail hukuka uygun davranmaması, haklı olan lehine karar verebilme ve hukuka uygun davranma imkânına sahip olmasına rağmen haksız olan davranışı tercih etmesi nedeni ile kınanmaktadır. Kusur yargısının temeli insanın özgür iradesidir. İnsan, özgür iradeye sahip bir varlık olması nedeniyle haklı olan davranış ile haksızlık arasında bir tercih yapma ve haklı olan davranış lehine karar verebilme, davranışlarını hukuk düzeninin gereklerine göre yönlendirebilme ve hukuk düzeninin yasakladığı davranışlardan sakınma yeteneğine sahiptir. Kusur yargısının temelini oluşturan irade özgürlüğü, haksızlık bilincinin varlığını gerekli kılar. Çünkü insanın haklı olan davranış ile haksızlık arasında tercih yapabilmesi için bunu bilmesi şarttır. Fail, haksızlık bilincine sahipse ve özgür iradesiyle haksız olan davranışı tercih ediyor ise kusurludur. Fakat yasak yanılgısı her zaman failin kusurunu tamamen ortadan kaldırmaz. İnsan, hukuk toplumunun bir üyesi olarak hukuka uygun davranmak ve haksız olan davranışlardan sakınmak yükümlülüğü altındadır. Failin açıkça yasak olduğunu bildiği davranışlardan sakınması bu yükümlülüğü yerine getirdiği anlamına gelmez. Fail, aynı zamanda davranışlarının hukuk düzeninin gerekleri ile uyumlu olup olmadığını sorgulamakla yükümlüdür. Fail bu husustaki şüphesini tefekkür etmek veya bir uzmana danışmak yoluyla bertaraf etmek zorundadır. Ayrıca fail vicdan muhasebesi de yapmalıdır. Failden beklenen vicdan muhasebesinin ölçüsü, somut olayın koşulları ile onun sosyal ve mesleki çevresidir. Fail kendisinden beklenen vicdan muhasebesine rağmen davranışının haksızlığını idrak etmeye muktedir değilse yanılgısı kaçınılmazdır. Bu durumda fail kusurlu addedilemez. Buna karşılık fail kendisinden beklenen vicdan muhasebesiyle davranışının haksızlığını idrak edebilecek idiyse yasak yanılgısı kusurunu tamamen ortadan kaldırmaz; fail kusurludur, ancak kusuru azalmıştır.
Hata, kastı ortadan kaldıran veya kusurluluğu etkileyen hata olmak üzere ikiye ayrılır. Suçun maddi unsurlarında (TCK'nın 30/1. maddesi), suçun nitelikli hâllerinde (TCK'nın 30/2. maddesi), hukuka uygunluk nedenlerinin maddi şartlarında (TCK'nın 30/1-3. maddesi) hata kastı kaldırır. Kusurluluğu ortadan kaldıran veya az... sebeplerin maddi şartlarında hata (TCK'nın 30/3. maddesi) ile haksızlık yanılgısı (yasak hatası) (TCK'nın 30/4. maddesi) kusurluluğu etkileyen hata şekilleridir. Kastı kaldıran hata türüne hukuka uygunluk nedenlerinin sınırındaki yanılgıyı da eklemek gerekmektedir. (TCK'nın 27/1. maddesi)
İlgisi nedeniyle suçun maddi unsurlarında hata (unsur yanılgısı) üzerinde durmak gerekecektir.
TCK'nın 30/1. maddesinde "suçun kanuni tanımındaki maddi unsurlara ilişkin bilgisizliğin kastı ortadan kaldıracağı" belirtilmiştir. Unsur yanılgısının konusunu suçun maddi unsurları oluşturmaktadır. Unsur yanılgısı kastı ortadan kaldırdığına göre, böyle bir yanılgı ancak kastın kapsamında kalan konular hakkında olabilir. Kast, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilinmesini gerektirdiğinden, maddi unsurların bilinmemesi hâlinde kasten işlenen bir haksızlıktan bahsedilemez.
Unsur yanılgısı; haksızlığa temel teşkil eden, haksızlığı tipikleştiren objektif unsurlarda, yani suçun maddi unsurlarında yanılgıdır. Bu durumda haksızlığın kasten işlendiğinden söz edilemez. Fiilin taksirle işlenmiş şekli suç olarak tanımlanmış ise fail ancak taksirli suçtan sorumlu olur.
Bir suç örgütü, ...tan itibaren suç işlemek üzere kurulmuş illegal bir yapı olduğunu eylem ve söylemleriyle açıkça ortaya koyabileceği gibi legal olarak fa...yet göstermekte olan bir sivil toplum örgütünün sonradan bir suç örgütüne, hatta terör örgütüne dönüşmesi de mümkündür. Bu kapsamda önceden var olan ancak hakkında karar verilmediği için kamuoyu tarafından varlığı bilinmeyen örgütün hukuki varlık kazanması mahkemeler tarafından verilecek karara bağlı ise de örgütün kurucusu, yöneticileri ya da üyeleri, kuruluş tarihinden veya meşru amaçlarla kurulup daha sonra suç örgütüne dönüştüğü andan itibaren ceza hukuku bakımından sorumlu olacaklardır.
Failin, isnat olunan suçun maddi unsurlarına ilişkin hatası esaslı, diğer bir ifadeyle kabul edilebilir bir hata olursa, bu takdirde fail TCK'nın 30. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu hatasından yararlanacak, bunun sonucu olarak yüklenen suç açısından kasten hareket etmiş sayılmayacağından ve suçun taksirle işlenmesi hâli de kanunda cezalandırılmıyor ise CMK'nın 223. maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi gereğince beraatına karar verilmesi gerekecektir.
Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarihli ve 956-370 sayılı kararında da belirtildiği üzere;
FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütünün, Devletin Anayasal düzenini cebir ve şiddet kullanarak değiştirmek olan nihaî amacını gerçekleştirmek için "mahrem alan" şeklinde örgütlenmesi ve Devletin silahlı kuvvetlerindeki unsurları dikkate alındığında gerekli ve yeterli örgütsel güce sahip olduğu hususunda tereddüt bulunmamaktadır. Örgütün bu amaç ve yöntemlerini bilen örgüt mensuplarının örgütteki konumları gözetilerek cezalandırılacağı da açıktır. Örgütlenme piramidine göre beş, altı ve yedinci kat ve kural olarak üç ve dördüncü katlarda bulunan örgüt mensuplarının bu durumda olduklarının kabulü gerekmektedir. Ancak önce dinî bir kült, ardından da terör örgütü hâline dönü... FETÖ/PDY'nin, ...langıçta bir ahlâk ve eğitim hareketi olarak ortaya çıkması ve genellikle böyle algılanması, örgütün gayrı meşru amaçlarını gizleyip alenen krimin...ze olmamaya çalışması ve örgütün kurucusu ve yöneticisi Fetullah Gülen hakkında Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesince verilen beraat kararının onanarak kesinleşmesi karşısında, özellikle örgütün sözde meşruiyet vitrini olarak kullanılan diğer katlardaki örgüt mensupları tarafından bilinip bilinmediğinin olaysal olarak TCK'nın 30. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu bağlamda söz konusu değerlendirme yapılırken, ülke çapında yürütülen soruşturma ve kovuşturmalar, FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü ile ilgili dava dosyalarında yer alan belgeler, mahkemelerce karara bağlanan davalar, bu davalarda dinlenen itirafçı sanıkların savunmaları, tanık beyanları ve benzer pek çok kaynakta yer aldığı üzere; örgüt mensubu olan kamu görevlileri tarafından örgütün nihaî amacının açıkça ortaya konularak devleti ve hükûmeti açıkça hedef alan terör fa...yetlerinin icra edilmesi, bu fa...yetlerin örgüt liderinin açıklamaları ve basın yayın araçlarıyla üstlenilmesi gibi sansasyonel olayların kamuoyunun gündemini uzunca bir süre meşgul edip yoğun bir şekilde tartışılması, Milli Güvenlik Kurulu'nun 30 Ekim 2014, 29 Nisan 2015 ve 26 Mayıs 2016 tarihli toplantılarında alınan ve kamuoyu ile paylaşılan kararlarda sözde "hizmet hareketi" adlı legal görünümlü illegal yapının, paralel bir devlet kurma amacında olan, devletin varlığına ve Anayasal düzenine karşı ciddi tehdit oluşturan bir örgüt olarak kabul edilmesi, aynı tespit ve açıklamaların Devlet ve Hükûmet yetkililerince de en üst düzeyde benimsenip kamuoyu ile paylaşılması gibi olguların da gözardı edilmemesi gerekir.
3) FETÖ/PDY SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜ YAPILANMASI:
a) Genel olarak:
Ceza Genel Kurulunun 24.01.2019 tarihli ve 417-44 sayılı, 20.12.2018 tarihli ve 419-661 sayılı ile 26.09.2017 tarihli ve 956-370 sayılı kararları ve bu suçların temyiz incelemesi ile görevli 16. Ceza Dairesinin kararlarında ayrıntılarıyla belirtildiği üzere;
FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü,ardı edilmemesi gerekir.
3) FETÖ/PDY SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜ YAPILANMASI:
a) Genel olarak:
Ceza Genel Kurulunun 24.01.2019 tarihli ve 417-44 sayılı, 20.12.2018 tarihli ve 419-661 sayılı ile 26.09.2017 tarihli ve 956-370 sayılı kararları ve bu suçların temyiz incelemesi ile görevli 16. Ceza Dairesinin kararlarında ayrıntılarıyla belirtildiği üzere;
FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü, paravan olarak kullandığı dini, din dışı dünyevi emellerine ulaşma aracı hâline getiren; siyasi, ekonomik ve toplumsal yeni bir düzen kurma tasavvuruna sahip örgüt liderinden aldığı t...matlar doğrultusunda hareket eden; bu amaçla öncelikle güç kaynaklarına sahip olmayı hedefleyip güçlü olmak ve yeni bir düzen kurmak için şeffaflık ve açıklık yerine büyük bir gizlilik içerisinde olmayı şiar edinen; bir istihbarat örgütü gibi kod isimler, özel haberleşme kanalları, kaynağı bilinmeyen paralar kullanıp böyle bir örgütlenmenin olmadığına herkesi inandırmaya çalışarak ve bunda ...arılı olduğu ölçüde büyüyüp güçlenen, bir yandan da kendi mensubu olmayanları düşman olarak görüp mensuplarını motive eden; "Altın Nesil" adını verdiği kadrolarla sistemle çatışmak yerine sisteme sahip olma ilkesiyle devlete tabandan tavana sızan; bu kadroların sağladığı avantajlarla devlet içerisinde belli bir güce ulaştıktan sonra hasımlarını çeşitli hukuki görünümlü hukuk dışı yöntemlerle tasfiye eden; böylece devlet aygıtının bütün alt bile...lerini ünite ünite kontrol altına almayı ve sisteme sahip olmayı planlayıp ele geçirdiği kamu gücünü de kullanarak toplumsal dönüşümü sağlamayı amaçlayan; casusluk fa...yetlerini de bünyesinde barındıran atipik/suigeneris bir terör örgütüdür.
İstişare kurulu, ülke, bölge, il, ilçe, semt, ev imamları gibi hiyerarşik bir yapı içeren insan gücünü ve finans kaynaklarını örgütsel menfaat ve ideolojisi çerçevesinde kullanıp Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin tüm Anayasal kurumlarını ele geçirme amacı taşıyan FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü "gizli yaşamak, her zaman korkmak, doğruyu söylememek, gerçeği inkâr etmek" üzerine kuruludur.
FETÖ/PDY'nin Türk Silahlı Kuvvetlerine, Emniyet Teşkilatına ve MİT'e sızan militanları, şeklen kamu görevlisi gibi gözükse de bu kişilerin örgüt aidiyetleri diğer tüm aidiyetlerinden önce gelmektedir. FETÖ/PDY'nin devletin tasarrufunda bulunması gereken kamu gücünü, kendi örgütsel çıkarları lehine kullanmakta olduğu anlaşılmaktadır. Çeşitli aşamalardan geçirildikten sonra güçlü örgütsel bağlarla bağlandığı FETÖ/PDY'nin bir neferi olarak TSK, Emniyet Teşkilatı ve Milli İstihbarat Teşkilatında meslek hayatlarına ...layan örgüt mensupları, sahip oldukları silah ve zor kullanma yetkilerini FETÖ/PDY'deki hiyerarşik üstünden gelen emir doğrultusunda seferber etmeye hazır olacak şekilde bir ideolojik eğitimden geçirilmektedir. Nitekim hiyerarşik ilişki bakımından sıkı bir disiplinin hâkim olduğu Türk Silahlı Kuvvetlerinde dahi FETÖ/PDY mensuplarının darbeye teşebbüs sırasında genel olarak öğretmenlerden oluşan mahrem imam olarak adlandırılan sivil kişilerden aldıkları t...matlara göre hareket ettikleri veya alt rütbedeki subayların emirlerine uydukları birçok dava dosyasında görülmüştür.
Emniyet Genel Müdürlüğü kadrolarının etkin birimlerinde ve TSK'da yapılanan FETÖ/PDY, Emniyet ve TSK birimlerinin doğasında var olan cebir ve şiddet kullanma yetkisinin verdiği baskı ve korkutuculuğu kullanmaktadır. Örgüt mensuplarının silahlar üzerinde gerektiğinde tasarruf imkânının bulunması, silahlı terör örgütü suçunun oluşması için gerekli ve yeterli olmakla birlikte; 15.07.2016 tarihinde meydana gelen kalkışma esnasında TSK içerisinde yapılanıp görünürde TSK mensubu olan ve ancak örgüt liderinin emir ve t...matları ile hareket eden örgüt mensuplarınca silah kullanılmış, birçok sivil vatandaş ve kamu görevlisi öldürülüp yaralanmıştır.
Söz konusu terör örgütü, nihaî amaçlarına ulaşmak gayesiyle öncelikle askeriye, mülkiye, emniyet, yargı ve diğer stratejik öneme sahip kamu kurumlarını ele geçirmek için kendilerine engel olacaklarını düşündüğü bürokrat ve personelin sistem dışına çıkarılmasını sağl...ak örgüt elemanlarını bu makamlara getirmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin tüm Anayasal kurumlarını ele geçirmeye yönelik nihaî hedefi bulunan FETÖ/PDY, söz konusu ele geçirme süreci tamamlandıktan sonra devlet, toplum ve fertlere dair ne varsa ideolojisi doğrultusunda yeniden dizayn ederek oligarşik özellikler taşıyan bir zümre eliyle ekonomik, toplumsal ve siyasal gücü yönetmek ve aynı zamanda uluslararası düzeyde büyük ve etkili siyasi/ekonomik güç hâline gelmek amacıyla hareket etmektedir.
Örgütte sıkı bir disiplin ve eylemli bir işbirliğinin bulunduğu, örgütün kurucusu, yöneticileri ve üyeleri arasında sıkı bir hiyerarşik bağın mevcut olduğu, gizliliğe riayet edildiği, illegal fa...yetleri gizleyebilmek için hiyerarşik yapıya uygun hücre sistemi içinde yapılanarak grup imamları tarafından emir t...mat verilmesi ve üyeleri arasında haberleşmenin sağlanması için ByLock gibi haberleşme araçlarının kullanıldığı, görünür yüzüyle gerçek yüzü arasındaki farkın gizlendiği, amaca ulaşabilmek için yeterli eleman, araç ve gerece sahip olduğu, amacının Anayasa'da öngörülen meşru yöntemlerle iktidara gelmek olmayıp örgütün yarattığı kaos ortamı sonucu, demokratik olmayan yöntemlerle cebir şiddet kullanmak suretiyle parlamento, hükûmet ve diğer Anayasal kurumları feshedip iktidarı ele geçirmek olduğu, bu amaçla Emniyet, Jandarma, MİT ve Genelkurmay ...kanlığı gibi kuvvet kullanma yetkisini haiz kurumlara sızan mensupları vasıtasıyla, kendisinden olmayan güvenlik güçlerine, kamu görevlilerine, halka, Cumhur...kanlığı Külliyesi ve Meclis binası gibi simge binalar ve birçok kamu binasına karşı ağır silahlarla saldırıda bulunmak suretiyle amaç suçu gerçekleştirmeye elverişli öldürme ve yaralama gibi çok sayıda vahim eylem gerçekleştirdiği, anılan örgüt mensupları hakkında 15 Temmuz darbe girişiminden ya da örgüt fa...yetleri kapsamında işlenen diğer bir kısım eylemlere ilişkin bir kısmı derdest olan ya da mahkemelerce karara bağlanan davalar, bu davalarda dinlenen itirafçı sanıkların savunmaları ve gizli-açık tanık anlatımları, bu davalarda verilen mahkeme ve Yargıtay kararları, örgüt lider ve yöneticilerinin açık kaynaklardaki yazılı ve sözlü açıklamaları gibi olgu ve tespitler dikkate alındığında;
FETÖ/PDY, küresel güçlerin stratejik hedeflerini gerçekleştirmek üzere kurulan bir maşa olarak; Anayasa'da belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasi, hukuki, sosyal, laik ve ekonomik düzeni değiştirmek, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devletinin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, Devlet otoritesini yıkıp ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, Devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini bozmak amacıyla kurulmuş bir terör örgütüdür. Bu örgüt, kuruluşundan 15 Temmuz sürecine kadar örgüt lideri Fetullah Gülen tarafından belirlenen ideoloji doğrultusunda amaçlarını gerçekleştirmek için hareket etmiştir. Gerçekleştirilen eylemlerde kullanılan yöntem, bir kısım örgüt mensuplarının silah kullanma yetkisini haiz resmi kurumlarda görevli olması, örgüt mensuplarının bu silahlar üzerinde tasarrufta bulunma imkânlarının var olması ve örgüt hiyerarşisi doğrultusunda emir verilmesi hâlinde silah kullanmaktan çekinmeyeceklerinin anlaşılması karşısında tasarrufunda bulunan araç, gereç ve ağır harp silahları bakımından 5237 sayılı TCK'nın 314. maddesi kapsamında bir silahlı terör örgütüdür.
FETÖ/PDY'de diğer terör örgütlerinden farklı olarak, örgütün bütünlüğü üzerinde tek hâkim ve önder Fetullah Gülen olup örgüt içerisinde kainat imamı olarak görülmektedir. Diğer yöneticiler onun verdiği yetkiyle onun adına görev yaparlar. Örgüt yukarıdan aşağıya doğru tekçi (monist) yapıda örgütlenmiştir. Daha önce de ifade edildiği gibi kainat imamı, "kutsal insan, mesih, mehdi, hoca efendi" gibi sıfatlarla anılmaktadır.
Kainat imamlığı, örgütün her türlü işiyle ilgilenip üst karar veren temel, ideolojik ve doktriner birimdir. Bütün işler onun t...matıyla yürütülmektedir. Örgüte sesini her hafta internet üzerinden duyurmaktadır. Örgüt mensuplarının topladığı bütün bilgi ve belgeler de onda toplanır.
Dikey Yapılanma - Yedi Katlı Piramit:
Kainat imamı inancı ve yedi katlı piramidal yapılanma, ...iye mezhebinden ve köken olarak da Zerdüştlük dininden alınmıştır. Zerdüştlük dini ve ondan mülhem ...iye mezhebi yedi kat gök gibi örgütlenmişlerdir. Bu mezhep, sofilerini yedi dereceye ayırmıştır. Tarikatın piri yedinci derecede oturur ki, bu mertebe Allah'tan doğrudan emir alan imamlık makamıdır. İmam hel... haram ve haramı helal yapabilir. Ona mübah olmayan hiçbir şey yoktur.
Örgüt içi hiyerarşide itaat ve teslimiyet katı bir kuraldır. Teslimiyet hem örgüte hem de liderin emrine ona atfen verilen göreve adanmışlıktır. Örgüt sivil toplumu kendi hâline bırakmayıp kendine hizmet eden bağlı unsurlara dönüştürmektedir. Kadrolaşma yoluyla yargı, ordu, emniyet ve bakanlık birimleri bu gücün denetimine girip örgütsel amaçlar doğrultusunda kullanılabilmektedir.
Örgütün hiyerarşik yapılanmasındaki tabaka sistemi kat sistemine dayanır. Katlar arasında geçişler mümkündür ama dördüncü tabakadan sonrasını önder belirler. Katlar şu şekildedir:
i) Birinci Kat, Halk Tabakası: Örgüte iman ve gönül bağıyla bağlı olanlar ile fiili ve maddi destek sağlayanlardan oluşur. Bunların birçoğu örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmayan bilinçli veya bilinçsiz hizmet ettirilen kesimdir. Genellikle fa...yetlerden habersizdirler. Bu katmandakileri örgüte bağlayan ana unsur, istismar edilen İslami duyarlılık ve din duygularıdır.
ii) İkinci Kat, Sadık Tabaka: Okul, dershane, yurt, banka, gazete, vakıf ve kurum görevlilerinden oluşan sadık gruptur. Bunlar örgüt sohbetlerine katılan, düzenli aidat ödeyen, az veya çok örgüt ideolojisini bilen kişilerdir.
iii) Üçüncü Kat, İdeolojik Örgütlenme Tabakası: Gayri resmi fa...yetlerde görev alırlar. Örgüt ideolojisini benimseyen ve ona bağlı çevresine propaganda yapan kişilerden oluşur.
iv) Dördüncü Kat, Teftiş Kontrol Tabakası: Bütün hizmeti (legal ve illegal) denetler. Bağlılık ve itaatte dereceye girenler buraya yükselebilir. Bu tabakaya girenler örgüte çocuk yaşta kazandırılanlardan seçilir. Örgüte sonradan katılanlar genellikle bu katta ve daha üst katlarda görev alamazlar.
v) Beşinci Kat, Organize Eden ve Yürüten Tabaka: Üst düzey gizlilik gerektirir. Birbirlerini çok az tanırlar. Örgüt lideri tarafından atanırlar. Devletteki yapıyı organize edip yürüten tabakadır. Evlililiklerinin örgüt içinden olması zorunludur.
vi) Altıncı Kat, Has Tabaka: Fethullah Gülen ile alt tabakaların irtibatını sağlar. Örgüt içi görev değişiklikleri yapar. Azillere bakar. Örgüt liderince bizzat atanırlar.
vii) Yedinci Kat, Kurmay Tabaka: Örgüt lideri tarafından doğrudan seçilen 17 kişiden oluşan örgütün en seçkin kesimidir.
Bu tabakalar dışında örgüte sempati besleyenlerden oluşan alt tabaka vardır. Örgüt hiyerarşisinde yer almazlar. Örgüte yönelik herhangi bir olumsuz düşünceleri yoktur. Örgütün bütün fa...yetlerini illegal bile olsa desteklerler. T...mat almaz ve rapor vermezler. Örgüte zaman zaman maddi yardım yaparlar. Devamlı olmamak şartıyla örgütün bazı fa...yetlerine de katılırlar. Bunlar örgütün iç yüzünü bilmeyen, görünüşteki yüzünü gerçek sanan kimselerdir. Siyasetçi, sanatçı, yazar, gazeteci, akademisyen gibi çok geniş bir alana yayılmış olan bu sempatizan kitleyi örgüt zaman zaman lehine kamuoyu oluşturmak için kullanmaktadır.
