8. Hukuk Dairesi 2014/13561 E. , 2015/3282 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile dahili davalılar ... ve müşterekleri ile ... aralarındaki davanın kabulüne dair .. Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 08.10.2004 gün ve 875/521 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı H.. H.. vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayanarak , tapulama çalışmalarında kumluk vasfı ile davalı ... adına tespit ve tescil edilen 103 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının tapusunun iptaliyle vekiledenleri adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu 103 parsel 22.12.1978 tarihinde Kumluk vasfı ile "kadimden beri devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğundan" davalı ... adına tespit edilmiş ve tutanağın 08.09.1981 tarihinde kesinleşmesiyle tapuya tescil edilmiştir. Mahkemece, yapılan yargılama sırasında taşınmazın niteliğinin belirlenmesi için hava fotoğraflarından yararlanılmamış, denize yakın bir yerde olduğu saptanmasına rağmen kıyı kenar çizgisi araştırması yapılmamıştır.
Bir arazinin kullanım süresi ve niteliğini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için kadastro tespitinden geriye doğru 20 - 30 yıl öncesine ait en az iki farklı tarihe ait stereoskopik hava fotoğraflarının dosyada yer almış olması gerekir.
Mahkemece yapılacak iş, tespit tarihinden geriye doğru 20-30 yıl öncesine ait (1968-1958 yılları arası) en az iki farklı tarihli hava fotoğraflarının Harita Genel Komutanlığı"ndan; fotoplan fotomerik ve fotoğrametrik paftaların İl Kadastro Müdürlüğü"nden getirtilerek dosyaya eklenmesi, mahallinde yeniden yapılacak keşifte, yerel bilirkişi ve tanıkların HMK"nun 243, 244 ve 259. maddeleri gereğince usule uygun şekilde çağrılması, hava fotoğrafları, fotometrik ve fotoğrametrik paftaların daha önce götürülmeyen jeodezi ve fotoğrametri uzmanı mühendis ile teknik bilirkişiden kurulu heyet aracılığıyla yapılacak keşifte uygulanması, hava fotoğraflarının uzman bilirkişilerce incelenerek
çekildikleri tarihlere göre tesciline karar verilen taşınmazların imar ve ihya edilip edilmedikleri, külltür arazisi haline getirilip getirilmedikleri veya hangi konumda bulundukları hususunda tarafların ve Yargıtay’ın denetimine elverişli ve gerekçeli rapor alınması, topoğrafik haritaya ait bilgilerin rapora aktarılmasının sağlanması, taşınmazın imar ihyaya muhtaç yerlerden olması durumunda hangi tarihler arasında imar ve ihyasının tamamlandığı, tarımsal amaçlı zilyetliğin başladığı tarih ve zilyetliğin kim tarafından ne şekilde sürdürüldüğü yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulması, beyanlar arasında çelişki bulunduğu takdirde HMK"nun 261. maddesi gereğince giderilmeye çalışılması, HMK"nun 290/2. maddesi gereğince birlikte keşfe götürülecek uzman bir fotoğrafçı aracılığıyla taşınmaz ve çevresinin yakın plan panoramik fotoğraflarının çektirilerek, Mahkemece onaylandıktan sonra dosya arasına konulması ve aynı keşfe iştirak edecek 3 kişilik jeolog bilirkişi vasıtası ile 28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği üzere, taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde bulunup bulunmadığı, kıyı kenar çizgisi dışında ise hemen bitişikte bulunan kum tepesinin devamı niteliğinde olup olmadığı ve oluşumunda doğal kuvvetler dışında bir dış etkinin varlığı hususlarında ayrıntılı rapor temin edildikten sonra toplanan delillerin sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Davalı ... vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK"nun 428. maddesi hükmü uyarınca BOZULMASINA ve taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 09.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.