Esas No: 2017/2909
Karar No: 2022/2450
Karar Tarihi: 27.04.2022
Danıştay 10. Daire 2017/2909 Esas 2022/2450 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2017/2909 E. , 2022/2450 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2017/2909
Karar No : 2022/2450
TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1) ...
2) ... ve ...'a velayeten, kendilerine asaleten ...ve ...
VEKİLLERİ : Av. ...
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ...Bakanlığı / ...
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : (Kapatılan) Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ...Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
DAVA_KONUSU_İSTEM : Davacılar tarafından, yakınları ...'un Erzurum Hava Meydan Komutanlığı İstihkam Bölük Komutanlığı emrinde askerlik hizmetini yerine getirmekte iken 07/06/2014 tarihinde ası ile intihar suretiyle hayatını kaybetmesinde davalı idarenin sorumluluğu bulunduğu ileri sürülerek davacılardan baba ...için 5.000,00 TL (miktar artırım dilekçesiyle 17.602,00 TL) maddi, 10.000,00 TL manevi, anne ...için 5.000,00 TL (miktar artırım dilekçesiyle 14.691,00 TL) maddi, 10.000,00 TL manevi, kardeşler ..., ...ve ...için ayrı ayrı 5.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: (Kapatılan) Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ...Dairesince; davacılar yakınının intihar etmesine direkt olarak sebep teşkil edebilecek herhangi bir durum olmasa da, müteveffanın cep telefonunda ele geçen mesajlar dikkate alındığında müteveffanın birlik komutanlarıyla problem yaşadığı, olaydan önceki gün birlik astsubayı tarafından sözlü ikaza ve kötü muameleye tabi tutulan müteveffanın zaten içinde bulunduğu (kız arkadaşıyla tartışmış olması vs.) olumsuz ruh halinin daha da bozulduğu, bu suretle davalı idare ajanlarının az da olsa bu olayda ihmal ve kusurlarının bulunduğu, ayrıca askerlik hizmeti yükümlülüğünü yerine getirmekte olan kişilerin idarenin gözetim ve sorumluluğu altında bulunduğu, idarenin bu kişilerin fiziksel ve ruhsal sağlıklarının korunması için gerekli tüm tedbirleri almakla yükümlü olduğu, keza, bu kişilerin ölüm olaylarının hukuksal açıdan değerlendirilmesinde askerlik hizmetinin getirdiği özel şartların dikkate alınmasının adaletin tecellisi için zorunluluk arz ettiği, askerlik hizmeti yükümlülüğünü yerine getirmek üzere sevdiklerinden, yakınlarından, alıştıkları ortamlardan uzun bir süre için ayrılan, alışılması çok da kolay olmayan, kişiyi madden ve manen zorlayıcı mahiyette yaşam ve görev şartlarına tabi tutulan, sivil yaşamında hiç karşılaşmadığı yapıda insanlarla aynı ortamları paylaşmak ve muhatap olmak zorunda kalan personelin stres altında kalmasının mümkün olduğu, tüm bu hususlar birlikte göz önüne alındığında davalı idarenin hizmet kusuru içinde olmakla birlikte, ölüm olayının müteveffanın kendi eylemi sonucu olması nedeniyle müteveffanın da ağır müterafik kusurunun bulunduğu, davacıların zararlarının bu husus göz önüne alınarak karşılanması gerektiği gerekçesiyle davacıların maddi zararının tespiti için yaptırılan ve müteveffanın %50 müterafik kusuru bulunduğu kabulüne dayanan bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen rapor ile davacıların miktar artırım dilekçesi dikkate alınmak suretiyle davanın kabulü ile davacılardan ...için 17.602,00 TL, ...için 14.691,00 TL maddi tazminat ile davacıların yakınlarını kaybetmeleri nedeniyle duydukları ve ömür boyu duyacakları acı ve ıstırabı kısmen de olsa karşılayabilmek amacıyla, olayın meydana geliş şekli, tarihi, müteveffanın askerlik statüsü, davacıların sosyal durumları, paranın alım gücü ve müteveffanın ağır müterafik kusuru dikkate alınarak davacılardan ...ve ...için ayrı ayrı 10.000,00 TL, ..., ...ve ...için ayrı ayrı 5.000,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davacılar tarafından, dava dilekçesinde ve miktar artırım dilekçesinde yer alan tazminat tutarına ilişkin olarak olay tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine ilişkin istemlerinin Mahkeme kararında karşılanmadığı ileri sürülmektedir.