Yedi katmanın en üstünde “Fethullah Hoca arşı” yer almaktadır. Beşinci, altıncı ve yedinci katmanlar örgütü yöneten katmanlardır. Altıncı ve yedinci katmandakilerin örgütten kopmalarına kesinlikle izin verilmez. Altıncı katmandakiler örgüt liderinin bildiği ve takip ettiği hayati önemi haiz gördükleri hizmetleri yapan kişilerdir. Beşinci katmanda çok ... hâlde örgütten kopma olmuştur. Bu katmanda olup örgütten ayrılanlar takip edilerek etkisiz hâle getirilmiştir. Dördüncü katman örgütü bir arada tutar ve alt katmandakilerin teftiş ve kontrolünü yapar. Hizmet denen işleri ise ilk üç katmandakiler yürütmektedir.
b) Örgütün Yargı ve Yargıtay Yapılanması, HSK ve Yüksek Mahkeme Üyelikleri Seçimleri:
Örgütsel kadrolaşma açısından; FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü tarafından kendi mensuplarına hâkimlik ve Cumhuriyet savcılığı sınavlarına girmeleri konusunda telkinlerde bulunulduğu, örgüt mensubu öğrencilere hâkimlik ve savcılık sınavını kazanmaları hâlinde örgütün kendilerine referans olacağının söylendiği, mülakatı geçip staja ...layan örgüt mensubu hâkim ve Cumhuriyet savcısı adaylarının Adalet Akademisi ve staj döneminde de yine örgüt tarafından koordine edildiği, söz konusu adayların örgüt mensubu olduklarının anlaşılmaması için kendi ...larına fakat örgütle irtibatı koparmayacak şekilde ev tutmalarının tavsiye edildiği, adayların beşer kişilik kapalı gruplar hâlinde örgüt tarafından finanse edilen evlerde kalmalarının sağlandığı, bu kapsamda örgüt kurallarına göre iki evin irtibat hâlinde olmasının istendiği, bu evlere murakıp adı verilen örgüt mensubu kişilerin gelerek evde kalan adaylardan bilgi alıp tavsiyelerde bulundukları, bununla birlikte örgüte ait ışık evlerinin il bazında eyalet adı altında birden çok bölgeye ayrıldığı, her bölgenin sekiz ilâ on evi kapsadığı, bölgelerden sorumlu kişilere bölge abisi/ablası adı verildiği, örgütün Türkiye Adalet Akademisi stajındaki adayları staj dönemlerine göre ayırdığı, bazı örgüt mensubu adaylara Türkiye Adalet Akademisi yurdunda kalmaları tavsiye edilerek bu kişilerden, örgüt lehine ya da aleyhine konuşan aday arkadaşlarının bildirilmesinin istendiği, her dönemin sorumlu abisinin/ablasının bulunduğu, evlere gelen örgüt mensubu murakıpların adaylara dinsel ve sosyal davranışları açısından telkinde bulundukları, örgüt mensubu hâkim ve Cumhuriyet savcılarının T1, T2, T3, T4 ve T5 şeklinde kategorize edilerek taşra ve devre yapılanmasının oluşturulduğu, bu yapılanmalarda belirli aralıklarla organizasyon ve görüşmelerin gerçekleştirildiği,
Eski Yargıtay üyelerinin görev yapmakta oldukları hukuk ve ceza dairelerine göre gruplar oluşturulduğu, eski yüksek yargı üyelerinin kod isimleri dikkate alındığında (H1, H2, H3, C1, C2, C3, C4) şeklinde gruplandırıldıkları, eski Yargıtay üyelerinin görevde bulundukları zaman içerisinde görev yaptıkları Yargıtay Daireleri göz önünde bulundurulduğunda "H" kod adı ile isimlendirilenlerin Yargıtay Hukuk Dairelerinde, "C" kod adı ile isimlendirilenlerin Yargıtay Ceza Dairelerinde görev yaptıkları, isimlendirmelerde yer alan 0, 1, 2, 3 rakamlarının grup içerisindeki hiyerarşiye ilişkin sıralamayı, "0" ile kodlamanın ise grup sorumlusunu gösterdiği, harf ve rakam ile gruplandırmalardan sonra (C3, H2 vb.) bazı isimlendirmelerde kullanıcının adı ve soyadının ... harflerinin eklenmesi suretiyle kod adı oluşturulduğu anlaşılmıştır.
c) 15 Temmuz 2016 Tarihli Darbe Teşebbüsü:
Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 14.07.2017 tarihli ve 2017/1443-4758 sayılı kararında açıklandığı üzere;
15 Temmuz 2016 günü Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Anayasal düzeninin değiştirilmesi amacıyla, Türk Silahlı Kuvvetlerine sızmış FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü mensubu olan ve/veya bu örgütsel fa...yeti destekleyen 8.000'in üzerinde askeri personel tarafından savaş uçakları dahil 35 uçağın, 3 geminin, 37 helikopterin, 74'ü tank olmak üzere 246 zırhlı aracın ve 4.000'e yakın hafif silahın kullanılarak; Cumhur...kanına suikasta teşebbüs edilmiş, TBMM ve Cumhur...kanlığı Külliyesi ...ta olmak üzere birçok stratejik merkez bombalanmış, ...bakanın konvoyuna silahlı saldırı gerçekleştirilmiş, kalkışmaya karşı koyan güvenlik görevlileri ile sokaklara çıkan sivillere Devletin silahlı kuvvetlerine ait bu uçak, helikopter, tank ve silahlarla saldırılarak 4'ü asker, 63'ü polis ve 183'ü sivil olmak üzere toplam 250'den fazla kişi şehit edilmiş; 23'ü asker, 154'ü polis ve 2.558'i sivil olmak üzere toplam 2.735 kişi de yaralanmıştır.
Somut darbe teşebbüsü, TCK'nın 309. maddesinde sayılan amaçlara matuf zarar tehlikesi doğuran vahim eylem vasfını aşarak Anayasal düzeni doğrudan ortadan kaldırma neticesine yönelmiş, örgütün ülke genelindeki organik bütünlüğünden ve etkinliğinden istifade edilerek planlanıp uygulanmış, neticesi ve ...arısı eş zamanlı, senkronize hareketlere bağlı hukuki anlamda tek bir fiil olarak ortaya çıkmıştır.
d) 15 Temmuz 2016 Tarihindeki Darbe Teşebbüsünün FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü İle İlişkisi:
Anayasa Mahkemesinin 30.06.2017 tarihli ve 30110 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 20.06.2017 tarihli ve 2016/22169 ...vuru numaralı kararında ayrıntılı olarak yapılan tespitler, Ankara Cumhuriyet ...savcılığının 03.03.2017 tarihli ve E.2017/7327 sayılı, E.2017/26 sayılı ve 2006/103583 soruşturma sayılı iddianamelerindeki belirlemelere göre; "Yurtta Sulh Konseyi" üyesi olan, "sıkıyönetim komutanı" olarak görevlendirilen, "sıkıyönetim mahkemeleri"ne ve "kritik önemdeki askerî ve sivil makamlara" ataması planlanan kişilerin büyük bölümünün FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü mensubu olduğunun, bu görevlendirmelerin yapılmasında örgüt içindeki hiyerarşinin dikkate alındığının ve haklarında örgüte üye olma suçundan işlem yapılan bazı emniyet mensupları ile mülki idare yetkililerinin darbe girişimi sonrasında ilan edilecek sıkıyönetim döneminde atanacakları resmî devlet kuruluşlarına gittiklerinin saptandığına dair bulgular, tanık olarak dinlenen Genelkurmay ...kanı ile İzmir Cumhuriyet ...savcılığınca dinlenen gizli tanıklar (Şapka ve Kuzgun)'ın anlatımları, şüpheli olarak dinlenen Deniz Piyade Tugay Komutanı Tuğamiral H. İ. Y., Genelkurmay ...kanı'nın emir subayı olan Yarbay L. T., Jandarma Genel Komutanlığında görev yapmakta olan Bin...ı H. H., Jandarma Komando Özel Asayiş Komutanlığında görev yapmakta olan Yarbay F. E., Yüz...ı F. T. Ç., Müşterek İstihbarat Koordinasyon Merkezi ...kanlığında görev yapan Jandarma Yarbay A. K., Hava Kuvvetleri Komutanlığı Müşterek Hedef An...z Yönetim ...kanı Tuğgeneral G. Ş. S., Hava Kuvvetleri Komutanlığı Müşterek Hedef Üretim An...z Merkezinde görev yapmakta olan Yüz...ı A. P., Kara Kuvvetleri Tayin Daire ...kanlığında astsubay olarak görev yapmakta olan T. F. D., TSK'da pilot olarak görev yapan Yarbay İ. A., Akıncı 4. Ana Jet Üssü Komutanlığında pilot olarak görev yapan Teğmen M. M. gibi çok sayıda şüphelinin itiraf içeren beyanları, açık kaynak bilgileri, 15 Temmuz darbe kalkışması ile ilgili verilen mahkeme kararları, derdest bulunan dava dosyaları ve yürütülen soruşturmalar ile resmî kurumların tespitleri değerlendirildiğinde; 15 Temmuz 2016 tarihindeki darbe teşebbüsünün, daha önce de bir çok kez yaşandığı üzere uluslararası güç odaklarının da desteğiyle, esas itibariyle Türk Silahlı Kuvvetlerine sızmış FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü mensuplarınca gerçekleştirildiği, kalkışmaya ...ka unsurların da katılmış olma ihtim...nin darbe teşebbüsünün bu karakterini değiştirmeyeceği değerlendirilmiştir. (Yargıtay 16. CD'nin 14.07.2017 tarihli ve 2017/1443-4758 sayılı kararı)
4) HÜKME ESAS ALINAN BAZI DELİLLERİN HUKUKİ NİTELİĞİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
A) BYLOCK İLETİŞİM SİSTEMİ:
Ceza Genel Kurulunun 24.01.2019 tarihli ve 417-44 sayılı ile 20.12.2018 tarihli ve 419-661 sayılı kararlarında da ayrıntılarıyla belirtildiği üzere;
Geli... teknolojiyle beraber hayatın her alanında kullanılan bilişim teknolojisi, muhakeme konusu olayların ...latılmasında etkin rol oynayan deliller arasında ön sıralarda yer almaktadır.
Kural olarak kişiler arasındaki haberleşme gizlidir. Ancak terör örgütlerinin yasa dışı amaçlarını gerçekleştirirken, mensuplarının ve fa...yetlerinin kolluk güçleri tarafından tespit edilememesi için çağın şartlarına uygun teknik olarak daha gelişmiş haberleşme sistemleri kullandıkları sıklıkla görülmektedir. Nitekim ByLock iletişim sistemi, global bir uygulama görüntüsü altında belli bir tarihten sonra yenilenen ve geliştirilen hâliyle münhasıran FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü mensuplarının kullanımına sunulmuş bir programdır. Benzer iletişim araçlarında olduğu gibi sisteme dahil olup kullanmak kişilerin istekleriyle değil örgüt yöneticilerinin inisiyatifi ile gerçekleşmiştir. Üyeler arasındaki haberleşmede zaman zaman gündelik işlerle ilgili mesajlar paylaşılsa da ağırlıklı olarak örgütsel t...matların iletildiği, fa...yetlerin değerlendirildiği, örgüt mensupları arasındaki bağlılığı artırıcı ve motive edici haberlerin paylaşıldığı bir sisteme dönüştüğü anlaşılmış olup ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu terör örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle; örgüt t...matı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının, her türlü şüpheden uzak, kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti hâlinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren bir delil olacağı kabul edilmiştir.
ByLock sisteminin kullanılması için indirilmesi yeterli olmayıp özel bir kurulum gerektiren, güçlü bir kriptolama yoluyla internet bağlantısı üzerinden iletişim sağlamak üzere, gönderilen her bir mesajın farklı bir kripto anahtarı ile şifrelenerek iletilmesine dayanan bir tasarıma sahiptir. Bu şifrelemenin, kullanıcıların kendi aralarında bilgi aktarırken üçüncü kişilerin bu bilgiye izinsiz şekilde (hack) ulaşmasını engellemeye yönelik bir güvenlik sistemi olduğu tespit edilmiştir.
2014 yılı ...larında işletim sistemlerine ait uygulama mağazalarında yer alıp bir süre herkesin ulaşımına açık olan ByLock'un, bu mağazalardan kaldırılmasından sonra geliştirilen ve yenilenen sürümünün ancak örgüt mensuplarınca harici bellek, hafıza kartları ve Bluetooth yoluyla yüklenildiği yürütülen soruşturma ve kovuşturma dosyalarındaki ifadeler, mesajlar ve e-postalardan anlaşılmıştır.
ByLock iletişim sisteminin hukuki alt yapısı;
2937 sayılı MİT Kanunu'nun 6. maddesinin "g" bendinde; telekomünikasyon kanallarından geçen dış istihbarat, millî savunma, terörizm ve uluslararası suçlar ile siber güvenlikle ilgili verileri toplayabileceği, 4. maddesinin "i" bendinde ise dış istihbarat, millî savunma, terörle mücadele ve uluslararası suçlar ile siber güvenlik konularında her türlü teknik istihbarat ve insan istihbaratı usul, araç ve sistemlerini kullanmak suretiyle bilgi, belge, haber ve veri toplamak, kaydetmek, an...z etmek ve üretilen istihbaratı gerekli kuruluşlara ulaştırmakla görevli olmanın yanında Devletin güvenliğini ilgilendiren ve suç işlendiği şüphesi doğuran somut verileri terörle mücadele konusunda görevli idari ve adli birimlere ulaştırmakla yükümlüdür. Nitekim, ByLock uygulamasına ait sunucular üzerindeki veriler hakkında düzenlenen teknik an...z raporu ve dijital materyallerin Ankara Cumhuriyet ...savcılığına ve Emniyet Genel Müdürlüğüne ulaştırıldığı görülmektedir. Bu aşamadan sonra adli sürecin ...latılması ve bu noktadan sonra CMK hükümlerine göre soruşturma işlemlerinin yapılması zorunludur. Nitekim Ankara Cumhuriyet ...savcılığı ByLock ile ilgili dijital materyallerin teslim edilmesi üzerine 2016/104109 sor. ve 2016/180056 numara üzerinden ...lattığı soruşturma kapsamında, CMK'nın 134. maddesine göre gönderilen dijital materyallerle ilgili 09.12.2016 tarihli ve 2016/104109 soruşturma sayılı yazısı ile Ankara 4. Sulh Ceza Hâkimliğine Milli İstihbarat Teşkilatınca teslim edilen 1-1 adet Sony marka HD-B1 model, üzerinde bBW3DEK69121056 seri numaralı ve ön yüzünde .... yazılı harddisk, 2-1 adet Kingston marka DataTraveler, uç kısmında DTIG4/8GB 04570- 700.A00LF5V 0S7455704 yazılı flash bellek üzerinde CMK'nın 134. maddesi gereğince inceleme yapılmasına, 2 adet kopya çıkartılmasına, kopya üzerinde kayıtların çözülerek metin hâline getirilmesine karar verilmesini istendiği, Ankara 4. Sulh Ceza Hâkimliğince bu talep kabul ederek 09.12.2016 tarihli ve 2016/6774 D. İş nolu karar ile dijital materyaller üzerinde inceleme yapılması, kopya çıkarılması ve kopya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak metin hâline getirilmesine ve bir kopyasının Ankara Cumhuriyet ...savcılığına gönderilmesine karar vermiştir.
Soruşturma aşamasında olayın ...latılması amacıyla el konulan veya talep edilen elektronik verilerden doğrudan suçla ilgili olanlar elektronik delil olarak kabul edilmektedir. Bir suçun işlendiği iddiasıyla ...latılan soruşturma kapsamında, dijital veri ve delil elde etmek amacıyla bilgis...larda, bilgis... programlarında, bilgis... kütüğünde, bilgis... ağları ve diğer uzak bilgis... kütüklerinde ve çıkarılabilir donanımlarda arama yapılması gerekebilir. Bu konuda uygulanacak iki kural vardır. Birisi CMK'nın 134. maddesi, diğeri de 27.07.2016 tarihinde ilan edilen olağanüstü hâl kapsamında çıkartılan 667 ve 668 sayılı KHK'larla Türk Ceza Kanunu'nun ikinci kitap, dördüncü kısım, dördüncü, beşinci, altınca ve yedinci bölümde tanımlanan suçlar, Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar ve bu suçlar kapsamına girip girmediğine bakılmaksızın, toplu yani en az üç kişinin iştiraki ile işlenen suçlarda uygulanabilecek 668 sayılı KHK'nın 3. maddesinin 1. fıkrasının (j) bendidir. Bu düzenleme, 6755 sayılı Olağanüstü Hâl Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler İle Bazı Kurum Ve Kuruluşlara Dair Düzenleme Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun'un 3. maddesinin 1. fıkrasının (j) bendinde aynen yer almıştır. Bu sebeple bilgis...da arama, kopyalama ve el koyma konusunda CMK'nın 134 ve 6755 sayılı Kanun'un 3. maddesinin 1. fıkrasının (j) bendi birlikte uygulanacaktır. Bu uygulama sırasında 6755 sayılı Kanun'un "soruşturma ve kovuşturma işlemleri" ...lıklı 3. maddesinin 1. fıkrasında sayılan suçlar yönünden öncelik aynı Kanun'un 3/1-j maddesi olacak, burada hüküm bulunmayan hâlde CMK'nın 134. maddesine göre hyılı Kanun'un 3. maddesinin 1. fıkrasının (j) bendi birlikte uygulanacaktır. Bu uygulama sırasında 6755 sayılı Kanun'un "soruşturma ve kovuşturma işlemleri" ...lıklı 3. maddesinin 1. fıkrasında sayılan suçlar yönünden öncelik aynı Kanun'un 3/1-j maddesi olacak, burada hüküm bulunmayan hâlde CMK'nın 134. maddesine göre hareket edilecektir. Olağanüstü hâl kaldırıldığı anda bilgis...da arama, kopyalama ve el koyma konusunda öngörülen istisnai tedbirin uygulaması son bulacaktır. Bilgis...larda, bilgis... programlarında ve kütüklerinde arama, kopyalama ve elkoyma koruma tedbiri, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 134'üncü maddesinde düzenlenmiştir. Bu koruma tedbiri, CMK'nın 116 ve 123. maddelerinde düzenlenen "arama" ve "el koyma" koruma tedbirlerinin özel bir görünümünü oluşturmaktadır. Buna göre, bir suç dolayısıyla yapılan soruşturmada, ...ka surette delil elde etme imkânının bulunmaması hâlinde Cumhuriyet savcısının istemi üzerine şüphelinin kullandığı bilgis... ve bilgis... programları ile bilgis... kütüklerinde arama yapılmasına, bilgis... kayıtlarından kopya çıkarılmasına ve bu kayıtların çözülerek metin hâline getirilmesine hâkim tarafından karar verilir. Bilgis..., bilgis... programları ve bilgis... kütüklerine şifrenin çözülememesinden dolayı girilememesi veya gizlenmiş bilgilere ulaşılamaması hâlinde çözümün yapılabilmesi ve gerekli kopyaların alınabilmesi için bu araç ve gereçlere el konulabilir. CMK'nın 134. maddesindeki "bilgis... kütükleri" ifadesi teknik anlamda sadece masaüstü ve dizüstü bilgis...larda bulunanları değil; CD, DVD, flash disk, disket, harddisk vs. tüm çıkarılabilir bellekler, telefon vb. dijital tabanlı mobil cihazlarda dahil olmak üzere herhangi bir bilgi işlem veya veri toplama araç ya da gerecinde bulunabilecek tüm dijital dosyaları kapsamaktadır. Adli Ve Önleme Aramaları Yönetmeliği'nin "bilgis...larda, bilgis... programlarında ve kütüklerinde arama, kopyalama ve el koyma" kenar ...lıklı 17. maddesinde el koyma sırasında zorunlu kılınan yedekleme işleminin, "bilgis... ağları ve diğer uzak bilgis... kütükleri ile çıkarılabilir donanımlar hakkında da" uygulanmasının dayanağı budur.
10 Kasım 2010 tarihinde Türkiye tarafından imzalanan, 22.04.2014 tarihinde ve 6533 sayılı "Sanal Ortamda İşlenen Suçlar Sözleşmesi" adı ile onaylanıp 02.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren ve Anayasa'nın 90. maddesi gereğince iç hukukumuzun bir parçası olarak kabul edilen Avrupa Siber Suçlar Sözleşmesi'nde bilgis...larda, bilgis... programlarında, bilgis... kütüklerinde, bilgis... ağları ve verilerin saklandığı depolarda ve uzak bilgis... kütüklerinde arama, kopyalama ve el koyma tedbirlerinin uygulanabileceği kabul edilmiştir. Bilgis... kütükleri (computer files) yalnızca kullanıcının kendi bilgis...ında yer alan bir bilgis... programı aracılığıyla kullanılabilen, verilerin saklandığı depolama araçlarıyla sınırlı değildir. Bunun yanında bir bilgis... aracılığıyla ağ üzerinden ulaşılabilen gerek kullanıcıya ait gerekse kullanıcıya ait olmayıp ancak ortak paylaşıma ve kullanıma açık diğer bilgis...lardaki veri depolama araçlarına ulaşabilmek mümkündür. CMK'nın 134/1. maddesinde "şüphelinin kullandığı bilgis... ve bilgis... programları ile bilgis... kütüklerinde" arama ve kopyalama işleminin yapılabileceği belirtilmiştir. Kanun koyucu, söz konusu maddede arama ve kopyalama işlemlerinin yapılacağı araçların şüpheliye ait olmasını aramamış, şüphelinin fiilen bu araçları kullanıyor olmasını yeterli görmüştür. Maddede özellikle "şüphelinin kullandığı" ifadesine yer verilmiştir; zira üzerinde arama ve kopyalama işlemi yapılacak bilişim sisteminin şüpheliye ait olması gerekmez. Şüphelinin m...ki olduğu, kiraladığı, ödünç aldığı ya da ortak kullanıma açık bir bilgis...ı eylemini gerçekleştirirken kullanması bu tedbirin uygulanması için yeterlidir. Ancak delile ulaşmak için sadece failin kullandığı bilişim sisteminde arama yapılması yeterli değildir. Bilgis...larda, bilgis... programları, bilgis... kütükleri veya diğer araçlarda yapılacak aramanın konusu "elektronik veri"dir. Bu araçlarda arama işleminde amaç suçla bağlantılı her türlü elektronik veriye ulaşmaktır. Bu kapsamda bilgis...daki mevcut klasördeki dokümanların tümü taranabilir. Bilgis...da, şüpheli veya sanığın internet ortamında çeşitli programlar ya da sosyal iletişim siteleri (Msn Messenger, Facebook, Twitter vb.) vasıtasıyla gerçekleştirdiği iletişime ilişkin kayıtların aranması, CMK'nın 135. maddesine göre değil CMK'nın 134. maddesine göre yapılabilir. Zira CMK'nın 135. maddesinde düzenlenen telekomünikasyon yoluyla iletişimin denetlenmesi koruma tedbiri, teknik araçlarla iletişimin tespitini, dinlenmesini ve kayda alınmasını kapsamaktadır. CMK'nın 135. maddesine göre yapılan iletişimin dinlenmesi ve kaydı, geçmişe dönük olarak değil geleceğe dönük olarak yapılabilir. Diğer bir ifadeyle geçmişte gerçekle... iletişimin dinlenebilmesi, kayda alınabilmesi mümkün değildir. Ancak internet ortamında gerçekleştirilen iletişime ilişkin kayıtlar, bilgis... kütüğünde kayıt altına alındığından bu iletişim kayıtları hakkında CMK'nın 134. maddesindeki koruma tedbiri kapsamında arama, kopyalama ve elkoyma tedbirleri uygulanabilir. Bireyin e-posta, yazışma ve haberleşmeleri CMK'nın 135. maddesi kapsamında değerlendirilirken, bireyin kendisine e-posta ile gelen bir yazı, resim, görüntü veya ek dosyayı kullandığı bilgis...a veya taşınır belleğe kaydettiğinde, artık bu belge haberleşme hürriyetinin dolayısıyla iletişimin denetlenmesinden çıkıp CMK'nın 134. maddesi kapsamında bilişim cihazına kayıtlı bilgi ve belgeye dönüşecektir. Kriptolu haberleşme sonucunda silinmiş mesajların gerek bilgis...da gerekse sistem üzerinde ele geçirilmesi de telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişim denetimi kapsamında olmayıp bu gibi hâllerde CMK'nın 134. maddesinde düzenlenen bilgis...larda, bilgis... programlarında ve kütüklerinde arama, kopyalama ve el koyma tedbiri söz konusu olabilir.
