Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; davalılar murisinin Akaryakıt Gümrük Müdürlüğü personeli olarak çalıştığını, inceleme raporunda sosyal yardım ödemeleri sırasında verginin yanlış hesaplanması nedeniyle davalıların murislerinden 2007-2008 yıllarında toplam 3.840,20 TL eksik gelir vergisi kesintisi yapıldığının tespit edildiğini, yapılan ihtara rağmen borcun ödenmediğini, davalıların belirtilen miktarda sebepsiz olarak zenginleştiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 3.800,40 TL alacağın idarece ihtarın tebliğ edildiği 20/03/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar; cevap vermemiştir. Mahkemece; davalılar murisine yapılan fazla ödemenin davalılar murisinin gerçek dışı beyanına, hilesine veya memurun kendi hatasından kaynaklanan nedenlere bağlı olmadığı gibi davaya konu yapılan alacağın 60 günlük idari dava açma süresi içinde de idare mahkemesinde de dava konusu yapıldığı, davalılar murisinin hazine zararının oluşmasında bir kusur veya ihmalinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu fazla ödemenin, idarenin bir şart tasarrufuna dayanmadığı, salt hatalı ödemeden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. TBK. m.77/1"e göre; zenginleşen başkasının malvarlığından veya emeğinden haklı bir sebep olmaksızın elde ettiği zenginleşmeyi geri vermek zorundadır. Geri verme borcunun konusu ve kapsamı; TBK. m. 79 ve 80"de "aynen geri verme ilkesi"ne göre düzenlenmiştir. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır. Borç olmayanı rızası ile ödeyen kimse yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir. Yanlışlık eda ile ilgili olup, edada bulunanda bağışlama irade ve arzusunun bulunmadığını gösteren bir yanılmadır. HGK"nun 05.12.1984 tarih ve 1982/13-387 E.-1984/997 K.sayılı kararı ile herhangi bir salt tasarrufa dayanmayan salt hatalı ödemenin idare tarafından BK"nun sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri istenebileceği açıklanmıştır. Öyle ise, mahkemece; bu ilkeler uyarınca, ödemenin şart tasarrufa dayanmadığı gözönüne alınarak, davacının davaya konu eksik vergi kesintisi nedeniyle davalıya yaptığı fazla ödeme miktarın talep edilebileceği belirlenmekle hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme sonucu davanın reddine ilişkin karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.