Davalı idare tarafından, davacıların yakınının ölüm olayıyla ilgili olarak Askeri Savcılıkça yapılan kovuşturma neticesinde kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verildiği, dava konusu olayın gerçekleşmesinde idareye atfedilebilir herhangi bir hizmet kusuru bulunmadığı, Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.
TARAFLARIN SAVUNMALARI :
Davacılar tarafından, davalı idarenin temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği savunulmaktadır.
Davalı idare tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Mahkeme kararının davanın, manevi tazminat isteminin kabulüne ilişkin kısmının onanması, maddi tazminat isteminin kabulüne ilişkin kısmının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 1. maddesi hükmü gereğince, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nin kapatılmasıyla Danıştay'a ve idare mahkemelerine gönderilen dosyalara ilişkin uyuşmazlıkların çözümünün, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'na tabi olması nedeniyle işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY:
Dava, davacıların yakınları ......'un Erzurum Hava Meydan Komutanlığı İstihkam Bölük Komutanlığı emrinde askerlik hizmetini yerine getirmekte iken 07/06/2014 tarihinde ası ile intihar etmek suretiyle hayatını kaybetmesinde davalı idarenin sorumluluğu bulunduğu ileri sürülerek davacılardan ...için 5.000,00 TL (miktar artırım dilekçesiyle 17.602,00 TL) maddi, 10.000,00 TL manevi, ...için 5.000,00 TL (miktar artırım dilekçesiyle 14.691,00 TL) maddi, 10.000,00 TL manevi, ..., ...ve ...için ayrı ayrı 5.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
27/04/2017 tarihinde yürürlüğe giren 6771 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile Anayasa'ya eklenen Geçici 21. maddenin (E) bendi hükmüyle, askeri yargı kaldırılmış ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde görülmekte olan dosyalardan, kanun yolu incelemesi aşamasında olanların Danıştay'a, diğer dosyaların ise görevli ve yetkili idari yargı mercilerine bu Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten itibaren dört ay içinde gönderileceği hükme bağlanmıştır.
Anayasanın 121. maddesi ile 25/10/1983 tarihli ve 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanunu'nun 4. maddesine göre, Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulunca 15/08/2017 tarihinde kararlaştırılan ve 25/08/2017 tarih ve 30165 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 694 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 36. maddesi ile 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu'na eklenen ve 7078 sayılı Kanun'un 34. maddesi ile kabul edilen Geçici 45. maddede ise; kaldırılan askeri yargı mercilerinde görülmekte olan, tebliğde ve infaz aşamasında bulunanlar ile bu mercilerin arşivlerinde bulunan işi bitmemiş dosyalardan Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde kanun yolu incelemesinde olanların Danıştaya, diğerlerinin ise Ankara İdare Mahkemelerine gönderileceği kurala bağlanmıştır.
Uyuşmazlığa ilişkin olarak, "usul kurallarının derhal uygulanırlığı ilkesi" gereğince dava dosyalarının devrini müteakip uyuşmazlığın çözümünde 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu hükümlerinin uygulanacağı hususunda bir duraksama bulunmamaktadır.
Anayasanın "Siyasi Haklar ve Ödevler" bölümünde yer alan "Vatan hizmeti" başlıklı 72. maddesinde; vatan hizmetinin, her Türk'ün hakkı ve ödevi olduğu, bu hizmetin Silahlı Kuvvetlerde veya kamu kesiminde ne şekilde yerine getirileceği veya getirilmiş sayılacağının kanunla düzenleneceği hüküm altına alınmıştır.
Yine Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmıştır.