Sonuç olarak, Ankara Cumhuriyet ...savcılığının dijital materyaller üzerinde CMK'nın 134. maddesi gereğince Ankara 4. Sulh Ceza Hâkimliğinden aldığı inceleme kopyalama ve çözümleme kararına istinaden Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Daire ...kanlığı uzmanlarınca düzenlenen 18.02.2017 tarihli ByLock raporu, açık kaynaklar, dosyadaki diğer bilgi ve belgeler, yasa, Anayasa ve uluslararası sözleşmeler göz önüne alınarak yapılan tespit ve değerlendirmeler sonucunda; MİT tarafından yasal olarak elde edildiği kabul edilen dijital materyaller üzerinde Ankara Cumhuriyet ...savcılığının talebi ile CMK'nın 134. maddesi gereğince Ankara 4. Sulh Ceza Hâkimliğinden alınan "inceleme kopyalama ve çözümleme" kararına istinaden bilgis...daki ve bilgis... kütüklerindeki iletilerin tespiti işleminde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Haklarında soruşturma işlemi ...lamamış ya da soruşturması devam eden yüz binden fazla şüphelinin delil niteliğinde kişisel bilgisi bulunan Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Daire ...kanlığı uzmanları tarafından üzerinde çalışma yapılan ByLock ana serverının, henüz haklarında soruşturma işlemlerine ...lanmamış kişiler açısından terör örgütü soruşturmasının selameti, diğer kişilerin ise masumiyet karinesinin korunması bakımından, ana serverdeki bilgilerin sanıklara teslim edilmemesinde yasaya aykırılık görülmemiştir. Ancak yargılama sürecinde tarafların bu delile karşı somut itirazlarının inceleme ve değerlendirmeye tabi tutulması, gerektiği takdirde bilirkişi incelemesi yapılması zorunluluğu gözden kaçırılmamalıdır.
B) SABİT HATLARDAN ARAMA VE ARDIŞIK ARAMA YÖNTEMİ:
B-1) FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütünün Askeri Mahrem Yapılanması:
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarihli ve 2017/956 Esas 2017/370 Karar sayılı kararı ile onanarak kesinle... 16. Ceza Dairesinin ilk derece sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarihli ve 2015/3 Esas 2017/3 Karar sayılı ve aynı Dairenin temyiz mercii olarak verdiği 14.07.2017 tarihli ve 2017/1443 Esas 2017/4758 Karar sayılı kararlarında nitelikleri ve özellikleri açıklanan FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü hakkında yürütülen soruşturma ve kovuşturmalar kapsamında Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire ...kanlığı tarafından 2019 yılı Ocak ayında düzenlenen rapora göre;
a) Genel Olarak Mahrem Hizmetler ve Mahrem Yapılanma:
Mahrem hizmetler, Devletin en kritik ve operasyonel birimlerine sızarak örgüt hesabına yürütülen gizli fa...yetleri ifade eder. Bu kurumlarda örgüt adına kadrolaşma, abinin veya imamın emrine göre organize hareket edip örgüt amacına yönelik verilen görevleri ifa etmektedir.
Mahrem hizmetlerde, Fetullah Gülen veya örgütün üst yönetim katından gelen t...matları, doğruluğunu veya akla uygunluğunu, dini, hukuki, ahlakiliğini sorgulamadan yerine getirecek "mutlak itaat ve teslimiyet gösteren özel seçilmiş" örgüt mensupları kullanılmaktadır.
Mahrem hizmetlerde istihdam edilecek örgüt mensuplarının, zihin kontrollerinin sağlanması, örgütün değerlerini ölümüne savunması, kör bir itaatkârlığa ulaşması zaman almaktadır. Bu nedenle örgüt, ağacın yaşken eğildiğinin bilincinde olarak, mahrem hizmetlerde ihtiyaç duyduğu tipte insanları, genellikle ortaokul/lise döneminden itibaren kazanmaya çalışmaktadır. Örgüt içinde en önemli iş; bu şahısların bulunması, örgüte kazandırılması, yetiştirilmesi, mahrem hizmetlere yönlendirilmesi ve yerleştirilmesidir.
Bu şekildeki bir sürecin ardından TSK içerisine sızdırılan örgüt mensubu sayısının zamanla artması ile birlikte FETÖ/PDY, TSK birimlerini yönlendirebilecek ve kontrol altında tutabilecek bir güce kavuşmuştur. Sözde TSK yapılanması, Emniyet ve MİT yapılanması ile birlikte örgütün "silahlı kanadı"nı oluşturmuştur.
15 Temmuz 2016 tarihindeki darbe girişimi; örgütün, mensupları sayesinde TSK'nın her türlü imkân ve silah gücünü gerektiğinde çıkarları doğrultusunda kendi halkına ve halkının iradesine karşı kullanmaktan çekinmeyeceğini açıkça göstermiştir.
Örgüt dilinde mahrem yerler:
-TSK (Genelkurmay ve Kuvvet Komutanlıkları),
-Emniyet (EGM ve il emniyet müdürlükleri),
-Yargı (Adalet Akademisi, hâkimler/savcılar, HSK),
-MİT,
-Mülkiye (v...ler/kaymakamlar),
-Bazı özel kurumları (TİB, ÖSYM, TÜBİTAK),
İfade eder.
Özel Hizmet Birimleri; TSK, Yargı, Emniyet, Mülkiye, MİT gibi kurumlardaki yapılanmadır. Örgüt asıl operasyonel gücünü bu birimlerden almıştır.
Örgütün gerek 17-25 Aralık 2013 öncesi ve sürecinde yapılan operasyonel fa...yetler gerekse 15 Temmuz 2016 tarihindeki darbe girişiminin planlama ve uygulaması Özel Hizmet Birimleri tarafından yürütülmüştür.
Özel Hizmet Birimlerinde hücresel yapılanma söz konusudur. Bu birimlerin deşifre olmasını önlemek için uygulanan hücresel yapılanmada bir örgüt mensubunun, en fazla bir üst sorumlusunu ve/veya bir altında bulunan örgüt mensubunu tanıması amaçlanmaktadır.
b) Mahrem Yapılanmanın İşleyişi:
Örgüt için en önemli kurumlar olan TSK, Emniyet, MİT ve Yargı organlarına yerleştirilecek öğrenciler, "Talebe İmamları" tarafından belirlenmekte ve durumlarına göre sınıflandırılarak o yönde ders çalışmaları sağlanmaktadır.
Bu öğrenciler talebe evlerinden alınarak mahrem yapı dışındaki kişilerin bilmediği ve sadece mahrem hizmetlerde kullanılan "Özel Evlere" yerleştirilmektedir.
Evlere yerleştirilen öğrencilere kod isim verilmekte ve özel derslere tâbi tutulmaktadır.
Örgütün mahrem yapısı tarafından ele geçirilen Askeri Liselere Giriş ve Polis Koleji Giriş Sınav soruları Talebe İmamları aracılığıyla bu okullar için hazırlanan öğrencilere ezberletilerek sınavlarda ...arılı olmaları sağlanmaktadır.
Bu okullara giriş için yapılan çalışmaların boşa gitmemesi için öğrencilerin sağlık durumları önceden örgüt tarafından incelenmekte ve engel hâli bulunmayanlar seçilmektedir.
Her şeye rağmen sağlık raporunda bir sorun çıkması hâlinde ilgili hastanelerdeki örgüt mensupları aracılığı ile uygun raporun verilmesi sağlanmaktadır.
1985 yılında örgüte mensup bazı öğrencilerin askeri liselerden atılması üzerine örgüt tarafından strateji ve sistem değişikliğine gidilerek, askeri liselere ve Polis Kolejine yerleştirilen öğrencilerin bu okullardaki öğrenimleri süresince de kendilerini bu okullara hazırlayan "Talebe İmamı" tarafından takibi sağlanmıştır.
Talebe İmamı, sorumlu olduğu öğrenciyi genelde on beş günde bir kez ziyaret etmekte, ziyaret gerçekleşmezse ikinci buluşmanın ne zaman ve nerede gerçekleşeceği mutlak surette belirlenmektedir. Bu görüşmeler, katı kurallarla belirlenmiş yüksek gizlilik içerisinde gerçekleştirilmektedir.
15 Temmuz 2016 tarihindeki darbe girişimi sonrası TSK içerisindeki yapılanmaya yönelik yapılan soruşturmalar akabinde alınan ifadeler ve yapılan tespitler sonucu gün yüzüne çıkarılan bilgilere bakıldığında; "Örgütün TSK içerisinde farklı bir yapılanmaya gittiği, tamamen hücre tipi, birbirinden habersiz ve bağımsız üniteler oluşturulduğu, bu ünitelerin sivil abilerin/imamların sorumluluğunda üst düzey komutanlar (general, albay, yarbay, bin...ı), alt rütbede subaylar (yüz...ı, üsteğmen, teğmen) ve astsubay gruplarından oluştuğu" tespit edilmiştir.
Örgüt tarafından seçilerek yetiştirilen elemanlar, örgütün hedefleri doğrultusunda kamu ve özel sektörde istihdam edilmektedir. Kamudaki örgütlenme anlayışı, herhay, yarbay, bin...ı), alt rütbede subaylar (yüz...ı, üsteğmen, teğmen) ve astsubay gruplarından oluştuğu" tespit edilmiştir.
Örgüt tarafından seçilerek yetiştirilen elemanlar, örgütün hedefleri doğrultusunda kamu ve özel sektörde istihdam edilmektedir. Kamudaki örgütlenme anlayışı, herhangi bir cemaatin üyelerinin devletin kademelerinde yer almasının ötesindedir.
Devletin kamu kurumlarına yerleşme, her vatandaşın hakkı olarak görülse ve Fetullah Gülen tarafından bu hak kılıf olarak kullanılmaya çalışılsa da gizlenmeye çalışılan bir gerçek vardır. Bu gerçek; FETÖ/PDY'nin sınav sorularını çalması, kumpm edilmektedir. Kamudaki örgütlenme anlayışı, herhangi bir cemaatin üyelerinin devletin kademelerinde yer almasının ötesindedir.
Devletin kamu kurumlarına yerleşme, her vatandaşın hakkı olarak görülse ve Fetullah Gülen tarafından bu hak kılıf olarak kullanılmaya çalışılsa da gizlenmeye çalışılan bir gerçek vardır. Bu gerçek; FETÖ/PDY'nin sınav sorularını çalması, kumpas davalarıyla örgüt mensubu olmayanları tasfiye etmesi ve örgütün devlette monopol olmaya çalışması, hizmet asabiyetinin sonucu olarak örgüt mensuplarının hizmet aidiyetini Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından üstün görmesi, sadakatin devlete değil örgüte sunulması, devlet hiyerarşisi yerine örgüt hiyerarşisinin konulması, emirlerin sivil örgüt imamlarından alınması gibi birçok somut olayda görülmektedir.
Bu gibi somut olaylar da göstermektedir ki FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü mensubunun devletin kamu kurumlarına yerleşmesi/yerleştirilmesi değil, sızması ve halk tabiriyle ayrık otu gibi bulunduğu yerleri işgal etmesi söz konusudur.
15.07.2016 tarihindeki darbe girişimini gerçekleştiren FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütünün Türk Silahlı Kuvvetleri içerisindeki yapılanmasının "Mahrem Hizmetler" olarak isimlendirildiği ve yapılanmada gizliliğe azami derecede riayet edildiği bilinmektedir.
Genellikle ortaokul/lise döneminde kazanılan ve örgütsel ideolojiye uygun olarak yetiştirilerek örgüt mensuplarınca özel bir sınavdan geçirilen bu şahısların, örgütün mahrem yapılanmasını oluşturan birimlerde istihdam edilmesine örgütün oldukça önem verdiği ve mahrem hizmetlerde kullandığı görülmektedir.
c) Kadrolaşma:
Askeri mahrem yapılanmada yer alan bir örgüt mensubunun hayatını dört evrede özetlemek mümkündür:
-Birinci evre; Işık evi,
-İkinci evre; Hususi/özel ev,
-Üçüncü evre; Askeri okullardaki eğitim süreci,
-Dördüncü evre; Birim yapılanması,
Çocuk yaşta örgüte kazandırılan öğrenciler, talebe evlerinden alınarak mahrem yapı dışındaki kişilerin bilmediği ve sadece mahrem hizmetlerde kullanılan özel evlere yerleştirilmektedir.
Örgüt mensupları, ortaokul ve lise dönemlerinden itibaren düzenli olarak örgüt liderinin ses veya görüntü kaydı hâline getirilmiş vaazlarını, kitaplarını sohbet toplantılarında dinlemekte, izlemekte ve okumaktadır. Sohbet toplantıları, örgüt tarafından masum dini fa...yetler gibi gösterilmeye çalışılarak ardındaki örgütsel fikir ve idealler gizlenmektedir. Oysaki bu toplantılarda, dini kılıf altında ya da buz dağının görünmeyen yüzünü oluşturan kısımlarında örgütsel bir bakış açısı kazandırılmaktadır.
Bir örgüt mensubunun bütün bu hayat evreleri, sohbet toplantılarına katılmakla geçer. Örgütün temel direği, olmazsa olmazı bu toplantılardır. Nitekim terör örgütü lideri bu konuda şunları söylemiştir:
"Evvela kendimiz bu hizmetin büyüklüğünü kabul edelim, ...kalarına anlatmadan. Evet, yani bu öyle bir hizmettir ki bunu mütevelli toplantısındaki bir akşam bile hiçbir şeye feda edilemez. Ne kadar feda edilemez yani? Mesela annemiz babamız ölse feda edilemez. Gider geçer, belli bir fasıldan sonra ...ında durur kaldırırız. Ama buraya gelinir. Çünkü bir arkadaş iki arkadaş buraya gelmeyince gelenlere gelinmiyor olabileceği fikri verilir. Gelenlerin şevki söndürülür. Kuvveyi maneviye si kırılır. Biz her bir yerlerimiz şu cemaatin Kuvveyi maneviye sini takviye etmek üzere el ele tutup omuz omuza verme mecburiyetindeyiz. İhlası salesinde buna temas ediyor. Birisinin geriye durması diğer arkadaşları (...) sarsabilir. Allah’ta diyor, o fabrikayı katar karıştırır, o saatin çarklarını katar karıştırır diyor. Demek biz öyle fabrikanın çarkları öyle saatin çarkları hâline gelmişiz ki bu çarklardan bir tanesi dursa muvakkaten bu durgunluk, duraklama bütün çarklara sirayet ediyor. Birbirimizle çok bütünleşmişiz. Bu bütünleşmenin manevi keyfiyetini yani tablonun öbür yanını ben göremiyorum, tahminde edemiyorum. Fakat Allah bir araya gelmeyi böyle bu bütünleşme adına çok önemli sayıyor. Önemli kabul buyuruyorsa şayet bizim için bu çok önemli olmalıdır. Biz burada bir cemaat teşkil ediyoruz ve Allah’ın eli cemaatle beraberdir. (...) Arkadaşlarımız cennete giden yollardaki tıkanıklıkları açacak, herkesi gelmeye mecbur edecekler. (...) O zaman bu fedakâr arkadaşlarımıza bir gece gelmemeye bir şey takdir edelim. Bir gece mütevelliyemaat teşkil ediyoruz ve Allah’ın eli cemaatle beraberdir. (...) Arkadaşlarımız cennete giden yollardaki tıkanıklıkları açacak, herkesi gelmeye mecbur edecekler. (...) O zaman bu fedakâr arkadaşlarımıza bir gece gelmemeye bir şey takdir edelim. Bir gece mütevelliye gelmezse acaba ne takdir edelim? Bugünkünü muaf tutacağız. Mesela ... Bey yok, (X) yok, mesela ... bey de yok. ...ınız sağ olsun. O aksatmazdı da benim şeyimdi o, izin alması lazım giderken, manevi şeyin yanında bir şey takdir edelim. Veremezlerse ben vereyim onu. Öyle bir şey söyleyelim ki ben veremeyeyim onu. ... Bey diyor ki bir senelik burs versin. (Konuşmalar) Bir kere atlatana bir senelik burs takdir edelim. Ne güzel şey yine cennete giden yolda tıkanıklık açılıyor."
Sohbet toplantılarını, çeşitli alt ...lıklar altında incelemek ve sınıflandırmak mümkündür. Ortaokul döneminde irtibata geçilen çocuk yaştaki kişilerin katıldığı sohbet toplantıları "keyfiyet" odaklıdır. Bu toplantı türünde, evlere gelenlere yoğun ideolojik eğitim programı uygulanmaktadır. Bunun haricinde sivil/bölge yapılanmalarında ve mahrem yapılanmalarda gerçekleştirilen toplantılar ise iki genel kısımdan oluşmaktadır. Birincisi keyfiyet denilen örgütsel bağ oluşumunu sağlayan, destekleyen ve geliştiren kısım, ikincisi ise örgüt idaresi ve stratejileri ile alakalı "iş/meslek" konularının görüşülmesi kısmıdır.
Keyfiyet odaklı toplantıların işleyişine bakıldığında;
-"Pırlantalar" olarak adlandırılan Fetullah Gülen'in kitaplarını okuma,
-Önceden kayda alınmış sesli ve görüntülü kayıtlarını dinleme ve izleme,
-Haftalık Bamteli sohbeti, Sızıntı, Çağlayan dergisi vb. yazılarını okuma/izleme,
-Örgüt mensubu yazarların kitaplarından ve yazılarından kesitler okunması, anlatılması,
Gibi fa...yetlerle örgütsel değerler aşılanmaktadır.
Daha önce de açıklandığı gibi bu fa...yetler rastgele değildir; belli bir plan ve sistem dahilinde zamana yayılarak ışık evlerine gelmesi sağlanan herkese uygulanmaktadır. Bu toplantıların belli bir takvime göre, önceden belirlenmiş hedeflere ulaşılacak şekilde ...landığı ele geçirilen belgelerde açıkça görülmektedir. Bir yıl içinde sohbet toplantılarına katılan kişilere örgütün temel değerlerinin hemen hemen hepsinin eğitiminin verildiği anlaşılmaktadır. Ondan sonraki süreçte de her yıl, yine belli bir plan ve program doğrultusunda bu değerler çerçevesinde "ideolojik örgüt eğitimi"nin verilmeye devam ettiği görülmektedir.
Sohbet toplantılarının fonksiyonlarına ve verilen ideolojik eğitimin içeriğine bakıldığında;
-Olağanüstü kişilik bilincinin aşılanması, (Fetullah Gülen'in insanüstü özelliklere sahip, ilahi irade tarafından seçilmiş ve özel bir misyonla dünyaya gönderilmiş, her dediği ilahi iradenin isteklerini yansıtan ve yanlış olması mümkün olmayan bir kişi olduğuna iman edilmesi)
-Kutsal dava fikrinin yerleştirilmesi, (Fetullah Gülen'in olağanüstülüğüne iman etmiş kişilerin, ona verilen kutsal görevleri, ona bağlanan kutsal ordusuyla ...aracağına olan inanç)
-Ham olarak gelen hedef şahısların örgüt elemanına dönüştürülmesi, bu hedef şahıslara örgütün ideolojisi ile öğretilerinin empoze edilmesi,
-Toplantıya katılanların bireysel dönüşümlerinin sağlanması ve radikalleştirilmesi,
-Grup aidiyetinin keskinleştirilmesi,
-Dayanıklılık, katı disiplin ve mutlak itaatin sağlanması,
-Bağlılık, güven ve sadakatin oluşturulması,
-Birlik ruhunun sağlanması,
-Örgüt idealleri doğrultusunda mücadele ederken ...a gelebilecek her türlü zorluk ve acıya (örgüt içinde imtihan olarak adlandırılır) karşı insanı kayıtsız kılan bir dayanıklılık kazanılması, psikolojik olarak önceden hazırlanılması,
-Hizmet uğruna ölmenin ...i ve mükâfatının cennet olduğu bilincinin yerleştirilmesi,
-Moral değerlerin ve mücadele kapasitesinin yükseltilmesi,
Şeklinde olduğu görülmektedir.
Sohbet toplantılarının örgütün temellerinin dayandığı en önemli taşıyıcı sütun olması dolayısıyla gizlenmesi ve dış müdahalelere karşı çeşitli şekillerde korunması gerekmektedir. Örgüte hâkim olan gizlilik ilkesi, diğer uygulama ve fa...yetlerde olduğu gibi sohbet toplantılarının da koruyucu k...ıdır. Bu toplantıların ne zaman, nerede yapıldığı açık ve şeffaf değildir. Özellikle mahrem hizmetler toplantılarının gizliliği için birçok tedbir uygulanmaktadır. Yine gizlilik ilkesi gereği bu toplantılar "dini fa...yet, dini sohbet" kılıfı altında hedef saptırma yöntemi kullanılarak ardındaki örgüt gerçekleri saklanmaya çalışılmaktadır.
Örgütün toplantılara bakışı gayet nettir. Elemanların örgüt içi değerinin toplantılara katılma durumuna göre belirlendiği örgütten ele geçirilen bütün belge ve dokümanlarda açıkça görülmektedir.
Toplantılara aksatmadan, düzenli katılanlar ele geçirilen bütün fişleme belgelerinde en sadık, en yüksek mertebede yer alan kişiler olarak nitelendirilmektedir. Ara sıra aksatanlar, bir alt basamakta yer almakta ve kendi içinde aksatma sıklığına göre sıralanmakta/sıralanabilmektedir. Aksatma sıklığı artanlar ve gelmemeye ...layanlar "Ümit" pozisyonuna düşürülmekte, bunlar da kendi içinde kategorilere ayrılarak tekrardan kazanılmak amacıyla özel stratejilerle yaklaşılmaktadır. Bu çabaların da sonuçsuz kalması ve kişinin irtibatı keserek toplantılara katılmaması örgütten çıkma anlamına gelmektedir.
Diğer terör örgütleriyle mukayese edilemeyecek ölçüde gizliliğe büyük önem veren FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütünün; yasa dışı fa...yetlerinin bilinmesinin önüne geçmek ve meçhulde kalmasını sağlamak, örgüt mensubunun güvenliğini gerçekleştirmek ve kriptolanması ile deşifre olmasını engellemek, yapılması planlanan eylemin veya yasa dışı fa...yetin ...arıya ulaşmasını temin etmek, yasa dışı fa...yetlerin akabinde mümkün olduğunca az iz ve emare bırakmak amacına yönelik olarak kod ad kullanılmakta ve yine mahrem hizmetlerde kullanılan evlere yerleştirilen öğrencilere özellikle kod adı verilerek özel derslere tabi tutulmaktadır.
