Özet:

Sanık bir sigorta acentesi yetkilisi olarak, acentenin müşterilerden tahsil ettiği primlerin, vergiler ve komisyon düşüldükten sonra katılan şirkete iade edilmesi gerektiği halde, 252.278.14 TL parayı şirkete iade etmeyip kendinde tuttuğu iddiasıyla hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçuyla suçlandı. Ancak mahkeme, sanığın 1989-2008 yılları arasında, acentenin yaptığı işlemlerde müşterilerden tahsil edilen primleri şirkete tevdi etmeden kendinde tuttuğunu belirlediği ve bu davranışının nitelikli güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğuna karar vermediği için, sanığı beraat ettirdi. Kararda, katılan vekilinin temyiz itirazlarının kabul edilerek hükmün bozulduğu, bu nedenle 5320 sayılı Kanun'a göre uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca bozulduğu belirtildi.
Kanun maddeleri detaylı olarak şunlardır:
- Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçu: Türk Ceza Kanunu'nun 155. maddesinde tanımlanmıştır. Bir kamu kurumunda veya özel bir şirkette görev yapan kişinin, kendisine güvenilerek verilen görev ve yetkileri kötüye kullanarak, haksız bir kazanca veya başka bir yarara sahip olması durumunda işlenen suçtur.
- Nitelikli hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçu: Türk Ceza Kanunu'nun 156. maddesinde tanımlanmıştır. Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun, belirli koşulların varlığı halinde, nitelikli hale gelmesidir. Örneğin, suçun işlenmesi sonucunda kamuya veya özel bir şirkete ağır zarar verilmesi, mal veya hizmetlerin kalitesinde ciddi bir düşüşe neden olunması, çok sayıda insan