İdarenin hukuki sorumluluğundan söz edebilmek için; ortada bir zararın bulunması, zarara sebebiyet veren işlem veya eylemin idareye yüklenebilir nitelikte olması ve zarar ile eylem arasında uygun illiyet bağının bulunması şartları aranmaktadır. Bu şartlardan birinin yokluğu, kural olarak idarenin sorumluluğunu ortadan kaldırır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
A) Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kararının, Davacıların Manevi Tazminat İsteminin Kabulüne İlişkin Kısmının İncelenmesi:
Mahkemelerin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Dava konusu olayda, askerlik hizmeti yükümlülüğünü yerine getirmekte iken özel ve aile hayatında yaşadığı birtakım süre gelen problemlere ek olarak askerlik hizmetinin getirdiği alışılması çok kolay olmayan, kişiyi madden ve manen zorlayıcı nitelikteki yaşam ve görev şartlarına tabi tutulan davacının girdiği bunalım neticesinde intihar etmek suretiyle hayatını kaybetmesinde idari hizmetle doğrudan bir illiyet bağı kurulamasa da, Anayasanın 72. maddesinde de belirtildiği üzere, askerlik hizmetinin bir ödev olmasının yanı sıra aynı zamanda da bir hak olması, davacılar yakınının hayatını bu ödevin ifası sırasında kaybetmiş olması dikkate alınarak yakınlarını genç yaşta kaybeden davacılara manevi tazminat verilmesi uygun ve yerinde olacaktır.
Bu itibarla, temyizen incelenen kararın davanın manevi tazminat isteminin kabulüne ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın manevi tazminata ilişkin kısımının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
B) Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kararının, Davacıların Maddi Tazminat İsteminin Kabulüne İlişkin Kısmının İncelenmesi:
Dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelerden, davacılar yakını müteveffa ...'un hayatına son vermesine sebep oluşturabilecek idari bir işlem veya eylemin bulunmadığı, Askeri Savcılık tarafından da olayın meydana gelmesinde başkaca bir kimsenin azmettirmesi, kararını kuvvetlendirmesi, iknası, yardımı, kusuru ya da ihmali bulunmadığı belirtilerek kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği anlaşıldığından, davacıların yakınının hayatını kaybetmesi ile idari faaliyet arasında uygun nedensellik bağı bulunmadığı sonucuna ulaşılmaktadır. Buna göre, Mahkemece davacıların maddi tazminat istemlerinin reddine karar verilmesi gerektiği halde, kabulü yolunda verilen kararda hukuki isabet bulunmamaktadır.
C) Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kararının, Faiz Başlangıç Tarihine İlişkin Kısmının İncelenmesi :
Faiz; en basit biçimiyle, idarenin tazmin borcu bağlamında; kişilerin, idarenin eylem ve/veya işlemlerinden dolayı uğradıkları zararların giderilmesi istemiyle başvurmalarına karşın, idarenin zararı kendiliğinden ödemeyip, yargı kararıyla tazminata mahkûm edilmesi sonucunda, idarenin temerrüde düştüğü tarihten tazminatı ödediği tarihe kadar geçen süre için 3095 sayılı Kanuna göre hesaplanacak tutarı ifade etmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun, uyuşmazlık bakımından ön karar başvurusunda bulunulduğu tarihteki haliyle 13. maddesinde, idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gerektiği; bu isteklerinin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren dava süresi içinde dava açılabileceği kuralı yer almaktadır.
Anılan maddede, idari eylemler nedeniyle uğranılan zararın tazmini için idareye başvuruda bulunulmasının, dava ön şartı olarak öngörülmesi ve zararın idare tarafından en erken bu tarihte sulhen ödenebilecek olması nedeniyle yargı yerince hükmedilecek tazminat miktarına, ön karar için idareye yapılan başvuru tarihi itibarıyla yasal faiz uygulanması, Danıştay'ın yerleşik içtihatlarıyla kabul edilmiştir.
Bakılmakta olan davada da, Danıştay'ın yerleşik içtihatlarında yer aldığı üzere, hükmedilen manevi tazminata dava ve miktar artırım dilekçesindeki talep de gözetilerek yasal faiz işletilmesi ve faizin başlangıç tarihine, davalı idarenin temerrüde düştüğü, dolayısıyla davacıların idareye başvurdukları tarihin esas alınması gerekirken, faize ilişkin hüküm kurulmamasında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
2. Temyize konu (Kapatılan) Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ...Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...(...İdare Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...) sayılı kararının manevi tazminatın kabulüne ilişkin kısımının ONANMASINA, maddi tazminatın kabulüne ilişkin kısmı ile faiz istemine yönelik hüküm kurulmamasına ilişkin kısmının BOZULMASINA,
3. Bozulan kısımlar hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın, davanın görüm ve çözümünde yetkili olan ...İDARE MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE; kararın .... İdare Mahkemesine ve taraflara bildirilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/04/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.