Örgütün neredeyse tüm uygulamalarında olduğu gibi gizlilik de istismar edilen dini kavramlarla kamufle edilmekte, örgüt jargonunda tedbir olarak adlandırılmaktadır.
d) Örgütsel Toplantılar İçin İletişim Kurma Yöntemleri:
Dünya genelinde 160 ülkede fa...yet gösteren ve binlerce mensubu olan FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü açısından iç haberleşme; t...matların alınıp verilmesi, gelişmelerin güvenli ve zaman kaybetmeksizin aktarılması ve fa...yetlerin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi bakımından hayati öneme sahiptir.
Fa...yet alanlarının çeşitliliğine paralel olarak örgütün haberleşme yöntemleri de farklılık arz etmektedir. Örgütün neredeyse tüm uygulamalarında olduğu gibi haberleşme yöntemlerinde de gizlilik içerisinde iletişim sağlamaya özen gösterilmektedir.
Örgütün iletişimde kullandığı yöntemlerin;
-Yüz yüze/buluşma,
-Canlı kurye,
-Kriptolu IP hattı,
-Not ile haberleşme,
-Basın yayın üzerinden t...mat verme,
-Sosyal medya (Facebook, Twitter vb.),
-Telefon (GSM, operasyonel hat, ankesör/büfe arama),
-İletişim/haberleşme programları (ByLock vb.),
Olduğu anlaşılmaktadır.
Canlı kurye kullanılması, en sağlıklı haberleşme yöntemlerinden biri olarak kabul edilmektedir. T...mat almak ve fa...yetler hakkında bilgi vermek amacıyla doğrudan ABD/Pensilvanya'ya gidilerek örgüt lideri ile yüz yüze görüşülmekte ve t...matlar bizzat alınmaktadır. FETÖ/PDY ele...ısının "çok önemli hususların yüz yüze (Ru Be Ru) görüşülmesi" yönünde t...matlarının olduğuna dair bilgiler mevcuttur. Örgüt toplantılarında verilen t...matlar ufak kâğıtlara yazılmakta hatta bunların lüzumu hâlinde yok edilebilmesi için yenilebilir özellikte olması sağlanmaktadır.
Kiralık hatlar vasıtasıyla kriptolu IP telefon kullanılması, özellikle yurt dışındaki okullarla irtibatta kullanılan yöntemlerdendir.
En kolay ve önemli haberleşme araçlarından biri GSM hatlarıdır. Bu hatlar, genel olarak ...kası adına kayıtlı ya da örgüt kontrolündeki kurum/kuruluş adına kayıtlı olan, abone bilgilerinin gerçek kullanıcısına kolaylıkla ulaşılamayan hatlardır. Genellikle yaklaşık 3 ayda bir yeni GSM hattı temin edilmekte ve eski hatla birlikte telefon cihazı da değiştirilmektedir. (Uygulanan tedbir şekline göre süre değişkenlik gösterebilir.)
Telefonların değiştirilmesi sürecinde eski telefonlar imha edilmekte ve parçalanarak farklı bölgelerdeki çöp kutularına atılmaktadır. Bu işlerin kamera olmayan yerlerde yapılmasına dikkat edilmektedir. Böylece tek numara ile görüşme yapan hat görüntüsünden uzaklaşılması ve örgütün kullandığı hatların tespitinin zorlaştırılması amaçlanmaktadır.
İletişimin telefonla kurulduğu dönemlerde (iletişim/haberleşme programlarının kullanılmadığı dönemlerde) telefonun akıllı olmaması ve internet bağlantısının bulunmamasına dikkat edilmiştir. Aynı zamanda mesaj atılması da istenmediği için yasaklanmıştır.
Örgüt mensuplarının kendi adlarına olmayan GSM hatları temin edip bunları belirli aralıklarla cihazlarıyla birlikte değiştirmeleri dahi legal olduğunu iddia ettikleri fa...yetlerinin illegal olduğunu ve bunları gizlemeye çalıştıklarını ortaya koymak açısından önemli bir veridir.
Türkiye'de Almanya, ABD ya da ...ka bir ülkeye kayıtlı GSM hatlarının kullanılması, örgütün üst düzey abilerinin kullandığı yöntemlerdendir. Abone bilgilerinden sadece hangi ülkeye ait olduğunun görülebilmesi nedeniyle zaman zaman tercih edilebilmektedir.
Örgüt mensupları, tedbir olarak haberleşme araçlarını değiştirdikleri gibi isim zikretmekten imtina ederek genel ifadeler kullanmaya özen göstermekte ve yaygın olarak "KOD İSİM" kullanmaktadırlar. Örgütsel görüşmeler sırasında "hizmet, şakirt, Gülen, cemaat" gibi kelimelerin telefonda zikredilmemesine özen gösterilmekte, buluşma yeri söyleneceği zaman şifreli ifadeler kullanılmasına önem verilmektedir.
Her ne kadar iletişimde esas olan usul "randevulaşma sistemi" olsa da örgütün mahrem sorumlularının, sevk ve idaresi altındaki askeri personel ile deşifre olmayı engellemek maksadı ile irtibat kurma yollarından birisinin de "Kamuya açık ve birbirinden bağımsız market, büfe, kırtasiye, iddia bayii ve lokanta gibi işletmelerde bulunan ve ücret karşılığı kullanılan sabit (kontörlü/voip) hatlar ile Türk Telekom'a ait ankesörlü telefon hatlar" olduğu tespit edilmiştir.
Örgüt tarafından bu yöntemin kullanılma sebepleri ise;
-Pratik ve kolay ulaşılabilir bir iletişim modeli olması, (Örneğin, operasyonel hat ile iletişim için gerekli olan 2. bir telefon, çevresi tarafından şahsın durumunu şüpheli hâle getirebilir)
-Anonim bir iletişim modeli olması, (Açıklamaya ihtiyaç duyulduğunda gönül ilişkisi vb. bahaneler ileri sürülebilir)
-Teknolojik imkânların güvenilir olmadığı, (ByLock serverlarının elde edilmesi vb. toplu deşifrasyon olmayacağı inancı)
-Arayan mahrem sorumlusunun kimliğinin deşifre olmayacağı,
Düşüncelerine dayanmaktadır.
e) Büfe/Ankesörlü Sabit Telefon Hatlarıyla İrtibat Kurma Yönteminin Özellikleri:
FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü "sohbet" olarak adlandırdığı örgütsel toplantıları devam ettirmek için elzem olan askeri personel ile irtibatlarında gizliliğe çok önem verdiği hususuna yukarıda ayrıntılarıyla değinilmiştir.
FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü kapsamında yürütülen soruşturmalardaki şüphelilerin hatları ile kamuya açık ve birbirinden bağımsız market, büfe, kırtasiye ve lokanta gibi sair işletmelerde kurulu bulunan, ücret karşılığı kullanılan sabit hat ve ankesörlü hatların HTS kayıtlarının incelenmesinde;
-Ardışık arama (Yakın zaman diliminde birbirini takip eden peşi sıra),
-Periyodik arama (Farklı tarih ve zaman diliminde belirli gün aralığı dahilinde),
-Tek arama,
Şeklinde iletişim gerçekleştirildiği ve irtibat sağlandığı saptanmıştır.
Birim içerisinde sorumlu düzeyde bulunan örgüt mensuplarının, kendilerine bağlı askerlere ait telefon numaralarını, telefonlarına farklı isimler kullanarak veya not kâğıtlarına GSM numaraları üzerinde belirli değişiklikler yaparak kaydettikleri, iletişim kurmak istedikleri zamanlarda ise kamuya açık ve birbirinden bağımsız market/büfe/lokanta vb. işletmelerde kurulu bulunan kontörlü/voip (sabit) hatlar ile Türk Telekom'a ait ankesörlü telefonları kullanmak suretiyle kendilerine bağlı askerleri aradıkları belirlenmiştir.
Yapılan soruşturma ve kovuşturmalar sırasında elde edilen bilgilerden, FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütünün "Mahrem Yapısı" içerisinde fa...yet gösteren örgüt mensuplarının, kendi sorumlulukları altında bulunan özellikle asker ve diğer mahrem hizmetteki sivil şahısların telefon numaralarını, deşifre edilmelerinin önlenmesi ve örgütsel fa...yetlerinin sürdürülebilir olması amacıyla şifreleme metotları kullanarak kaydettikleri de tespit edilmiştir.
FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü mensuplarınca kullanılan ve şu ana kadar tespit edilebilen bazı şifreli kaydetme yöntemlerinin;
-On (10) Rakamına Tamamlama; Öğrencilerin telefon numaralarını telefona kaydetmek yasak olduğu için normal bir esnafın kartvizitinin arkasına veya herhangi bir kâğıda telefon numaralarının son dört rakamının her biri 10'a tamamlanarak kaydedilir. Yani kayıtlı telefon numarasının son dört rakamının her birini 10 sayısından çıkararak ortaya çıkan rakam yazılır. 10'a tamamlama sistemine örnek vermek gerekirse telefon numarasının son dört rakamı 46 05 ise not kâğıdına yazılan numaranın son dört rakama 64 05 olur. Bir ...ka örnekte ise telefon numarasının son dört rakamı 43 17 ise kartvizite yazılan numaranın son dört rakamı 67 93 olur.
-Sondan İkili Rakam Bloklarını Çapraz Yer Değiştirme; Telefon numarasının sondan rakam bloklarının yerlerinin çapraz olarak değiştirilmesi yöntemidir. Örneğin, 0 xxx 345 62 44 numaralı telefon kaydedilirken 0 xxx 345 44 62 olarak kaydedilir.
-Rakam Bloklarını Ters Yazma; Telefon numarasının operatöre ait ilk 3 rakamları sabit kalmak şartıyla geri kalan rakamları ise rakam bloklarının kendi arasında ters yazılarak kaydedilmesidir. Örneğin, 0 xxx 345 62 41 numaralı telefon kaydedilirken 0 xxx 543 26 14 olarak kaydedilir.
-Sondan 4 üncü Rakamı Dört (4) Arttırma; Telefon numarasının sondan dördüncü rakamına dört eklenerek kaydedilmesidir. Örneğin, 0 xxx xxx 62 44 numaralı telefon kaydedilirken 0 xxx xxx 02 44 olarak kaydedilir.
-Sondan 2 nci ve 4 üncü Rakamı Yer Değiştirme; Telefon numarasının sondan ikinci ve dördüncü rakamlarının yerlerinin değiştirilerek kaydedilmesidir. Örneğin, 0 xxx xxx 62 44 numaralı telefon kaydedilirken 0 xxx xxx 42 64 olarak kaydedilir.
-Telefon Numarasını Oluşturan Rakamlara Bir Ekleme Bir Çıkarma; Telefon numarasını oluşturan rakamlara soldan ...l...ak sırasıyla bir ekleme bir çıkarma yapılarak kaydedilmesidir. Örneğin, 0 xxx 444 62 44 numaralı telefon kaydedilirken 0 xxx 535 53 35 olarak kaydedilir.
-Telefon Numarasını Oluşturan Rakamları Kredi Kartı Numarasına Benzetme; Telefon numarasını oluşturan rakamlarının ...ına, sonuna rakamlar ekleyerek veya 16 haneli kredi kartı numarası şeklinde kaydedilmesidir. Örneğin, 0 xxx 444 62 44 telefon numarası 5410 xxx4 4462 4454 olarak kaydedilir.
-Telefon Numarasını Oluşturan Rakamları Servis Sağlayıcı Operatör Kodunun İl Alan Koduna Değiştirme; Operatör kodunun herhangi veya fa...yet gösterdiği il kodu şeklinde kaydedilmesidir. Örneğin, 0 505 xxx xx xx numaralı telefon kaydedilirken 0 312 xxx xx xx olarak kaydedilir.
-99'a Tamamlama; Aranacak telefon numaraları doğrudan olarak değil son iki hanesini 99'a tamamlama yöntemiyle aranmasıdır. Örneğin 5XX 123 45 67 numarasının 5XX 123 45 32 şeklinde yazılması,
100'e Tamamlama; Aranacak telefon numaraları doğrudan olarak değil son iki hanesini 100'e tamamlama yöntemiyle aranmasıdır. Örneğin 5XX 123 45 67 numarasının 5XX 123 45 33 şeklinde yazılması,
-Çaprazlama metodu; Aranacak telefon numaraları doğrudan olarak değil son dört hanesinin ikili gruplar hâlinde kendi içinde çaprazlama yöntemiyle aranmasıdır. Örneğin 5XX 123 45 67 numarasının 5XX 123 76 54 şeklinde yazılması,
Şeklinde olduğu saptanmıştır.
Mahrem imamların, kendilerine bağlı muvazzaf askerlerin (öğrenci) telefon numaralarını ajandalarına kaydederken yukarıda açıklamaları verilen örnek şifreleme yöntemlerini kullanmakla birlikte "bazı mahrem imamların arama yapmadan önce numaralara baktığında şifreleme yaptığını unutarak/kasten yazılı olan şifreli numarayı aradığı, daha sonra yanlış numara çevirdiğini fark ederek/kasten asker şahsı tekrar gerçek numarasından aradıkları da" sıklıkla gözlemlenmiştir.
Kolluk birimlerinin yapmış olduğu çalışmalar ve soruşturmalarda alınan ifadelerden;
"Mahrem imamların belirledikleri periyodik zaman diliminde grubunda bulunan askeri personelle sohbet adı altında örgütsel toplantıları düzenledikleri, bir sonraki toplantının yerinin-zamanının ve saatinin yapılan bu toplantılarda yüzyüze görüşülerek belirlendiği, toplantı günü ve saatinde değişiklik veya farklı bir gelişme olduğu zaman mahrem imam tarafından sabit hatlardan (ankesör-büfe-market vb.) askeri personelin cep telefonu aranmak suretiyle irtibatın gerçekleştirildiği, mahrem imam tarafından gerçekleştirilen bu görüşmelerin genellikle çok kısa tutulduğu ve şifreli olarak anlatılmak istenilenin söylendiği, bu telefon görüşmelerinin kısa tutulmasının sebebinin mahrem imamın ve sabit hatlardan aranan askeri personelin deşifre olmasını engellemek olduğu, askeri personelle mümkün olduğu kadar sabit hatlardan az irtibat kurulmaya özen gösterildiği, askeri personelin çok aranmasının o personelle ilgili bir sıkıntının yani toplantılara gelmeme, terör örgütü ile irtibatını koparmaya çalışma gibi etkenlere işaret ettiği, mahrem imam tarafından sürekli arama yapılarak askeri personelin ikna edilmeye çalışıldığı, askeri personelin az aranmasının ise o personelin toplantılara düzenli geldiğinin, gerçekleştirilen toplantılarda yüz yüze alınan kararlar sonucunda bir sonraki toplantıya düzenli katıldığının göstergesi olduğu, katalog evlilik yapan askeri personelin eşleri ile toplantılara katıldıkları örgüt imamlarının eşlerinin askeri personelin eşleri ile ilgilendikleri, bu şekilde mahrem imamlarca yapılan görüşmelerin 2017 yılına kadar devam ettiği, bu tarihten sonra sabit hatlardan askeri personelin aranmamasına dikkat edildiği, bunun sebebinin ise yapılan örgütsel fa...yetin deşifre olması ve mahrem imamların takip edilmesinden korku duyulmasından kaynaklı olduğu, bu süreçten sonra askeri personel ile görüşme yapılmak istenildiği zaman; lojmanlarda oturmayan ve FETÖ Silahlı Terör Örgütü içerisinde fa...yet gösteren askeri personelin evlerine gidilerek irtibat kurulduğu ya da asker şahsın mahrem imamın evine gitmesi şeklinde irtibat kurulmaya çalışıldığı, subay, astsubay veya askeri öğrenciler ile ilgilenen mahrem imamların birbirinden farklı olduğu, örneğin subay ve astsubayların aynı grup içerisine dâhil edilmediği"
Anlaşılmıştır.
Sonuç olarak;
Yukarıda izah edilen açıklamalar, olgular ve FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütüne yönelik yapılan soruşturma ve kovuşturmalarda alınan ifadeler bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütünün, Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesine sızmış mensuplarının çok az kısmına kriptolu haberleşme programı Bylock ve Eagle gibi programlar yüklediği, geri kalan mensupları ile özellikle geçmiş yıllarda kullandıkları bir sistem olan büfe, market vb benzeri yerlerdeki ücretli telefonlar veya kontörlü telefonlar ile haberleştikleri, örgütsel irtibatta asıl olan iletişim metodunun yüz yüze görüşme olduğu ve bir sonraki görüşmenin tarih ve yerinin bu esnada belirlendiği, bu mümkün olmaz ise tedbir anlamında her asker şahsın farklı ankesör ya da sabit hatlardan (market-büfe-bakkal vb.) aranmak (GEZEREK) suretiyle örgütsel iletişimin kurulduğu, arama işleminin genellikle tek taraflı ve kısa süreli olduğu, sadece sorumlu şahısların ARAMA işlemini yaptığı (askeri şahıs tarafından karşı arama yapılmadığı, askeri personelin de çok sık olmamakla birlikte mahrem sorumlusuna ulaşmak istedikleri durumlarda aradığı), sorumlu şahıs tarafından aranan askeri personelin büyük kısmının rütbe/makam olarak genelde denk olduklarının tespit edildiği (Örneğin; aranan Astsubay ise ardışık aranan kişi de Astsubay, Subay ise ardışık aranan da Subay gibi), aynı şekilde kuvvetlerin de denk olduğu (Örneğin; aranan jandarma ise ardışık Jandarma, aranan KKK personeli ise ardışık KKK personelinin arandığı gibi), genel olarak her sivil yöneticinin sorumluluğunda birden fazla hücre bulunduğu ve hücrelerin 2-3 asker şahıstan (askeri öğrenci ve/veya muvazzaf personel) oluştuğu, bu asker şahısların da aynı kuvvete mensup olup aynı rütbede bulundukları (istisnai olarak farklı rütbe ve/veya kuvvetlere mensup asker şahıslardan bir hücre oluşabildiği, örneğin; sivil sorumlunun astsubaylardan oluşan grubunun yanında astsubaylıktan subaylığa geçen askeri personelle de ilgilenebileceği), tek ankesör ya da sabit hattan (market-büfe-bakkal vb.) farklı asker şahısların aranmasının arka arkaya arama (ARDIŞIK ARAMA) şeklinde olması durumunda aramanın örgütsel olduğu kanısını güçlendirdiği, ayrıca aynı ankesör/sabit (büfe-market vb.) hattan arka arkaya (ARDIŞIK) arama yapılmasının mahrem sorumlu şahsın tedbirsizliği ve işin kolayına kaçmasından kaynaklandığı, daha çok gizliliğe uymayan mahrem imamlar tarafından yapıldığı, aramaların kısa olmasının nedeninin ise askeri personelin daha önceden yeri ve zamanı kararlaştırılan görüşmeye gelinmemesi gerektiği veya gelip gelemeyeceğinin teyit edilmesi ya da görüşmeye gelmeyen kişiye gelecek görüşme yer ve zamanının bildirilmesi veya daha önceden kararlaştırılan yer/tarihin değişmesinden dolayı yapılan aramalar olmasından kaynaklı olduğu, aramaların genellikle mesai saatleri dışında yapıldığı, sorumlu şahsın askeri personeli aradıktan sonra tedbir amaçlı alakasız kişileri de ankesörle ar...ak hedefin kaybolmasını amaçladığı, genellikle on beş gün, ayda veya iki ayda bir kez iletişime geçilerek buluşmaların/toplantıların gerçekleştirildiği, bu görüşmede bir sonraki buluşma tarihinin kararlaştırıldığı, bir aksaklık olmadığı müddetçe yeniden aramaya ihtiyaç duyulmadığı, bazen mahrem sorumlu tarafından sorumluluğundaki gruplarla ilgili grup içerisindeki tek şahsın arandığı ve bu şahıstan gruptaki diğer şahsa veya şahıslara bilgi vermesini istediği, aramanın sadece büfe, lokanta, market vs. kontörlü arama yapılabilen yerler olmadığı, ayrıca ankesörlü telefonlar ile kontörü olmadığından bahisle rica yolu ile iş yerlerinde mevcut sabit hattan da arama işlemi yapılabildiği, genel olarak yüz...ı ve üstü rütbedeki subaylarda "birebir sorumluluk" esasının geçerli olmasından dolayı birden fazla asker şahsın oluşturduğu hücre sisteminin tercih edilmediği, mahrem yapı sorumlusunun kural olarak sorumlusu olduğu asker şahıs/şahıslarla aynı ilde ikamet ettiği ve aynı ildeki sabit hatlarla iletişim kurduğu, istisnai olarak sözde TSK yapılanmasının bölge esaslı teşkilatlanması nedeniyle yakın ilde bulunan hatlarla da iletişim kurulabildiği, mahrem yapı sorumlusunun sorumlu olduğu örgüt mensubu asker şahısları aramasından sonra belirlenen buluşma yerinde aranılan hatların takılı bulunduğu cihazların götürülmemesi veya götürülse bile kapatılmasına yönelik tedbir uygulanmaya çalışıldığı, bu tedbirin ortak yer baz istasyonundan sinyal verilmesini ve/veya dinleme yapılmasını önleme amaçlı olduğu, daha önceden kararlaştırılan n...a gelinmediği takdirde ya da mahrem imam il dışında ise ve periyodik zamanlarla bir araya geliniyorsa (2 haftada bir Cumartesi gibi) bir gün önce mahrem imamın ar...ak çağrı bıraktığı, arama işlemi sonrasında gizlilik (son aradığı numaranın telefon hafızasında kalmasını önlemek) ve tedbir amaçlı olarak ilgisiz rastgele numaraların çevrildiği ve redial (geri arama) tuşu ile son aranan kişinin tespitinin önlenmeye çalışıldığı, sivil yönetici unsurun sorumlusu olduğu asker şahsın numarasının son iki rakamını kendi telefon rehberinde "10", "100" veya "99" rakamına tamamlayacak şekilde kayıt etmesinin en fazla ...vurulan tedbir yöntemlerinden biri olduğu, bu nedenle yanlışlıkla numaraların şifrelenmiş hâliyle yapılan aramaların da gerçekleşebildiği, yapılanmada her yönetici sivil unsurun deşifre olmamak amacıyla kendi tedbir ve iletişim metodunu kendisinin belirlediği, (Bu metotlardan birisine örnek vermek gerekirse kısa süreli arama, cevapsız çağrı bırakma, aynı hattan parça parça kısa süreli arama vb.), mahrem yapı içerisindeki irtibatın ve şifreleme tekniğinin deşifre olmaması amacıyla çok sayıda şifreleme tekniğinin kullanıldığı,
Belirlenmekle;
Günümüzde iletişim aracı olarak cep telefonlarının kullanılmasının hayatın olağan akışına uygun ve kabul edilen bir gerçek olmasına karşın, kamuya açık ve birbirinden bağımsız market, büfe, kırtasiye, lokanta gibi sair işletmelerde kurulu bulunan, ücret karşılığı kullanılan sabit hat ve ankesörlü hatlar üzerinden asker şahıslarla GEZEREK ya da ARDIŞIK şekilde yapılan aramaların; örgütün "gizlilik" ve "deşifre olmama" kuralına uygun olarak Askeri Mahrem Yapılanmasının irtibat kurma yöntemlerinden biri olup FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütünün MAHREM İMAMLARI tarafından örgütsel amaçlı, örgütsel haberleşmeyi sağlamak amacıyla gerçekleştirildiği sonucuna varılmıştır.
B-2) Bir İletişim Aracı Olarak Ankesörlü/Sabit Hatlardan Periyodik Veya Ardışık Aramaların Hukuki Niteliği:
a) Ulusal ve Uluslararası Mevzuat:
Konuyla İlgili Ulusal ve Uluslararası Düzenlemeler;
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi:
Madde 8 - Özel ve aile hayatına saygı hakkı
(1) Herkes özel ve aile hayatına, konutuna ve yazışmasına saygı gösterilmesi hakkına sahiptir.
(2) Bu hakkın kullanılmasına bir kamu makamının müdahalesi, ancak müdahalenin yasayla öngörülmüş ve demokratik bir toplumda ulusal güvenlik, kamu güvenliği, ülkenin ekonomik refahı, düzenin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya ...kalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli bir tedbir olması durumunda söz konusu olabilir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası
Özel hayatın gizliliği ve korunması
Özel hayatın gizliliği
Madde 20- Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz.
Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya ...kalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak, usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış mercinin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin üstü, özel kâğıtları ve eşyası aranamaz ve bunlara el konulamaz. Yetkili mercin kararı yirmi dört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını el koymadan itibaren kırk sekiz saat içinde açıklar; aksi halde, el koyma kendiliğinden kalkar.
...
Haberleşme hürriyeti
Madde 22- Herkes, haberleşme hürriyetine sahiptir. Haberleşmenin gizliliği esastır.
Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya ...kalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; haberleşme engellenemez ve gizliliğine dokunulamaz. Yetkili merciin kararı yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, karar kendiliğinden kalkar.
İstisnaların uygulanacağı kamu kurum ve kuruluşları kanunda belirtilir.
Suç ve Cezalara İlişkin Esaslar
Madde 38- (6)- Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez.
Milletlerarası Andlaşmaları Uygun Bulma
Madde 90/5- Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine ...vurulamaz. (Ek cümle: 7/5/2004-5170/7 md.) Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır.
Ceza Muhakemesi Kanunu'na göre;
İletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması
Madde 135 – (1) (Değişik: 21/2/2014–6526/12 md.) Bir suç dolayısıyla yapılan soruşturma ve kovuşturmada, suç işlendiğine ilişkin somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve ...ka suretle delil elde edilmesi imkânının bulunmaması durumunda, hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının kararıyla şüpheli veya sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişimi (…) dinlenebilir, kayda alınabilir ve sinyal bilgileri değerlendirilebilir. Cumhuriyet savcısı kın bulunmaması durumunda, hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının kararıyla şüpheli veya sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişimi (…) dinlenebilir, kayda alınabilir ve sinyal bilgileri değerlendirilebilir. Cumhuriyet savcısı kararını derhâl hâkimin onayına sunar ve hâkim, kararını en geç yirmi dört saat içinde verir. Sürenin dolması veya hâkim tarafından aksine karar verilmesi hâlinde tedbir Cumhuriyet savcısı tarafından derhâl kaldırılır. (Mülga son iki cümle: 24/11/2016-6763/26 md.)
...
(3) Şüpheli veya sanığın tanıklıktan çekinebilecek kişilerle arasındaki iletişimi kayda alınamaz. Kayda alma gerçekleştikten sonra bu durumun anlaşılması hâlinde, alınan kayıtlar derhâl yok edilir.
...
(6) (Ek: 2/12/2014-6572/42 md.) Şüpheli ve sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişiminin tespiti, soruşturma aşamasında hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısı, kovuşturma aşamasında mahkeme kararına istinaden yapılır. Kararda, yüklenen suçun türü, hakkında tedbir uygulanacak kişinin kimliği, iletişim aracının türü, telefon numarası veya iletişim bağlantısını tespite imkân veren kodu ve tedbirin süresi belirtilir. (Ek cümleler: 24/11/2016-6763/26 md.) Cumhuriyet savcısı kararını yirmi dört saat içinde hâkimin onayına sunar ve hâkim, kararını en geç yirmi dört saat içinde verir. Sürenin dolması veya hâkim tarafından aksine karar verilmesi hâlinde kayıtlar derhâl imha edilir.
...
(8) Bu madde kapsamında dinleme, kayda alma ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesine ilişkin hükümler ancak aşağıda sayılan suçlarla ilgili olarak uygulanabilir:
a) Türk Ceza Kanunu’nda yer alan;
...
15. (Değişik: 2/12/2014-6572/42 md.) Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak (madde 302),
16. (Ek: 2/12/2014-6572/42 md.) Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar (madde 309, 311, 312, 313, 314, 315, 316),
17. Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk (madde 328, 329, 330, 331, 333, 334, 335, 336, 337) suçları,
Bir suçun işlendiğini öğrenen Cumhuriyet savcısının görevi
Madde 160 – (1) Cumhuriyet savcısı, ihbar veya ...ka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya ...lar.
Cumhuriyet savcısının görev ve yetkileri
Madde 161 – (1) Cumhuriyet savcısı, doğrudan doğruya veya emrindeki adlî kolluk görevlileri aracılığı ile her türlü araştırmayı yapabilir; yukarıdaki maddede yazılı sonuçlara varmak için bütün kamu görevlilerinden her türlü bilgiyi isteyebilir.
(2) Adlî kolluk görevlileri, el koydukları olayları, yakalanan kişiler ile uygulanan tedbirler emrinde çalıştıkları Cumhuriyet savcısına derhâl bildirmek ve bu Cumhuriyet savcısının adliyeye ilişkin bütün emirlerini gecikmeksizin yerine getirmekle yükümlüdür.
...
(4) Diğer kamu görevlileri de, yürütülmekte olan soruşturma kapsamında ihtiyaç duyulan bilgi ve belgeleri, talep eden Cumhuriyet savcısına vakit geçirmeksizin temin etmekle yükümlüdür.
Delillerin Ortaya Konulması ve Reddi
Madde 206-(2) Ortaya konulması istenilen bir delil aşağıda yazılı hâllerde reddolunur:
(a) Delil, kanuna aykırı olarak elde edilmişse.
..
Delillerin Takdir Yetkisi
Madde 217 – (2) Yüklenen suç, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebilir.
Hükmün Gerekçesinde Gösterilmesi Gereken Hususlar
Madde 230 – (1) Mahkûmiyet hükmünün gerekçesinde aşağıdaki hususlar gösterilir:
...
(b) Delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin belirtilmesi; bu kapsamda dosya içerisinde bulunan ve hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delillerin ayrıca ve açıkça gösterilmesi.
Hukuka Kesin Aykırılık Hâlleri
Madde 289 – (1) Temyiz dilekçesi veya beyanında gösterilmiş olmasa da aşağıda yazılı hâllerde hukuka kesin aykırılık var sayılır:
...
(i) Hükmün hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delile dayanması.
Şeklinde düzenlenmiştir.
b) Sabit/Ankesörlü Hatlardan Arama Sonuçlarının Delil Olarak Hukukiliği:
Çağımızda hukukun değişmez niteliği "Evrensel, herkes için, bağımsız, tarafsız, insan haklarına saygılı, eşitlikçi, özgürlükçü, adil, haksızlığa karşı vazgeçilmez" oluşudur.
Bir ülkede bu ilkelerin benimsenip güçlendirilmesi ve içselleştirilmesi için demokratik düzenin bütün kurum ve kuruluşlarıyla oluşturulması, demokratik hakların etkin biçimde kullanılması, devletin bütün işlemlerinin hukuk sınırları içinde niteliği "Evrensel, herkes için, bağımsız, tarafsız, insan haklarına saygılı, eşitlikçi, özgürlükçü, adil, haksızlığa karşı vazgeçilmez" oluşudur.
Bir ülkede bu ilkelerin benimsenip güçlendirilmesi ve içselleştirilmesi için demokratik düzenin bütün kurum ve kuruluşlarıyla oluşturulması, demokratik hakların etkin biçimde kullanılması, devletin bütün işlemlerinin hukuk sınırları içindeve hukuk devleti ilkelerine uygun olması kadar çağdaş bir ceza yargılamasının sağlanması da gerekmektedir.
İstikrar kazanmış yargı kararlarında vurgulandığı ve öğretide ifade edildiği üzere, ceza yargılamasının amacı maddi gerçeğin insan onuruna yaraşır biçimde araştırılıp bulunmasıdır. Nitekim, Ceza Genel Kurulunun 23.02.2016 tarihli ve 2014/5.MD-98 Esas 2016/83 sayılı ve 10.12.2013 tarihli ve 2013/359 sayılı kararlarına göre ceza muhakemesinin amacı usul kurallarının öngördüğü ilkeler doğrultusunda maddi gerçeğin her türlü şüphedeyılı kararlarına göre ceza muhakemesinin amacı usul kurallarının öngördüğü ilkeler doğrultusunda maddi gerçeğin her türlü şüpheden uzak bir biçimde kesin olarak belirlenmesidir. Maddi gerçeğin belirlenmesinde kullanılan yegane araç deliller olup nitekim 5271 sayılı CMK'nın "delillerin takdir yetkisi" ...lıklı 217. maddesinin 2. fıkrasında "yüklenen suç, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebilir" denilerek aynı amaca işaret edilmiştir. Bu açıklama ile ayrıca delillerin serbestliği ilkesine de vurgu yapılmaktadır. Buna göre, ceza muhakemesinde hangi hususu hangi delillerle ispat olunacağı konusunda bir sınırlama bulunmayıp yargılama yapan hâkim, hukuka uygun şekilde elde edilmiş her türlü delili kullanmak suretiyle sanığın aleyhine olduğu kadar lehine olan delilleri de araştırıp değerlendirerek şüpheden arınmış bir sonuca ulaşmalıdır.
Ceza muhakemesinde maddi gerçek ortaya çıkarılırken, kişisel hak ve özgürlüklere saygı ile toplumsal düzenin sağlanması arasında bir denge kurulması temel amaçtır. Kanun koyucu bu amaçla, delil serbestliği ilkesine, öğretide ve uygulamada "delil yasakları" olarak adlandırılan bir takım sınırlamalar getirmiştir. Anayasa'nın 38. maddesinin 6. fıkrasında, CMK'nın 206. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinde, 217. maddesinin ikinci fıkrasında, 230. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde ve 289. maddesinin birinci fıkrasının (i) bendinde hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delillerin esas alınamayacağı belirtilmiştir. Delilin hukuka aykırı bir yöntemle elde edilmiş olup olmadığına ise yargı makamı karar verecektir.
Delillerin yerindeliği incelemesi yapmayan ve bu konunun ulusal yargı organlarının takdirinde olduğunu belirten AİHM, elde edilen deliller dahil olmak üzere yargılamayı bir bütün olarak inceleyip bu çerçevede ilgilinin adil yargılanma hakkının ihlal edilip edilmediğine karar vermektedir (AİHM, Khan/Birleşik Krallık, 12.05.2000, B.No:35394/97, &34). AİHM, delillerle ilgili olarak, ...vurucuya delillerin gerçekliğine itiraz etme ve kullanılmalarına karşı çıkma fırsatı verilip verilmediğini esas almaktadır. (Bykov/Rusya, 10.03.2009, B.No:4378/02, & 90; Khodorkovskiy ve Lebedev/Rusya, 25.07.2013, B.No:11082/06, 13772/05, & 700).
Yargılama konusu olayın açıklığa kavuşturulması ve maddi gerçeğin bulunabilmesi için ispat amacıyla kullanılan her araç delil olarak kabul edilir. Bu manada esas olan, delilin keyfi ve açıkça dayanaktan yoksun olacak şekilde sanık aleyhine kullanılmaksızın, yargılamanın bir bütün olarak adil yapılmasıdır.
Görüldüğü gibi delillerin kabul edilebilirliği ve değerlendirilmesi ulusal mahkemelerin takdirindedir.
c) Mukayeseli Hukuk ve AİHM Kararı Bağlamında Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Denetlenmesi Delillerin Niteliği ve Hukukiliği:
Karşılaştırmalı hukukta iletişimin tespitine ilişkin düzenlemeler farklılık göstermektedir. Örneğin Fransa, İngiltere ve Avusturya'da iletişimin tespitine ilişkin bilgiler denetim kapsamında kabul edilmemekte ve herhangi bir sınırlamaya tabi bulunmadan bu bilgiler soruşturma ve kovuşturmada kullanılmaktadır.
Avrupa Birliğince (AB) 24.10.1995 tarihinde "Kişisel Verilerin İşlenmesinde Gerçek Kişilerin Korunması ve Serbest Dolaşımı"na ilişkin 95/46 nolu Yönerge kabul edilmiştir. Ancak söz konusu yönerge hükümlerinin savunma, kamu güvenliği veya ceza hukuku açısından uygulanmayacağı da belirtilmiştir. 95/46 nolu Yönerge temel alınarak düzenlenen telefon konuşmaları ve e-postaları da kapsayacak şekilde elektronik iletişimde özel yasanın gizliliği ve kişisel verinin korunmasına dair 2002/58 nolu Yönerge'nin amacı, Avrupa Birliğine üye ülkeler tarafından, haberleşmenin gizliliğine yetkisi bulunmayan kişilerce erişilmesini engellemek, kamu telekomünikasyon şirketleriyle ve kamuya açık telekomünikasyon servisleriyle sağlanan telekomünikasyon gizliliğini korumak amacıyla önlemlerin alınmasını sağlamaktır. (Hayrünisa ..., Haberleşmenin Gizliliği ve Kişisel Veriler, Erzincan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C.13, S:1-2, 2009, s. 286) Bununla birlikte bu yönerge; devletlerin elektronik iletişimi, hukuka uygun denetleme veya AİHS'ye uygun olarak önlem alma imkânlarını etkilememektedir. (Saadet Yüksel, Özel Yaşamın Bir Parçası Olarak Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Gizliliğine Önleyici Denetimle Müdahale, Beta, 1. Baskı, 2012, s. 89-99)
AİHM, kişisel verilerin elde edilmesini her durumda özel yaşamın gizliliği hakkına bir müdahale olarak görmemekte ve kişisel verilere ilişkin AİHS'nin 8. maddesi çerçevesinde iki aşamalı bir değerlendirme yapmaktadır. Öncelikle müdahalenin yasal dayanağı olup olmadığı ve ulaşılabilirliği, daha sonra ise ulusal güvenlik gibi meşru bir amaç bağlamında müdahalenin demokratik bir toplumda gerekli olup olmadığını değerlendirmektedir. (Saadet Yüksel, a.g.e, s. 103)
Bu bakımdan AİHM devletlerin, ulusal güvenliklerini korumak amacıyla, yetkililere kamunun ulaşamadığı kişisel verileri barındıran kayıtlarda bilgi toplama ve kaydetme yetkisini veren kanuni düzenlemeler yapmasını uygun görmektedir. (Leander/İsveç, 26.03.1987, B.No: 9248/81, & 59)
Nitekim AB'nin 95/46 ve 2002/58 nolu Yönerge'leri doğrultusunda tanzim edilen 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nun "İstisnalar" ...lıklı 28. maddesinde de kişisel verilerin milli savunmayı, milli güvenliği, kamu güvenliğini, kamu düzenini sağlamak için kanunla görev ve yetki verilmiş kamu kurum ve kuruluşlar tarafından yürütülen önleyici, koruyucu ve istihbari fa...yetler kapsamında veya soruşturma, kovuşturma, yargılama veya infaz işlemlerine ilişkin olarak yargı makamları veya infaz mercileri tarafından işlenmesi hâllerinde söz konusu kanun hükümlerinin uygulanmayacağı belirtilmiştir.
AİHM, bir devletin terörle mücadele etmek için önlem almadan önce felaketin gelip çatmasını beklemesinin mümkün olmadığını vurgulamıştır. (A. ve Diğerleri/Birleşik Krallık, 19.02.2009, B.No: 3455/05, & 177)
Görüldüğü üzere AİHM, Sözleşme'nin 8. maddesinde herkesin kendi özel yaşamına saygı gösterilmesi hakkına sahip olduğunun açık bir şekilde belirtilmesine karşın terörle mücadele, terör saldırılarını engellemeye yardımcı olabilecek bilgilerin toplanması, terör şüphelilerinin yakalanıp yargılanması amacıyla özel gözetleme yöntemlerinin kullanmasına cevaz vermektedir.
d) Sabit/Ankesörlü Hatlardan Arama Sonuçlarının Delil Olarak Kabul Edilip Edilmeyeceğine İlişkin Hukuki Değerlendirme:
ByLock için yapılan değerlendirmeler ışığında; demokratik kurumlara, hukuk devletine, demokrasiye ve insan haklarına karşı 15.07.2016 tarihindeki darbe teşebbüsünü gerçekleştiren, pek çok insanın ölümüne ve yaralanmasına sebebiyet verip bir çok ağır suçu organize şekilde işleyen FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütünün çok büyük bir önem verdiği silahlı kanadını oluşturan askeri mahrem yapılanmasına yönelik yapılan soruşturmada, şüphelilere ve suç delillerine ulaşılması amacıyla Ankara merkezli ve diğer illerde Cumhuriyet ...savcılıklarının yasal yetkisine dayanarak hâkim kararıyla geçmişe dönük elde ettiği "iletişimin tespiti (HTS)" kayıtlarının, hukuka uygun bir delil olarak hükme esas alınmasında herhangi bir hukuki isabetsizlik bulunmadığı, yapılan işlemin "demokratik bir ülkede gereklilik" ve "orantılılık" ilkelerine uygun olduğu, kanunda yazılı esas ve usullere göre bu tedbire ...vurulmasının "iletişim özgürlüğü" hakkının özünü ortadan kaldırmayacağı kanaatine varılmıştır.
İçeriğine müdahale edilmeden, iletişim araçlarının diğerleri ile kurduğu iletişime ilişkin arama, aranma, yer bilgisi ve kimlik bilgilerinin tespitine yönelik işlem olması ve daha çok dış bağlantı verilerini ifade etmesi nedeniyle "iletişimin tespiti", Cumhuriyet savcısının soruşturma yetkisini düzenleyen CMK'nın 160 ve 161. maddeleri kapsamında istenebilecek delillerdendir. Cumhuriyet savcısı, soruşturmanın ayıklayıcılık ve kişilerin lekelenmeme hakkı ilkelerini dikkate alarak, delil toplarken Anayasa'da ve yasada düzenlenen "orantılılık" ilkesini göz önüne almak durumundadır. İletişimin tespitinin istenmesi her zaman aleyhe sonuç doğurmaz. Bazen suça katılmayan kişilerin erkenden tespiti ile haklarında ...kaca ceza muhakemesi tedbirine ...vurmama imkânını da sağlayabilir.
Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 135/6. maddesindeki (Ek: 2/12/2014-6572/42 maddesi) şüpheli ve sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişiminin tespiti, soruşturma aşamasında hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısı kovuşturma aşamasında mahkeme kararına istinaden yapılır. Daha önce uygulamada Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 160 ve 161. maddelerinde düzenlenen Cumhuriyet savcısının delil toplama yetkisi kapsamında iletişimin tespitinin yapıldığı, yapılan değişiklikle bu yetkinin hâkime verildiği, gecikmesinde sakınca olduğu hâllerde Cumhuriyet savcısının bu yetkiyi kullanabileceği düzenlenmişti.
Ancak yeni ceza yargılaması sisteminde soruşturma evresi, suç işlendiği izlenimini veren hâlin öğrenilmesi ile ...lar ve iddianamenin kabulü kararı verilinceye kadar devam eder. Soruşturma evresi üç aşamada gerçekleşir. Bunlar: ...langıç soruşturması, kısa soruşturma ve ara soruşturma aşamalarıdır. İlk aşama, Cumhuriyet savcısının "araştırmalara" ...lama kararı ile gerçekle... "...langıç soruşturması"dır. Bu aşamada, kural olarak henüz suçun kim tarafından işlendiği konusunda bir bilgi mevcut bulunmadığı için "şüpheli" de yoktur. Bu aşamada bir suç işlendiğine dair "basit şüphe" oluşmazsa kovuşturmama kararı verilecektir. Aksi takdirde soruşturmanın diğer aşamalarına geçilip ortaya çıkan şüpheli/şüphelilere ilişkin deliller toplanarak suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa Cumhuriyet savcısı bir iddianame düzenleyecektir.
Ayrıntıları ilgili bölümde açıklanan FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütünün iletişim yöntemi olarak ankesörlü/sabit hatlardan periyodik veya ardışık aramalar yaptıkları yönündeki tespitlerden sonra, soruşturma makamlarınca ...langıç soruşturması kapsamında ve CMK'nın 160/1. maddesinin verdiği yetkiye dayanarak yapılan araştırmalar sonucunda; FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü mensuplarının "sohbet" olarak adlandırdıkları örgütsel toplantılara devam etmek için kamuya açık market, büfe vb. yerlerde kurulu bulunan ücret karşılığı kullanılan sabit hat veya ankesörlü hatları özel yöntemlerle kullandıklarının tespit edilmesi üzerine CMK'nın 135/6. maddesi gereğince sabit hat ve ankesörlü hatlara yönelik iletişimin tespiti kararları alınarak uygulamaya konulması, bu cümleden olarak şüpheli kişilerin hatlarıyla kamuya açık, birbirinden bağımsız büfe, market vb. yerlerde kurulu bulunan sabit veya ankesörlü hatların HTS kayıtlarının incelenmesi, üçüncü kişilere ait verilerin ayıklanması ile yapılan an...zler sonucunda şüphelilere ulaşılmasında hukuka aykırı yöntemlerin kullanıldığı ileri sürülemeyeceği gibi ihlal edildiği iddia edilen hakka nazaran kamu güvenliğinin korunması ve suçla mücadele için sağlanan yararın üstünlüğünden de kuşku duyulmaması gerekecektir.
Şüphelinin/sanığın mahrem yapıda yer alıp sabit hat ve/veya ankesörlü telefonlar üzerinden hücresel haberleşme ağına dahil olup olmadığının belirlenmesi ile soruşturma ve yargılama aşamasında hukuki durumunun ve konumunun kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; suçun ispatı açısından belirleyici nitelikte olması nedeniyle bu delilin elde edilişi, niteliği, kullanımı ve hukukiliği konusunda yukarıda yapılan tüm açıklamalar ışığında taraflar huzurunda tartışılması ve savunma argümanlarının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Ayrıca bu delillerin teyidi açısından;
Mahrem imamların büfe/ankesörlü sabit telefon hattı ile hedef şahıslarla görüşmelerinde gizliliği sağlamak için genellikle kullandığı yöntem olarak belirlenen;
Hedef şahsın telefon numarasının deşifre edilmesinin önlenmesi amacıyla çeşitli şifreleme metotları kullanarak kaydedilmesi,
Bazı mahrem imamların arama yapmadan önce ajandada kayıtlı numaralara baktığında şifreleme yaptığını unutarak/kasten yazılı olan şifreli numarayı aradığı, daha sonra yanlış numara çevirdiğini fark ederek/kasten asker şahsı tekrar gerçek numarasından aramış olmaları,
Aramaların tek taraflı ve kısa süreli olması veya sadece çağrıdan ibaret bulunması,
Aranan askeri personel ise genellikle rütbe/makam olarak ve bağlı bulunduğu kuvvetlerin de denk olmaları,
Mahrem imamlar tarafından gerçekleştirilen arka arkaya aramanın (ardışık arama) örgütsel amaçlı olduğuna dair karine oluşturması,
Aramanın mesai saatleri dışında yapılması, sorumlu şahsın askeri personeli aradıktan sonra tedbir amaçlı alakasız kişileri de ankesörle ar...ak bu bütün içerisinde hedeflerin kaybolmasını sağlama çabası,
Aramanın on beş gün, ayda veya iki ayda bir kez olmak üzere periyodik olması,
Mahrem imamın sorumlusu olduğu asker şahıs/şahıslarla aynı ilde ikamet ettiği ve aynı ildeki sabit hatlarla iletişim kurduğunun gözetilmesi,
Asker şahısların hatların takılı bulunduğu cihazların toplantı yerine götürülmediği veya götürülse bile kapalı tuttukları,
Mahrem imamlarca hedef şahıs arandıktan sonra ilgisiz rastgele numaraların çevrilerek redial (geri arama) tuşu ile son aranan kişinin tespitinin önlenmeye çalışılması,
Hususlarını da ortaya koyan, bu delilin elde edilişi, niteliği, kullanımı ve hukukiliği konusunda yukarıda yapılan tüm açıklamalar ışığında kişiselleştirilmiş, emniyet birimlerince büfe/ankesörlü sabit telefon hatlarıyla irtibat kurma yöntemine ilişkin olarak düzenlenen ayrıntılı an...z raporunun temin edilerek dosyaya konulması,
-Emniyet kayıtlarının yanı sıra BTK'dan alınan baz istasyonunu gösterir HTS kayıtlarının "0" saniyeli çağrılar da dahil olmak üzere getirtilmesi,
-Şüpheli/sanığın görev yaptığı diğer şehirlerde ardışık aramalarının olup olmadığı araştırılarak sabit hat ve ankesörlü telefon kullandığına ilişkin an...z raporunun da istenmesi,
-Şüpheli/sanıkla ilgili sabit hat veya ardışık aramaya ilişkin varsa itirafçı beyanlarının dosyaya getirilmesi, gerektiği takdirde tanık sıfatıyla dinlenilmeleri,
-Ardışık aramalar kapsamında diğer şahıslar hakkında bir soruşturma veya dava olup olmadığı araştırılıp varsa ifade örneklerinin dosyaya ibrazı sağlanarak değerlendirilmesi suretiyle maddi gerçeğin ortaya konulması,
Gerekmektedir.
Bu kapsamda;
Yukarıda açıklanan özellikler doğrultusunda; mahrem hizmetlerde görevlendirilen asker veya sivil şahsın, örgütün gizlilik ve deşifre olmama kuralına riayetle, örgütün t...matı ile ve örgütsel irtibatı sağlamak maksadıyla kamuya açık ve birbirinden bağımsız market, büfe, kırtasiye, lokanta gibi sair işletmelerde kurulu bulunan, ücret karşılığı kullanılan sabit hat veya ankesörlü hatlar ile mahrem imam tarafından arandığı her türlü şüpheden uzak, kesin kanaate ulaştıracak somut olgu ve teknik verilerle tespit edilmesi ve yargılama yapan mahkemenin de tam bir vicdani kanaate ulaşması hâlinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren hukuka uygun bir delil olacağında kuşku yoktur.
C) HABERLEŞME İÇİN OPERASYONEL HAT KULLANILMASI:
FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütünün örgütsel toplantılar için iletişim kurma yöntemlerinden biri olan operasyonel (patates) GSM hatlarıyla görüşme yapıldığı yönünde şüphe oluşması durumunda soruşturma makamlarınca ...langıç soruşturması kapsamında ve CMK'nın 160/1. maddesinin verdiği yetkiye dayanarak yapılan araştırmalar sonucunda örgüt mensuplarının "sohbet" olarak adlandırdıkları örgütsel toplantılara devam etmek için kamuya açık market ve büfe gibi yerlerde kurulu olup ücret karşılığı kullanılan sabit hat veya ankesörlü hatlar dışında operasyonel GSM hatlarını da özel yöntemlerle kullandıklarının tespit edilmesi hâlinde şüphelinin/sanığın askeri mahrem hizmetler yapılanmasında veya sivil şahıslardan olup örgütteki konumu itibariyle operasyonel hat üzerinden hücresel haberleşme ağına dahil olup olmadığının belirlenmesi ile soruşturma ve yargılama aşamasında şüpheli/sanığın hukuki durumunun ve konumunun kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi bakımından; özellikle suçun ispatında belirleyici delil niteliğinde olması hâlinde bu delilin elde edilişi, niteliği, kullanımı ve hukukiliği konusunda sabit hat veya ardışık arama için yapılan açıklamalar ışığında, taraflar huzurunda tartışılması ve savunma argümanlarının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Burada şüpheli/sanık tarafından kullanılan GSM hattı ile mahrem imam tarafından kullanılan hatlara ait HTS raporları karşılıklı mukayese edildiğinde her iki hattın ortak baz bilgileri bulunduğu, her iki GSM hattının da aynı tarih ve yakın saatler aralığında aynı yerde baz verdiği, görüşmelerin ağırlıklı olarak tek bir GSM numarasıyla olduğu hususlarının mevcudiyeti hâlinde ...kası üzerine kayıtlı bu hattın operasyonel hat olarak kullanıldığının tespiti mümkün olabilecektir.
Bu kapsamda;
Sanığın FETÖ/PDY'nin operasyonel hat kullanmak suretiyle oluşturulan hücresel haberleşme ağında yer aldığının teknik verilerle belirlenmesi,
Sanığın kullandığı operasyonel hat ile örgüt mahrem imamının kullandığı hattın aynı baz istasyonunda sinyal alıp almadığının tespitinin yapılması,
Sanığın silahlı terör örgütünün mahrem imamları ve yöneticileriyle iletişim kurma yöntemleri, zaman aralıkları, çeşitlilikleri, sanığın asker mi sivil şahıs mı olduğu, irtibat kurduğu kişilerin örgütün mahrem imamı olup olmadıkları hususlarının tespiti,
Operasyonel hat olarak kullanılan telefon numarasının kimin adına, ne zaman, nerede alındığına ilişkin GSM operatörlerinden belgelerin getirtilerek belgelerin incelenmesi, bu hattın kim tarafından alındığına yönelik araştırma yapılıp gerekli tespitlerin yapılması,
Operasyonel hat olarak kullanılan GSM hattının faturalarının nerede, kim tarafından ve hangi yöntemlerle ödendiğine ilişkin tespitlerin yapılması,
Yine operasonel hattın kontürlu hat olarak kullanılması durumunda kontürlerin nerede, ne zaman, kim tarafından yüklendiği ve ücretlerinin nasıl ödendiğinin tespiti,
Operasyonel hat ile bu hattı kullanan askeri şahısların görüştüğü mahrem imamların GSM hatlarının HTS kayıtlarının ve diğer iletişim bilgilerinin getirilmesi,
Sanığın kullandığı operasyonel hat ile asker ve sivil imam şahısların kullandığı operasyonel hatların ortak bazlarının bulunup bulunmadığı ve mahrem imamlar tarafından kendisi gibi asker olan ...ka dosya şüphelileri ile farklı tarihlerde ardışık olarak aranıp aranmadığı, arama sayısı ve aramaların periyodik olup olmadığı, aramaların gerçekleştirildiği zaman, konuşma süreleri, sanığın farklı sabit hatlardan aranması, aranmaların makul görünüp görünmediği konusunda uzman teknik bilirkişiden inceleme raporu ve operasyonel hat/HTS veri an...z raporu alınması,
Gerektiğinde operasyonel hat ile mahrem imamın kullandığı hattın diğer iletişim bilgilerinden olan; abone ismi, adresi, abone kimlik bilgileri, telefon numarası, IMEI numarası sorgusu veya eşleştirmesi (IMEI numarasından kullanıcı, kullanım tarihi, kimlik ve adres bilgisi araştırması), IP sorgusu bilgileri, sim kart bilgisi ve eşleştirmesi, IMSİ bilgisi, PUK numarası bilgisi, kontör kartları bilgisi ve eşleştirmesi, Roaming bilgisi, telefonun açık olup olmadığı bilgilerinin temin edilmesi,
Sanıkla ilgili operasyonel hatla aramaya ilişkin varsa itirafçı beyanlarının dosyaya getirilmesi, gerektiği takdirde bu kişilerin tanık sıfatıyla dinlenmesi,
Operasyonel hat aramaları kapsamında diğer asker şahıslar (hücresel iletişim ağında yer alan) hakkında bir soruşturma veya dava olup olmadığı araştırılıp varsa ifade örneklerinin dosyaya getirilmesi,
Böylece elde edilen tüm bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilerek maddi gerçeğin ortaya çıkarılması,
Gerekmektedir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tespitler doğrultusunda; sanığın, örgütün gizlilik ve deşifre olmamak kuralına riayetle, örgütün t...matı ile ve örgütsel irtibatı sağlamak maksadıyla operasyonel (patates) hatlar ile mahrem imam tarafından arandığı veya kendisinin aradığı her türlü şüpheden uzak, kesin kanaate ulaştıracak somut olgu ve teknik verilerle tespit edilmesi ve yargılama yapan mahkemenin de tam bir vicdani kanaate ulaşması hâlinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren hukuka uygun bir delil olacağı kabul edilebilecektir.
D) TANIKLIK:
a) Genel Olarak:
Ceza Muhakemesinde önemli yer tutan tanıklık, yargılamaya konu fiilin fail tarafından işlenip işlenmediği ya da nasıl işlendiği konusunda yargılama makamının kanaate ulaşmasını sağlayan kanıtlardan birisidir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 12.11.2013 tarihli ve 2013/1-251 Esas 2013/454 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere tanık, kendisine karşı yürütülmeyen bir ceza soruşturmasında, olay hakkında beş duyu ile edindiği algılamaları ifadesiyle açığa vuran kişidir.
Kural olarak ceza muhakemesinde taraf sıfatı bulunanların tanık olarak dinlenmemesi gerekir. Bu nedenle davanın tarafı olan sanık ve şüphelinin tanık olarak dinlenmesini Ceza Muhakemesi Kanunu düzenlememiş ancak şeriklerin tanıklığına imkân sağlamıştır.
Ceza Muhakemesi Kanunu'na göre, görülmekte olan davada yargılanan sanığın, suç ortağı hakkında tanık olarak dinlenilmesi mümkündür. CMK'nın 50. maddesinde soruşturma veya kovuşturma konusu suçlara iştirakten veya bu suçlar nedeniyle suçluyu kayırmaktan ya da suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirmekten şüpheli, sanık veya hükümlü olanlar tanık olarak dinlenebilirler, ancak bu tanıkların yeminsiz olarak dinlenmeleri gerekmektedir. Suç ortağının vereceği ifade, kendisinin de suçlanması sonucunu doğuracaksa tanıklıktan çekinme olanağına sahiptir. CMK'nın 48. maddesinde temelini Anayasa'nın 38/5. maddesinden alan ve adil yargılanma hakkını güvenceye bağlayan bir düzenlemeye yer verilmiştir.
Çekinme hakkı hatırlatılmadan tanığa bu tür soruların yöneltilmesi sonucu alınan cevaplar hukuka aykırı biçimde elde edilen kanıt niteliğindedir, (CMK'nın 206/a ve 217/2. maddeleri) hukuka aykırı delil de hükme esas alınamaz. (Yargıtay CGK'nın 12.11.2013 tarihli ve 2013/1-251, 2013/454 sayılı kararı)
Sanığın kendisinin de katıldığı suçlarla ilgili tanık sıfatıyla dinlenmemesi, sanığın açıklamalarının delil niteliği taşımayacağı anlamına gelmemektedir. Örneğin, diğer örgüt üyeleri kabul etmediği hâlde örgüt üyelerinden birisinin suçu birlikte nasıl işlediklerini ...mi olarak anlatması ve destekleyici kanıtların da bulunması hâlinde elbetteki bu beyan delil olarak değerlendirilecektir. Bu bakımdan bir anlatımın "tanık beyanı" veya "sanık beyanı" olarak adlandırılmasının çok önemi de bulunmamaktadır.
b) Çağrı ve dinleme:
Sanık duruşmaya tanık getirebileceği gibi mahkemeye davet de ettirebilir. (CMK'nın 179. maddesi)
Mahkeme tanığın dinlenmesi için belirlenen gün ve saati sanığa ve müdafisine bildirmelidir. (CMK'nın 181/1. maddesi)
Olayın delili, bir tanığın açıklamalarından ibaret ise bu tanık duruşmada mutlaka dinlenir. Daha önce yapılan dinlenme sırasında düzenlenmiş tutanağın veya yazılı bir açıklamanın okunması dinleme yerine geçmez. (CMK'nın 210/1. maddesi)
Sanık ancak suç ortaklarının veya tanığın gerçeği söylemeyeceğinden endişe edilmesi hâlinde, dinleme sırasında mahkeme salonundan çıkarılabilir, ancak tekrar getirildiğinde tutanaklar okunup ve gerektiğinde içeriği anlatılır. (CMK'nın 200. maddesi)
Tanıktan, tanıklık edeceği konulara ilişkin bildiklerini söylemesi istenir ve tanıklık ederken sözü kesilmez. Tanıklık edilen konuları ...latmak, tamamlamak ve bilgilerinin dayandığı durumları gereğince değerlendirebilmek için tanığa ayrıca soru yöneltilebilir. (CMK'nın 59. maddesi)
Tanık, bir hususu hatırlayamadığını söylerse önceki ifadesini içeren tutanağın ilgili kısmı okunarak hatırlamasına yardım edilir. Tanığın duruşmadaki ifadesiyle önceki ifadesi arasında çelişki bulunduğunda, evvelce alınmış ifadesi okunarak çelişkinin giderilmesine çalışır.
CMK'nın 201. maddesine göre, Cumhuriyet savcısı, müdafi veya vekil sıfatıyla duruşmaya katılan avukat; sanığa, katılana, tanıklara, bilirkişilere ve duruşmaya çağrılmış diğer kişilere duruşma disiplinine uygun olarak doğrudan soru yöneltebilir. Sanık ve katılan da mahkeme ...kanı veya hâkim aracılığı ile soru yöneltebilir. Yöneltilen soruya itiraz edildiğinde sorunun yöneltilmesinin gerekip gerekmediğine mahkeme ...kanı karar verir. Gerektiğinde ilgililer soru sorabilir. Heyet hâlinde görev yapan mahkemelerde, heyeti oluşturan hâkimler birinci fıkrada belirtilen kişilere soru sorabilir.
c) Gizli tanıklık:
Kovuşturmanın aleniliği, yargılamanın doğrudan doğruyalığı ve kovuşturma aşamasında tüm yargılama süjeleri huzurunda delillerin tartışılıp maddi hakikate ulaşılması ilkelerine aykırı olmakla beraber kanun koyucu, suç örgütlerinin fa...yeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili yapılacak soruşturma ve kovuşturmalarda maddi gerçeğe ulaşmak adına bu prensiplerden vazgeçmeyi göze almıştır.
Örgüt fa...yeti çerçevesinde işlenen suçların ortaya çıkarılması için ...vurulabilecek tanıkların, muhatap oldukları tehlike nedeniyle temininde zorluk yaşanmaktadır. Bu nedenledir ki 5726 sayılı Tanık Koruma Kanunu'nda ve CMK'nın 58/2-5. fıkralarında tanıkların korunmasına ilişkin hükümlere yer verilmiş ve gizli tanıklığın esasları düzenlenmiştir. Gizli tanıklığa ...vurabilmek için CMK'nın 58/5. maddesinde tanıklığa konu eylemin bir suç örgütünün fa...yeti çerçevesinde işlenmiş bir eylem olması aranırken örgütün fa...yeti dışında işlenen tüm suçlar kapsam dışı bırakılmıştır. Tanık Koruma Kanunu'nda örgütlü suçlar için cezanın alt sınırının iki yıl ve daha fazla olması şartı getirilmiştir. Sadece terör örgütünün fa...yetleri kapsamında değerlendirilen suçlar için alt sınır konulmamıştır. (TKK'nın 3/1-b maddesi) Bunun yanında örgüt kapsamında işlenmese bile ağırlaştırılmış müebbet hapis, müebbet hapis ve alt sınırı on yıl veya daha fazla hapis cezasını gerektiren tüm suçlar Tanık Koruma Kanunu kapsamında değerlendirilmiştir.
Tanığın taraflar huzurunda dinlenilmesi, tanık ya da yakınları adına ağır tehlike oluşturmalı ve bu tehlike ...ka türlü önlenemiyor olmalıdır. Tanık Koruma Kanunu'nun 1. maddesi uyarınca tehlikenin ağır ve ciddi olması gerekmektedir. Tehlikenin niteliği, tanığın subjektif algılaması ile değil yetkili makamlarca her somut olayın özelliğine göre yapılacak değerlendirmeyle saptanmalıdır.
CMK'nın 58/2. maddesine göre gizli tanığın kimliğinin ortaya çıkmaması için mahkeme 5726 sayılı Tanık Koruma Kanunu'nun 9. maddesinde belirtilen tedbirlere ...vurabilir.
Gizli tanık kovuşturma aşamasında, hazır bulunma hakkına sahip bulunanlar olmadan dinlenilebileceği gibi tarafların huzurunda ancak, duruşma salonunun dışında ...ka bir odada görüntü ve sesi salona aktarılarak gerektiğinde ses ve görüntüsü değiştirilerek ya da duruşma salonunda bulunmakla birlikte kabin, perde gibi tanınmasını engelleyecek şekilde tedbirler alınarak dinlenebilir.
Gizli tanık, tanıklık ettiği olayları hangi nedenle öğrenmiş olduğunu açıklamakla yükümlü olduğu gibi bu bilgiyle de beyanının gerçeğe uygunluğu denetlenmeli, bunun yanında sanık ve tarafların tanığın kimliğini ortaya çıkaracak soru sorması engellenmelidir.
Tanık Koruma Kanunu'nun 9/8. maddesine göre gizli tanık beyanı tek ...ına hükme esas alınamaz. Özellikle mahkumiyet kararı, ek ...ka delil olmadıkça, yalnızca gizli tanık beyanı esas alınarak verilemez. Dinlenen gizli tanığın birden fazla olmasının da önemi yoktur. Delil türü olarak yalnızca gizli tanık beyanına dayanılarak mahkumiyet kararı kurulamaz.
Kovuşturma aşamasında bütün kanıtların tartışılabilmesi için, kural olarak bu kanıtların aleni bir duruşmada ve sanığın huzurunda ortaya konulması gerekir. Bu kural istisnasız olmamakla beraber eğer bir mahkumiyet sadece veya belirleyici ölçüde, sanığın soruşturma veya kovuşturma aşamasında sorgulama ve sorgulatma olanağı bulamadığı bir kimse tarafından verilen ifadelere dayandırılmış ise sanığın hakları AİHS'nin 6. maddesindeki güvencelerle bağdaşmayacak ölçüde kısıtlanmış olabilir. Olayın tek tanığı varsa ve sadece bir tanığın ifadesine dayanılarak hüküm kurulacak ise bu tanık mutlaka duruşmada dinlenmeli ve taraflara soru sorma imkânı sağlanmalıdır.
AİHS'nin 6. maddesinin (1) numaralı fıkrasının ve aynı maddenin (3) numaralı fıkrasının (d) bendi sanığa, aleyhte ifade veren tanığın beyanlarına, tanık ifadesinin alındığı sırada ya da yargılamanın daha sonraki bir aşamasında itiraz imkânı tanınması gerektiğine işaret etmektedir. (Sadak ve diğerleri/Türkiye; B. no;29900/96, 29901/96, 29902/96, 29903/96, s.67)
Yargılama makamları, yargılamanın taraflarınca ileri sürülen iddiaları ve gösterdikleri delilleri gereği gibi incelemek zorundadır. Genel anlamda hakkaniyete uygun bir yargılamanın yürütülebilmesi için silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleri ışığında, taraflara iddialarını sunmak hususunda uygun olanakların sağlanması şarttır. Taraflara tanık delili de dahil olmak üzere delillerini sunma ve inceletme noktasında da uygun imkânların tanınması gerekir. Bu anlamda, delillere ilişkin dengesizlik veya hakkaniyetsizlik iddialarının da yargılamanın bütünü ışığında değerlendirilmesi zorunludur. Ancak bu noktada dikkat edilmesi gereken önemli husus, tarafların tanık ve bilirkişi incelemesi de dahil dermeyan ettikleri delillerin değerlendirilmesi ve özellikle bu taleplerin reddi hâlinde yargılama makamınca bu karara ilişkin tutarlı şekilde gerekçe gösterilmesi gereğidir. (AİHM Vidal/Belgium, B.No. 12351/86, 22/04/1992)
d) Etkin Pişmanlık Hakkından Yararlanan Sanıkların Tanıklığı:
Örgütsel fa...yetlerin büyük bir gizlilik içinde yürütülmesi nedeniyle örgüt mensuplarının ve eylemlerinin tespitinde önemli zorluklar yaşanmaktadır. Bu suçların ispat araçlarından birisi de bizzat örgüt mensuplarının beyanlarıdır. Uygulamada itirafçı olarak adlandırılan bu tanıklar suçların ...latılması açısından önemli bir kaynaktır. Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 08.04.2008 tarihli ve 9-18-78 sayılı kararında; etkin pişmanlık hükümlerinin amacı, bir yandan terör ve örgütlü suçlarla mücadele bakımından stratejik önemi nedeniyle en etkili bilgi edinme ve mücadele araçlarından olan örgütün kendi mensuplarını kullanmak, diğer taraftan da suç işlemeyi önlemek, mensup olduğu yasa dışı örgütün amaçladığı suçun işlenmesine engel olanları ve işlediği suçtan pişmanlık duyanları cezalandırm...ak ya da cezalarında belli oranlarda indirim yaparak yeniden topluma kazandırmaktır şeklinde açıklanmıştır.
Örgüt mensubu olup etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak amacı ile tanıklık yapanların hukuki durumlarının değerlendirilmesi gerekecektir.
CMK'nın "Kendisi veya yakınları aleyhine tanıklıktan çekinme" ...lıklı 48. maddesi "Tanık, kendisini veya 45 inci maddenin birinci fıkrasında gösterilen kişileri ceza kovuşturmasına uğratabilecek nitelikte olan sorulara cevap vermekten çekinebilir. Tanığa cevap vermekten çekinebileceği önceden bildirilir" şeklinde hükümler içermektedir.
Tanıklıktan çekinmede, bütün hâlinde tanığın çekinme hakkı gündeme gelmekte; burada ise tanık, kendisine sorulan sorulardan kendisi ya da sayılan yakınlarını ceza kovuşturmasına uğratabilecek nitelikte olanlar bakımından cevap vermeme takdirine sahiptir. Bu kapsam dışında kalan hususlarda tanığın, salt bu madde uyarınca çekinme hakkı bulunmamaktadır.
Diğer yandan, CMK'nın "Yemin verilmeyen tanıklar" ...lıklı 50. maddesi;
"(1) Aşağıdaki kimseler yeminsiz dinlenir:
a) Dinlenme sırasında onbeş yaşını doldurmamış olanlar.
b) Ayırt etme gücüne sahip olmamaları nedeniyle yeminin niteliği ve önemini kavrayamayanlar.
c) Soruşturma veya kovuşturma konusu suçlara iştirakten veya bu suçlar nedeniyle suçluyu kayırmaktan ya da suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirmekten şüpheli, sanık veya hükümlü olanlar" şeklinde hüküm altına alınmıştır.
Doktrinde genel kabul gören görüşe göre örgütlü suçlar, anlaşma suçlarının bir türü olup çok failli suçlardandır. Suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olmak da genel iştirak hükümlerinin ötesinde örgüt kurmak ve yönetmekten ayrı bir suç olarak düzenlenmiş ve cezai yaptırıma bağlanmıştır. Dolayısıyla, bu suç tipi açısından müşterek faillik suretiyle iştirak söz konusu olamayacaktır.
Bu bağlamda, suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olduğu iddiasıyla farklı yürütülen bir muhakemenin şüpheli ya da sanık sıfatıyla süjesi olan failin, aynı örgüte üye olduğu iddiasıyla yargılanan diğer kişilerin varsa örgüt içerisindeki konumlarının ve örgütsel fa...yetlerinin tanığı konumunda olup bu kişiler hakkında görülmekte olan davalarda tanık sıfatıyla dinlenmesinde bir sakınca bulunmadığı gibi diğer sanığa atılı örgüt üyeliği suçuna müşterek fail sıfatıyla iştiraki de mümkün olmadığından, bu kişilerin eylemlerine ilişkin tanıklık yaptığı noktada tanıklıktan ve yeminden çekinme hakkı da söz konusu olmayacaktır.
Diğer yandan, 5237 sayılı TCK'nın "Etkin pişmanlık" ...lıklı 221. maddesinde; suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yönetme veya bu amaçla kurulmuş örgüte üye olma suçlarını işledikten sonra soruşturma veya yargılama aşamasında etkin pişmanlık gösteren failler hakkında şahsi cezasızlık veya cezada indirim yapılmasını gerektiren hâller olarak kabul edilmiştir.
05.06.1985 tarihli ve 3216 sayılı Bazı Suç Failleri Hakkında Uygulanacak Hükümlere Dair Kanun, 25.03.1988 tarihli ve 3419 sayılı Kanun ve 29.07.2003 tarihli 4959 sayılı Topluma Kazandırma Kanunu'na benzer şekilde 5237 sayılı TCK'nın 221. maddesinde yapılan düzenlemeyle; kanun koyucu, örgütlerle etkin mücadele edebilmek için, örgütleri ortaya çıkarıp dağıtmayı, örgüt elemanlarını devletin yanına çekerek bir yandan zayıflatıp diğer yandan da örgütlerin deşifre olmasını sağl...ak örgüt bünyesinde fa...yet gösteren failleri yakalamayı, "etkin pişmanlık" hükümlerinden yararlanan sanıkları topluma kazandırmayı, örgüt bünyesinde gerçekleştirilen eylemleri açığa çıkarmayı ve benzer suçların tekrar işlenmesini önlemeyi amaçlamaktadır.
Etkin pişmanlık hükümleri kanunda failin cezasının kaldırılmasını veya cezada indirim yapılmasını öngören bir şahsi hâl olarak düzenlendiğinden, örgütlü suçluluk kapsamında savunmasının alınması sırasında kişiye bu hükümlerin hatırlatılması CMK'nın 148. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "kanuna aykırı bir vaat" niteliğinde olmadığı gibi kişinin de kendi iradesiyle bu hükümlerden yararlanmayı kabul ederek ifade vermesinde ve bu ifadenin ...ka kişiler hakkında görülmekte olan davalarda adil yargılanma hakkına uygun olarak o davaların sanığına etkin itiraz yolları tanınması suretiyle delil olarak kullanılmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Dosyanın incelenmesinde; beyanları hükme esas alınan tanıkların kendi haklarında yürütülen soruşturmalarda müdafileri huzurundaki ifadelerinde kendi iradeleriyle beyanda bulunmuş olmaları, aşamalarda herhangi bir kimse tarafından kendilerine kanuna aykırı vaatte bulunulduğuna ya da bu yönde zorlandıklarına dair delile dayanan somut iddialarının bulunmaması, kovuşturma aşamasındaki oturumlarda ayrıntıları SEGBİS kayıtlarından da anlaşılacağı üzere söz konusu tanıkların sanığa atılı suça ilişkin beyanda bulunmaları ve bu suça müşterek fail sıfatıyla iştirak etmemeleri nedeniyle tanıklıktan ve yeminden çekinme haklarının bulunmaması, bununla birlikte sanık ve müdafisinin de hazır olduğu ortamda beyanda bulunan tanıklara karşı sanık ve müdafisine tanıklara soru sorma ve bu beyanlara karşı savunma yapma haklarının etkin şekilde tanınmış olması hususları birlikte değerlendirildiğinde tanıkların dinlenilme usulleri ve bu beyanların değerlendirilerek hükme esas alınması açısından mahkeme hükmünün hukuka aykırı delile dayanmadığı anlaşılmaktadır.
Bazı hâllerde müdafisi huzurunda veya yargılandığı mahkemede etkin pişmanlık kapsamında beyanda bulunan şüpheli veya sanıklar, tanık sıfatıyla ...ka mahkemelerde dinlendiğinde, örgütten korkması veya değişik sebeplerle önceki anlatımından vazgeçtiği görülmektedir. Bu durumda hâkim önünde verilmiş bulunan ifadenin delil değeri yargılamayı yapan mahkemece tartışılıp değerlendirilmelidir.
Diğer delillerin ibrazında olduğu gibi beyan delili niteliğindeki tanıklar; kanuna aykırı olarak elde edilmiş ise, delille ispat edilmek istenen olayın karara etkisi yoksa veya istem sadece davayı uzatmak maksadıyla yapılmışsa mahkemece reddedilebilecektir. (CMK'nın 206/2. maddesi)
Delilin ortaya konulması istemi, bunun veya ispat edilmek istenen olayın geç bildirilmiş olması nedeniyle reddedilemez. (CMK'nın 207/1. maddesi)
Somut olayda, bir kısım tanıkların dinlenilmesinin reddedilmesi, ispatı gereken olayın karara etkisi bulunmadığından hukuka aykırı görülmemiştir.
E) BANK ...:
Bank ..., ülkemizde fa...yet gösteren dört katılım bankasından biri olarak 24 Ekim 1996 tarihinde ... Finans Kurumu A.Ş. unvanıyla kurulmuş ve 20.12.2005 tarihinde ise "... Finans Kurumu A.Ş." olan ünvanı "... Katılım Bankası A.Ş." olarak değiştirilmiştir. Kuruluş itibariyle, ... Katılım Bankası A.Ş.'nin ödenmiş sermayesi 900.000 TL olup bunun 360.000 TL'si A grubu, 540.000 TL'si ise B grubu paylardan oluşmaktadır. Bank ...'nın halka açıklık oranı %54,04 olup 2014 yılı sonu itibariyle yaşadığı m... sıkıntılar sebebiyle aktif büyüklüğü ile sektörde 21. ve emsal grup (katılım bankaları) arasında ise 4. sıraya gerilemiştir.
Terör örgütleri fa...yetlerini devam ettirebilmek için paraya ihtiyaç duyarlar. Örgüte finansal olarak kaynak sağlamak için legal görünümlü ekonomik getirisi olan ticari işletmeler kurulabildiği gibi uyuşturucu veya silah ticareti, kara para aklamak şeklinde yasa dışı fa...yetler ile ya da mensupları ile sempatizanlarından bağış, himmet adı altında para topl...ak ekonomik kaynak sağlayabilmektedirler. FETÖ/PDY'nin de finansal gücünün en önemli ayaklarından biri olan ... Katılım Bankası A.Ş.'nin esasen ekonomik prensipler ve ticari hükümler çerçevesinde fa...yet göstermesi beklenmekte iken, kuruluş tarihinden itibaren örgütün yurt dışı ve yurt içi kurumlarının finansmanı amacıyla kullanıldığı, 2008 yılından itibaren ...layan birtakım m... ve kurumsal sıkıntıların yoğunlaştığı Aralık 2013- Ocak 2014 döneminde bankanın 29.05.2015 tarihinde fona devrine kadarki süreçte kamu oyu ve ekonomik çevrelerde kaybettiği itibar nedeniyle yaşadığı finansal krizi aşabilmek adına; rasyonel ekonomik gerekçelere ve kurumsal yönetim ilkelerine aykırı bir şekilde sözde örgüt liderinin ve örgütün yönlendirmesiyle mevduat toplama kampanyaları düzenlediği BDDK'nın 28.05.2015 tarihli m... an...z raporundan anlaşılmaktadır. Bankanın bahse konu finansal krizin aşılabilmesi için örgüt lideri Fettullah Gülen tarafından 25.12.2013 tarihinde Bank ...'ya para yatırılması yönünde t...mat verildiği, söz konusu t...matın banka yönetimi tarafından Kamuyu ...latma Platformunda tekzip edilmediği gibi bankanın Genel Müdürü ...'dan Yönetim Kurulu ...kanı ... ve Yönetim Kurulu Üyeleri ..., ..., ..., ..., ... ve ...'e 06.01.2014'de iletilen 05.01.2014 tarihinde banka çalışanı ...'in ...'a gönderdiği "Affınıza mahçuben" konulu elektronik posta mesajının içeriğinde "....Bizim iklimimizden bir ağabeyim .... Bankamız için seferberlik ilan ettik, aynen 2001'de olduğu gibi, neyimiz varsa namusumuz bildiğimiz bankamız için yarından tezi yok getireceğiz .... Arkadaşlar evini arabasını satacak, gerekirse ...ka bankalardan kredi çekecek bankamıza mevduat koyacağız..." ifadeleri yer almaktadır. Bu doğrultuda t...mat kapsamındaki ekonomik ve rasyonel saike dayanmayan bir şekilde hesabı olmayan kişilerin bankada hesap açtıkları, hesabı olan kişilerin ise cari ve katılım hesaplarında bulunan mevduatlarında artışa gittikleri veya muhtelif bankacılık işlemleriyle bankaya likitide sağladıkları anlaşılmaktadır.
İkinci t...mat ise 28.08.2014 tarihi olup bu t...mat sonrasında da Eylül - Ekim aylarında para yatırılmasına ilişkin yoğun bir kampanya gerçekleştirildiği görülmektedir.
Bank ...'ya para yatırılması t...matlarından üçüncüsü BDDK'nın bir kısım banka imtiyazlı pay sahibine tedbir uyguladığı ve akabinde fon yönetimi tarafından banka yönetiminin değiştirildiği tarih olan 04.02.2015'dir. Bu tarihte sosyal medya paylaşımları ve banka şubeleri önünde yapılan eylemlerle kişilerin bankaya para yatırılmaya yönlendirildiği ve sembolik (50-100 TL) olsa dahi yeni hesap açma ve para yatırma işlemlerinin gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır.
Rutin bankacılık işlemleri dışında t...mat sonrası açılan hesap sayısı ve işlem hacmine ilişkin veriler aşağıda yer almış olup ortaya çıkan rakamlardan t...matın yerine getirildiği bankacılık işlemlerinde mutad olmayan artışların sağlandığı görülmektedir.
Yıl Ay Toplam Kendisi Eşi Eski Eşi Oğlu/Kızı Kardeşi Annesi Babası
2013 12 3809 1256 700 11 109 1073 145 287
2014 1 66483 25482 16847 204 2251 17350 2817 3176
2014 2 39654 15431 10069 129 1362 10568 2329 2454
2014 3 22361 8244 5018 85 665 5957 1400 1758
2014 4 15737 5552 3388 63 426 4205 839 1398
2014 5 13679 4614 2767 45 329 3668 616 1025
2014 6 12546 4441 2713 58 395 3510 587 911
2014 7 11560 4174 2431 36 441 3403 424 719
2014 8 20681 7159 4826 74 1090 5860 854 985
2014 9 65130 25807 18366 180 3496 17039 2613 2427
2014 10 38771 13486 8774 113 1990 11496 1689 2043
2014 11 42992 14032 9567 161 1985 11776 2055 2638
2014 12 13782 5379 3439 38 603 3758 546 778
2015 1 14257 5705 3617 39 548 3940 634 827
2015 2 41978 13729 10979 124 6125 10539 2179 1776
2015 3 17545 6699 4513 57 1059 4813 844 864
2015 4 12630 3794 3077 34 711 3452 628 778
2015 5 11623 4247 2954 21 618 3148 567 721
Tablodan anlaşılacağı üzere rutin bankacılık fa...yeti dışında örgüt liderinin t...matı doğrultusunda kişisel yarar amacı güdülmeksizin örgütün finans kaynaklarından olan bankanın krizden kurtarılması için örgüt liderinin t...matı doğrultusunda hareket edilip zaman zaman ...ka bankalardan kredi kullanmak suretiyle Bankasya'ya para yatırılması örgüte ve liderine bağlılığı gösteren bir fa...yet olarak değerlendirilmiştir. Bu fa...yetin tek ...ına örgüt üyeliği için yeterli kriter olarak kabul edilmesi mümkün değil ise de terör örgütüne yardım etme olarak değerlendirilebilecektir.
F) ETKİN PİŞMANLIK:
Terör örgütlerinin insan kaynağının kurutulması, alınabilecek diğer tedbirlerle birlikte bu örgütlerin etkisizleştirilip ortadan kaldırılmaları, geçmişte meydana gelen terör eylemlerinin ...latılması, gelecekte işleyebilecekleri suçların engellenmesi ve terör örgütüne üye olanların tekrar topluma kazandırılması amacı taşıyan etkin pişmanlık;
5237 sayılı TCK'nın 221. maddesinde; "(1) Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu nedeniyle soruşturmaya ...lanmadan ve örgütün amacı doğrultusunda suç işlenmeden önce, örgütü dağıtan veya verdiği bilgilerle örgütün dağılmasını sağlayan kurucu veya yöneticiler hakkında cezaya hükmolunmaz.
(2) Örgüt üyesinin, örgütün fa...yeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeksizin, gönüllü olarak örgütten ayrıldığını ilgili makamlara bildirmesi h...nde, hakkında cezaya hükmolunmaz.
(3) Örgütün fa...yeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeden yakalanan örgüt üyesinin, pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermesi h...nde, hakkında cezaya hükmolunmaz.
(4) Suç işlemek amacıyla örgüt kuran, yöneten veya örgüte üye olan ya da üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen veya örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişinin, gönüllü olarak teslim olup, örgütün yapısı ve fa...yeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermesi h...nde, hakkında örgüt kurmak, yöneduyarak örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermesi h...nde, hakkında cezaya hükmolunmaz.
(4) Suç işlemek amacıyla örgüt kuran, yöneten veya örgüte üye olan ya da üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen veya örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişinin, gönüllü olarak teslim olup, örgütün yapısı ve fa...yeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermesi h...nde, hakkında örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçundan dolayı cezaya hükmolunmaz. Kişinin bu bilgileri yakalandıktan sonra vermesi h...nde, hakkında bu suçtan dolayı verilecek cezada üçte birden dörtte üçe kadar indirim yapılır.
(5) Etkin pişmanlıktan yararlanan kişiler hakkında bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine hükmolunur. Denetimli serbestlik tedbirinin süresi üç yıla kadar uzatılabilir.
(6) (Ek: 6.12.2006 – 5560/8 md.) Kişi hakkında, bu maddedeki etkin pişmanlık hükümleri birden fazla uygulanmaz." şeklinde düzenlenmiştir.
Kurumun uygulama alanıyla ilgili gerekli açıklamayı içeren madde gerekçesi ise şu şekildedir:
"Madde metninde, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek veya bu amaçla kurulmuş örgüte üye olmak suçları ile ilgili olarak etkin pişmanlık h... düzenlenmiştir.
Birinci fıkrada, örgüt kurucu veya yöneticileri ile ilgili etkin pişmanlık hükmüne yer verilmiştir. Buna göre; suç işlemek amacıyla örgüt kurmak veya yönetmek dolayısıyla haklarında soruşturmaya ...lanmadan ve örgütün amacı doğrultusunda suç ilenmeden önce, örgütü dağıtan veya verdiği bilgilerle örgütün dağılmasını sağlayan kişiler hakkında cezaya hükmolunmaz.
İkinci fıkrada, suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olan kişilerle ilgili etkin pişmanlık hükmüne yer verilmiştir. Örgütün üyesinin, etkin pişmanlık hükmünden yararlanabilmesi için, örgütün fa...yeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmemiş olması ve ayırca, gönüllü olarak örgütten ayrıldığını ilgili makamlara bildirmesi gerekir. Bu koşulların gerçekleşmesi h...nde, hakkında cezaya hükmolunmayacaktır. Bu koşullar gerçekleştirten sonra, kişi hakkında örgüt üyesi olmaktan dolayı soruşturma ...latılmış olması veya örgütün fa...yeti çerçevesinde ...kaları tarafından suç işlemiş olmasının, etkin pişmanlık yararlanma açısından bir önemi bulunmamaktadır.
Üçüncü fıkrada ise, yakalanan örgüt üyesi ile ilgili etkin pişmanlık hükmüne yer verilmiştir. Yakalanmış olmasına rağmen, bu fıkrada belirlenen şartların gerçekleşmesi h...nde örgüt üyesi cezalandırılmayacaktır. Bu şartlardan birisi, örgütün fa...yeti çerçevesinde herhangi bir suç işlenişine iştirak etmemiş olmak; diğeri ise, örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi veriş olmaktır. Verilen bilginin, örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli olup olmadığını takdir yetkisi mahkemeye aittir.
Kişi, suç işlemek için kurulmuş olan örgütün kurucusu, yöneticisi veya üyesi olmamakla birlikte, örgütün ulaştığı yapılanma itibariyle dağılmasını sağlama imkanından yoksun olabilir. Bu durumda bile, söz konusu sıfatları taşıyan kişilerin belli şartlarda etkin pişmanlıktan yararlanması sağlanabilmelidir. Bu düşüncelerle maddenin dördüncü fıkrası düzenlenmiştir. Buna göre, suç işlemek amacıyla örgüt kuran, yöneten veya örgüte üye olan kişinin, gönüllü olarak teslim olup, örgütün yapısı ve fa...yeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermesi h...nde, hakkı örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçundan dolayı cezaya hükmolunmayacaktır.
Kurucu, yönetici veya üyenin, örgüt yapısı ve fa...yeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgileri yakalandıktan sora vermesi h...nde, örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçundan dolayı hakkında verilecek cezada belli oranda indirim yapılması kabul edilmiştir.
Etkin pişmanlıktan yararlanarak serbest bırakılan kişiler açısından güvenlik ve topluma uyum sorunu yaşandığı bilinmektedir. Bu nedenle, etkin pişmanlıktan yararlanana kişiler hakkında bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine hükmedilir. Bu bir yıllık süre, kişinin serbest bırakıldığı andan itibaren işlemeye ...lar. Denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması açısından, etkin pişmanlık nedeniyle kişi hakkında cezaya hükmolunmaması ile indirilmiş cezaya hükmolunması arasında bir fark gözetilmemiştir. Uygulanmasına ...lanan denetimli serbestlik tedbirinin süresi hakim kararıyla uzatılabilecektir. Ancak süre üç yıldan fazla olamaz."
06.12.2006 tarihli ve 5560 sayılı Kanun'la madde metnine eklenen altıncı fıkranın gerekçesi de şöyledir:
"5237 sayılı Kanunun 221'inci maddesi bir fıkra eklenmek suretiyle örgütlü suçlulukta, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmaya sınırlama getirilmiştir." (İzzet Özgenç, Suç örgütleri, s. 34-35)
Hukuki niteliği itibarıyla cezayı kaldıran veya cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebeplerden olan etkin pişmanlık, doktrinde, gönüllü vazgeçmenin tamamlanmış suçlardaki görünüm şekli (Koca-Üzülmez, Genel Hükümler, s. 385), suçun bütün unsurları ile tamamlanmasından sonra failin bazı pişmanlık gösteren hareketler yapması durumunda, bu hareketler dolayısıyla faile ceza verilmemesini veya cezasında indirim yapılmasını ifade eden kurum (Hakeri, Ceza Hukuku, s. 452) olarak tanımlanmaktadır. Bu hâliyle gönüllülük esasına dayanan ve etkin bir pişmanlık gerektiren kurumla, suçun bütün unsurları ile tamamlanmasından sonra faile gerçekleştirilen/gerçekleştirdiği haksızlığın sonuçlarını mümkün mertebe gidermeye çalışmasına imkan verilmektedir.
Etkin pişmanlık hükümlerinin amacı, bir yandan terör ve örgütlü suçlarla mücadele bakımından stratejik önemi nedeniyle en etkili bilgi edinme ve mücadele araçlarından olan örgütün kendi mensuplarını kullanmak, diğer taraftan da suç işlemeyi önlemek, mensup olduğu yasa dışı örgütün amaçladığı suçun işlenmesine engel olanları ve işlediği suçtan pişmanlık duyanları cezalandırm...ak yeniden topluma kazandırmaktır.
Bu husus Genel Kurulun 08.04.2008 tarihli ve 18-78 sayılı kararında şu şekilde ifade edilmiştir:
"Terör örgütlerinin insan kaynağının kurutulabilmesi, alınabilecek diğer tedbirlerle birlikte bu örgütlerin etkisizleştirilip ortadan kaldırılmaları, geçmişte meydana gelen terör eylemlerinin ...latılabilmesi, gelecekte işleyebilecekleri suçların engellenmesi ve terör örgütüne üye olanların tekrar topluma kazandırılabilmeleri bakımından 05.06.1985 tarih, 3216 sayılı Bazı Suç Failleri Hakkında Uygulanacak Hükümlere Dair Yasa kabul edilerek yürürlüğe konulmuştur. Bu Yasanın 2 yıllık yürürlük süresinin bitmesi üzerine aynı amaçlara yönelik olarak 25.03.1988 tarihli ve 3419 sayılı Yasa çıkarılmış, Yasanın 1. maddesi süreli, diğer maddeleri ise süresiz olarak yürürlüğe girmiştir. Anılan 1. maddenin sona eren yürürlük süresi zaman içinde 3618, 3853, 4085, 4450, 4537 sayılı Yasalarla uzatılmış ve beklenen amaca ulaşmaması nedeniyle bu kez 4959 sayılı Topluma Kazandırma Yasası 06.08.2003 tarihinde yürürlüğe konulmuştur."
Yargısal uygulamalar ve doktrindeki görüşler dikkate alındığında etkin pişmanlık düzenlemesi yapan yasaların, bir af yasası olmayıp terör örgütü mensubu sanıkların topluma kazandırılabilmesinin yanında esasen terör örgütlerinin insan kaynağının kurutulabilmesi, örgütün etkisizleştirilip ortadan kaldırılması ve işlenen suçların ...latılabilmesi amacına yönelik düzenlemeler olduğu görülmektedir.
5237 sayılı TCK'nın 221. maddesinde yapılan düzenleme ile daha önceki yasalarda olduğu gibi süreli değil, belli süreye bağlı olmaksızın kalıcı bir uygulama imkanı getirilmiştir.
Türk Ceza Kanunu'nun 314/3. maddesindeki atıf nedeniyle, anılan Kanun'un 220. maddesine bağlı olarak düzenlenen 221. maddesindeki etkin pişmanlık hükmünün, TCK'nın 314. maddesinde tanımlanan silahlı örgüt mensupları ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamında kalan terör örgütleri bakımından da uygulanabileceğinde kuşku yoktur.
Özel Daire ve Genel Kurulca benimsenen istikrar kazanmış uygulamaya göre örgütle ilgili suçlamaları kabul etmeyen örgüt mensupları ve etkin pişmanlık olarak değerlendirilebilen önceki ifadelerinden rücu eden failler hakkında TCK'nın 221. maddesinin uygulanma imkanı bulunmamaktadır.
Etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak için failin, örgütün dağılmasına veya mensuplarının yakalanmasına, örgütün yapısına ve fa...yetleri çerçevesinde işlenen suçlara ilişkin elverişli bilgi vermesi gerekir. Bu bilginin elverişliliği; örgütün örgütlenme biçimi, failin örgüt yapılanmasındaki konumu ile örgütte geçirdiği süre ve katıldığı fa...yetler gibi kıstaslar göz önüne alınarak mahkemece takdir edilecektir. Tam bir gizlilik esasına ve hücre tipi yapılanmaya dayanan örgütlerde her örgüt mensubundan örgütü dağıtacak, yapılanma şemasını ortaya koyacak bilgiler vermesi beklenemez. Ancak, konumu gereği bilmesi beklenen bilgileri de ...mi olarak ortaya koymalıdır.
Her hâlükarda elverişli bilgi; örgütte zafiyet yaratacak, örgüte önemli boyutta zarar verecek, örgüt fa...yetlerini belli ölçüde sekteye uğratacak boyutta olmalıdır.
Cumhuriyet savcısı, suçun işlendiği konusunda yeterli şüpheye ulaşsa dahi, cezayı kaldıran şahsi sebep olarak etkin pişmanlığın varlığı nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verebilir (CMK'nın 171/1. maddesi). Bu karara karşı itiraz kanun yoluna ...vurulamaz. (CMK'nın 173/5. maddesi)
TCK'nın 221. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlığın uygulanma koşulları:
I) Birinci fıkranın uygulanma şartları:
a) Örgüt kurma ve yönetme suçu tamamlanmış olmalıdır.
b) Örgütün amacı doğrultusunda henüz bir suç işlenmemiş olmalıdır.
c) Örgüt kurma suçu ile ilgili henüz bir soruşturmaya ...lanmamış olmalıdır.
d) Örgüt kurucusu ya da yöneticisi örgütü dağıtmalı veya verdiği bilgilerle örgütün dağılmasını sağlamalıdır.
e) Dağıtma veya bilgi verme bizzat örgüt kurucusu ya da yöneticisi tarafından yapılmalıdır.
Bu şartlar gerçekleşmişse faile ceza verilemeyecektir.
II) İkinci fıkranın uygulanma şartları:
a) İşlenen suçun örgüt üyeliğinden ibaret olması,
b) Sanığın örgüt fa...yeti çerçevesinde bir suçun işlenişine iştirak etmemesi,
c) Gönüllü olarak örgütten ayrıldığını ilgili makamlara iletmesi gerekmektedir. İlgili makam, adli makamlar olabileceği gibi soruşturma mercisine haber vermekle yükümlü olan v...lik veya kaymakamlık gibi idari makamlar da olabilir (CMK'nın 158/2. maddesi). Elçilik ya da konsolosluklar da olabilir (CMK'nın 158/3. maddesi). (Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 07.04.2009 tarihli ve 2008/9-223 Esas 2009/87 Karar sayılı kararı)
Sanığın örgüt fa...yeti çerçevesinde bir suçun işlenişine iştirak etmemesinden anlaşılması gereken nedir?
İlgili Özel Daire ve Genel Kurulca benimsenen yerleşik uygulamaya göre; işlenen suçun, amaç suçlar (TCK'nın 302 ve 309. maddeleri) yönünden öldürme ve öldürmeye teşebbüs, nitelikli yaralama, yağma, işkence, bir kısım nitelikli hürriyeti tahdit suçları gibi vahim nitelikte eylemlerden olmaması gerekir.
Bu fıkranın uygulanabilmesi için örgüt mensubu hakkında suç soruşturmasının bulunmaması, bu kişinin suç işlediği yetkili mercilerce bilinmemesine rağmen örgüt üyesi olduğunu ve örgütten rızasıyla ayrıldığını ilgili makamlara bildirmesi gerekir. Bu kişilerin yasadan yararlanabilmesi için örgüt hakkında bilgi vermesi de zorunlu değildir.
"Örgüt üyesi olup örgütten kendiliğinden ayrılarak teslim olan ve pişman olduğunu beyan eden ve buna göre de konumu 5237 sayılı TCK'nın 221/2. maddesi kapsamında bulunan sanığın, örgütün fa...yeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenmesine iştirak edip etmediği İçişleri Bakanlığı’ndan da sorulup araştırılarak, 5237 sayılı TCK'nın 314. maddesinin 3.fıkrasının "suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin diğer hükümleri bu suç açısından da aynen uygulanır" amir hükmü karşısında, örgüt kurma suçu kapsamında bulunan 5237 sayılı TCK'nın etkin pişmanlığa ilişkin 221. maddesinde 765 sayılı TCK'nın 170. maddesinin uygulanabilmesi için aranan silahlı örgüt tarafından amaç suçun işlenmemiş ya da amaç suçun işlenilmesine kalkışılmamış olması gerektiğine ilişkin bir koşul öngörülmediği de gözetilmek suretiyle, sanığın hukuki durumunun sonucuna göre tayin ve takdir edilmesi gerekir." (Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 19.12.2006 tarihli ve 2006/5670 Esas 2006/7410 Karar sayılı kararı)
Bu şartlar gerçekleştiğinde örgüt üyesi hakkında soruşturma aşamasında kovuşturmaya yer olmadığına, kovuşturma safhasında ise ceza verilmesine yer olmadığına karar verilecektir.
III) Üçüncü fıkranın uygulanma şartları:
a) Fail, örgüt üyesi olmalıdır. Kurucuya ve yöneticiye bu hak tanınmamıştır.
b) TCK'nın 221/2. maddesinde olduğu gibi örgüt fa...yeti çerçevesinde işlenen suça iştirak etmeden yakalanmış bulunmalıdır.
c) Örgüt üyesi pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermelidir. Verdiği bilgi tek ...ına örgütü çökertecek nitelikte olmasa bile, zafiyete uğramasına ve önemli sayılabilecek miktarda üyesinin ya da silah veya malzemesinin ele geçirilmesini sağlaması gereklidir. Bu koşulların gerçekleşmesi cezasızlık sebebidir.
IV) Dördüncü fıkranın uygulanma şartları:
TCK'nın 221/4. fıkrası örgüt suçlarında etkin pişmanlığın en geniş şekilde uygulanma alanı bulduğu düzenlemedir.
Söz konusu fıkrada iki tür pişmanlık hükmüne yer verilerek failin gönüllü teslim olduktan sonra bilgi vermesi cezayı ortadan kaldıran, yakalandıktan sonra bilgi vermesi ise cezayı az... sebep olarak kabul edilmiştir.
a) Örgüt kurma, yönetme, üye olma, örgüt adına suç işleme veya örgüte yardım etme suçunun faili olmalıdır.
b) Kişi gönüllü olarak teslim olmalıdır. Örgüt mensupları ile anlaşmazlığa düşmesi veya ailevi nedenlerden dolayı teslim olmasının önemi yoktur. Önemli olan, teslim olmanın iradi olması ve dış etkenlerin zorlamasıyla olmamasıdır.
c) Failin, örgütün yapısı ve fa...yetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermesi gerekir. Örgüt mensuplarının işlediği suçlar hakkında bilgi vermelidir. Sadece örgüt üyelerinin isimlerini söylemesi yeterli değildir. Genel olarak örgütün yapısı, kurucusu, yöneticisi, örgütün büyüklüğü, amaçları, fa...yetleri, gelir kaynakları, varsa silahları gibi hususlarda bilgiler vermelidir. Örgütün genişliği veya gizliliği nedeniyle bilgileri sınırlı ise verdiği bilgilerin ...miyeti çerçevesinde etkin pişmanlıktan yararlanabilir.
Etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması için örgüt üyeliği suçunun kabul edilmesi ve bunun mahkemede ifade edilmesinin zorunlu olup olmadığı değerlendirildiğinde; sanık, fa...yetlerinin örgüte üye olma suçunu oluşturduğunu kabul etmemekle birlikte tüm eylemlerini ve bildiği örgüt mensuplarını ayrıntılı olarak anlatmış, yargılama sürecinde ilgili kişilerin derdest davalarında tanıklıkta bulunmuştur. Bir fiilin işlendiğinin kabulü için tipikliği oluşturan icrai hareketlerin anlatılması ve kabullenilmesi yeterlidir. Kabullenilen ve tespit edilen eylemin hukuki nitelendirmesi yargılama yapacak makamlara aittir. Bu nedenle, sanığın kabul etmiş olduğu eylem ve fa...yetler pişmanlığını gösterir nitelikte görülmüştür.
VII) HÜKMÜN İSABETLİ OLUP OLMADIĞI HUSUSUNDA MADDİ HUKUKA İLİŞKİN YAPILAN TEMYİZ İNCELEMESİ:
Temyiz edenlerin sıfatı, ...vuruların süresi ve temyiz nedenleri bu şekilde değerlendirildikten sonra sanık hakkındaki mahkumiyet hükmünün; sanığın fiilinin suç oluşturup oluşturmadığı, fiilin hangi suçu oluşturduğu, eksik araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulup kurulmadığı, hükmün doğru tesis edilip edilmediği, gerekçenin dosya kapsamına uygun olup olmadığı, dosyaya yansıyan ve hükme etki edebilecek delillerin karar yerinde tartılışıp tartışılmadığı, bu bağlamda maddi sorunun isabetli bir şekilde tespit edilip edilmediği gibi dosyaya yansıyan tüm maddi hukuka aykırılık iddiaları ile usul hükümlerine uygunluk bakımından ve 5271 sayılı CMK'nın 289. maddesinde yazılı bulunan hukuka kesin aykırılık hâllerinin mevcut olup olmadığı yönlerinden temyiz denetimine geçilmiş; silahlı terör örgütü suçunun özellikleri, FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütünün mahiyeti ve yargı yapılanması, hükme esas alınan bazı delillerin hukuki niteliği hususlarında Ceza Genel Kurulunun 17.03.2021 tarihli ve 495-116 sayılı kararında belirtilen açıklamalara atıfla yetinilmiştir.
Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesi ve Genel Kurulun birçok kararında vurgulandığı üzere;
Örgüt içi hiyerarşide itaat ve teslimiyet katı bir kuraldır. Teslimiyet, hem örgüte hem de liderin emrine ona atfen verilen göreve adanmışlıktır. Örgüt sivil toplumu kendi hâline bırakmayıp kendine hizmet eden bağlı unsurlara dönüştürmektedir. Kadrolaşma yoluyla yargı, ordu, emniyet ve bakanlık birimleri bu gücün denetimine girip örgütsel amaçlar doğrultusunda kullanılabilmektedir.
Örgütün hiyerarşik yapılanmasındaki tabaka sistemi kat sistemine dayanır. Katlar arasında geçişler mümkündür ama dördüncü tabakadan sonrasını önder belirler.
Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere hizmet denen işleri ilk üç katmandakiler yürütmektedir.
Dördüncü Kat, Teftiş Kontrol Tabakası: Bütün hizmeti (legal ve illegal) denetler. Bağlılık ve itaatte dereceye girenler buraya yükselebilir. Bu tabakaya girenler örgüte çocuk yaşta kazandırılanlardan seçilir. Örgüte sonradan katılanlar genellikle bu katta ve daha üst katlarda görev alamazlar.
Beşinci Kat, Organize Eden ve Yürüten Tabaka: Üst düzey gizlilik gerektirir. Birbirlerini çok az tanırlar. Örgüt lideri tarafından atanırlar. Devletteki yapıyı organize edip yürüten tabakadır. Evlililiklerinin örgüt içinden olması zorunludur.
Altıncı Kat, Has Tabaka: Fethullah Gülen ile alt tabakaların irtibatını sağlar. Örgüt içi görev değişiklikleri yapar. Azillere bakar. Örgüt liderince bizzat atanırlar.
Yedinci Kat, Kurmay Tabaka: Örgüt lideri tarafından doğrudan seçilen 17 kişiden oluşan örgütün en seçkin kesimidir.
Yedi katmanın en üstünde "Fethullah Hoca arşı" yer almaktadır. Beşinci, altıncı ve yedinci katmanlar örgütü yöneten katmanlardır. Altıncı ve yedinci katmandakilerin örgütten kopmalarına kesinlikle izin verilmez. Altıncı katmandakiler örgüt liderinin bildiği ve takip ettiği hayati önemi haiz gördükleri hizmetleri yapan kişilerdir. Beşinci katmanda çok ... hâlde örgütten kopma olmuştur. Bu katmanda olup örgütten ayrılanlar takip edilerek etkisiz hâle getirilmiştir. Dördüncü katman örgütü bir arada tutar ve alt katmandakilerin teftiş ve kontrolünü yapar.
Örgütün bütünlüğü üzerinde tek hâkim ve önder Fethullah Gülen olup örgüt içerisinde kainat imamı olarak görülmektedir. Diğer yöneticiler onun verdiği yetkiyle onun adına görev yaparlar. Örgüt yukarıdan aşağıya doğru tekçi (monist) yapıda örgütlenmiştir. Daha önce de ifade edildiği gibi örgütün lideri "kâinat imamı, kutsal insan, mesih, mehdi, hoca efendi" gibi sıfatlarla anılmaktadır. Kâinat imamlığı, örgütün her türlü işiyle ilgilenip üst karar veren temel, ideolojik ve doktriner birimdir. Bütün işler onun t...matıyla yürütülmektedir.
Örgütün mahrem yapılanması ve fa...yetlerinde gizliliğe riayet uluslararası boyuttaki istihbarat örgütleri gibidir. Nitekim, mahrem hizmetler sınıfı oluşturularak Devletin en kritik ve operasyonel birimlerine sızmak suretiyle bu kurumlarda örgüt adına kadrolaşma, abinin veya imamın emrine göre organize hareket edip örgüt amacına yönelik verilen görevleri ifa etmişlerdir.
Mahrem hizmetlerde Fetullah Gülen'den veya örgütün üst yönetim katından gelen t...matları, doğruluğunu veya akla uygunluğunu, dine, hukuka veya ahlaka aykırı olup olmadığını sorgulamadan yerine getirecek "mutlak itaat ve teslimiyet gösteren özel seçilmiş" örgüt mensupları kullanılmaktadır.
Mahrem hizmetlerde istihdam edilecek örgüt mensuplarının; zihin kontrollerinin sağlanması, örgütün değerlerini ölümüne savunması, kör bir itaatkarlığa ulaşması zaman almaktadır. Bu nedenle örgüt, ağacın yaşken eğildiğinin bilincinde olarak, mahrem hizmetlerde ihtiyaç duyduğu tipte insanları, genellikle ortaokul/lise döneminden itibaren kazanmaya çalışmaktadır. Örgüt içinde en önemli iş; bu şahısların bulunması, örgüte kazandırılması, yetiştirilmesi, mahrem hizmetlere yönlendirilmesi ve yerleştirilmesidir.
Örgüt tarafından seçilerek yetiştirilen elemanlar, örgütün hedefleri doğrultusunda kamuda ve özel sektörde istihdam edilmektedir. Kamudaki örgütlenme anlayışı, herhangi bir cemaatin üyelerinin Devlet kademelerinde yer almasının ötesindedir.
Devletin kamu kurumlarına yerleşme, her vatandaşın hakkı olarak görülse ve Fetullah Gülen tarafından bu hak kılıf olarak kullanılmaya çalışılsa da gizlenmeye çalışılan bir gerçek vardır. Bu gerçek; FETÖ/PDY'nin sınav sorularını çalması, kumpas davalarıyla örgüt mensubu olmayanları tasfiye etmesi ve Devlette monopol olmaya çalışması, hizmet asabiyetinin sonucu olarak örgüt mensuplarının hizmet aidiyetini Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından üstün görmesi, sadakatin Devlete değil örgüte sunulması, Devlet hiyerarşisi yerine örgüt hiyerarşisinin konulması, emirlerin sivil örgüt imamlarından alınması gibi birçok somut olayda görülmektedir. Nitekim, örgüt lideri tarafından hizmet insanı "örgüte bağlı kişinin azimli, kararlı, hizmete karşı itaatkar, her şeyin sorumluluğunu alması gereken, darbe yediğinde azmi bozulmayan, yüksek rütbelere geldiğinde kendi rütbesini değil de hizmetin rütbesini ön planda tutan, hizmet içerisinde yapacağı görevlerin zor olabileceğine inanan ve bütün varlığını, canını, sevdiklerini hizmet için feda etmeye hazır olması" şeklinde tanımlanmıştır.
Bu açıklamalar çerçevesinde dosya kapsamındaki sanık savunması, tanık beyanları ile diğer bilgi ve belgelere göre; 1988 yılında hâkim olarak göreve ...layan, 1997 yılı Şubat ayında Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğüne tetkik hâkimi olarak atanan, Bakanlıkta Genel Müdür Yardımcılığı ve Müsteşar Yardımcılığı görevlerinde bulunan, Danıştay üyeliğine seçilip Adalet Akademisi ...kanlığı yapan, 2010 yılındaki HSYK seçimi neticesinde Ekim 2010-Ekim 2014 tarihleri arasında HSYK 3. Daire ...kanlığı ve HSYK ...kan Vekilliği görevlerinde bulunan sanığın; lise yıllarında örgütle irtibat kurarak örgütün kamplarına katılması ve üniversitede evlerinde kalması, bu irtibatını hâkimlik görevi sırasında da örgüte ait evlerdeki sohbet toplantılarına katılarak ve zaman zaman para yardımında bulunarak sürdürmesi, Adalet Bakanlığına tetkik hâkimi olarak atanmasından sonra da örgütsel sohbetlere iştirak etmeye devam etmesi, HSYK üyeliği süresince eski HSYK Genel Sekreteri ... tarafından organize edilen ve örgüt mensubu olduğu belirtilen HSYK üyelerinin katıldığı örgütsel mahiyetteki sohbet toplantılarına iştirak etmesi, gerek Bakanlıktaki gerekse HSYK'daki resmi görevlerinin mahiyeti itibarıyla örgüt mensuplarının yargı teşkilatında kadrolaşmasında katkısının olması, bu katkısının 2010 yılında yapılan seçim sonrasında yeniden yapılandırılan HSYK'nın sekretaryasının oluşturulmasında ve tetkik hâkimleri ile müfettişlerin belirlenmesinde de görülmesi, 24.02.2011'de gerçekleştirilen Yargıtay ve Danıştay üyeliği seçimlerinden önce HSYK Genel Sekreteri ... ile HSYK Üyesi ...'nin evlerinde düzenlenen ve örgüt mensubu olduğu belirtilen HSYK üyelerinin bulunduğu gayriresmi toplantılara katılarak bu toplantılar neticesinde belirlenen büyük çoğunluğu örgüt mensubu hâkim ve savcılardan oluşan listenin Bakanlık ve örgüt mensubu olmayan diğer HSYK üyeleri nezdinde kabul görmesine aracılık etmesi, 21.12.2013 tarihinde Adli Kolluk Yönetmeliğinde yapılan değişikliğe karşıt nitelikte görüşlere yer verilen ve bildiri şeklinde kamuoyuna açıklanan HSYK
Genel Kurulunun 25.12.2013 tarihli ve 1024 sayılı karar metninin hazırlanmasına katkıda bulunması ve Genel Kurul gündemine alıp kabul edildikten sonra yayımlanmasını sağlaması, örgütün yargı eliyle gerçekleştirdiği operasyonları resmi görevinin mahiyeti itibarıyla yakından görmesine ve bu operasyonların amacına vâkıf olmasına rağmen HSYK'da görev yaptığı dönemde alınan kararlarda aşamalardaki ifadelerinde de açıkça belirttiği üzere örgüt mensubu hakim ve savcıları koruma amacıyla lehlerine olacak şekilde diğer örgüt mensubu üyelerle birlikte hareket etmesi ve örgütsel tavırla fa...yet göstermesi, aynı tavır doğrultusunda HSYK'da görev yapan örgüt mensubu tetkik hâkimleri ve müfettişlerin uzaklaştırılması için yapılan toplantılara katılm...ak çoğunluk sağlanamaması suretiyle bu konuda karar alınmasına engel olması şeklinde sübuta eren eylemleriyle silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği anlaşılan ve Genel Kurulun 21.12.2021 tarihli ve 347-653 sayılı kararında belirtilen örgüt yöneticiliğinin kıstaslarına ilişkin açıklamalara göre örgütün hiyerarşik yapılanması itibarıyla 5. katta veya daha üst konumda olmaması ve ayrıca idari ve yargısal konularda karar alınmasında etkin konumda olmakla birlikte örgütün mahrem yargılamasında yer aldığına ilişkin herhangi bir delil bulunmaması nedeniyle örgüt yöneticisi olarak kabul edilmesine imkan bulunmayan sanık hakkında yakalandıktan sonra örgütte kaldığı süreye ve konumuna uygun şekilde örgütün yapısı, fa...yetleri ve mensuplarıyla ilgili verdiği bilgilerin niteliği, faydalılık derecesi, etkin pişmanlıkta bulunduğu aşama ve özü itibarıyla istikrarlı şekilde devam ettirdiği gözetilerek tayin edilen cezada TCK'nın 221/4-2. cümlesi uyarınca yapılan indirim oranı isabetli ise de, temel cezanın belirlenmesinde Anayasa'nın 138/1. maddesi hükmü, TCK'nın 61. maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle 3/1. maddesinde düzenlenen orantılılık ilkesi çerçevesinde, suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçlar, işlendiği zaman ve yer, konusunun önem ve değeri, meydana getirdiği zarar ve tehlikenin ağırlığı ile sanığın kasta dayalı kusurunun ağırlığı, güttüğü amaç ve saik, sanığın örgüt içindeki konumu, kaldığı süre, fa...yetlerinin nitelik, süreklilik ve çeşitliliği gözetilerek işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir cezaya hükmedilmesi gerekirken teşdidin derecesinde yanılgıya düşülerek, üst sınıra daha yakın bir ceza tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde eksik ceza tayin edilmesi isabetli görülmemiştir.
Bu itibarla, sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün temel cezanın belirlenmesinde hakkaniyete uygun şekilde üst sınıra daha yakın bir ceza tayin edilmemesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Ceza Genel Kurulu ...kanı ve 6 Üyesi; sanık hakkında tayin edilen temel cezanın isabetli olduğu gerekçesiyle;
Çoğunluk görüşüne katılmayan 7 Ceza Genel Kurulu Üyesi ise; sanık hakkındaki cezada TCK'nın 221/4-2. cümlesi uyarınca uygulanan indirim oranının isabetli olmadığı,
Düşüncesiyle karşı oy kullanmıştır.
Açıklanan nedenlerle;
1) Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 26.12.2019 tarihli ve 76-170 sayılı; sanık A.. H.. hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün temel ceza belirlenirken üst sınıra daha yakın bir cezaya hükmedilmemesi isabetsizliğinden BOZULMASINA, oy çokluğuyla,
2) Sanık hakkında mevcut adli kontrol tedbirlerinin devamına, oy birliğiyle,
3) Dosyanın, Yargıtay 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet ...savcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 17.05.2022 tarihinde yapılan birinci müzakerede sanığın eylemlerinin silahlı terör örgütüne üye olma suçunu oluşturduğuna oy birliğiyle karar verilmekle birlikte, sanık hakkında temel cezanın isabetli olarak belirlenip belirlenmediği ve etkin pişmanlık uygulanması ile etkin pişmanlık nedeniyle yapılan indirimin isabetli olup olmadığı bakımından yeterli çoğunluk sağlanamadığından 02.06.2022 tarihinde yapılan ikinci müzakerede sanık hakkında temel ceza belirlenirken üst sınıra daha yakın bir cezaya hükmedilmemesinin isabetli olmadığına ve etkin pişmanlık uygulanması ile etkin pişmanlık nedeniyle yapılan indirimin isabetli olduğuna oy çokluğuyla karar verildi.